KISA ÜRÜN BİLGİSİ - BAKTISEF 1 G I.V. ENJEKTABL TOZ IÇEREN FLAKON
1. beşeri̇ tibbi̇ ürünün adi
Baktisef 1 g İV Enjektabl toz içeren flakon
2. KALIT ATIF VE KANTİTATİF BİLEŞİM
Etkin madde: Bir flakon 1 g seftriaksona eşdeğer seftriakson disodyum hemiheptahidrat Yardımcı maddeler: Yardımcı madde bulunmamaktadır.
Yardımcı maddeler için 6.Te bakınız.
3. farmasöti̇k form
Enjeksiyonluk çözelti tozu
Hemen hemen beyaz veya sarımsı az higroskopik kristalize toz
4. kli̇ni̇k özelli̇kler
4.1. terapötik endikasyonlar
BAKTİSEF'e duyarlı patojenlerin neden olduğu enfeksiyonlar:
– Sepsis,
– Menenjit,
– Dissemine Lyme borreliosis’i (hastalığın erken ve geç evreleri),
– Abdominal enfeksiyonlar (peritonit, safra ve gastrointestinal sistem enfeksiyonları),
– Kemik, eklem, yumuşak doku, cilt ve yara enfeksiyonları,
– İmmün sistem bozukluğuna bağlı enfeksiyonlar,
– Böbrek ve idrar yollan enfeksiyonlan,
– Solunum yollan enfeksiyonlan, özellikle pnömoni, kulak-burun-boğaz enfeksiyonlan, akut bakteriyel komplike olmayan otitis media,
– Gonore dahil olmak üzere genital enfeksiyonlar,
– Preoperatif enfeksiyon profılaksisi.
4.2. pozoloji ve uygulama şeklidoktor tarafından başka şekilde tavsiye edilmediği takdirde;
Standart doz
Yetişkinler ve 12 yaşından büyük çocuklar:
Normal olarak günde tek doz 1 –2 g (24 saatte bir) BAKTİSEF’dir. Ağır vakalarda veya orta derecede duyarlı organizmaların neden olduğu enfeksiyonlarda günde tek doz, 4 g’a çıkabilir. Tedavi süresi:
Tedavi süresi hastalığın seyrine göre değişir. Genellikle bütün antibiyotik tedavilerinde olduğu gibi, hastanın ateşi düştükten veya bakteriyel eradikasyon sağlandıktan sonra en az 48–72 saat BAKTİSEF tedavisine devam edilmelidir.
Kombine tedavi:
Deneysel koşullar, birçok gram-negatif bakterilere karşı BAKTİSEF ile aminoglikozidler arasında sinerji olduğunu göstermektedir. Bu tür kombinasyonlarda aktivite artışı her zaman kesin olmasa da, Pseudomonas aeruginosa gibi patojenlerin neden olduğu ciddi ve hayatı tehdit eden enfeksiyonlarda BAKTİSEF ile aminoglikozidler kombine edilebilinir.
Ancak bu iki ilaç, aralarındaki fiziksel geçimsizlik nedeniyle önerilen dozlarda ayn ayrı uygulanmalıdır.
Menenjit: Bebek ve çocuklardaki bakteriyel menenjitte tedaviye günde tek doz 100 mg/kg (4 g aşılmamalıdır) ile başlanır. Etken organizmalar belirlenip duyarlılık testleri yapıldıktan sonra, gerekirse doz azaltılabilir. En iyi tedavi sonuçlan aşağıdaki tedavi sürelerinde elde edilmiştir:
Neisseriameningitidis: 4 gün
Haemophilus influenzae: 6 gün
Streptococcus pneumoniae: 7 gün
Lyme borreliosis: Çocuk ve yetişkinlerde, 14 gün boyunca günde tek doz olarak 50 mg/kg ile en fazla 2 g arasında uygulanır.
Gonore: Gonore (penisilinaz üreten ve üretmeyen suşlar) tedavisinde i.m. olarak 250 mg tek doz BAKTİSEF önerilir.
Preoperatif profilaksi: Enfeksiyon riskine bağh olarak operasyondan 30–90 dakika önce 1–2 g'hk tek doz BAKTİSEF uygulaması önerilir. Kolorektal cerrahide, BAKTİSEF’in tek başına veya omidazol gibi 5-nitroimidazol türevinin birlikte (ayrı ayrı verilerek) uygulanmasının etkili olduğu kanıtlanmıştır.
BAKTİSEF çözeltisi hazırlandıktan hemen sonra kullanılmalıdır.
İntravenöz enjeksiyon: IV enjeksiyon için, BAKTİSEF 500 mg 5 mİ, BAKTİSEF 1 g ise 10 mİ steril enjeksiyonluk suda çözünür. İntravenöz uygulama 2–4 dakika içinde gerçekleştirilmelidir.
İntravenöz infuzyon en az 30 dakika süreyle verilmelidir. İntravenöz infuzyon için, 2 g BAKTİSEF aşağıdaki kalsiyum içermeyen çözeltilerden birinde 40 ml’de çözülür: Sodyum klorür %0.9, Sodyum klorür %0.45 + dekstroz %2.5, dekstroz %5, dekstroz %10, dekstran %6, %5 dekstroz içinde, hidroksi etil nişasta %6–10, enjeksiyonluk su. BAKTİSEF çözeltileri muhtemel geçimsizliklerden dolayı diğer antimikrobiyal ilaçlan içeren çözeltilerle veya yukanda listenenlerden farklı çözücülerle kanştınlmamalıdır. Çökelti oluşabileceğinden; BAKTİSEF flakonları sulandırmak veya sulandınlmış bir flakonu IV uygulama için seyreltmek üzere Ringer çözeltisi veya Hartmann çözeltisi gibi kalsiyum içeren çözücüler kullanmayınız. Aynca, BAKTİSEF aynı IV uygulama hattında kalsiyum içeren çözeltilerle karıştırıldığında da seftriakson-kalsiyum çökeltisi meydana gelebilir.
BAKTİSEF bir Y-bölgesinden parenteral beslenme gibi sürekli kalsiyum içeren infîizyonlar da dahil olmak üzere eş zamanlı olarak kalsiyum içeren IV çözeltilerle birlikte uygulanmamalıdır. Ancak, neonatlar dışındaki hastalarda, BAKTİSEF ve kalsiyum içeren çözeltiler infîizyonlar arasında infuzyon hatlarının uygun bir sıvıyla çok iyi yıkanması şartı ile, birbirinin ardından sırah olarak uygulanabilir.
Böbrek/Karaciğer yetmezliği: Sadece böbrek fonksiyon bozukluğu olan, karaciğer fonksiyonları normal hastalarda BAKTİSEF dozunu azaltmaya gerek yoktur. Ancak preterminal safhada böbrek yetmezliği olanlarda (kreatinin klirensi < 10 ml/dakika) BAKTİSEF dozu günde 2 g’ı aşmamalıdır. Sadece karaciğer hasarı olan, böbrek fonksiyonları normal hastalarda BAKTİSEF dozunu azaltmaya gerek yoktur.
Ciddi böbrek ve karaciğer fonksiyon bozukluklarının bir arada görüldüğü vakalarda, seftriakson plazma konsantrasyonları düzenli olarak kontrol edilmeli ve gerektiğinde doz ayarlaması yapılmalıdır. Diyalize alınan hastalara diyaliz sonrasında supleman olarak ilave dozlara gerek yoktur. Ancak bu hastalarda eliminasyon oranı değişmiş olabileceğinden, doz ayarlamasının gerekli olup olmadığını belirlemek için serum konsantrasyonları kontrol edilmelidir.
Yenidoğan, bebek ve 12 yaşından küçük çocuklarda: Aşağıda belirtilen doz şeması günde tek dozda uygulanır.
Yenidoğanlar (14 günlüğe kadar): Günde tek doz 20–50 mg/kg vücut ağırlığı; günlük doz 50 mg/kg’ı aşmamalıdır. Prematüre ve matür bebekler için farklı uygulama gerekli değildir.
Seftriakson ve intravenöz kalsiyum içeren ürünlerin eş zamanlı olarak yeni doğanlarda (<28 gün) kullanımı kontrendikedir. Kalsiyum içeren intravenöz ürünleri kullanan (veya bu ürünleri kullanması beklenen) yenidoğanlarda BAKTİSEF kullanılmamalıdır (Bkz: 4.3. Kontrendikasyonlar).
Bebek ve çocuklar (15 günlükten 12 yaşına kadar):
Günde tek doz 20–80 mg/kg.
Vücut ağırlığı 50 kg veya üstünde olan normal çocuklarda normal yetişkin dozu kullanılmalıdır. Akut bakteriyel komplike olmayan otitis media tedavisi için 50 mg/kg dozunda (Ig'ı aşmamak koşuluyla) tek uygulama önerilmektedir (single-shot therapy).
Geriyatrik popülasyon: Geriyatrik hastalarda, yetişkinler için önerilen dozlar kullanılır.
4.3. kontrendikasyonlar
BAKTİSEF sefalosporin sınıfı antibiyotiklere karşı aşırı hassasiyeti olan hastalarda kontrendikedir.
Penisiline karşı aşın hassas hastalarda çapraz alerjik reaksiyonların görülebileceği unutulmamalıdır.
Seftriakson veya ilacın içerdiği diğer yardımcı maddelerden herhangi birine karşı aşın duyarlılığı olduğu bilinen hastalarda BAKTİSEF kullanımı kontrendikedir.
Hiperbilirubinemili yenidoğanlar ve prematüre yenidoğanlar seftriakson ile tedavi edilmemelidir. İn vivo ve in vitro çalışmalar seftriaksonun bilîrubini serum albumininden ayırabildiğini ve bu hastalarda bilirubin ensefalopatisi gelişebileceğini göstermiştir. Yeni doğanlardan elde edilen klinik verilerde bu bulguyu desteklemektedir. Bu sebeple seftriakson bilirubin ensefalopatisi gelişme riski durumunda yeni doğanlarda (özellikle prematürelerde) kullanılmamalıdır.
Seftriakson ve intravenöz kalsiyum içeren ürünlerin eş zamanlı olarak yenidoğanlarda (<28 gün) kullanımı kontrendikedir. Kalsiyum içeren intravenöz ürünleri kullanan (veya bu ürünleri kullanması beklenen) yenidoğanlarda seftriakson kullanılmamalıdır.
Asidozu olan yeni doğanlarda kontrendikedir.
4.4. özel kullanım uyarıları ve önlemleri
Diğer sefalosporinlerde olduğu gibi, sefalosporinlere karşı alerjisi olduğu bilinmeyen ya da daha önceden alerjik reaksiyon geçirmeyen kişilerde dahi ölümcül olabilen anafılaktik reaksiyonlar bildirilmiştir.
BAKTİSEF gibi sefalosporin sınıfı antibakteriyel ilaç kullanan çocuk ve yetişkin hastalarda immün-sistem aracılı hemolitik anemi olguları gözlenmiştir.
Seftriakson tedavisi sırasında anemi görülürse sefalosporine bağlı anemi tanısı göz önünde bulundurulmalıdır ve hastalığın etyolojisi tespit edilene kadar tedavi durdurulmalıdır.
Sefalosporin grubu ilaçlar kırmızı kan hücrelerinin membranlarından absorbe olma ve ilaca karşı gelişen antikorlarla reaksiyona girme eğilimi göstererek Coombs testinin pozitif sonuç vermesine ve çok seyrek olarak da hemolitik anemiye yol açabilirler. Bu sebeple penisilinler ile bazı çapraz reaksiyonlar gözlenebilir.
Sefalosporinler hipoprotrombinemi sebebiyle kanamaya neden olabilirler. Bu nedenle böbrek ve karaciğer yetmezliği olan hastalarda, malnütrİsyonlu hastalarda veya K vitamini değerleri düşük olan hastalarda ve ayrıca hipoprotrombinemi gelişimi riskinin artmasından dolayı uzun süreli sefalosprorin tedavisi alan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır.
Clostridium difficile-kaynakh diyare (CDAD) BAKTİSEF dahil hemen hemen tüm antibakteriyel ajanların kullanımı ile bildirilmiştir ve şiddeti, hafif diyareden Ölümcül kolite kadar değişebilir. Antibakteriyel maddelerle tedavi kolonun normal florasını değiştirerek C.diffıcile'nin aşırı çoğalmasına yol açmaktadır.
C.diffıcile, CDAD gelişime katkıda bulunan A ve B toksinlerini meydana getirmektedir. Bu enfeksiyonlar antimikrobiyal tedaviye dirençli olduğundan ve kolektomi yapılmasını gerektirebildiğinden, C.diffıcile'in aşırı toksin üreten suşları artan morbidite ve mortaliteye neden olabilmektedir. Antibiyotik kullanımının ardından diyare görülen tüm hastalarda CDAD düşünülmelidir. CDAD'ın antimikrobiyal maddelerin uygulanmasının ardından iki aya kadar görülebildiği bildirildiğinden, dikkatli tıbbi anamııez önemlidir.
Eğer CDAD’dan şüpheleniliyor veya bu durum doğrulanmış ise, doğrudan C. diffıcile’ye yönelik olmayan antibiyotik tedavisinin kesilmesi gerekebilir. Klinik olarak gerekli olması durumunda gerekli sıvı ve elektrolit yönetimi, protein desteği, antibiyotikle C. diffıcile tedavisi ve cerrahi değerlendirme yapılmalıdır.
Antibiyotik ilişkili diyare, kolit veya psödomembranöz vakaları seftriakson kullanımında bildirilmiştir. Ciddi veya kanlı diyare görüldüğünde tedavi sonlandınlmahdır. Gastrointestinal bir hastalığı olan veya daha önce kolit hikayesi olan hastalarda dikkatli olunmalıdır. Diğer sefalosporinlerde gözlendiği gibi seftriaksonun uzun süre kullanılması duyarlı olmayan organizmaların (Enterococcus ve Candida türleri gibi) gelişmesine yol açabilir.
Günümüzde bilimsel veriler, seftriakson veya kalsiyum içeren çözeltilerle veya diğer kalsiyum içeren ürünlerle tedavi edilen neonatlar haricindeki hastalarda herhangi bir intravasküler çökelti bildirimi olmamıştır. Ancak, seftriakson farklı infuzyon yollarından olsa dahi hiçbir hastaya kalsiyum içeren çözeltilerle birlikte veya bunlarla karıştırılarak verilmemelidir (Bkz. 4.2 Kontrendikasyonlar)
Diğer antibakteriyel ilaçlarda olduğu gibi, duyarlı olmayan mikroorganizmaların neden olduğu süper enfeksiyonlarla karşılaşılabilinir. Daha nadir bir yan etkisi çoğunlukla Clostridium diffıcile' nin neden olduğu psödomembranöz kolittir.
Önerilenden daha yüksek doz uygulanan vakalarda, safra kesesi ultrasonografisinde safra taşını düşündüren gölgeler belirlenmiştir. Bu gölgeler BAKTİSEF tedavisinin tamamlanması veya ara verilmesi sonucu kaybolan kalsiyum seftriakson çökeltileridir. Bu bulgulara, nadiren semptomlar da eşlik edebilir. Semptomatik vakalarda, cerrahi olmayan, konservatif tedavi önerilmektedir.
Semptomatik vakalarda BAKTİSEF tedavisinin sonlandırılınasına hekim karar verir.
Bu gölgeler her yaştaki hastada görülebilmesine rağmen genellikle, vücut ağırlığı baz alındığında daha yüksek dozlarda seftriakson verilen yeni doğanlarda ve küçük çocuklarda görülür. Safra çökmesindeki riskin artması nedeniyle çocuklara 80 mg/kg'dan daha yüksek dozlarda verilmesinden kaçınılmalıdır. Seftriakson ile tedavi edilen çocuklarda ve yeni doğanlarda safra taşı ve akut kolesistit geliştiğine dair belirgin bir kanıt bulunmamaktadır.
BAKTİSEF ile tedavi gören hastalarda safra tıkanmasına bağlı olması muhtemel pankreatit vakaları nadiren bildirilmiştir. Hastaların çoğunda, daha önceden uygulanmış majör bir tedavi, şiddetli hastalık ve tam parenteral beslenme gibi safra stazı ve safra tortusu gibi durumlar oluşturabilecek risk faktörleri bulunmakta idi. Safra çökmesiyle ilgili olarak, BAKTİSEF'in başlangıç etkisi yaratıcı veya kofaktör rolü göz ardı edilmemelidir.
Yenidoğan, bebek ve çocuklarda BAKTİSEF'in güven ve etkinliği Kullanım Şekli ve Dozu bölümünde açıklanan dozlarla belirlenmiştir. Çalışmalar, diğer sefalosporinlerin olduğu gibi, seftriaksonun da bilirubini serum albümininden ayırabildiğini göstermiştir. Bu nedenle hiperbilirubinemili yenidoğanlann BAKTÎSEF ile tedavisi sırasında bu noktaya dikkat edilmelidir. Bilirubin ensefalopatisi gelişme riski bulunan yenidoğanlarda (özellikle prematürelerde) BAKTİSEF kullanılmamalıdır. Uzun süreli tedavilerde kan tablosu düzenli olarak kontrol edilmelidir. Duyarlı kişilerde aşın duyarlılık reaksiyonları gelişebilir.
Belirlenen doz aşılmamalıdır.
Tanı testleri üzerindeki etkisi:
BAKTİSEF tedavisi gören hastalarda Coombs testi nadiren de olsa yalancı pozitiflik verebilir. Diğer antibiyotiklerde olduğu gibi BAKTÎSEF de galaktozemi testinde yalancı pozitif sonuca neden olabilir. Benzer şekilde, idrarda glikoz tayini için kullanılan enzimatik olmayan testlerde de yalancı pozitif sonuç alınabilir. Bu nedenle, BAKTİSEF tedavisi sırasında idrarda glikoz tayini enzimatik testlerle yapılmalıdır.
Pediyatri:
Term ve preterm bebeklerin (28 günden küçük) akciğer ve böbreklerinde ölümcül olan seftriakson kalsiyum çökeltileri bildirilmiştir. Bu hastalardan en az biri farklı zamanlarda ve farklı intravenöz yollar ile seftriakson ve kalsiyum almıştır. 28 günden büyük hastalarda seftriakson ve kalsiyum içeren ürünler ardışık olarak kullanılabilir.
İn vitro çalışmalar, diğer yaş gruplan ile karşılaştırıldığında yeni doğanlarda seftriakson-kalsiyum çökeltisi riskinin daha fazla olduğunu göstermektedir.
Bu durumda infuzyon yolu uygun sıvılar verilerek iyice yıkanmalıdır. Seftriakson hiçbir yaş grubunda intravenöz kalsiyum içeren solüsyonlarla aynı anda bir “Y-seti” kullanılarak verilmemelidir. Seftriakson Ringer ve Hartmann solüsyonu gibi kalsiyum içeren solüsyonlarla veya kalsiyum içeren parenteral beslenme solüsyonu ile sulandınlmamah veya kanştınlmamalıdır. İntravenöz seftriakson ve oral kalsiyum içeren ürünler arasında veya intramüsküler seftriakson ile intravenöz veya oral kalsiyum içeren arasındaki etkileşim konusunda henüz yeterli bilgi bulunmamaktadır.
Bu tıbbi ürün her bir flakonda 82.95 mg sodyum ihtiva eder. Bu durum, kontrollü sodyum diyetinde olan hastalar göz önünde bulundurulmalıdır.
4.5. diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
Şimdiye kadar, yüksek doz BAKTİSEF ile güçlü diüretiklerin (örneğin, furosemid) aynı anda uygulanması sonucu herhangi bir böbrek fonksiyon bozukluğuna rastlanmamıştır.
BAKTİSEF'in, aminoglikozidlerin renal toksisitesini artırdığına ilişkin bir bulgu yoktur. BAKTİSEF uygulamasının ardından alkol alındığında disülfıram benzeri etkiler gözlenmemiştir.
Seftriaksonun kimyasal yapısında diğer bazı sefalosporinlerde bulunan, etanol intoleransı ve kanama sorunlarına neden olabilen N-metiltiotetrazol bulunmaz.
BAKTİSEF'in eliminasyonu probenesid ile etkilenmez.
İn vitro bir çalışmada, kloramfenikol ve seftriakson kombinasyonunun antagonist etki gösterdiği saptanmıştır.
Literatür raporlarına göre, seftriakson amsakrin, vankomisin, flukonazol ve aminoglikozidlerle geçimsizdir.
Çökelti oluşabileceğinden; BAKTİSEF flakonları sulandırmak veya sulandırılmış bir flakonu IV uygulama için seyreltmek üzere Ringer çözeltisi veya Hartmann çözeltisi gibi kalsiyum içeren çözücüler kullanmayınız. Ayrıca, BAKTİSEF aynı IV uygulama hattında kalsiyum içeren çözeltilerle karıştırıldığında da seftriakson-kalsiyum çökeltisi meydana gelebilir. BAKTİSEF bir Y-bölgesinden parenteral beslenme gibi sürekli kalsiyum içeren infuzyonlar da dahil olmak üzere eş zamanlı olarak kalsiyum içeren IV çözeltilerle birlikte uygulanmamalıdır. Ancak, neonatlar dışındaki hastalarda, BAKTİSEF ve kalsiyum içeren çözeltiler infuzyonlar arasında infuzyon hatlarının uygun bir sıvıyla çok iyi yıkanması şartı ile, birbirinin ardından sıralı olarak uygulanabilir.
BAKTİSEF tedavisi gören hastalarda Coombs testi nadiren de olsa yalancı pozitiflik verebilir. Diğer antibiyotiklerde olduğu gibi BAKTİSEF de galaktozemi testinde yalancı pozitif sonuca neden olabilir. Benzer şekilde, idrarda glikoz tayini için kullanılan enzimatik olmayan testlerde de yalancı pozitif sonuç alınabilir. Bu nedenle, BAKTİSEF tedavisi sırasında idrarda glikoz tayini enzimatik testlerle yapılmalıdır.
Seftriakson hormonal kontraseptiflerin etkinliğini istenmeyen biçimde etkileyebilirler. Sonuç olarak, tedavi sırasında veya tedaviyi takip eden ilk ay destekleyici ve hormonal olmayan kontraseptif önlemlerin kullanılması önerilmelidir.
4.6. gebelik ve laktasyongebelik kategorisi: b
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlarda BAKTİSEF kullanımına ilişkin klinik veri mevcut değildir.
Ancak, seftriaksonun hormonal kontraseptif ilaçların etkinliği üzerinde ters etki gösterme olasılığı bulunmaktadır. Bu nedenle, hastalara seftriakson tedavisi sırasında veya tedaviyi takip eden ilk ay destekleyici ve hormonal olmayan kontraseptif önlemlerin kullanılması önerilmektedir.
Seftriakson plasenta engelini aşar. İnsanda gebelikte kullanımının güvenirliliği henüz kesinleşmemiştir. Hayvanlarda yürütülen üreme çalışmaları embriyotoksisite, fetotoksisite, teratojenisite veya doğumda, perinatal ve postnatal gelişimde erkek veya dişi fertilitesinde olumsuz etkiler göstermemiştir. Primatlarda embriyotoksisite veya teratojenisite gözlenmemiştir. Gebe kadınlara verilirken tedbirli olunmalıdır.
Seftriakson anne sütüne küçük miktarlarda da olsa geçtiği için, emziren annelerde bu durumun göz önünde bulundurulması önerilmektedir.
İntravenöz yolla uygulanan ve 586 mg/kg/gün’e kadar olan seftriakson dozu sıçanlarda üreme yeteneğini bozmamıştır.
4.7. araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
Kişinin motorlu taşıt ve makine kullanma yetisi üzerinde olumsuz etkisi olduğuna dair bir veri bulunmamaktadır. BAKTİSEF, bazen sersemlik veya baş dönmesine yol açabildiği için motorlu taşıt kullanımını veya makine kullanımını etkileyebilir.
4.8. i̇stenmeyen etkiler
Çok yaygın (>1/10); yaygın (>1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (>1/1.000 ila <1/100); seyrek (>1/10.000 ila <1/1.000); çok seyrek (<1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).
BAKTİSEF kullanımı sırasında kendiliğinden veya ilacın kesilmesiyle ortadan kalktığı gözlenen yan etkiler aşağıda belirtilmiştir.
Seyrek: Genital bölgede mikoz
Değişik bölgelerde maya, mantar veya diğer dirençli organizmalarla görülen süperenfeksiyonlar.
Psödomembranöz kolit, seftriakson tedavisinde Clostridium difficile’rûn neden olduğu istenmeyen bir etkidir., pankreatit (olasılıkla safra kanalının kasılmasından bağlı gelişir). Bu nedenle, antibakteriyel tedaviye bağh diyare görülen kişilerde hastalık ihtimali göz önünde bulundurulmalıdır.
Seyrek: Nötropeni, eozinofili, lökopeni, granülositopeni, hemolitik anemiyi de içeren anemi, trombositopeni, protrombin zamanında hafif uzama.
Çok seyrek: Koagülasyon bozuklukları
Çoğunluğu 10 günlük tedavi sonucunda ve toplam 20 g veya daha yüksek dozların uygulanmasından sonra bazı tek tük agranülositoz vakaları (< 500/mm3) bildirilmiştir.
Seftriaksona bağlı ölümcül hemoliz vakalarına dair bazı raporlar bulunmaktadır. Seftriakson seyrek olarak protrombin zamanının uzaması ile ilişkilidir ve hipoprotrombinemiye bağh kanama ve morarma daha çok böbrek ve karaciğer yetmezliği olan hastalarda, yetersiz beslenen hastalarda, K vitamini değerleri düşük olan hastalarda ve uzun süreli seftriakson tedavisi alan hastalarda daha sık gözlenmektedir.
Seyrek: İlaca bağlı ateş, titreme. Anafilaktik (örn. bronkospazm) veya anafilaktoid reaksiyonlar
Seyrek: Baş ağrısı ve baş dönmesi
Özellikle böbrek yetmezliği olan hastalarda yüksek doz sefalosporin ahım konvülsiyonlara neden olabilir.
Yaygın: Yumuşak dışkı ya da ishal, bulantı, kusma
Seyrek: Karın ağrısı, stomatit ve glossit. Bu yan etkiler genellikle hafiftir ve tedavi sırasında veya tedavinin sonlamasının ardından çoğunlukla kaybolurlar.
Çok seyrek (izole vakalar): Psödomembranöz kolit (çoğunlukla Clostridium difficile'nin neden olduğu), pankreatit (olasılıkla safra kanalının kasılmasından bağlı gelişir). Bu nedenle, antibakteriyel tedaviye bağh diyare görülen kişilerde, safra hastalığı ihtimali göz önünde bulundurulmalıdır.
Seyrek: Karaciğer enzimlerinde artış (AST. ALT, alkalin fosfataz). Bazı vakalarda karaciğer fonksiyon testlerinde geçici yükselmeler gözlediği bildirilmiştir.
Özellikle önerilen stardart dozun üzerinde ilaç alan kişilerde seftriakson-kalsiyum tuzu çökelmesi gözlemlenmiştir. Prospektif çalışmalar, çocuklarda iv uygulama ile çökelme insidansında değişkenlik göstermiştir ve yavaş infüzyon yöntemi ile (20–30 dk) çökelme insidansının azalması beklenmektedir. Genelde asemptomatik olan bu olaya nadiren ağrı, bulantı, kusma gibi klinik semptomlarda eşlik etmiştir. Seftriakson tedavisi sonlandınldığında çökelme ortadan kalkmaktadır.
Sanogramlarda kalsiyum seftriakson çökeltisi olan fakat safra taşını düşündüren gölgeler belirlenmiştir. Bu anormallik 2 gr/gün günlük yetişkin dozundan ve buna eşdeğer çocuk dozundan sonra ve kısmen %30 un üzerinde bir sıklıkta çocuklarda gözlenmiştir. Günde 2 gr dozda ve üstünde bu safra çökeltileri bazen semptomlara neden olabilir. Semptomatik vakalarda, cerrahi olmayan tedavi önerilmekte olup tedavinin sonlandırılması göz önünde bulundurulmalıdır. Kanıtlar, seftriakson tedavisi durdurulduğunda safra çökeltileri kaybolduğunu göstermektedir. Safra çökeltisi riski, 14 günden daha uzun süren tedaviler ile, böbrek yetmezliği, dehidratasyon ve total paranteral nutrasyon ile artabilir.
Seftriakson ile nedensel bir bağlantı olduğu kanıtlanamamasına rağmen pankreatit ile ilgili raporlar bulunmaktadır.
Yaygın olmayan: Makülopapülar raş, ekzantem gibi alerjik deri reaksiyonları veya alerjik dermatit, kaşıntı, ürtiker, ödem.
Çok seyrek: İzole vakalarda, eri tema multiforme, Stevens Johnson sendromu veya Lyell’s sendromu / toksik epidermal nekroliz
Seyrek: Serum kreatininde artış, oligüri, glikozüri, henıatüri.
Çok seyrek: İzole raporlarda, çoğunluğu 3 yaşından büyük, yüksek doz (örn. 80mg/kg/gün) veya toplam 10 ga aşan dozlarda tedavi gören ve diğer risk faktörlerini gösteren (örn. sıvı kısıtlamaları, yatağa bağımlılık, vs) çocuklarda renal presipitasyon bildirilmiştir. Çökme oluşması riski immobilize ve dehidrate hastalarda artmaktadır. Ancak, ilaç kesildiği takdirde presipitasyon ortadan kalkar. Bu olaya böbrek yetmezliği ve anürinin eşlik ettiği gözlenmiştir.
Nadirende olsa seftriakson ile akut renal tübüler nekroz meydana gelebilir.
Seyrek: Ateş, rigor, flebilit ve İV uygulamaya bağlı olarak enjeksiyon bölgesinde ağrı.
Ağn, en az 2–4 dk sürede ve yavaş enjeksiyon uygulaması ile minimum düzeye indirilebilir. Lidokain çözeltisi olmadan intramüsküler enjeksiyon ağrılıdır.
Araştırmalar: Kalsiyum ile etkileşim
4.9. doz aşımı ve tedavisi
Doz aşımında, bulantı, kusma veya diyare görülebilir. İlaç konsantrasyonu hemodiyaliz veya periton diyaliziyle azaltılamaz. Spesifik bir antidot bulunmamaktadır. Doz aşımı tedavisi semptomatik olmalıdır.
5. farmakoloji̇k özelli̇kler
5.1. farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grup: Diğer beta-laktam antibiyotikleri (3. Kuşak sefalosporinler) ATCkodu: J01DD04
Seftriakson, hücre duvarı sentezini inhibe ederek bakterisid etki gösterir. Seftriakson, gram-negatif ve gram-pozitif mikroorganizmaların büyük bir kısmında in vitro etkilidir. Seftriakson, gram-pozitif ve gram-negatif bakterilerin penisilinaz ve sefalosporinazlanna, p-laktamazlann çoğuna karşı yüksek oranda stabildir. Seftriakson aşağıdaki mikroorganizmalara karşı in vitro ve klinik enfeksiyonlarda etkilidir (Endikasyonlan bölümüne bakınız).
Gram-pozitif aeroblar:
Metisiline duyarlı Staphylococcus aureus1, metisiline duyarlı koagülaz-negatif stafilokoklar1 (S. epidermis gibi), Streptococcus pyogenes (A grubu, p-hemolitik), Streptococcus agalactiae (B grubu, p-hemolitik), p-hemolitik streptokoklar (A ve B grubuna dahil olmayan), Streptococcus viridans1, Streptococcus bovis, Streptococcus pneumoniae1 1: Hem in vitro, hem de in vivo olarak seftriaksona duyarlılık göstermiş olan türler
Not: Metisiline dirençli koagülaz negatif Staphylococcus suşları, seftriakson da dahil olmak üzere, sefalosporinlere karşı dirençlidir. Genel olarak Enterococcus faecalis, Enterococcus faecium ve Listeria monocytogenes de dirençlidir. Metisiline dirençli koagülaz negatif Staphylococcus türleri (S. epidermidis gibi) doğal olarak dirençli organizmalardır.
Gram-negatif aeroblar:
4Acinetobacter türleri (Acinetobacter hvoffi, Acinetobacter anitratus [özellikle A. baumanii] , Acinetobacter calcoaceticus)‚, Aeromonas hydrophila, Alcaligenes faecalis, Alcaligenes odorans, Alcaligenes benzeri türleri, Borrelia burgdorferi, Capnocytophaga türleri, Citrobacter türleri (Citrobacter diversus [C. amalonaticus dahil] Citrobacter freundii), Escherichia coli\ +Enterobacter aerogenes1, +Enterobacter cloacae1*, +Enterobacter türleri (diğer)‘, Haemophilus ducreyi, Haemophilus influenzae (betalaktamaz pozitif izolatları1 dahil), Haemophilus parainfluenzae\ Hafnia alvei, Klebsiella türleri1(Klebsiella oxytoca, Klebsiella pneumoniae), \4oraxella c at arrhalis' (Branhamella catarrhalis), Moraxella osloensis, Moraxella türleri (diğer), Morganella morganif Neisseria gonorrhoea' (penisilin dirençli izolatlan), Neisseria meningitidis\ Pasteurella multocida, Plesiomonas shigelloides, Proteus türleri1(Proteus mirabilisx, Proteus penneri, Proteus vulgaris'\ Pseudomonasfluorescens, Pseudomonas türleri (diğer), Providentia rettgeri, Providentia türleri (diğer), Salmonella typhi, Salmonella türleri (tifoid olmayan), Serratia türleri1(Serratia marsescens*), Serratia türleri (diğer), Shigella türleri, Vibrio türleri, Yersinia enterocolitica, Yersinia türleri (diğer)
1: Hem in vitro, hem de in vivo olarak seftriaksona duyarlılık göstermiş olan türler
Bu türlerin izole edilen bazı suşları, özellikle kromozomal p-laktamaz üreterek seftriaksona direnç göstermektedir.
* * Bu türlerin izole edilen bazı suşları, özellikle genişletilmiş spektrumlu ve plazmide bağh p-laktamaz üreterek seftriaksona direnç göstermektedir.
+: Bir veya birden fazla Avrupa Birliği bölgesinde yüksek direnç oranlarının gözlendiği türler, mikroorganizmaların duyarlı olup olmama olasılığı konusunda tahmini bir kılavuz niteliği taşımaktadır.
Not: Yukarıdaki organizmaların, amino- ve üreido-penisilinler, eski sefalosporinler ve aminoglikozidler gibi diğer antibiyotiklere karşı multipl direnç gösteren birçok suşu, seftriaksona duyarhdır. Treponema pallidum, in vitro çalışmalar ve hayvan deneylerinde duyarlı bulunmuştur. Klinik çalışmalar, primer ve sekonder sifılizin seftriakson tedavisine iyi cevap verdiğini göstermektedir. Birkaç istisna dışında, klinikte izole edilen P. Aeruginosa+ suşları seftriaksona dirençlidir.
Listeria monocytogenes, Mycoplasma türleri, Stenotrophomanas maltophilia, Ureplasma urealyticum, Chlamydia türleri de seftriaksona doğal olarak dirençli organizmalardır.
Anaerob organizmalar:
Bacteroides türleri (safraya duyarlı), Clostridium türleri1 (C. difficile grubu hariç), Fusobacterium nucleatum, Fusobacterium türleri (diğer), Gaffkia anaerobica (peptococcus), Peptostreptococcus türleri1.
\ Hem in vitro, hem de in vivo olarak seftriaksona duyarlılık göstermiş olan türler
Bu türlerin izole edilen bazı suşlan, P-laktamaz üreterek seftriaksona direnç göstermektedir.
Not: p-laktamaz üreten Bacteroides türlerinin birçoğu (özellikle B. fragilis} dirençlidir. Clostridium difficile dirençlidir.
Sınır değerleri:
Seftriaksona duyarlılık tayini, disk difuzyon testi, ağar veya besiyeri dilüsyon testi gibi, “National Committee for Clinical Laboratory Standards” (NCCLS) (Klinik Laboratuvar Standartlan Ulusal Komitesi tarafından önerilen standart teknikler kullanılarak yapılabilir.
Aşağıdaki seftriakson duyarlılık kriterleri NCCLS tarafından bildirilmiştir: 30 mg/L’hk ilaç konsantrasyonu kullanılarak bildirilen değerler mg/L (MIC testi) veya mm’dir (disk difuzyon testi)
Klinik Laboratuvar Standartları Ulusal Komitesi (NCCLS)-(MIOO-S; | 12) | ||
Duyarlı | Orta derecede duyarlı | Dirençli | |
Enterobacteriaceae, P. aeruginosa ve diğer non- Enterobacteriaceae, Staphylococcus türleri | <8 Disk: < 13 | 16–32 Disk: 14–20 | >64 Disk: >21 |
Haemophilus türleri | <2 Disk: >26 | – | – |
Neisseria türleri | <0.25 Disk: >35 | – | – |
Streptococcus pneumoniae | <0.5 | 1 | >2 |
Diğer Streptococcus türleri.** | Beta strep (Streptokok farenjiti) <0.5 Disk: >24 Viridans grubu: <0.5 Disk:>27 | Viridans grubu: 1 Disk: 25–26 | Viridans grubu: >2 Disk: <24 |
2002 S. pneumoniae sınır değerleri (NCCLS M100-S12), non-menenjit örnekler için <1 (Duyarlı), 2 (Orta derece) ve >4 (Dirençli) olarak ve menenjit örnekleri için >0.5 (Duyarlı), 1 (Orta derece), ve> 2 (Dirençli) olarak belirlenmiştir.
* * 2002 Streptococcus viridans grubu sınır değerleri (NCCLS M100-S12) <1 (Duyarlı), 2 (Orta derece), ve >4 (Dirençli) olarak belirlenmiştir.
Duyarlılık testleri seftriakson diskleri ile yapılmalıdır, çünkü sefalosporin sınıfı disklerle yapılan in vitro testlerde dirençli olduğu bilinen suşlara karşı seftriaksonun etkili olduğu görülmüştür. NCCLS kriterlerinin kullanılmadığı ülkelerde alternatif olarak DİN, ICS veya diğer standart ve yorumlanabilir duyarlılık testleri kullanılabilir.
5.2. Farm a ko kin etik özellikler
Emilim: întramüsküler, tek doz 1 g’lık uygulamadan sonraki 2–3 saat içinde ulaşılan maksimum plazma konsantrasyonu 81 mg/litre’dir.
Bolus intravenöz enjeksiyondan sonra ortalama pik konsantrasyonlar, 500 mg’hk dozu takiben yaklaşık olarak 120 mg/1 ve 1 gramlık dozu takiben yaklaşık olarak 200 mg/l’dir; 30 dakikalık 2 gramlık infiizyondan sonra ortalama 250mg/l’lık düzeyler elde edilir, %1.06’lık lidokainde 500 mg seftriaksonun intramüsküler enjeksiyonu, 1 saat içinde 40–70 mg/l’lık ortalama pik plazma konsantrasyonları oluşturur. İntramüsküler enjeksiyondan sonra biyoyararlanım %100’dür.
Dağılım: Seftriaksonun dağılım hacmi 7–12 litredir. Seftriakson 1–2 g'lık dozdan sonra akciğer, kalp, safra yolu/karaciğer, tonsillalar, orta kulak ve nazal mukoza, kemik, serebrospinal, plevra, prostat ve sinovyal sıvılarının da dahil olduğu 60*ın üzerinde doku ve vücut sıvısında, etken patojenlerin çoğunun minimum inhibisyon konsantrasyonunun üzerinde ve 24 saatten uzun sürelerle mükemmel penetrasyon sağlamaktadır.
İntravenöz uygulamada, seftriakson interstisyel sıvıya süratle difüze olur ve duyarlı organizmalara karşı 24 saat süren bakterisid konsantrasyonlar sağlanır (şekle bakınız). Seftriaksonun farmakokinetiği, büyük ölçüde konsantrasyona bağlı olarak serum albüminine bağlanması ile belirlenir. İnsanda ilacın plazmada serbest (bağlı olmayan) fraksiyonu, terapötik konsantrasyon aralığının çoğu için yaklaşık olarak %5’tir ve 300 mg/l’lik konsantrasyonlarda %15’e yükselir.
Seftriakson albümine geri dönüşümlü olarak bağlanır ve bağlanma oranı ilacın kandaki konsantrasyonu yükseldikçe azalır; örneğin, 100 mg/litre’den düşük plazma konsantrasyonlarında %95, 300 mg/litre’lik plazma konsantrasyonlarında ise %85 bağlanma görülür. Düşük albümin miktarına bağlı olarak interstisyel sıvıdaki serbest seftriakson oranı plazmadakine göre daha yüksektir.
1 g seftriakson verilişinden sonra konsantrasyon (mg/ml)
Seftriakson, yenidoğan, bebek ve çocuklarda enflamasyonlu meninkslere penetre olur. Bebek ve çocuklarda 50–100 mg/kg i.v. seftriakson enjeksiyonunu izleyen 24 saat içinde, serebrospinal sıvıda seftriakson konsantrasyonu 1.4 mg/litre’nin üstündedir. Serebrospinal sıvıda ortalama 18 mg/1 olan doruk konsantrasyona i.v. enjeksiyondan yaklaşık 4 saat sonra ulaşılır. Ortalama serebrospinal sıvı düzeyleri, bakteriyel menenjitte plazma konsantrasyonunun %17'si, aseptik menenjitte ise %4'ü kadardır. Menenjitli erişkinlerde 50 mg/kg'lık uygulamayla 2–24 saat süreyle elde edilen serebrospinal sıvı konsantrasyonları, menenjitte en sık rastlanan etken patojenlerin MİK değerlerinin birkaç kat üzerindedir.
Seftriakson plasentadan geçer ve anne sütünde düşük konsantrasyonlarda bulunur.
Biyotransformasvon: Seftriakson sistematik olarak metabolize edilmez, fakat bağırsak florası tarafından inaktif metabolitlere dönüştürülür.
Eliminasvon: Seftriakson esas olarak değişmeden atılır. Seftriaksonun %50–60't değişmemiş olarak idrarla (tamamına yakını glomerüler filtrasyon ile), %40–50'si ise değişmemiş olarak safrayla ve bağırsaklarla atılır. Seftriaksonun total plazma klerensi 10–22 ml/dakika'dır. Renal klerens 5–12 ml/dakikadır. Yetişkinlerde eliminasyon yan-ömrü yaklaşık 8 saattir ve yan ömür, doz, uygulama yolu veya tekrarlanan uygulamalardan büyük ölçüde etkilenmez.
Doğrusallık/ doğrusal olmayan durum: Seftriaksonun farmakokinetiği lineer değildir.
Toplam ilaç konsantrasyonu bazında eliminasyon yan-ömrü hariç, tüm temel farmakokinetik parametreler doza bağımlıdır.
Yağlı hastalar: 75 yaşın üstündeki yaşlı hastalarda ortalama eliminasyon yan ömrü genç yetişkinlerle karşılaştırıldığında genellikle 2–3 kez daha uzundur. Tüm sefalosporinlerde olduğu gibi, yaşlı hastalarda böbrek fonksiyonundaki azalma, yan ömürde uzamaya yol açabilir. Ancak, seftriaksonla ilgili bugüne kadar toplanan bulgular, doz rejiminde değişiklik yapılmasının gerekli olmadığını göstermektedir.
Yeni doğanlar: Yeni doğan bebeklerde ilk hafta dozun % 80’i idrarla atılır. Sekiz günlükten küçük bebeklerde ortalama eliminasyon yan-ömrü genç erişkinlerle karşılaştırıldığında 2–3 kez daha uzundur.
Böbrek ve karaciğer yetmezliği olan hastalar: Böbrek veya karaciğer yetmezliği olan hastalarda, seftriaksonun farmakokinetik özelliklerinde çok az değişiklik gözlenir ve eliminasyon yan Ömrü hafif düzeyde uzar. Tek başına böbrek fonksiyonlannda bozukluk varsa seftriaksonun safra yoluyla atılımı ve tek başına karaciğer fonksiyonlannda bozukluk varsa böbrek yoluyla atılımı artar.
Beyin omurilik sıvısı: Seftriakson inflamasyonlu ve inflamasyonsuz meninkslerden geçer (eş zamanlı plazma konsantrasyonunun %4–17’si düzeyinde bir konsantrasyona ulaşır).
5.3. klinik öncesi güvenlilik verileri
İnsanlarda üreme çalışmalan embriyotoksisite, fetotoksisite, teratojenisite veya doğumda, perinatal ve postnatal gelişimde erkek veya dişi fertilitesinde olumsuz etkiler göstermemiştir. Primatlarda embriyotoksisite veya teratojenisite gözlenmemiştir.
6. farmasöti̇k özelli̇kler
6.1. yardımcı maddelerin listesi
BAKTÎSEF 1 g İV Enjektabl toz içeren flakon herhangi bir yardımcı madde içermemektedir.
6.2. geçimsizlikler
BAKTÎSEF içeren çözeltiler diğer ajanlar ile karıştırılmamalı veya diğer ajanlara eklenmemelidir. Özellikle, kalsiyum içeren seyrelticiler (örneğin Ringer çözeltisi veya Hartman çözeltisi) seftriakson flakonlarını rekonstitüe etmek için veya rekonstitüe edilmiş bir flakonu IV uygulama için daha fazla seyreltmek için kullanılmamalıdır, çünkü çökelti oluşabilir. Seftriakson ve kalsiyum içeren çözeltiler karıştırılmamalı veya aynı anda uygulanmamalıdır.
6.3. raf ömrü
24 ay
6.4. saklamaya yönelik özel tedbirler
30°C’nin altındaki oda sıcaklığında saklanmalıdır. îlaç sulandırıldıktan sonra bekletilmeden kullanılmalıdır. Hazırlanmış solüsyonlar dondurulmamalıdır.
6.5. ambalajın niteliği ve içeriği
1 g seftriaksona eşdeğer kuru madde içeren lastik tıpalı, flip-off başlıklı 1 adet renksiz cam flakon ve 10 mİ steril enjeksiyonluk distile su içeren 1 adet renksiz ampul ve karton kutu ambalaj
6.6. beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
‘Tıbbi atıkların kontrolü yönetmeliği ve ‘Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü yönetmelikleri ne uygun olarak imha edilmelidir
Kural olarak, çözeltiler hazırlandıktan sonra hemen kullanılmalıdır.
Çözeltilerin renkleri, konsantrasyon ve saklanma sürelerine bağlı olarak açık san ile bal rengi arasında değişir. Solüsyonun renginin değişmesi ilacın etki ve toleransım etkilemez.
İntramüsküler enjeksiyon: İntramüsküler enjeksiyon için 1 g seftriakson, 3,5 mİ %1'lik lidokain çözeltisinde çözülür ve derin intragluteal enjeksiyon şeklinde uygulanır. Her iki tarafa da 1 g'dan fazla enjekte edilmemesi önerilmektedir. Lidokain içermeyen i.m. enjeksiyonlar ağrılıdır. Lidokain çözeltisi asla i.v. uygulanmamalıdır.
7. ruhsat sahi̇bi̇
Adı : SANOVEL ÎLAÇ SAN. VE TİC. A.Ş.
Adresi : Büyükdere Cad. 34398 Maslak – İstanbul
Tel : (212) 285 26 70
Fax : (212) 285 01 81
8. ruhsat numarasi
196/59
9. i̇lk ruhsat tari̇hi̇/ruhsat yeni̇leme tari̇hi̇
İlk ruhsat tarihi: 17.04.2001
Ruhsat yenileme tarihi: