KISA ÜRÜN BİLGİSİ - NOREFRİN AMPUL
1. beşeri̇ tibbi̇ ürünün adi
NOREFRİN Ampul
2. kali̇tati̇f ve kanti̇tati̇f bi̇leşi̇m
Her 4 mL’lik ampul, 4 mg noradrenaline eşdeğer 8 mg noradrenalin bitartarat içerir.
Sodyum bisülfit (E222) 8 mg
Serum fizyolojik (%0,9 Sodyum klorür çözeltisi) km
Yardımcı maddeler için Bölüm 6.1’e bakınız.
3. farmasöti̇k form
İnfüzyon için enjeksiyonluk çözelti
Renksiz çözelti
4. kli̇ni̇k özelli̇kler
4.1. terapötik endikasyonlar
Akut hipotansiyon durumlarında acil önlem olarak kan basıncının normale döndürülmesinde endikedir.
4.2. pozoloji ve uygulama şeklinorefri̇n sadece uzmanlaşmış tıbbi personel tarafından uygulanmalıdır.
NOREFRİN, 8mg/4mL noradrenalin bitartarat içermektedir. Doz adrenalin baz üzerinden hesaplanır. Noradrenalin bitartaratın 2 mg'ı 1 mg noradrenalin baza eşdeğerdir. Dolayısıyla her ampulde 4 mg noradrenalin baz bulunmaktadır.
Parenteral ilaç ürünleri uygulanmadan önce partiküllü madde olup olmadığı ve renginin bozulup bozulmadığı gözle kontrol edilmelidir. Parenteral noradrenalin iv infüzyon ile uygulanır.
Yetişkinlerde
Kan basıncının düzeltilmesi
Akut hipotansif durumlarda:
Kan hacmi deplesyonu, herhangi bir vazopressör kullanılmadan önce mümkün olduğunca tam olarak düzeltilmelidir. Noradrenalin, kan hacmi replasmanı sırasında veya öncesinde uygulanabilir.
İnfüzyon genellikle başlangıçta 2–3 mL/dakika (dakikada 8–12 mcg) veya 0,11–0,17 (mcg /kg/dakika) olarak verilir ve kan basıncındaki duruma göre miktar ayarlanır. Kan basıncı değeri başlangıçta her iki dakikada bir kaydedilir ve infüzyon hızı sürekli gözlenir. Hastanın başlangıç dozuna cevabı gözlemledikten sonra, akış hızı, hayati organlarda sirkülasyonu devam ettirmek için yeterli normal kan basıncını (genellikle 80–100 mm Hg sistolik) oluşturmak ve devam ettirmek için ayarlanır. Daha önceden hipertansif olan hastalarda, kan basıncının daha önceden var olan sistolik basıncın 400 mm Hg’den daha fazlasına yükseltilmemesi önerilmektedir.
Seyreltilen çözeltinin 0,5–1 mL/dakika ortalama akışı (veya 0,03–0,06 mikrogram/kg/dakika) genellikle tatmin edici kan basınç değerlerini elde etmek için yeterlidir.
Yukarıda anlatılan pozoloji kesin değildir. Doz hastanın kalbinin ve kan damarlarının durumuna bağlı olarak belirlenir. Ürüne hassasiyet kişiden kişiye önemli farklılıklar gösterebilir.
Eğer hasta hipotansif kalıyorsa 24 saatte 4 mL’lik 17 ampule kadar miktarların (0,67 mikrogram/kg/dakikaya denk gelen miktar) uygulanması gerekebilir, ama her zaman gizli kan hacim deplesyonundan şüphelenilmeli ve eğer gerekliyse düzeltilmelidir. Santral venöz basınç takibi bu durumun tespitinde ve tedavisinde genellikle yardımcı olur.
Tedavi süresi her bir klinik vaka için farklıdır ve 1–2 saatten 6 güne kadar değişebilir. İnfüzyon, yeterli doku infüzyonu ve yeterli kan basıncına kadar devam ettirilmelidir.
Kan basıncının ciddi bir şekilde düşmesini önlemek için infüzyon yavaş yavaş azaltılarak durdurulmalıdır.
NOREFRİN, 1 litre %5 glukoz içinde veya %0,9 sodyum klorür ve %5 glukoz karışımında (50/50) seyreltilerek iv infüzyon şeklinde uygulanır. Tuzsuz diyet uygulanan hastalarda yalnız %5’lik glukoz çözeltisi içinde seyreltilir. Glukoz çözeltisi noradrenalinin, L-noradrenalin oksidasyonunu önlemek amacıyla kullanılır.
Noradrenalinin istenen konsantrasyonlarını elde etmek için ampul içeriklerinin dilüsyonlarını hesaplamada, aşağıdaki tablo referans olarak kullanılabilir:
Elde edilmek istenen Noradrenalin baz içeriği | Kullanılan ampul sayısı | Kullanılacak seyreltme çözeltisi hacmi |
4 mikrogram/mL | 1 | 1 litre |
8 mikrogram/mL | 2 | 1 litre |
12 mikrogram/mL | 3 | 1 litre |
16 mikrogram/mL | 4 | 1 litre |
20 mikrogram/mL | 5 | 1 litre |
NOREFRİN plazma veya tam kanla karıştırılmaz, uygulama ayrı ayrı yapılmalıdır (Örneğin aynı anda verilecekse, Y-tüp veya ayrı ayrı kapların kullanılması gerekir).
Dilüsyonun derecesi klinik hacim gereksinimlerine bağlıdır.
Eğer, birim zamanda aşırı dozda presör ajan içeren bir akış hızı için sıvının (dekstroz) yüksek hacimleri gerekliyse, 4 mikrogram/mL’den daha seyrek bir çözelti kullanılmalıdır. Öte yandan, sıvının yüksek hacimleri istenmediği zaman, 4 mikrogram/mL’den daha yüksek bir konsantrasyon gerekli olabilir.
Noradrenalin sadece intravenöz infüzyon olarak kullanılır. Noradrenalin infüzyonları geniş bir ven içine yapılmalıdır. Özellikle antekubital venler tercih edilir, çünkü bu durumda uzamış vazokonstriksiyondan dolayı üzerini örten dokunun nekroz riski zayıf gözükmektedir. Alt ekstremite bölgesindeki venlere enjeksiyondan kaçınılmalıdır.
İnfüzyonun başlangıcından istenen kan basıncı elde edilene kadar her iki dakikada bir kan basıncı kontrol edilmelidir. Eğer uygulama devam edecekse, istenen kan basıncına ulaştıktan sonra her beş dakikada bir kontrol edilmelidir.
İnfüzyon akış hızı sık sık kontrol edilmelidir ve hasta infüzyon sırasında asla yalnız bırakılmamalıdır.
İnfüzyon akış serbestliği sık sık kontrol edilmelidir.
Artan permeabilite ile ven duvarının vazokonstriksiyonundan dolayı, venin etrafındaki dokularda ilaç sızıntısı meydana gelebilir. Bu durum kesin ekstravazasyondan dolayı değildir ve dokuların solmasına neden olur. Bundan dolayı, eğer soluklaşma meydana gelirse, lokal vazokonstriksiyonun etkilerini azaltmak için infüzyon bölgesi değiştirilmelidir.
İlacın damar dışına sızıntısı sırasında veya damar dışına enjeksiyonda, kan damarlarında ilacın vazokonstrüktif etkisinden kaynaklanan bir doku harabiyeti meydana gelebilir.
Enjeksiyon alanı mümkün olduğunca hızlı bir şekilde, 5–10 mg fentolamin mezilat içeren fizyolojik tuz çözeltisiyle yıkanmalıdır.
Bu amaçla, ince enjektör iğneli bir şırınga kullanılmalı ve lokal olarak enjekte edilmelidir. Ampuller kullanılmadan evvel görsel olarak kontrol edilmeli ve eğer partikül varlığı ve renk değişikliği görülürse kullanılmamalıdır.
Noradrenalinin farmakokinetiği renal veya hepatik hastalıklarla önemli derecede etkilenmez.
Karaciğer ve böbrek gibi organlarda kan akımı düşebileceği için, karaciğer ve böbrek hastalarında sempatomimetikler kullanılırken dikkat edilmelidir.
Yeni doğanlarda noradrenalin etkilerine ait çalışmalar yeterli değildir. Çocuklara noradrenalin verirken yetişkinlerdekine benzer şekilde dikkat edilmelidir. Başlangıç dozu olarak, kan basıncı kontrolüyle noradrenalin genellikle 0,05 mcg/kg/dakika noradrenalin baz infüze edilebilir ve 0,5 mcg/kg/dakika baza kadar artırılabilir.
Yaşlılarda, özellikle de sempatomimetik ajanlara ve noradrenaline duyarlı olanlarda, dikkatli kullanılmalıdır.
4.3. kontrendikasyonlar
NOREFRİN aşağıdaki durumlarda kontrendikedir:
Noradrenaline veya ilacın içeriğindeki diğer yardımcı maddelere aşırı duyarlılık: NOREFRİN yardımcı madde olarak sodyum metabisülfit içerir. Bu nadiren ciddi aşırı duyarlılık reaksiyonlarına ve bronkospazma neden olabilir. Hipertansiyon: Hipertansif hastalar NOREFRİN’in presör etkilerine daha duyarlı olabilirler. Hipertroidizm: Böyle hastalar noradrenalinin etkilerine aşırı duyarlıdır ve düşük dozlarda toksisite meydana gelebilir. Prinzmetal Anjini: Bu hastalarda, koroner kan akımı miyokardiyal enfarktüse neden olabilecek süre ve büyüklükte düşebilir. Kan hacim eksikliğinden dolayı olan hipotansiyon. Hiperkapni, hipoksi ve tıkayıcı vasküler hastalık. Noradrenalin kardiyak kasların eksitabilitesini artırabilir ve kalp odacığının hızlı ve düzensiz kontraksiyonlarına neden olabileceğinden NOREFRİN, kloroform, siklopropan ve halotan anestezisi sırasında kontrendikedir.4.4. özel kullanım uyarıları ve önlemlerialfa-agonist özelliklerinden dolayı, hipertansiyondan sakınmak için, noradrenalin infüze edileceği zaman, kan basıncı ve akış hızı uygulama zamanından istenen kan basıncı elde edilinceye kadar sık sık kontrol edilmelidir. kan hacim düşüşünden sakınmak için, noradrenalin sadece uygun kan hacim replasmanlarıyla birlikte kullanılmalıdır. bunlar tedavinin sonunda hipotansiyonu indükleyebilir ve vazokonstiriksiyon veya vasküler obstrüksiyona neden olabilir.
Oksijen eksikliği veya kan karbonik gazlarının aşırı konsantrasyonlarında, NOREFRİN kullanımı kardiyak ritim bozukluklarına (nabzın hızlanması veya kalbin koordine olmayan ve efektif olmayan kontraksiyonları) neden olabileceğinden NOREFRİN doktor kararı olmadan kullanılmamalıdır.
Noradrenalin ciddi bir doku tahriş edicisidir ve sadece çok seyreltilmiş çözeltileri kullanılmalıdır. Eğer mümkünse geniş bir venin içine merkezi olarak infüze edilmelidir ve ekstravazasyondan kaçınmak için dikkat edilmelidir.
Hipertroidizm, diyabet, dar açılı glokom ve prostat hipertrofisinde dikkatli kullanılmalıdır.
Tanısı konmuş veya şüpheli konjenital uzamış QT sendromu ve Torsades de Pointes hastalarında kullanımından kaçınılmalıdır.
NOREFRİN sodyum bisülfit (E222) içerir, bu nadir olarak şiddetli aşırı duyarlılık reaksiyonlarına ve bronkospazma neden olabilir.
NOREFRİN her ampulde 1 mmol (23 mg)’dan daha az sodyum ihtiva eder; yani esnasında “sodyum içermez”.
4.5. diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
Noradrenalin, kloroform, siklopropan ve halotan anestezisi sırasında birlikte kullanılmamalıdır (Bkz. Bölüm 4.3). Aritmiler propranol gibi P-adrenerjik bloklayıcı ilaç uygulanması ile tedavi edilmelidir.
NOREFRİN aşağıdaki ilaçları alan hastalarda çok dikkatli kullanılmalıdır:
Atropin sülfat, noradrenalinin neden olduğu refleks bradikardiyi blokladığı için. Trisiklik antidepresanlar (örn. İmipramin), Antihistaminikler (difenilhidramin, tripelennamin, deksklorfeniramin), Ergotamin türevi bazı alkaloidler, guanethidin veya metildopa, noradrenalinin vazopresor etkileri potansiyalize edebilirler ve ciddi ve inatçı hipertansiyona neden olabilirler. MAO (monoamin oksidaz) inhibitörleri ile ciddi ve uzamış hipertansiyon meydana gelebilir. Yüksek miktarda dijitalin ve kinidin, aritmilere neden olabilirler. Furosemid ve diğer diüretikler, noradrenaline arteriyel cevabı azaltabilir.Damarlardaki a adreneıjik etkiden kaynaklanan vazopresör etki fentolamin mezilat gibi bloklayıcı ajanın eş zamanlı uygulanması ile azaltılabilir. Bir P-bloklayıcı ajanın (propranolol) uygulanması kalp üzerindeki ilacın uyarıcı etkisinin (P1 adrenerjik etkiden gelen) azalmasına neden olurken, arteriolar dilatasyonun azalmasını (P2 adrenerjik etkiden gelen) takip eden hipertansör etki de artar.
4.6. gebelik ve laktasyongebelik kategorisi: c
Noradrenalin’in doğum kontrol yöntemleri üzerine etkisi olup olmadığına dair herhangi bir veri bulunmamaktadır.
Hamilelerde ya da çocuk doğurma potansiyeli olan kadınlarda minimal risk teşkil etmektedir.
Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, gebelik /ve-veya/ embriyonal/fetal gelişim /ve-veya/ doğum /ve-veya/ doğum sonrası gelişim üzerindeki etkiler bakımından yetersizdir (bkz. bölüm 5.3.).
İnsanlara yönelik potansiyel risk bilinmemektedir. NOREFRİN gerekli olmadıkça gebelik döneminde kullanılmamalıdır.
Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, gebelik ve/veya embriyonal/fetal gelişim ve/veya doğum, doğum sonrası gelişim üzerindeki etkiler bakımından yetersizdir.
Gebelerde kullanım için güvenliği kanıtlanmamıştır. Noradrenalin ile hayvan üreme çalışmaları yapılmamıştır ve etkisi bilinmemektedir. Hamilelikte, çok gerekli ise kullanılmalıdır. Noradrenalin plasentadaki kan sirkülasyonunu azaltacağından fetüsün kalp ritminde yavaşlamaya neden olabilir. Ayrıca, uterus kasılma oranını artırabilir ve gebeliğin son döneminde fetüsün boğulmasına neden olabilir. Bu nedenle, NOREFRİN’in sağlayacağı klinik avantajların fetüste doğuracağı muhtemel risklerden daha fazla olduğu acil durumlarda kullanılmalıdır.
Gebelik döneminde kullanımı ile ilgili yeterli klinik bilgi bulunmamaktadır.
Noradrenalinin insan sütüyle atılıp atılmadığı bilinmemektedir. Noradrenalinin süt ile atılımı hayvanlar üzerinde araştırılmamıştır. Emzirmenin durdurulup durdurulmayacağına ya da NOREFRİN tedavisinin durdurulup durdurulmayacağına/tedaviden kaçınılıp kaçınılmayacağına ilişkin karar verilirken, emzirmenin çocuk açısından faydası ve NOREFRİN tedavisinin emziren anne açısından faydası dikkate alınmalıdır.
Noradrenalin ile hayvan reprodüksiyon çalışmaları yapılmamıştır.
4.7. araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
NOREFRİN’in araç ve makine kullanımı üzerinde etkisi yoktur.
4.8. i̇stenmeyen etkiler
Bunlar; çok yaygın (>1/10), yaygın (>1/100 ila <1/10), yaygın olmayan (>1/1.000 ila <1/100) ve seyrek (>1/10.000 ila <1/1.000), çok seyrek (<1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor, olarak sınıflandırılır.
Yaygın olmayan: Anksiyete, uykusuzluk, konfüzyon, sefalji, baş ağrısı, psikotik durum, güçsüzlük, tremor, hipervijilans, anoreksi, bulantı ve kusma
Yaygın olmayan: Akut glokom: iridokorn açısının kapanmasına anatomik olarak ön yatkınlığı olanlarda çok sıktır.
Yaygın: Taşikardi, bradikardi, aritmiler, palpitasyon, kalpteki pi-adreneıjik etkiden kaynaklanan kardiyak kasın kontraktilitesinde artış, akut kardiyak yetmezlik.
Çok yaygın: Arteriyel hipertansiyon ve doku hipoksisi: Potent vazokonstriktör etkiden dolayı iskemik hasar.
Yaygın olmayan: Solunum yetmezliği ve güçlüğü, dispne.
Yaygın olmayan: Enjeksiyon bölgesinde irritasyon ve nekroz, uzuvlar ve yüzde soğukluk ve solgunlukla neden olabilecek kan damarlarının büzülmesi.
Kan hacim replasmanı yapılmazsa, kan basıncını devam ettirmek için sürekli noradrenalin uygulaması aşağıdaki semptomlara neden olabilir:
Ciddi perifer ve viseral vazokonstriksiyon Renal kan çıkışında azalma İdrar üretiminde azalma Dokularda yetersiz oksijen düzeyi Kanda laktik asit seviyesinde artış.Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)’ne bildirmeleri gerekmektedir (; e-posta: ; tel: 0 800 314 00 08; faks: 0312 218 35 99).
4.9. doz aşımı ve tedavisidoz aşımı baş ağrısı, ciddi hipertansiyon, solgunluk, anormal derecede yavaş nabız, periferal dirençte artış ve düşük kalp debisine neden olur.
Aşırı doz durumlarında veya aşırı duyarlı insanlardaki olağan dozlarda, şu etkiler daha sık gözükebilir: Hipertansiyon, fotofobi, retrosternal ağrı, solukluk, aşırı terleme ve kusma.
Noradrenalinin olası hayatı tehdit edici etkileri, onun doz ilişkili hipertansif etkisinden kaynaklanmaktadır. Pulmoner ödem ve serebral hemoraj ile akut hipertansiyon meydana gelebilir.
İntravenöz infüzyon sırasında noradrenalin ekstravazasyonu infüzyon alanının çevresinde uyuşukluğa ve nekroza neden olabilir. Uzamış infüzyonları ekstremitelerin kangreni takip edebilir. İnfüzyon bölgesinde bozulmuş sirkülasyon (ekstravazasyonlu veya ekstravazasyonsuz), sıcak sargı ve 5 mg/mL serum fizyolojik içindeki fentolamin çözeltisinin infiltrasyonu ile hafifletilebilir.
Herhangi bir potent vazopressörün uzamış uygulaması plazma hacim deplesyonuna neden olabilir, bu uygun sıvı ve elektrolit replasman tedavisi ile düzeltilebilir. Eğer plazma hacimleri düzelmezse, noradrenalin tedavisi kesildiği zaman hipotansiyon tekrarlayabilir veya kan basıncı, kan akımındaki azalmayla ciddi periferik ve viseral vazokonstriksiyon riskiyle devam edebilir.
Hastanın durumu tekrar stabilize oluncaya kadar uygulama kesilmelidir.
Antidot: Fentolamin mezilat gibi bir a-blokerin (5–10 mg) intravenöz uygulanması. Eğer gerekirse bu doz tekrarlanabilir.
5. farmakoloji̇k özelli̇kleri̇
5.1. farmakodinamik özelliklernoradrenalin, adrenal medullada sentezlenen endojen bir katekolamindir ve epinefrinin biyokimyasal öncülüdür. noradrenalin a-adrenerjik reseptörler üzerinde ağırlıklı olarak doğrudan etki gösterir. noradrenalin ayrıca kalp b-adrenerjik reseptörlerini de doğrudan stimüle eder (şl-adrenerjik reseptörleri) fakat bronşlarda veya periferal kan damarlarında bulunmayanları (ş2-adrenerjik reseptörleri) etkilemez.
Bununla birlikte, noradrenalin Ş1 reseptörleri üzerinde epinefrin ve izoproterenolden daha az etkilidir. Beta adreneıjik etkiler, adenil siklaz aktivitesi stimülasyonundan oluşurken; a-adrenerjik etkilerin, adenil siklaz enzimi inhibisyonuyla siklik adenozin-3',5'-monofosfat (AMP) üretimi inhibisyonundan oluşur.
Noradrenalinin terapötik dozlarının ana etkileri vazokontriksiyon ve kardiyak stimülasyondur. Kardiyovasküler etkiler: Noradrenalin, a-adrenerjik reseptörler üzerinde ki etkileriyle kan damarlarının hem direncini hem de kapasitansını daraltır. Toplam periferal direncin artışı, sistolik ve diyastolik kan basıncının yükselmesiyle sonuçlanır.
Noradrenalin, miyokard üzerinde pozitif inotropik etki yaratarak kalpte Şl-adrenerjik reseptörleri üzerinde etkili olur. Ayrıca sinoatriyal düğüm yoluyla pozitif kronotropik bir etki göstermesine rağmen bu etki, artan arteriyal kan basıncına bir tepki olarak oluşan artmış vagal aktivite ile giderilir ve genellikle bradikardi ile sonuçlanır. Bradikardi atropin ile engellenir. Hipotansif hastalarda, noradrenalinin pozitif inotropik etkisiyle kalp debisi artabilir ve ilacın presör etkilerine katkıda bulunabilir. Bununla birlikte, refleks bradikardi nedeniyle kalp debisi değişebilir veya azalabilir. Eğer kalbe venöz dönüşü, artan periferal vasküler direncin bir sonucu olarak azalırsa, ilacın uzatılmış kullanımını veya yüksek dozlarda uygulanmasını takiben kalp debisinde bir düşüş oluşabilir.
5.2. farmakokinetik özellikleremilim:
İntravenöz uygulamadan sonra hızlı bir biçimde presör bir yanıt meydana gelir. İlaç kısa süreli bir etkiye sahiptir ve presör etkisi infüzyon kesildikten sonra l-2 dakika içinde durur.
Dağılım:
Noradrenalin esas olarak sempatik sinir dokularına lokalize olur. İlaç plasentaya geçer fakat kan-beyin bariyerini geçemez. Yaklaşık %50 oranında plazma proteinlerine bağlanır. Dağılım hacmi 0,09–0,4 L/kg’dır.
Biyotransformasyon:
Noradrenalinin farmakolojik etkileri öncelikle sempatik sinir uçlarında tutulumu ve metabolize olmasıyla sona erer. Noradrenalin, katekol-O-metiltransferaz (COMT) ve monoamin oksidaz (MAO) enzimlerini içeren reaksiyonlar kombinasyonu ile karaciğer ve diğer dokularda metabolize olur. Major metabolitler ikisi de inaktif olan normetanefrin ve 3-metoksi-4-hidroksi mandelik asittir (vanililmandelik asit, VMA). Diğer inaktif metabolitler 3-metoksi-4-hidroksifenilglikol, 3,4-dihidroksifenilglikol içerir.
Eliminasyon:
Noradrenalin metabolitleri öncelikle sülfat konjugatları olarak ve daha az oranda glukuronid konjugatları olarak idrarla atılırlar. Sadece çok küçük bir miktar noradrenalin değişmeden atılır.
5.3. klinik öncesi güvenlilik verileri
Herhangi bir veri bulunmamaktadır.
6. farmasöti̇k özelli̇kler
6.1. yardımcı maddelerin listesi
Bir ampul:
Sodyum bisülfit (E222)
Serum fizyolojik (%0,9 Sodyum klorür çözeltisi)
Hidroklorik asit veya sodyum hidroksit (pH ayarlamak için)
6.2. geçimsizlikler
Noradrenalin; alkali çözeltiler veya oksidatif maddeler, barbitüratlar, klorfeniramin, klorotiyazit, nitrofurantoin, novobiosin, fenitoin, sodyum bikarbonat, sodyum iyodür, streptomisin, insülin (bir geçimsizlik bildirilmiştir) ile geçimsizdir.
Noradrenalinin gliserol, asetoasetat, P-hidroksibutirat ve glukozun dolaşımdaki seviyelerini artırdığı gösterilmiştir. Plazma insülini, laktat, piruvat ve alanin seviyeleri noradrenalin ile düşer.
NOREFRİN plazma veya tam kan ile karıştırılmamalıdır, ayrı ayrı uygulanmalıdır.
6.3. raf ömrü
24 ay.
6.4. Saklamaya yönelik özel uyarılar
30°C altındaki oda sıcaklığında saklanır.
6.5. ambalajın niteliği ve içeriği
Karton kutuda 10 adet 4 mL çözelti içeren bal rengi baskılı ampul.
6.6. beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği’’ ve “Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği’ne uygun olarak imha edilmelidir.
7. ruhsat sahi̇bi̇
HÜSNÜ ARSAN İLAÇLARI A.Ş
34398 Maslak-İSTANBUL
8. ruhsat numarasi
131/93
9. i̇lk ruhsat tari̇hi̇/ruhsat yeni̇leme tari̇hi̇
İlk ruhsat tarihi: 11.01.1983
Ruhsat yenileme tarihi: