Ilac kullanma talimatı Ana menüyü aç

TAMOXİFEN-TEVA 10 MG FİLM TABLET - kisa ürün bi̇lgi̇si̇

Etken madde içeren ilaçlar :

Dostupné balení:

KISA ÜRÜN BİLGİSİ - TAMOXİFEN-TEVA 10 MG FİLM TABLET

KISA ÜRÜN BİLGİSİ

1. beşeri̇ tibbi̇ ürünün adi

TAMOXIFEN-TEVA 10 mg Film Tablet

2. kali̇tati̇f ve kanti̇tati̇f bi̇leşi̇mi̇

Etkin madde:

Her bir tablet 10 mg tamoksifene eşdeğer tamoksifen sitrat (15.2 mg) içerir.

Yardımcı maddeler:

Mannitol 94.9 mg

Sodyum nişasta glikolat 4.8 mg

Yardımcı maddeler için 6.1’e bakınız

3. farmasöti̇k formu

Bir yüzü “T” üzerine “10” baskılı, diğer yüzü düz olan beyaz, yuvarlak, bikonveks film kaplı tabletler

4. kli̇ni̇k özelli̇kler

4.1. terapötik endikasyonlar

TAMOXIFEN-TEVA meme kanserinin tedavisinde endikedir.

4.2. pozoloji ve uygulama şekliyetişkinler ve yaşlılar: günde iki kez bölünmüş dozlar halinde veya günde bir kez tek doz olarak, günlük 20-40 mg uygulanır.

Erken evre meme kanserinde hormonal tedavinin en az 5 yıl devam etmesi önerilmektedir.

Optimum TAMOXIFEN-TEVA tedavi süresi hekimin tayinine bırakılır.

Uygulama şekli:

Oral olarak kullanılır.

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:

Yeterli bilgi bulunmamaktadır.

Pediyatrik popülasyon:

Etkisi ve güvenliliği kanıtlanmadığından çocuklarda kullanımı önerilmez (5.1 ve 5.2 bölümleri­ne bkz.).

Geriyatrik popülasyon:

Yaşlılarda doz değişikliği önerilmez.

4.3. kontrendikasyonlar

Gebelik: Tamoksifen gebelik sırasında kullanılmamalıdır. Tamoksifen kullanan kadınlarda çok az sayıda düşük, fetus ölümleri ve doğum hataları bildirilmiş fakat bu vakalar ile ilaç kullanımı arasında nedensel bir ilişki kurulamamıştır (Bölüm 4.6 Gebelik ve Laktasyona bkz.).

Tamoksifene veya bileşimindeki maddelerden herhangi birine karşı bilinen aşırı duyarlığı olanlarda kullanılmamalıdır.

Anastrazol ile birlikte kullanımı kontrendikedir.

4.4. Özel kullanım uyarılan ve önlemleri

Meme kanseri tedavisi için tamoksifen alan ve menopoza girmemiş olan hastaların bir kısmında menstruasyon baskılanır.

Tamoksifen tedavisi ile ilgili olarak hiperplazi, polipler, endometrial kanseri gibi endometrial değişimler ve uterus sarkomu (çoğunlukla malign mikst Müllerian tümörler) insidansmda artış rapor edilmiştir. Bunun altında yatan mekanizma bilinmemektedir, fakat bu olay tamoksifenin estrojene benzer etkisi ile ilgili olabilir. Tamoksifen ile tedaviye devam edilen veya daha önce tamoksifen tedavisi görmüş olan herhangi bir hastada anormal jinekolojik semptomlar, özellikle vajinal kanama veya mensturel düzensizlikler ve pelviste ağrı veya baskı gibi vajinal akıntı belirtileri rapor edilirse hasta hemen incelemeye alınmalıdır.

Hastaların söz konusu ilacın kullanımından önce ve tedavi boyunca periyodik olarak jinekolojik kontrollerden geçmeleri ve herhangi bir anormal vajinal kanama olması halinde bunu doktorlarına bildirmeleri önerilmektedir.

Meme kanserli hastalarla yapılan klinik deneylerde, tamoksifen ile tedaviyi takiben bazı hastalarda endometrium ve diğer meme haricindeki bir bölgede ikinci bir primer tümör oluşumu rapor edilmiştir. Bu gözlemlerle tamoksifen arasında herhangi bir sebepsel ilişki saptanmamış ve klinikteki önemi açığa kavuşmamıştır.

Normal dozun birkaç katı kullanıldığında tamoksifen, uzun QT sendromuna / Torsades de Pointes gelişmesine neden olabilir. Konjenital uzun QT sendromu veya Torsades de Pointes tanısı ya da şüphesi bulunan hastalarda kullanılmamalıdır.

Venöz tromboembolizm (VTE)

Tamoksifen verilen sağlıklı kadınlarda, tromboembolizm riskinde 2–3 kat artış görülmüştür (bkz. Bölüm 4.8). Meme kanserli hastalarda, ilaç reçete edilmeden önce dikkatli olarak hastanın kişisel ve ailevi tromboembolizm hikayesine dair bilgi edinilmelidir. Protrombotik risk olduğuna karar verilmesi durumunda, hastalar trombofilik faktörler açısından taranmahdır.

Test sonucu pozitif olan hastalar trombotik risk açısından uyarılmalıdır. Böyle hastalarda tamoksifen kullanımına ilişkin karar, hastanın tüm riskine dayalı olarak verilmelidir. Bazı hastalarda tamoksifenin profilaktik antikoagülan ile birlikte kullanımı değerlendirilebilir (bölüm 4.5. ile çapraz referans).

VTE riski, ciddi obezite, artan yaş ve diğer tüm risk faktörleri ile daha da artmaktadır. Tamoksifen ile tedaviye başlamadan önce tüm hastalarda risk yarar dengesi dikkatlice değerlendiril­melidir. Meme kanserli hastalarda, eş zamanlı kemoterapi de riski arttırmaktadır (bkz. Bölüm 4.5). VTE açısından birden çok risk faktörü taşıyan hastalarda uzun süreli antikoagülan profılaksisi düşünülebilir. Cerrahi ve hareketsizlik: Infertilite tedavisi gören hastalarda, cerrahiden veya uzun süreli hareketsizlikten (mümkünse) en az 6 hafta önce tamoksifen kullanımı durdurulmalıdır ve ancak hasta tam olarak mobil olduğunda tekrar başlanmalıdır. Meme kanserli hastalarda ancak tamoksifen tarafından indüklenen tromboz riski tedaviye ara verilmesine bağlı riskten açıkça daha fazlaysa tamoksifen tedavisi durdurulmalıdır. Tüm hastalara tromboz için uygun profilaktik önlemler alınmalı ve hastanede bulundukları dönem ile ayağa kalktıkları erken dönemde derecelendirilmiş baskı çoraplarını kapsayacak şekilde, mümkünse, antikoagülan tedavisi uygulanmalıdır. Herhangi bir hastada VTE görülmesi halinde, tamoksifen derhal durdurulmalı ve uygun anti-tromboz önlemleri başlatılmalıdır. Tamoksifeni meme kanseri için kullanan hastalarda, tamoksifene tekrar başlanmasına yönelik karar hastanın tüm riskine bağlı olarak verilmelidir. Bazı meme kanserli hastalarda tamoksifen kullanımına profilaktik antikoagülan ile birlikte devam edilmesi gerekli olabilir. Tüm hastalar, VTE belirtisi ile karşılaştıklarını fark ettikleri anda derhal doktorları ile irtibata geçmeleri konusunda bilgilendiril­melidir.

Geç dönem meme rekonstrüksiyon operasyonunda tamoksifen mikrovaskuler flap komplikasyonları riskinin artmasına neden olabilir.

Yaşları 2 ile 10 arasında olan McCune Albright Sendromlu (MAS) 28 kızla yapılan ve günde 20 mg tamoksifen alan kontrolsüz 12 aylık klinik çalışmada, 6 aylık tedaviden sonra uterus hacmi artmış ve bir yıl sonra çalışma bitiminde ise ikiye katlanmıştır. Bu bulgular tamoksifenin farmakodinamik özellikleri ile uyumlu olduğundan, nedensel bir ilişki kurulamamıştır.

TAMOXIFEN-TEVA her bir tablette 94.9 mg mannitol içerir. Bu dozda mannitole bağlı herhangi bir olumsuz etki beklenmemektedir.

TAMOXIFEN-TEVA her dozunda 1 mmol’den (23 mg) daha az sodyum ihtiva eder. Sodyuma bağlı herhangi bir uyarı gerekmemektedir.

4.5. diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

Tamoksifen kumarin tipi anti-koagülanlar ile beraber kullanıldığı zaman, anti-koagülan etkide belirgin bir artış meydana gelebilir. Böyle bir ilaç uygulaması başlatıldığında, hastanın dikkatle izlenmesi önerilir.

Tamoksifen sitotoksik ajanlar ile birlikte kullanıldığında tromboembolik olayların oluşma riski artar (Bölüm 4.8 İstenmeyen etkilere bkz.). VTE riskindeki artış nedeniyle, bu kombinasyonlar kullanıldığında trombüs profılaksisi, kemoterapi tedavisi boyunca düşünülmelidir.

Tamoksifenin anastrazol ile kombinasyon halinde adjuvan tedavi olarak kullanılması, tamoksifenin tek başına kullanılmasına kıyasla artmış bir etkililik göstermemiştir. Anastrazol ile birlikte kullanılmalarından sakınılmalıdır.

Tamoksifenin, aromataz inhibitörleri ile adjuvan tedavide birlikte kullanımı, tamoksifenin tek başına kullanılmasına kıyasla artmış etki göstermemiştir.

İnsanlarda tamoksifen metabolizması için bilinen yol CYP3A4 enzimleri ile kataliz sonucu demetilasyondur. Enzim indüksiyonu yapan bir ajan olan rifampisinin varlığında CYP3A4 ile farmakokinetik etkileşimin, tamoksifen plazma seviyelerinde azalmaya neden olduğu literatürde rapor edilmiştir. Bunun klinikteki önemi bilinmemektedir.

Literatürde CYP2D6 inhibitörleri ile farmakokinetik etkileşimin, ilacın daha aktif olan formlarından birinin (endoksifen) plazma seviyesinde %65–75 azalmaya neden olduğu rapor edilmiştir. Bazı çalışmalarda bazı S SRİ antidepresanlarla (örn. paroksetin) birlikte kullanımın, tamoksifenin etkililiğinde azalmaya yol açtığı rapor edilmiştir. Tamoksifen etkisindeki azalma ihmal edilebilir düzeyde olmadığından, güçlü CYP2D6 inhibitörleri (örn. paroksetin, fluoksetin, kinidin, sinakalset veya bupropion) ile birlikte kullanımdan mümkün olduğunca kaçınılmalıdır (bkz. bölüm 4.4 ve 5.2).

4.6. gebelik ve laktasyontamoxifen-teva hamilelerde kontrendikedir.

Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/ Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon) Kadınlar tamoksifen kullandıkları sürece gebe kalmamaları konusunda uyarılmalı ve eğer seksüel olarak aktiflerse gebeliğe karşı bariyer yöntemler veya hormonal olmayan diğer kontraseptif metotlar uygulamalıdırlar. Premenopozal kadınlar tedaviye başlamadan önce dikkatle incelenerek gebe olmadıkları kanıtlanmahdır. Kadınlar tamoksifen kullanırken veya tedavinin kesilmesinden sonraki iki ay içinde gebe kaldıkları takdirde fetus üzerindeki potansiyel riskleri konusunda uyarılmalıdır.

Gebelik dönemi

Tamoksifen gebelik sırasında kullanılmamalıdır. Tamoksifen kullanan kadınlarda çok az sayıda düşük, fetüs ölümleri ve doğum kusurları bildirilmiş fakat bu vakalar ile ilaç kullanımı arasında nedensel bir ilişki kurulamamıştır.

Laktasyon dönemi

Tamoksifenin insan sütüne geçip geçmediği bilinmediğinden, laktasyon sırasında bu ilacın alınması önerilmez. Bebeğin emzirilmesinin bırakılması veya tamoksifen tedavisinin bırakılması kararı, ilacın anne için önemine bağlıdır.

Üreme yeteneği/Fertilite

Bir dizi in-vivo ve in-vitro mutajenisite testi sonucu tamoksifenin mutajenik olmadığı bulunmuştur. Kemirgenlerde yapılan bazı in-vitro ve in-vivo genotoksisite testlerinde tamoksifen genotoksiktir. Uzun dönemli çalışmalarda tamoksifen alan farelerde gonadal tümörler ve sıçanlarda karaciğer tümörleri rapor edilmiştir. Bu bulguların klinikle ilişkisi saptanmamıştır.

Sıçan, tavşan ve maymunların üremeleri üzerinde yapılan toksikoloji çalışmalarında herhangi bir teratojenik potansiyel görülmemiştir.

Tamoksifen, kemiricilerde fetüsün üreme sisteminin gelişimi üzerinde, estradiol, etinilestradiol, klomifen ve dietilstilbestrol (DES) tarafından oluşturulan değişikliklere benzer etki göstermiştir. Bu değişikliklerin klinik bağlantısı bilinmemekle birlikte, bazıları, özellikle vajinal adenozis, uterus içi DES kullanan ve 1/1000 oranında berrak hücreli vajinal ya da servikal karsinom gelişimi olasılığı bulunan genç kadınlardakine benzemekteydi. Tamoksifen kullanan hamile kadın sayısı çok azdı. Bu oral kullanımın, uterus içi tamoksifen kullanan genç kadınlarda vajinal adenozis ya da berrak hücreli vajinal veya servikal karsinoma yol açtığına dair ise herhangi bir vaka rapor edilmemiştir.

4.7. araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

Tamoksifenin araç ve makina kullanma yeteneğini azalttığına dair herhangi bir kanıt yoktur.

4.8. i̇stenmeyen etkiler

Yan etkiler ilacın farmakolojik etkisinden dolayı olanlar, sıcak basması, vajinal kanama, vajinal akıntı, pruritus vulva ve tümörün alevlenmesi gibi veya daha genel yan etkiler; gastrointestinal intolerans, baş ağrısı, sersemlik ve bazen görülen sıvı retansiyonu ile alopesi şeklinde sınıflandırıla­bilir.

Yan etkilerin şiddetli olduğu durumlarda, hastalığın kontrolünü kaybetmeksizin, dozajı (önerilen doz aralığı içinde) az miktarda azaltarak yan etkileri kontrol etmek mümkündür. Tamoksifen istenmeyen yan etkiler aşağıda özetlenmiştir.

Aşağıdaki sıklık tanımlamaları kullanılmaktadır:

Çok yaygın : > 1/10

Yaygın : >1/100 ila <1/10

Yaygın olmayan : >1/1.000 ila < 1/100

Seyrek : >1/10.000 ila < 1/1.000

Çok seyrek Bilinmiyor

: <1/10.000

: Eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor

İyi huylu ve kötü huylu neoplazmalar

Yaygın: uterin miyom

Yaygın olmayan: endometrial kanser

Seyrek: uterin sarkoma (sıklıkla Malign mix ve Mullerian tümör), tümör alevlenmesi

Kan ve lenf sistemi hastalıkları

Yaygın: anemi, tromboembolik olaylar (derin ven trombozu, mikrovasküler tromboz ve pulmoner emboli dahil)

Yaygın olmayan: tromsitopeni, lökopeni

Seyrek: nötropeni, agranulositoz

Bağışıklık sistemi hastalıkları

Yaygın: hipersensitivite reaksiyonları

Metabolizma ve beslenme hastalıkları

Çok yaygın: vücutta sıvı tutulumu

Yaygın olmayan: hiperkalsemi (kemik metastazı olan hastalarda)

Sinir sistemi hastalıkları

Yaygın: iskemik serebrovasküler olaylar, baş ağrısı, sersemlik, duyularda değişiklik (parestezi ve disguzi)

Seyrek: optik sinir iltihabı

Göz hastalıkları

Yaygın: katarakt, retinopati

Yaygın olmayan: görme bozuklukları

Seyrek: kornea değişiklikleri, optik nöropati

Vasküler hastalıkları

Çok yaygın: sıcak basması

Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıklar

Yaygın olmayan: interstisyel pnömoni

Gastrointestinal hastalıkları

Çok yaygın: bulantı

Yaygın: kusma, ishal, kabızlık

Yaygın olmayan: pankreatitis

Hepato-bilier hastalıkları

Yaygın: karaciğer enzimlerinde değişiklik, karaciğer yağlanması

Yaygın olmayan: siroz

Seyrek: hepatit, safra kanalı tıkanması, karaciğer yetmezliği, karaciğer hücre yaralanması, karaciğer hücre ölümü

Deri ve derialtı doku hastalıkları

Çok yaygın: ciltte kızarıklık

Yaygın: saç dökülmesi

Seyrek: anjiyoödem, Steven Johnson sendromu, kutanöz vaskulit, bülöz pemfıgoid, eritema multiform

Çok seyrek: kütanöz lupus eritematozus

Kas-iskelet bozukluklar, bağ-doku ve kemik hastalıkları

Yaygın: bacak krampları, miyalji

Üreme sistemi hastalıkları

Çok yaygın: vajinal kanama, vajinal akıntı

Yaygın: vajinal kaşıntı, endometriyum değişiklikleri (rahim duvarı kalınlaşması ve polip dahil)

Seyrek: endometriyoz, kistik över büyümesi, vajinal polipler

Konjenital, ailevi ve genetik hastalıklar

Çok seyrek: Porphyria cutanea tarda

Laboratuvar bulguları

Yaygın: trigliserit seviyesi yükselmesi

Şüpheli Advers Reaksiyonların Raporlanması

Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)’ ne bildirmeleri gerekmektedir (; e-posta: ; tel: O 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99)

4.9. doz aşımı ve tedavisi

Teorik bazda, aşırı dozun yukarıda bahsedilen farmakolojik etkilerde artmaya neden olacağı beklenmektedir. Hayvanlar üzerinde yapılan gözlemler çok aşırı dozun (önerilen günlük dozun 100–200 katı) estrojenik etkiler yaratabileceğini göstermiştir.

Tamoksifen standart dozun birkaç defa verilmesinin, EKG’de QT aralığının uzaması ile ilişkili olabileceği şeklinde raporlar literatürde yer almaktadır.

Aşırı dozun tedavisi için spesifik bir antidot yoktur ve semptomatik tedavi yapılır.

5. farmakoloji̇k özelli̇kler

5.1. farmakodinamik özellikleri

Farmakoterapötik grup : Antineoplastik ve immünomüdülatör ilaçlar; antiestroj enler ATC kodu : L02BA01

Etki mekanizması ve farmakodinamik etkiler:

Tamoksifen estrojen antagonisti olarak kompleks bir spektrum gösteren ve değişik dokularda estrojen agonistine benzer etkileri olan non-steroidal, trifeniletilen yapısında bir ilaçtır. Meme kanserli hastalarda, tümör seviyesinde, tamoksifen primer olarak antiestrojen etki yaparak, estrojenin, estrojen reseptörüne bağlanmasını önler. Estrojen reseptörü pozitif veya reseptör durumu bilinmeyen meme kanseri olan kadınlarda 5 yıl süreyle adjuvan tedavi olarak tamoksifen kullanımının 1 veya 2 yıllık tedaviye göre önemli derecede büyük etki elde edilerek hastalığın nüks etmesini büyük ölçüde azalttığı ve 10 yıllık sağkalımı arttırdığı gösterilmiştir. Bu faydalar çoğunlukla yaşa, menopozal duruma, tamoksifen dozuna ve ilave kemoterapiye bakmaksızın ortaya çıkmıştır. Klinikte, tamoksifenin postmenopozal kadınlarda total serum kolesterol ve düşük dansiteli lipoproteinlerin % 10–20 azalmasına yol açtığı saptanmıştır. Buna ilaveten tamoksifenin postmenopozal kadınlarda kemik mineral dansitesinin idamesini sağladığı da rapor edilmiştir.

Heterojen gruptan yaşları 2 ile 10 arasında olan McCune Albright Sendromlu (MAS) 28 kızla kontrolsüz bir klinik çalışma yürütülmüştür. Çalışmada 12 ay boyunca günde 20 mg tamoksifen verilmiştir. Çalışma öncesinde vajinal kanaması olan hastaların %62’sinin (21 hastanın 13’ü) 6 ay boyunca hiç vajinal kanamalarının olmadığı rapor edilmiştir ve %33 hastada ise (21 hastada 7 hasta) 12 aylık çalışma süresince hiç vajinal kanama rapor edilmemiştir. Ortalama uterus hacmi 6 aylık tedavi sonunda artmış ve 1 yıllık tedavi süresi bitiminde ise ikiye katlanmıştır. Bu bulgular tamoksifenin farmakodinamik özellikleri ile uyumlu olduğundan, nedensel bir ilişki kurulamamıştır.

CYP2D6 polimorfizm durumu, tamoksifene klinik cevaptaki değişkenlik ile bağlantılı olabilir. Zayıf metabolizer durumu, azalmış cevap ile bağlantılı olabilir. CYP2D6 zayıf metabolizerleri tedavisindeki bulguların önemi tamamıyla aydınlatılamamıştır (bkz. Bölüm 4.4, 4.5 ve 5.2).

CYP2D6 genotipi

Mevcut klinik veriler, fonksiyonel olmayan CYP2D6 alelleri için homozigot olan hastalarda, meme kanseri tedavisindeki tamoksifen etkisinin daha az olacağını göstermektedir.

5.2. farmakokinetik özellikleri

Emilim

Oral uygulamayı takiben, Tamoksifen hızla absorbe olur ve 4–7 saat arasında maksimum serum konsantrasyonuna ulaşır. Günlük 40 mg doz ile 4 haftalık tedaviden sonra, kararlı durum konsantrasyonuna ulaşır (yaklaşık 300 nanogram/ml).

Dağılım

îlaç yüksek oranda serum albüminine bağlanır (>%99).

Biyotransforma­syon

Karaciğerde hidroksilasyon, demetilasyon ve konjugasyon yolu ile metabolize olması sonucu, ana molekül ile benzer farmakolojik profile sahip ve dolayısı ile terapötik etkiye katkıda bulunan birçok majör metabolit oluşur.

Tamoksifen temel olarak CYP3A4 tarafından N-desmetil-tamoksifene metabolize olmaktadır, ki bu da CYP2D6 tarafından daha ileri olarak başka bir aktif metabolit olan endoksifene metabolize edilir. CYP2D6 enzim eksikliği olan hastalarda endoksifen konsantrasyonları, normal CYP2D6 aktivitesine sahip olan hastalara oranla yaklaşık olarak %75 daha düşüktür. Güçlü CYP2D6 inhibitörlerinin kullanılması, dolaşımdaki endoksifen seviyelerini benzer seviyelere kadar düşürmektedir.

Eliminasyon

İtrah başlıca feçes yolu ile olur. İlacın kendisi için yaklaşık 7 günlük bir eliminasyon yarılanma ömrü hesaplanmış olup, dolaşımdaki başlıca metabolit olan N-desmetiltamoksifen için bu değer yaklaşık 14 gündür.

Hastalardaki karakteristik özellikler

Yaş

Yaşları 2 ile 10 yaş arasındaki McCune Albright Sendromlu (MAS) kızlarla 12 ay boyunca günde 20 mg tamoksifen verilerek yürütülen klinik çalışmada, yetişkinlerle karşılaştırıl­dığında, klirenste yaşla bağlantılı olarak düşüş ve EAA (genç hastalarda %50’ye kadar yükselen değerler) değerinde de artış bulunmuştur.

5.3. klinik öncesi güvenlilik verileri

Bir dizi in-vivo ve in-vitro mutajenisite testleri sonucu tamoksifenin mutajenik olmadığı bulunmuştur. Kemiricilerde yapılan bazı in-vitro ve in-vivo genotoksisite testlerinde tamoksifen genotoksiktir. Uzun dönemli çalışmalarda tamoksifen alan farelerde gonadal tümörler ve sıçanlarda karaciğer tümörleri rapor edilmiştir. Bu bulguların klinikle ilişkisi saptanmamıştır.

Sıçan, tavşan ve maymunların üremeleri üzerinde yapılan toksikoloji çalışmalarında herhangi bir teratojenik potansiyel görülmemiştir.

Tamoksifen, kemiricilerde fetüsün üreme sisteminin gelişimi üzerinde, estradiol, etinilestradiol, klomifen ve dietilstilbestrol (DES) tarafından oluşturulan değişikliklere benzer etki göstermiştir.

6. FARMASÖTİK BİLGİLER

6.1. Yardımcı Maddeler

Mannitol

Povidon

Sodyum nişasta glikolat

Kolloidal silikon dioksit

Magnezyum stearat

Hipromelloz

Titanyum dioksit

Polietilen glikol

6.2. Geçimsizlik

Yeterli bilgi yoktur.

6.3. raf ömrü

Raf ömrü 48 aydır.

6.4. saklamaya yönelik özel tedbirler

25°C’nin altındaki oda sıcaklığında, orijinal ambalajında saklanmalıdır.

6.5. Ambalajın yapısı ve içeriği

Alüminyum folyo lamine PVdC/PVC blisterlerde ve karton kutuda 30 veya 250 (5 × 50) tablet olarak ambalaj lanmaktadır.

6.6. beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler

Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve “Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği”ne uygun olarak imha edilmelidir.

7. ruhsat sahi̇bi̇

MED ÎLAÇ San. ve Tic. A.Ş.

Fatih Sultan Mehmet Mah. Poligon Cad.

Buyaka 2 Sitesi No:8 C-Blok Kat:3

Ümraniye / İstanbul

Tel : (0216)656 67 00

Faks :(0216)290 27 52

8. ruhsat numarasi

98/38

9. i̇lk ruhsat tari̇hi̇ / ruhsat yeni̇leme tari̇hi̇

İlk ruhsat tarihi: 11.12.1995

Ruhsat yenileme tarihi: 05.01.2006