KISA ÜRÜN BİLGİSİ - LODOZ 2.5MG/6.25MG FILM TABLET
1. beşeri̇ tibbi̇ ürünün adi
1. beşeri̇ tibbi̇ ürünün adiLODOZ 2.5 mg/6.25 mg film tablet
2. KALIT ATIF VE KANTİTATİF BİLEŞİM
Her bir film kaplı tablette;
Bisoprolol hemifumarat..................2.5 mg
Hidroklorotiyazid....................6.25 mg
Yardımcı maddeler için Bölüm 6.1’e bakınız.
3. farmasöti̇k form
Film tablet
Bir yüzünde “kalp şekli”, diğer yüzünde “2.5” yazısı bulunan sarı renkli, yuvarlak, bikonveks tabletler.
4. kli̇ni̇k özelli̇kler
4.1. terapötik endikasyonlar
Hipertansiyon tedavisinde endikedir.
4.2. pozoloji ve uygulama şekliönerilen lodoz 2.5mg/6.25mg dozu, günde bir tablettir.
Klinik olarak başlangıç dozu günde bir defa uygulanan 2.5 mg bisoprolol/6.25 mg hidroklorotiyazid’dir.
LODOZ ile tedavi genellikle uzun sürelidir.
Tedavi sonlandınlacağı zaman, bisoprolol tedavisinin kademeli olarak sonlandınlması önerilir. Bisoprolol’ün ani kesilmesi, özellikle iskemik kalp hastalarında, hastanın durumunun akut olarak bozulmasına yol açabilir.
Ağızdan kullanım içindir.
LODOZ sabah kahvaltıdan önce, kahvaltı ile beraber ya da kahvaltıdan sonra alınmalıdır. Film kaph tablet bir miktar sıvı ile yutulmak ve çiğnenmemelidir.
Böbrek/Karaciğer yetmezliği: Hafif-orta şiddetteki karaciğer veya böbrek yetersizliği olan hastalarda (kreatinin klerensi > 30 ml/dakika) dozaj ayarlanmasına ihtiyaç yoktur (Bkz. Bölüm 4.4. Özel kullanım uyarılan ve önlemleri).
Pediyatrik popülasyon: LODOZ 'un çocuklardaki güvenliliği ve etkinliği gösterilmemiştir. Bu nedenle çocuklarda kullanımı önerilmemektedir.
Geriyatrik popülasyon: Bu popülasyonda, doz ayarlamasına gerek yoktur (Bkz. Bölüm 4.4. Özel kullanım uyanlan ve önlemleri).
4.3. kontrendikasyonlar
4.3. kontrendikasyonlarLODOZ, bisoprolol, hidroklorotiyazid, diğer tiyazidler, sülfonamidler veya yardımcı maddelerden (Bkz.: Bölüm 6.1) herhangi birine aşın duyarlığı olan hastalarda kontrendikedir:
Bisoprolol
Bisoprolol aşağıdaki durumlarda kontrendikedir:
Şiddetli astım ya da şiddetli kronik obstrüktif akciğer hastalığı, Akut kalp yetmezliği ya da intravenöz inotropik tedavi gerektiren dekompanse kalp yetmezliği ataklan sırasında, Kardiyojenik şok, İkinci ya da üçüncü derece atrio-ventriküler blok (pacemaker/kalp pili kullanımı olmaksızın), Hasta sinüs sendromu, Sinoatriyel blok, Semptomatik bradikardi, Raynaud sendromunun ağır formlan ve şiddetli oklüzif periferik arter hastahklan, Tedavi edilmeyen Feokromositoma (Bkz.: Bölüm 4.4), Metabolik asidoz, Sultoprid ile birlikte kullanımı da kontrendikedir.Hidroklorotiyazid
Hidroklorotiyazid aşağıdaki durumlarda kontrendikedir:
İleri derecede böbrek yetmezliği (Kreatinin klerensi <30 mL/dak), İleri derecede karaciğer yetmezliği, Refrakter hipokalemi.4.4. Özel kullanım uyarılan ve önlemleri
4.4. Özel kullanım uyarılan ve önlemleriUyanlar
Bisoprolol
Anjinah ve iskemik kalp hastalığı olanlarda tedavi aniden kesilmemelidir. Tedavinin birden kesilmesi ciddi ritm bozukluğu, miyokard enfarktüsü ya da ani ölüme yol açabileceğinden doz kademeli olarak azaltılmalıdır.
Hidroklorotiyazid
Karaciğer hastalarında tiyazid grubu diüretikler ve benzer ilaçlar hepatik ensefalopatiyi tetikleyebilir. Bu durum görülürse, diüretik tedavisi derhal sonlandınlmalıdır.
LODOZ emziren annelere verilmemelidir (Bkz.: Bölüm 4.6)
Kullanım Önlemleri
Bisoprolol
Astma ve Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı
Beta-blokörler, ancak hafif astım ya da KOAH durumlarında kullanılabilirler. Bu durumda, betal -seçici adrenoseptör bloke edici bir ajan kullanılmalı ve beta-blokörün başlangıç dozu düşük tutulmalıdır. Tedaviye başlamadan önce akciğer fonksiyon testlerinin uygulanması önerilir. Semptomatik hastalarda eş zamanlı bronkodilatör tedavi önerilir. Çok nadir olarak astım ve KOAH hastalarında havayolu direncinde artış ortaya çıkabilir ve bu da beta-2 uyarıcıların dozunun yükseltilmesini gerektirebilir.
Kalp yetmezliği
Tedaviyle kontrol edilen kalp yetmezliği olan hastalarda ve beta bloker tedavisinin gerekli olduğu durumlarda, bisoprolol tedavisine düşük dozda başlanmalı ve kademeli olarak arttırılmalıdır, uygulama sırasında hasta yakından izlenmelidir.
Birinci derece A V blok
Negatif dromotropik etkilerinden dolayı, beta-blokörler birinci derece AV blokta dikkatle kullanılmalıdır.
Prinzmetal anjina
Prinzmetal anjinası olan hastalarda beta-blokörler vazospastik atak sayısını ve süresini arttırabilir. Hafif ya da miks Prinzmetal anjina olgularında, betal-seçici bir beta-blokör, bir vazodilatör ile birlikte kullanılabilir,
Oklüzif periferik arter hastalıkları
Beta-blokörler, oklüzif periferik arter hastalığının ya da Raynaud sendromımun belirtilerini şiddetlendirebilir. Bu tip hastalarda betal-seçici bir beta-blokör tercih edilebilir.
Feokromositoma
Feokromositomalı hastalarda alfa-reseptör blokajı başlanmadan, LODOZ, uygulanmamalıdır. Kan basıncı yakından izlenmelidir.
Geriyatrik hastalar
Normalde doz ayarlamasına gerek yoktur. Ancak, yaşh hastalar yakından izlenmelidir (Bkz.: Sıvı ve elektrolit dengesi).
Diyabetik hastalar
Diyabetik hastalar hipoglisemi ataklan riskinden haberdar olmalıdır ve tedavinin başlangıcında evde glukoz takibi daha sık yapılmalıdır. Hipogliseminin özellikle taşikardi, palpitasyon ya da terleme gibi uyancı belirtileri maskelenebilir.
Psoriyazis
Beta-blokörlerin psoriyazisi kötüleştirdiğine dair bildirimler mevcuttur; bu nedenle, psoriyazisli hastalarda bisoprolol ancak kesin olarak gerekiyorsa kullanılmalıdır.
Aşırı duyarlılık reaksiyonları
Herhangi bir ajana karşı aşın anafilaktik reaksiyon riski olan hastalarda, özellikle iyot içeren kontrast maddeler kullanılırken (Bkz.: Bölüm 4.5) ya da özgün immünoterapi sırasında (desensitizasyon), betablokörler anafilaktik reaksiyonu artırabilir ve aşın duyarlılık reaksiyonlarında tedavi için kullanılan normal epinefrin dozlarına yanıtsızlığa yol açabilirler.
Genel anestezi
Genel anestezi uygulanacak hastalarda beta-blokaj, indüksiyon, entubasyon ve ameliyat sonrası dönemde aritmi ve miyokard iskemisi sıklığını azaltır. Beta-blokajın ameliyattan sonra da sürdürülmesi önerilmektedir, bradiaritmi, refleks taşikardinin hafiflemesi ve kan kaybına karşı gelişen refleks taşikardi yeteneğinde azalmaya yol açabilecek ilaç etkileşim potansiyeli nedeni ile anestezist beta-blokajdan haberdar olmalıdır. Eğer beta-blokajın ameliyattan önce kesilmesinin gerektiği düşünülüyorsa, bu kademeli olarak yapılmalı ve anesteziden yaklaşık 48 saat önce tamamlanmalıdır.
Tirotoksikoz
Betablokörler hipertroidizmin kardiyovasküler bulgularını maskeleyebilir.
Yarışan sporcular
Yanşan sporcular bu ilacın doping testlerinde pozitif sonuç verebilecek bir ajan içerdiğinden haberdar olmalıdır.
Sıkı perhiz
Sıkı perhiz uygulayan hastalarda LODOZ dikkatle kullanılmalıdır.
Verapamil, diltiazem ya da bepridil ile kombinasyonu
Bu tip kombinasyonlar, özellikle yaşlılarda ve tedavinin başlangıcında klinik olarak ve EKG ile yakından takibi gerektirir (Bkz.: Bölüm 4.5).
Hidroklorotiyazid
Sıvı ve elektrolit dengesi
LODOZ ile uzun süreli tedavi sırasında serum elektrolitlerinin (özellikle potasyum, sodyum, kalsiyum), kreatinin ve ürenin, serum lipidlerinin (kolesterol ve trigliserid), ürik asidin ve kan şekerinin periyodik olarak izlenmesi önerilir.
Hidroklorotiyazidin uzun süreli, kesintisiz uygulanması sıvı ve elektrolit dengesizliklerine, özellikle hipokalemi ve hiponatremiye ve ayrıca hipomagnezemi, hipokloremi ve hipokalsemiye yol açabilir.
Plazma sodyumu
Plazma sodyumu tedavi öncesi ve tedavi sırasında aralıklı olarak ölçülmelidir. Her türlü diüretik tedavisi hiponatremiye ve bazı olgularda ciddi sonuçlara yol açabilir.
Hiponatremi başlangıçta belirti vermeyebileceğinden periyodik izleme zorunludur ve yaşlı hastalar ile siroz hastalan gibi yüksek riskli gruplarda daha sık yapılmalıdır.
Plazma potasyumu
Hipokalemiye yol açan potasyum kaybı tiyazid diüretikleri ve ilgili ilaçlarla bağlantılı en önemli risktir.
Yaşlılar ve/veya beslenme bozukluğu olanlar ve/veya birden çok ilaç kullanan hastalar ve hipokaleminin dijital glikozidlerin toksisitesini ve kardiyak aritmi riskini artırdığı koroner arter hastalığı ya da kalp yetmezliği olan hastalar gibi bazı yüksek riskli gruplarda; hipokalemi riskine karşı (< 3,5 mmol/L) tedbirli davranılmahdır.
Ayrıca, konjenital ya da iyatrojenik uzun QT sendromu hastalan da risk altındadır. Hipokalemi (ve aynı zamanda bradikardi) şiddetli aritmilerin ortaya çıkmasına özellikle de ölümle sonuçlanabilecek “torsades de pointes” tarzı aritmilere yol açabilir.
Yukanda söz edilen tüm hasta gruplannda tedavinin başlandığı haftadan itibaren plazma potasyum takibi daha sık yapılmalıdır.
Plazma kalsiyumu
Tiyazid grubu diüretikler ve ilişkili ilaçlar idrarla kalsiyum atılımım azaltarak, hafif, geçici hiperkalsemiye yol açabilirler. Belirgin hiperkalsemi teşhis edilmemiş hiperparatroidizm ile bağlantılı olabilir. Paratroid fonksiyon testleri uygulanmadan önce tedaviye ara verilmelidir.
Lityumla kombinasyon
Diüretikten dolayı bu kombinasyondan kaçınılmalıdır (Bkz.: Bölüm 4.5).
Kan şekeri
Diyabetiklerde, özellikle de hipokalemi varlığında, kan şekeri izlenmelidir.
Ürik asit
Hiperürisemili hastalarda gut atağı riski artabilir. Dozaj ürik asit plazma konsantrasyonuna göre ayarlanmalıdır.
Böbrek fonksiyonu ve diüretikler
Tiyazid diüretiklerden tam olarak yarar sağlanabilmesi için böbrek fonksiyonlarının normal ya da normale yakın olması gerekir (erişkinlerde serum kreatinini < 25 mg/1 ya da 220 pmol/1).
Serum kreatinini Crockroft formülü gibi bir yöntemle yaşa, ağırlığa ve cinsiyete göre uyarlanmalıdır.
KrKle = (140-yaş) x (ağırhk/0.814) x serum kreatinini (formülde yaş yıl olarak, ağırlık kg olarak ve serum kreatinini pmol/1 olarak kullanılmalıdır).
Yukarıdaki formül yaşlı erkekler için kreatin klerensini vermekte olup, yaşlı kadınlar için 0.85 ile çarpılmahdır.
Tedavi başlangıcında diüretiğe bağlı su ve tuz kaybı glomerüler filtrasyonu azaltarak kan üre nitrojeninde ve serum kreatininde artışa yol açabilir.
Bu geçici böbrek fonksiyon bozukluğu böbrek fonksiyonu normal hastalarda önemli değilse de daha önceden varolan böbrek fonksiyon bozukluğunu ağırlaştırabilir.
Diğer antihipertansif ilaçlar ile kombinasyon
Başka bir antihipertansif ile birlikte kullanılması durumunda en azından tedavinin ilk zamanlarında ilaç dozunun azaltılması gerekmektedir.
Fotosensitivite
Nadir olarak tiyazid diüretiklerle fotosensitivite reaksiyonları bildirilmiştir (Bkz.: Bölüm 4.8). Eğer tedavi sırasında fotosensitivite reaksiyonu ortaya çıkarsa, tedavinin sonlandınlması önerilir. Eğer tedavinin yeniden başlatılması gerekirse hastanın güneş ya da yapay UVA ışınlarından korunması önerilir.
Yarışan sporcular
Yanşan sporcular bu ilacın doping testlerinde pozitif sonuç verebilecek bir ajan içerdiğinden haberdar olmalıdır.
4.5. diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
Bisoprolol ile bağlantılı
Kontrendike olan kombinasyonlar:
Sultoprid
Ventriküler aritmi riskinde özellikle de “torsades de pointes” de artış (Bkz.: 4.3).
Önerilmeyen kombinasyonlar:
Verapamil, diltiazem
Bradikardi riski, kalbin kontraktibilitesi ve atriyo-ventriküler ileti üzerinde negatif etki.
Bu tip kombinasyonlar, özellikle yaşlılarda ve tedavinin başlangıcında klinik olarak ve EKG ile yakından takibi gerektirir (Bkz.: 4.4).
Bepridil
Bradikardi riski, kalbin kontraktibilitesi ve atriyoventriküler ileti üzerinde negatif etki.
Ventriküler aritmi özellikle de torsades de pointes de artış.
Bu tip kombinasyonlar, özellikle yaşlılarda ve tedavinin başlangıcında klinik olarak ve EKG ile yakından takibi gerektirir (Bkz.: 4.4).
Kullanımda özel dikkat gerektiren kombinasyonlar:
Santral etkili antihipertansifler (ör.: klonidin, metildopa, moksonidin, rilmenidin)
Santral etkili antihipertansifler ile bisoprololün eş zamanlı kullanımı, santral sempatik tonusda daha fazla düşüşe ve böylece kalp hızı ve kardiyak çıktıda daha fazla azalmaya ve vazodilatasyon /hipotansiyona yol açabilir.
Santral etkili antihipertansiflerin ani kesilmesi, özellikle de beta-blokör kesilmeden önce yapılırsa “rebound hipertansiyon” riskini artırabilir.. Bu nedenle santral etkili antihipertansiflerin aniden kesilmesinden kaçınılmalıdır.
Propafenon, sibenzolin, flekainid
Bradikardi riski, kalbin kontraktibilitesi ve aurikulo-ventriküler ileti üzerinde negatif etki.
Eğer mümkünse klinik olarak ve EKG ile yakından takip gereklidir.
Lidokain
Beta-blokör ajanların hepatik kan akımım azaltmasına bağlı olarak lidokain klerensinde azalma sonucu, lidokain plazma düzeylerinde artış ve nörolojik ve kardiyak yan etki olasılığında artış.
Eğer mümkünse klinik ve biyolojik olarak ve EKG ile yakından takip gerekir ve gerekirse lidokain dozu ayarlanmalıdır.
Antidiyabetikler (insülin, sulfonilüreler, glinidler)
Tüm beta-blokör ajanlar hipogliseminin özellikle taşikardi ve palpitasyon gibi uyarıcı belirtilerini maskeleyebilir. Özellikle tedavinin başlangıcında hasta uyarılmalı ve kan glukozunun kendi kendine izlenmesinin sıklığı artırılmalıdır.
Diğer bradikardi yapıcı ajanlar (antıkolinestcrazlar, dijital glikozidler, meflokuin…) Bradikardi riskinde artış.
Düzenli olarak klinik takip yapılmalıdır.
Dihidropiridin grubu kalsiyum kanal blokörleri (ör.: nifedipin, amlodipin)
Eş zamanlı kullanım hipotansiyon riskini artırabilir, ayrıca kalp yetmezliği olan hastalarda ventriküler pompa fonksiyonunun kötüleşmesi riski göz ardı edilemez.
Topikal beta-blokörler (örneğin glokom tedavisinde kullanılan göz damlaları) Bisoprololün sistemik etkilerini arttırabilirler.
Hidroklorotiyazid ile bağlantılı
Önerilmeyen kombinasyonlar:
Lityum
Düşük sodyum diyetinde olduğu gibi (lityumun idrarla atılımında azalma sonucu) serum lityum düzeylerinde artış ve aşın doz belirtileri. Eğer bu kombinasyonun verilmesi kaçınılmaz ise serum lityumunun yakından izlenmesi ve doz ayarlanması gerekmektedir.
Kullanımda özel dikkat gerektiren kombinasyonlar:
NSAİİ (sistemik), anti-inflamatuvar dozlarda asetilsalisilik asit
Dehidrate olmuş hastalarda akut renal yetmezlik (NSAİİ'lar prostaglandinlerin vazodilatatör etkilerinin inhibisyonu sonucu glomerüler kan akımında azalmaya yol açarlar).
Tedavinin başlangıcında hastanın hidrasyonu sağlanmalı ve böbrek fonksiyonu izlenmelidir.
Potasyum tutucu diüretikler
Olasılıkla yararlı olabilecek bu tip bir kombinasyon hipo ya da hiperkalemiyi önlemez; hiperkalemi diyabet ya da böbrek bozukluğunda daha sık görülür.
Kalemi izlenmelidir, eğer mümkünse EKG ile de izlenmelidir. Tedavi yeniden değerlendirilebilir.
Hipokalemik ilaçlar (IV Amfoterisin, sistemik kortikosteroidler, tetrakosaktid, stimülan laksatifler) Hipokalemi riskinde artış.
Serum potasyumu kontrol edilir ve gerekirse düzeltilir. Bu durum özellikle dijitalis glikozitlerinin tedavisinde eş zamanlı kullanım önemlidir. Nonstimülan laksatifler kullanılır.
Anjiyotensin-dönüştürücü enzim inhibitörleri (ADEİ),
Anjiyotensin II reseptör antagonistleri (AHA)
Önceden sodyum eksikliği olan olgularda (özellikle renal arter stenozlu hastalarda) bir ADE inhibitörü ile tedaviye başlanırken kan basıncında ani düşüş ve/veya akut böbrek yetmezliği riski. Eğer önceden uygulanan diüretik tedavisi sodyum eksikliğine yol açmış ise, ya ADEİ/AIIA tedavisine başlamadan 3 gün önce diüretik kesilmeli ve gerekirse daha sonra yeniden başlatılmalı, ya da ADEİ/AIIA tedavisine düşük dozda başlanıp doz kademeli olarak yükseltilmelidir.
Karbamazepin
Semptomatik hiponatremi riski.
Klinik ve biyolojik takip gerekir. Diğer bir diüretik sınıfına geçilmelidir.
İyot içeren kontrast maddeler
Diüretiğe bağlı dehidratasyon durumunda, özellikle iyotlu ürünün yüksek dozlarında, akut böbrek yetmezliği riski vardır.
Uygulama öncesi hastaların hidratasyonu sağlanmalıdır.
Resinler
Hidroklorotiyazidin emilimini azaltırlar.
Resinler ile LODOZ alımı arasında en az iki saat ara bırakılmalıdır.
Ürik asit düşürücü ilaçlar
Eş zamanlı hidroklorotiyazid uygulaması etkilerini zayıflatabilir.
Kalsiyum tuzlan
Kalsiyumun idrarla atılımının azalması sonucu hiperkalsemi riski.
Siklosporin
Siklosporin düzeyleri değişmeden kreatininemi riskinde artış, sodyum eksikliği olmadığı durumlarda da olabilir.
Hem bisoprolol hem de hidroklorotiyazid ile bağlantılı
Kullanımda özel dikkat gerektiren kombinasyonlar:
Torsades de pointes’e yol açan antiaritmik ilaçlar (Sınıf 1A ajanlar; kinidin, hidrokinidin, disopiramid ve sınıf III ajanlar; amiodaron, sotalol, dofetilid, ibutilid)
Ventriküler aritmi ve özellikle torsades de pointes riskinde artış; bradikardi ve/veya hipokalemi riski artınr.
Klinik ve EKG ile takip gerekir.
Torsades de pointes’e yol açan antiaritmik dışı ilaçlar (astemizol, bepridil, sisaprid, difemanil, IV eritromisin, halofantrin, lumafantrin, methadon, moksifloksasin, pentamidin, sotalol, İV spiramisin, sparfloksasin, terfenadin, vinkamin; pimozid, haloperidol, benzamid gibi antipsikotikler)
Ventriküler aritmi ve özellikle torsades de pointes riskinde artış; bradikardi ve/veya hipokalemi riski artınr.
Klinik ve EKG ile takip gerekir.
Dijital glikozidler
Hidroklorotiyazidden dolayı hipokalemi riski vardır ve bu kardiyak glikozidlerinin toksik etkilerini artırabilir. Bisoprololden dolayı bradikardi ve AV iletide negatif etki riski vardır.
Düzenli olarak klinik takip gerçekleştirilmelidir. Plazma potasyumu takibi ve gerekirse EKG takibi yapılmalıdır.
Göz önünde bulundurulması gereken kombinasyonlar:
Diğer antihipertansifler, trisiklikler, fenotiyazin, baklofen, amifostin
Kan basıncını düşüren bu ilaçlar ile eş zamanlı kullanımı hipotansiyon riskini artırabilir
NSAİİ
Vazodilatatör prostaglandinlerin inhibisyonu sonucu antihipertansif etkinin azalması (pirazol türevleri aynca sodyum tutulmasına da yol açarlar)
Kortikosteroidler, tetrakosaktid
Sodyum tutulumu sonucu antihipertansif etkide azalma
4.6. gebelik ve laktasyongebelik kategorisi: c
Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, gebelik ve/veya embriyonal/fetal gelişim ve-veya doğum ve/veya doğum sonrası gelişim üzerindeki etkiler bakımından yetersizdir (Bkz.: 5.3). İnsanlara yönelik potansiyel risk bilinmemektedir. Gerekli olmadıkça kullanılmamalıdır.
Bu tıbbi ürün tiyazid grubu diüretik içerir. Bu nedenle gebelik döneminde kullanımı önerilmez.
Bisoprolol
Hayvan çalışmalarında teratojenik bir etki gözlenmemiştir.
Bazı betablokörler ile yapılmış iyi-kontrollü prospektif çalışmaların sonuçlan yeni doğanlarda doğum kusurlan göstermemiştir. Beta-blokörlerle tedavi edilen annelerden doğan yeni doğanlarda betablokör etki doğumdan sonraki bir kaç günde devam etmekte ve bradikardi, solunum güçlüğü ya da hipoglisemiye yol açabilmektedir. Olgulann çoğunda bu etki klinik öneme sahip değildir. Ancak, yoğun bakım gerektiren kalp yetmezliği gelişebilir (akut pulmoner ödem riski nedeni ile plazma hacmi genişleticiler kullanılmamalıdır).
Hidroklorotiyazid
Diüretikler fetoplasental iskemiye ve eşlik eden fetal hipertrofi riskine yol açabilir. Seyrek olarak ağır yenidoğan trombositopenisi bildirilmiştir.
Bisoprololün insan sütüyle atılıp atılmadığı bilinmemektedir. Bisoprololün emzirilen çocukta hipoglisemi ve bradikardiye yol açma riski bilinmemektedir.
Tiyazid grubu diüretikler insan sütü ile atılmaktadır. Tiyazid grubu diüretikler; süt üretiminin azalmasına hatta tamamen baskılanmasına, istenmeyen biyolojik etkilere (hipokalemi), sulfonamid özelliklerine bağlı olarak hemoliz (G6PD kusuru) ve aşırı duyarlılığa yol açabilir.
Bu nedenle, LODOZ emzirme döneminde kullanılmamalıdır.
Üreme yeteneği üzerine herhangi bir etkisi bulunmamaktadır.
4.7. araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
Her hastanın LODOZ tedavisine yanıtına bağlı olarak araç ve makine kullanımı etkilenebilir. Bu durum özellikle tedavinin başlangıcında ve alkolle birlikte kullanımında göz önünde bulundurulmalıdır. Bu durumla ilgili hastalara uyanda bulunulmalıdır.
4.8. i̇stenmeyen etkiler
4.8. i̇stenmeyen etkilerİstenmeyen etkiler ile ilgili sıklıklar şu şekilde tanımlanır: çok yaygın (^/10); yaygın (Sİ/100 ila <1/10); yaygın olmayan ( >1/1.000 ila <1/100); seyrek (^/l 0.000 ila <1/1.000); çok seyrek (<1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).
Seyrek: Lökopeni, Trombositopeni
Çok seyrek: Agranülositoz
Yaygın olmayan: İştah kaybı, hiperglisemi, hiperürisemi, sıvı ve elektrolit denge bozuklukları (özellikle hipokalemi ve hiponatremi, ayrıca, hipomagnezemi, hipokloremi, hiperkalsemi)
Çok seyrek: Metabolik alkaloz
Yaygın olmayan: Depresyon, uyku bozuklukları
Seyrek: Kabuslar, halüsinasyonlar
Yaygın: Baş ağrısı*, sersemlik*
Seyrek: GÖz yaşı akımı azalması (kontakt lens kullanan hastalarda dikkat edilmelidir), görme bozukluğu
Çok seyrek: Konjunktivit
Seyrek: İşitme bozukluğu
Yaygın olmayan: Bradikardi, AV-ileti bozuklukları, varolan kalp yetmezliğinin ağırlaşması
Yaygın: Ekstremitelerde soğukluk ve hissizlik
Yaygın olmayan: Ortostatik hipotansiyon
Yaygın olmayan: Bronşiyal astım ya da obstrüktif havayolu hastalığı öyküsü olan hastalarda bronkospazm
Seyrek: Alerjik rinit
Yaygın: Bulantı, kusma, diyare, kabızlık gibi gastrointestinal şikayetler
Yaygın olmayan: Abdominal şikayetler
Çok seyrek: Pankreatit
Seyrek: Hepatit, sanlık
Seyrek: Kaşıntı, kızanklık, döküntü, fotodermatit, purpura, ürtiker gibi aşın duyarlılık reaksiyonlan
Çok seyrek: Anafİlaktik reaksiyonlar, toksik epidermik nekroliz (Lyell sendromu), alopesi, kutanöz lupus eritomatozus. Beta blokörler psöriazisi tetikleyebilir veya şiddetlendirebilir veya psöriazis-benzeri döküntülere sebep olabilirler.
Yaygın olmayan: Kas güçsüzlüğü, kas kramplan
Üreme sistemi ve göğüs hastabklan
Seyrek: İmpotans
Yaygın: Yorgunluk*
Yaygın olmayan: Asteni
Çok seyrek: Göğüs ağnsı
Yaygın olmayan: Amilaz düzeylerinde artış, serum kreatinin ve üre düzeylerinde geçici artış, trigliserid ve kolesterol düzeylerinde artış, glukozüri
Seyrek: Karaciğer enzimlerinde (SGOT, SGPT) artış
*Bu belirtiler özellikle tedavi başlangıcında görülür. Genellikle hafiftir ve çoğu 1–2 haftada ortadan kalkar.
4.9. doz aşımı ve tedavisi
Belirtiler
Bir beta-blokörün doz aşımında en sık beklenecek bulgular; bradikardi, hipotansiyon, bronkospazm, akut kalp yetmezliği ve hipoglisemidir. Tek doz bisoprolole karşı duyarlılıkta kişiler arası büyük farklılık vardır ve kalp yetmezliği hastalan olasılıkla özellikle duyarlıdır.
Akut ya da kronik hidroklorotiyazid doz aşımında klinik tablo sıvı ve elektrolit kaybının miktarı ile karakterizedir. En sık görülen bulgular sersemlik, bulantı, uyku hali, hipovolemi, hipotansiyon ve hipokal emidir.
Tedavi
Genel olarak eğer doz aşımı görülürse LODOZ tedavisinin sonlandınlması ve destekleyici ve semptomatik tedavinin uygulanması önerilir.
Bradikardi: İntravenöz atropin uygulanır. Eğer yanıt yetersiz kalırsa izoprenalin ya da pozitif kronotropik özellikleri olan başka bir ajan dikkatle uygulanır. Bazı durumlarda transvenöz kalp pili (pace maker) uygulanması gerekebilir.
Hipotansiyon: İntravenöz sıvı ve vazopresörler uygulanır.
AV blok (ikinci ya da üçüncü derece): Hastalar yakından izlenmeli ve intravenöz izoprenalin ya da transvenöz kalp pili uygulaması ile tedavi edilmelidir.
Kalp yetmezliğinin akut ağırlaşması: İntravenöz diüretikler, inotropik ajanlar, vazodilatör ajanlar uygulanır.
Bronkospazm: İzoprenalin, beta2-sempatomimetik ajanlar ve/veya aminofilin ile bronkodilatör tedavi uygulanır.
Hipoglisemi: İntravenöz glukoz uygulanır.
Sınırlı veriler bisoprololün diyalize edilmesinin güç olduğunu göstermektedir. Hidroklorotiyazidin hemodiyaliz ile ne oranda uzaklaştınlabileceği saptanmamıştır.
5. farmakoloji̇k özelli̇kler
5.1. farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grup: Adrenoseptör bloke edici bir ajan (betal- seçici) ile (bisoprolol) tiyazid diüretiği (hidroklorotiyazid) kombinasyonudur.
ATC kodu: C07BB07
Klinik çalışmalarda bu iki ilacın antihipertansif etkilerinin aditif olduğu ve hafif ve orta şiddette esansiyel hipertansiyon tedavisinde en düşük dozun (2,5 mg/6,25 mg) etkin olduğu gösterilmiştir.
Hipokalemi (hidroklorotiyazid) ve bradikardi, asteni ve baş ağrısı (bisoprolol) gibi farmakodinamik etkiler dozla ilişkilidir. Her iki ilacı tek doz tedavisinde uygulanan dozların dörtte biri/yansı dozunda kombine ederek (2,5 mg/6,25 mg) bu etkilerin azaltılması amaçlanmıştır.
Bisoprolol güçlü ve yüksek derecede betal-seçici adrenoseptör bir blokörüdür ve intrinsik sempatomimetik aktiviteden ve belirgin membran stabilize edici etkiden yoksundur.
Diğer betal-reseptör antagonistlerinde olduğu gibi bisoprololün hipertansiyondaki etki mekanizması iyi anlaşılamamıştır, ancak serum renin düzeyini önemli oranda düşürdüğü ve kalp atım sayısını da azalttığı gösterilmiştir.
Hidroklorotiyazid, antihipertansif etkinliği olan bir tiyazid diüretiğidir, Diüretik etkisi sodyumun böbrek tübüllerinden kana aktif transportunun inhibisyonu ile sodyumun reabsorpsiyonunun etkilemesine dayanmaktadır.
5.2. farmakokinetik özellikleremilim:
5.2. farmakokinetik özellikleremilim:Tmax. 1 ila 4 saat arasında değişir. Biyoyararlanımı yüksektir (%88). Hepatik ilk geçiş etkisi çok düşüktür ve emilimi yiyeceklerden etkilenmez.
Dağılım:
Plazma proteinlerine %30 oranında bağlanır ve dağılım hacmi yüksektir (yaklaşık 3L/kg).
Biyotransformasyon:
Bisoprolol dozunun %40’ı karaciğerde metabolize olur. Bisoprololün aktif metaboliti yoktur.
Eliminasyon:
Plazma eliminasyon yan ömrü 11 saattir.
Renal klirens ve hepatik klirens birbirine yakındır ve dozun yaklaşık yansı değişmemiş ilaç ve metabolitler halinde idrarla atılır. Total klirens yaklaşık 15 L/saattir.
Doğrusallık /Doğrusal olmayan durum:
5–40 mg dozlannda lineer kinetik gösterir.
Emilim:
Hidroklorotiyazidin biyoyararlanımı bireyler arasında büyük değişiklik gösterir ve %60–80 arasında değişir. Tmax 1,5–5 saat arasında değişir (ortalama ~ 4 saat).
Dağılım:
Plazma proteinlerine %40 oranında bağlanır. Plasentadan geçer ve anne sütü ile atılır.
Biyotransformasyon:
Hidroklorotiyazid metabolize olmaz.
Eliminasyon:
Tamamına yakını glomerüler filtrasyon ve aktif tübüler sekresyon ile değişmemiş olarak atılır. Hidroklorotiyazidin terminal yan ömrü 8 saattir.
Hidroklorotiyazidin renal klirensi, böbrek/kalp yetmezliği olan hastalarda azalmıştır ve eliminasyon yan-Ömrü uzamıştır. Aynı durum ileri yaştaki hastalar için de geçerlidir. Cmax değerinde de yükselme görülür.
Doğrusallık /Doğrusal olmayan durum:
Ortalama EAA artışı lineer olup kullanılan dozla orantılıdır.
Tekrarlanan doz kullanımında hidroklorotiyazid kinetiği değişmez.
Geriyatrik :
Hidroklorotiyazidin renal klirensi, ileri yaştaki hastalarda azalmıştır ve eliminasyon yarı-ömrü uzamıştır. Cmax değerinde de yükselme görülür.
Pediyatrik :
Pediyatrik popülasyonda farmakokinetik veri yoktur.
Kalp / Böbrek yetmezliği :
Hidroklorotiyazidin renal klirensi, böbrek/kalp yetmezliği olan hastalarda azalmıştır ve eliminasyon yan-ömrü uzamıştır.
5.3. klinik öncesi güvenlilik verileri
Bisoprolol ya da hidroklorotiyazid standart preklinik toksisite testlerinde (uzun süreli toksisite, mutajenite, genototoksisite, karsinojenite testleri) insanlara zararlı bulunmamıştır. Diğer beta-blokörler gibi bisoprolol de hayvan deneylerinde yüksek dozlarda uygulandığında anne (gıda alımında azalma ve kilo ahmında azalma) ve embriyo/fetus için (düşük doğum ağırlığı, emzirme döneminin sonuna dek fizik gelişimde retardasyon) toksik etkiler göstermiştir. Ancak, bisoprolol de hidroklorotiyazid gibi teratojenik değildir. İkisi kombine uygulandığında toksisitede artış gözlenmemiştir.
6. farmasöti̇k özelli̇kler
6.1. yardımcı maddelerin listesi
Magnezyum stearat, Krospovidon, Mısır nişastası, Prejelatinize mısır nişastası, Mikrokristalize selüloz, Anhidr kalsiyum hidrojen fosfat, Polisorbat 80, San demir oksit (E 172), Makrogol 400, Titanyum dioksit (E171), Hipromelloz.
6.2. geçimsizlikler
Ürün ile ilgili geçimsizlik bildirilmemiştir.
6.3. raf ömrü
36 ay
6.4. saklamaya yönelik özel tedbirler
25°C'nin altında oda sıcaklığında saklanmalıdır.
6.5. ambalajın niteliği ve içeriği
30 tablet içeren PP/Aluminyum veya PVC-Alüminyum blister ambalajlar
6.6. beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
Özel bir gereksinim yoktur.
Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve “Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği”ne uygun olarak imha edilmelidir.
7. ruhsat sahi̇bi̇
Adı : DAIICHI SANKYO İlaç Ticaret Limited Şirketi
Adresi : Kayışdağı Cad., No: 47, Kar Plaza E Blok, Kat:3 İçerenköy- Kadıköy- İstanbul
Tel No : (0216) 577 65 05
Faks No: (0216)577 65 07
8. ruhsat numarasi:
129/66– 11.02.2010
9. i̇lk ruhsat tari̇hi̇ / ruhsat yeni̇leme tari̇hi̇
İlk ruhsat tarihi: 11/02/2010
Ruhsat yenileme tarihi: –