KISA ÜRÜN BİLGİSİ - PIRUCIN 50 MG/25 ML IV/INTRAVESIKAL LIYOFILIZE TOZ FLAKON
PİRUCİN 50 mg/25 mİ Î.V./ intravesikal enjeksiyon için liyofilize toz içeren flakon
2. KALITATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM
Her bir flakon 50 mg epirubisin hİdroklorür içerir.
Laktoz monohidrat 263.15 mg
Yardımcı maddeler için bkz. Bölüm 6.1.
3. farmasöti̇k form
İntravenöz/İntravesikal enjeksiyon için liyofilize toz
Renksiz cam flakonlar içersinde, turuncıı-kırmızı renkte, gözenekli liyofilize kek veya kütle
4. kli̇ni̇k özelli̇kler
4.1. terapötik endikasyonlar
Epirubisin bir dizi ncoplastİk durumların tedavisinde kullanılır:
Meme, över, mide, akciğer ve kolorektal karsinomalar Malign lenfoma Lösemi Multiple miyelomaEpirubisin İntravesikal uygulandığında, aşağıdaki tedavilerde yararlı olduğu gösterilmiştir:
İn-situ karsinoma Mesanenin papillcr transisyonel hücreli karsinomu Transüretral rezeksiyondan sonra yüzeyel mesane karsinomunda nükslerin önlenmesinde4.2. Pozoloji ve uygulama şeklî
Konvansiyonel dozlar:
Epirubisin tek ajan olarak kullanıldığında, yetişkinlerde Önerilen doz 60–90 mg/m2’dir ve İntravenöz olarak enjekte edilmelidir. Hastanın hematolojik durumu ve kemik iliği işlevine bağh olarak, doz 21 günlük aralıklarla tekrarlanmalıdır.
Eğer toksisite belirtileri ağır nötropeni/nötropenik ateş ve trombositopeniyi içeriyorsa (21. güne kadar süren), doz değişimi veya sonraki dozun ertelenmesi gerekebilir.
Yüksek dozlar:
Yüksek doz akciğer kanserinin tedavisi için tek ajan olarak epirubisin aşağıdaki tedavi rejimlerine göre uygulanmalıdır:
– Küçük hücreli akciğer kanseri (önceden tedavi edilmemiş): 3 haftada bir, 1. gün 120 mg/m2.
Yüksek doz tedavi için, epirubisin 3–5 dakikalık bir sürede intravenöz bolus şeklinde veya 30 dakika boyunca infüzyon şeklinde verilebilir.
Meme kanseri:
Pozitif lenf nodüllü, erken dönem meme kanseri hastalarının adjuvan tedavisinde, epirubİsİnİn intravenöz dozları 100 mg/m2 (I. günde tek doz olarak) ile 120 mg/m2 aralığında (1. ve 8. günlerde bölünmüş iki doz halinde), 3–4 haftada bir, intravenöz siklofosfamit ve 5-fluorourasİI ve oral tamoksİfen İle kombinasyonları şeklinde önerilir.
Kemik iliği fonksiyonları daha önce gördüğü kemoterapi veya radyoterapi nedeniyle, hastanın yaşı nedeniyle ya da neoplastik kemik iliği infıltrasyonu nedeniyle zarar görmüş hastalarda, daha düşük dozlar (konvensiyonel tedavide 60–75 mg/m2 ve yüksek doz tedavide 105–120 mg/m2) tavsiye edilmektedir. Total doz her kürde birbirini izleyen 2–3 güne bölünebilir.
Epirubisin çeşitli tümörler için monoterapi ve kombinasyon kemoterapideki yaygın kullanımı aşağıda gösterildiği gibidir:
Kanser endikasyonları | --------------------------------------------------------------;---------------------------------------5------------------------------------------- Epirubisin dozları (mg/m ) | |
Monoterapi | Kombinasyon terapisi | |
Ovcr kanseri | 60–90 | 50–100 |
Mide kanseri | 60–90 | 50 |
Küçük hücreli akciğer kanseri (SCLC) | 120 | 120 |
Küçük hücreli dışı akciğer kanseri (NSCLC) | 135 ya da 145 | |
Kolorektal kanser | 60–90 | 20–50 |
Lösemi | 60–90 | 45 |
Multiple miyeloma | 60–90 | 20, ya da 60–90 |
Hodgkİn hastalığı | 60–90 | 25–50 |
Non-Hodgkin lenfoma | 60–90 | 60–90 yada daha düşük doz |
Mesane kanseri | 50 mg/50 mİ veya 80 mg/50 mİ (in situ karsinoma) Profilaksi: Haftada bir 50 mg/50 mİ 4 hafta, sonrasında ayda bir 11 ay. |
Dozlar genellikle 21 gün aralıklarla 1. gün veya ilk 3 gün verilir.
Kombinasyon tedavisi:
Epirubisin diğer sitotoksik ajanlarla kombine kullanıldığı takdirde dozlar tabloya göre azaltılmalıdır. Dozların yaygın kullanımı tabloda gösterildiği gibidir.
İntravesİkal uygulama:
Epirubisin yüzeyel mesane kanseri ve in situ karsinoma tedavisinde İntravesİkal uygulama İle verilir. Sİstemİk tedavinin veya cerrahi tedavinin daha uygun olduğu, mesane duvarına penetre olmuş invaziv tümörlerin tedavisinde bu yolla kullanılmamalıdır (bkz Bölüm 4.3). Epirubisin ayrıca, yüzeyel tümörlerin transüretral rezeksiyondan sonra nükslert Önlemek için profilaktik olarak İntravesİkal yolla başarılı bir şekilde kullanılmıştır.
Yüzeyel mesane kanseri tedavisi İçin önerilen rejim aşağıdaki dilüsyon tablosunda verilmiştir:
8 hafta süreyle haftada 50 mg/50 mİ dozunda (fizyolojik serum veya steril diştile suda seyreltilmiş) instilasyon şeklindedir.
Lokal toksisite durumunda dozun 30 mg/50 ml/ye düşürülmesi önerilmektedir.
İn situ karsinoma için, hastanın bireysel tolerabilitesine bağlı olarak 80 mg/50 ml’ye kadar artırılabilir.
Profilaksi için, 4 hafta süre ile haftada 50 mg/50 ml’lik uygulamadan sonra, 11 ay süreyle ayda I kez aynı dozda instilasyon şeklindedir.
Mesane instilasyon çözeltisi için seyreltme tablosu:
Epirubisin dozu | 2 mg/ml epirubisin enjeksiyonunun hacmi | Enjeksiyonluk su veya %0.9 fizyolojik serumun seyreltici hacmi | Total hacim |
30 mg | 15 mİ | 35 mİ | 50 mİ |
50 mg | 25 mİ | 25 mİ | 50 mİ |
80 mg | 40 mİ | 10 mİ | 50 mİ |
Çözelti 1–2 saat süreyle intravesikal olarak tutulmalıdır. İdrar İle gereksiz seyreltmeden kaçınmak için, instilasyondan Önceki 12 saat İçinde hastaya herhangi bir sıvı almaması söylenmelidir. İnstilasyon sırasında, hasta ara sıra çevrilmeli ve instilasyon süresi sonunda hastanın idrara çıkması söylenmelidir.
SADECE İNTRAVENÖZ VE İNTRAVESİKAL KULLANIMLAR İÇİNDİR.
İnfüzyon %0.9 sodyum klorür veya %5 glukoz İle hazırlanır.
İntravenöz uygulamada damar dışına sızmamasına dikkat edilmelidir (bkz. Bölüm 4.4). Eğer damar dışına sızma meydana gelirse, uygulama derhal durdurulmalı ve bir başka venden uygulamaya geçilmelidir.
özel popiilasyonlara ilişkin ek bilgiler
Böbrek yetmezliği:
Orta derece renal bozuklukta, bu yolla sınırlı miktar epîrubisin atılanından dolayı doz azaltılması gerekmez. Fakat serum kreatinini>5 mg/dl olan hastalarda doz ayarlaması gerekebilir.
Karaciğer yetmezliği:
Epirubisinin majör eliminasyon yolu hepatobiüyer sistemdir. Karaciğer fonksiyon bozukluğu olan hastalarda dozlar aşağıdaki serum bilirubin düzeyleri baz alınarak
azaltılmalıdır; Serum Bilirubin 24–51 gmol/1 >51 pmol/l
Doz Azaltılması
%50
%75
Epirubisinin pediyatrik hastalarda güvenilirliği ve etkinliği belirlenmemiştir.
Geriyatrik popîilasyon:
Gcriyatrik hastalarda özel doz önerileri bulunmamaktadır.
4.3. kontrendikasyonlar
Epîrubİsine veya içeriğindeki diğer yardımcı maddelere ve/veya diğer antrasiklinlcr vc antrasenedİonlara aşırı duyarlılığı olan hastalarda Öncesinde diğer antineoplastik ajanlar veya radyoterapi İle tedavi nedeniyle mİyelosüpresyon gelişmiş hastalarda Doksorubİsİn veya daunorobisin gibi diğer antrasiklinlerinin maksimum kümülatif dozları ile tedavi edilen hastalarda Mevcut veya önceden bir kardiyak rahatsızlık öyküsü olan hastalarda (4. derece musküler kalp yetmezliği, akut kalp krizi ve 3. ve 4. derece musküler kalp yetmezliğine sebep olan önceden yaşanmış kalp krizi, akut inflamatuar kalp rahatsızlıkları, ciddi hemodinamik sonuçlan olan aritmi) Akut sistemik enfeksiyonla hastalarda♦ Ciddi karaciğer yetmezliği olan hastalarda
l.aktasyon döneminde (bkz. Bölüm 4.6)İntravesikal uygulamada epirubİsİn aşağıdaki durumlarda küntrendikedir:
İdrar yolu enfeksiyonları Mesane duvarına penetre olmuş İnvaziv tümörler Kateterizasyon problemleri Vesikal inflamasyon Rezidüel idrarın yüksek hacimde olması Daralmış mesane4,4. özel kullanım uyarıları ve önlemleri
Epirubisin, sadece kemoterapötik ajanlarla tedavi deneyimi olan doktorun gözetimi altında uygulanmalıdır. Özellikle yüksek doz epirubisin tedavisini takiben tedavi ve miyelosupresyona bağlı gelişebilecek olası komplikasyonların yönetilmesi için tanı ve tedavi olanaklarının mevcut olması gerekir.
Epirubisinin enjeksiyon sırasında damar dışına sızması ciddi doku lezyonları ve nekroza yol açabilir. Küçük damarlara enjeksiyon veya aynı damara tekrarlayan enjeksiyonlar venöz skleroz İle sonuçlanabilir.
Epirubisinle tedavi başlangıcında, çeşitli laboratuvar parametrelerinin ve kalp fonksiyonlarının dikkatli bir şekilde incelenmesi gerekir.
Her tedavi siklusundan önce ve tedavi siklusu süresince, kırmızı ve beyaz kan hücreleri, nötrofıl ve trombosit sayıları dikkatle ölçülmelidir. Lökopenİ ve nötropeni, konvansiyonel ve yüksek dozlarda genellikle geçicidir, 10. ve 14. günler arasında en alt düzeye ulaşır ve 21. günde normal değerlere geri döner; bunlar yüksek doz şeması ile daha ciddidir. Yüksek doz uygulansa dahi çok az hastada trombositopeni (<100.000 trombosit / mm3) gelişmektedir.
Hastalar epirubisinle tedaviye başlamadan önce, varsa ciddi stomatİt ve mukozit yeterince iyileştin Imelidir.
Epirubisinin maksimum kümülatif dozları hesaplanırken, birlikte kullanılan herhangi bîr başka potansiyel kardiyotoksik tedavi de hesaba katılmalıdır. Hem konvansiyonel hem de yüksek dozaj şemasında 900–1000 mg/m ’lik bir kümülatif dozun aşılması durumunda çok daha fazla dikkat edilmelidir. Bu seviyenin üzerinde irreversibi konjestif kalp yetmezliği riski oldukça artar. Her tedavi siklusundan önce ve sonra EKG alınması önerilmektedir. T dalgasının düzleşmesi veya tersine dönmesi, S-T segmenti depresyonu veya aritmi başlangıcı gibi EKG değişiklikleri genellikle geçici ve rcversibldır, tedavinin kesilmesini gerektirecek bir gösterge olarak ele alınması gerekli değildir. 900 mg/m2’den düşük olan kümülatif dozlarla kardiyotoksisitenin nadiren oluştuğu ispatlanmıştır. Ancak, diğer antrasiklİnler için tanımlanan kalp yetmezliği riskini en aza indirmek için, tedavi sırasında kalp fonksiyonları dikkatle izlenmelidir. Kalp yetmezliği durumunda epirubisinle tedavi kesilmelidir.
Antrasiklinlerle oluşan kardİyomiyopati; QRS voltajında İnatçı bir düşme, sistolik aralığın (PEP / LVET) normal limitlerin altında uzaması ve ejeksİyon fraksiyonun düşmesi ile İlişkilidir. Epirubisin tedavisi alan hastaların kardiyak yönden izlenmesi oldukça önemlidir invazif olmayan tekniklerle kardiyak fonksiyonların değerlendirilmesi tavsiye edilebilir. Elektrokardiyogram (EKG) değişiklikleri antrasiklinle indüklenmİş kardiyomiyopatinin göstergesi olabilir, fakat EKG antrasiklin ilişkili kardiyomiyopatinin izlenmesi için hassas veya spesifik bîr metod değildir. Tedavi süresince sol ventrİküler ejeksiyon fraksiyonunun (LVEF) düzenli olarak İzlenmesi, fonksiyon bozukluğunun İlk belirtisinde epirubisinin acilen kesilmesiyle ciddi kardiyak hasar riski azaltılabilir. Kardİyak fonksiyonların tekrar değerlendirilmesinde tercih edilen metod, sol ventrİküler ejeksiyon fraksiyonu (LVEF) değerlerinin multiple-gated radyonüklid anjiografi (MUGA) veya ekokardiyografı (EKO) ile ölçülmesidir. Özellikle kardiyotoksisite artışında risk faktörleri bulunan hastalarda bir EKG ve M LJG A görüntülemesi veya bir eko kardiyografiyle temel kardiyak değerlendirme tavsiye edilir. Özellikle daha yüksek kümülatif antrasiklin dozlarında, sol ventrİküler ejeksiyon fraksiyonunun tekrarlayan EKO veya MUGA ölçümleri yapılmalıdır. Değerlendirme için kullanılan teknik izlemeye uygun olmalıdır. Risk faktörü taşıyan hastalarda, özellikle öncesinde antrasiklin ve antrasenedion kullanımında, kardiyak fonksiyonları sıkı bir şekilde takip edilmelidir.
Kalp yetmezliği, tedavi kesildikten birkaç hafta sonra bile ortaya çıkabilir ve spesifik tıbbi tedaviye yanıtsız kalabilir. Bu tedavi ile birlikte veya daha önceden mediastinal perikardiyal bölgeye radyoterapi uygulanan veya potansiyel kardiyotoksik ilaçlarla tedavi olmuş hastalarda potansiyel kardiyotoksisite riski artabilir (bkz. Bölüm 4.5).
Diğer sitotoksik ajanlar gibi epİrubisin de, neoplastik hücrelerin hızlı parçalanmasının bir sonucu olarak hiperürisemi oluşturabilir. Kan ürik asit seviyeleri dikkatlice kontrol edilmelidir. Böylece bu olgu tanınabilir ve kontrol altına alınabilir. Hİdrasyon, idrar alkalizasyonu ve allopurînol ile profilaksi, hiperürisemiyi önleyerek, tümör lizis sendromunun potansiyel komplikasyonlarını minimize edebilir.
Böbrek fonksiyonları azalmış hastalarda tedaviye başlamadan önce ve tedavi sırasında serum kreatin seviyesi değerlendirilmelidir (bkz. Bölüm 4.2).
Tedaviye başlamadan önce ve tedavi sırasında karaciğer fonksiyonu değerlendirilmelidir (SGOT, SGPT, alkali fosfataz ve bilirubin) (bkz. Bölüm 4.2).
Epirubisinin intravesikal yolla uygulanması kimyasal sistit semptomlarına (disüri, poliüri, noktüri, strangüri, hematüri, mesane rahatsızlığı, mesane duvarında nekroz gibi) ve mesane daralmasına neden olabilir. Kateterizasyon problemleri için özel dikkat gerekir (örneğin; büyük intravesikal tümörden dolayı üretral tıkanıklık).
Epİrubisin, uygulamadan sonra 1–2 gün idrara kırmızı renk verebilir.
Epirubisin, her 25 ml’lik dozunda 250 mg laktoz içermektedir. Nadir kalıtımsal galaktoz intoleransı, Lapp laktoz yetmezliği ya da glikoz-galaktoz malabsorpsiyon problemi olan hastaların bu ilacı kullanmamaları gerekir.
4.5. diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
Epİrubisinin diğer ilaçlarla karıştırılması tavsiye edilmez. Ancak diğer antikanser ilaçlarla kombine olarak kullanılabilir.
Epİrubisinin; simetİdin, deksverapamil, deksrazoksan, dosetaksel, interferon a2b, paklitaksel ve kinin ile İlaç etkileşiminin olduğu gözlenmiştir.
Her 3 haftada 100 mg/m2 epirubisinden önce günde İki kere 400 mg simetİdin verilmesi epirubİsİn EAA değerlerinde %50 ve epİrubisİnolün EAA değerlerinde %41 artışa neden olmuştur.
Epİrubisİn tedavi öncesinde yüksek dozlarda deksrazoksan (900 mg/m ve 1200 mg/m ) uygulanması, epirubisinİn sistcmik klerensİni artırabilir ve EAA’de azalma ile sonuçlanabilir.
Yapılan bir çalışmada dosetakselİn, epirubisinden hemen sonra atımında epirubisin metabolitlerinin plazma konsantrasyonunu artırabileceği bulunmuştur.
İnterferon a2b ile birlikte uygulanması epİrubİsİnin terminal eliminasyon yarı ömrünün ve toplam klerensİnin düşmesine sebep olabilir.
Paklitaksel, epirubisinİn ve metaboliti olan epirubisinolün farmakokİnetiğini etkileyebilir. Yapılan bir çalışmada paklitakselin epirubisinden önce ve sonra alınması karşılaştırıldığında, epirubisinden önce alınmasının hematolojik olarak çok daha toksik olduğu görülmüştür. Yapılan bir çalışma epİrubİsİnin paklitakselin klerensini azalttığını göstermiştir.
Kinin epirubisinİn kandan dokulara başlangıç dağılımını hızlandırabilir ve kırmızı kan hücrelerindeki oranını etkileyebilir.
Epİrubisinin diğer sitotoksik ajanlarla kombine kullanımı miyelotoksisite artışıyla sonuçlanabilir.
Kemik İliğini etkileyen ilaçlarla (örneğin; sitotoksik ajanlar, sulfonamid, kloramfenikol, difenilhidantoin, amidopİrİn ve türevleri, antiretroviral ajanlar) tedavide belirgin hematopoez rahatsızlığı olasılığı unutulmamalıdır.
Beraberinde kardîyotoksİk ajanlarla (5-fluorourasil, siklofosfamİt, sİsplatin, taksanlar gibi) ya da beraberinde veya öncesinde mediastinal bölgeye radyoterapi almış hastalarda potansiyel kardiyotoksİsİte riski artabilir.
Eptrubisinîn kalsiyum kanal blokerlerİ gibi diğer ilaçlarla beraberinde kullanımı kalp krizine yol açabilir, bundan dolayı kalp fonksiyonları tedavinin başından sonuna kadar izlenmelidir.
Epirubisin başlıca karaciğerde metabolize olur, karaciğerde metabolİze olan diğer ilaçlarla birlikte kullanımı epirubisinin metabolizma ve farmakokinetiğini ve bunun sonucunda etkinlik ve/veya toksisitesinİ etkileyebilir.
Bu İlacın canlı aşılarla kombinasyonundan kaçınılmalıdır.
Etkileşim çalışması yapılmamıştır.
Geriyatrik popiilasyon:
Etkileşim çalışması yapılmamıştır.
4.6. gebelik ve laktasyongebelik kategorisi: d
Çocuk doğurma potansiyali bulunan kadınlar / Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)
Epirubisin genotoksik etkilere sahiptir. Bu nedenle epİrubİsİnle tedavi edilen erkek hastalara tedavi süresince ve tedaviden 6 ay sonrasına kadar baba olmaması ve epirubisİnle tedaviye bağlı olası infertİlite sebebiyle önceden spermlerin korunması konusunda tavsiyede bulunulmalıdır. Kadınlar epirubisin tedavisi sırasında hamile kalmamalıdır.
Kadın ve erkekler tedavi süresi boyunca ve tedaviden 6 ay sonrasına kadar etkili bir kontrasepsif yöntem kullanmalıdır.
Epirubisinin gebelik ve/veya fetus/yeni doğan üzerinde zararlı farmakolojik etkileri bulunmaktadır.
Kadın ve erkekler epirubisin aliminin üreme üzerindeki potansiyel yan etkileri hakkında bilgilendirilmelidir. Çocuk sahibi olma potansiyelindeki kadınlar fetüs üzerindeki potansiyel tehlikesi hakkında tamamen bilgilendirilmelidirler ve epirubisin tedavisi sırasında hamile kalma durumunda olası genetik danışmanlık gözönünde bulundurulmalıdırlar. Kanser kemoterapisinde epirubîsİn, hamile kadınlarda veya hamile kalma olasılığı bulunan kadınlarda; anneye potansiyel yararları, fetüsteki olası risklere ağır basmadıkça kullanılmamalıdır.
Epİrubİsİn gerekli olmadıkça gebelik döneminde kullanılmamalıdır.
Laktasyon dönemi
Epirubisinİn anne sütüne geçip geçmediği bilinmemektedir. Fakat diğer antrasiklinleri içeren bir çok ilaç, anne sütüne geçmektedir. Potansiyel ciddi yan etkilerinden dolayı tedavi süresince ve Öncesinde emzirme durdurulmalıdır.
Laktasyon döneminde kontrendikedİr (bkz. Bölüm 4.3).
Üreme yeteneği/Fertilite:
Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalarda üreme toksİsİtesİ göstermiştir (bkz. Bölüm 5.3). İnsanlardaki potansiyel risk bilinmemektedir. Epirubisinİn insan fertilitesine veya teratojenezise neden olduğuna dair kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Bununla birlikte deneysel veriler epirubisinin fetüse zarar verebileceğini ortaya koymuştur. Diğer antikanser ajanlar gibi epİrubisin de hayvanlar üzerinde mutajenik ve karsinojenİk özellikler göstermiştir.
4.7. araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
Olası istenmeyen etkilerine bağlı olarak epİrubisin araç ve makine kullanma yeteneğini bozabilir.
4.8. i̇stenmeyen etkiler
Bozulmuş hematopoetİk sistem ile ilgili ve gastrointestinal şikayetler en belirgin istenmeyen yan etkilerdir.
Advcrs reaksiyonlar, sistem organ sınıfı ve görülme sıklığına göre aşağıdaki gibi sıralanmıştır: Çok yaygın (>1/10); yaygın (> 1/100 İla < l/l 0); yaygın olmayan (> 1/1.000 ila < l/l 00); seyrek (>1/10.000 ila < I/1.000); çok seyrek (< 1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor)
Enfeksiyonlar ve enfestasyonlar
Yaygın: Enfeksiyon
Seyrek: Miyelosupresyon sonucunda, ateş, enfeksiyon, pnömonİ, septisemi, septik şok, doku hipoksisi meydana gelebilir ve hatta ölüme bile yol açabilir.
Seyrek: ÜNA’yı hasara uğratan antineoplastik ajanlarla eş zamanlı olarak epirubisin ile tedavi edilen hastalarda pre-lösenıik olsun veya olmasın, sekonder akut miyeloid löseminin gelişmesi nadiren bildirilmiştir. Böyle vakalar kısa (1–3 yıl) latent periyoda sahiptir. Kan ve lenf sistemi hastalıkları
Çok yaygın: Miyelosupresyon, granülosİtopenİ, lökositopeni, trombositopeni, nötropeni
Yaygın: Anemi, hemoraji
Epİrubisinin yüksek dozları, çeşitli solid tümörleri olan ve önceden tedavi görmemiş çok sayıda hastaya güvenle uygulanmıştır ve hastaların çoğunluğunda görülen reversibl ağır nötropeni dışında (<500 nötrofıl/mm3, 7 gün için), İstenmeyen etkiler konvansiyonel dozlarda görülenlerden farklı değildir. Sadece birkaç hastada, yüksek dozlarda ciddi enfeksiyöz komplikasyonlara karşı, hastanede tedavi ve destekleyici tedavi gerekmiştir.
Bağışıklık sistemi hastalıkları
Yaygın: İntravesikal uygulama sonrası alerjik reaksiyonlar
Yaygın olmayan: Işığa karşı duyarlılık ya da radyoterapi durumlarında hipersensİtivİte (recall fenomeni)
Seyrek: Anafİlaksİ (deri döküntüsü, kaşıntı, hipcrprcksİ ve titremeyi içeren şok İle veya şoksuz anafılaktik / anafilaktoid reaksiyonlar)
Yaygın: Anoreksi
Seyrek: Hiperürisemi (neoplastik hücrelerin hızlı lizisi sonucu olarak)
Seyrek: Baş dönmesi
Bilinmiyor: Konjonktivit, keratİt
Kardiyak hastalıkları
Yaygın: Kardiyotoksisite (EKG değişiklikleri, taşikardi, aritmi, kardİyomiyopati, ventriküler taşikardi, bradikardİ, AV blok, dal bloku), konjestif kalp yetmezliği, (dispne, ödem, karaciğer büyümesi, assit, pulmoner ödem, plevral efüzyon, galop ritmi) (bkz. Bölüm 4.4)
Yaygın olmayan: Tromboflebit, flebit
Bilinmiyor: Şok, pulmoner embolizmi İçeren rastlantısal tromboembolİk olaylar
Çok yaygın: Tedaviye başlandıktan 5–10 gün sonra mukozit görülebilir ve genelde ağrılı erozyon bölgeleri olan stomatİte yol açar, özellikle dilin kenarlan boyunca ve sublîngual mukozada görülür.
Yaygın: Bulantı, kusma, dehidrasyonla sonuçlanan dîyare, iştah kaybı ve abdominal ağrı, özofajil ve oral mukozanın hiperpigmentasyonu
Çok yaygın; Tedavi edilen vakaların %60–90’ında görülen alopesi (normalde reversİbldır), erkeklerde sakal gelişimi eksikliği
Yaygın: Sıcak basması
Yaygın olmayan: Derinin ışığa karşı sensitivitesi, deri ve tırnaklarda pigmentasyon
Seyrek: Ürtİker
Bilinmiyor: Lokal toksisİte, deride batma hissi, döküntü, deri değişiklikleri, eritem
Çok yaygın: Uygulamadan sonra 1–2 gün idrarda kırmızı renk
Yaygın: İntravesikal uygulama sonrası yanma hissi gibi bölgesel reaksiyonlar, sık sık idrara çıkma ve bazen hemorajİ
Üreme sistemi ve meme hastalıkları
Seyrek: Amenore, azospermİ
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar
Yaygın: Damar intüzyonu boyunca kızarma, lokal flebit, fleboskleroz, lokal ağrı ve doku nekrozu (kaza ile paravenöz enjeksiyonu takiben)
Yaygın olmayan: Baş ağrısı
Seyrek: Ateş, üşüme, halsizlik, kırıklık
Seyrek: Transaminaz seviyelerinde artış
Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli İlaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, İlacın yarar / risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir (; e-posta: ; tel: 0800 314 00 08; faks: 0312 218 35 99).
4.9. doz aşımı ve tedavisi
Epirubisinin çok yüksek tek dozları 24 saat İçinde akut miyokardiyal dejenerasyon ve 10–14 gün içinde ciddi mİyelosupresyona sebep olabilir. Bu süre İçerinde hastaya destekleyici tedavi uygulanmalı, kan transfüzyonları ve koruyucu İzolasyon (geri döndürme bakımı) gibi tedbirlerden yararlanılmalıdır. Antrasiklinlerle birlikte doz aşımından sonraki 6 aya kadar, gecikmiş bir kardiyak yetmezlik görülmüştür. Hastalar dikkatle gözlenmeli ve eğer kalp yetmezliği belirtileri artarsa, konvansiyonel çizgide devam edilmelidir.
Epirubisİn doz aşımı durumunda tedavisi semptomatİktir ve diyaliz edilebilir değildir.
5. farmakoloji̇k özelli̇kler
5.1. farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grup: Antineoplastik ajan, antrasİklinler ve benzerleri
ATC kodu: L01DB03
Epirubisİn antrasİklinler grubundan sİtotoksİk etkili bir antibiyotiktir.
Epirubisinin etki mekanizması DNA’ya bağlanabilme özelliği ile il i şkilend İrilmektedir. Hücre kültürü çalışmaları, epirubisinin hücreye hızla penetre olduğunu, nükleusta lokalize olduğunu, nükleik asit sentezini ve mitozu inhibc ettiğini göstermiştir.
Epirubisinin, LI210 ve P388 lösemileri ve SAİ80 sarkomalar (solİd ve assitik), B16 melanoma, meme karsinomu, Lewis akciğer karsinomu ve 38 kolon karsinomu dahil olmak üzere, deneysel olarak oluşturulan geniş spektrumlu tümörlere karşı etkili olduğu kanıtlanmıştır. Epirubisinin, timüsü çıkarılmış tüysüz farelerde transplantasyonu yapılan insan tümörlerine (melanoma, meme, akciğer, prostat ve över karsinomları) karşı da aktif olduğu gösterilmiştir.
5.2. Farınakokinetik özellikler
Epirubisİn HC1 turuncu-kırmızı renkli tozdur. Suda ve metanolde çözünür, susuz etanolde az çözünür, asetonda çözünmez.
Emİlim:
İntravenöz uygulandığında, uygulama yolu nedeniyle veri yoktur.
Mesane in situ kanserli hastalar üzerinde yapılan farmakokinetik çalışmalarda intravesikal instîlasyondan sonra plazma epirubisin seviyeleri genel anlamda düşmüştür (<10 ng/ml). Bu da anlamlı bir sistemik emilİm olarak kabul edilmez. Mesane mukoza lezyonlu hastalarda (kist, tümör, operasyon gibi) yüksek bir emİlim hızı beklenir.
Dağılım:
Epirubisin intravenöz uygulandıktan sonra dokulara dağılımı hızlı ve yaygındır.
Proteinlere bağlanma: Epirubisin %77 oranında proteinlere bağlanır.
Bi votransformas yon:
Tanımlanan ana metabolitler epirubİsİnol (13-OH epirubisin) ve epirubisin ve epirubisinolün glukuronidleridir.
4'-0-glukuronİdasyonu, doksorubisinden epİrubisînİ ayırır ve epirubİsİnİn daha hızlı elimİnasyon ve azalmış toksisitesine açıklama getirebilir. Epirubİsİnİn ana metaboliti olan 13-OH türevinin (epirubİsİnol) plazma seviyeleri daima epirubisinden düşüktür ve değişmeden atılan ilacın tamamıyla neredeyse paraleldir.
Elimİnasyon:
Epirubisin esas olarak karaciğerden elimine olur; yüksek plazma klerens değerleri (0,91 / min) bu yavaş elİmİnasyonun yaygın doku dağılımından kaynaklandığım gösterir. Alınan dozun yaklaşık olarak %9-lû’u 48 saat içinde idrarla atıhr.
Bİlİyer atılım majör elimİnasyon yoludur. 72 saat içinde alınan dozun %40 kadarı safrada geri kazanılır. İlaç kan beyin bariyerini geçemez.
Doğrusallık / doğrusal olmayan durum:
Hepatik ve renal fonksiyonları normal olan hastalarda, ilacın 60–150 mg/m2 dozda intravenöz enjeksiyonundan sonraki plazma seviyeleri, hızlı bir ilk faz ve 40 saat civarında ortalama yan ömürle yavaş terminal faz İla üçlü eksponansİyel düşüş modeli takip eder. Bu dozlar hem plazma klerens değerleri hem metabolik yolak açısından farmakokinetik lineerlik limitleri İçindedir. 60–120 mg/m doz arasında yaygın bir lineer farmakokinetik vardır, 150 mg/m ’de ise doz lineerliği sınırdadır.
5.3. klinik öncesi güvenlilik verileri
Epirubisinin tekrarlayan dozlarının izlenmesinde sıçan, tavşan ve köpeklerde, hemolenfopoetik sistem, G1 kanal, böbrek, karaciğer ve üreme organları hedef organlardır. Epirubisin tavşan, sıçan ve köpeklerde aynı zamanda kardiyotoksiktir.
Epirubisin diğer antrasiklinler gibi, sıçanlarda mutajenik, gcnotoksik, embriyotoksik ve karsinojeniktir.
Sıçan veya tavşanlarda mal formasyonlar görülmemiştir fakat diğer antrasiklinler ve sitotoksik ilaçlar gibi epirubisin de potansiyel teratojenİk olarak dikkate alınmalıdır.
Sıçan ve farelerde yapılan bir lokal tolerans çalışmasında, epirubisinin damar dışına sızması durumunda doku nekrozuna yol açtığı görülmüştür.
6. farmasöti̇k özelli̇kleri̇
6.1. yardımcı maddelerin listesi
Laktoz monohidrat
Metil paraben
Enjeksiyonluk su
6.2. geçimsizlikler
Sodyum bikarbonat içeren alkali pH’dakî herhangi bir çözelti ilacın hidrolizi ile sonuçlanabileceğinden, uzun süre temastan kaçınılmalıdır.
Epirubisin, enjeksiyon veya dİlüe çözeltileri diğer ilaçlarla karıştırılmamalıdır (heparinle fiziksel geçimsizliği rapor edilmiştir).
6.3. raf ömrü
24 ay.
6.4. Saklamaya yönelik özel tedbîrler
25°C’nin altındaki oda sıcaklığında ışıktan koruyarak saklayınız.
Sulandırılmış ürün oda koşullarında (25°C’de) saklandığında 24 saat, buzdolabında (2–8°C’de) saklandığında 48 saat stabildir.
6.5. ambalajın niteliği ve içeriği
Tip III camdan yapılmış renksiz cam flakonlar-flip off alüminyum emniyet kapsülü ile kapatılmış çentikli tıpa.
Her bir karton kutu; 1 adet flakon ve 25 mİ enjeksiyonluk su içeren ampul İhtiva etmektedir.
6.6. beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller ‘Tıbbi atıkların kontrolü yönetmeliği’ ve ‘Ambalaj ve ambalaj atıklarının kontrolü yönetmeliği’ne uygun olarak imha edilmelidir.
İntüzyon çözeltisi eğitimiİ kişiler tarafından, aseptik koşullar altında hazırlanmahdır.
İlaç hazırlama işlemi için belirlenmiş bîr aseptik alanda yapılmalıdır.
Epirubİsİn uygulayacak kişi yeterli koruyuculukta tek kullanımlık eldiven, gözlük, elbise ve maske giymelidir.
Tıbbi ürünün göz ile kazara temasından kaçınılarak önlemler alınmalıdır. Göz il temas halinde derhal bol su ya da %0.9 sodyum klorür çözeltisi ile yıkanmalıdır.
Deri ile teması halinde etkilenen bölge derhal bol su ve sabun ya da sodyum bikarbonat çözeltisi ile yıkanmalıdır. Ancak deri fırça kullanılarak aşındırılmamahdır. Eldivenler çıkarıldıktan sonra eller herzaman yıkanmalıdır.
Etrafa dökülme veya sızma durumunda dilüe sodyum hipoklorit çözeltisi (%1 hazır klorid) ile tercihen ıslatılıp ve sonra su İle temİzlenmelidir.
Hamile personel sitotoksik ilaç hazırlamamalıdır.
Sitotoksİk medİkal ürünlerin kullanımı sırasında materyallerin atılmasına yeterince dikkat ve önem verilmelidir.
7. ruhsat sahi̇bi̇
Saba İlaç San. ve Tic. A.Ş,
Halkalı Merkez Mah. Basın Ekspres Cad. Noıl Katıl
34303 Küçükçekmece/İSTANBUL
Tel : 0212 692 92 20
Fas: 0212 697 70 85
8. ruhsat numarasi
226/70
9. i̇lk ruhsat tari̇hi̇/ruhsat yeni̇leme tari̇hi̇
İlk ruhsatlandırma tarihi: 24.11.2010
Ruhsat yenileme tarihi: