KISA ÜRÜN BİLGİSİ - ONCOPOZİD 100 MG/5 ML I.V. İNFÜZYONLUK KONSANTRE ÇÖZELTİ
1. beşeri̇ tibbi̇ ürünün adi
ONCOPOZİD 100 mg/5 mL I.V. infüzyonluk konsantre çözelti
Stitotoksik, steril
2. kali̇tati̇f ve kanti̇tati̇f bi̇leşi̇m
1 mL çözelti 20 mg etoposid içerir. Her bir 5 mL’lik flakon 100 mg etoposid içerir.
Saf etanol....... 158 mg/mL
Yardımcı maddeler için 6.1’e bakınız.
3. farmasöti̇k form
İnfüzyonluk konsantre çözelti.
Renksiz veya açık sarı renkte berrak, hafif viskoz çözelti
4. kli̇ni̇k özelli̇kler
4.1. terapötik endikasyonlar
Etoposid intravenöz yoldan kullanılan bir antineoplastik ajandır. Tek başına veya diğer antineoplastik ajanlarla birlikte kullanılabilir.
Etoposid küçük hücreli akciğer kanserinde etkinliği kanıtlanmış diğer kemoterapötik ajanlarla kombine şekilde ve seminomatöz olmayan testis karsinomu tedavisinde uygun cerrahi, kemoterapi veya radyoterapi tedavisi almış hastalarda, etkinliği kanıtlanmış diğer kemoterapötik ajanlarla kombine şekilde kullanılabilir.
Ayrıca, küçük hücreli olmayan akciğer kanserinin palyatif tedavisinde, Hodgkin hastalığının yeniden indüksiyon tedavisinde, Hodgkin dışı lenfoma (non-Hodgkin lenfoma) ve akut myelositik löseminin indüksiyon tedavisinde ve koriyon karsinomanın indüksiyon ve yeniden indüksiyon tedavisinde objektif yanıt alınabileceği gösterilmiştir.
4.2. pozoloji ve uygulama şekli
Pozoloji:
Erişkinler:
Dozaj, etoposidin tek başına veya diğer sitostatik ajanlarla kombine verilip verilmediğine bağlıdır. Önerilen ONCOPOZİD dozu, birbirini takip eden beş gün boyunca IV olarak günlük 60–120 mg/m2’dir.
Etoposidin miyelosüpresif etkisi nedeniyle tedavi kürleri 10 ila 20 gün aralığından daha sık tekrarlanmamalıdır. Hematolojik olmayan endikasyonlar için tedavi 21 günlük aralıktan daha sık tekrarlanmamalıdır.
Etoposid yaygın olarak, 5 gün boyunca günde 100 mg/m2 veya 1., 3. ve 5. günlerde uygulanan günlük 120 mg/m2 şeklinde uygulanır.
Çözelti intravenöz infüzyonla minimum 30 dakika ila 60 dakika arasında verilmelidir. Yüz kızarması infüzyon hızının çok fazla olduğunun belirtisidir. Hasta toleransına bağlı olarak infüzyon süresi uzatılabilir.
Kemoterapi kürleri herhangi bir toksisitenin yeterince iyileşmesinden sonra 3–4 haftalık intervallerle tekrarlanır.
Etoposid miyelosupresyona neden olduğundan lökosit ve trombosit sayılarının normale dönmesine izin vermek için tedavi üç haftalık aralıklardan daha sık tekrarlanmamalıdır. ONCOPOZİD infüzyonu ile tedavi kürü yinelenmeden önce, miyelosupresyon belirtileri açısından kan tablosu incelenmeli ve tatminkar bulunursa tedavi verilmelidir.
ONCOPOZİD sadece sağlık personeli tarafından kanser kemoterapötik ajanların kullanımında deneyimli doktorların denetiminde uygulanmalıdır.
ONCOPOZİD yalnızca yavaş intravenöz infüzyonla kullanılır. Etoposid vücut boşlukları (plevra, periton ve diğer) içine enjeksiyon şeklinde uygulanmamalıdır.
Yalnızca yeni hazırlanmış, renksiz ve berrak çözeltileri kullanınız.
Kullanım talimatları ve uygulama ile ilgili detaylı bilgi için Bölüm 6.6.’ya bakınız.
Böbrek yetmezliği olan, ancak karaciğer fonksiyonları normal hastalarda, etoposidin dozu azaltılmalı ve hematolojik alt değerleri ve böbrek fonksiyonları izlenmelidir.
Kreatinin klirensine göre önerilen doz rejimi aşağıdaki gibidir:
Kreatinin klirensi (mL/dak) | Önerilen günlük doz (standart dozun yüzdesi) |
>50 | 100 |
15–50 | 75 |
<15 | Kontrendikedir (Kontrendikasyonlar _______________knlıİtnıİnza ________________ |
Karaciğer yetmezliği olan hastalarda, hastalığın ve karaciğer yetmezliğinin şiddetine göre dikkatle doz ayarlaması yapılarak kullanılmalıdır.
Çocuklarda etkililiği ve güvenliliği kanıtlanmamıştır.
Doz ayarlaması gerekli değildir.
