Ilac kullanma talimatı Ana menüyü aç

TANATRIL 5MG TABLET - kisa ürün bi̇lgi̇si̇

Etken madde içeren ilaçlar :

ATC kodu:

Dostupné balení:

KISA ÜRÜN BİLGİSİ - TANATRIL 5MG TABLET

1. beşeri̇ tibbi̇ ürünün adi

TANATRİL 5 mg tablet

2. kali̇tati̇f ve kanti̇tati̇f bi̇leşi̇m

Etkin madde:

Yardımcı madde(ler):

Yardımcı maddeler için 6.1’e bakınız.

3. farmasöti̇k form

Tablet

Beyazımsı renkte, oblong, her iki yüzü çentikli, düz kenarlı, bikonveks tabletler.

Her bir tablet iki eşit parçaya bölünebilir.

4. kli̇ni̇k özelli̇kler

4.1. terapötik endikasyonlar

Esansiyel hipertansiyon tedavisinde endikedir.

4.2. pozoloji ve uygulama şekli

Pozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:

Yetişkinler

Tedaviye günde bir kez 5mg ile başlanmalıdır.

Eğer en az üç haftalık tedavi sonrası kan basıncı en uygun şekilde kontrol edilemezse, günlük doz en etkili günlük doz olarak belirlenmiş lOmg’a çıkartılmalıdır.

Fakat, az sayıdaki hastalarda günlük dozu 20mg’a yükseltmek gerekli olabilir (tavsiye edilen maksimum doz) veya tercihen bir diüretik ilaç İle birlikte kombine tedavi düşünülebilir.

Hipertansif hastalarda imidaprilin diğer antihipertansif tedavisiyle kombinasyonundan yarar sağlayıp sağlamayacağı değerlendiril­memiştir.

Etkisinin görülebilmesi açısından tabletlerin günün aynı saatinde ve yemeklerden 15 dakika önce alınması tavsiye edilir.

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:

İmidapril ve farmakolojik olarak aktif metaboliti imidaprilat, büyük ölçüde böbrekler yoluyla atılır.

Böbrek yetmezliğinden şüphelenilen hastalarda imidapril ile tedaviye başlamadan önce böbrek fonksiyonları değerlendiril­melidir.

Tedaviye başlanmadan önce kreatinin klerensi, COCKROFT & GAULT (Nephron 1976; 16: 31–41) formülü kullanılarak saptanabilir.

Ckrra = (140 – yas [yıl]) x vücut ağırlığı !kg] 72 x serum kreatinin [mg/dl]

(Kadınlar İçin bulunan değer 0.85’le çarpılır; birim mg/dL yerine mmol/L kullanılır ise 72, 0.813’le değiştirilir).

Kreatinin klerensi 30 ml/dk. ve 80 ml/dk. arasındaysa (bakınız bölüm 4.4):

Bu tip hastalar için azaltılmış doz gerekmektedir ve bu nedenle tedaviye 2.5 mg ile başlanması tavsiye edilir.

Kreatinin klerensi 10 ml/dk. ve 29 ml/dk. arasındaysa (bakınız bölüm 4.4):

İmidaprilat’ın EAA (eğri altında kalan alan)'da artışın görüldüğü veriler sınırlı olduğu İçin (bakınız bölüm 5.2), bu hastalara imidapril uygulanmamalıdır.

Kreatinin klerensi 10 ml/dk. altında ise (hemodiyalizi! veya hemodiyalizsiz böbrek yetmezliği):

İlaç bu hastalarda kontrendikedir (bakınız bölüm 4.3).

Karaciğer yetmezliği:

Karaciğer yetmezliği olan hastalarda önerilen başlangıç dozu günde bir kez 2.5 mg’dır. Karaciğer yetmezliği olan hastalarda imidapril dikkatli bir şekilde kullanılmalıdır.

İlk doz hipotansiyon riski yüksek olan hastalar:

Yüksek riskli hastalarda ilk doz hipotansiyon oluşabilir (bakınız bölüm 4.4). Tedaviye başlamak, eğer mümkünse, tuz ve/veya vücut sıvıları eksikliğinin düzeltilmesini gerektirir, ACE inhibisyonu başlamadan iki üç gün önce mevcut diüretik tedavisi kesilmelidir. Bu mümkün değilse, başlangıç dozu 2.5 mg imidapril olmalıdır. Kalp yetmezliğiyle birlikte görülen hipertansif hastalarda, ACE inhibitörleriyle tedaviye başlanmasının ardından semptomatik hipotansiyon gözlemlenmiştir.

Bu tür hastalarda yakın klinik gözlem altında başlangıç dozu günde bir kez 2.5mg imidapril olmalıdır. Şiddetli akut ilk doz hipotansiyon riski bulunan hastalar, imidaprilin ilk dozu uygulandıktan ve İmidaprilin ya da beraberinde kullanılan diüretiklerin her doz artışından sonra 6–8 saate kadar tercihen hastanede tıbbi olarak gözlem altında tutulmalıdır.

Pediyatrik popülasyon:

İmidaprilin pediyatrik kullanımı denenmemiştir (bakınız bölüm 4.4). Güvenliliği ve etkinliği tam olarak aydınlatılmadıkça imidapril çocuklarda kullanılmamalıdır.

Geriyatrik popülasyon (65 yaş ve üzeri):

Bazı yaşlılar ve özellikle çok yaşlı hastalar imidaprile gençlere göre daha çabuk cevap verirler. 65 ve 65’den daha yaşlı hastalar için imidaprilin günlük başlangıç dozu 2.5 mg’dir Kan basıncı yanıtına göre doz ayarlanmalıdır. Önerilen maksimum doz günde bir kez lOmg’dır.

Tedavinin başlangıcında böbrek fonksiyon değerlendirmesi tavsiye edilir.

4.3. kontrendikasyonlar

– Gebelikte kontrendikedir.

– İmidapril veya diğer ACE inhibitörlerine veya yardımcı maddelerden herhangi birine karşı aşın hassasiyet,

– Daha önceki ACE inhibitör tedavisinden kaynaklanan anjiyonörotik ödem hikayesi,

– Kalıtsal/idiopatik anjİyoödem,

– hemodiyalizi! veya hemodiyalizsiz böbrek yetmezliği (kreatinin klerensi < 10 ml/dk.).

4.4. Öze) kullanım uyanları ve önlemleri

Hipotansiyon

Diğer ACE inhibitörlerinde olduğu gibi imidapril, özellikle ilk dozdan sonra kan basıncında yoğun düşüşe neden olabilir. Basit hipertansif hastalarda, semptomatik hipotansiyon seyrek olarak görülmektedir. Semptomatik hipotansiyon muhtemelen diüretik tedavisi, kısıtlı tuz diyeti, diyaliz, diyare veya kusma kaynaklı hacim azalması yaşayan hastalarda oluşur.

Semptomatik hipotansiyon, böbrek yetersizliği olan ya da olmayan ciddi kalp yetmezliği bulunan hastalarda bildirilmiştir. Daha çok yüksek doz kıvrım diüretik, hiponatremi veya fonksiyonel böbrek yetmezliğinde görülür. Bu hastalarda tedaviye, tercihen hastanede yakın tıbbi gözetim altında, imidapril dozu 2.5 mg ile ve dikkatli doz ayan yapılarak başlanmalıdır. Eğer mümkünse geçici olarak diüretik tedavisine ara verilmelidir. Bu önlemler aşın hipotansiyon sonucu miyokardiyal infarktüs veya serebrovasküler hastalık geçiren iskemik kalp ya da serebrovasküler hastalığı olan hastalara da uygulanmalıdır.

Eğer hipotansiyon gelişirse, hasta sırtüstü pozisyona alınmalıdır. İntravenöz normal şalin ile hacim replesyonu gerek duyulabilir. Etkin bir ayarlama sonrası ilk dozdan sonra görülen hipotansiyon, daha sonra imidapril ile dikkatli doz ayarlanmasını engellemez.

Aortik ve mitral valf stenozu / Hipertropik kardiomiyopati

Diğer ACE inhibitörlerinde olduğu gibi, sol vetrikül akışının gerçekleştiği yolda tıkanma olan hastalarda imidapril dikkatli kullanılmalıdır.

Nötropeni/Agranülo­sitoz

İmidapril dahil ACE inhibitörleri alan hastalarda nötropeni/agranülo­sitoz, trombositopeni ve anemi seyrek olarak görülmüştür. Normal böbrek fonksiyonu olan ve diğer komplike faktörleri olmayan hastalarda nötropeni seyrek olarak oluşmaktadır. Kollojen vasküler hastalığı olan, immünosüpresanlarla tedavi gören, allopurinol ya da prokainamid tadavisi gören veya bu karışık faktörlerin kombinasyonuyla tadavi olan, özellikle daha önceden böbrek fonksiyon bozukluğu olan hastalarda imidapril çok dikkatli kullanılmalıdır. Bu hastalardan bazıları, bazı durumlarda yoğun antibiyotik tedavisine cevap vermeyen ciddi İnfeksiyon geçirebilirler.

Eğer imidapril bu hastalarda kullanılacaksa, tedaviden önce, imidapril tadavisinin ilk üç ayı süresince her iki haftada bir ve tedavi boyunca periyodik olarak beyaz kan hücresi sayımı ve turevsel sayım tavsiye edilir. Tedavi boyunca türevsel beyaz hücre sayımının yapıldığı zamanlarda tüm hastalara, herhangi bir infeksiyon belirtisinin (örn.: boğaz şişkinliği, ateş) rapor edilmesi gerektiği belirtilir.

Eğer nötropeniden şüphelenmiyorsa veya saptanmışsa (nötrofiller 1000/mm3 den az ise) imidapril ve buna bağlı diğer ilaçlar bırakılmalıdır.

Hastaların çoğunda imidaprille tedavi kesilmesinden sonra nötrofil sayısı normale dönmüştür.

Böbrek yetmezliği olan hastalar

Böbrek fonksiyon değişikliklerinin doza maruz kalmış bireylerde renin-anjiyotensin-aldosteron sistemlerinin inhibisyonundan kaynaklandığı düşünülmektedir. Bu nedenle böbrek yetmezliği olan hastalarda diğer ACE İnhibitörleri gibi İmidapril kullanılırken dikkat edilmelidir. Kreatinİn klerensi 30 ml/dk. ve 80 ml/dk. arasında olan hastalarda düşük doz gerekmektedir (bakınız bölüm 4.2).

Kreatinin klerensi 30 ml/dk’dan daha az olan hastalarda sınırlı deneyime sahip olunduğu için imidapril uygulanmamalıdır (bakınız bölüm 4.2).

Gerekli görüldüğünde böbrek fonksiyonu, tedavi boyunca yakın gözetim altına alınmalıdır.

ACE inhibitör kaynaklı böbrek yetmezliği, çoğunlukla ciddi kardiyak yetmezlik veya böbrek arter stenozu gibi böbrek hastalıkları nedeniyle görülmektedir. Daha önce hiç böbrek hastalığı geçirmemiş bazı hastalarda diüretiklerle birlikte kullanımda kanda üre seviyesinde ve kreatinin konsantrasyonunda artış gözlemlenmiştir. ACE inhibitörlerinde doz azaltımı veya diüretikle tedavinin kesilmesi gerekebilir. Tedavinin ilk haftasında böbrek fonksiyonunun gözlemlenmesi tavsiye edilmektedir.

Renovasküler hipertansiyonu olan hastalar

Bİlateral böbrek arter stenozlu veya tek böbrekli arter stenozlu hastalarda ACE inhibitörleriyle tedavide yüksek hipotansiyon ve böbrek yetmezliği riski vardır. Serum kreatinindeki hafif değişklİkler sonucu böbrek fonksiyon bozuklukları oluşabilir.

Bu hastalarda tedaviye düşük dozlar, dikkatli doz ayan ve böbrek fonksiyon takibiyle yakın tıbbi gözetim altında başlanmalıdır.

Hemodiyaliz gören hastalar

Yüksek akılı membranlarla (örn.: AN69) diyalize uğrayan hastalarda ACE inhibitörleriyle tedavide anaflaktik reaksiyonlar rapor edilmiştir. Bu tip hastalarda farklı tip diyaliz membranı kullanılması veya farklı bir antihipertansif ajan kullanılması göz önünde bulundurulmalıdır.

Böbrek nakli

Yakın zamanda böbrek nakli geçirmiş hastalarda uygulamayla ilgili bilgi yoktur.

Anjiyonörotİk ödem

İmidapril dahil anjiyotensin dönüştürücü enzim inhibitörleriye tedavi edilen hastalarda yüzün, ekstremitelerin, dudakların, dilin, gırtlak ve/veya larinksin anjiyonörotik ödemi görülmüştür. Bu olay tedavi boyunca herhangi bir zamanda oluşabilir. Bu gibi durumlarda hastayı kaybetmeden önce imidapril kullanımı kesilmeli ve hasta semptomlar tamamen geçtiğinden emin olununcaya kadar gözlem altında tutulmalıdır. Şişkinlik gözde ve dudaklarda oluşmuşsa bu durum tedavi gerektirmeksizin geçer, buna rağmen semptomların azalması için antihistaminiklerin kullanılması uygun olur.

Anjİyoödem kaynaklı larinks ödem öldürücü olabilir. Dil, gırtlak veya larinksde oluşan durumlarda hava yolu tıkanabilir, uygun tedavi olarak 1:1000 (0.3 mi – 0.5 mİ) subkutan epinefrin çözeltisi uygulanmalı ve /veya havayolunu açmak için önlemler alınmalıdır.

ACE inhibitörleri alan siyah hastalarda, siyah olmayan hastalara göre daha yüksek oranda anjiyoödem oluştuğu rapor edilmiştir. ACE inhibitörleriyle tedaviyle bağlantılı olmayan anjiyoödem hikayesi olan hastalarda ACE İnhibitörleri alırken anjioödem oluşma riski daha yüksektir (bakınız bölüm 4.3). ACE inhibitörleriyle tadavi edilen hastalarda bağırsaklarda anjiyoödem oluşması seyrek olarak bildirilmiştir.

LDL lipid gören hastalar

Dekstran sülfatla LDL lipid afarezine uğrayan hastalarda ACE inhibitörleriyle tedavide yüksek akılı membranlarla hemodiyalize uğrayan hastalarda olduğu gibi anaflaktik reaksiyonlar oluşabilir. Bu hastalarda diğer bir sımf antihipertansif ajanın kullanılması tavsiye edilir.

Hassİyeti azaltma sırasında anaflaktoid reaksiyonlar

Başka bir ACE inhibitörüyle tedavi sırasında himenoptera yılan zehiriyle hassasiyet azaltma tedavisi gören hastalarda uzun süreli ve hayatı tehtit eden anaflaktik reaksiyonlar seyrek olarak bildirilmiştir. Aynı hastalarda bu reaksiyonlar ACE inhİbitörlerinİn geçici olarak kullanılmamasıyla önlenmiştir, ancak dikkatsizlik sonucu kullanılmaya devam edilmesiyle yeniden oluşmuştur. Bu nedenle hassasiyeti azaltma tedavisi gören hastalarda ACE inhibitörleriyle tedavide dikkatli olunmalıdır.

Karaciğer yetmezliği olan hastalar

ACE inhibitörleriyle kolestatik sanlık veya hepatitle başlayan ve ani hepatik nekroza dönüşen ve (bazen de) ölümle sonuçlanan sendromlar nadir olarak görülmüştür. Bu sendromun mekanizması anlaşılamamıştır. ACE inhibitörleri alan ve sanlık görülen veya hepatik enzim seviyesi artan hastalar ACE inhibitörlerinin kullanımını bırakmalı ve sonrasında uygun bir tıbbi tedavi görmelidir.

Öksürük îmidaprille tedavide kuru ve üretken olmayan Öksürük oluşabilir, İmidapril aliminin kesilmesiyle kaybolur.

Ameliyat/ Anestezi

Ameliyat veya anastezi durumunda imidapril kullanılmasıyla ilgili veri bulunmamaktadır. Fakat İmidapril diğer ACE inhibitörleri gibi ameliyat veya anastezi durumlarında hipotansif potansiyeli artırarak hastalarda hipotansiyon ve hatta hipotansif şok oluşturur. Eğer İmidapril vermemek mümkün değilse anestezi hacminin ayarlanması dikkatli yapılmalıdır.

Hiperkalemİ

İmidaprilİ de içeren ACE inhibitörleriyle tedavi edilen bazı hastaların serum potasyum değerlendirmeleri yapılmıştır. Böbrek yetmezliği olan hastalarda, kontrol edilmeyen şeker hastalığında (diabetes mellitus), potasyum tutucu diüretikler, potasyum destekleri veya potasyum tuzu kullanan hastalarda veya serum potasyumunu arttıran ilaçlan (örıhcparin) alan hastalarda hiperkalemi gelişme riski vardır. Eğer imidapril ve yukanda bahsedilen ajanlardan herhangibirinin kullanımı gerekli görülürse serum potasyumunun düzenli olarak izlenmesi tavsiye edilir.

Proteinüri

îmidaprille proteinüri nadir görülür. Özellikle böbrek fonksiyon bozukluğu olan hastalarda oluşur, fakat aynca diğer ACE İnhibitörlerinin nispeten yüksek dozlannda da görülür.

Diyabetik hastalar

ACE inhibitörleriyle tedavinin ilk ayında önceden oral antidiyabetik ilaçlar veya insülin tedavisi gören diabetik hastaların glisemi seviyesi yakından izlenmelidir.

Irk

ACE inhibitörleri kan basıncım düşürmede siyah insanlarda siyah olmayan insanlara göre daha az etkilidir, bunun muhtemel nedeni siyah hipertansif popülasyondaki düşük renin durumunun daha yaygın olmasıdır.

TANATRİL, 0.15 mmol (51.34 mg) laktoz içerir. Nadir kalıtımsal galaktoz intoleransı, Lapp laktoz yetmezliği ya da glukoz-galaktoz malabsorpsiyon problemi olan hastaların bu ilacı kullanmamaları gerekir.

Bu tıbbi ürün her tablette 5.00 mg kroskarmelloz sodyum ihtiva eder. Bu durum, kontrollü sodyum diyetinde olan hastalar için göz önünde bulundurulmalıdır.

TANATRİL, her tablette 4.5 mg gliserol distearat içerir. Bu durum, baş ağrısı, mide bulantısı ve ishale sebebiyet verebilir.

4.5. Diğer tıbbi ürünlerle etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

Sadece potasyum tutucu diüretikler veya bunların kombinasyonu veya potasyum ilaveleri:

İmidapril, diğer ACE inhibitörleri gibi diüretik etkili potasyum kaybını azaltır. Potasyum tutucu diüretikler örn.: spironolakton, triamteren veya amilorid, potasyum İlaveleri veya potasyum tuzlan özellikle böbrek bozuklukla birlikte (artı hiperkalemik etki) serum potasyumunu anlamlı ölçüde arttınrlar (potansiyel olarak öldürücü). ACE inhibitörleri hipokalemi dışında hiperkalemik maddelerle ilişkilendiril­memelidirler. Eğer hipokalemi nedeniyle birlikte kullanım işaret edilmişse son derece dikkatli bir şekilde ve serum potasyum seviyesi sıklıkla kontrol edilerek kullanılmalıdır.

Potasyum tutucu olmayan diüretikler:

Önceden tuz/hacim yetersizliği olan hastalarda ACE İnhibitörüyle tedaviye başlandığında ani hipotansiyon ve/veya akut böbrek bozukluğu riski.

Arteriyel hipertansiyonda, önceki diüretik tedavisi tuz/hacim yetersizliğine neden olduğundan, ACE inhibitörüyle tedaviye başlamadan önce ya diürtetik bırakılmalıdır kİ tedavi bittikten sonra potasyum tutucu olmayan diüretiklere tekrar başlanır ya da ACE inhibitörü düşük dozda başlanır ve daha sonra doz arttırılır.

ACE İnhibitörüyle tedaviye başlandıktan sonraki ilk birkaç hafta böbrek fonksiyonları (kreatinin seviyeleri) izlenmelidir.

Lityum

Lityum konsantrasyonunu arttırır, potansiyel olarak toksik seviyelere (böbrek lityum atımını azaltır).

îmidaprilin lityumla birlikte kullanılması tavsiye edilmez, fakat kombinasyonu gerekli ise dikkatli bir serum lityum seviyesi gözlemi yapılmalıdır (bakınız bölüm 4.4).

Non-steroidal anti-inflamatuvar ilaçlar (NSAİ ilaçlar):

ACE inhibitörleri non-steroidal anti-inflamatuvar (örn.: anti-İnflamatuvar doz rejiminde asetil salisilik asit, COX-2 inhibitörleri ve non-selektif NSAİ ilaçlar) ilaçlarla eş zamanlı uygulandığı zaman antihipertansif etki azalabilir.

ACE inhibitörlerinin ve non-steroidal anti-inflamatuvar ilaçların birlikte kullanımı akut böbrek yetmezliğini de içeren böbrek fonksiyonlarının kötüleşmesine ve özellikle önceden zayıf böbrek fonksiyonlarına sahip olan hastalarda serum potasyumunun artmasına neden olur. Kombinasyon özellikle yaşlılarda dikkatli bir şekilde uygulanmalıdır. Hastalar yeterince hidrate edilmelidir ve birlikte kullanım başladıktan sonra peryodik olarak böbrek fonksiyonlarının gözlemlenmesine dikkat edilmelidir.

Altın:

Enjektabl altının (sodyum orotiyomalat) ACE inhibitör tedaviyle birlikte kullanılmasında hastalarda seyrek olarak nitritoid reaksiyonlar (yüz kızarması, bulantı, kusma ve hipotansiyon semptomlar arasındadır) rapor edilmiştir.

Antihipertansİf İlaçlar ve vazodilatörler:

Bu ilaçların İmidaprille birlikte kullanılması imidaprilin hipotansif etkilerini arttırabilir. Nitrogliserin ve diğer nitratlar veya diğer vazodilatörlerle birlikte kullanım kan basıncını düşürebilir.

Antidiyabetik ajanlar (insülin, hipoglisemik sülfonamidler):

tnsülin veya hipoglisemik sülfonamidlerle tedavi edilen diyabetik hastalarda ACE inhibitörlerinin kullanılması hipoglisemik etkiyi arttırabilir.

Hipoglisemik olaylar seyrek olarak oluşur (insüline İhtiyacın azalmasına yol açan glukoz toleransını geliştirir).

Gliseminin bireysel olarak izlenmesiyle takviye edilmelidir.

Asetilsalisilik asit, trombolitikler, beta-blokörler:

İmidapril asetilsalisilik asit (trombolitik olarak kullanıldığı zaman), trombolitikler ve beta-blokörlerle birlikte kullanılabilir.

Trisiklik antidepresanlar, nöroleptikler:

Antihipertansİf etkinin ve ortostatik hipotansiyon riskinin artması (ilave etki).

Rifampisİn:

Rifampisinin uygulanması İmidaprilin aktif metaboliti olan imidaprilatın plazma seviyesini azaltır.

Antasitler:

İmidaprilin biyoyararlanımım azaltır.

Sempatomimetikler:

ACE inhibitörlerinin antihipertansif etkisini azaltabilir; arzu edilen etkinin elde edilebilmesi için hastalar dikkatli bir şekilde izlenmelidir.

4.6. gebelik ve laktasyongenel kategorisi x’tir.

Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)

TANATRİL gebelik döneminde uygulandığı takdirde ciddi doğum kusurlarına yol açmaktadır.

TANATRİL gebelik döneminde kontrendikedir (bkz. Kısım 4.3).

Gebelik dönemi

Gebeliğin ilk trimesterinde ACE inhibitörlerinin kullanılması tavsiye edilmez (bkz. bölüm 4.4). ACE inhibitörlerinin gebeliğin ikinci ve üçüncü trimesterlerinde kullanılması kontrendikedir (bkz. bölüm 4.3 ve 4,4),

Gebeliğin ilk trimesterinde ACE inhibitörlerine maruziyet sonrası teratojenik riskle ilgili epidemiyolojik bulgular kesin değildir, ancak riskteki küçük bir artış ihmal edilmemelidir. ACE inhibitör tedavi gerekli ise gebeliği planlayan hastalarda gebelik durumunda kullanılmasının güvenli olduğu kanıtlanmış alternatif antihipertansif tedavilere geçilmelidir. Gebelik tespit edildiğinde ACE inhibitörleriyle tedavi derhal kesilmelidir ve uygun bir alternatif tedaviye geçilmelidir.

Gebeliğin ikinci ve üçüncü trimesterinde ACE inhibitörlerine maruziyetin fetotoksisiteye (böbrek fonksiyonda azalma, oligohidraminoz, kafa kemiği oluşumunun gerilemesi) ve neonatal toksisiteye (renal bozukluk, hipotansiyon, hiperkalemi) neden olduğu bilinmektedir (bkz. bölüm 5.3). ACE inhibitörlerine maruziyet ikinci trimesterde olmuşsa, renal fonksiyonların ve kafatasının ultrasonla kontrolü tavsiye edilir. Anneleri ACE inhibitörleri alan yeni doğanlarda hipotansiyon dikkatli bir şekilde incelenmelidir (bkz. bölüm 4.3 ve 4.4).

Laktasyon dönemi

İmidapril HCl’nin insan sütüyle atılıp atılmadığı bilinmemektedir. İmidapril HCl’nin süt ile atılımı hayvanlar üzerinde araştırılmamıştır. Emzirmenin durdurulup durdurulmayacağına ya da TANATRİL tedavisinin durdurulup durdurulmayacağına/te­daviden kaçınılıp kaçınılmayacağına ilişkin karar verilirken, emzirmenin çocuk açısından faydası ve TANATRİL tedavisinin emziren anne açısından faydası dikkate alınmalıdır.

Emzirme döneminde TANATRİL kullanımı tavsiye edilmemektedir.

Emzirme döneminde imidapril kullanımıyla ilgili özellikle yeni doğum veya prematüre doğum döneminde, güvenlik profili daha iyi belirlenmiş alternatif tedaviler önerilir.

Üreme yeteneği/Fertilite

Erkek ve dişi sıçanlar üzerinde yapılan çalışmaya göre fertilite etkilenmemiştir. İnsan üzerinde üreme yeteneği/fertilite etkisi bilinmemektedir.

4.7. araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

Araç kullanırken veya bir makine çalıştırırken zaman zaman sersemlik ve halsizlik oluşabileceği dikkate alınmalıdır.

Araç kullanma yeteneği üzerine etkisini gösteren hiçbir çalışma yoktur.

4.8. i̇stenmeyen etkiler

İmidaprilin hipertansif hastalar üzerindeki yan etki sıklığı plaseboya göre % 34– 36’dır. îmidapril grubunda daha sık olarak öksürük, sersemlik, yorgunluk/uyku hali, dispepsi ve kusma oluşur.

Onay alınmadan önceki dönemde yapılan çalışmalarda imidaprille tedavi sırasında aşağıdaki tabloda verilen istenmeyen yan etkiler sıklık derecelerine göre sıralanmıştır: Çok yaygın (>1/10); yaygın (>1/100 – <1/10); yaygın olmayan (>1/1.000 – <1/100); seyrek (>1/10.000 – <1/1.000); çok seyrek (<1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).

Enfeksiyonlar ve enfestasyonlar

Yaygın olmayan:

Bronşit, viral infeksİyon, üst solunum yollan İnfeksİyonu

Kan ve lenf sistemi hastalıkları

Seyrek:

Lökopeni, anemi

Sinir sitemi hastalıkları

Yaygın:

Baş ağnsı, baş dönmesi, yorgunluk/uyku hali

Yaygın olmayan:

Serebrovasküler bozukluklar, sinkop, parestezi

Kardiyak bozukluklar

Yaygın olmayan:

Palpİtasyon

Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıkları

Yaygın:

Öksürük

Yaygın olmayan:

Rinit

Gastrointestinal hasta

ıklan

Yaygın:

Bulantı

Yaygın olmayan:

Kusma, epigastrik ağn, dispepsi

Deri ve deri altı doku

lastahklan

Yaygın olmayan:

Kızanklık, prurit

Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıkları

Yaygın olmayan:

Göğüs ağnsı, eklem ağnsı, ödem (eklem, periferal)

Araştırmalar

Yaygın olmayan:

Hiperkalemİ, kreatİnin yükselmesi, üre yükselmesi, GPT/ALAT yükselmesi, gama-GT yükselmesi

Seyrek:

Kan amilaz yükselmesi, GOT/ASAT yükselmesi, albümin düşmesi, AP yükselmesi, serum protein düşmesi, böbrek fonksiyon bozukluğu

îmidapril veya diğer ACE inhibitörlerinin kullanımından kaynaklanan yan etkiler aşağıda verilmiştir. Bu reaksiyonlardan kaçınmak için lütfen bölüm 4.4’ü referans alınız.

Kan ve lenf sistemi hastalıkları

ACE inhibitörü alan hastalarda nötropeni/agranülo­sitoz, trombositopeni, pansitopeni ve anemi seyrek olarak görülmüştür. Diğer ACE inhibitörleriyle tedavi altında G-6-PDH’ın konjenital olarak eksik olduğu hastalarda hemolitik anemi durumları gözlemlenmiştir.

Sinir sistemi hastalıkları

Sersemlik, halsizlik ve yorgunluk durumu gözlemlenmiştir. ACE İnhibitörleriyle seyrek olarak depresyon, uyku bozukluğu, parestezi, iktidarsızlık, denge bozukluğu, şaşkınlık, kulak çınlaması, görmede bulanıklık, baş ağrısı ve tat almada bozukluk oluşabilir.

Kardiyak hastalıkları

Bazı risk gruplarında ilacın başlangıcından veya doz arttınmından sonra ciddi hipotansiyon oluşur. Hipotansiyona bağlı olarak sersemlik, yorgun hissetme hali, görmede bozulma, seyrek olarak bilinç kaybı gibi semptomlar oluşabilir. Bazı durumlarda ACE inhibitörleri kaynaklı hipotansiyonla birlikte taşikardi, palpitasyon, aritmi, anjina pektoris, miyokart infarktüs, geçici iskemik atak ve serebral hemoraji görülmüştür.

Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıkları

ACE inhibitörlerinin önemli sayıdaki hastalarda öksürüğü indüklediği kayıt altına alınmıştır. ACE inhibitörleri seyrek olarak üst solunum yollarında dispne, sinüzit, rinit, glossit, bronşit, bronkospazm ve anjiyoödem ve çok seyrek olarak da alerjik alveolitler/e­ozinofilik pnömoni oluşturabilir.

Gastrointestinal hastalıkları

ACE inhibitörleriyle diyare, bulantı, kusma, gastrit, abdominal ağrı, konstipasyon, ağız kuruluğu, kolestatik sanlık, hepatit, pankreatit ve ileus oluşabilir.

ACE inhibitörleriyle tedavi edilen hastalarda intestinal anjiyoödem seyrek olarak görülmüştür. Semptomlan ise bulantı ya da kusmanın olduğu veya olmadığı abdominal ağndır.

I lepato-bilier hastalıkları

ACE inhibitörleri alan hastalarda sanlık veya hepatik enzim artışı görülmüştür.

Deri ve deri altı doku hastalıkları

Bazen kızanklık, pruritus, ekzantem ve ürtiker gibi alerjik ve aşın duyarlık reaksiyonlan oluşabilir. Yüz ve orofaringeal dokularda ACE inhibitör kaynaklı anjiyonörotik ödem oluşabilir.

ACE inhibitör kullanımında eritema multiforme, Steven-Johnson sendromu, toksik epidermik nekroliz, psöriyazis’e benzer çiçeklenme ve saç dökülesi görülmüştür.

Böbrek ve idrar hastalıkları

Böbrek yetmezliği seyrek olarak oluşabilir veya şiddetlenebilir. Diğer ACE inhibitörleri İçin akut böbrek yetmezliği rapor edilmiştir.

Araştırmalar

Bazı hastalarda hemoglobin, hemotakrit, platelet ve beyaz hücre sayısında azalma, karaciğer enzimlerinde, serum bilirubin ve kreatin fosfokinaz (CPK) seviyelerinde artış görülmüştür. İmidapril, aldosteron salgısını azalttığı için serum potasyum seviyesi yükselebilir. Böbrek yetmezliği durumunda kan üre ve plazma kreatinin yükselmesi ilacın kesilmesine bağlı olarak geri dönüşümlü artabilir.

4.9. doz aşımı ve tedavisi

Doz aşımı semptomları hipotansiyon, şok, stupor, bradikardi, elektrolit dengesizliği ve böbrek yetmezliğidir.

Doz aşımı durumunda hasta tercihen yoğun bakım ünitesinde yakın gözetim altında tutulmalıdır. Serum elektrolitleri ve kreatinin seviyesi sık aralıklarla izlenmelidir. Semptomların doğasına ve ciddiliğine göre terapötik önlemler alınmalıdır. İlacın alımı yeniyse ahmı takiben 30 dakika içinde absorbsiyonu ve hızlı eliminasyonu önlemek için gastrik lavaj, absorbanların ve sodyum sülfatın uygulanması yapılmalıdır.

Hipotansiyon oluşmuşsa, hasta şok pozisyonuna alınmalı ve tuz ve hacim destekleri hızh bir şekilde verilmelidir. Anjiyotensin II ile tedavi düşünülmelidir. Bradikardi veya aşın vagal reaksiyonlarda atropin uygulanmalıdır. ‘Pacemaker’ kullanımı düşünülmelidir. Hemodiyaliz kullanılarak imidapril ve imidaprilat dolaşımdan uzaklaştırılabilir. Diyalizde yüksek-akılı poliakrilat membranlann kullanımından kaçınılmalıdır.

5. farmakoloji̇k özelli̇kler

s.l. farmakodinanıik özellikler

Farmakoterapötik grup: Anjiyotensin Dönüştürücü Enzim (ADE) İnhibitörleri.

ATC kodu:C09AA16

Hipertansiyonda imidaprilin hipotansif etkisi birincil olarak plazma renin-anjiyotensin-aldosteron sisteminin supresyonu sonucudur. Renin böbrekler tarfmdan sentezlenen ve sonra dolaşıma giren endojen bir enzimdir. Dolaşımda anjiyotensinojeni nispeten inaktif bir dekapeptid olan anjiyotensin I’e dönüştürür. Anjiyotensin I daha sonra anjiyotensin dönüştürücü enzim aracılığıyla bir peptidilpeptidaz olan anjiyotensin IFye dönüştürülür. Anjiyotensin II, arterial vazokonstrüksyondan ve kan basıncı artışından bunun yanında da aldosteron salgılanması için adrenal bezlerin stimülasyonundan sorumlu potent bir vasokonstrüktördür. ACE inhibisyonu, vazopressör aktiviteye neden olan ve aldosteron salgısını azaltan plazma anjiyotensin II seviyesini düşürür.

Daha sonradan düşmesine rağmen, sodyum ve sıvı kaybıyla birlikte, serum potasyum konsantrasyonunda küçük artışa neden olur. Anjiyotensin Il’nin renin salımı üzerine negatif geribesleme etkisinin durdurulması plazma renin aktivitesinin artmasına neden olur.

Dönüştürücü enzimlerin diğer bir fonksiyonu potent vazodepresif kinin peptid bradikinini inaktif metabolitlerine dönüştürmektir. Bu nedenle ACE inhibisyonu prostaglindin sisteminin aktivasyonuyla periferal vasodiatsyona da katkıda bulunan sirküle olan ve lokal kallikrein-kinin sisteminin aktivitesini arttırır. Muhtemelen bu mekanizma ACE inhibitörlerinİn hipotansif etkisinde rol oynar ve bazı yan etkilerden sorumludur.

Hipertansif hastalara imidapril uygulanmasıyla oturur, sırt üstü ve ayakta pozisyonlarda kalp hızında hiçbir artış olmadan kan basıncı düşmesine neden olur. Doruk hipotansif etki 6–8 saat sonra gözlemlenir.

Bazı hastalarda optimum kan basıncı azalmasının elde edilebilmesi için tedavide bir kaç haftaya gerek vardır. Uzun süreli tedavilerde antihipertansif etkiler devam eder. Tedavinin aniden bırakılması sonucu hızlı kan basıncı yükselmesi görülmez.

Renal kan akışı artar ve glomerüler filtrasyon oranı genelde değişmez.

ACE inhibitörleri düşük-renin hipertansiyonlu hastalarda bile etkilidir. Irk çalışmalarında antihipertansif etkiler bulunmasına rağmen, ACE inhibitörleriyle monoterapide siyah hipertansif hastalar (genellikle düşük-renin hipertansif popülasyon), siyah olmayan hastalara göre daha düşük ortalama cevap gösterirler. Diüretiklerin ilavesiyle bu fark kaybolur.

5.2. farmakokinetik özellikleremilim:

Oral yoldan uygulandıktan sonra imidapril gastrointestinal kanaldan hızlı bir şekilde emilir ve iki saat içinde maksimum plazma konsantrasyonuna ulaşır. Yaklaşık iki saatlik yanlanma Ömrüyle monofazik olarak plazma konsantrasyonu azalır. Absorbsiyonu %70’dir. Yağ bakımından zengin yiyecekler imidapril absorbsiyonunu anlamlı ölçüde azaltır. İmİdaprilatın mutlak biyoyararlanımı % 42’dir.

Dağılım:

İmidaprilin ve İmİdaprilatın proteine bağlanması orta düzeydedir (sırasıyla %85 ve %53). Başlangıç yanlanma ömrü yaklaşık 7–9 saat, terminal yanlanma ömrü 24 saaten fazla olarak monofazik bir şekilde İmİdaprilatın plazma konsantrasyonu azalır.

Biyotransforma­syon:

İmidapril büyük ölçüde farmakolojik olarak aktif metaboliti imidaprilata hidrolize olur. İmidaprilat maksimum plazma konsantrasyonuna yedi saat içinde ulaşır.

Eliminasyon:

Oral tek doz uygulamasından sonra imidaprilin oral absorbsiyonu lOmg – 240 mg imidapril aralığında plazma ve idrar atımı verilerine göre doğrusaldır. Radyolojik olarak etiketlenmiş bileşiğin oral yoldan uygulanmasından sonra idrardaki total radyoaktivte yaklaşık % 40 ve feçesteki total radyoaktivite yaklaşık %50’dir.

Hastalardaki karakteristik özellikler

Böbrek yetmezliği:

Tekrarlanan dozlarda uygulamadan sonra imidaprilat kararlı durum konsantrasyonuna imidaprilin ilk uygulanmasından beş gün sonra ulaşılır. Böbrek yetmezliği olan hastalarda imidapril ve İmİdaprilatın yüksek plazma seviyeleri ve EAA değerleri gözlemlenmiştir. Kreatinin klerensi 30–80 ml/dk. olan hastalarda İmİdaprilatın EAA değeri iki kat, kreatinin klerensi 10–29 ml/dk. olan hastalarda EAA değeri 10 kata kadar artar. Böbrek yetmezliğinin tüm aşamalarında veri sınırlıdır. Böbrek yetmezliğinde 20 mg dozda hiçbir bilgi yoktur.

Karaciğer yetmezliği:

Karaciğer yetmezliği olan hastalardaki imidapril ve imidaprilatın EAA değerleri normal hastalardaki EAA değerlerinden çok az yüksektir, oysa tmaks. değerleri her iki grupta da benzerdir. Bunun yanında imidaprilatın t^’si, imidaprilinkinin artmamasına rağmen, karaciğer yetmezliği olan hastalarda anlamlı derecede artmıştır.

5.3. klinik öncesi güvenlilik verileri

Hem kısa süreli (mutajenite çalışmaları) hem de uzun süreli toksisite çalışmalarının (karsinojenetik çalışmaları da içerir) insanlarda kullanımla ilgili mevcut verilere hiç bir spesifik etkisi yoktur.

Hayvan üreme çalışmalarında, 1500mg/kg da sıçan yavrularında prenatal büyüme gerilemesi ve düşük vücut ağırlığı artışı görülmesine rağmen imidapril net bir fetotoksisite bulgu göstermemiştir. Erkek ve dişi sıçanlarda fertilite etkilenmemiştir. Sıçan ve tavşanlarda yapılan teratojenite çalışmaları herhangi bir teratojenik potansiyel ortaya çıkarmamıştır.

6. farmasöti̇k özelli̇kler

6.1. yardımcı maddelerin listesi

Kalsiyum hidrojen fosfat, anhidröz

Mısır nişastası, prejelatînize

Laktoz monohidrat

Kroskarmelloz sodyum

Gliserol distearat

6.2. Geçimsizlik

Geçerli değildir.

6.3 raf ömrü

24 ay

6.4. saklamaya yönelik özel tedbirler

30 C’nin altındaki oda sıcaklığında saklanmalıdır.

6.5. ambalajın niteliği ve içeriği

Alüminyum/Alüminyum blisterde 30, 50 ve 100 tabletlik kutularda sunulmaktadır.

6.6. Beşeri tıbbi ürünlerden arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler

Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller ‘Tıbbi atıkların kontrolü yönetmeliği’ ve ‘Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü yönetmelikleri’ne uygun olarak imha edilmelidir.

7. ruhsat sahi̇bi̇

Ali Raif İlaç Sanayi A.Ş.

Eski Büyükdere Caddesi

Dilaver Sokak No: 4

34418 Oto Sanayi – 4. Levent/ İstanbul

8. RUHSAT NUMARAS1(LARI):

121/58

9. i̇lk ruhsat tari̇hi̇/ruhsat yeni̇leme tari̇hi̇

İlk ruhsat tarihi: 29.12.2006

Ruhsat yenileme tarihi: