KISA ÜRÜN BİLGİSİ - MAXİCİLİN 1000 MG IM ENJEKSİYONLUK TOZ İÇEREN FLAKON
1. beşeri̇ tibbi̇ ürünün adi
MAXİCİLİN 1000 mg im enjeksiyonluk toz içeren flakon
2. kali̇tati̇f ve kanti̇tati̇f bi̇leşi̇m
Flakon:
Her flakonda 1000 mg sefazolin (sodyum olarak) bulunur.
Ampul:
Her çözücü ampul, %0,5 lidokain hidroklorür çözeltisi içerir.
Yardımcı maddeler için 6.1'e bakınız.
3. farmasöti̇k form
Enjeksiyonluk çözelti tozu ve çözücüsü.
4. kli̇ni̇k özelli̇kler
4.1. terapötik endikasyonlar
MAXİCİLİN, duyarlı mikroorganizmaların yol açtığı aşağıdaki enfeksiyonların tedavisinde endikedir:
Solunum yolu enfeksiyonları İdrar yolu enfeksiyonları Deri ve yumuşak doku enfeksiyonları Safra yolu enfeksiyonları Kemik ve eklem enfeksiyonları Genital enfeksiyonlar Septisemi Endokardit Perioperatif profılaksi4.2. pozoloji ve uygulama şeklidozaj ve uygulama yolu, hastanın yaşı ve vücut ağırlığı, enfeksiyonun türü ve enfeksiyona yol açan organizmanın duyarlılığı göz önüne alınarak belirlenmelidir. i̇ntratekal yoldan kullanılmamalıdır.
Erişkinler
Enfeksiyonun türü | Doz | Uygulama sıklığı |
Orta-ağır enfeksiyonlar | 500 mg-1 gram | 6–8 saatte bir |
Duyarlı gram pozitif kokların yol açtığı hafif enfeksiyonlar | 250–500 mg | 8 saatte bir |
Akut, komplikasyonsuz idrar yolu enfeksiyonları | 1 gram | 12 saatte bir |
Pnömokoksik pnömoni | 500 mg | 12 saatte bir |
Ağır, hayatı tehdit eden enfeksiyonlar (endokardit, septisemi gibi)* | 1 gram- 1,5 gram | 6 saatte bir |
*Nadir durumlarda günde 12 grama | <adar kullanılmıştır. |
Kontaminasyonlu ya da kontaminasyon riski bulunan cerrahi girişimlerde, postoperatif enfeksiyonları önlemek için aşağıdaki dozlar önerilir:
a. Ameliyat başlamadan V2-I saat önce, intravenöz ya da intramüsküler yoldan 1 gram uygulanır.
b. Uzun süreli cerrahi girişimlerde (örneğin 2 saat ya da daha uzun), ameliyat sırasında intravenöz ya da intramüsküler yoldan 500 mg-1 gram uygulanır (uygulama cerrahi girişimin süresine göre ayarlanır).
c. Ameliyattan sonra 24 saat süreyle her 6–8 saatte bir intravenöz ya da intramüsküler yoldan 500 mg-1 gram uygulanır.
Preoperatif dozun ameliyat başlangıcından tam 1/2 saat – 1 saat önce verilmesi dokularda ve serumda ilk cerrahi insizyonun yapıldığı anda yeterli antibiyotik düzeylerinin sağlanması açısından önemlidir. Ayrıca, MAXÎCÎLÎN gerekirse enfektif mikroorganizmalara en çok maruz kalınacak anlarda yeterli antibiyotik düzeyi sağlamak için ameliyat sırasında uygun aralıklarla uygulanır.
Açık kalp ameliyatı ve protez takılması gibi enfeksiyon oluşmasının ciddi bir sorun oluşturabileceği cerrahi girişimlerde, profılaktik tedaviye operasyondan sonra 3–5 gün boyunca devam edilebilir.