4.3. kontrendikasyonlar
Aktif bileşen, podofilotoksinler veya podofilotoksin türevleri veya Bölüm 6.1’de listelenen yardımcı maddelerinden herhangi birine aşırı duyarlılığı olan hastalar, Ağır hepatik yetmezliği olan hastalar, Ağır renal yetmezliği olan hastalar (kreatinin klirensi <15 mL/dak, Bkz. Bölüm 4.2) Ağır miyelosupresyonu olan hastalar, İntra-arteriyel ya da intrakaviter enjeksiyonda (plevra, periton ya da diğer), Laktasyon döneminde, Bağışıklık sistemi baskılanmış hastalarda sarı humma ya da canlı aşılar ile eş zamanlı kullanımı (Bkz. Bölüm 4.5).
4.4. özel kullanım uyarıları ve önlemleri
ONCOPOZİD, sadece sağlık personeli tarafından kanser kemoterapötik ajanlarının kullanımında deneyimli doktorların denetiminde uygulanmalıdır. Uygulama sırasında enjeksiyon bölgesinde reaksiyonlar oluşabilir.
Hızlı intravenöz infüzyonun olası bir hipotansiyon reaksiyonu ortaya çıkarması nedeniyle, ONCOPOZİD yavaş intravenöz infüzyonla verilmelidir. İnfüzyon süresi 30 dakika ila 60 dakika arasındadır.
Etoposidin intravenöz uygulanmasında ekstravazasyonu önlemek için son derece dikkat edilmelidir. Olası herhangi bir infiltrasyona karşı infüzyon bölgesinin uygulama sırasında mümkün olduğunca yakından izlenmesi önerilir. Ekstravazasyon reaksiyonları için spesifik bir tedavi şu anda bilinmemektedir.
Kızarma (flush), titreme, ateş, taşikardi, bronkospazm, dispne ve hipotansiyonla seyreden ve ölüme neden olabilen olası bir anaflaktik reaksiyon ortaya çıkabileceğinden, dikkatli olunmalıdır (Bkz. Bölüm 4.8). Önerilenden daha yüksek infüzyon konsantrasyonları alan çocuklarda oldukça sık olarak anaflaksi benzeri reaksiyonlar bildirilmiştir. Bu durumlarda infüzyon derhal durdurulmalıdır, tedavisi semptomatiktir. Hekimin kararına göre sempatomimetikler, kortikosteroidler, antihistaminikler ya da plazma genişleticiler uygulanmalıdır.
Şiddetli miyelosupresyon sonrasında, enfeksiyonlar ya da kanama oluşabilir. Etoposid uygulaması sonrasında fatal miyelosupresyon bildirilmiştir. ONCOPOZİD ile tedavi edilen hastalar, miyelosupresyon yönünden hem tedavi sırasında hem de tedaviden sonra sık olarak gözlenmelidir. Doz kısıtlayıcı kemik iliği supresyonu etoposid tedavisiyle ilişkili en önemli toksisitedir. Tedaviye başlamadan önce ve etoposidin takip eden dozlarında şu ölçümler yapılmalıdır: Trombosit sayısı, hemoglobin miktarı, lökosit sayısı ve tam kan sayımı.
Etoposid tedavisine başlamadan önce radyoterapi ve/veya kemoterapi yapılmışsa, kemik iliğinin düzelebilmesini sağlamak için yeterli zaman aralığı bırakılmalıdır.
Periferik kan sayımı ve karaciğer fonksiyonu izlenmelidir. Nötrofil sayısı 1.500 hücre/mm3 ya da trombosit sayısı 100.000 hücre mm3’ün altına düşmüşse ONCOPOZİD uygulanmamalıdır. Bunun istisnası, kan hücre sayılarındaki düşüşün malign hastalık tutulumu nedeniyle olmasıdır.
Nötrofil sayısı 5 günden fazla süreyle 500 hücre/mm3’ün altına düşerse ya da bu düşüş ateş ya da enfeksiyonla birlikte olursa, trombosit sayısı 25.000 hücre/mm3’ün altına düşerse, başka bir 3. ya da 4. dereceden toksisite gelişirse ya da böbrek klirensi 50 mL/dak’nın altında ise başlangıç dozundan sonra uygulanacak dozun ayarlanması gerekir. İlaveten reçetelenmiş ilaçlar veya daha önce uygulanmış ve kemik iliği rezervini etkilemiş olan radyasyon tedavisi veya kemoterapinin miyelosupresif etkilerinin karşılanması için ONCOPOZİD dozu değiştirilmelidir.
Etoposidin tek başına veya kombine tedavi şeklinde kullanılmasına bağlı olarak, kan tablosu normalde 21 gün içinde düzelir.
Hastaların yaklaşık %30–40’ında kusma ve bulantı oluşur. Bu istenmeyen etkiler antiemetiklerin uygulanmasıyla etkili bir şekilde tedavi edilebilir.
Etoposid tedavisine başlamadan önce bakteriyel ve viral enfeksiyonlar kontrol altına alınmalıdır.
Etoposid, radyoterapi ve kemoterapi alan hastalarda ve kardiyak aritmisi olan, daha önce miyokard enfarktüsü geçirmiş, karaciğer fonksiyon bozukluğu, böbrek fonksiyon bozukluğu, periferik nöropati, idrar yapma güçlüğü, epilepsi veya beyin hasarı veya ağız mukozasında iltihap olan hastalarda dikkatle uygulanmalıdır.
Kemoterapi için etoposidin düşünüldüğü tüm vakalarda, hekim ilacın gerekliliği ve yararları ile istenmeyen etkilerinin tehlikesini tartarak karar vermelidir. Çoğu istenmeyen etkiler erken teşhis edildiğinde geri çevrilebilir. Şiddetli istenmeyen etkiler oluşursa, doz azaltılmalı ya da ilaç tedavisi kesilmelidir. Hekimin klinik kararına göre uygun düzenleyici önlemler alınmalıdır. Etoposid tedavisine özellikle toksisite reküransının olasılığı göz önüne alınarak ve ilaç kullanımına devam edilmesinin gerekliliği için yerinde bir değerlendirmeye dayanılarak tedbirli bir şekilde devam edilmelidir.
Serum albumin seviyeleri düşük olan hastalarda etoposidin tetiklediği toksisite riski artabilir. Karaciğer ve böbrek bozukluğu olan hastalarda birikim riskine karşı karaciğer ve böbrek işlevleri düzenli olarak takip edilmelidir.
Etoposid içeren kemoterapi rejimleriyle tedavi edilen hastalarda, miyelodisplastik sendromu içeren ya da içermeyen akut lösemi vakaları bildirilmiştir.
Kümülatif bir dozda (etoposid > 2.000 mg/m2) sekonder akut non-lenfoblastik lösemi riski artar. Sekonder lösemi gelişimindeki kümülatif risklerin ya da yatkınlaştırıcı faktörlerin neler olduğu bilinmemektedir. Uygulama biçimlerinin ve kümülatif etoposid dozunun rolü tam anlamıyla açık değildir.
Bazı durumlarda sekonder lösemisi olan ve epi-podofilotoksin alan hastaların 11q23’te kromozomal anomalisi olduğu bulunmuştur. Bu anomali ayrıca bir epi-podofilotoksin içermeyen kemoterapi rejimi sonrası sekonder lösemi geliştiren ve lösemisi tekrar eden hastalarda da bulunmuştur. Epi-podofilotoksin tedavisi alan hastalarda sekonder löseminin diğer bir özelliği de kısa latensin bulunması gibi görünmektedir. Lösemi gelişimine kadarki medyan süre yaklaşık 32 ay idi.
Uzun süreli tedavi planlanırken etoposidin mutajenik ve karsinojenik etkileri (Bkz. Bölüm 5.3) olduğu dikkate alınmalıdır.
Etoposidin mutajenik potansiyeli nedeniyle çocuk yapma potansiyeline sahip kadın ve erkekler tedavi süresince ve tedaviden sonraki 6 aya kadar etkin bir doğum kontrol yöntemi kullanmalıdır (Bkz. Bölüm 5.3).
Deri ya da mukozalar etoposide maruz kaldığında derhal bol miktarda su ile durulanmalıdır.
ONCOPOZİD’in 1 mL’si 158 mg etanol içerir. Bu tıbbi üründe hacminin %20’si kadar etanol (alkol) vardır; örneğin, her dozda 790 mg’a kadar, her dozda 20 mL biraya eşdeğer, her dozda 8 mL şaraba eşdeğer gibi. Alkol bağımlılığı olanlar için zararlı olabilir. Hamile ve emziren kadınlar, çocuklar ve karaciğer hastalığı ya da epilepsi gibi yüksek risk grubundaki hastalar için dikkate alınmalıdır.
4.5. diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
Radyoterapi ve miyelosupresyona neden olabilecek ilaçların uygulanması etoposidin neden olduğu miyelosupresyonu artırabilir.
Etoposid diğer ilaçların (örn., siklosporin) sitotoksik ve miyelosupresan etkilerini artırabilir. Etoposid monoterapisine kıyasla 2.000 ng/mL’nin üzerindeki yüksek dozlarda siklosporin ile birlikte oral etoposid uygulaması, etoposid maruziyetinde (Eğri Altındaki Alan: EAA) %80’lik bir artışa ve etoposid toplam vücut klirensinde %38’lik bir azalmaya neden olur.
Sisplatin ile eş zamanlı tedavi etoposidin toplam vücut klirensinde azalmayla ilişkilidir.
Fenitoin ile eş zamanlı tedavi etoposidin toplam vücut klirensinde ve etkililikte azalmayla ilişkilidir.
Bu nedenle, etoposide benzer miyolesupresif etkileri bulunan ilaçların önceden ya da eş zamanlı kullanımının aditif ya da sinerjik etkilere yol açabileceği tahmin edilebilir (Bkz. Bölüm 4.4).
Oral antikoagülanların etkileri artabilir. Varfarin ile eş zamanlı tedavi Uluslararası Normalizasyon Oranı (INR) değerinde yükselmeye neden olabilir. INR’nin yakından takip edilmesi önerilir.
Plazma proteinine in-vitro %97 oranında bağlanır. Fenilbutazon, sodyum salisilat ve salisilik asit, etoposidin plazma proteinlerine bağlanmasını etkileyebilir.
Antrasiklinler ve etoposid arasında çapraz direnç olduğu klinik öncesi çalışmalarda deneysel olarak gösterilmiştir.
Fosfataz aktivitesini inhibe ettiği bilinen ilaçlarla (örn., Levamizol hidroklorür) etoposidin birlikte kullanımı ile ilgili herhangi bir veri yoktur.
Sarıhumma aşısının kullanımı sistemik aşıyla ilişkili fatal sonuçlanan hastalık riskini artırır. Bağışıklık sistemi zayıflamış hastalarda canlı aşılarla immünizasyon fatal sonuçlanabilen şiddetli enfeksiyonlara neden olabilir. Bu nedenle bu gibi hastalarda canlı aşılar kontrendikedir (Bkz. Bölüm 4.3).
ONCOPOZİD alkol içerdiği için disülfiram ile birlikte alınmamalıdır.
Potansiyel olarak yararlı etkileşimler:
Etoposid genellikle diğer sitotoksik ilaçlarla birlikte kullanılır ve sitotoksik etki yönünden sinerjistik etki gösterdikleri varsayılır. In vitro ortamda metotreksat ve sisplatin gibi bazı ilaçlar ile böyle bir sinerji gösterilmiştir.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Hiçbir etkileşim çalışması yapılmamıştır.
Pediyatrik popülasyon:
Hiçbir etkileşim çalışması yapılmamıştır.
4.6. gebelik ve laktasyongebelik kategorisi: d
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlara hamile kalmaktan kaçınmaları önerilmelidir. Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar ve erkekler tedavi süresi boyunca ve tedaviden sonraki 6 ay içinde etkin bir doğum kontrol yöntemi kullanmalıdır. Eğer bir hasta etoposid tedavisini takiben çocuk sahibi olmayı planlıyorsa mutlaka genetik yönden bir uzmana danışması önerilir.
Gebelik süresince uygulandığında etoposidin şiddetli konjenital defektlere neden olabileceğinden şüphe edilmektedir. Etoposid farelerde ve sıçanlarda, klinik olarak uygulanan dozlara eşdeğer dozlarda teratojeniktir. Hamile kadınlarda kullanımı sırasında güvenliliği ortaya koyulmamıştır, gebelikte kullanımı ile ilgili yeterli ve kontrollü çalışmalar yoktur.
ONCOPOZİD mutlak bir endikasyon olmadıkça gebelik döneminde kullanılmamalıdır. Bu ilaç gebe kadınlara verilirse ya da alınırken hamile kalınırsa uygun bir prenatal danışmanlık alınmalı ve tedavinin faydaları fetüse karşı riskleri açısından tartılmalıdır (5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri bölümüne bakınız).
ONCOPOZİD emzirme döneminde kullanılmamalıdır.
Etoposidin insan sütüyle atılıp atılmadığı bilinmemektedir. Emzirilen çocuk üzerindeki risk hariç tutulamaz. Birçok ilaç anne sütüne geçtiğinden ve emzirilen çocuk için potansiyel şiddetli istenmeyen etkiler bulunduğundan, etoposid tedavisinden kaçınılıp kaçınılmayacağına ya da emzirmenin durdurulup durdurulmayacağına ilişkin bir karar verilmelidir. Anne açısından ilacın önemi dikkate alınmalıdır. Etoposid emzirme süresince kontrendikedir ve tedavi süresince kesilmelidir (Bkz. Bölüm 4.3).
ONCOPOZİD fertilitede azalmaya neden olabilir. Geri dönüşü olmayan kısırlık olasılığı vardır.
Etoposidin mutajenik potansiyeli nedeniyle çocuk yapma potansiyeline sahip kadınlar ve erkekler tedavi süresince ve tedaviden sonraki 6 ay içerisinde etkin bir doğum kontrol yöntemi kullanmalıdır. Eğer bir hasta etoposid tedavisini takiben çocuk sahibi olmayı planlıyorsa mutlaka genetik yönden bir uzmana danışması önerilir. Etoposid erkek fertilitesini azaltabileceği için bir erkek hasta çocuk sahibi olmak isterse sperm koruma ve saklama yöntemlerinin uygulanması düşünülebilir.
4.7. araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
Etoposidin araç ve makine kullanımı üzerindeki etkilerinin değerlendirildiği bir çalışma yürütülmemiştir. Uyku hali, şiddetli yorgunluk, mide bulantısı, kusma ve akut aşırı duyarlılık reaksiyonları (kan basıncındaki düşüş nedeniyle meydana gelebilir) ya da geçici görme kaybı gibi istenmeyen etkilerde hasta araç ya da makine kullanmamalıdır.
ONCOPOZİD’in içindeki etanol nedeniyle hastanın araç ve makine kullanma yeteneği zarar görebilir.
4.8. i̇stenmeyen etkiler
İstenmeyen etkiler, organ sınıfı ve görülme sıklığına göre aşağıdaki gibi sıralanmıştır;
Çok yaygın (>1/10), yaygın (>1/100 ile <1/10), yaygın olmayan (>1/1.000 ila <1/100), seyrek (>1/10.000 ila <1/1.000), çok seyrek (<1/10.000) ve bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).
Her sıklık gruplamasında istenmeyen etkiler ciddiyetin azalış sırasına göre verilmiştir.
Seyrek: Ateş ve sepsis bildirilmiştir.
Yaygın: Akut lösemi
Metabolik komplikasyonlar: Etoposidin diğer kemoterapötik ilaçlarla kombine kullanımı sonrasında bazen fatal tümör lizis sendromu bildirilmiştir.
Çok yaygın: Fatal sonuçlanan miyelosupresyon, anemi, nötropeni, lökopeni, trombositopeni bildirilmiştir.
Etoposidin doz kısıtlayıcı toksik etkisi kemik iliği depresyonu, özellikle de lökopeni ve trombositopenidir. 20 gün sonra kemik iliği genellikle tamamen düzelir. Kümülatif toksisite bildirilmemiştir.
Tedavi rejimi ve uygulama yoluna göre, en düşük granülosit ve trombosit değerleri etoposid tedavisinden yaklaşık 10–14 gün sonra görülmüştür. İntravenöz uygulamada en düşük değerler genellikle oral uygulamada daha erken görülmüştür.
Lökopeni genellikle trombositopeniden daha sık oluşur ve genellikle orta ila şiddetli derecededir (DSÖ 3. veya 4.dereceden). Lökopeni ve şiddetli lökopeni (1.000 hücre/mm3’den düşük) etoposid/etoposid fosfat ile sırasıyla %60–91 ve %7–17 sıklığında görülür. Trombositopeni ve şiddetli trombositopeni (50.000 hücre/mm3’den düşük) etoposid/etoposid fosfat ile sırasıyla %28–41 ve %4–20 sıklığında görülür. Etoposid ile tedavi edilen nötropenik hastalarda ateş ve enfeksiyonlar daha sık bildirilmiştir. Kan değerleri son doz uygulandıktan 24 ila 28 gün sonra normale döner. Etoposidin monoterapi tedavisinde herhangi bir kümülatif toksik etki bildirilmemiştir. Hemoglobin değerlerinde düşme yaklaşık %40’dır.
Yaygın: Şiddetli miyelosupresyonu takiben kanama ve enfeksiyonlar.
Yaygın: Etoposid kullanımından sonra üşüme, titreme, kızarma, ateş, taşikardi, dispne, bronkospazm ve hipotansiyon ile karakterize anafilaktik reaksiyonlar bildirilmiştir. Önerilenden daha yüksek konsantrasyonlarda infüzyon alan çocuklarda anafilaktik reaksiyon sıklığı daha yüksektir. Ancak, infüzyon konsantrasyonunun veya infüzyon hızının anafilaktik reaksiyon gelişiminde oynadığı rol kesin değildir. Kan basıncı genellikle infüzyonun tamamlanmasından sonraki bir kaç saat içerisinde normale döner. Anafilaktoid reaksiyonlar etoposidin ilk dozunda oluşabilir.
Etoposid tedavisinde ölüme neden olan bronkospazma yol açan ani reaksiyonlar bildirilmiştir. Etoposid fosfat enjeksiyonlarına bağlı olarak hastaların %2’sinde yüzde kızarma ve %3’ünde deri döküntüleri bildirilmiştir. Bu reaksiyonlar genelde ilacın kesilmesi ve gerektiğinde adrenalin (epinefrin) gibi vazopresör ajanlar, kortikosteroidler, antihistaminikler veya plazma hacmi genişleticiler ile tedavi edilir.
Seyrek: ONCOPOZİD’in içinde bulunan benzil alkol nedeniyle seyrek vakalarda aşırı duyarlılık reaksiyonu gelişebilir.
Seyrek: Hiperürisemi bildirilmiştir.
Yaygın: Baş dönmesi.
Yaygın olmayan: Periferik nöropati vakaların %0,7–2’sinde görülmüştür. %0–3’ünde merkezi sinir sistemi üzerinde etkiler oluşmuştur (yorgunluk, uyku hali), kramplar.
Seyrek: Santral sinir sisteminin etkilenmesi sonucunda konfüzyon, hiperkinezi, uykuya eğilim (somnolans), yorgunluk, tat bozukluğu ve geçici görme kaybı görülebilir.
Merkezi sinir sistemi kaynaklı geçici görme kaybı, nörotoksisite (örn., uykuya eğilim, yorgunluk).
Yaygın olmayan: Optik sinir enflamasyonu.
Yaygın: Etoposid kullanımından sonra miyokard enfarktüsü ve ritm bozukluklan bozuklukları bildirilmiştir.
Aritmi.
Yaygın: Hastalar etoposidin hızlı intravenöz uygulaması sonrasında geçici hipotansiyon bildirmişlerdir. Bu kardiyak toksisite ya da EKG değişiklikleriyle ilişkili değildi. Hipotansiyon genellikle etoposid enjeksiyonunun sonlandırılmasıyla ve/veya destekleyici tedavi ile düzelir. İnfüzyon tekrar başlatılırken, yavaş infüzyon seçilmelidir. Gecikmeli hipotansiyon gözlemlenmemiştir.
Hipertansiyon ve kızarma (ateş basması) da bildirilmiştir. İnfüzyonun kesilmesinden sonra birkaç saat içinde kan basıncı normale döner. Etoposid alan hastalarda klinik olarak anlamlı bir hipotansiyon gözlemlenirse, destekleyici tedavi başlatılmalıdır. Flebit görülebilir.
Yaygın olmayan: Etoposid tedavisinin kesilmesinden sonra, kendiliğinden spontan solumaya dönen apne bildirilmiştir. Bronkospazmla ilişkili olarak ani, fatal reaksiyonlar rapor edilmiştir. Öksürük, laringospazm ve siyanoz.
Seyrek: Pnömoni, interstisyel pnömoni / pulmoner fibrozis görülebilir.
Çok yaygın: Karın ağrısı, kabızlık.
Bulantı ve kusma hastaların yaklaşık %31–43’ünde ortaya çıkar. Bu yan etkilerin kontrolünde anti-emetikler yararlı olmaktadır (Bkz. Bölüm 4.4).
İntravenöz etoposid alan hastaların %10–13’ünde iştah kaybı bildirilmiş ve %1–6’sında stomatit gözlemlenmiştir. İshal hastaların %1–13’ünde görülmüştür.
Yaygın: Mukozit (stomatit dahil – %1–6 – ve özofajit), ishal.
Seyrek: Disfaji, disguzi.
Çok yaygın: Hepatotoksisite. Etoposidin karaciğer ve böbreklerde yüksek konsantrasyonlara ulaştığı gösterilmiştir ve birikme olasılığı nedeniyle fonksiyon bozukluğu görülebilir.
Yaygın olmayan: Etoposidin yüksek dozlarından sonra karaciğer enzimlerinde artma bildirilmiştir.
Çok yaygın: Alopesi, pigmentasyon. Hastaların yaklaşık %66’sında ve bazen tam kelliğe kadar gidebilen geridönüşlü alopesi görülür.
Yaygın: Kaşıntı, döküntü ve ürtiker.
Yaygın olmayan: Yüzde ve dilde ödem, terleme.
Seyrek: Stevens-Johnson sendromu, toksik epidermal nekroliz (1 fatal), radyasyonla ortaya çıkana benzer dermatit.
Etoposidin böbreklerde yüksek konsantrasyonlara ulaştığı gösterilmiştir. Birikme olasılığı nedeniyle fonksiyon bozukluğu görülebilir.
Bilinmiyor: Amenore, anovulatuvar sikluslar, fertilitede azalma ve hipomenore.
Çok yaygın: Asteni, halsizlik.
Yaygın: Ekstravazasyon. Pazarlama-sonrası periyotta ekstravazasyon sonrası lokal yumuşak doku toksisitesi, şişlik, selülit ve deri nekrozu dahil nekroz gibi komplikasyonları bildirilmiştir. Flebit.
Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)’ne bildirmeleri gerekmektedir. e-posta: tel: 0 800 314 00 08; faks: 0312 218 35 99).
4.9. doz aşımı ve tedavisi
Doz aşımı:
İntravenöz yoldan toplam 2,4–3,5 g/m2/gün dozda 3 günden fazla uygulama ağır mukozit ve miyelotoksisite ile sonuçlanır. Önerilenden yüksek dozda etoposid alan hastalarda metabolik asidoz ve ağır hepatik toksisite bildirilmiştir.
Tedavisi:
Etoposidin doz aşımına karşı denenen antidotların etkinliği belirlenmemiştir. Semptomatik ve destek tedavi yapılmalıdır. Hastalar yakından takip edilmelidir.
5. farmakoloji̇k özelli̇kler
5.1. farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grup: Antineoplastik ajanlar/podofilotoksin türevleri.
ATC kodu: L01CB01.
Etoposid yarı sentetik, lipofilik bir podofilotoksin türevidir. Etoposid antineoplastik ve sitotoksik ajan olarak etkimektedir. Topoizomeraz II (DNA açıcı enzim) enzimini etkiler ve böylece topoizomeraz etkisinin terminal fazında DNA sentezini inhibe eder. Bu da tek ve çift DNA zincirinin kırılması ile sonuçlanır. Etkinliği, serbest radikallerin hücre içi bağlanması ve topoizomeraz II enzimi ile etkileşme yoluyla DNA zincirinde tekli ve çiftli kırıkların indüklenmesine dayanır. Hücre ölümü etoposid konsantrasyonuna ve uygulama zamanına bağımlıdır. Etoposidin etkisi hücre dönemine özgüdür ve en fazla hücreyi S ve erken G2 dönemlerinde durdurur. Dinlenme halindeki hücrelerde sitotoksik etkisi sadece yüksek konsantrasyonlarda görülmüştür.
5.2. farmakokinetik özellikleretoposidin farmakokinetik özellikleri belirgin bireysel değişkenlik gösterir.
Emilim:
Farmasötik formu ve uygulama yeri açısından ilaç direkt kana karışır.
Dağılım:
Hızlı dağılım gösterir. Ortalama dağılım hacmi yaklaşık olarak vücut ağırlığının %32’si kadardır. Kararlı durumda ortalama dağılım hacmi 18–29 L ya da 7–17 L/m2 aralığına düşer. Etoposid BOS’na zayıf bir şekilde geçer. BOS ve intraserebral tümörlerde saptanabilmesine rağmen, buralardaki konsantrasyonları ekstraserebral tümörlerdekinden ve plazmadakinden daha düşüktür. Etoposid konsantrasyonları normal akciğerde, akciğer metastazlarındakinden daha yüksektir ve primer tümörlerdekine ve normal miyometrium dokusundakine benzerdir.
İnsan serumunda plazma proteinlerine yüksek oranda bağlanır (%94). İn vitro C14 işaretli etoposidin insan serum proteinlerine bağlanması üzerine diğer terapötik ilaçların etkisini belirleme çalışmasında, in vivo ulaşılan konsantrasyonlarda sadece fenilbutazon, sodyum salisilat, salisilik asid ve aspirin proteine bağlı etoposid ile yer değiştirmiştir.
Etoposidin bağlanma oranı, normal gönüllülerde ve kanser hastalarında serum albümin konsantrasyonu ile doğrudan ilişkilidir. Diğer bir deyişle, veriler, serum albümin konsantrasyonu ile serbest etoposid fraksiyonu arasında belirgin bir ters ilişki olduğunu göstermektedir.
Biyotransformasyon:
Erişkin veya çocuklarda etoposidin başlıca üriner metaboliti lakton halkasının açılmasıyla oluşan 4-hidroksi asit metabolitidir [4’-demetilepipodofilik asit-9-(4,6–0–etiliden-b-D-glukopiranosid)]. Ayrıca insan plazmasında trans izomeri olarak da bulunur.
İnsanda, alınan dozun %5–22’si glukronid ve/veya sülfat konjugatları olarak idrarla atılmaktadır. Buna ek olarak uygun katekol oluşturmak için dimetoksifenol halkasının O-demetilasyonu CYP450 3A4 izoenzim yolağı ile meydana gelir. İntravenöz infüzyondan sonra Cmaks ve EAA değerleri aynı bireyde ve bireyler arasında belirgin değişiklikler gösterir.
Eliminasyon:
Etoposidin plazmadan temizlenmesi bi-eksponansiyel kinetik gösterir ve iki kompartmanlı modele uyar. IV uygulama ile etoposidin dağılımı en iyi 1,5 saatlik dağılım yarılanma ömrü ve 4 ila 11 saat arasında bir terminal eliminasyon yarılanma ömrü ile bifazik bir işlemdir. Toplam vücut klirensi değerleri 33–48 mL/dak ya da 16 ila 36 mL/dak/m2 arasındadır. Terminal yarılanma ömrü ve total vücut klirensi 100–600 mg/m2’lik doz aralığının üzerinde doza bağımlı değildir. Aynı doz aralığında plazma konsantrasyonun zamana göre EAA ve maksimum plazma konsantrasyon değerleri dozla lineer olarak artar. Etoposid 4–5 gün süreyle günlük 100 mg/m2 uygulamadan sonra plazmada birikme yapmaz.
İntravenöz 3H-etoposid uygulamasından sonra (70–290 mg/m2) idrarla atılan radyoaktivite, alınan dozun %42–67’si ve dışkı ile atılan radyoaktivite %0–16’sı arasındadır. İntravenöz dozun yaklaşık % 45’i ve bunun 2/3’ü değişmeden 72 saatte idrarla atılmaktadır.
Etoposidin ortalama renal klirensi 7 ila 10 mL/dak/m2 veya 80 ila 600 mg/m2’lik bir doz aralığında toplam vücut klirensinin yaklaşık %35’idir. Dolayısıyla etoposid hem böbreklerle, hem de metabolize olma ve safra ile atılma gibi böbrek dışı yollarla vücuttan temizlenmektedir. Safra ile atılımın, etoposid eliminasyonunda çok düşük bir yol olduğu görülmektedir.
İntravenöz dozun sadece %6’sı veya daha azı etoposid olarak safrada bulunmaktadır. Etoposidin böbrek dışı klirensinin büyük kısmından metabolizma sorumludur. Erişkinlerde toplam etoposidin vücut klirensi kreatin klirensi, serum albümin konsantrasyonu ve böbrek dışı klirens ile ilişkilidir. Böbrek fonksiyonu azalmış hastalarda azalmış total vücut klirensi, artmış EAA ve kararlı durumda daha düşük bir dağılım hacmi bulunur. Sisplatin tedavisi, azalmış total vücut klirensi ile bağlantılıdır.
Yaş:
Değişik yaş grupları arasında farmakokinetik parametrelerde çok az farklılıklar gözlenmesine rağmen bunların klinik olarak anlamlı olduğu düşünülmemektedir.
Cinsiyet:
Cinsiyetler arasında farmakokinetik parametrelerde çok az farklılıklar gözlenmesine rağmen bunların klinik olarak anlamlı olduğu düşünülmemektedir.
Pediyatrik hastalar:
Çocuklarda plazma albümin düzeyleri ile etoposidin renal klirensi arasında ters ilişki vardır. Yükselmiş serum SGPT düzeyleri azalmış total ilaç vücut klirensi ile ilişkilidir. Önceden sisplatin kullanımı çocuklarda etoposidin total vücut klirensinde bir azalma ile sonuçlanır.
Çocuklarda yaklaşık olarak alınan dozun %50’si 24 saat içinde etoposid olarak idrarla atılmaktadır.
Böbrek yetmezliği:
Böbrek fonksiyonu azalmış hastalarda azalmış total vücut klirensi, artmış EAA ve kararlı durumda daha düşük bir dağılım hacmi bulunur.
5.3. klinik öncesi güvenlilik verileri
Mutajenisite:
Etoposid, memeli hücrelerinde mutajenik ve genotoksiktir. Etoposidin mutajenik olduğunu gösteren, gen ve kromozom düzeyinde mutasyonlara yol açtığına dair pozitif in vitro ve in vivo testler mevcuttur.
Etoposid embriyonik murin hücrelerinde ve insan hematopoietik hücrelerinde kromozom sayısında ve yapısında anomalilere, Çin hamsterlerinin over hücrelerinde, fare lösemi hücrelerinde zincirde kırılmalarla, DNA hasarlarına ve DNA-protein çapraz bağlarına, ayrıca Çin hamsteri over hücrelerinde doza bağlı olarak kromatid çiftleri değişiminde artışa neden olmuştur.
Üreme toksisitesi (teratojenisite):
Etoposid sıçanlarda, klinikte kullanılana karşı gelen dozlarda teratojen etkilidir. Vücut yüzeyine göre önerilen klinik dozun % 1 ila 3’ünde farelerde ve sıçanlarda teratojenik ve embriyotoksik olduğu gösterilmiştir. SPF sıçanlarına gestasyonun 6–15. günlerinde, 0,4, 1,2 ve 3,6 mg/kg intravenöz etoposid uygulanmasıyla, doza bağlı maternal toksisite, embriyotoksisite (prenetal mortalite, fetal resorpsiyonlar, düşük fetus ağırlığı) ve teratojenisite (majör iskelet anormallikleri, eksensefali, ensefalosel ve anoftalmi) bildirilmiştir; 0,13 mg/kg’lık doz gecikmiş kemikleşmede bir artışa neden olmuştur. Swiss-Albino farelere gestasyonun 6., 7. veya 8. gününde 1, 1,5 veya 2 mg/kg intraperitoneal uygulama ile de doza bağlı
embriyotoksisite (intrauterin fetus ölümü, düşük fetüs ağırlığı ve teratojenisite (kranial anomaliler, majör iskelet anomalileri) bildirilmiştir.
Karsinojenisite:
Etoposidin karsinojenisitesini gösteren hayvan çalışmaları henüz yapılmamıştır. Ancak, DNA hasarı yapıcı etkisi ve mutajenisite potansiyeline dayanarak, etoposid insanlarda potansiyel olarak karsinojenik kabul edilmelidir.
6. farmasöti̇k özelli̇kler
6.1. yardımcı maddelerin listesi
Polisorbat 80 Susuz
Sitrik asit
Saf etanol
Makrogol 400
6.2. geçimsizlikler
Bu tıbbi ürün, Bölüm 6.6’da belirtilen tıbbi ürünler dışında hiçbir tıbbi ürün ile karıştırılmamalıdır.
6.3. raf ömrü
Açılmamış tıbbi ürün : 36 ay
Sulandırılmış infüzyon çözeltisi : Hazırlanan çözeltinin derhal kullanılması önerilir. Hazırlanan çözelti derhal kullanılmazsa oda sıcaklığında en fazla 24 saat bekletilebilir.
6.4. saklamaya yönelik özel tedbirler
25°C altındaki oda sıcaklıklarında saklanmalıdır. Işıktan korunması için ambalajında saklanmalıdır.
Tek kullanımlıktır. Kullanımdan arta kalan çözelti atılmalıdır.
Ürünün açıldıktan sonraki raf ömrü ve saklama koşulları için Bölüm 6.3.’e bakınız.
6.5. ambalajın niteliği ve içeriği
100 mg/5 mL çözelti içeren renksiz, silikat dolgulu tip 1 bromobutil lastik tıpalar, tip 1 borosilikat cam flakonlardadır. Her bir kutuda 1 adet flakon bulunur.
6.6. beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller ‘Tıbbi Ürünlerin Kontrolü yönetmeliği’ ve ‘Ambalaj ve Atıklarının Kontrolü yönetmeliklerine’ uygun olarak imha edilmelidir.
ONCOPOZİD sulandırılmadan kullanılmamalıdır.
Yalnızca yeni hazırlanmış, renksiz ve berrak çözeltileri kullanınız.
Tek kullanımlıktır. Çözelti kullanım anında şişeden alınır.
ONCOPOZİD %0,9 sodyum klorür (serum fizyolojik) veya %5 glikoz çözeltisi ile 1:50 ve 1:100’lük dilüsyonları hazırlandıktan sonra yalnızca intravenöz infüzyonla verilmelidir, vücut boşlukları (plevra, periton ve diğer) içine enjeksiyon şeklinde uygulanmamalıdır. İntravenöz infüzyon için gerekli etoposid dozuna ulaşmak için, uygulamadan hemen önce hazırlanan çözeltinin etoposid konsantrasyonu 0,4 mg/mL’den fazla olmamalıdır.
Tedavi başlangıcında, önce %0,9’luk sodyum klorür çözeltisi ile toplardamarların permeabilitesini kontrol ediniz.
Etoposidin damar dışına çıkmamasına dikkat edilmelidir, zira ülserasyon ve nekroza neden olabilir.
Bütün sitostatik ajanlar gibi etoposid de koruyucu elbise, eldiven, yüz maskesi kullanılarak hazırlanmalıdır. Eğer mümkünse, etoposid çekerocak içinde hazırlanmalıdır.
Dikkatli kullanılmalı, deri ve mukoz membranlarla temasından kaçınılmalıdır.
Hamile olan hastane personeli etoposidi uygulamamalıdır.
Eğer göz kontamine olursa gözler su ile yıkanmalı eğer gerekirse doktor yardımı istenmelidir.
Sitostatik ilaçların rekonstitusyonu için kullanılan (şırınga, iğne gibi) atılacak eşyalar için ön tedbirler alınmalıdır. Atılacak eşyalar ve vücut artıkları iki polietilen torbaya konarak kapatılır ve 1.000°C’de yakılarak yok edilir. Sıvı artıklar defalarca su kullanılarak tuvalet vasıtasıyla atılır.
7. ruhsat sahi̇bi̇
VEM İLAÇ San. ve Tic. A.Ş
Maslak Mahallesi AOS 55. Sokak
42 Maslak A Blok Sit. No: 2/134
Sarıyer/İSTANBUL
8. RUHSAT NUMARASI(LARI)
2021/183
9. İLK RUHSAT TARİHİ/RUHSAT YENİLEME TARİHİ
İlk ruhsat tarihi: 25.06.2021
Son yenileme tarihi: