KISA ÜRÜN BİLGİSİ - LIPANTHYL 200 M KAPSÜL
1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI
LİPANTHYL* 200 M kapsül
2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM
Fenofıbrat
200 mg
101 mg
7,152 mg
Laktoz
Sodyum lauril sülfat
Yardımcı maddeler için 6.l’e bakınız.
3. farmasöti̇k form
Sert jelatin kapsül
Opak, portakal renkli kapsül
4. kli̇ni̇k özelli̇kler
4.1. terapötik endikasyonlar
LİPANTHYL 200 mg aşağıda belirtilenler için diyet ve diğer farmakolojik olmayan tedavilere (örn. egzersiz, kilo verme) ilaveten endikedir:
– Düşük HDL kolesterolü olan veya olmayan ciddi hipertrigliseridemi tedavisi
– Statin intoleransı veya kontrendikasyonu bulunan kombine hiperlipidemi
4.2. pozoloji ve uygulama şeklierişkinler: önerilen başlangıç ve idame dozu, günde bir defa, 200 mg mikronize fenofıbrat içeren bir kapsüldür. doz ayarlaması 4 hafta ya da daha uzun süreli aralıklarla yapılmalıdır. maksimum doz, günde bir kez alman 267 mg kapsüldür.
Serum lipid düzeyleri tayin edilerek tedaviye cevap izlenmelidir.
Birkaç ay sonra (örn. 3 ay) yeterli yanıt alınmazsa tamamlayıcı veya farklı terapötik önlemler düşünülmelidir.
Kapsül yiyeceklerle birlikte bir bütün olarak alınmalıdır.
Böbrek yetmezliği olan hastalarda (kreatinin klirensi <60mL/min) dozun azaltılması gerekmektedir. Bu nedenle LİPANTHYL 200 mg böbrek yetmezliği olan hastalarda kullanılmamalıdır.
Klinik veri yetersizliğinden dolayı, LİPANTHYL 200 mg’ın karaciğer yetmezliği olan hastalarda kullanılması önerilmemektedir.
Çocuklar ve 18 yaş altı adolesanlarda fenofibratm güvenliliği ve etkililiği gösterilmemiştir. Veri bulunmamaktadır. Bu nedenle fenofibratm 18 yaşın altındaki çocuklarda kullanılması önerilmemektedir.
Böbrek yetmezliği olmayan yaşlı hastalar için alışılmış erişkin dozu önerilir.
4.3. kontrendikasyonlar
Karaciğer yetmezliği (biliyer siroz ve açıklanamayan kalıcı karaciğer fonksiyonu anormalliği dahil), Bilinen safra kesesi hastalığı Şiddetli böbrek fonksiyon bozukluğu Şiddetli hipertrigliseridemiye bağlı akut pankreatit dışındaki kronik veya akut pankreatit Fibratlar veya ketoprofen ile tedavi sırasında fototoksik reaksiyon veya bilinen fotosensitivite Fenofîbrata veya ilacın bileşiminde bulunan herhangi bir maddeye aşın duyarlık (6.1’e bakınız) Çocuklarda kullanımı
4.4. Özel kullanım uyarılan ve Önlemleri
Hiperlipideminin ikincil nedenleri:
Kontrol altına alınamayan tip 2 diabetes mellitus, hipotiroidizm, nefrotik sendrom, disproteinemi, obstrüktif karaciğer hastalığı, farmakolojik tedavi, alkolizm gibi ikincil hiperlipidemi nedenleri, fenofibrat tedavisi düşünülmeden önce yeterli derecede tedavi edilmelidir. Östrojen veya östrojen içeren kontraseptif kullanan hiperlipidemik hastalarda hiperlipideminin primer veya sekonder (oral östroj enlerin neden olabileceği lipid değerlerinde olası yükselme) olduğu belirlenmelidir.
Karaciğer fonksiyonu:
Fenofibrat ile tedavi edilen bazı hastalarda, transaminaz düzeylerinde yükselmeler bildirilmiştir. Tedavinin ilk 12 ayı süresince ve sonrasında periyodik olarak 3 ayda bir transaminaz düzeylerinin izlenmesi tavsiye edilir. Transaminaz düzeylerinde artma görülen hastalara dikkat edilmeli ve AST (SGOT) ve ALT (SGPT) düzeyleri normal değerlerin üst sınırının 3 katından fazlasına yükselirse ilaç kesilmelidir. Hepatit göstergesi olan belirtiler (örn. sarılık, kaşıntı) meydana geldiğinde ve tanı laboratuvar testi ile doğrulandığında, fenofıbrat tedavisi kesilmelidir.
Pankreas:
Fenofıbrat alan hastalarda pankreatit rapor edilmiştir(4.3 ve 4.8’e bakınız). Bu durum, şiddetli hipertrigliseridemisi olan hastalarda etkinlik yetersizliğinin, doğrudan bir ilaç etkisinin veya safra yolu taşı ya da çamur oluşumundan kaynaklanan genel safra kanalının tıkanmasıyla oluşan sekonder bir olayın belirtisi olabilir.
Kas:
Fibratlar ve diğer lipid düşürücü ilaçlar verildiğinde, böbrek yetmezliği bulunan veya bulunmayan ender rabdomiyoliz vakaları dahil olmak üzere, kas toksisitesi bildirilmiştir. Hipoalbüminemi ve önceden görülen böbrek yetmezliği durumlarında bu hastalığın görülme sıklığı artar.
70 yaş üzerindeki hastalar, kişinin kendinde veya ailesinde kalıtsal kas hastalığı hikayesi olanlar, böbrek bozukluğu olan hastalar, hipotiroidizm ve aşırı alkol alımı dahil miyopati ve/veya rabdomiyolize yatkınlık faktörlerine sahip hastalar rabdomiyoliz gelişmesi açısından artmış bir risk altında olabilirler. Bu hastalarda, fenofibrat tedavisinin varsayılan yararları ve riskleri dikkatle değerlendirilmelidir.
Yaygın (diffuz) kas ağrısı, miyozit, kas krampları ve güçsüzlüğü ve/veya CPK’da (kreatin fosfokinaz) belirgin artış (normal değerin 5 katını geçen değerler) olan hastalarda kas toksisitesinden kuşkulanılmalıdır. Böyle durumlarda fenofibrat ile tedaviye son verilmelidir.
İlacın bir diğer fıbrat veya HMG CoA-redüktaz inhibitörü ile birlikte kullanılması durumunda, özellikle, önceden kas hastalığının varlığında, kas toksisitesi riski daha da artabilir. Bunun sonucu olarak, fenofibrat, HMG-CoA redüktaz inhibitörü ile birlikte, ancak kas hastalığı hikayesi olmayan, kardiyovasküler riski yüksek, şiddetli kombine dislipidemi hastalan için düşünülmelidir. Bu kombinasyon dikkatle kullanılmalı ve hastalar potansiyel kas toksisitesi yönünden yakından izlenmelidir.
Renal fonksiyon:
Böbrek fonksiyon bozukluğunda kreatinin klirens hızına bağlı olarak (bkz. bölüm 4.2 Pozoloji ve uygulama şekli) fenofibrat dozunun azaltılması gerekebilir. Böbrek fonksiyonu yetersiz olan yaşlı hastalarda dozun azaltılması düşünülmelidir.
Kreatinin düzeylerinde normal değerlerin üst sınırının (ULN) %50 ‘sinden fazla bir yükselme olduğu takdirde tedavi kesilmelidir. Tedavi başladıktan sonra ilk 3 ay boyunca ve sonrasında da periyodik olarak kreatinin Ölçümlerinin yapılması önerilmektedir (doz ile ilgili Öneriler için 4.2 Pozoloji ve uygulama şekli bölümüne bakınız).
Bu ilaç laktoz içerir. Bu nedenle nadir kalıtımsal galaztoz intoleransı, Lapp laktaz yetmezliği ya da glikoz-galaktoz malabsorpsiyon problemi olan hastaların bu ilacı kullanmamaları gerekir.
Bu tıbbi ürünün her dozunda 1 mmol (23 mg/dan daha az sodyum vardır. Bu dozda sodyuma bağlı herhangi bir yan etki beklenmemektedir.
4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşim ve diğer etkileşim şekilleri
Oral antikoagülanlar:
Fenofibrat oral antikoagülan etkiyi güçlendirir ve kanama riskini artırabilir. Tedavinin başlangıcında oral antikoagülan ilaç dozunun 1/3 oranında azaltılması ve daha sonra gerekirse INR (International Normalised Ratio) takibine göre kademeli olarak ayarlanması önerilir.
Siklosporin:
Fenofibrat ve siklosporinin birlikte kullanımı sırasında, bazı şiddetli geri dönüşümlü böbrek fonksiyon bozukluğu vakaları bildirilmiştir. Bu nedenle, bu hastalarda böbrek fonksiyonu yakından izlenmeli ve laboratuvar parametrelerinde ciddi değişiklik olması durumunda, fenofibrat ile tedaviye son verilmelidir.
HMG-CoA redüktaz inhibitörleri veya diğer fibratlar:
Fibratlar HMG-CoA redüktaz inhibitörleri veya diğer fibratlarla birlikte kullanıldığı takdirde, ciddi kas toksisitesi riski artar. Bu kombinasyon ile tedavi sırasında dikkatli olunmalı ve hastalar kas toksisitesi belirtileri yönünden yakından izlenmelidir (4.4’e bakınız).
Glitazonlar:
Fenofibrat ve glitazonların eşzamanlı kullanımı sırasında, HDL kolesterolüne yönelik bazı geri dönüştürülebilir paradoksik düşüşler bildirilmiştir. Bu nedenle, bu bileşenlerden biri diğerine eklenirse HDL-kolesterolün izlenmesi ve HDL-kolesterol çok düşükse tedavilerden herhangi birinin kesilmesi önerilmektedir.
Sitokrom P450 enzimleri:
İnsan karaciğer mikrozomlannın kullanıldığı in vitro çalışmalar, fenofibrat ve fenofibrik asidin, sitokrom (CYP) P450 izoformlan olan CYP3A4, CYP2D6, CYP2E1 veya CYPlA2'nin inhibitörleri olmadığını göstermektedir. Bunlar, terapötik konsantrasyonlarda CYP2C19 ve CYP2A6'mn zayıf; CYP2C9'un hafif – orta derecede inhibitörleridir.
Fenofibrat ile dar bir terapötik indeksi olan, CYP2C19, CYP2A6 ve özellikle CYP2C9 ile metabolize olan ilaçların birlikte uygulandığı hastalar dikkatle izlenmeli ve gerekirse bu ilaçlar için doz ayarlaması yapılması önerilmektedir.
4.6. gebelik ve laktasyongebelik kategorisi: c
Herhangi bir veri bulunmamaktadır.
Fenofıbratın hamile kadınlarda kullanımı ile ilgili yeterli bilgi bulunmamaktadır. Hayvan deneylerinde herhangi bir teratojenik etkisi görülmemiştir. Anne için toksik olan doz aralığında embriyotoksik etkiler görülmüştür (bkz. bölüm 5.3 Klinik öncesi güvenlilik verileri). İnsanlar için muhtemel riski bilinmemektedir.
LÎPANTHYL 200 mg gebelik döneminde ancak dikkatli bir fayda/risk değerlendirmesinden sonra kullanılmalıdır.
Fenofıbratın anne sütüne geçişi ile ilgili bilgi mevcut değildir. Yenidoğanlar/bebekler üzerindeki risk gözardı edilemez. Bu nedenle fenofıbrat süt veren annelerde kullanılmamalıdır.
Herhangi bir veri bulunmamaktadır.
4.7. araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
LÎPANTHYL 200 mg ın araç ve makine kullanma yeteneği üzerinde etkisi yoktur ya da ihmal edilebilir düzeydedir.
4.8. i̇stenmeyen etkiler
Hepato-biliyer bozukluklar: Sanlık, kolelithiasis komplikasyonlan (örn., kolesistit, kolanjit, biliyer kolik)
4.9. Doz aşımı
Fenofıbrat doz aşımına ilişkin sadece anekdot şeklinde vakalar alınmıştır. Vakalann çoğunda, doz aşımı belirtileri bildirilmemiştir.
Spesifik bir antidot bilinmemektedir. Bir aşırı doz alımı kuşkusu olduğunda, semptomatik tedavi uygulanmalı ve gerektiği şekilde, uygun destekleyici önlemler alınmalıdır. Fenofıbrat hemodiyaliz ile elimine edilemez.
5. farmakoloji̇k özelli̇kler
5.1. farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grubu: Kardiyovasküler sistem/Serum lipidlerini düşürücü ilaçlar/Kolesterol ve trigliserid düşürücüler/Fibratlar
ATC KODU: CIO AB 05
Fenofıbrat insanlarda bildirilen lipid düzenleyici etkilerini PPARa (a tipi Peroksizom Proliferatör Aktive Reseptör) aktivasyonu aracılığı ile gerçekleştiren bir fıbrik asit türevidir.
PPARa’nın aktivasyonu aracılığı ile, fenofıbrat lipoprotein lipazı aktive etmek ve apoprotein C III üretimini azaltmak suretiyle lipolizi ve trigliseritçe zengin partiküllerin plazmadan eliminasyonunu artırır. PPARa’nın aktivasyonu, apoprotein Al ve A IFnin sentezinde de bir artışa neden olur.
Fenofıbratın lipoproteinler üzerine yukarıda bildirilen etkileri apoprotein B içeren çok düşük ve düşük yoğunluklu fraksiyonlarda (VLDL ve LDL) azalmaya ve apoprotein Al ve Ali içeren yüksek yoğunluklu (HDL) lipoprotein fraksiyonlarında artışa neden olur.
Buna ek olarak, VLDL fraksiyonlarının katabolizma ve sentez modülasyonu yoluyla, fenofıbrat LDL klirensini arttırır ve küçük yoğun LDL’yi azaltır. Küçük yoğun LDL’nin seviyeleri koroner kalp hastalığı riski olan hastalarda yaygın bir hastalık olan aterojenik lipoprotein fenotipinde yükselmiş durumdadır.
Yapılan klinik çalışmalarda fenofıbrat, total kolesterolü %20–25, trigliseridleri %40–55 oranında azaltmış; HDL kolesterolü %10–30 artırmıştır.
LDL kolesterol düzeylerinin %20–35 oranında düşürüldüğü hiperkolesterolemik hastalarda, kolesterol üzerine kapsamlı etki, hepsi de aterojenik risk işaretleri olan, total kolesterol/ HDL kolesterol, LDL kolesterol / HDL kolesterol veya Apo B / Apo Al oranlarında düşme ile sonuçlanır.
Fibratlar ile tedavinin koroner kalp hastalığı olaylarını azaltabileceğine dair kanıtlar bulunmaktadır, ancak fibratların kardiyovasküler hastalığın primer ve sekonder önlenmesinde tüm nedenlere bağlı mortaliteyi azalttığı kanıtlanamamıştır.
Diyabette Kardiyovasküler Riski Kontrol Etme İşlemi (ACCORD) lipit araştırması, simvastatine ek olarak fenofıbrat ile tedavi gören tip 2 diyabet mellituslu 5518 hasta ile gerçekleştirilen randomize plasebo kontrollü bir çalışmadır. Fenofıbrat artı simvastastin tedavisi, fatal olmayan miyokard enfarktüsü, fatal olmayan felç ve kardiyovasküler ölümden oluşan kompozit primer sonuç bakımından simvastatin monoterapisine kıyasla anlamlı bir fark göstermemiştir (tehlike oranı [HR] 0.92, %95 CI 0.79–1.08, p = 0.32; mutlak risk azalması: %0.74). Başlangıçta HDL-C bakımından en düşük üçte birlik dilimde (<34 mg/dl veya 0.88 mmol/L) ve TG bakımından en yüksek üçte birlik dilimde (>204 mg/dl veya 2.3 mmol/L) bulunan hastalar olarak tanımlanan, önceden belirlenmiş dislipidemik hastalar alt grubunda, fenofıbrat artı simvastatin tedavisi kompozit primer sonuçta simvastatin monoterapisine kıyasla %31'lİk bir rölatif azalma ortaya koymuştur (tehlike oranı [HR] 0.69, %95 CI 0.49–0.97, p = 0.03; mutlak risk azalması: %4.95). Bir diğer önceden belirlenmiş alt grup analizinde, istatistiksel olarak anlamlı bir cinsiyete göre tedavi etkileşimi (p = 0.01) tanımlanmıştır; bu da, erkeklerde kombinasyon tedavisinin olası tedavi faydasına işaret ederken (p = 0.037), simvastatin monoterapisine kıyasla kombinasyon tedavisi ile tedavi gören kadınlarda primer sonuç bakımından potansiyel olarak daha yüksek bir risk olduğunu göstermektedir (p = 0.069). Bu, yukarıda değinilen dislipidemili hastalar alt grubunda gözlemlenmemiştir, ancak fenofibrat artı simvastatin ile tedavi gören dislipidemik kadınlarda faydaya dair net bir kanıt bulunmamıştır ve bu alt grupta zararlı bir etki olasılığı göz ardı edilemez.
Diyabet Ateroskleroz Müdahele Çalışması (DAIS) sonuçlan, fenofibratın, tip 2 diyabet ve hiperlipoproteinemisi olan hastalarda bölgesel koroner aterosklerozun anjiyografîk ilerlemesini anlamlı ölçüde azalttığını göstermiştir. DAIS, tip 2 diyabet ve hiperlipoproteinemisi olan (ortalama toplam kolesterol 5.57 mmol/L (yaklaşık 215 mg/dl), trigliserid 2.54 mmol/L (yaklaşık 225 mg/dl), LDL kolesterol 3.37 mmol/L (yaklaşık 130 mg/dl), HDL kolesterol 1.03 mmol/L (yaklaşık 40 mg/dl)) 418 hastada yürütülmüş çift-kör, randomize, plasebo kontrollü bir çalışmadır. Ortalama 38 ay süren fenofibrat tedavisi, kantitatif koroner anjiyografı tarafından değerlendirilen bölgesel koroner arter lezyonlann ilerlemesinin %40 oranında anlamlı olarak geriletmiştir.
Kolesterolün damar dışı birikintileri (tendinöz ve tüberöz ksantom) fenofibrat tedavisi sırasında azaltılabilir veya yok edilebilir.
Fenofibrat ile tedavi edilen, fıbrinojen düzeyleri yüksek hastalarda, Lp(a) düzeyleri yükselmiş hastalarda olduğu gibi, bu parametrede anlamlı düşüşler görülmüştür. C Reaktif Protein gibi diğer inflamatuvar işaretlerde de fenofibrat tedavisi ile azalma görülür.
Fenofibratın, ürik asit düzeylerinde yaklaşık ortalama %25 oranında azalmasına sebep olan ürikozürik bir etkisi olduğu gösterilmiştir.
Fenofibratın trombositlerin agregasyonunu inhibe edici etkisi olduğu hayvanlarda, ve bir klinik çalışmada gösterilmiştir. Bu etki, ADP, araşidonik asit ve epineffin tarafından indüklenen platelet agregasyonunun azalması şeklinde olmuştur.
5.2 Farmakokin etik özellikler
LİPANTHYL 200 mg Kapsül, 200 mg mikronize fenofibrat içeren, fenofibrat biyoyararlanımımn yüksek olduğu bir preparattır.
Emilim:
İlaç, oral yoldan verilişinden 4–5 saat sonra plazmada doruk konsantrasyona (CmakS) erişir. Devamlı tedavi sırasında bireylerde plazma konsantrasyonları düzenlidir. Besinlerle verildiğinde fenofibratın emilimi artar.
Dağı hm:
Fenofıbrik asit plazma albüminine kuvvetli bağlanır (%99’dan fazla).
Biyotransformasyon:
Oral uygulamadan sonra, fenofibrat, esterazlar tarafından hızla hidrolize olarak aktif metabolit olan fenofıbrik aside dönüşür. Plazmada, değişikliğe uğramamış fenofibrat tespit edilemez. Fenofibrat, CYP 3A4 substratı değildir. Hepatik mikrozomal metabolizmaya dahil olmaz.
Eliminasyon:
İlaç başlıca idrar içinde atılır. İlacın hemen hemen tamamı 6 günde elimine edilir. Fenofibrat başlıca fenofibrik asit ve glukuronid konjugatı şeklinde atılır. Yaşlı hastalarda görünen fenofibrik asit total plazma klirensinde bir değişiklik görülmemiştir.
Tek doz ve tekrarlanan dozların uygulanmasını takiben yapılan kinetik çalışmalar ilacın birikmediğini göstermiştir.
Fenofibrik asit hemodiyaliz ile elimine edilemez.
Plazma yan ömrü: Fenofibrik asidin plazma eliminasyon yan ömrü yaklaşık 20 saattir.
5.3. klinik öncesi güvenlilik verileri
Kronik toksisite çalışmalarında fenofibratın spesifik bir toksisitesi görülmemiştir.
Fenofıbratın mutajenliği ile ilgili çalışmaların sonuçlan negatif bulunmuştur.
Sıçanlarda ve farelerde yüksek dozlarda, peroksizom proliferasyonuna atfolunan, karaciğer tümörleri bulunmuştur. Bu değişiklikler küçük kemiricilere özgü olup diğer hayvan türlerinde gözlenmemişlerdir. Bu bulgular ilacın insanlardaki terapötik kullanımını etkilemez.
Fare, sıçan ve tavşanlarda yapılan çalışmalarda herhangi bir teratojenik etki görülmemiştir. Anne için toksik olan doz aralığında embriyotoksik etkiler görülmüştür. Yüksek dozlarda, gebelik süresinde uzama ve doğum sırasında güçlükler görülmüştür. Fertilite üzerine herhangi bir etkisi görülmemiştir.
6. farmasöti̇k özelli̇kler
6.1. yardımcı maddelerin listesi
Sodyum lauril sülfat
Laktoz
Prejelatinize mısır nişastası
Krospovidon
Magnezyum stearat
Kapsül bileşimi:
Titanyum dioksit (E 171)
Demir oksit (E 172)
Jelatin
Eritrosin (E 172)
Sodyum lauril sülfat
6.2. geçimsizlikler
Geçerli değil.
6.3. raf ömrü
36 ay
6.4. saklamaya yönelik özel tedbirler
30°C’nin altındaki oda sıcaklığında saklayınız.
Nemden korumak için orijinal ambalajında saklayınız.
6.5. ambalajın niteliği ve içeriği
PVC ve alüminyumdan oluşan 30 kapsüllük blister ambalaj.
6.6. Beşeri tıbbi üründen artakalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
Özel bir gereklilik yoktur.
Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi atıkların kontrolü yönetmeliği” ve “Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği”ne uygun olarak imha edilmelidir.
7. ruhsat sahi̇bi̇
Abbott Laboratuarları İth. İhr. ve Tic. Ltd. Şti.
Saray Mah., Dr. Adnan Büyükdeniz Cad., No:2,
Kelif Plaza, 34768 Ümraniye – İstanbul
Tel : 0216 636 06 00
Faks : 0216 692 10 66
8. ruhsat numarasi
14.11.2001 – 198/53