Ilac kullanma talimatı Ana menüyü aç

COLDSAL TABLET - kisa ürün bi̇lgi̇si̇

Etken madde içeren ilaçlar:

Dostupné balení:

KISA ÜRÜN BİLGİSİ - COLDSAL TABLET

KISA ÜRÜN B

1. BE

COLDSAL Tablet

2. kali̇tati̇f ve kanti̇tati̇f bi̇leşi̇m

Etkin maddeler:

Her tablet,

(200 mg Parasetamol’e eş değ er )

* = Direkt basılabilir, Asetilsalisilik asit

içerir.

Yardımcı maddeler:

Yardımcı maddelerin tam bir listesi için, bölüm 6.1’e bakınız.

3. FARMASÖT

Oral kullanım için tablet.

4. kli̇ni̇k özelli̇kler

4.1 terapötik endikasyonlar

4.2 Pozoloji ve uygulama

Doktor tarafından baş ka bir ş ekilde tavsiye edilmediğ i takdirde aş ağ ıdaki dozlar önerilir:

16 yaş üstü adolesanlar ve yetiş kinler:

Günde 1–2 tabletten 6 tablete kadar (maksimum günlük doz 1500 mg asetilsalisilik asit, 1200 mg parasetamol ve 300 mg kafein).

Dozlar arasında en az 4 saat geçmelidir.

Uygulama süresi:
Uygulama

COLDSAL bir bardak su ile alınmalıdır.

Özel popülasyonlara ili

Böbrek yetmezliğ i olan hastalarda dikkatli olunmalıdır. Ağ ır böbrek yetmezliğ inde kullanılmamalıdır.

Karaci

Karaciğ er yetmezliğ i olan hastalarda dikkatli olunmalıdır. Ağ ır karaciğ er yetmezliğ inde kullanılmamalıdır.

Pediyatrik popülasyon:

16 yaş ın altındaki çocuklarda ve ergenlerde kullanılmamalıdır.

Geriyatrik popülasyon:

COLDSAL'ın yaş lı kiş ilerde kullanımıyla ilgili özel bir veri bulunmamaktadır.

4.3 kontrendikasyonlar

COLDSAL aş ağ ıdaki durumlarda kullanılmamalıdır:

– Salisilatlar, parasetamol, kafein veya yardımcı maddelerden herhangi birine karş ı aş ırı duyarlılığ ı olan hastalar,

– Salisilatlar ya da diğ er NSAİİ 'ler verildikten sonra astım belirtileri, nazal polipler, anjiyoödem veya ürtiker geliş miş olan hastalar,

– Aktif gastrik ya da duodenal ülser vakaları,

– Kanama bozuklukları (örn. hemofili) olan hastalar,

– Gebeliğ in üçüncü üç aylık dönemi,

– Reye sendromu riski nedeniyle, suçiçeğ i ya da grip-benzeri hastalığ ı olan çocuklar ya da ergenler,

– 16 yaş ın altındaki çocuklar ve ergenler,

– Ağ ır karaciğ er yetmezliğ i (Child-Pugh C),

– Ağ ır böbrek yetmezliğ i,

– Kontrol altında olmayan ş iddetli kalp yetmezliğ i,

– Haftada 15 mg ya da üzeri dozlarda metotreksat tedavisi (bkz. Diğ er tıbbi ürünler ile etkileş imler ve diğ er etkileş im ş ekilleri).

İ lacın içindeki yardımcı maddelerden birisiyle uyuş mayabilecek ender kalıtsal tabloların varlığ ında ürünün kullanılması kontrendikedir (bkz. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri).

4.3 özel kullanım uyarıları ve önlemleri

COLDSAL aş ağ ıdaki durumlarda sadece doktor tavsiyesiyle kullanılmalıdır:

– Glukoz-6-fosfat-dehidrojenaz eksikliğ i,

– Astım, alerjik rinit ve nazal polipler,

– Kronik veya tekrarlayan gastrik veya duodenal ş ikayetler,

– Gasirointestinal ülser ya da gastrointestinal ülser öyküsü, kanama ya da perforasyon,

– NSAİİ 'lere karş ı aş ırı duyarlılık,

– Hepatik disfonksiyon (örn. kronik alkol bağ ımlılığ ına, hepatite bağ lı) (Child-Pugh A/B),

– Renal fonksiyon bozukluğ u,

– Gilbert sendromu,

– Oral antikoagülanlar, antitrombositer ilaçlar, sistemik etkili heparin, trombolitikler ve SSRI'lar ile birlikte kullanım (bkz. Diğ er tıbbi ürünler ile etkileş imler ve diğ er etkileş im ş ekilleri ve Yan etkiler),

– Cerrahi prosedürlerden önce.

Doktor tarafından aksi önerilmedikçe, COLDSAL ağ rı için 10 günden fazla veya ateş için 3 günden fazla süreyle kullanılmamalıdır. Eğ er, ağ rı veya ateş devam eder ya da kötüleş irse, yeni semptomlar ortaya çıkarsa veya kızarıklık ya da ş iş lik görülürse doktora baş vurulmalıdır, çünkü bunlar ciddi bir tablonun iş aretleri olabilir.

Eğ er önerilen dozaj aş ılırsa karaciğ er harabiyeti oluş abilir (bkz. Doz aş ımı). Doz aş ımından korunmak için, parasetamol içeren diğ er ilaçlar ile birlikte uygulanmasından kaçınılmalıdır.

Uzun süreli kullanımdan sonra hemoglobin sayımı, böbrek ve karaciğ er fonksiyonları izlenmelidir.

Analjeziklerin yoğ un olarak kullanılması, özellikle yüksek dozlarda olmak üzere, ilaç dozu artırılarak tedavi edilmemesi gereken baş ağ rılarını indükleyebilir.

Analjeziklerin uzun süreler boyunca yüksek dozlarda kullanıldıktan sonra aniden bırakılması, çekilme semptomlarını indükleyebilir (örn. baş ağ rısı, yorgunluk, sinirlilik); bu durum tipik olarak birkaç gün içerisinde ortadan kalkar. Analjeziklerin yeniden alınması doktor tavsiyesine bağ lı olmalıdır ve çekilme semptomları iyileş miş olmalıdır.

Ş iddetli akut aş ırı duyarlılık reaksiyonları (örn. anaflaktik ş ok) oluş abilir. COLDSAL uygulamasını izleyen bir aş ırı duyarlılık reaksiyonunun ilk bulguları ortaya çıktığ ında tedavi kesilmelidir.

Asetilsalisilik asit, ürik asidin atılımını azaltabilir ve duyarlı bireylerde gut hastalığ ını presipite edebilir.

Asetilsalisilik asit kullanımı, enfeksiyon bulgularını maskeleyebilir.

COLDSAL, ergenler ve çocuklardaki ateş li hastalık tablolarında sadece doktor tavsiyesi üzerine ve sadece diğ er önlemler etkisiz kaldığ ında kullanılmalıdır. Bu hastalarda, ender ama yaş amı tehdit edici bir tablo olan Reye sendromu geliş me riski vardır. Reye sendromu enfeksiyöz olmayan ensefalopati ve karaciğ er yetmezliğ i ile karakterizedir ve tipik olarak ateş li bir hastalığ ın (suçiçeğ i, grip-benzeri hastalık) akut bulguları ortadan kalktıktan sonra belirir. Klinik özellikleri arasında uzun süreli ve aş ırı kusma, baş ağ rısı ve bilinç bozukluğ u bulunur.

Bütün NSAİİ 'ler ile ölümcül olabilen gastrointestinal kanama, ülserasyon ya da perforasyon bildirilmiş olduğ u için, hastalar özellikle tedavinin baş langıç evrelerinde ve özellikle de yaş lı iseler, olağ andış ı herhangi bir gastrointestinal semptom (örn. abdominal ağ rı, melena, hematemez) ortaya çıkması halinde doktora baş vurmalıdır. Gastrointestinal kanama ya da ülserasyon ortaya çıktığ ında tedavi kesilmelidir (bkz. Yan etkiler).

4.4 Di

Asetilsalisilik asit

Asetilsalisilik asit aş ağ ıdaki ilaçların etkisini ve toksisite riskini artırabilir.

– NSAİİ 'ler, kortikosteroidler ya da alkol: Gastrointestinal yan etki riskinde artış (örn. gastrointestinal kanama),

– Digoksin, lityum,

– Antitrombositer ilaçlar, antikoagülanlar, trombolitikler, SSRI'lar: Kanama riskinde artış (bkz. Özel kullanım uyarıları ve önlemler ve Yan etkiler),

– Hipoglisemik ajanlar, valproik asit, metotreksat.

Asetilsalisilik asit diüretikler ve antihipertansi­flerin etkisini azaltabilir.

COLDSAL aynı zamanda, spironolaktonun natriüretik etkisini azaltabilir ve ürikozürik ajanlarm etkisini (örn. probenesid, sülfinpirazon) inhibe edebilir.

Parasetamol

– Probenesid, salisilamid: Parasetamol eliminasyonunda gecikme, toksisite artış ı,

– Kolestiramin parasetamol emilimini azaltır.

Parasetamol ile varfarin ve kumarın türevleri arasındaki etkileş imlerin klinik önemi değ erlendirilmemek­tedir. Bu nedenle oral antikoagülanlarla tedavi görmekte olan hastalarda uzun dönemli parasetamol kullanımının yalnızca tıbbi gözetim altında uygulanması önerilir.

Diğ er türlü zararsız olan parasetamol dozları, bazı hipnotikler ve anti-epileptikler (örn. glutetimid, fenobarbital, fenitoin, karbamazepin) ve rifampisin gibi enzim indüksiyonu yapan ilaçlarla birlikte alındığ ı takdirde, karaciğ er harabiyetine yol açabilir. Aynı durum hepatotoksik potansiyel taş ıyan maddeler ve alkol kötüye kullanımı için de geçerlidir.

Mide boş almasını yavaş latan ilaçlarla birlikte uygulandığ ında parasetamolün absorpsiyon hızı azalabilir ve sonuç olarak etkisinin baş laması gecikebilir. Mide boş almasının hızlandırılması (örn. metoklopramid uygulamasından sonra) absorpsiyon hızının artmasına ve etki baş langıcının hızlanmasına yol açar.

Kloramfenikol ile kombinasyon, kloramfenikolün yarı ömrünü uzatabilir ve bu durum toksisite riskinde artış ile birliktedir.

Parasetamol ve AZT'nin (zidovudin) eş zamanlı olarak kullanılması nötropeni riskini arttırır. Bu nedenle, COLDSAL ile AZT sadece doktor önerisiyle birlikte alınmalıdır.

Laboratuar değ erleri üzerindeki etkiler:

Parasetamol alınması, laboratuarda fosfotungstik asit yöntemiyle ürik asit tayinini ve glukoz oksidaz peroksidaz yöntemiyle kan glukozu tayinini etkileyebilir.

Kafein

Kafein çeş itli ilaçların (örn. barbitüratlar, antihistaminikler) sedatif etkisini antagonize edebilir. Ayrıca, diğ er ilaçların neden olduğ u taş ikardi yapıcı etkiyi artırabilir (örn. sempatomimetikler, tiroksin). Oral kontraseptifler, simetidin, fluvoksamin ve disülfiram karaciğ erde kafein metabolizmasını azaltırken, barbitüratlar ve sigara içilmesi artırır.

Kafein, teofilin atılımını azaltır.

Birlikte kullanılan analjeziklerin olası bağ ımlılık potansiyeli yükselmez.

Kinolon grubu antibiyotiklerin kullanımı kafein eliminasyonunu geciktirebilir.

Özel popülasyonlara ili

Özel bir veri bulunmamaktadır.

Pediyatrik popiilasyon:

Özel bir veri bulunmamaktadır.

4.6 gebelik ve laktasyon

Genel tavsiye: Gebelik kategorisi D'dir.

Çocuk do

Çocuk doğ urma potansiyeli bulunan kadınlar, tedavi süresince tıbben etkili olduğ u kabul edilen doğ um kontrol yöntemleri kullanmalıdır.

Gebelik dönemi;

Prostaglandin sentezinin inhibisyonu gebeliğ i ve/veya embriyo-fetal geliş imi olumsuz yönde etkileyebilir. Epidemiyolojik çalış malardan edinilen veriler, gebeliğ in erken dönemlerinde bir prostaglandin sentez inhibitörü kullanımından sonra düş ük, kardiyak malformasyon ve gastroş izi riskinin arttığ ı izlenimini vermektedir. Kardiyak malformasyon için mutlak risk, %l'in altından yaklaş ık %1.5'e çıkmış tır. Riskin doz ve tedavi süresiyle birlikte arttığ ına inanılmaktadır.

Hayvanlarda prostaglandin sentez inhibitörü uygulamasının implantasyon öncesi ve sonrası kayıpları ve embriyo-fetal letaliteyi artırdığ ı gösterilmiş tir. Buna ek olarak, organogenetik dönemde prostaglandin sentez inhibitörü verilen hayvanlarda, kardiyovasküler olanlar da dahil çeş itli malformasyonIarın insidansında artış bildirilmiş tir.

Gebeliğ in birinci ve ikinci üç aylık dönemlerinde, kesinlikle gerekli olmadığ ı sürece COLDSAL verilmemelidir. Gebe kalmaya çalış an bir kadında ya da gebeliğ in birinci ve ikinci üç aylık dönemlerinde COLDSAL kullanılıyorsa, doz olabildiğ ince düş ük tutulmalı ve tedavi süresi mümkün olduğ u kadar kısa olmalıdır.

Gebeliğ in üçüncü üç ayında bütün prostaglandin sentez inhibitörleri, fetusta kardiyopulmoner toksisite (duktus arteriyozusun zamanından önce kapanması ve pulmoner hipertansiyon da dahil), ve oligo-hidramniyos ile böbrek yetmezliğ ine gidebilen böbrek fonksiyon bozukluğ una sebebiyet verebilir. Bu maddeler gebeliğ in sonunda anne ve yenidoğ anda ise, kanama zamanmda muhtemel bir uzamaya (çok düş ük dozlarda bile ortaya çıkabilen bir anti-agregan etki) ve uterus kontraksiyonlarında, doğ um eyleminde gecikme ya da uzamayla sonuçlanan bir azalmaya neden olabilmektedir.

Sonuç olarak COLDSAL gebeliğ in üçüncü üç aylık döneminde kontrendikedir.

Uzun süreyle yüksek miktarlarda kafein alınması, gebe kadınlarda spontan düş ük ya da prematüre doğ uma öncülük edebilir.

Laktasyon dönemi:

Parasetamol ve salisilatlar anne sütüne geçerler. Kafein de anne sütüne geçer ve bebeğ in durumunu ya da davranış larını etkileyebilir.

COLDSAL’ın uzun süreli kullanılması ya da yüksek dozlarda alınması durumunda emzirmeye son verilmelidir.

Üreme yetene

Siklooksijenaz/pros­taglandin sentezini inhibe eden ilaçların, ovülasyon üzerindeki bir etkiyle diş i fertilitesinde bozulmaya neden olabileceğ ine yönelik bazı veriler bulunmaktadır. Bu durum tedavinin sonlandırılmasıyla geri dönüş ebilir niteliktedir.

4.7 araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

Araç ve makine kullanma becerileri üzerindeki etkilerine yönelik çalış ma yürütülmemiş tir.

Ancak hastalar, tedavi sırasında somnolans ve görme bozuklukları gibi istenmeyen etkilerin ortaya çıkabileceğ i ve klinik araş tırmalar sırasında baş dönmesi ve vertigo bildirildiğ i konusunda uyarılmalıdır. Bu nedenle, araç kullanırken ya da makine iş letirken dikkatli olunması önerilmelidir. Eğ er hastalarda bu gibi semptomlar ortaya çıkarsa, araç kullanma ya da makine iş letme gibi tehlike potansiyeli taş ıyan iş lerden uzak durmalıdırlar.

4.8

Sabit dozlarda parasetamol, asetilsalisilik asit ve kafein kombinasyonuyla yürütülen plasebo kontrollü klinik çalış malarda tedavi edilen hastalarda, 1143 hastadaki deneyim temelinde, aş ağ ıdaki yan etkiler bildirilmiş tir:

MedDRA konvansiyonuna göre yaygınlık dereceleri aş ağ ıdaki gibidir:

Çok yaygın: > 1/10

Yaygın: > 1/100 ilâ < 1/10

Yaygın olmayan: > 1/1,000 ilâ < 1/100

Seyrek: > 1/10,000 ilâ < 1/1,000

Çok seyrek: <1/10,000

Bilinmiyor: Eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor.

Psikiyatrik hastalıklar

Yaygın: Sinirlilik

Seyrek: Ajitasyon

Sinir sistemi hastalıkları

Yaygın: Baş dönmesi

Seyrek: Tremor

Kulak ve iç kulak hastalıkları

Seyrek: Vertigo

Kardiyak hastalıklar

Yaygın olmayan: Palpitasyonlar

Seyrek: Taş ikardi

Gastrointestinal hastalıklar

Yaygın: Abdominal ağ rı, dispepsi, bulantı

Yaygın olmayan: Kusma

Seyrek: Diyare, özofajit

Deri ve derialtı dokusu hastalıkları

Seyrek: Hiperhidroz

Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ili

Seyrek: Bitkinlik

COLDSAL içinde bulunan tekil etkin bileş enler için, yukarıda söz edilmeyen ek advers reaksiyonlar aş ağ ıda verilmektedir:

Asetilsalisilik asit

Asetilsalisilik asit için verilen yan etki listesi, romatizmal tablolar nedeniyle uzun dönemli ve yüksek doz ile tedavi edilen hastalardaki gözlemleri de kapsamaktadır.

Kan ve lenf sistemi hastalıkları

Bilinmiyor: Özellikle kontrol altında olmayan hipertansiyonlu hastalarda

ve/veya eş zamanlı antikoagülan tedavi görmekte olan hastalarda olmak üzere, bireysel olgularda yaş amı tehdit edici olabilen ağ ır kanama, örn, serebral kanama (bkz. Diğ er tıbbi ürünler ile etkileş imler ve diğ er etkileş im ş ekilleri ve Özel kullanım uyarıları ve önlemler) kanama, örn. burun kanaması, diş eti kanaması (tedavi bittikten sonra birkaç gün daha kalıcı olan anti-agregan etki nedeniyle kanama riski artabilir).

Ba

Seyrek: Aş ırı duyarlılık (anaflaktik ş ok, anjiyoödem, bronkospazm,

hipotansiyon, dispne, ve deri reaksiyonları dahil)

Endokrin hastalıklar

Çok seyrek: Hipoglisemi

Sinir sistemi hastalıkları

Bilinmiyor: Konfüzyonal durum, somnolans, baş ağ rısı

Göz hastalıkları

Bilinmiyor:

Vizüel bozukluklar

Kulak ve içkulak hastalıkları

Bilinmiyor:

İş itmede bozukluk, tinnitus

Gastrointestinal hastalıklar

Seyrek:

Uzun süreli kullanımda demir eksikliğ i anemisiyle sonuçlanabilen gastrointestinal kanama (bkz. Özel kullanım uyarıları ve önlemler), gastrointestinal ülserler

Çok seyrek:

Gastrointestinal perforasyon

Bilinmiyor:

Erozif gastrit, epigastrik huzursuzluk

Hepatobiliyer hastalıklar

Çok seyrek:

Karaciğ er fonksiyonlarında anormallik, transaminazlarda artış

Deri ve derialtı dokusu hastalıkları

Seyrek:

Ş iddetli deri reaksiyonları (eritema mültiforme dahil)

Böbrek ve idrar hastalıkları

Çok seyrek:

Böbrek yetersizliğ i

Parasetamol

Kan ve lenf sistemi hastalıkları

Çok seyrek:

Agranülositoz, pansitopeni, lökopeni ve trombositopeni

Ba ğı şıklık sistemi hastalıkları

Çok seyrek:

Aş ın duyarlılık (anaflaktik ş ok, anjiyoödem, dispne,

eritem,ürtiker, bulantı ve aş ırı terleme dahil)

Solunum, gö ğüs bozuklukları ve mediyastinal hastalıklar

Çok seyrek:

NSAİİ 'lere alerjik olan kiş ilerde bronkospazm

Hepatohiliyer hastahklar

Seyrek: Transaminazlarda artış

Deri ve derialtı dokusu hastalıkları

Bilinmiyor: İ laç döküntüsü

Kafein

Sinir sistemi hastalıkları

Bilinmiyor: Uykusuzluk, huzursuzluk

Ş

Ruhsatlandırma sonrası ş üpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taş ımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağ lar. Sağ lık mesleğ i mensuplarının herhangi bir ş üpheli advers reaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)’ne bildirmeleri gerekmektedir ( e-posta: ; tel: 0 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99).

4.9 Doz a

Yaş lı kiş iler, küçük çocuklar, karaciğ er bozuklukları olan, kronik olarak alkol tüketen ya da kronik malnutrisyonu olan hastalarda, ayrıca birlikte enzim indükleyici ilaçlarla tedavi edilen hastalarda, fatal sonuçlanım da dahil olmak üzere, intoksikasyon riski artmaktadır.

Semptomlar

Parasetamol:

Semptomlar normal olarak ilk 24 saat içinde ortaya çıkar ve solukluk, bulantı, kusma, anoreksi ve abdominal ağ rıyı içerir. Hastalarda geçici bir sübjektif iyileş me görülebilir, ama muhtemelen karaciğ er harabiyetinin göstergesi olan hafif abdominal ağ rı kalıcı olabilir.

Eriş kinlerde yaklaş ık 6 g ya da daha fazla, çocuklarda 140 mg/kg tek parasetamol dozları hepatoselüler nekroza neden olabilir. Bu durum geri dönüş ümsüz tam bir nekroza dönüş ebilir; daha sonrasında hepatoselüler yetersizlik, metabolik asidoz ve ensefalopati geliş ebilir ve nihayetinde koma ve ölümle sonuçlanabilir. Alımdan 12–48 saat sonra ortaya çıkmak üzere, karaciğ er transaminazları (AST, ALT), laktat dehidrogenaz ve bilirubinde yükselme ve protrombin zamanında artış lar gözlenmiş tir. Karaciğ er harabiyetinin klinik semptomları olağ an halde 2 gün sonra belirginleş ir ve 4–6 gün sonra maksimuma ulaş ır.

Ş iddetli karaciğ er harabiyetinin bulunmadığ ı durumlarda bile, akut tübüler nekrozla birlikte akut böbrek yetmezliğ i geliş ebilir. Parasetamol doz aş ımından sonra, myokardiyal anormallikler ve pankreatit gibi baş ka non-hepatik semptomlar da bildirilmiş tir.

Asetilsalisilik asit:

Hafif akut asetilsalisilik asit toksisitesi semptomları ş unlardır; uzun ve derin soluma, kulak çınlaması, bulantı, kusma, görme ve iş itme bozuklukları, baş dönmesi ve konfüzyonal durumlar. Ağ ır zehirlenme durumlarında ise, delirium, tremor, konvülsiyonlar, dispne, terleme, kanamalar, dehidratasyon, plazmanın asit-baz dengesinde ve elektrolit bileş iminde bozukluklar, hipertermi ve koma görülebilir.

Kafein:

Toksisite semptomları, eğ er doz kısa bir süre içerisinde alınırsa, 1 g (15 mg/kg) ve üzerindeki kafein dozlarmda ortaya çıkabilir.

Akut kafein zehirlenmesinin erken semptomları, genellikle tremor ve huzursuzluktur. Bunları bulantı, kusma, taş ikardi ve konfüzyon izler. Ciddi intoksikasyonda, delirium, nöbetler, supraventriküler ve ventriküler taş iaritmiler, hipokalemi ve hiperglisemi ortaya çıkabilir.

Tedavi

Parasetamol:

Parasetamol intoksikasyonundan kuş kulanıldığ ında, ilaç alımından sonraki ilk 10 saat içerisinde, N-asetilsistein gibi SH grubu verici ajanların intravenöz yoldan uygulanması endikedir. N-asetilsistein bu süre içinde baş latıldığ ında en etkili olmakla birlikte, ilaç alımından 48 saat sonra gibi geç bir zamanda verildiğ inde de, bir dereceye kadar koruma sağ layabilir; böyle bir durumda daha uzun süreyle alınmalıdır. Plazmadaki parasetamol konsantrasyonu diyaliz ile azaltılabilir.

Plazma parasetamol konsantrasyon­larının belirlenmesi ve karaciğ er fonksiyon testlerinin yapılması tavsiye edilmektedir.

Daha ileri önlemler parasetamol intoksikasyonunun klinik semptomlarmın ş iddeti, niteliğ i ve seyrine bağ lı olacaktır ve standart yoğ un bakım protokolleri izlenmelidir.

Asetilsalisilik asit:

Tedaviye genel önlemlerle baş lanmalıdır (örn. aktif tıbbi kömür, gastrik lavaj). Zorlu diürez yöntemi kullanılmamalıdır, çünkü salisilat atılımını hızlandırmaz ve pulmoner ödeme neden olabilir. Sodyum bikarbonat ve potasyum klorür çözeltileri infüze edilebilir.

Asetilsalisilik asidin plazma konsantrasyonları diyalizle azaltılabilir.

Kafein:

MSS semptomları ve konvülsiyonlar benzodiazepinler ile tedavi edilebilir; supraventriküler taş ikardi intravenöz yoldan uygulanan propranolol gibi beta-blokerler kullanılarak kontrol altına alınabilir.

5. farmakoloji̇k özelli̇kler

5.1 farmakodinamik özellikler

Farmakoterapötik grup: Diğ er analjezikler ve antipiretikler

ATCkodu: N02 BA51

Asetilsalisilik asit:

Asetilsalisilik asit analjezik, antipiretik ve antiinflamatuar etkilere sahiptir. Bu özellikler esas olarak prostaglandin biyosentezi üzerindeki etkisinin sonucudur. Asetilsalisilik asit ağ rıyı, büyük oranda periferik etkisi sayesinde azaltmaktadır. Asetilsalisilik asidin antipiretik etkisi ise, beyindeki ısı kontrol merkezi üzerindeki etkisi sonucunda ortaya çıkar. Asetilsalisilik asit aynı zamanda, trombositlerdeki siklooksijenaz üzerindeki inhibitör etkisiyle, trombosit agregasyonunu da inhibe eder.

Parasetamol:

Parasetamol analjezik ve antipiretik etkilere ve yanı sıra çok zayıf bir antİ enflamatuar etkiye sahiptir. Etki mekanizması tam olarak anlaş ılmamış tır. Merkezi prostaglandin sentezini kuvvetli bir ş ekilde inhibe eder; ancak periferik prostaglandin sentezini yalnızca zayıf bir ş ekilde inhibe etmektedir. Aynı zamanda endojen pirojenlerin hipotalamustaki ısı regülasyon merkezi üzerindeki etkisini de inhibe eder.

Kafein:

Kafein hafif bir uyarıcıdır ve analjezik özellikleri vardır.

Kombinasyon:

Asetilsalisilik asit ve parasetamol bütünleyici etki mekanizmalarına sahiptir ve sonuçta aditif analjezik etkiler ortaya çıkar. Kafeinin eklenmesi, asetilsalisilik asit+parasetamolün analjezik etkisini yaklaş ık % 40 oranında artırır.

5.2 farmakokinetik özellikler

Asetilsalisilik asit:

Emilim: Oral uygulamadan sonra, non-iyonize asetilsalisilik asidin emilimi midede ve bağ ırsakta gerçekleş ir. Asetilsalisilik asidin bir kısmı bağ ırsak duvarında salisilata hidrolize olur. Asetilsalisilik asit emildikten sonra hızla salisilata dönüş ür, fakat oral uygulamadan sonraki ilk 20 dakikada plazmada ilacın hakim formudur.

Da ğ ılım: Asetilsalisilik asit plazma proteinlerine bağ lanır ve geniş bir dağ ılım gösterir. Plazmada asetilsalisilik asit konsantrasyonları hızla azalırken, salisilat konsantrasyonları artar. Asetilsalisilik asidin plazma yarı ömrü yaklaş ık 15 dakikadır; salisilatın plazma yan ömrü ise, düş ük dozlarda 2–3 saattir. Salisilatlar plazma proteinlerine büyük ölçüde bağ lanır ve vücudun bütün bölümlerine hızla dağ ılırlar.

Salisilatlar anne sütüne ve plasentaya geçerler.

Bivotransformas­von : Asetilsalisilik asidin hızla parçalanmasıyla oluş an salisilatlar esas olarak karaciğ er metabolizmasıyla elimine edilir. Metabolitler arasında salisilürik asit, salisil fenolik glukuronid, salisilik açil glukuronid, gentizik asit ve gentizürik asit yer alır. Baş lıca metabolitler olan salisilürik asit ile salisilik fenolik glukuronidin oluş umu kolayca satüre edilir niteliktedir ve Michaelis-Menten kinetiğ ini izlerler; diğ er metabolik yollar birinci-derece proseslerdir. Sonuç olarak, kararlı durum plazma salisilat konsantrasyonları doz ile orantısız bir ş ekilde artar.

Eliminasvon: 325 mg'lık bir asetilsalisilik asit dozunu izleyerek, eliminasyon bir birinci-derece prosestir ve serum salisilat yarı ömrü yaklaş ık 2 ile 3 saattir; yüksek asetilsalisilik asit dozlarında yarı ömür 15 ile 30 saate çıkar.

250 mg'lık bir asetilsalisilik asit dozunu takiben plazma yan ömrü 2,8 saattir; 1 g'lık bir dozda yarı ömür 5 saate, 2 g'lık bir dozda 9 saate çıkar.

Salisilatlar da idrarla değ iş meden atılır; bu yolla atılan miktar doz artış ıyla birlikte artar ve aynı zamanda idrar pH'sına da bağ ımlıdır; alkali idrarla dozun yaklaş ık %30'u, buna karş ılık asidik idrarla %2'si atılır.

Do ğ rusallık/Do ğ rusal olmayan durum:

Asetilsalisilik asit doğ rusal olmayan bir farmakokinetik profil gösterir.

Parasetamol:

Emilim: Oral uygulamadan sonra parasetamol ince bağ ırsakta hızla ve hemen hemen tamamen emilir ve doruk plazma konsantrasyonları alındıktan yaklaş ık 0.5–2 saat sonra ortaya çıkar.

Da ğ ılım: Parasetamol dokulara hızla ve eş it bir ş ekilde dağ ılır ve kan beyin bariyerini geçer. Mutlak biyoyararlanım %65 ile %89 arasında değ iş ir ve bu da yaklaş ık %20–40'lık bir ilk geçiş etkisine iş aret eder. Açlık emilimi hızlandırır, ama biyoyararlanım üzerindeki etkisi orta derecededir.

Biyotransforma­syon: Parasetamol, karaciğ erde yoğ un bir ş ekilde metabolize olur ve esas olarak, idrar yoluyla 24 saat içinde tamamen atılan inaktif glukuronik (yaklaş ık %60) ve sülfürik asit (yaklaş ık %35) konjugatlarına dönüş ür.

Eliminasyon: Dozun %5'ten daha azı değ iş memiş ana bileş ik olarak atılır. Total klerens yaklaş ık 350 mL/dakikadır. Terapötik dozlarda plazma yarı ömrü 1.5–3 saattir. Küçük çocuklarda yarı ömür daha uzundur ve sülfat konjügasyonu hakim metabolik yoldur. Plazma parasetamol yarı ömrü, kronik karaciğ er hastalığ ı olan kiş ilerde ve anormal plazma albumin ve/veya protrombin zamanı oranı durumlarında da uzar. Terapötik dozlarda plazma proteinlerine bağ lanma düş üktür (yaklaş ık %5 ile %20).

Do ğ rusallık/Do ğ rusal olmayan durum:

Özel veri bulunmamaktadır.

Kafein:

Emilim: Kafein, yaklaş ık 10 dakikalık bir absorpsiyon yarılanma ömrü ile hızla ve tamamen absorbe olur. Doruk konsantrasyonlara yaklaş ık 30–40 dakikada ulaş ılır.

Da ğ ılım: Kafein dokuların büyük bir kısmına yayılır, kan-beyin bariyeri, plasenta ve anne sütüne geçer. Proteine bağ lanması göreceli olarak düş üktür (%30-%40).

Biyotransforma­syon: Ksantin ve ürik asit türevlerine metabolize olur.

Eliminasyon: Eliminasyon yarılanma ömrü, relatif olarak değ iş kendir (3–11 saat). Kafein ve metabolitleri (ksantin ve ürik asit türevleri) baş lıca renal yolla atılır (48 saat içinde dozun %86'sı).

Do ğ rusallık/Do ğ rusal olmayan durum:

Özel veri bulunmamaktadır.

Kombinasyon:

Üç etkin maddenin kombine edilmesinden dolayı, her bir bileş iğ in miktarı düş üktür. Böylelikle, eliminasyon süreçlerinde, uzamış yarılanma ömrü ya da toksisite riskleriyle birlikte olabilecek bir satürasyon görülmez. Her bir bileş enin absorpsiyonu hızlıdır ve farmakokinetik özellikleri yönüyle uyumludur. Önemli farmakokinetik etkileş meler gözlenmemiş tir.

5.3 klinik öncesi güvenlilik verileri

Tekil bileş enlerin kemirgenlerde ve kemirgen olmayanlardaki akut oral toksisitesi (LD50), asetilsalisilik asit için 920 ile 4000 mg/kg arasında, parasetamol için 760 ile 3700 mg/kg arasında ve kafein için 155–265 mg/kg arasında değ iş miş tir. Majör toksisite bulguları kanama ve gastrik ülserler (asetilsalisilik asit), karaciğ erde sentrilobüler nekroz (parasetamol) ve, kardiyovasküler ve santral sinir sisteminde değ iş iklikler (kafein) olmuş tur. Asetilsalisilik asit/parasetamol kombinasyonu sıçanlara uygulandığ ında, akut toksisitede sinerjik etki ile sonuçlanmamış tır. Asetilsalisilik asit/paraseta­mol/kafein üçlü kombinasyonu (oran: 5/4/1) için sıçanlardaki LD50 >1600 mg/kg olmuş tur.

İ nsanlarda, asetilsalisilik asit, parasetamol ve kafein ile akut intoksikasyon gözlenmiş tir. Asetilsalisilik asit için letal doz 10 g, parasetamol için yaklaş ık 10 g'dır (hepatotoksisite).

Uzun süreli olarak yüksek dozlarda asetilsalisilik asit ve/veya parasetamol uygulamasının laboratuar hayvanlarında papiler veya tübüler epitelyal nekroz gibi böbrek lezyonlarına, gastrointestinal ülserler ve kanamalara (asetilsalisilik asit) ve yanı sıra interstisyel nefrit ve hepatotoksik etkilere (parasetamol) yol açtığ ı bildirilmiş tir. Ancak, sıçanlarda asetilsalisilik asit, parasetamol ve kafein (oran: 5/4/1) ile yapılan 26 haftalık bir toksisite çalış masında, asetilsalisilik asit kaynaklı, mortalite dahil belirgin gastrointestinal toksisite belirtileri (erozyonlar) ortaya konulmuş , fakat nefrotoksisite artış ı verisi bulunmamış tır. Üçlü kombinasyon ile temas, tekil bileş iklere kıyasla daha yüksek bir organ toksisitesiyle sonuçlanmamış tır. Asetilsalisilik asit ve parasetamol kinetikleri, iki ilacın kombine edilmesinden ya da kafeinin eklenmesinden etkilenmemiş tir.

Asetilsalisilik asit ile genotoksisiteye yönelik bazı veriler elde edilmiş , ancak uzun dönemli karsinojenisite tayinlerinde negatif sonuç alınmış tır. Sıçanlar ve farelerdeki NTP biyolojik tayinlerinden edinilen veriler temelinde, ancak çeş itli baş ka genotoksisite ve karsinojenisite çalış malarının çeliş kili sonuçlarına zıt olarak, parasetamol non-genotoksik ve non-karsinojen olarak sınıflandırılmış tır. Parasetamol aynı zamanda lARC tarafından da karsinojen olarak sınıflandırılmamış tır. Kafein çeş itli önemli in vitro genotoksisite testlerinde ve kısıtlı in vivo verilerde mutajenik değ il, ama klastojenik ve/veya anöjenik bulunmuş tur. Deney hayvanlarında ve insanlarda karsinojenisite konusundaki veriler yetersizdir.

Asetilsalisilik asit sıçanlar ve tavş anlarda teratojendir. İ nsanlarda yapılan geriye dönük araş tırmalar çeliş kili sonuçlar göstermiş tir. Çeş itli araş tırıcılar asetilsalisilik asit kullanımı ile malformasyon riskinde artış arasında herhangi bir bağ ıntı gözlemlememekle birlikte, ayrıntılı bir literatür incelemesinin verileri, gebeliğ in ilk trimesterinde asetilsalisilik asit temasının gastroş izi riskinde artış ile bağ ıntılı olduğ u izlenimini vermektedir. Parasetamolün hayvanlarda ve insanlarda teratojen olmadığ ı bildirilmiş tir. Kafeinin maternotoksik dozlarda, laboratuar hayvanlarında iskelet sisteminde geliş im inhibisyonu ve gros malformasyonlara yol açtığ ı, ve bu duruma annedeki hemodinamik bozuklukların neden olduğ u bildirilmiş tir. Ancak kafeinin insanlarda teratojen etkisini destekleyen hiç veri bulunmamaktadır. Çok yüksek oral asetilsalisilk asit ve parasetamol dozlarında, sıçanlarda testisler, epididim ve spermatogenez üzerinde etkiler ve implantasyon sonrası mortalite gözlenmiş tir. Kafein çok yüksek oral dozlarda, sıçanlar ve farelerde implantasyon sonrası mortalite ve fertilite indeksini etkilemiş tir. Bu etkilerin fertilite parametreleri üzerindeki etkileri bilinmemektedir.

6. farmasöti̇k özelli̇kler

6.1 yardımcı maddelerin listesi

Stearik asit

Avicel PH 101

Aerosil 200

6.2 geçimsizlikler

COLDSAL’ın bilinen bir geçimsizliğ i yoktur.

6.3 raf ömrü

COLDSAL Tablet'in raf ömrü 36 aydır.

6.4 saklamaya yönelik özel tedbirler

25 ◦C'nin altında oda sıcaklığ ında, serin ve kuru bir yerde, ış ıktan koruyarak saklanmalıdır.

6.5 Ambalajın niteli

COLDSAL Tablet, Alu/PVC blister ambalajlarda ve 10, 20 tablet içeren karton kutularda piyasaya sunulmaktadır.

Bütün ambalaj büyüklükleri pazara verilmeyebilir.

6.6 Be

Özel bir gereklilik söz konusu değ ildir.

Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi Atıkların Kontrolü” ve “Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü” yönetmeliklerine uygun olarak imha edilmelidir.

Madde 4.2'ye bakınız.

7. RUHSAT SAH

ADEKA İ laç Sanayi ve Ticaret A.Ş.

Necipbey Cad. No.88

55020 – SAMSUN

Tel: (0362) 431 60 45

(0362) 431 60 46

Fax: (0362) 431 96 72

8. ruhsat numarasi

19.07.2006 – 208/34