KISA ÜRÜN BİLGİSİ - SECALIP SR 250 MG MIKROPELLET IÇEREN KAPSÜL
1. beşeri̇ tibbi̇ ürünün adi
SECALÎP SR 250 mg mikropellet içeren kapsül
2. kali̇tati̇f ve kanti̇tati̇f bi̇leşi̇m
Sukroz
Sodyum lauril sülfat
39.0625 – 57.1875 mg
0,152 mg
Yardımcı maddeler için 6.l’e bakınız.
3. farmasöti̇k form
Uzatılmış salimli kapsül
Şeffaf renkli kapsül
4. kli̇ni̇k özelli̇kler
4.1. terapötik endikasyonlar
SECALÎP aşağıda belirtilenler için diyet ve diğer farmakolojik olmayan tedavilere (öm. egzersiz, kilo verme) ilaveten endikedir:
– Düşük HDL kolesterolü olan veya olmayan ciddi hipertrigliseridemi tedavisi
– Statin intoleransı veya kontrendikasyonu bulunan kombine hiperlipidemi
4.2. pozoloji ve uygulama şeklierişkinler: günlük tavsiye edilen başlangıç ve idame dozu, 250 mg’lık bir kapsüldür.
Serum lipid düzeyleri tayin edilerek tedaviye cevap izlenmelidir. Birkaç ay sonra (öm. 3 ay) yeterli yanıt alınmazsa tamamlayıcı veya farklı terapötik önlemler düşünülmelidir. Doz ayarlaması 4 hafta ya da daha uzun süreli aralıklarla yapılmalıdır. Maksimum doz, günde bir kez alman 267 mg kapsüldür.
Kapsül yiyeceklerle birlikte bir bütün olarak alınmalıdır.
Böbrek yetmezliği olan hastalarda (kreatinin klirensi <60mL/min) dozun azaltılması gerekmektedir. Bu nedenle SECALÎP böbrek yetmezliği olan hastalarda kullanılmamalıdır.
Klinik veri yetersizliğinden dolayı, SECALİP’in karaciğer yetmezliği olan hastalarda kullanılması önerilmemektedir.
Çocuklar ve 18 yaş altı adolesanlarda fenofıbratın güvenliliği ve etkililiği gösterilmemiştir. Veri bulunmamaktadır. Bu nedenle fenofıbratın 18 yaşın altındaki çocuklarda kullanılması önerilmemektedir.
Böbrek yetmezliği olmayan yaşlı hastalar için alışılmış erişkin dozu önerilir.
4.3. kontrendikasyonlar
Karaciğer yetmezliği (biliyer siroz ve açıklanamayan kalıcı karaciğer fonksiyonu anormalliği dahil), Bilinen safra kesesi hastalığı Ağır böbrek yetmezliği Şiddetli hipertrigliseridemiye bağlı akut pankreatit dışındaki kronik veya akut pankreatit Fibratlar veya ketoprofen ile tedavi sırasında fototoksik reaksiyon veya bilinen fotosensitivite Fenofibrata veya ilacın bileşiminde bulunan herhangi bir maddeye aşın duyarlık (6.1’e bakınız) Çocuklarda kullanımı (18 yaşından küçükler)
4.4. özel kullanım uyarıları ve önlemleri
Hiperlipideminin ikincil nedenleri:
Kontrol altına alınamayan tip 2 diabetes mellitus, hipotiroidizm, nefrotik sendrom, disproteinemi, obstrüktif karaciğer hastalığı, farmakolojik tedavi, alkolizm gibi ikincil hiperlipidemi nedenleri, fenofibrat tedavisi düşünülmeden önce yeterli derecede tedavi edilmelidir. Östrojen veya Östrojen içeren kontraseptif kullanan hiperlipidemik hastalarda hiperlipideminin primer veya sekonder (oral östroj enlerin neden olabileceği lipid değerlerinde olası yükselme) olduğu belirlenmelidir.
Karaciğer fonksiyonu:
Diğer lipid düşürücü ilaçlarla olduğu gibi, fenofibrat ile tedavi edilen bazı hastalarda, transaminaz düzeylerinde yükselmeler bildirilmiştir. Vakaların çoğunda, bu yükselmeler geçici, hafif ve belirtisizdir. Tedavinin ilk 12 ayı süresince ve sonrasında periyodik olarak 3 ayda bir transaminaz düzeylerinin izlenmesi tavsiye edilir. Transaminaz düzeylerinde artma görülen hastalara dikkat edilmeli ve AST (SGOT) ve ALT (SGPT) düzeyleri normal değerlerin üst sınırının 3 katından fazlasına yükselirse ilaç kesilmelidir. Hepatit göstergesi olan belirtiler (örn. sanlık, kaşıntı) meydana geldiğinde ve tanı laboratuvar testi ile doğrulandığında, fenofibrat tedavisi kesilmelidir.
Pankreas :
Fenofibrat alan hastalarda pankreatit rapor edilmiştir (4.3 ve 4.8’e bakınız). Bu durum, şiddetli hipertrigliseridemisi olan hastalarda etkinlik yetersizliğinin, doğrudan bir ilaç etkisinin veya safra yolu taşı ya da çamur oluşumundan kaynaklanan genel safra kanalının tıkanmasıyla oluşan sekonder bir olayın belirtisi olabilir.
Kas:
Fibratlar ve diğer lipid düşürücü ilaçlar verildiğinde, böbrek yetmezliği bulunan ve bulunmayan çok ender rabdomiyoliz vakaları dahil olmak üzere, kas toksisitesi bildirilmiştir. Hipoalbüminemi ve önceden görülen böbrek yetmezliği durumlarında bu hastalığın görülme sıklığı artar.
Yaygın (diffuz) kas ağrısı, miyozit, kas krampları ve güçsüzlüğü ve/veya CPK’da (kreatin fosfokinaz) belirgin artış (normal değerin 5 katını geçen değerler) olan hastalarda kas toksi sitesinden kuşkulanılmahdır. Böyle durumlarda fenofibrat ile tedaviye son verilmelidir.
70 yaş üzerindeki hastalar, kişinin kendinde veya ailesinde kalıtsal kas hastalığı hikayesi olanlar, böbrek bozukluğu olan hastalar, hipoalbüminemi, hipotiroidizm ve aşırı alkol alımı dahil miyopati ve/veya rabdomiyolize yatkınlık faktörlerine sahip hastalar rabdomiyoliz gelişmesi açısından artmış bir risk altında olabilirler. Bu hastalarda, fenofibrat tedavisinin varsayılan yararlan ve riskleri dikkatle değerlendirilmelidir.
İlacın bir diğer fibrat veya HMG CoA-redüktaz inhibitörü ile birlikte kullanı İması durumunda, özellikle, önceden kas hastalığının varlığında, kas toksisitesi riski daha da artabilir. Bunun sonucu olarak, fenofibrat, HMG-CoA redüktaz inhibitörü ya da diğer fibratlar ile birlikte, ancak kas hastalığı hikayesi olmayan, kardiyovasküler riski yüksek, şiddetli kombine dislipidemi hastaları için düşünülmelidir. Bu kombinasyon dikkatle kullanılmalı ve hastalar potansiyel kas toksisitesi yönünden yakından izlenmelidir.
Renal fonksiyon:
Böbrek fonksiyon bozukluğunda kreatinin klirens hızına bağlı olarak (bkz. bölüm 4.2 Pozoloji ve uygulama şekli) fenofibrat dozunun azaltılması gerekebilir. Böbrek fonksiyonu yetersiz olan yaşlı hastalarda dozun azaltılması düşünülmelidir.
Kreatinin düzeylerinde normal değerlerin üst sınırının (ULN) %50'sinden fazla bir yükselme olduğu takdirde tedavi kesilmelidir. Tedavi başladıktan sonra ilk 3 ay boyunca ve sonrasında da periyodik olarak kreatinin ölçümlerinin yapılması önerilmektedir (doz ile ilgili öneriler için 4.2 Pozoloji ve uygulama şekli bölümüne bakınız).
Bu ilaç sukroz içerir. Nadir kalıtımsal früktoz intoleransı, glikoz-galaktoz malabsorpsiyon veya sükraz-izomaltaz yetmezliği problemi olan hastaların bu ilacı kullanmamaları gerekir.
Bu tıbbi ürünün her dozunda 1 mmol (23 mg)’dan daha az sodyum vardır. Bu dozda sodyuma bağlı herhangi bir yan etki beklenmemektedir.
4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşim ve diğer etkileşim şekilleri
Oral antikoagülanlar:
Fenofibrat oral antikoagülan etkiyi güçlendirir ve kanama riskini artırabilir. Tedavinin başlangıcında oral antikoagülan ilaç dozunun 1/3 oranında azaltılması ve daha sonra gerekirse INR (International Normalised Ratio) takibine göre kademeli olarak ayarlanması önerilir.
Siklosporin:
Fenofibrat ve siklosporinin birlikte kullanımı sırasında, bazı şiddetli geri dönüşümlü böbrek fonksiyon bozukluğu vakaları bildirilmiştir. Bu nedenle, bu hastalarda böbrek fonksiyonu yakından izlenmeli ve laboratuvar parametrelerinde ciddi değişiklik olması durumunda, fenofibrat ile tedaviye son verilmelidir.
HMG-CoA redüktaz inhibitörleri veya diğer fibratlar:
Fibratlar HMG-CoA redüktaz inhibitörleri veya diğer fibratlarla birlikte kullanıldığı takdirde, ciddi kas toksisitesi riski artar. Bu kombinasyon ile tedavi sırasında dikkatli olunmalı ve hastalar kas toksisitesi belirtileri yönünden yakından izlenmelidir (4.4'e bakınız).
Glitazonlar:
Fenofibrat ve glitazonların eşzamanlı kullanımı sırasında, HDL kolesterolüne yönelik bazı geri dönüştürülebilir paradoksik düşüşler bildirilmiştir. Bu nedenle, bu bileşenlerden biri diğerine eklenirse HDL-kolesterolün izlenmesi ve HDL-kolesterol çok düşükse tedavilerden herhangi birinin kesilmesi önerilmektedir.
Sitokrom P450 enzimleri:
İnsan karaciğer mikrozomlarının kullanıldığı in vitro çalışmalar, fenofibrat ve fenofibrik asidin, sitokrom (CYP) P450 izoformları olan CYP3A4, CYP2D6, CYP2E1 veya CYPlA2'nin inhibitörleri olmadığını göstermektedir. Bunlar, terapötik konsantrasyonlarda CYP2C19 ve CYP2A6’nm zayıf; CYP2C9'un hafif – orta derecede inhibitörleridir.
Fenofibrat ile dar bir terapötik indeksi olan, CYP2C19, CYP2A6 ve özellikle CYP2C9 ile metabolize olan ilaçların birlikte uygulandığı hastalar dikkatle izlenmeli ve gerekirse bu ilaçlar için doz ayarlaması yapılması önerilmektedir.
4.6. gebelik ve laktasyongebelik kategorisi: c
Herhangi bir veri bulunmamaktadır.
Fenofîbratın hamile kadınlarda kullanımı ile ilgili yeterli bilgi bulunmamaktadır. Hayvan deneylerinde herhangi bir teratojenik etkisi görülmemiştir. Anne için toksik olan doz aralığında embriyotoksik etkiler görülmüştür (bkz. bölüm 5.3 Klinik öncesi güvenlilik verileri). İnsanlar için muhtemel riski bilinmemektedir.
Bu nedenle SECALİP gebelik döneminde ancak dikkatli bir fayda/risk değerlendirmesinden sonra kullanılmalıdır.
Fenofibratın anne sütüne geçişi ile ilgili bilgi mevcut değildir. Yenidoğanlar/bebekler üzerindeki risk gözardı edilemez. Bu nedenle fenofibrat süt veren annelerde kullanılmamalıdır.
Herhangi bir veri bulunmamaktadır.
4.7. araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
SECALÎP in araç ve makine kullanma yeteneği üzerinde etkisi yoktur ya da ihmal edilebilir düzeydedir.
4.8. i̇stenmeyen etkiler
Hepato-biliyer bozukluklar: Sarılık, kolelithiasis komplikasyonları (örn., kolesistit, kolanjit, biliyer kolik)
4.9. Doz aşımı
Fenofibrat doz aşımına ilişkin sadece anekdot şeklinde vakalar alınmıştır. Vakaların çoğunda, doz aşımı belirtileri bildirilmemiştir.
Spesifik bir antidot bilinmemektedir. Bir aşın doz alımı kuşkusu olduğunda, semptomatik tedavi uygulanmalı ve gerektiği şekilde, uygun destekleyici önlemler alınmalıdır. Fenofibrat hemodiyaliz ile elimine edilemez.
5. farmakoloji̇k özelli̇kler
5.1. farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grubu: Kardiyovasküler sistem/Serum lipidlerini düşürücü ilaçlar/Kolesterol ve trigliserid düşürücüler/Fibratlar
ATC Kodu: CIO AB 05
Fenofibrat insanlarda bildirilen lipid düzenleyici etkilerini PPARa (a tipi Peroksizom Proliferatör Aktive Reseptör) aktivasyonu aracılığı ile gerçekleştiren bir fibrik asit türevidir. PPARoc’nın aktivasyonu aracılığı ile, fenofibrat lipoprotein lipazı aktive etmek ve apoprotein C III üretimini azaltmak suretiyle lipolizi ve trigliseritçe zengin aterojenik partiküllerin plazmadan eliminasyonunu artırır. PPARa'mn aktivasyonu, apoprotein Al ve Ali sentezinde de bir artışa neden olur.
Fenofibratın lipoproteinler üzerine yukarıda bildirilen etkileri lipoprotein B içeren çok düşük ve düşük yoğunluklu fraksiyonlarda (VLDL ve LDL) azalmaya ve apoprotein Al ve Ali içeren yüksek yoğunluklu (HDL) lipoprotein fraksiyonlarında artışa neden olur.
Buna ek olarak, VLDL fraksiyonlarının katabolizma ve sentez modülasyonu yoluyla, fenofıbrat LDL klirensini arttırır ve küçük yoğun LDL’yi azaltır. Küçük yoğun LDL’nin seviyeleri koroner kalp hastalığı riski olan hastalarda yaygın bir hastalık olan aterojenik lipoprotein fenotipinde yükselmiş durumdadır.
Yapılan klinik çalışmalarda fenofibrat, total kolesterolü %20–25, trigliseridleri %40–55 oranında azaltmış; HDL kolesterolü % 10–30 artırmıştır.
LDL kolesterol düzeylerinin %20–35 oranında düşürüldüğü hiperkolesterolemik hastalarda, kolesterol üzerine kapsamlı etki, hepsi de aterojenik risk işaretleri olan, total kolesterol/ HDL kolesterol, LDL kolesterol/HDL kolesterol veya Apo B/Apo Al oranlarında düşme ile sonuçlanır.
LDL kolesterol ve trigliseridler üzerine anlamlı etkisi nedeniyle, fenofibrat ile tedavi tip II diyabet hastalan gibi sekonder hiperlipoproteinemi dahil olmak üzere tek başına veya hipertriglserideminin de eşlik ettiği hiperkolesterolemik hastalarda yararlı olmalıdır.
Fibratlar ile tedavinin koroner kalp hastalığı olaylarını azaltabileceğine dair kanıtlar bulunmaktadır, ancak fibratların kardiyovasküler hastalığın primer ve sekonder önlenmesinde tüm nedenlere bağh mortaliteyi azalttığı kanıtlanamamıştır.
Kolesterolün damar dışı birikintileri (tendinöz ve tüberöz ksantom) fenofibrat tedavisi sırasında belirgin bir şekilde azaltılabilir, hatta, tamamen yok edilebilir.
Fenofibrat ile tedavi edilen, fibrinojen düzeyleri yüksek hastalarda, Lp(a) düzeyleri yükselmiş hastalarda olduğu gibi, bu parametrede anlamlı düşüşler görülmüştür. C Reaktif Protein gibi diğer inflamatuvar işaretlerde de fenofibrat tedavisi ile azalma görülür.
Fenofibratın ürik asit düzeylerinde yaklaşık %25 azalmaya neden olan ürikozürik etkisi, hiperürisemisi olan dislipidemik hastalarda ek bir yarar olarak kabul edilmelidir.
Fenofibratın trombositlerin agregasyonunu inhibe edici etkisi olduğu hayvanlarda, ve bir klinik çalışmada insanlarda gösterilmiştir. Bu etki, ADP, araşidonik asit ve epinefrin tarafından indüklenen platelet agregasyonunun azalması şeklinde olmuştur.
5.2 farmakokinetik özellikler
Emilim:
İlacın oral yoldan tek bir dozunun alınması sonrasında, maksimum serum konsantrasyonu (5 ila 10 mcg/ml arasında) 4 ila 6 saat arasında ulaşır. Kolesterol serum düzeylerindeki en belirgin değişiklikler genellikle, tedaviye başlandıktan sonra 1 ila 2 hafta arasında kendisini gösterir. Terapötik etkisi, hasta ilacı aldığı sürece devam eder.
Plazmatik lipidler üzerindeki en iyi etkisi, yaklaşık 5 mcg/ml serum konsantrasyonu ile elde edilir. Daha yüksek konsantrasyonlarda, hipolipemik etkisi sadece biraz artar. Her zamanki doz alındıktan sonra fenofibrat, bir kaç gün içerisinde sabit bir konsantrasyona ulaşır.
Fenofibrat, oral yoldan alındıktan sonra, yemeklerle birlikte ya da yemekten hemen sonra alındığı takdirde, hızlı ve kolayca emilir (alınan dozun % 60'ından %90'ına kadar). Emilimi, aç kamına tatbik edildiğinde, alınan dozun %50’sine veya daha azma düşer. Fenofibrat ile birlikte yenen yemek, emilimini artırır ve bazı hastalarda meydana gelen gastrointestinal sistemin irritasyonunu azaltır.
Dağılım:
Fenofıbrik asit serum albüminine kuvvetli bağlanır (%99'dan fazla).
Biyotransformasvon:
Oral uygulamadan sonra, fenofibrat, esterazlar tarafından hızla hidrolize olarak aktif metabolit olan fenofibrik aside dönüşür. Plazmada, değişikliğe uğramamış fenofibrat tespit edilemez. Fenofibrat, CYP 3A4 substratı değildir. Hepatik mikrozomal metabolizmaya dahil olmaz.
Eliminasyon:
İlaç başlıca idrar içinde atılır. İlacın hemen hemen tamamı 6 günde elimine edilir. Fenofibrat başlıca fenofibrik asit ve glukuronid konjugatı şeklinde atılır. Yaşlı hastalarda görünen fenofibrik asit total plazma klirensinde bir değişiklik görülmemiştir.
Tek doz ve tekrarlanan dozların uygulanmasını takiben yapılan kinetik çalışmalar ilacın birikmediğini göstermiştir.
Fenofibrik asit hemodiyaliz ile elimine edilemez.
Plazma yan ömrü: Fenofibrik asidin plazma eliminasyon yan ömrü yaklaşık 20 saattir.
5.3. Klinik öncesi giivenlilik verileri
Kronik toksisite çalışmalannda fenofıbratın spesifik bir toksisitesi görülmemiştir. Fenofibratın mutajenliği ile ilgili çalışmaların sonuçları negatif bulunmuştur.
Sıçanlarda ve farelerde yüksek dozlarda, peroksizom proliferasyonuna atfolunan, karaciğer tümörleri bulunmuştur. Bu değişiklikler küçük kemiricilere özgü olup diğer hayvan türlerinde gözlenmemişlerdir. Bu bulgular ilacın insanlardaki terapötik kullanımını etkilemez.
Fare, sıçan ve tavşanlarda yapılan çalışmalarda herhangi bir teratojenik etki görülmemiştir. Anne için toksik olan doz aralığında embriyotoksik etkiler görülmüştür. Yüksek dozlarda, gebelik süresinde uzama ve doğum sırasında güçlükler görülmüştür. Fertilite üzerine herhangi bir etkisi görülmemiştir.
6. farmasöti̇k özelli̇kler
6.1. yardımcı maddelerin listesi
Sukroz
Mısır nişastası
Metakrilik E polimerleri
Metakrilik L polimerleri
Talk
Kapsül bileşimi:
Jelatin
Sodyum lauril sülfat
6.2. geçimsizlikler
Geçerli değil.
6.3. raf ömrü
24 ay
6.4. saklamaya yönelik özel tedbirler
25°C’nin altındaki oda sıcaklığında saklayınız.
Nemden korumak için orijinal ambalajında saklayınız.
6.5. ambalajın niteliği ve içeriği
PVC ve alüminyumdan oluşan 30 ve 90 kapsüllük blister ambalaj.
6.6. Beşeri tıbbi üründen artakalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
Özel bir gereklilik yoktur.
Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller „Tıbbi atıkların kontrolü yönetmeliği“ ve „Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği“ ne uygun olarak imha edilmelidir.
7. ruhsat sahi̇bi̇
Abbott Laboratuarları İth. İhr. ve Tic. Ltd. Şti.
Saray Mah., Dr. Adnan Büyükdeniz Cad., No:2,
Kelif Plaza, 34768 Ümraniye – İstanbul
Tel : 0216 636 06 00
Faks -.0216 692 10 66
8. ruhsat numarasi
03.10.2002– 113/05