Uygulama şekli
MAXİCİLİN, rekonstitüsyondan sonra intramüsküler, intravenöz enjeksiyon veya intravenöz infüzyon şeklinde kullanılabilir. İntravenöz enjeksiyon veya intravenöz infüzyon için, MAXİCİLİN’in çözücü ampul olarak enjeksiyonluk su içeren IM/IV formları kullanılmalıdır.
MAXICILIN’in %0,5 lidokain hidroklorür kullanılarak hazırlanan çözeltileri asla intravenöz yoldan kullanılmamalıdır.
Parenteral Solüsyonun Hazırlanması ve Uygulama
Parenteral yoldan kullanılacak ilaçlar, rekonstitüsyondan sonra iyice çalkalanmalı ve uygulanmadan önce gözle incelenerek partikül içermediğinden emin olunmalıdır. Hazırlanan çözeltide partikül bulunuyorsa kullanılmamalıdır. MAXİCİLİN, sulandırıldıktan sonra hemen kullanılmalıdır. Hazırlanan çözeltinin renginde, etkisinde herhangi bir değişiklik olmaksızın, açık sarıdan sarıya kadar değişiklik gösterebilir.
intramüsküler uygulama
MAXİCİLİN 1000 mg IM flakon, intramüsküler enjeksiyon amacıyla hazırlanırken ambalajda bulunan 3,5 mİ %0,5 lidokain hidroklorür solüsyonu ya da 5 mİ enjeksiyonluk su içinde eritilmelidir (MAXİCİLİN 1000 mg IM/IV’nin çözücü ampulünde 5 mİ enjeksiyonluk su bulunur). Hazırlanan çözelti büyük bir kas kitlesi (örn: gluteal bölge) içine enjekte edilmelidir.
İntramüsküler uygulama, yalnızca intravenöz uygulamanın zor olduğu hallerde kullanılmalı ve aşağıdaki uyarılar göz önünde bulundurulmalıdır:
– İntramüsküler tedavinin süresi mümkün olduğunca kısa tutulmalıdır. Aynı bölgeye enjeksiyon tekrarından kaçınılmalıdır. Düşük kilolu bebeklerde, yeni doğanlarda, süt çocuklarında veya çocuklarda, tekrarlayan enjeksiyonlardan kaçınılmalıdır.
– Sinirlerin geçtiği bölgelere enjeksiyon yapılmamalıdır.
– Enjektör iğnesinin batırılmasının şiddetli ağrıya neden olması veya enjektöre kan gelmesi halinde iğne hemen geri çekilmeli ve enjeksiyon farklı bir bölgeye uygulanmalıdır.
– İntramüsküler enjeksiyon için hazırlanan solüsyonlar, intravenöz enjeksiyonda kullanılmamalıdır.
– İntramüsküler enjeksiyon, enjeksiyon bölgesinde ağrıya veya endürasyona neden olabilir.
Intravenöz uygulama
İntravenöz dozlar vasküler ağrı veya tromboflebite neden olabildiğinden, bu tür komplikasyonları önlemek amacıyla enjeksiyon hızı mümkün olduğunca yavaş tutulmalı, rekonstitüsyona, enjeksiyon bölgesinin seçimine ve uygun enjeksiyon tekniğinin kullanılmasına özen gösterilmelidir.
intravenöz enjeksiyon
MAXİCİLİN 1000 mg, intravenöz uygulama amacıyla hazırlanırken, en az 5 mİ enjeksiyonluk su içinde eritilmelidir. Hazırlanan çözelti, doğrudan ven içine ya da parenteral sıvı tedavisi gören hastalarda lateks tüp aracılığıyla yavaş olarak (3–5 dakika) enjekte edilebilir.
intravenöz infüzyon
MAXİCİLİN 1000 mg, intravenöz enjeksiyon bölümünde belirtildiği şekilde hazırlandıktan sonra, aşağıdaki solüsyonlardan herhangi biri ile 50–100 ml’lik bir hacimde seyreltilerek aralıklı ya da sürekli infüzyon şeklinde uygulanabilir: %0,9 sodyum klorür %5 dekstroz laktatlı ringer %5 dekstroz + %0,9 sodyum klorür %5 dekstroz + %0,45 sodyum klorür %5 dekstroz + %0,2 sodyum klorür
Laktatlı ringer
Ringer solüsyonu
%5 sodyum bikarbonat solüsyonu
Böbrek yetmezliği olan hastalarda, enfeksiyonun ağırlığına uygun ilk yükleme dozundan sonra aşağıda belirtildiği şekilde dozaj ayarlanabilir. Kreatinin klerensi 55 ml/dakika ya da daha yüksek veya serum kreatinini 1,5 mg/dl ya da daha az olan hastalarda doz ayarlamasına gerek yoktur. Kreatinin klerensi, 35–54 ml/dakika ya da serum kreatinini 1,6–3,0 mg/dl olan hastalara da tam doz uygulanabilir, ancak dozlar en az 8 saatlik aralıklarla uygulanmalıdır. Kreatinin klerensi 11–34 ml/dakika ya da serum kreatinini 3,1–4,5 mg/dl olan hastalara, normal dozun yarısı 12 saatte bir verilmelidir. Kreatinin klerensi 10 mL/dakika ya da daha düşük olanlarda veya serum kreatinini 4,6 mg/dl ya da daha yüksek olan hastalara, normal dozun yarısı 18–24 saatlik aralarla verilmelidir.
Tedavi sırasında karaciğerle ilgili yan etkiler görülürse ilaca devam edilmemelidir.
Çocuklarda hafif ve orta şiddetteki enfeksiyonların çoğunda günde toplam 25–50 mg/kg’hk doz etkilidir. Bu doz üç ya da dört eşit doza bölünerek uygulanır. Ağır enfeksiyonlarda günlük toplam doz 100 mg/kg’ a yükseltilebilir. Prematüre ve bir aylıktan küçük bebeklerde etkinliği ve güvenilirliği henüz gösterilmediğinden, bu hastalarda kullanılması önerilmez. Pediatrik hastalarda, aşağıdaki dozaj tablolarından yararlanılabilir.
25 mg/kg/gün
Vücut ağırlığı | 8 saatte bir ortalama doz | 6 saatte bir ortalama doz |
4,5 kg | 40 mg | 30 mg |
9,0 kg | 75 mg | 55 mg |
13,6 kg | 115 mg | 85 mg |
18,1 kg | 150 mg | 115 mg |
22,7 kg | 190 mg | 140 mg |
50 mg/kg/gün
Vücut ağırlığı | 8 saatte bir ortalama doz | 6 saatte bir ortalama doz |
4,5 kg | 75 mg | 55 mg |
9,0 kg | 150 mg | 110 mg |
13,6 kg | 225 mg | 170 mg |
18,1 kg | 300 mg | 225 mg |
22,7 kg | 375 mg | 285 mg |
İlk normal yükleme dozundan sonra, dozaj aşağıda belirtildiği şekilde ayarlanmalıdır. Hafif orta arasındaki şiddette böbrek yetmezliği (kreatinin klerensi 70–40 mL/dakika) bulunan pediatrik hastalarda, normal günlük dozun %60’ınm ikiye bölünerek 12 saatte bir verilmesi yeterlidir. Orta şiddette böbrek yetmezliği olanlarda (kreatinin klerensi 40–20 mL/dakika), normal günlük dozun %25’inin ikiye bölünerek 12 saatte bir uygulanması yeterlidir. Ağır böbrek yetmezliği (kreatin klerensi 20–5 mL/dakika) olan pediatrik hastalarda, normal günlük dozun %10’u 24 saat aralıklarla verilmelidir.
Yaşlılarda kullanılırken, aşağıdaki konularda özel dikkat gösterilmelidir. İlaç dikkatli kullanılmalı; hastaların doz ve doz aralıkları, klinik gözlemlere dayanarak dikkatlice belirlenmelidir.
– Yaşlı hastalarda, azalmış fizyolojik fonksiyonlar nedeniyle istenmeyen etkiler daha sık görülme eğilimindedir.
– Yaşlılarda K vitamini yetmezliğine bağlı kanama eğilimi görülebileceğinden dikkatli olunmalıdır.
4.3. kontrendikasyonlar
Sefalosporin grubu antibiyotiklere aşırı duyarlı olduğu bilinen hastalarda kullanılmamalıdır. Ayrıca amid tipi lokal anesteziklere karşı aşırı duyarlı olan bireylerde ve kalp bloğu olanlarda kullanılmamalıdır.
4.4. özel kullanım uyarıları ve önlemleri
MAXİCİLİN tedavisine başlamadan önce hastaların daha önce sefazoline, sefalosporinlere, penisilinlere ya da diğer ilaçlara karşı aşırı duyarlılık reaksiyonu gösterip göstermedikleri dikkatle araştırılmalıdır. Beta-laktam antibiyotikler arasında çapraz aşırı duyarlılık bulunduğundan ve penisilin aleıjisi öyküsü bulunanların %10’unda aşırı duyarlılık reaksiyonu ortaya çıkabildiğinden, MAXİCİLİN penisiline duyarlı hastalara uygulanacağında dikkatli olunmalıdır. Aleıjik bir reaksiyon görülürse MAXİCİLİN tedavisi durdurulmalıdır. Ağır akut aşırı duyarlılık reaksiyonlarında, adrenalin tedavisi ve oksijen, intravenöz sıvı, intravenöz antihistaminik, kortikosteroid, presör amin uygulanması ve solunum yollarının açık tutulması dahil klinik duruma göre diğer acil tedavilerinde uygulanması gerekebilir.
Uygulama öncesinde acil bir durum için tüm olanaklar hazır tutulmalı, hastalar uygulama süresince, ilacın uygulaması tamamlanıncaya kadar dikkatli gözlem altında tutulmalıdır.
Aşağıdaki hasta gruplarında dikkatli kullanılmalıdır:
– Ailevi veya kişisel bronşiyal astım, döküntü veya ürtiker öyküsü olan hastalar,
– Ağır böbrek yetmezliği olan hastalar,
– Yetersiz beslenen, parenteral beslenme uygulanan veya güçten düşmüş hastalar (bu hastalar, K vitamini eksikliği görülebileceğinden dikkatli gözlem altında tutulmalıdır),
– Yaşlı hastalar
Sefazolin dahil, hemen hemen tüm antibiyotiklerin psödomembranöz kolite neden olabildikleri bildirilmiştir. Bu nedenle, antibakteriyel ilaç tedavisi sırasında ya da sonrasında diyare gelişen hastalarda psödomembranöz kolit olasılığı göz önünde bulundurulmalıdır.
Psödomembranöz kolit saptanırsa, gerekli terapötik önlemler alınmalıdır. Hafif vakalarda, kullanılan antibiyotiğin kesilmesi genellikle yeterli olurken, orta veya şiddetli psödomembranöz vakalarında, sıvı-elektrolit tedavisi, protein suplemantasyonu ve Clostridium difficHe'ye karşı etkili bir oral antibiyotik tedavisine başlanmalıdır.
Uzun süreli sefazolin tedavileri sırasında duyarlı olmayan organizmalarda aşırı çoğalma görülebileceğinden dikkatli olunmalıdır.
Sefazolin, böbrek fonksiyonlarındaki azalma sonucunda idrar miktarı azalan hastalarda daha düşük dozlarda kullanılmalıdır (Bakınız bölüm 4.2.).
Diğer beta-laktam antibiyotik tedavilerinde olduğu gibi, böbrek yetmezliği olan hastalarda çok yüksek dozlarda kullanılması durumunda konvülsiyona neden olabilir (Bkz. Bölüm 4.2.).
Sefazolin, başta kolit olmak üzere gastrointestinal hastalık öyküsü bulunan hastalarda dikkatle kullanılmalıdır.
Sefalosporinler protrombin aktivitesi üzerinde bozukluğa neden olabilmektedir. Böbrek veya karaciğer yetmezliği olan hastalar, beslenme güçlüğü çeken hastalar ile uzatılmış antimikrobiyal tedavi gören hastalar ve antikoagülan tedavisi almış hastalar risk altındadır. Risk altındaki ve ekzojen vitamin K verilen hastalarda protrombin zamanı takip edilmelidir.
Sefazolinin prematüreler ve yeni doğanlarda etkinliği ve güvenilirliği henüz saptanmamıştır. Bir aylıktan büyük bebeklerde kullanımı için (Bkz. Bölüm 4.2.).
Bu tıbbi ürün sodyum içerir. Bu durum, kontrollü sodyum diyetinde olan hastalar için göz önünde bulundurulmalıdır.
4.5. diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
Probenesid, birlikte kullanılması durumunda sefalosporinlerin renal tübüler atılımım azaltarak, sefalosporinlerin kan düzeylerinin daha yüksek olmasına ve daha uzun süre devam etmesine yol açar. İstenmeyen etki insidansım artırır.
Sefazolin birlikte kullanıldığında varfarinin etkilerini artırabilir. Diüretiklerle birlikte kullanıldığında, böbrek bozukluğu şiddetlenebilir.
Sefazolin, BCG ve Tifo aşılarının etkisini azaltabilir.
Benedict ve Fehling solüsyonları ya da Clinitest tabletleri ile yapılan idrarda glukoz arama testlerinde yalancı pozitif reaksiyona neden olabilirse de, enzime dayalı testlerde yalancı pozitif reaksiyona neden olmaz.
Direkt ve indirekt antiğiobulin (Coombs) testinde pozitif sonuçlara yol açabilir. Doğumdan önce annelerine sefalosporin uygulanan yeni doğanlarda da Coombs testinde pozitiflik görülebilir.
Özel popülasyonlara ilişkin herhangi bir çalışma yapılmamıştır.
4.6. gebelik ve laktasyongebelik kategorisi: b
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar / Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlarda ve doğum kontrolü (kontrasepsiyon) uygulayanlarda ilacın kullanımı yönünden bir öneri bulunmamaktadır.
Gebe kadınlarda yapılmış yeterli sayıda kontrollü çalışmalar bulunmadığından, gebelikte zorunlu olmadıkça kullanılmamalıdır.
Sefazolin, sezaryen öncesi uygulandığında, kordon kanındaki ilaç düzeyi, anne kanındaki düzeyin yaklaşık dörtte biri ile üçte biri arasındadır. Ancak, sefazolinin fetüs üzerinde herhangi bir istenmeyen etkisi saptanmamıştır.
Sefazolinin anne sütüne geçtiği bildirilmiştir. Bu nedenle, emziren annelerde bu ürünün kullanımından kaçınılması önerilir. İlacın kullanılmasının mutlaka gerekli görülmesi halinde, tedavi sırasında emzirmeye ara verilmelidir.
Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, gebelik / embriyonal / fetal gelişim / doğum ya da doğum sonrası gelişim ile ilgili olarak doğrudan ya da dolaylı zararlı etkiler olduğunu göstermemektedir (Bkz. Bölüm 5.3).
4.7. araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
Araç ve makine kullanma yeteneği üzerinde bilinen bir etkisi yoktur.
4.8. i̇stenmeyen etkiler
İstenmeyen etkiler aşağıdaki sıklık derecesine göre sıralanmıştır.
Çok yaygın (>1/10); yaygın (>1/100, <1/10); yaygın olmayan (>1/1000, <1/100); seyrek (>1/10.000, <1/1000); çok seyrek (<1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).
Yaygın: Granülositopeni, eozinofıli
Seyrek:Pansitopeni, agranülositoz, hemolitik anemi ya da trombositpeni, K vitamini eksikliği, B vitamini eksikliği.
Bilinmiyor: Konvülsiyon
Seyrek: înterstisyel pnömoni ya da PIE sendromu
Yaygın: Bulantı, kusma
Seyrek: Ciddi kolit (psödomembranöz kolit)
Yaygın: Ciltte döküntü, ürtiker, cilt kızarıklığı,
Seyrek: Mukokütanöz oküler sendrom (Stevens-Johnson sendromu) ya da toksik epidermal nekroliz (Lyell sendromu)
Yaygın: AST (GOT), ALT (GPT) ya da ALP artışı
Seyrek: Sarılık
Yaygın: BUN’da yükselme
Seyrek: Ciddi renal bozukluk (akut böbrek yetmezliği gibi), kan kreatininde yükselme
Seyrek: Şok, anafılaktoid reaksiyonlar,kandidiazis,başağrısı,sersemlik,genel yorgunluk,B vitamini eksikliği (glossit,stomatit,anoreksi veya nöritis)
* Tedavi sırasında bu tür reaksiyonların görülmesi durumunda tedavi kesilmeli ve gereken önlemler alınmalıdır.
4.9. doz aşımı ve tedavisi
Bulgu ve belirtiler: Parenteral sefalosporinlerin çok yüksek dozlarda kullanılması, göz kararması, parestezi ve baş ağrısına neden olabilir. Özellikle akümülasyon riskinin bulunduğu böbrek yetmezlikli hastalarda bazı sefalosporinler konvül siy onlara neden olabilir. Laboratuvar testlerinde kreatinin, BUN, karaciğer enzimleri, bilirubin düzeyinde yükselme, Coombs testi pozitifliği, trombositoz, trombositopeni, eozinofıli, lökopeni ve protrombin zamanında uzama görülebilir.
Tedavi: Ağır doz aşımında destekleyici tedavi uygulanır. Hematolojik, renal ve hepatik fonksiyonlar ile pıhtılaşma, hasta stabil olana kadar izlenmelidir. Özellikle beslenme bozukluğu, uzamış tedavi süreleri, hepatik veya renal yetmezlik durumlarında INR’de yükselmeye neden olabilir. Konvülsiyon görülürse tedavi derhal kesilmelidir. Antikonvülsan tedavi gerekli olabilir.
Destekleyici veriler olmamakla birlikte, özellikle böbrek yetmezliği bulunan ağır doz aşımı vakalarında, hemodiyaliz ve hemoperfüzyon uygulanabilir.
5. farmakoloji̇k özelli̇kler
5.1. farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grup: Sefalosporin grubu antibakteriyel ATC kodu: J01DB04
Sefazolin, Gram negatif ve Gram pozitif bakterilerin bakteri hücre duvarı sentezinin son aşamasını etkileyen, bakterisit etkili 1. kuşak sefalosporin grubu bir antibiyotiktir.
In vitro araştırmalar, sefalosporinlerin bakterisit etkisinin, hücre duvarı sentezinin inhibisyonuna bağlı olduğunu göstermektedir. Sefazolin, aşağıdaki organizmalara karşı in vitro koşullarda ve klinik enfeksiyonlarda etkilidir:
Staphylococcus aureus (penisilinaz yapan türler dahil), Staphylococcus epidermidis (meti siline dirençli stafılokoklar, sefazoline de dirençlidir), A grubu beta-hemolitik streptokoklar ve diğer streptokok türleri (enterokokların çoğu dirençlidir), Streptococcus pneumoniae, Escherichia coli, Proteus mirabilis, Klebsiella türleri, Enterobacter aerogenes, Haemophilus influenzae.
İndol pozitif Proteus suşlarının çoğu (Proteus vulgaris), Enterobacter cloacae, Morganella morganii ve Providencia rettgeri, Serratia, Pseudomonas türleri sefazoline dirençlidir.
5.2. farmakokinetik özellikleriemilim
Sağlıklı gönüllülerde, 500 mg sefazolinin intramüsküler yoldan uygulanmasından 1 ve 8 saat sonra, sırasıyla 37 pg/mL ve 3 pg/ml’lik ortalama serum konsantrasyonları, 1 gramlık dozun uygulanmasından 1 ve 8 saat sonra ise ortalama 64 pg/mL ve 7 pg/mL’lik serum konsantrasyonları elde edilmiştir.
İntravenöz yoldan 1 gram dozunda uygulanmasından sonra en yüksek serum konsantrasyonu, sağlıklı gönüllülerde yaklaşık 185 pg/mL’ye ulaşmış ve 8 saat sonra ise yaklaşık 4 pg/mL olarak bulunmuştur.
Sağlıklı gönüllülerde bir saat süreyle 3,5 mg/kg (yaklaşık 250 mg) ve bunu izleyen 2 saat içinde 1,5 mg/kg (yaklaşık 100 mg) dozunda sefazolinin intravenöz yoldan sabit infüzyon şeklinde uygulanması sırasında, üçüncü saatte ulaşılan sabit serum düzeyi yaklaşık 28 pg/ml’dir.
Enfeksiyon nedeni ile hastaneye yatırılan hastalar üzerinde yapılan araştırmalar, elde edilen ortalama en yüksek serum düzeylerinin, sağlıklı gönüllülerde elde edilene benzer olduğunu göstermiştir.
Dağılım ve Biyotransformasyon:
Obstrüktif safra yolu hastalığı bulunmayanlarda, safradaki sefazolin düzeyi serum düzeyine ya da beş kat daha yüksek değerlere ulaşabilirse de, obstrüktif safra yolu hastalığı bulunan hastaların safrasındaki düzeyi serumdaki düzeyin altındadır (<l,0 pg/mL).
Sinoviyal sıvıdaki sefazolin konsantrasyonu, ilacın uygulanmasından 4 saat sonraki serum konsantrasyonu ile kıyaslanabilir düzeydedir.
Kordon kanında yapılan araştırmalar, sefazolinin plasentadan kolaylıkla geçtiğini göstermektedir. Sefazolin, insanlarda anne sütüne çok düşük konsantrasyonlarda geçmektedir. Minimal olarak karaciğerde metabolize olur.
Eliminasyon
Sefazolinin serum yarılanma süresi intravenöz uygulamadan sonra yaklaşık 1,8 saat, intramüsküler uygulamadan sonra ise yaklaşık 2 saattir.
Sefazolin, idrarla değişmeden atılır. İlk 6 saat içinde, ilacın yaklaşık %60’ı idrarla atılır ve bu oran 24 saatte %70-%80’e ulaşır. İntramüsküler yoldan 500 mg ve 1 gram dozunda uygulandıktan sonra, idrardaki en yüksek sefazolin konsantrasyonları sırasıyla yaklaşık 2400 pg/mL ve 4000 pg/mL’dir.
Periton diyalizi uygulanan hastalarda (2 1/saat), 50 mg/L ve 150 mg/L sefazolin içeren diyaliz solüsyonlarının 24 saatlik instilasyonu sonunda sırasıyla yaklaşık 10 ve 30 pg/mL’lik ortalama serum konsantrasyonları elde edilmiştir. 50 mg/L ile ortalama 29 pg/mL’lik (13–44 pg/mL) en yüksek serum düzeyi ve 150 mg/L ile ortalama 72 pg/mL’lik (26–142 pg/mL) en yüksek serum düzeyi elde edilmiştir.
5.3. klinik öncesi güvenlilik verileri
Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, gebelik / embriyonal / fetal gelişim / doğum ya da doğum sonrası gelişim ile ilgili olarak doğrudan ya da dolaylı zararlı etkiler olduğunu göstermemektedir.
Akut toksisite (LD50 g/kg)
Fareler | Sıçanlar | |||
Erkek | Dişi | Erkek | Dişi | |
întravenöz, | 5.4 | 5.0 | 3.3 | 3.0 |
întraperitonal | 6.2 | 6.2 | 7.4 | 7.6 |
Subkutan | 7.6 | 9.0 | 11 | 10 |
Subakut ve kronik toksisite
Spraque Dawley sıçanları ve beagle köpeklerinde 1–6 ay arasında subkütan, intraperitonal yada intravenöz yoldan 4000 mg/kg/gün’e varan dozlarda uygulanmış, ancak enjeksiyon bölgesinde hafif lokal hasar dışında başka bir anormal bulgu saptanmamıştır.
Karsinojenite/Mutajenite/Teratojenite:
MAXİCİLİN’in karsinojenik potansiyelini belirlemek için uzun dönem hayvan çalışmaları ve mutajenite çalışmaları yapılmamıştır.
Fetal organogenez dönemde subkütan ya da intravenöz yoldan günde kilogram başına 2504000 mg sefazolin uygulanan ICR farelerinde ve Spraque-Dawley sıçanları ile subkütan yoldan günde kilogram başına 64–125 mg sefazolin uygulanan beyaz Japon tavşanlarında teratojenik etki gözlenmemiştir.
Böbrekler üzerindeki etkisi
Sıçanlar ve köpekler üzerinde yapılan subakut ve kronik toksisite çalışmalarında böbreklerde hiçbir anormal bulgu saptanmamış, ancak, subkütan yoldan 500 mg/kg/gün ya da daha yüksek, intravenöz yoldan 250 mg/kg/gün ya da daha yüksek dozların kullanıldığı beyaz Japon tavşanlarında renal toksisite gözlenmiştir.
6. farmasöti̇k özelli̇kler
6.1. yardımcı maddelerin listesi
Her çözücü ampulde
% 0,5 Lidokain hidroklorür
6.2. geçimsizlikler
Hazırlanan çözeltinin, uygulama öncesinde diğer antibiyotiklerle (aminoglikozitler dahil) karıştırılması önerilmez.
6.3. raf ömrü
Raf ömrü 24 aydır.
6.4. Saklamaya yönelik özel uyarılar
25 °C altındaki oda sıcaklığında, ışıktan korunarak saklanmalıdır.
Sulandırıldıktan sonra bekletilmeden kullanılmalıdır.
6.5 ambalajın niteliği ve içeriği
Kutuda, 1 flakon + 1 çözücü ampul (3,5 mL %0,5 lidokain hidroklorür) veya 3 flakon + 3 çözücü ampul (3,5 mL %0,5 lidokain hidroklorür) içerir.
6.6. beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler kullanılmamış olan ürünler ya da materyaller “tıbbi atıkların kontrolü yönetmeliği” ve “ambalaj ve ambalaj atıklarının kontrolü yönetmelikleri”ne uygun olarak imha edilmelidir.
7. ruhsat sahi̇bi̇
Yavuz İlaç Ecza Deposu Medikal Ürünler San. ve Tic. A.Ş.
Yukarı Dudullu Mah. Akıncı Sk. No: 14
Ümraniye/İstanbul
Tel : (0216) 466 55 66
Faks: (0216)365 52 18
8. ruhsat numarasi
218/31
9. i̇lk ruhsat tari̇hi̇/ruhsat yeni̇leme tari̇hi̇
İlk ruhsat tarihi: 19.02.2009
Ruhsat yenileme tarihi: –