KISA ÜRÜN BİLGİSİ - GERALGINE-M 1000 MG/2 ML IM/IV ENJEKSIYONLUK ÇöZELTI
1.BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI
Geralgine-M 1000 mg/2 ml IM/IV Enjeksiyonluk Çözelti
2.kali̇tati̇f ve kanti̇tati̇f bi̇leşi̇m etkin madde:
Metamizol sodyum 1.000 mg
Yardımcı maddeler:
Yardımcı maddeler için 6.1 'e bakınız.
3.farmasöti̇k form
i
^mpul ;
I
Berrak, renksiz likit.
i
4.kli̇ni̇k özelli̇kler
4.1 terapötik endikasyonlar
Şiddetli veya dirençli ağrı ve ateş
4.2 pozoloji ve uygulama şekli
Pozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:
Doktorun başka bir önerisi yoksa aşağıda bildirilen dozlar uygulanır. !
Hızlı analjezik etki gerektiğinde ya da oral veya rektal uygulamanın endike olmadığı durumlarda intravenöz veya intramüsküler uygulama tavsiye edilir.
Yetişkinler ve! 15 yaş ve üzerindeki gençler:
İntravenöz veya intramüsküler yoldan uygulanacak bir defalık doz 2–5 ml'dir. Bir defalık bu dozlar günlük maksimum doz 10 ml'ye (5 g) kadar artırılabilir.
Uygulama şekli:
Kas içine ve damar içine uygulanır.
GERALGİNE-M ampul mutlaka hekim tavsiyesiyle kullanılmalıdır.
I ntravenöz uygulama hekim kontrolü altında yapılmalıdır.
Bildirilen bu bir defalık dozlar günde 4 kereye kadar tekrarlanabilir. 1
Kullanım şekline ilişkin uyarılar: , i
Şok tedavisi i cin gerekli önlemler alınmalı, enjeksiyon çözeltiyi vücut ısısına getirildikten sOnra uygulanmalıdır.
Şiddetli kan । basıncı düşüklüğü ile şok halinin ortaya çıkmasında en sık rastlanan sebep enjeksiyonların hızlı yapılmasıdır. Bu nedenle, ani kan basıncı düşmesine, karşı intravenöz enjeksiyonlar hasta yatar durumdayken kan basıncı, nabız ve solunum kontrol altında tutulmak kaydıyla çok yavaş, dakikada 1 ml'yi geçmeyecek şekilde yapılmalıdır. Alerjik olmayan kan basıncı düşüklüğü doza bağlı olabileceği ıçın 1 g'ın ! üzerindeki metamizol dozları ancak kesin bir endikasyon varsa kullanılmalıdır. GERALGİNE-M enjeksiyon çözeltiyi aynı enjektörde başka ila larla karı ; tırılmamahdır.:
Özel popülasfonlara ilişkin ek bilgiler: i
Böbrek/ Karaciğer yetmezliği:
Böbrek ya da karaciğer bozukluğu olan hastalarda, metamizolün eliminasyon hızı azaldığı için yüksek dozlardan kaçınılmalıdır. Ancak, kısa süreli tedavi için dozun azaltılması gerekmez. Böbrek ya da karaciğer yetmezliği olan hastalarda uzun dönemli tedavi ile ilgili olarak kazaiuhnış yeterli deneyim mevcut değildir.
1
Pediyatrik popülasyon:
Tıbbi zorunluluk olmadıkça, GERALGİNE-M 3 aylıktan küçük veya 5 kg'dan düşük ağırlıktaki bebeklere uygulanmamalıdır. Bir yaşından küçük çocuklarda GERALGÎNE-M yalnızca intrat11-usküler yoldan uygulanmalıdır.
; ■
Yaklaşık 30 kg ağırlığındaki bir çocukta bir defalık doz 0.4 ila 1 ml1dir. 1
Vücut ağırlığı' daha düşük veya daha fazla olanlarda doz uygun şekilde azaltılır veya artırılır.
Aşağıdaki doz1 şeması yol gösterici olabilir. | |||
Vücut ağırlığı | : i.m.(tek doz) | i.v(tek doz) | Maksimum ______doz/gün |
3 – 11 aylık (5– | 8 kg) 0.1–0.2 mİ | – | 0.4 g |
1 – 3 yaş (9–15 | kg) 0.2–0.5 mi | 0.2–0.5 ml | 1.0g |
4–6 yaş (16–2 | 3 kg) 0.3–0.8 mi | 0.3–0.8 m1 | 1.6 g |
7 –9 yaş (24–3p kg) 0.4–1.0 ml | 0.4–1.0 ml | 2.0 g | |
10–12 yaş (3,–45 kg) 0.5–1.5 mi | 0.5–1.5 ml | 3–0 g | |
13 –14 yaş (46–53 kg) 0.8–1.8 ml | 0.8–1.8 mi | 3.6 g |
Yaşlı hastalarda ve genel durumu bozuk hastalarda böbrek ve karaciğer fonksiyonlarındaki olası bozulmalar göz önünde bulundurulmalıdır. 1 İ '
4.3 kontrendikasyonlar
1
Metamizol ya da diğer pirazolonlara (önı. fenazon, propifenazon) veya pirazolidinlere (örn. (enilbutazon, oksifenbutazon) karşı alerji, önı. bu maddelerden birine karşı önceden gelişen agranülositoz Bozulmuş kemik iliği fonksiyonu (önı. sitostatik tedavi sonucu oluşan) ya da hematopoietik sistem hastalıkları Salisilatlar, parasetamol, diklofenak, ibuprofen, indometazin, naproksengibi atıaljeziklere karşı bronkospazm ya da diğer anafilaktoid reaksiyonlar (önı. ürtikeri rinit, anjiyoödem) gelişen hastalar
GERALGİNE-M'in yardımcı maddelerinden birine karşı alerji Akut intermitan hepatik porfiria (porfiria ataklarının indüksiyon riski) Konjeqital glukoz –6– fosfat dehidrogenaz eksikliği (hemoliz riski) 3 aylıktan küçük veya 5 kg'dan düşük ağırlıktaki bebekler2/11 i I
I
■ I <
İ
3 ila 11 ay arındaki bebeklerde GERALGİNE-M intravenöz yolla uygulanmamalıdır.
Hemodinamiği stabil olmayan ve/veya hipotansiyonu olan hastalarda GERALGİNE-M parenteral l1olla uygulanmamalıdır.
Gebelik ve emzinne (bkz. bölüm 4.6)
4.4 Özel kulljnım uyarıları ve önlemleri
Metamizol k ynaklı agranülositoz, en az bir hafta süren immüno-alerjik kökenli bir olaydır. Bu rbaksiyonlar çok nadirdir, ancak şiddetli ve yaşamı tehdit edici olabilir ve ölümle sonuJlanabilir. Bunlar doza bağlı değildir ve tedavi sırasında herhangi bir zamanda ortaya çıkabilirler.
Tüm hastala muhtemelen nötropeniyle ilişkili olan aşağıdaki belirti veya semptomların herhangi biriin görülmesi halinde derhal ilacı bırakmaları ve doktorlarına danışmaları gerektiği koiıusunda uyarılmalıdır: ateş, titremeler, boğaz ağrısı, oral kavitede ülserasyon.Nöh-openi (< 1,500 nötrofil/mm3) söz konusu olduğunda, tedavi derhal kesilmeli ve tam kan l ayımı acil olarak kontrol edilmeli ve normal değerlere dönünceye değin izlenmelidir.
Pansitopeni: Pansitopeni ortaya çıkması halinde tedavi hemen kesilmeli ve kan değerleri nonnale dönene kadar tam kan sayımı ile takip yapılmalıdır.
Bütün hastalat, metamizol kullanımı sırasında kan diskrazisinin göstergesi olabilecek belirti ve semptomla.tın (öm. genel kırıklık, enfeksiyon, düşmeyen ateş, çürükler, kanama, solukluk) görülmesi halibde hemen doktora başvurmaları konusunda uyarılmalıdır.
Anafılaktik ş k: Bu tip reaksiyonlar esas olarak duyarlı hastalarda ortaya çıkmaktadır. Bu lı ya da atopik hastalarda metamizol ihtiyatla yazılmalıdır (Bkz. bölüm 4.3 onlar").
nedenle, astım Kontrendikas1
Ağır deri reaksiyonları: Metamizol kullanımı sırasında Stevens-Johnson Sendromu (SJS) ve Toksik Epidetnıal Nekroliz (TEN) gibi yaşamı tehdit eden deri reaksiyonları bildirilmiştir. SJS veya TEN belirti veya semptomlarının (genellikle içi sıvı dolu kabarcıklar veya mukoza lezyonlarının kşlik ettiği, giderek şiddetlenen deri döküntüleri) gelişmesi halinde metamizol tedavisi hemeiı kesilmeli ve bir daha hiçbir zaman yeniden uygulanmamalıdır. Hastalar belirti ve bulgular Jkonusunda bilgilendirilmeli ve özellikle tedavinin ilk haftalarında deri reaksiyonları önünden sıkı takibe alınmalıdır.
Anafilaktik/Anafilaktoid reaksiyonlar
Uygulama yölu seçilirken parenteral uygulamanın anafilaktik/anafilaktoid reaksiyonlar açısından daha yüksek bir risk taşıdığı göz önüne alınmalıdır.
Özellikle aşağıdaki hastalar metamizole karşı olası şiddetli anafılaktoid reaksiyonlar açısından özel bir risk Çındadırlar (bkz. bölüm 4.3 „Kontrendikasyonlar“):
BronşilYal astımı olan hastalar; özellikle de aynı anda rinosinusitis polipozisi olanlar Kronil{ ürtikeri olan hastalar Alkol f,ntoleransı olan hastalar; yani, belli alkollü içeceklerin az bir miktarına dahiburun
akıntısı, lakrimasyon ve belirgin yüz kızarıklığı gibi semptomlarla reaksiyon
1
1
1
1
veren liastalar. Alkol intoleransı önceden tanı konmamış analjezik astım sendromunun
Boyalata (öm. tartrazin) veya koruyucu maddelere (öm. benzoatlar) karşı intoleransı olan hı:tstalar 1GERALGINE-M uygulanmadan önce hastalar dikkatlice sorgulanmalıdır. Anafılaktoid reaksiybnıar açısından özel risk altında olduğu saptanan hastalarda, NOVALGİN olası riskler \re beklenel'l: yarar dikkatlice değerlendirildikten sonra uygulanmalıdır. Bu koşullar altında GERALGINE-M kullanılacaksa sıkı bir tıbbi gözetim gerekir ve acil tedavi uygulaması için gerekli koşullar hazır olmalıdır.
Anaflaktik şok görülürse aşağıdaki önlemler alınmalıdır. Terleme, bulantı, siyanoz gibi ilk belirtiler drtaya çıktığında enjeksiyona derhal son verilir. Mutad olarak alınan diğer önlemlerle bitlikte hasta başı aşağıya gelecek şekilde yatırılır ve solunum yolu açık tutulur.
Derhal uygulanması gereken ilaçlar:
i.v. yoldan adrenalin(epinefrriıı): Bunun için piyasada mevcut 1/1000 1 1ik bir epinefrin çözeltisinin 1 ml'si 10 ml'ye seyreltilir ve bunun 1 ml'si (0.1 mg epinefrin) nabız ve kan basıncı kontrbl edilerek yavaş bir şekilde enjekte edilir (kalp ritm bozukluklarına dikkat!). Gerekirse epinefrin enjeksiyonları tekrarlanabilir.
Daha sonra i.v. yoldan glukokortikoidler, örneğin 250–1000 mg metîlpredııizolon uygulanır. Bri dozlar normal ağırlıktaki bir erişkin için önerilen dozlardır. Çocuklarda vücut ağırlığı! ile bağlantılı doz azaltılması yapılmalıdır. Gerekirse bu dozlar tekrarlanabilir.
Bunu takibeti plazma ekspander Human Albumin, tam elektrolit çözeltisi gibi çözeltilerle|i.v. yoldan volüm snbstitüsyonu yapılır.
Diğer t e davi yöntemleri: Suni solunum, oksijen inhalasyonu ve antihi s taminikl e r.------
İzole hipotansif reaksiyonlar
Metamizol uyi;ulaması izole hipotansifreaksiyonlara neden olabilir (bkz. bölüm 4.8). Bu reaksiyonlar rtıuhtemelen doza bağımlıdır ve daha çok parenteral uygulamadan sonra ortaya çıkma ciğilimindedir. Aşağıda belirtilen durumlarda da bu tür şiddetli hipotansif reaksiyonları tnlemek amacıyla dikkat edilmesi gerekenler:
Intravenöz enjeksiyon yavaş uygulanmalıdır. O nceden mevcut hipotansiyon ile birlikte bozulmuş hemodinamiği olan; volüm kaybı ve dehidratasyonu olan hastalarla, dolaşımın stabil olmadığı ya da başlangıç halinde dolaşıin yetmezliği olan hastalarda ve Yükse ateşi olan hastalarda dikkatli olunmalıdır.Bu tür hastalarda metamizol endikasyonu özel bir hassasiyetle belirlenmelidir; eğer bu koşullar altında GERALGİNE-M uygulanacaksa, sıkı bir rnedikal gözetim gerekir. Hipotansif reaksiyon ri{kini azaltmak için koruyucu önlemler (hemodinamiğin stabilizasyonu) gerekli olabilir. Hipotansiyonu olan ya da dolaşımı stabil olmayan hastalar için " Kontrendikas onlar" bölümüne bakınız.
Metamizol, şiödetli koroner kalp hastalığı ya da beyni besleyen kan damarları stenozlan olan
hastalar gibi,
kan basıncının düşürülmesinden kaçınılması gereken hastalarda yalnızca
yakından hem dinamik izleme altında kullanılmalıdır.
Böbrek ya da
karaciğer bozukluğu olan hastalarda, yüksek me^mîzol dozlarından kaçınılması önerilmektedi , zira bu hastalarda metamizol eliminasyon hızı azalmaktadır.
Anafılaktik/anafilaktoid reaksiyonun ilk belirtisi görüldüğünde enjeksiyonun durdurulabilmbsini garanti etmek (bkz. bölüm 4.8) ve izole hipotansif reaksiyonlar riskini minimum düzeye indirmek için, intravenöz enjeksiyon çok yavaş uygulanmalıdır (dakikada 1 ml'yi aşmamalıdır).
4.5 diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
. Siklosporin île birlikte kullanıldığında siklosporin seviyelerini düşürebilir. Bu nedenle düzenli olarak kontrol yapılması gereklidir.
GERALGİNE-M klorpromazinle birlikte kullanıldığında ağır hipotermi oluşabilir.
Pirazolonlar iİe oral antikoagülanlar, kaptopril, lityum, metotreksat ve triamteren arasında etkileşimler olabildiği ve kombine kullanımda antihipertansiflerin ve diüretiklerin etkinliğinin değişebildiği !bilinmektedir. Metamizolün bu etkileşimlere ne düzeyde neden olduğu bilinmemektedir.
Metotreksata rlıetamizol eklenmesi, özelikle yaşlı hastalarda metotreksatın hematotoksisitesini artırabilir. Bu hedenle bu kombinasyondan kaçınılmalıdır.
GERALGİNEtM % 5 glukoz, % 0.9 NaCl ya da ringer laktat çözeltisinde çözünebilir. Ancak stabiliteleri sınırlı olduğu için bu çözeltiler hemen uygulanmalıdır.
Geçimsizlik blasıhğı nedeniyle metamizol sodyum başka enjektabl 1
uygulanmamalıdır. .
4.6 Gebelik v laktasyon
Genel tavsiyei Gebelik kateg risi: C
Çocuk doğuma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü Çocuk doğubna potansiyeli olan kadınlar tedavi süresince etkili uygulamak zotundadırlar.
Gebelik do..nenıı
ilaçlarla birlikte
(Kontrasepsiyon) doğuın kontrolü
Metamizol pl!sentayı geçer. İlacın fetusa zararlı olduğuna dair bir bulgu mevcut değildir: Metamizol sı4anlarda ve tavşanlarda teratojenik etki göstermemiştir ve yalnızca matemal olarak da tjksik olan yüksek dozlarda fetotoksisite gözlenmiştir. Ancak yine de GERALGİNE M'in hamilelikte kullanımı ile il klinikverileryetersizdir.
Bu yüzden, hamileliğin ilk üç ayında GE^ALG^INE-M1 in kullanılmaması önerilir. Bunu takip eden üç ayda da, sadece potansiyel yarar ve risk bir doktor tarafından dikkatlice tartıldıktan soiıra kul.lanılır.
Ancak, GERALGINE-M gebeliğin son üç ayında kullanılmamalıdır. Çünkü metamizol'ün sadece zayıf bir prostaglandin sentez inhibitörü olmasına rağmen, duktus arteriozusun eken kapanması ve hem maternal hem de neonatal trombosit
agregabilitesincleki bozulmaya bağlı olarak perinatal komplikasyonların ortaya çıkma olasılığı göz b-dı edilemez.
Laktasyon döemi
Metamizol mJtabolitleri anne sütüne geçer. GERALGİNE-M uygulanması sırasında ve sonraki 48 saat boyunca emzirmekten kaçınılmalıdır.
.Ureme yeteneği /Fertikte
Sıçan ve tavşanlardaki çalışmalar teratojenik potansiyel göstermemiştir.
4.7 Araç ve akine kullanımı üzerindeki etkiler
Onerilen dozaj sınırlan içinde konsantrasyon ve reaksiyon yeteneği üzerinde bilinen herhangi bir istenmeyen etki yoktur. Ancak yine de, en azından yüksek dozlarda, konsantrasyon ve reaksiyon yeteneğinin bozulabileceği ve bu yeteneğin özel önem. taşıdığı durumlarda (örneğin araç ya da makine kullanma) bir risk oluşabileceği göz önüne alınmaltdır (özellikle de alkol kullanımı söz konusu ise).
.
4.8 istenmeyen etkiler
Advers ilaç reJksiyonları aşağıdaki sıklık derecesine göre belirtilmiştir:
Çok yaygın(::: k/1 O); yaygın (::: 1/100 ila S 1/1 O); yaygın olmayan(::: 1/1000 ila S 1/100); seyrek(::: 1/lObOO ila S 1/1000); çok seyrek (S 1/10.000); bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahıtiin edilemiyor)
Kan ve lenf sitemi hastalıkları
Seyrek: Ölümce sonuçlanabilen pansitopeni, aplastik anemi, agranülositoz ve lökopeni
Çok seyrek: Trombositopeni
Bu reaksiyonların immünolojik kaynaklı olduğu kabul edilir. Bunlar, daha önce hiçbir komplikasyon olmaksızın birçok kez Metamizol Sodyum kullanılmış olmasına rağmen yine de oluşabilir.
Agranülositoz n tipik belirtileri enflamatuar mukoza! lezyonlar (öm. orofarengeal, anorektal, genital), boğai ağrısı, ateştir (hatta bazen beklenmedik şekilde persistan ya da rekürran ateş). Ancak, antibi}otik tedavisi uygulanan hastalarda agranülositozun tipik belirtileri minimal 1
düzeyde olabilir.
Eritrosit sediriıantasyon hızı çok artmıştır ve lenf nodları tipik olarak hafif bir şekilde büyümüştür yJ da büyüme söz konusu değildir.
Trombositopeninîn tipik belirtileri artan kanama eğilimi ile deride ve muköz membranlarda peteşilerdir.
Bağışıklık sis emi hastalıkları
Anafilaktik/aJafilaktoid reaksiyonlar
Seyrek: Metarilizol, anafilaktik/anafilaktoid reaksiyonlara neden olabilir.
Çok seyrek: Bu reaksiyonlar şiddetli ve yaşamı tehdit eder bir hal alabilir ve bazen ölümle sonuçlanabilir! Bu reaksiyonlar Metamizol Sodyum daha önce defalarca hiçbir şikayete yol açmadan kuııJnıımış olsa bile ortaya çıkabilir.
Bu tur reaksiyonlar; metamizol uygulamasından hemen sonrasında ya da saatler sonra ortaya çıkabilir. Ancs k buradaki olağan durum; uygulamadan sonraki ilk bir saat içinde reaksiyonun oluşmasıdır.
Orta derecedeki anafilaktik/anafilaktoid reaksiyonlar tipik olarak kutanöz ve mukozal semptomlar (kaşınma, yanma, kızarma, ürtiker, kabartılar gibi), dispne ve daha az sıklıkla gastrointestinal şikayetler halinde ortaya çıkar.
Hafif reaksiyonlar zamanla jeneralîze ürtiker, şiddetli anjiyoödem (hatta larinksi de kapsayacak şekilde), şiddetli bronkospazm, kardiyak aritmiler, kan basıncında düşüş (bazen öncesinde kan basıncı artışıyla) ve dolaşım şoku İle şiddetli formlara ilerleyebilir.
Analjezik astım sendromu olan hastalarda, bu intolerans reaksiyonları tipik olarak astım atakları şeklinde görülür.
Bilinmiyor: İzole hipotansif reaksiyonlar
Zaman zaman, uygulama esnasında ya da uygulama sonrası geçici izole hipotansif reaksiyonları ortaya çıkabilir (muhtemelen farmakolojik kaynaklı olan ve
anafilaktik/anafilaktoid reaksiyonun diğer belirtilerini içermeyen) ve nadir olgularda bu reaksiyon kan basıncında kritik düşüş formunu alabilir. Hızlı enjeksiyon bu gibi hipotansif reaksiyon oluşma riskini artırabilir.
Seyrek: Maküopapülöz döküntü.
Çok seyrek: Sı evens-Johnson sendromu ya da Lyell sendromu, dolaşım şoku.
Sıklığı bilinmiyor: Yukarıda bahsedilen kutanöz ve mukozal anafilaktik/anafilaktoid
manîfestasyonların yanı sıra, zaman zaman sabit ilaç erüpsiyonları (bkz. Bölüm 4.4).
Çok seyrek: Özellikle böbrek hastalığı öyküsü olan hastalarda, böbrek fonksiyonu akut olarak kötüleşebilir (akut böbrek yetmezliği), akut interstisyel nefrit ve bazı olgularda oligüri, anürİ veya proteinüri ortaya çıkabilir.
Bazen idrardı, kırmızı renklenme gözlenmiştir; bu, düşük konsantrasyonda bulunan bir metabolite (rubazonik asit) bağlı olabilir.
Enjeksiyon bölgesinde ağrı ve lokal reaksiyonlar meydana gelebilir. Tabloya bazen flebit de eklenebilir.
Sünhelî advers reaksiyonların raporlarım ası
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlanma yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine
olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)’ne bildirmeleri gerekmektedir. ( . gov.tr : e-posta: ; tel: 0800 314 00 08; faks: 0312218 35 99)
4.9 doz aşımı ve tedavisi
Belirtiler:
Akut doz aşımı sonrası bulantı, kusma, abdominal ağrı, böbrek fonksiyon bozukluğu/akut böbrek yetmezliği (örn. interstisyel nefrite bağlı olarak) ve daha nadir olarak merkezi sinir sistemi semptomları (baş dönmesi, somnolans, koma, konvülziyonlar), kan basıncında düşüş (bazen şoka dönüşebilen) ve kardiyak aritmiler (taşikardi) bildirilmiştir. Çok yüksek dozlardan sonra, zararsız bir metabolitinin (rubazonik asit) atılımı sonucu idrar rengi kırmızıya dönebilir.
Tedavi:
Metamizolün bilinen spesifik bir antidotu yoktur. Eğer İlaç yeni alınmışsa, etkin maddelerin daha fazla sistemik emilimini sınırlamak amacıyla primer detoksifikasyona yönelik (örn. gastrik lavaj) ya da emilimi azaltıcı (örn. aktif kömür) önlemler alınabilir. İlacın ana metabolİtİ (4-N-metilaminoantipirin) hemodiyaliz, hemofiltrasyon, hemoperfüzyon ya da plazma filtrasyonu yoluyla elimine edilebilir.
5. farmakoloji̇k özelli̇kler ı
5.1 farmakodinamik özellikler
FarmakoterapÖtik grubu: Pirazolonlar
ATC Kodu: N32BB02
Metamizol’ün analjezik, antipiretik ve antispazmodik etkileri vardır. Metamizol büyük olasılıkla kombine bir santral ve periferik etki şekline sahiptir. Afferent lifler, omur ilik ve periakuadukta. gri madde düzeyindeki santral etki mekanizmaları metamizolün analjezik etkisine katkıda bulunabilir.
Etki mekanizması tam olarak araştırılmamıştır. Bazı veriler metamizol ve ana metabolitinin (4-N-metilaminoantİpirin) kombine bir santral ve periferik etki modeline sahip olabileceğini göstermektedir.
5.2 farmakokinetik özellikler
Metamizol ve metabolitlerinin farmakokinetiği tam olarak araştırılmamıştır. Fakat aşağıdaki bilgiler verilebilir:
Emilim: Oral uygulamadan sonra metamizol tamamen aktif metaboliti olan 4-N-metilaminoantipirine (MAA) hidrolize olur. MAA’nın mutlak biyoyararlanımı yaklaşık olarak %90’dır ve oral uygulama sonrası intravenöz uygulamaya oranla biraz daha yüksektir. Metamizol besinlerle birlikte alındığında MAA’nın farmakokinetiği fark edilir bir değişikliğe uğramaz.
Biyotransformasyon: Klinik etkiyi temel olarak MAA ve bir dereceye kadar da 4-aminoantipirirı (AA) sağlar. AA’nm AUC değerleri MAA’nın AUC değerinin yaklaşık %25’ini oluşturur, 4-N-asetilaminoantipirin (AAA) ve 4-N-formilaminoantipirin (FAA) gibi metaboli leriıı klinik etkileri yok gibi görünmektedir. Tüm metabolitler İçin lineer olmayan bir farmakokinetik gözlenir. Bu bulgunun klinik önemi hakkında bir yargıya varılabilmesi İçin daha fazla çalışmaya İhtiyaç vardır. Kısa dönemli tedavide metabolitlerin birikiminin fazla bir klinik anlamı yoktur.
Dağılım: Proteine bağlanma düzeyleri MAA için %58, AA için %48. FAA için %18 ve AAA İçin %14’dür. Bir intravenöz doz sonrası metamizolün plazma yarılanma ömrü yaklaşık 14 dakikadır.
Eliminasyon: Radyoaktif işaretli intravenöz dozun yaklaşık %96’sı idrar, yaklaşık %6’sı ise feçes yoluyla atılır. Tek bir oral dozdan sonra metabolitlerin %85’i idrarla atılmış ve bunun %3±%l’i MAA, %6+%3’ü AA, %26±%8’i AAA ve %23±%4’ü FAA’dan oluşmuştur. 1 g’lık tek bir oral metamizol dozundan sonra renal klirens MAA için 5 ml±2 ml/dak., AA için 38 ml±13 ml/dak., AAA için 61 ml±8ml/dak., ve FAA için 49 ml±5 ml/dak olmuştur. Aynı dozdan sonraki plazma yanlanma ömürleri de MAA için 2.7+0.5 saat, AA için 3.7 +1.3 saat, AAA için 9.5:-I.5 saat ve FAA için 11.2+1.5 saat olmuştur.
Doğrusallık/doğrusal olmayan durum: Tüm metabolitler için lineer olmayan bir farmakokinetik gözlenir. Bu bulgunun klinik önemi hakkında bir yargıya varılabilmesi için daha fazla çalışmaya ihtiyaç vardır.
Geriyatrik popülasyon:
Yaşlılarda İlaca maruz kalma (AUC) 2–3 kat artar.
Karaciğer yetmezliği:
Karaciğer sirozu olan hastalarda, tek dozluk oral uygulama sonrasında, MAA ve FAA’nm yarılanma ömı*ü 3 kat artmıştır (10 saat), ancak AA ve AAA’daki artış bu kadar belirgin olmamıştır.
Böbrek yetmezliği: I –
Böbrek fonksiyonu bozulmuş olan hastalar üzerinde yeterli yoğunlukta çalışma yapılmamıştır. Mevcut veriler ise bazı metabolitler için (AAA ve FAA) eliminasyonun azaldığım göstermektedir.
5.3 klinik öncesi güvenlilik verileri
Akut toksisite
Metamizolün fare ve sıçanlardaki en düşük letal dozları: oral yolla yaklaşık 4000 mg/kg vücut ağırlığı; intravenöz olarak yaklaşık 2300 mg metamizol/kg vücut ağırlığı veya 400 mg MAA/kg vücut ağırlığıdır.
İntoksikasyon belirtileri İse taşipne, sedasyon ve premortal konvülziyonlar olmuştur.
Kronik toksisite
Metamizolün, sıçanlarda günlük 150 mg/kg vücut ağırlığı dozlarda, köpeklerde ise günlük 50 mg/kg vücut ağırlığı dozlarda 4 hafta boyunca uygulanması tolere edilmiştir.
Farklı hayvan türlerinde subkronik ve kronik toksisite çalışmaları gerçekleştirilmiştir.
Sıçanlarda 6 ay süreyle günlük 100–900 mg/kg vücut ağırlığı dozunda metamizol uygulanmıştır En yüksek dozda (900 mg/kg), 13. haftadan sonra retîkülositlerde ve Heinz cisimciklerinde artış saptanmıştır.
Köpeklerde 6
ay süreyle günlük 30–600 mg/kg vücut ağırlığı dozlarında metamizol
uygulanmıştır. Günde 300 mg/kg dozlarından itibaren, doza bağlı hemolitik anemi ve böbrek ve karaciğer evlerinde bozulma gözlenmiştir.
Daha yüksek aozlar her iki cinste de serum kimyasında değişikliğe ve karaciğer ve dalakta hemosiderozife sebep olmuş; ayrıca kemik iliği toksisitesi ve anemi belirtileri saptanmıştır. in vitro ve in yioo deneyler, aynı test sistemlerinde metamizol için çelişkili sonuçlar vermiştir.
Karsinojenite
Sıçanlarda yapılan uzun süreli çalışmalarda karsinojenik potansiyeli gösteren bir bulguya rastlanmamıştır. Uzun süreli üç çalışmadan ikisinde, yüksek dozlarda karaciğer hücreli adenomlarda iutış bildirilmiştir.
Mutajenite
Literatürde h m pozitif hem de negatif sonuçlar tanımlanmıştır. Ancak belirtilen Hoechst dereceli matetyal ile yapılan in-vitro ve in-vivo çalışmalar mutajenik potansiyele ilişkin bir bulgu gösterniemiştir.
Üreme Toksisitesi
Sıçan ve tivşanlarda yapılan embriyotoksisite çalışmalarında teratojenik potansiyel gösterilmemiştir.
Tavşanlarda, bildirilmiştir.
matemal toksisite göstermeyen 100 mg/kg/gün dozunda letal etkiler
Sıçanlarda fatal embriyotoksik etkiler, maternal toksisite gözlenen doz
aralığında o aya çıkmıştır. Sıçanlarda 100 mg/kg/gün'ün üzerindeki dozlar, gestasyon süresinde uzafua ve doğum sürecinde bozulmayla beraber, yavrularda mortalite artışına neden olmuştur. 1
Fertilite testlerinde, 250 mg/kg/gün'ün üzerindeki dozlarda döl veren jenerasyonun gebelik oranında hafı,bir azalma gösterilmiştir. Fi jenerasyonun fertilitesi etkilenmemiştir.
6. farmas@ti̇k özelli̇kleri̇
6.1 yardımcılmaddelerin listesi enjeksiyonluk distile su
Geçerli değildir. ,
6.3 Rafömr
60ay :
6.4 SaklamaJa yönelik özel tedbirler
25 ° C'nin altındaki oda sıcaklığında saklayınız.
6.5 AmbaIaJın niteliği ve İçeriğiGERALGINE-M ampul S00mg/ml: 2ml x 10 ampul; 2ml x 50 ampul ve 2ml x 100 ampul şeklinde ambalajlanmıştır.
6.6 Beşeri tibbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller "Tıbbi Atıkların Kontrolü
Yönetmeliği" ve Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmelik" lerine uygun olarak imha etlilmelidir.
7. RUHSAT lsAHİBİ
GL OBAL PHARMA İLA Ç SANAYİ VE Tİ CARET AN ONİM ŞİRKETİ
Yukarı DudUllu Mahallesi Hünkar Sk. Azeri İş Merkezi Apt. No: 4 A/1 ÜMRANİYE/ISTANBUL