KISA ÜRÜN BİLGİSİ - RISPERDAL QUICKLET 4 MG AĞIZDA ÇÖZÜNÜR TABLET
1. beşeri̇ tibbi̇ ürünün adi
RİSPERDAL ÇUICKLET 4 mg ağızda çözünür tablet
2. kali̇tati̇f ve kanti̇tati̇f bi̇leşi̇m
Risperidon
4 mg
0.156 mg
1.50 mg
Sodyum hidroksit
Aspartam
Yardımcı maddeler için 6.1 ’e bakınız.
3. farmasöti̇k form
Ağızda çözünür tablet
Mercan renkli, yuvarlak, bikonveks, bir tarafına R4 basılmış tablet
4. kli̇ni̇k özelli̇kler
4.1 terapötik endikasyonlar
RİSPERDAL QUICKLET, pozitif (halüsinasyon, delüzyon, düşünce bozuklukları, saldırganlık, şüphecilik) ve/veya negatif (künt afekt, emosyonel ve sosyal çekingenlik ve konuşma yetersizliği) semptomların belirgin olduğu, erken dönem psikozlar, akut şizofrenik alevlenmeler, kronik şizofreni ve diğer psikotik durumlar dahil şizofreni hastalarının tedavisinde endikedir. RİSPERDAL QUICKLET, şizofreni ile ilgili afektif semptomları (depresyon, suçluluk duygusu, unksiyete) da hafifletir. RİSPERDAL QUICKLET, ilk tedaviye cevap verdiği gözlenen yetişkin hastalarda, idame tedavisi sırasında klinik iyileşmenin devamı açısından da etkilidir.
RİSPERDAL QUICKLET, bipolar bozukluğun manik epizodunun tedavisinde endikedir. Bu epizodkır; duygu durumu yükselmesi veya aşırı hassaslaşması, kendini aşın beğenme, uykuya duyulan ihtiyacın azalması, konuşmada zorlanma, düşüncelerin yarışması, şaşkınlık, agresif ve yıkıcı davranışlar da dahil olmak üzere muhakeme güçlüğü gibi semptomlarla karakterizedİr.
RİSPERDAL QU1CKLET, agresif veya diğer yıkıcı davranışların ön planda olduğu davranış ve diğer yıkıcı davranış bozukluklarının tedavisinde endîkedir. RİSPERDAL QUICKLET ayrıca ilk tedaviye cevap verdiği gözlenen çocuk ve adolesanlarda idame tedavisi sırasında klinik İyileşmenin devamı açısından da etkilidir.
RİSPERDAL QUICKLET, çocuklarda ve ergenlerde ofistik bozukluğa bağlı huzursuzluk (agresif belirtiler, kendine zarar verme, öfke nöbetleri, ani duygu durum değişiklikleri) tedavisinde endikedir.
4,2 pozoloji ve uygulama şekli
Pozoloji/uygulama sıkhğı ve süresi:
Şizofreni
Yetişkinler:
RİSPERDAL QU1CKLET, günde bir ya da iki kez verilebilir.
Hastalar günde 2 mg RİSPERDAL QUICKLET ile başlamalıdır. Doz, ikinci gün 4 mg’a yükseltilebilir. Üçüncü günden sonra doz sabit kalabilir ya da gerektiğinde bireyselleştirilebilir. Çoğu hasta için optimal doz 4–6 mg/gün’dür. Bazı hastalarda, daha yavaş bir titrasyon fazı ve daha düşük başlangıç ve idame dozları uygun olabilir.
Günde 10 ıng’ın üzerindeki dozların düşük dozlara göre daha etkili olduğu gösterilmemiştir ve bu dozlar ekstrapiramidal semptomlara neden olabilir. Günde 16 mg/gün’ün üzerindeki dozların güvenilirliği araştırılmadığından, bu dozun üzerinde kullanılmamalıdır.
İlave sedasyon gerektiğinde, RİSPERDAL QU1CKLET ile tedaviye bir benzodiazepin eklenebilir.
Yaşlılar:
Günde iki kez 0.50 mg ile başlanması önerilir. Bu doz günlük iki kez 0.50 mg’lık artışlarla günde İki kez 1~2 mg’a bireysel olarak ayarlanabilir.
Adolesanlar:
18 yaş altındaki çocuklarda şizofreni tedavisinde veri yetersizliğinden dolayı risperidon kullanılması önerilmez.
Yetişkinler:
RİSPERDAL QU1CKLET, 2 mg veya 3 mg ile başlanarak günde tek doz olarak verilmelidir, Endike olduğunda doz düzenlemeleri 24 saatten az sürede gerçekleştiriimemelidir ve doz artırımları günde 1 mg olmalıdır. Etkinlik günde 1–6 mg arasında esnek dozlarda gösterilmiştir.
Bütün semptomatik tedavilerde olduğu gibi devam eden RİSPERDAL QUI.CKLET kullanımı sürekli olarak değerlendirilmeli ve uygunluğu kanıtlan malıdır.
Yaşlılar:
Günde i kİ kez 0.50 mg ile başlanması önerilir. Bu doz günlük iki kez 0.50 mg’hk artışlarla günde iki kez 1–2 mg'a bireysel olarak ayarlanabilir. Yaşlılarda klinik deneyim sınırlı olduğundan, dikkatli kullanılmalıdır.
Çocuklar ve adolesanlar:
18 yaş altındaki çocuklarda şizofreni tedavisinde veri yetersizliğinden dolayı risperidon kullanılması önerilmez.
5–18 yaş arası çocuklar ve adolesanlar:
50 kg veya üzerinde olan hastalar:
Başlangıç dozu olarak günde bir defa 0.50 mg önerilir. Bu doz gerekliğinde, en fazla gün aşın olmak kaydıyla 0.50 mg’hk dozlarla arttırılabilir. Birçok hasta için optimum doz günde bir defa 1 mg’dır. Yine de baza hastalarda günde bir defa 0.50 mg İle, bazılarında İse günde bîr defa 1.5 mg ile en iyi sonuç alınabilir.
50 kg’nin altında olan hastalar:
Başlangıç dozu olarak günde bir defa 0.25 mg Önerilir. Bu doz. gerektiğinde, en fazla gün aşırı olmak kaydıyla 0.25 mg’hk dozlarla arttırılabilir. Birçok hasta için optimum doz günde bir defa 0.50 mg’dır. Yine de bazı hastalarda günde bir defa 0.25 mg İle, bazılarında İse günde bir defa 0.75 mg ile en iyi sonuç alınabilir.
Tüm semptomatik tedavilerde olduğu gibi, RİSPERDAL QUICKLET’in sürekli kullanımı tedavi süresince değerlendirilmeli ve doğrulanmak dır.
5 yaşın altındaki çocuklarda kullanımına dair yeterli deneyim yoktur.
Çocuklar ve adolesanlar:
RİSPERDAL QUICKLET’in dozajı, hastanın ihtiyaç ve cevabına göre kişiselleştirİlmelİdir.
Dozlamaya, 20 kg’ın akındaki hastalar için günde 0.25 mg, 20 kg ve üstündeki hastalar için ise günde 0.50 mg ile başlanmalıdır.
4. günde doz; 20 kg’ın altındaki hastalar için 0.25 mg, 20 kg ve üstündeki hastalar için de 0.50 mg artırılabilir.
Bu doz devam ettirilmeli ve cevap yaklaşık olarak 14. günde değerlendirilmelidir. Sadece yeterli klinik cevap veremeyen hastalarda, ilave doz artırımı düşünülebilir. 20 kg’ın altındaki hastalar için 0.25 mg ve 20 kg ve üstündeki hastalar için 0.50 mg doz artırımları, 2 hafta ve daha uzun aralarla yapılmalıdır.
Klinik çalışmalarda, çalışılan en yüksek doz, 20 kg’m altındaki hastalarda günlük 1.5 mg’ı, 20 kg ve üstündeki hastalarda günlük 2.5 mg’ı ve 45 kg üstündeki hastalarda günlük 3.5 mg’ı aşmamıştır.
Otistik bozukluğu olan pediyatrik hastalarda RİSPERDAL QUICKLET dozları (toplam mg/gün)
Ağırlık Kategorileri | Günler 1–3 | Günler 4 ■ 14+ | Doz artışının gerektiği durumlardaki doz artırımı | Doz aralığı |
<20 kg | 0.25 mg | 0,50 mg | > 2 hafta aralarla +0.25 mg | 0.50 mg – 1.5 mg |
>20 kg | 0.50 mg | 1 –0 mg | > 2 hafta aralarla +0.50 mg | 1,0 mg – 2.5 mg* |
*45 kg’dan | ağa vakalar | daha yüksek | doza gereksinim duyabilir; çalışı | lan en yüksek doz |
3.5mg/gündür.
RİSPERDAL QUICKLET, günde bir kere veya günde iki kere uygulanabilir.
Somnolansı olan hastalar, dozlamada, günde bir kereden ya yatmadan önce günde bir kereye, ya da günde iki kereye geçişten fayda görebilirler.
Yeterli klinik cevaba ulaşıldığında ve devam ettirildiğinde, etkililik ve güvenliliğin optimal dengesine ulaşmak için yavaş yavaş dozun azaltılması düşünülebilir.
5 yaşın altındaki çocuklarda kullanımına dair yeterli deneyim yoktur.
Tedavi bırakılacaksa ilacın yavaş yavaş kesilmesi önerilir. Antipsikotik ilaçların yüksek dozlarının aniden kesilmesinden sonra çok nadir olarak bulantı, kusma, terleme ve insomnİa da dahil olmak üzere akut ilaç kesilme semptomları bildirilmiştir, Psikotik semptomlar tekrarlayabilir ve istem dışı hareket bozukluklarının ortaya çıktığı (akatizi, distonİ ve diskinezi gibi) bildirilmiştir.
İlaç kullanılıncaya kadar tablet blisterden çıkartılmamalıdır. Tableti çıkartmak için blister ambalaj sıyrılarak açılmalıdır. Tablet, kırılmaması için folyodan itilerek çıkartılmamalıdır. Tablet blisterden kuru elle çıkartılmalıdır.
Ağızda çözünür tablet dilin üzerine yerleştirildikten sonra birkaç saniye içinde ağızda çözünmeye başlar. Ağızda çözündükten sonra su ile birlikte veya susuz yutulur,
Diğer antipsikoliklerden geçiş:
Tıbbi olarak uygun olduğu durumlarda, RİSPERDAL QUICKLET tedavisi başladığında daha önceki tedavinin yavaş yavaş kesilmesi önerilir. Ayrıca, tıbbi olarak uygun olduğunda, depo antipsikoliklerden geçiş için bir sonraki planlanan enjeksiyon yerine, RİSPERDAL QU1CKLET tedavisine başlanabilir. Halen devam etmekte olan antiparkinson ilaçlarla tedaviye devam edilip edilmeyeceği periyodik olarak tekrar değerlendirilmelidir.
Böbrek bozukluğu olan hastaların normal yetişkinlere göre ilacın aktif antipsikotik fraksiyonunu elimine etme yetenekleri azalmıştır.
Bozulmuş karaciğer fonksiyonu olan hastalarda risperidonun serbest fraksiyonunun plazma konsantrasyonlarında artışlar görülür.
Endikasyona bağlı olmaksızın başlangıç ve takip eden dozlar yarıya düşürülmeli ve böbrek ve karaciğer bozukluğu olan hastalarda doz titrasyonu daha yavaş olmalıdır.
Bu grup hastalarda RİSPERDAL QU1CKLET dikkatle kullanılmalıdır.
Pediyalrik popülasyon ile ilgili bilgiler yukarıda “Pozolojî/uygulama sıklığı ve süresi” başlığı altında verilmiştir.
Geriyatrik popülasyon ile İlgili bilgiler yukarıda “Pozoloji/uygulama sıklığı ve süresi” başlığı altında verilmiştir.
4.3 kontrendikasyonlar
Risperidon veya yardımcı maddelerden herhangi birine karşı aşırı duyarlılığı olduğu bilinen hastalarda kontrendikedir.
4.4 özel kullanım uyarıları ve önlemleri
Demanslı yaşh hastalar
Genel Mortalite
Konvansiyonel ve diğer yeni nesil (atipik) antipsİkotik ilaçlarda olduğu gibi, bu ilaç da demansı olan yaşh hastaların psikozlarında kullanıldığında serebrovasküler olaylar, enfeksiyon, kalp yetmezliği ile ani ölüm vb nedenlerle Ölüm riskinde artışa neden olma olasdığı taşımaktadır.
RİSPERDAL QUICKLET dahil atipik antipsİkotik ilaçların incelendiği 17 kontrollü çalışmaya ilişkin meta-analizde, plaseboya kıyasla atipik antipsİkotik ilaçlarla tedavi gören demanslı yaşh hastalarda mortalİtenİn daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Bu hasta grubunda RİSPERDAL QU1CKLET ile yapılan plasebo kontrollü çalışmalarda, plasebo uygulanan hastalardaki %3.1 oranına kıyasla RİSPERDAL QUICKLET uygulanan hastalarda mortalite insidansı %4.0’dır. Olasılık oranı ( %95 gerçek güven aralığı) 1.21 ( 0.7, 2.1 )’ dîr. Ölen hastaların ortalama yaşı 86’dır (yaş arahğı 67–100). İki geniş gözlemsel çalışmanın verileri, konvansiyonel antipsikoliklerle tedavi edilen demanslı yaşh kişilerde de, tedavi görmeyenlere kıyasla, ölüm riskinde küçük bir artış olduğunu göstermiştir. Mevcut veriler, riskin gerçek boyutunun tam bir şekilde tahmin edilmesi için yetersizdir ve risk artışının nedeni bilinmemekledir. Gözlemsel çalışmalardaki mortalite artışı bulgularının hangi oranda antipsİkotik İlaca veya hastaların sahip oldukları bazı özelliklere bağlanabileceği açık değildir.
Furosemidle Birlikte Kullanım
RİSPERDAL ile yapılan plasebo kontrollü çalışmalarda demansı olan yaşh hastalarda, tek başına risperidon (%3.1; ortalama yaş 84, yaş aralığı 70–96) ya da tek başına furosemid (%4.1; ortalama yaş 80, yaş aralığı 67–90) ile tedavi edilen hastalarla kıyaslandığında, furosemİd-Hİspcridon (%7.3; ortalama yaş 89, yaş aralığı 75–97) ile tedavi edilen hastalarda daha yüksek ınortalite insidansı gözlenmiştir. Furosemid+risperidon ile tedavi edilen hastalarda mortaliledeki artış dört klinik çalışmanın iki tanesinde gözlenmiştir. Risperidonun diğer diüretiklerle birlikte uygulanması (esas olarak düşük dozda kullanılan tiyazİd diüretikleri) benzer bulgular İle ilişkili değildir.
Bu bulguyu açıklayacak bir pat o fizyolojik mekanizma tanımlanamamış ve ölüme sebebiyette tutarlı bir neden gözlenmemiştir. Ancak, kullanım kararından önce dikkat edilmeli ve bu kombinasyonun veya diğer güçlü diüretiklerle birlikte uygulamanın risk ve yararları değerlendirilmelidir. Risperidon ile birlikte diğer diüretiklerin kullanımında hastalarda artan ınortalite insidansına rastlanmamıştır. Tedaviden bağımsız olarak dehidratasyon ınortalite için genel bir risk faktörüdür ve demansı olan yaşlı hastalarda dikkatle kaçınılmalıdır.
Serebrovasküler Advers Olaylar
Demanslı popülasyonda, bazı aüpİk antİpsikotiklerle yapılan randomize plasebo kontrollü klinik çalışmalarda serebrovasküler advers olay riskinde yaklaşık 3 kat artış görülmüştür. Çoğunlukla demanslı yaşlı hastalarda (>65 yaşında) RİSPERDAL İle altı plasebo kontrollü çalışmadan toplanan veriler, serebrovasküler advers olayların (ciddi ve ciddi olmayan, birlikte) risperidon ile tedavi edilen hastaların % 3,3’ünde (33/1009) ve plasebo ile tedavi edilen hastaların % 1,2’sinde (8/712) meydana geldiğini göstermiştir. İhtimal oranı (% 95 tam güven aralığı) 2,96’dır (1,34, 7,50). Bu artan riske yönelik mekanizma bilinmemektedir. Diğer antipsikotikler ve diğer hasta popülasyonlarında artan risk göz ardı edilemez. RİSPERDAL QUICKLET, inme risk faktörleri olan hastalarda dikkatle kullanılmalıdır.
Serebrovasküler advers olay riski, Alzheİmer demansına kıyasla karma veya vasküler tip demans hastalarında anlamlı ölçüde yüksektir. Bu nedenle, Alzheimer'dan başka demans tiplerine sahip hastalar da risperidon ile tedavi edilmemelidir.
Doktorlara, ayrı hastalarda inme riski prediktöıierinİ de göz önünde bulundurarak, demanslı yaşlı hastalarda RİSPERDAL QUICKLET kullanımının riskleri ve faydalarını değerlendirmeleri önerilir. Hastalar/bakıcılar yüzde, kollarda ya da bacaklarda beklenmedik halsizlik veya uyuşukluk ve konuşma veya görme bozuklukları gibi olası.serebrovasküler advers olay belirtileri ve semptomlarım hemen bildirme konusunda uyarılmalıdır. Risperidonun kesilmesi dahil tüm tedavi seçenekleri gecikmeden değerlendirilmelidir.
RİSPERDAL ÇUICKLET, orta ila ciddi Aizheimer demans hastalarının sürekli agresyonu için ve kendilerine veya başkalarına zarar verme olasılığı olduğunda, sınırlı etkililiği olan veya hiçbir etkililiği bulunmayan, farmakolojik olmayan yaklaşımlarda yalnızca kısa süreli olarak kullanılmalıdır.
Hastalar düzenli olarak ve tedavilerinin sürdürülmeleri açısından yeniden değerlendirilmelidir.
Ortostatik hipotansiyon
Risperidonun alfa-blokc edici aktivitesi nedeniyle, Özellikle tedavinin başlangıç doz-titrasyonu döneminde (ortostatik) hipotansiyon görülebilir. Risperidon ve antihipertansİf tedavinin birlikle kullanımı ile, pazarlama sonrası klinik açıdan Önemli hipotansiyon gözlenmiştir. RİSPERDAL QUICKLET kardiyovasküler hastalığı (örneğin kalp yetmezliği, miyokard infarktüsü, ileti anomalileri, dehidratasyon, hipovolemi veya serebrovasküler hastalık) olduğu bilinen hastalarda dikkatle kullanılmalı ve doz yavaş yavaş, önerildiği gibi arttırılmalıdır (bkz. Bölüm 4.2 Pozoloji ve uygulama şekli). Hipotansiyon görüldüğünde doz azaltılmalıdır.
Lökopeni, Nötropeni ve Agranülositoz.
RİSPERDAL QU1CKLET dahil olmak üzere, antıpsikolik ajanlarla lökopeni, nötropeni ve agranülositoz olayları bildirilmiştir. Pazarlama sonrası izlemde agranülositoz çok nadiren (<1/10.000 hasta) bildirilmiştir.
Klinik olarak anlamlı düzeyde düşük beyaz kan hücresi (WBC) sayımı veya ilaçla tetiklenmiş lökopeni/nötropeni öyküsüne sahip hastalar tedavinin ilk birkaç ayı boyunca izlenmeli ve ortada başka nedensel faktörler yokken WBC’de klinik olarak anlamh bir düşüşe yönelik ilk belirtide RİSPERDAL QUICKLET kullanımına son verilmesi düşünülmelidir.
Klinik olarak anlamh nötropenisi olan hastalar ateş veya diğer enfeksiyon semptomları veya belirtileri açısından dikkatle izlenmeli ve bu tür semptomlar veya belirtilerin ortaya çıkması halinde derhal tedavi edilmelidir. Şiddetli nötropenisi olan hastalar (mutlak nötrofıl sayımı <1 X 107L) RİSPERDAL QUICKLET kullanımına son vermeli ve iyileşene kadar WBC düzeylerini takip ettirmelidir.
Tardif Diskinezi/Ekstrapiramidal Semptomlar (TD/EPS)
Dopamin reseptörlerinde antagonistik etkiler gösteren ilaçlar, özellikle dil ve/veya yüzde istemsiz ritmik hareketler ile karakterize tardif diskinezi gelişimi ile ilgili bulunmuştur. Ekstrapi rami dal semptomların görülmesinin tardif diskinezi gelişiminde bir risk faktörü olduğu bildirilmiştir. RİSPERDAL QUICKLET’İn klasik nöroleptiklere oranla ekstrapiramİdal semptomları İndükleme potansiyeli daha a?, olduğundan, klasik nöroleptiklerle karşılaştırıldığında tardif diskineziyi indükleme riski daha azdır. Tardif dİskinezi İşaret ve semptomları görülürse tüm antipsikotik ilaçların kesilmesi göz önünde tutulmalıdır.
Nöroleptik Malignant Sendrom (NMS)
Antipsikotiklerin kullanımı sırasında hipertermi, kas rijiditesi, otonom instabilite, bilinç bulanıklığı ve yüksek serum kreatinin fosfokinaz düzeyleri ile kendini gösteren nöroleptik malign sendromu oluştuğu bildirilmiştir. Miyoglobİnüri (rabdomiyoliz) ve akut böbrek yetmezliği ilave işaretler olabilir. Bu durumda RİSPERDAL QUICKLET dahil olmak üzere tüm antipsikotikler kesilmelidir.
Parkinson Hastalığı ve Lewy Cisimlerinin bulunduğu Demans
Parkinson Hastalığı veya Lewy Cisimcikti Demansı (LCD) olan hastalara RİSPERDAL QUICKLET dahil antipsikotikler reçete edilirken, hekimler rîsk/yarar değerlendirmesi yapmalıdır, Parkinson hastalığı risperidon ile kötüleşebilir. Her iki grupta da antipsikotik ilaçlara duyarlılık artabileceği gibi Nöroleptik Malign Sendrom riski de artabilir. Bu hastalar klinik araştırmaların dışında tutulmuşlardır. Bu artan duyarlılığın semptomları arasında, ekstrapiramİdal semptomlara ek olarak, konfüzyon, küntleşme ve sık düşmelerin olduğu postural instabilite bulunabilir.
Hiperglisemi ve Diabetes Mellitus
RİSPERDAL QUI.CK.LET tedavisi sırasında hiperglisemi, diabetes mellitus ve önceden var olan diyabetin kötüleşmesi bildirilmiştir.
Bazı durumlarda vücut ağırlığında bir ön artış rapor edilmiştir. Bu bir predispozan faktör olabilir. Ketoasidoz ile ilişki çok nadir olarak ve diabetİk koma ile ilişkili nadir olarak rapor edilmiştir. Uygun klinik izlem, kullanılan antipsikotik kılavuz kurallarına uygun olarak tavsiye edilebilir. RİSPERDAL QUICKLET dahil olmak üzere herhangi bir atipİk antipsikotik ile tedavi edilen hastalarda hiperglisemi semptomları (örneğin polidipsi, poliüri, iştah ve halsizlik gibi) izlenmelidir ve diyabet hastaları glikoz kontrolünün kötüleşmesi açısından düzenli olarak izlenmelidir.
Kilo Alımı
Anlamlı kilo alımı bildirilmiştir. RİSPERDAL QUICKLET kullanıldığında kilo aliminin izlenmesi önerilir.
hripcrprolakünemi
Doku kültürü çalışmaları İnsan meme tümörlerinde hücre büyümesinin prolaktin tarafından stimule edilebileceğini belirtmektedir. Klinik ve epidemiyolojik çalışmalarda antipsİkotik kullanımı ile ilişkisi açık bir şekilde gösterilememiş olsa da, ilgili tıbbi öyküsü olan hastalarda dikkatli olunması önerilmekledir. RİSPERDAL QUICKLET, daha önceden hiperprolaktinemİsİ ve olası bir prolaktİne bağlı tümörü olan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır.
QT Aralığı
RİSPERDAL QU1CKLET, diğer anıipsikotiklerde olduğu gibi, kardİyak aritmi öyküsü olan hastalarda QT aralığını uzattığı bilinen ilaçlarla birlikte reçete edildiğinde dikkatli olunmalıdır. RİSPERDAL QUICKLET’in de dahil olduğu antipsikotikler, Uzamış QT Sendromu / Torsades de Pointes’e neden olabileceğinden, tanısı konmuş veya şüpheli konjenital uzamış QT sendromu veya Torsades de Pointes hastalarında RİSPERDAL QUICKLET kullanılmamalıdır.
Nöbetler
RİSPERDAL QUICKLET, nöbet eşiğini potansiyel olarak düşüren durumlarda veya nöbet hikayesi olan hastalarda dikkatli kullanıl malıdır.
Priapizm
Alfa-adrenerjik blokör özelliğinden dolayı RİSPERDAL QUICKLET ile tedavi sırasında priapizm görülebilir.
Vücut Sıcaklığının Regülasyonu
Vücudun vücut sıcaklığım düşürme yeteneğinin bozulması antipsİkotik ilaçlarla ilişkilendirilmiştir. Ağır egzersiz, aşırı sıcağa maruz kalma, eş zamanlı antikolinerjik tedavi görme veya dehidratasyona uğrama gibi vücut ısısının artmasına katkıda bulunabilecek tablolar geçirebilecek hastalara RİSPERDAL QUICKLET reçete edilirken, uygun bakım önlemleri alınmalıdır.
Anliemetik etki
Risperidon ile yapılan klinik öncesi çalışmalarda antiemetik etki gözlenmiştir. Bu etki, eğer insanlarda oluşursa, bağırsak tıkanması, Reye sendromu ve beyin tümörü gibi durumları veya belli ilaçların aşırı doz bulgu ve semptomlarını maskeleyebilir.
Böbrek ve karaciğer yetmezliği
Böbrek yetmezliği olan hastalar aktif antipsikotik fraksiyonu ortadan kaldırmak İçin normal böbrek fonksiyonu olan erişkinlerden daha az yeteneğine sahiptir. Karaciğer yetmezliği olan hastaların plazma konsantrasyonunda risperidon serbest fraksiyonunda artışlar vardı (Bkz Blüm 4.2)
Venöz tromboembolik olay
Antipsikotik ilaçlarla venöz tromboembolik olaylar (VTE) bildirilmiştir. Antipsikotik ilaç tedavisi gören hastalarda çoğunlukla kazanılmış VTE risk faktörleri bulunduğu için, VTE için tüm olası risk faktörleri, RİSPERDAL QUICKLET ile tedaviden Önce ve sonra tanımlanmalı ve koruyucu Önlemler alınmalıdır.
Intraoperatif Floppy iris Sendrom
RİSPERDAL QUICKLET gibi alfaı adrenerjik antagonist etkili ilaçlarla tedavi edilen hastalarda, katarakt ameliyatı sırasında Intraoperatif Floppy his Sendromu (IFJS) gözlenmiştir. (Bkz. Bölüm 4.8)
1FIS operasyon sırasında ve sonrasında göz komplikasyonları riskini anırabilir. Göz cerrahları, ameliyat Öncesinde hastanın alfa, adrenerjik antagonist etkili ilaçlan halen veya önceden kullanıp kullanmadığım bilmelidir. Katarakt cerrahi öncesinde, alfa] adrenerjik blokör tedavisini durdurmanın potansiyel yaran incelenmemiştir ve antipsikotik tedaviyi durdurma riskiyle karşılaştırılarak değerlendirilmelidir.
Çocuklar ve adolesanlar
Davranış bozukluğu olan bir çocuğa veya adolesana risperidon reçete edilmeden önce, bu hastalar ağrı veya uygunsuz çevresel talepler gibi agresif davranışa yol açabilecek fiziksel ve sosyal nedenler açısından tam olarak değerlendirilmelidir.
Öğrenme yeteneğindeki olası sonuçları nedeniyle risperidonun sedatif etkisi bu popülasyonda yakından izlenmelidir. Risperidonun uygulanmasında zamanla yapılan bir değişiklik, çocuk veya adolesanların dikkat kabiliyeti üzerindeki sedasyon etkisini geliştirebilir.
Risperidon vücut ağırlığında ve vücut kitle İndeksindeki ortalama artışlar ile İlişkili bulunmuştur. Tedaviden önce temel ağırlık ölçümü ve düzenli kilo izlenmesi tavsiye edilir. Açık etiketli uzun süreli uzatma çalışmalarında boy değişiklikleri beklenen yaşa uygun normlar içinde kalmıştır. Uzun süreli risperidon tedavisinin cinsel olgunlaşma ve boy üzerine etkileri yeterince araştırılmamıştır.
Çocuk ve ad ol es ani ardak i gelişme ve cinsel olgunlaşmada uzun süreli h i perprolakti neminin olası etkisi nedeniyle boy, kilo, cinsel olgunluk, menstrüel işlevin izlenmesi ve diğer olası prol akı inle ilgili etkileri içeren endokronolojik durumun düzenli klinik değerlendirmesi göz önünde bulundurulmalıdır.
Risperidon ile tedavi sırasında, ekstrapiramİdal semptomlar ve diğer hareket bozuklukları açısından da düzenli muayene yapılmalıdır.
Çocuk ve adolesanlarda spesifik pozoloji önerileri için Bölüm 4.2’ye bakın.
RİSPERDAL QUICKLET 1.50 mg aspartam içermektedir. Fenilkelonürisi olan insanlar için zararlı olabilir.
RİSPERDAL QU1CKLET sodyum içerir. Bu durum, kontrollü sodyum diyetinde olan hastalar için göz önünde bulundurulmalıdır.
4.5 diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
Diğer antipsikotiklerde olduğu gibi, anıiaritmikler (örn. kinidin, dizopİramid, prokainamid, propafenon, aıniodaron, sotalol ), trisiklik antidepresan (örn. amitiriptilin), tetrasiklik antidepresanlar (örn. maprotilin), bazı antihistaminikler, diğer antipsikotikler, bazı antimalaryal ilaçlar (örn. kinidin ve meflokİn) gibi QT aralığını uzattığı bilinen ilaçlar ile birlikte risperidon reçete edilirken dikkatli olunmalıdır. Aynı şekilde elektrolit dengesizliği (hipokalemi, hipomagnezemi) ve bradikardiye yol uçabilen ya da risperidonun hepatik metabolizmasını inhibe edenler ilaçlarla birlikte reçele edilirken dikkatli olunmalıdır. Bu üsle indikatifiir ve detaylandınlmamışiır.
RİSPERDAL QUICKLET’in diğer ilaçları etkileme potansiyeli:
Risperidon, alkol, opiallar, antihistaminikler ve benzodiazepinleri de İçeren diğer merkezi sinir sistemini etkileyen maddelerle kombinasyon halinde kullanıhrken sedasyonun artabileceği riskine karşı dikkatli olunmalıdır.
RİSPERDAL QUICKLET, levodopa ve diğer dopamin agonistlerinin etkilerini antagonize edebilir. Eğer bu kombinasyon özellikle Parkinson hastalığının son aşamasında gerekli görülürse, her tedavinin en düşük etkili dozn reçete edilmelidir.
Pazarlama sonrasında risperidon ve antihipertansif tedavinin eşzamanlı kullanılması ile klinik olarak belirgin hipotansiyon gözlenmiştir.
RİSPERDAL QU1CKLET, lityum, vaiproat, digoksin veya topiramatın farmakokinetiğini klinik olarak belirgin biçimde etkilemez.
Diğer ilaçların RİSPERDAL QLJI.CKLET’i etkileme potansiyelleri:
Karbamazepinin, risperidonun plazmadaki aktif antipsikotik fraksiyonunu azalttığı gösterilmiştir. Rifampİsİn, lenitoin ve fenobarbital gibi CYP3A4 karaciğer enzimlerini P-glikoprotein ile birlikle indükleyen diğer ilaçlarla da benzer etkiler görülebilir. Karbamazepin ya da diğer CYP3A4 karaciğer enzimi/ F-gp indükleyen ilaçların başlatılması ya da kesilmesinden sonra RİSPERDAL ÇUICKLET’in dozu hekim tarafından tekrar değerlendirilmelidir.
CYP2D6 inhibitörleri olan fluoksetin ve paroksetin, risperidonun plazma konsantrasyonlarım arttırır, ancak ilacın aktif antipsikotik fraksiyonunu daha az arttırır. Kini din gibi başka CYP 2D6 inhibitörlerinin, risperidon plazma konsantrasyonlarım benzer şekilde etkileyebilecekleri beklenmekledir. Birlikte fluoksetin veya paroksetin tedavisi başlandığında veya kesildiğinde, RİSPERDAL QU1CKLET dozu hekim tarafından tekrar değerlendirilmelidir.
Bir CYP 3A4 ve P-gp İnhibitörü olan Verapamil, risperidonun plazma konsantrasyonunu artırır.
Galantamine ve donepezil, risperidonun farmakokinetiği ve aktif antipsikotik fraksiyon üzerine klinik olarak anlamlı bir etki göstermemektedir.
Fenotiyazinler, trisiklik antidepresanlar ve bazı beta-blokörler risperidonun plazma konsantrasyonunu arttırır, ancak aktif antipsikotik fraksiyonun konsantrasyonunu etkilemez. Amitriptilin, risperidonun veya aktif antipsikotik fraksiyonunun farmakokinetiğini etkilemez. Simetidin ve ranitidin risperidonun biyoyararlammım arttırırlar, ancak aktif antipsikotik fraksiyon üzerindeki bu etki yalnızca marjinal düzeydedir. Bir CYP3A4 inhibitörü olan eritromisin, risperidon ve aktif antipsikotik fraksiyonunun farmakokinetiğini değiştirmez.
Çocuklar ve adolesanlarda psikolojik uyarıcıların (örn. metil fenidat) RİSPERDAL ÇUICKLET ile birlikte kullanılması ilaçların farmakokinetiklerini ve RİSPERDAL QUICKLET etkililiğini değiştirmez.
Eşzamanlı olarak furosemid alan demanslı yaşlı hastalarda mortalitenin artması konusunda bölüm 4.4’e bakın.
Paliperidon, risperidonun aktif metaboliti olduğundan ve ikisinin kombinasyonu aditif aktif antipsikotik fraksiyon maruziyetine neden olabileceğinden ora! RİSPERDAL QUICKLET 'm paliperidon ile eş zamanlı kullanımı önerilmez.
Etkileşim çalışmaları sadece yetişkinlerde yapılmıştır.
Birlikte furosemid kullanan demanslı yaşlı hastalarda artan mortalite ile ilgili olarak “4.4 Özel kullanım uyarıları ve önlemleri” bölümüne bakınız.
4.6 gebelik ve laktasyongebelik kategorisi: c
RİSPERDAL QUICKLET'in çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlarda kontrasepsiyon gerekliliğine işaret edecek yeterli bilgi mevcut değildir.
Hayvan çalışmalarında risperidonun leralojenik etkisine rastlanmamış; fakat diğer üreme toksisitesi tipleri görülmüştür (bkz. Bölüm 5.3). İnsanlara yönelik potansiyel risk bilinmemektedir. Gebeliğin üçüncü trimesterinde antipsikotik ilaçlara ( RİSPERDAL QUICKLET dahil) maruz kalan yeni doğanlar, doğumu takiben şiddeti değişebilen, anormal kas hareketleri (ekstrapiramidal işaretler/ekstrapiramidal semptomlar) ve/veya ilaç kesilme semptomları açısından risk altındadırlar. Bu semptomlar, ajitasyon, hipertoni, hipotoni, tremor, somnolans, respiratuar distres veya beslenme bozukluklarını içermektedir. Yeni doğanlar dikkatlice izlenmelidir. RİSPERDAL QUICKLET kesinlikle gerekli olmadıkça gebelik sırasında kullanılmamalıdır. Gebelik sırasında tedavinin bırakılması gerekiyorsa, bu aniden yapılmamalıdır.
Hayvan çalışmalarında, risperidon ve 9-lıidroksi-risperidon süt ile atılmaktadır (süte geçmektedir). Risperidon ve 9-hidroksi-risperidonun az miktarlarda anne sütüne de geçtiği kanıtlanmıştır. Emzirilen bebeklerdeki advers reaksiyonlar ile ilgili ilişkin herhangi bir veri mevcut değildir. Bu nedenle emzirmenin çocuk açısından faydası, çocuğun karşılaşacağı potansiyel risklere karşı değerlendirilmelidir.
Dopamin D2 reseptörlerini antagonize eden diğer İlaçlarda olduğu gibi, RİSPERDAL QU1CKLET prolaktin düzeyini yükseltir. Hiperprolaktinemi, hipotalamik GnRH’ı baskılayabilir ve pitüiter gonadotropin salgısının azalmasına yol açabilir. Bu durum daha sonra, hem kadın hem de erkek hastalarda, gonadal steroidogenezi bozarak, reprodüktif fonksiyonu inhibe edebilir.
Klinik dışı çalışmalarda konuya ilişkin etkiler gözlenmemiştir.
4.7 araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
RİSPERDAL QUICKLET sinir sistemi ve görme duyusuna İlişkin potansiyel etkileri nedeniyle araç ve makine kullanma becerileri üzerinde minör ya da orta derecede etki gösterir (Bkz. Bölüm 4.8). Bu nedenle hastaların, bireysel duyarlılıkları anlaşılmcaya kadar, araç ve makine kullanmamaları önerilir.
4.8 i̇stenmeyen etkiler
En sık bildirilen advers ilaç reaksiyonları (>%10 sıklıkta): Parkinsonİzm, sedasyon/ somnolans, baş ağrısı ve insomnİa’dır.
Aşağıda verilen tüm advers ilaç reaksiyonları klinik çalışmalarda bildirilmiştir. Şu terimler ve sıklık dereceleri kullanılmıştır:
Çok yaygın (>1/10); yaygın (>1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (>1/1000 ila <1/100); seyrek (>1/10.000 ila <1/1000); çok seyrek (<1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden harekede tahmin edilemiyor).
Sistem Organ Sınıfı | Advers İlaç Reaksiyonları | ||||
Sskhk | |||||
Çok yaygın | Yaygın | Yaygın Olmayan | Seyrek | Bilinmiy or | |
Enfeksiyonlar ve enfestasyonlar | Pnömoni, bronşit, üst solunum yolu enfeksiyonu, sinüzit, İdrar yolu enfeksiyonu, grip, kulak enfeksiyonu | Solunum sistemi enfeksiyonu, sistit, göz enfeksiyonu, tonsillit, onikomikoz, selülil lokalize enfeksiyon, viral enfeksiyon, acarodermatitis | Enfeksion | ||
Kan ve lenf sistemi hastalıkları | Nötropeni, beyaz kan hücresi sayısında azalma, trombositopeni, anemi, lıematokrit azalması, eozinofii sayısında artma | Agranülositoz | |||
Bağışıklık sistemi hastalıkları | Hİpersensİtivite | Anafilaktik reaksiyon*-’ | |||
Endokrin hastalıkları | Hiperprolakti nemi*1 | Uygunsuz antidiüretik hormon salgılama, İdrarda glikoz bulunması, | |||
Metabolizma ve beslenme hastalıkları | Kilo alımı, iştah artışı, iştah azalması, | Diyabetes mellilus*’, hiperglisemi, polidipsi, kilo kaybı, anoreksi, kan kolesterol düzeyinde yükselme | Su intoksikasyonuc, hipoglisemi, hiperinsÜlinemiL kan trigliserit düzeyinde yükselme, | diyabeti k ketoasid oz |
Psikiyatrik hastalıklar | İnsomnia <1 | Uyku bozuklukları aj i t as yon, depresyon, anksİyele | Mani, kabus, konfüzyonal durum, libido azalması, sinirlilik, | Küm afekt, anorgazmi | |
Sinir sistemi hastalıkları | Baş ağrısı, parkinson izmd, somnolan s/sedasyo n | Akatizİd, dİstonid, diskinezid, ire mor, sersemlik, | Tardif diskinezi, serebral iskemi, uyaranlara yanıt vermeme, bilinç kaybı, depresif bilinç durumu,, konvülsiyon11, senkop, psikomotor hiperaktivile, denge bozukluğu, anormal koordinasyon, postural sersemlik, dikkat bozukluğu, disartri, disguzi, hipoestezi, parestezi | Nöroleptik malign sendrom, serebrovasküler olay, diyabetik koma’ sendeleme | |
Göz hastalıkları | Bulanık görme, konjunktivit | Foto fob i, göz kuruluğu, göz yaşarmasında artma, oküler hi pere mi | Glokom, göz hareket bozukluğu, göz yuvarlanması, gözkapağı kenarında kabuklanma fotofobi, lloppy iris sendromu (mtraoperatifğ’ | ||
Kulak ve iç kulak hastalıkları | Vertigo, kulak çınlaması, kulak ağrısı | ||||
Kardiyak hastalıklar | Taşikardi, | Atriyal fibrilasyon, atrioventriküler blok, ilelim bozukluğu, elektrokardiyogra mda QT uzaması, bradikardi, normal olmayan elektrokardiyogra m, palpitasyonlar | Sinüs aritmi |
Vasküler hastalıklar | Hipertansiyo n | Hipotansiyon ortostaıik hipotansiyon, kızarma | Akciğer embolisi, venöz tromboz | ||
Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıklar | Dİspne, faringolaring eal ağrı, öksürük, burun kanaması, burun tıkanıklığı | Aspirasyon pnömonisi, pulmoner konjesyon, solunum sistemi tıkanıklığı, railer, hırıltılı solunum, disfonİ, solunum bozukluğu | Uyku apnesi sendromu, hiperventilasyon | ||
Gastro in testin al hastalıklar | Abdominal ağrı, kusma, abdominal rahatsızlık, diyare, bulantı, konstipasyon, diş ağrısı, dispepsi, ağız kuruluğu | Fekal İdrar kaçırma, fekalom gastroenterit, disl'aji, midede veya barsakta gaz birikimi | Pankreatit, bağırsak tıkanıklığı, dudak iltihabı (şilit), şişmiş dil | i lens | |
Deri ve deri altı doku hastalıkları | Döküntü, erit e m, | Ürtİker, kaşıntı, alopesi, hiperkeratoz, egzama, kuru cilt, deride renk değişikliği, akne seboreik-dermatİt, cilt rahatsızlığı, cilt lezyonu | İlaç döküntüsü, kepek | Anjiyoö dem | |
Kas-iskelet bozukluklar, bağ doku ve kemik hastalıkları | Kas spazmları, Kas-iskelet ağrısı, sırt ağrısı, artralji | Kan kreatin fosfokinaz düzeyinde artış, duruş anormalliği' eklem sertliği, eklem şişliği, kas zayıflığı, boyun ağrısı | Rabdomiyoiiz | ||
Böbrek ve idrar hastalıkları | İdrar tutamama | pollaküri, idrar retansiyonu, dizürİ | |||
Gebelik, pueperiyum durumları ve perinatal | Neonatal ilaç yoksunluk sendromu e |
durumlar | |||||
Üreme sistemi ve meme hastahklan | Erektil disfonksİyon, boşalma bozukluğu amenore, menstrüel bozukluk? jinekomasti, gal aktöre, seksüel disfonksİyon, meme ağrısı, meme rahatsızlığı, vajinal akıntı | Priapizm? gecikmiş menstrüasyon, meme dolgunluğu, meme akıntısı, meme büyümesi, | |||
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar | Öden? yüksek ateş, göğüs ağrısı, asteni, yorgunluk, ağrı | Yüzde ödem, titreme, vücut sıcaklığında artış, anormal yürüme, susama, göğüsle rahatsızlık hissi, rahatsızlık, keyifsizlik, anormal hissetme | Hipotermi, vücut sıcaklığında azalma, perîferik soğukluk, ilaç yoksunluk sendromu, endürasyonc | ||
Hepato-bilier hastalıklar | Transaminaz artışı, gama-glutamiltransferaz. artışı, hepatik enzim artışı | Sardık | |||
Yaralanma, zehirlenme ve prosedürel komplikasyon 1ar | Düşme | Prosedürel ağrı |
a Hiperprolaktinemi bazı olgularda jinekomasti, menstrüel bozukluklar, amenore ve
galaktoreye yol açabilir.
b Plasebo kontrollü araştırmalarda, diabetes mellitus risperidon tedavisindeki hastalarda %0,18 oranında, plasebo grubunda ise %0, II oranında bildirilmiştir. Tüm klinik araştırmalardaki bütünsel insidansı, risperidon tedavisindeki tüm hastalarda %0,43 olmuştur.
c RİSPERDAL QUICKLET klinik çalışmalarında gözlenmemiş, ama risperidon ile pazarlama sonrası dönemde gözlenmiştir.
d Ekstrapiramidal bozukluk ortaya çıkabilir: Parkinsonizm (tükrük salgısında artış, kas-iskelet katılığı, parkinsonizm, ağızda sulanma, dişli çark belirtisi, bradikinezi, hipokinezi, maske yüz, kaslarda gerginlik, akinezi, ense sertliği, kaslarda sertlik, parklnsoniyen adım, anormal glabella refleksi, parkinsoniyen dinlenme tremoru), akatizi (akatizi, huzursuzluk, hiperkinezi ve huzursuz bacak sendronıu), Iremor, diskinezi (diskinezi, kaslarda seğirme, koreatetozis, aletozis ve mİyoklonus), distoni. Distoni şunları kapsamaktadır; distoni, hipertoni, tortikollis, İstemsiz kas kasılmaları, kas kasılması, blefarospazm, okulogİrasyon, dilde paralizi, fasyal spazm, larîngospazm, mîyotoni, opislotonus, orofaringeal spazm, plörototonus, dilde spazm ve trismus. Mutlaka ekslrapiramidal orijine sahip olması gerekmeyen, daha geniş bir semptom spektrumunun verildiğine dikkat edilmelidir. İnsomnia şunları içerir; uykuyu başlatma, sürdürme güçlüğü. Konvülsiyon içeriği; grand-mal konvülsiyon. Mensirüel bozukluk şunları içerir; düzensiz menstrüasyon, oligomenore. Ödem şunları içerir; general ize ödem, peri ferik ödem, gode bırakan ödem.
Paliperidon formülasyonlarıyla kaydedilen istenmeyen etkiler
Paliperİdon, risperidonun aktif metabolitidir. Bu nedenle, bu bileşenlerin advers reaksiyon profilleri (hem oral hem de enjektabıl formülasyonlar dahil) birbirleri İçin geçerlidir. Yukarıdaki advers reaksiyonlara ek olarak, paliperidon ürünleriyle aşağıdaki advers reaksiyon kaydedilmiştir ve RİSPERDAL QUICKLET ile de ortaya çıkması beklenebilir:
Kardiyak bozukluklar: Postüral ortostatik taşikardi sendromu
Sınıf etkileri
Diğer antipsikotiklerde olduğu gibi, risperidon ile pazarlama sonrası dönemde çok ender olarak QT uzaması olguları bildirilmiştir. QT aralığım uzatan antİpsikotikler ile bildirilen sınıfla ilişkili diğer kardiyak etkiler arasında ventriküler aritmi, ventriküler fibrİlasyon, ventriküler taşikardi, ani ölüm, kardiyak arresı ve Torsades de Pointes bulunmakladır.
Venöz tromboembolizm
Antipsikotik ilaçlarla venöz tromboembolizm olguları (pulmoner embolizm dahil) ve derîn ven trombozu olguları bildirilmiştir (sıklık bilinmemektedir).
Kilo alma
Vücut ağırlığının > % 7’si oranında kilo alma kriterini karşılayan RİSPERDAL ve plasebo ile tedavi edilen yetişkin şizofreni hastalarının oranları, 6 ila 8 haftalık bir havuzda plasebo kontrollü çalışmalarda karşılaştıalmıştır ve plaseboya (% 9) nazaran RİSPERDAL (% 18) ile kilo alma insidansmın istatistiksel olarak anlamlı ölçüde daha fazla olduğu görülmüştür. Akut mani hastası yetişkinlerde plasebo kontrollü 3 haftalık havuzda, son noktada kiloda > % 7 oranında artış insidansı RİSPERDAL (% 2,5) ve plasebo (% 2,4) gruplarında karşılaştırılmış ve aktif kontrol grubunda (% 3,5) biraz daha yüksek olduğu görülmüştür.
Davranış ve diğer rahatsız edici davranış bozuklukları olan çocuk ve adolesan popülasyonunda yapılan uzun süreli çalışmalarda, kilo, 12 aylık tedaviden sonra ortalama 7,3 kg artmıştır, 5–12 yaş arasındaki normal çocuklarda beklenen kilo alma oranı yılda 3 ila 5 kg’dır, 12–16 yaşındaki hastalarda, erkekler yılda yaklaşık 5 kg alırken bu durum kızlarda yılda 3 ila 5 kg’da kalmıştır.
Özel popülasyonlar hakkında ek bilgi
Yetişkin hastalara oranla demanslı yaşlı hastalarda veya pediatrik hastalarda daha yüksek insidansm rapor edildiği advers ilaç reaksiyonları (AİR) aşağıda açıklanmaktadır:
Demans hastalığına sahip yaşhlarda
Demanslı yaşlı hastalarda yapılan klinik çalışmalarda geçici iskemik atak ve serebrovasküler kaza sırasıyla % 1,4 ve % 1,5 sıklığa sahip AİR’ler olarak bildirilmiştir. Ayrıca, aşağıdaki AİR’Ierin demanslı yaşh hastalarda > % 5 sıklığında olduğu ve diğer yetişkin popülasyonda görülen sıklığın en az iki katı olduğu bildirilmiştir: idrar yolu enfeksiyonu, periferal ödem, letarji ve öksürük.
Pediatrik hastalar
Genel olarak çocuklarda gözlenen advers reaksiyon tiplerinin yetişkinlerde gözlenen ile benzer olması beklenir. Aşağıdaki AİR’Ierin, pediatrik hastalarda (5 ila 17 yaş) > % 5 sıklığında olduğu ve yetişkinlerde yapılan klinik çalışmalarda görülen sıklığın en az iki katı olduğu bildirilmiştir: uyku basması/sedasyon, halsizlik, baş ağrısı, İştah artışı, kusma, üst solunum yolları enfeksiyonu, burun tıkanıklığı, karın ağrısı, baş dönmesi, öksürük, ateş, titreme, ishal ve enürezis.
Çocuklarda, cinsel gelişim ve boy üzerinde risperidonun uzun süreli etkileri yeterince araştırılmamıştır, (Bkz Bölüm 4,4)
Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
Ruhsallandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması. ilacın yarar/rîsk dengesinin sürekli olarak İzlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)’ne bildirmeleri gerekmekledir ( , e-posta: tufam@thck.gov,tr ; tek O 800 3 14 00 08; faks: 0 312 218 35 99)
4.9 doz aşımı ve tedavisi
Semptomlar
Genellikle, bildirilen işaret ve semptomlar ilacın bilinen farmakolojik etkilerinin artması şeklindedir. Doz aşımı semptomları, uyuşukluk ile sedasyon. taşikardi ile hipotansiyon ve ekstrapiramidal semptomlardır. Doz aşımı halinde QT-uzaması ve konvülziyonlar bildirilmiştir. Ora! yoldan yüksek dozda veya doz aşımı durumunda RİSPERDAL QU1CKLET ve paroksetinin kombine kullanımıyla İlişkili olarak Torsade de Pointes rapor edilmiştir.
Akut doz aşımı durumlarında birden fazla ilaç ihtimali düşünülmelidir.
Tedavi
Solunum yolu açılmalı ve açık tutulmalı, yeterli oksijenasyon ve ventilasyon sağlanmalıdır. Gastrik lavaj (hastanın bilinci kapak ise, enlübasyondan sonra), aktif kömür ve birlikte bir laksatif uygulanması ilaç alındıktan sonra bir saatten az bir zaman dilimi içinde düşünülmelidir. Kardiyovasküler izleme hemen başlatılmalı ve sürekli elektrokardiyografik izleme ile muhtemel aritmiler takip edilmelidir.
RİSPERDAL QUlCK.LET’e özgü bir anlidot yoktur. Bu yüzden uygun destekleyici önlemler alınmalıdır. Hipotansiyon ve dolaşım kolapsı intravenöz sıvı ve/veya sempatomimetîk ajanlar gibi uygun Önlemlerle tedavi edilmelidir. Şiddetli ekstrapiramidal semptomlarda antikolİnerjik tedavi uygulanmalıdır. Hasta durumu düzelİnceye kadar yakın tıbbi gözlem altında tutulmalı ve izlenmelidir.
5. farmakoloji̇k özelli̇kler
5.1. farnıakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grup: Antipsikolikler
ATC kodu: N05A X()8
Etki mekanizması:
Risperidon, kendine özgü özellikleri olan selektif bir monoaminerjik antagonisttir. Serotoninerjik 5-HT? ve dopaminerjik D2 reseptörlerine yüksek afi niteyle bağlanır. AIfar adrenerjik reseptörlere, daha düşük afiniteyle Hj-histanıinerjik ve alfaı-adrenerjik reseptörlere de bağlanır, Risperİdonun kolinerjik reseptörlere afinitesi yoktur. Risperidon, güçlü bir dopamin D2 reseptörü anlagonistı olarak, şizofrenideki pozitif semptomları düzelttiği kabul edilirken, klasik nöroleptiklere kıyasla motor aktivitede depresyona ve katalepsi oluşumuna daha az neden olur. Dengeli bir santral serotonin ve dopamin antagonizması, ekstrapiramidal yan etkileri azaltabilir ve tedavinin etkinliğini şizofreninin negatif ve afektif semptomlarına yayabilir.
Farmakodinamik etkiler
Klinik etkililik
Şizofreni
Risperİdonun kısa dönem şizofreni tedavisindeki etkililiği, şizofreni İçin DSM-IV kriterlerine uyan 2500’den fazla hastanın katıldığı, 4 ile 8 hafta süreli dört çalışmada belirlenmiştir. Günde iki kez uygulanan risperidon dozunun 10 mg/gün’e kadar titre edildiği 6 haftalık, plasebo kontrollü bir araştırmada, Kısa Psikiyatrik Derecelendirme Ölçeği (BPRS) toplam skorunda, risperidon plasebodan üstün bulunmuştur. Dört sabit risperidon dozu kullanılan (günde iki kez uygulama ile 2, 6, 10 ve 16 mg/gün), 8 haftalık, plasebo kontrollü bir araştırmada dört risperidon grubunun hepsi de, Pozitif ve Negatif Sendrom Ölçeği (PANSS) toplam skorunda plasebodan üstündü. Beş sabit risperidon dozu (günde iki kez uygulama ile 1,4, 8, 12 ve 16 mg/gün) İle yürütülen 8 haftalık bir doz kıyaslama çalışmasında, 4, 8 ve 16 mg/gün risperidon doz grupları PANSS toplam skorunda 1 mg risperidon doz grubundan üstündü. İki sabit risperidon dozunun kullanıldığı (günde bir kez uygulama ile 4 ve 8 mg/gün) 4 hafta süreli, plasebo kontrollü bir doz kıyaslama çalışmasında, her iki risperidon doz grubu, toplam PANSS skoru ve bir yanıt ölçümünü de (PANSS toplam skorunda >%20 azalma) kapsayan çeşitli PANSS ölçümlerinde plasebodan üstün bulundu. Daha uzun süreli bir araştırmada, ağırlıklı olarak şizofreni için DSM-IV kriterlerini karşılayan ve bir antipsİkotik ilaç ile en az 4 hafta süreyle klinik olarak stabil kalmış, ayakta tedavi gören yetişkin hastalar, 2 ile 8 mg/gün risperidon ya da haloperidole randomize edildi ve 1 ile 2 yıl boyunca nüks için gözlem yapıldı. Risperidon almakta olan hastalarda bu süre içinde nüks zamanı, haİoperidol almakta olanlara kıyasla, anlamlı ölçüde daha uzun oldu,
Bipolar bozuklukta manik epizotlar
Bipolar 1 bozukluğa bağlı manik epizotların akut tedavisinde risperidon monoterapisinin etkililiği üç çift-kör, plasebo kontrollü monoterapİ çalışmasında, DSM-IV kriterleri temelinde bipolar I bozukluğu olan yaklaşık 820 hasta üzerinde ortaya konulmuştur. Bu üç çalışmada, 1 ile 6 mg/gün dozunda risperidonun (başlangıç dozu iki çalışmada 3 mg ve bir çalışmada 2 mg), önceden tanımlanmış birincil sonlamın noktasında (Young Mani Derecelendirme Ölçeği (YMRS) toplam skorunda 3, haftada başlangıç dönemine göre değişim), plasebodan anlamlı ölçüde üstün olduğu gösterilmiştir. İkincil etkililik sonuçlarımdan da, genel olarak birincil sonuçlanım ile uyumlu olmuştur. Toplam YMRS skorunda başlangıç döneminden 3 haftalık sonlamın noktasına kadar > %50 azalma gösteren hastaların yüzdesi, risperidon İçin plasebodan anlamlı olarak daha yüksekti. Bu üç çalışmanın bir tanesinde, bir haİoperidol kolu ve 9 haftalık bir çift-kör idame dönemi de bulunmaktaydı. Etkililik, 9 haftalık idame tedavisi dönemi boyunca kalıcı oldu. Toplam YMRS skorunda başlangıca göre olan değişim, sürekli bir düzelme gösterdi ve 12. haftada risperidon ve haİoperidol arasında benzer nitelikteydi.
Akut mani tedavisinde duygudurum stabilize edici ajanlara eklenen risperidonun etkililiği, bipolar 1 bozukluk için DSM-IV kriterlerine uyan yaklaşık 300 hastanın yer aldığı 3 haftalık çift-kör iki çalışmanın birinde gösterildi. Bu 3 haftalık çalışmalardan birinde, lityum ya da valproat üzerine eklenen, 2 mg/gün ile başlanan 1 ile 6 mg/gün dozlarındaki risperidon, önceden tanımlanmış birincil sonlamm noktasında (YMRS toplam skorunda 3. haftada başlangıç dönemine göre değişim), tek başına lityum ya da valproata kıyasla üstündü. İkinci bîr 3 haftalık çalışmada, lityum, valproat veya karbamazepin ile kombinasyon şeklinde, 2 mg/gün ile başlanan 1 ile 6 mg/gün dozlarındaki risperidon, YMRS toplam skorunun azaltılmasında tek başına lityum, valproat veya karbamazepinden üstün bulunmadı. Bu çalışmadaki başarısızlık için olası bir açıklama, risperidon ve 9-hidroksi-risperidon klerensinİn karbamazepin tarafından indüklenmesî, böylelikle risperidon ve 9-hidroksİ-risperidonun subterapötik düzeylere inmesiyle sonuçlanmasıdır. Yapılan bir post-hoc analizde karbamazepin grubu analiz dışında tutulduğunda, lityum ya da valproat ile kombine edilen risperidon, YMRS toplam skorunun azaltılmasında tek başına lityum veya valproattan üstün bulunmuştur.
Demansta kalıcı saldırganlık
Risperidonun, saldırganlık, ajitasyon, psikoz, aktivite gibi davranışsal bozukluklar ve afektif bozukluklar içeren Davranışsal ve Psikolojik Demans Semptomları (BPSD) tedavisindeki etkililiği, çift-kör, plasebo kontrollü üç çalışma kapsamında, orta dereceli ile şiddetli demansı olan 1150 yaşlı hasta üzerinde ortaya konulmuştur. Çalışmalardan biri 0,5, 1 ve 2 mg/gün’lük sabit risperidon dozlarım İçermekteydi, İki esnek doz çalışmasında, sırasıyla 0,5 ile 4 mg/gün ve 0,5 ile 2 mg/gün aralıklarındaki risperidon doz grupları kullanılmıştı. Risperidon yaşlı demans hastalarında saldırganlığın tedavisinde, istatistiksel olarak anlamlı ve klinik olarak önemli bir etkililik ve ajitasyon ve psikozun tedavisinde biraz daha az kalıcı nitelikte etkililik gösterdi (Alzheimer Hastalığında Davranışsal Patoloji Derecelendirme Ölçeği [BEHAVE-ADj ve Cohen-Mansfield Ajitasyon Envanteri [CMAI] yoluyla ölçüldüğü şekilde), Risperidonun tedavi etkisi, Mini-Mental Durum Muayenesi (MMSE) skorundan (ve bunun sonucu olarak demans şiddetinden); risperidonun sedatif özelliklerinden; psikoz bulunup bulunmamasından ve demans tipinden (Alzheimer demansı, vasküler ya da mikst demans) bağımsızdı. (Aynı zamanda bkz. bolüm 4.4)
Pediyatrik popülasyon
Tavır/davranış bozukluğu
Yıkıcı davranışların kısa dönem tedavisinde risperidonun etkililiği, çift-kör, plasebo kontrollü iki çalışmada, DSM-IV temelinde yıkıcı davranış bozuklukları (DBD) ve sınırda entelektüel işlev veya hafif ile orta dereceli mental retardasyon/Öğrenme bozukluğu tanısı almış, 5 ile 12 yaşlarında yaklaşık 240 hasta üzerinde ortaya konulmuştur. Bu İki çalışmada risperidon 0,02 ile 0,06 mg/kg/gün, önceden tanımlanmış birincil sonlanım noktası olan, Nisonger-Çocuk Davranışları Derecelendirme Formu (N-CBR.F)’nun Tavır/Davranış Sorunları alt-ölçeğinde 6. haftada başlangıç dönemine göre değişim üzerinde plasebodan anlamlı ölçüde üstün bulunmuştur.
5.2. farmakokinetik özelliklerrisperidon farmakolojik aktivitesi risperidona benzeyen 9-hidroksi-risperidona metabolize olur.
Emdim:
Oral uygulamadan sonra risperidon tanı olarak absorbe edilir ve en yüksek plazma düzeyine 1–2 saat içinde ulaşılır. Risperidonun oral mutlak biyoyararlanımı % 70 ( CV= % 25) ‘tir, Risperidonun oral relatîf biyorarlammı tablet için çözeltiye kıyasla % 94 (CV= %İ0) ‘tür. Risperidonun absorpsiyonu besinlerden etkilenmez, bu nedenle risperidon besinlerle birlikte ya da ayn olarak alınabilir. Risperidon kararlı durum plazma konsantrasyonuna hastaların çoğunda 1 günde ulaşır. 9-hidroksi-risperidon kararlı durum plazma konsantrasyonuna uygulamanın 4–5’inci günlerinde ulaşır.
Dağılım:
Risperidon hızla dağılır. Dağılım hacmi yaklaşık 1–2 1/kg’dtr. Risperidon plazmada albümin ve alfaı-asit glikoproteine bağlanır. Risperidonun proteinlere bağlanma oranı %90, 9-hİdroksi-risperidonun ise %77’dir.
Bivotransformasyon:
Risperidon, CYP2D6 aracılığı ile farmakolojik aktivitesi risperidona benzeyen 9-hidroksi-risperidona metabolize olur, Risperidon ve 9-hİdroksi-risperidon birlikte aktif antipsikotik fraksiyonu oluşturur. CYP 2D6 genetik polİmorfizm göstermektedir. Yoğun CYP2D6 metabolize ediciler risperidonu hızla 9-hidroksi-risperidona dönüştürürken, zayıf CYP 2D6 metabolize edicilerde bu dönüşüm çok daha yavaş gerçekleşir. Yoğun metabolize ediciler, zayıf CYP 2D6 metabolize edicilere kıyasla daha düşük risperidon ve daha yüksek 9-hidrokst-risperidon konsantrasyonlarına sahip olmakla birlikte, risperidon ve 9-hİdroksi-risperidon kombinasyonunun (yani, aktif an t İpsi kot İk fraksiyon) farmakokinetiği, tek ve çoklu dozlardan sonra, yoğun ve zayıf CYP 2D6 metabolize edicilerde benzer niteliktedir.
Risperidonun başka bir metabolik yolağı N-dealkilasyondur, İnsan karaciğer mikrozomlarıyla yapılan in viiro çalışmalarda, klinikteki kullanım konsantrasyonlarındaki risperidonun, sitokrom P450 izoenzimleriyle (CYP 1A2, CYP 2A6, CYP 2C8/9/10, CYP 2D6, CYP 2E1, CYP 3A4 ve CYP 3A5) metabolize edilen ilaçların ınetabolizmakınnı önemli ölçüde inhibe etmediği gösterilmiştir.
Eliminasyon:
Psikotik hastalarda oral yoldan kullanılan risperidonun eliminasyon yarılanma ömrü yaklaşık 3 saattir. 9-hidroksi-risperidon ve aktif antipsikotik fraksiyonun eliminasyon yarılanma ömrü 24 saattir.
Uygulamadan bir hafta sonra, dozun %70’i idrar ve %14’ü feçes ile itrah edilir. İdrarla itrah edilen dozun %35–45’ini risperidon ve 9-hidroks i-risperidon oluşturur. Geri kalan kısım inaktif metabolitlerdİr.
Doğrusallık/Doğrusal olmayan durum:
Risperİdonun plazma konsantrasyonları, terapotik doz aralığında dozla orantılıdır.
RİSPERDAL oral tablet, RİSPERDAL oral solüsyon ve RİSPERDAL QU1CKLET ağızda çözünür tablet ile biyoeşdeğerdir.
Yaslılarda: Tek-doz farmakokinetik çalışmasında, yaşlılarda ortalama olarak %43 daha yüksek aktif antipsikotik fraksiyon plazma konsantrasyonlarında artış ve, %38 daha uzun bir yarı ömür ve aktif antipsikotik fraksiyonun klerensinde yaşlılarda %30 azalma görülmüştür..
Pedİyatrik hastalarda: Risperidon, 9-hidroksi-risperidon ve aktif antipsikotik fraksiyonun çocuklardaki farmakokinetiği, yetişkinlerdeki ile benzerdir.
Böbrek yetmezliğinde: Böbrek yetmezliği olan hastalarda aktif antipsikotik fraksiyon klerensinin %60 azaldığı ve aktif plazma konsantrasyonunun yükseldiği görülmüştür. Karaciğer yetmezliğinde: Risperİdonun plazma düzeyleri karaciğer yetmezliği olan hastalarda normal bulunmuştur, ancak risperİdonun plazma ortalama serbest fraksiyonu yaklaşık %35 artmıştır.
Cinsiyet. ırk ve sigara alışkanlığı
Bir popülasyon farmakokinetik analizinde, cinsiyet, ırk ya da sigara alışkanlığının risperidon ya da aktif antipsikotik fraksiyonun fannakokinetikleri üzerinde belirgin etki göstermedikleri belirlenmiştir.
5.3 Klinik öncesi güvenilirlik verileri
Seksüel olarak immatüre sıçan ve köpeklerde dozlamamn başlatıldığı (sub)kronik toksisİte çalışmalarında, erkek ve dişi genİtal yolu ile meme bezlerinde doza bağlı etkiler gözlenmiştir. Bu etkiler, risperİdonun dopamin D2 reseptörünü bloke etmesi sonucu oluşan yüksek serum prolaktin seviyelerine bağlıdır.
Aynı zamanda doku kültürü çalışmaları insan meme tümörlerindeki hücre büyümesinin prolaktin ile uyarıl ab ileceğin i düşündürmektedir. Risperidon sıçan ve tavşanda teratojenik bulunmamıştır. Risperidon ile yapılan sıçan üreme çalışmalarında, ebeveynlerin çiftleşme davranışında ve dölün doğum ağırlığı ve sağkahmı üzerinde advers etkiler görülmüştür. Sıçanlarda risperidona rahim içi maruziyet yetişkinlikte kognitif yetmezlik ile ilişkilendirilmiştir. Gebe hayvanlara uygulandığında diğer dopamin antagonistieri dölün öğrenme ve motor gelişimi üzerinde negatif etkilere neden olmuştur, Juvenil sıçanlarla yapılan bir toksisite çalışmasında artmış yavru mortalitesi ve fiziksel gelişimde bir gecikme gözlenmiştir, Juvenil köpeklerle yapılan 40 haftalık bir çalışmada seksüel olgunlaşma gecikmiştir. Adolesanlarda EAA bazında maksimum insan dozunun 3.6 katı bir dozda (1.5 mg/gün) uzun kemik büyümesi etkilenmemiştir; etkiler adolesanlarda EAA bazında maksimum insan dozunun 15 katı bir dozda gözlenmiştir.
Bir dizi testte risperidonun genotoksik olmadığı bulunmuştur. Sıçanlarda ve farelerde risperidona ilişkin oral karsinojenisite çalışmalarında hipoilz bezi adenomaları (fare), endokrin pankreas adenomları (sıçan) ve meme bezi adenomlarında (her iki tür) artışlar görülmüştür. Bu tümörler uzamış dopamin D; antagonizmi ve hiperprolaktinemİsi ile İlişkili olabilir. Sıçanlardaki bu tümör bulgularının insan riski açısından ilgisi bilinmemektedir. In vitro ve in vİvo hayvan modelleri yüksek dozlardaki risperidonun hastalarda teorik olarak artmış Torsade de Pointes riski ile ilişkilendirilmiş QT aralığı uzamasına neden olabileceğini göstermektedir.
6. farmasöti̇k özelli̇kler
6.1 yardımcı maddelerin listesi
Polakrileks reçine
Jelatin
Mannİtol
Glisİn
Simetikon
Karbomer
Sodyum hidroksit
Aspartam
Kırmızı demir oksit
Nane yağı
Ksantan sakızı
6.2
Bilinen herhangi bir geçimsizliği bulunmamakladır.
6.3 raf ömrü
24 ay
6.4 saklamaya yönelik özel tedbirler
15–30"C'nin arasındaki oda sıcaklığında saklayınız.
6.5 ambalajın niteliği ve içeriği
Film/Folyo Blister:
PVC-PE-PCTFE/Al blister
Her karton kutu, 28 veya 56 tablet içerir.
6.6 beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği" ve “Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmelik”Ierine uygun olarak imha edilmelidir.
7. ruhsat sahi̇bi̇
Johnson and Johnson Sıhhi Malzeme San. ve Tic. Lld. Şti.,
Kavacık Mahallesi Ertürk Sokak Keçeli Plaza No: 13 Kavacık, Beykoz-îstanbu!
Tel: 02165382000
Faks: 0 216 538 23 69
8. ruhsat numarasi
124/43
9. i̇lk ruhsat tari̇hi̇/ruhsat yeni̇leme tari̇hi̇
İlk ruhsat tarihi: 27.03.2008
Ruhsat yenileme tarihi: