KISA ÜRÜN BİLGİSİ - MAKROSİLİN 250 MG ORAL SÜSPANSİYON HAZIRLAMAK İÇİN TOZ
1. beşeri̇ tibbi̇ ürünün adi
MAKROSİLİN 250 mg Oral süspansiyon Hazırlamak İçin Toz
2. kali̇tati̇f ve kanti̇tati̇f bi̇leşi̇m
250 mg ampisilin aktivitesine eşdeğer 303,062 mg ampisilin trihidrat
Her 5 ml’sinde (bir ölçek) ;
Sukroz 1339.437 mg
Yardımcı maddeler için 6.1’e bakınız.
3. farmasöti̇k form
Oral süspansiyon için kuru toz
Sarımsı beyaz renkte, çilek kokulu, homojen akışkan toz görünümündedir.
4. kli̇ni̇k özelli̇kler
4.1. terapötik endikasyonlar
Makrosilin 250 mg oral süspansiyon için toz; duyarlı mikroorganizmaların etken
olduğu aşağıda listelenen enfeksiyonların tedavisinde endikedir:
Genitoüriner sistem enfeksiyonları: E.coli, Proteus mirabilis, Enterokoklar, Shigella sp, Salmonella typhi ve diğer Salmonella türlerinde hassas olduğunda penisilinaz üretmeyen Neisseria gonorrhoeae kökenlerinin etken olduğu enfeksiyonlar.
Solunum yolu enfeksiyonları : Penisilinaz üretmeyen stafilokoklar, beta laktamaz üretmeyen Haemophilus influenzae ve Streptococcus pneumoniae dahil diğer streptokokların etken olduğu enfeksiyonlar.
Gastrointestinal sistem enfeksiyonları : E coli , Proteus mirabilis, Enterokoklar, Shigella sp , Salmonella typhi ve diğer Salmonella türlerinin hassas olduğu gösterildiğinde, bu mikroorganizmaların etken olduğu enfeksiyonlar.
Menenjit : Ampisiline hassas, Neisseria menengitidis kökenlerinin etken olduğu enfeksiyonlar. Gerektiğinde enfeksiyonun yerine göre gerekli cerrahi müdahaleler uygulanmalıdır.
Etken mikroorganizmanın ve MAKROSİLİN’e duyarlılığın belirlenmesi için bakteriyolojik incelemeler yapılmalıdır. Ancak tedaviye, duyarlılık testi sonuçları beklenmeden de başlanabilir.
4.2. pozoloji ve uygulama şeklierişkinlerde ve 20 kg’ın üzerindeki çocuklarda gonore haricinde genitoüriner ve gastrointestinal enfeksiyonlarda; günlük total doz 6 saatte bir 500 mg’dır. ağır ve kronik enfeksiyonlarda doz daha da arttırılabilir.
Gonore tedavisinde; tek alımda eş zamanlı oral 3.5 g ampisilin ve 1 g probenesid önerilir. İzlem kültürleri tedaviden 7 ve 15 gün sonra yapılmalıdır. Kadınlarda tekrarlayan dozlar önerilmektedir. Prostatit ve epididimit gibi komplikasyonların geliştiği zaman uzamış yoğun tedavi önerilir.
Solunum yolu enfeksiyonlarında; günlük mutad doz 6 saatte bir 250 mg’dır. A grubu beta-hemolitik streptokoklarla oluşan enfeksiyonlarda, akut romatizmal ateş veya akut glomerulonefrit oluşmasını önleyebilmek için tedavi en az 10 gün sürdürülmelidir.
Kronik üriner sistem ve barsak enfeksiyonlarının tedavisi sırasında bakteriyolojik ve klinik değerlendirme sık aralıklarla yapılmalıdır. Asgari dozlardan düşük doz uygulanmamalıdır.
İnatçı ve ciddi enfeksiyonlarda daha yüksek dozlar kullanılmalıdır. Bu tür enfeksiyonlarda tedavinin birkaç hafta sürdürülmesi gerekir. Tedavi sona erdirildikten sonra klinik ve/veya bakteriyolojik takibin birkaç ay sürdürülmesi gerekebilir.
Makrosilin oral olarak yemeklerle birlikte alınabilmesine rağmen; maksimum absorbsiyon yemeklerden bir saat önce veya iki saat sonra alındığında elde edilir.
Kullanılmadan önce sulandırılması gerekir. Şişedeki mevcut toz, üzerinde çizgiye kadar kaynatılmış soğutulmuş temiz su ilave edilerek iyice çalkalanır. Çizgiye kadar yeniden su eklenir ve tekrar çalkalanır. Toz homojen hale geldikten sonra ölçeği ile ağızdan alınarak kullanılabilir.
Özel popülasyonlara ili şkin ek bilgiler
Böbrek/Karaciğer yetmezliği:
Böbrek yetmezliği:
Kreatinin klerensi 10–50 arasında olan ve ciddi böbrek yetmezliği olan hastalarda (kreatinin klerensi<10mL/dak) doz ayarlaması gereklidir.
Kreatinin klerensi >50 mL/dak ise 6 saatte bir uygulanır.
10–50 mL/dak arasında kreatinin klerensi değerlerinde 6 veya 12 saatte bir uygulanır.
Kreatinin klerensi <10 mL/dak ise her 12–24 saatte bir uygulanır.
Hemodiyaliz: Orta derecede diyaliz edilebilme özelliğine sahiptir (%20–50). Doz
uygulanması diyalizden sonra gerçekleştirilmelidir.
Periton diyalizi: Orta derecede (%20–50) diyaliz edilebilir. Her 12 saatte bir 250 mg uygulanır. Devamlı arteriovenöz veya venovenöz hemofiltrasyon uygulanan hastalarda kreatinin klerensi 10–50 mg/mL arası olan hastalardaki doz uygulanır; yaklaşık filtratın litresi başına 50 mg ampisilin uzaklaştırılmaktadır.
Karaciğer fonksiyonları normal hastalarda ampisilinin yarılanma ömrü 1.3 saat iken sirozlu hastalarda 1.9 saat olmaktadır. Doz ayarlaması gerekliliği bildirilmemiştir.
20 kg ve altındaki çocuklarda genitoüriner ve gastrointestinal enfeksiyonlarda; günlük total doz 6 saatte bir 50–100 mg/kg/gün’dür. Solunum yolu enfeksiyonlarında; günlük mutad doz eşit dozlara bölünmüş olarak (6–8 saatte bir) 25–50 mg/kg/gündür.
Penisilinler, temelde değiştirilmeden böbrekler aracılığı ile atılırlar. Bu nedenle renal fonksiyonları olgunlaşmamış yeni doğanlarda ve küçük bebeklerde, penisilin atılımı gecikebilir. Yeni doğan ve küçük bebeklerde doz, etkili terapötik düzeyi sağlayacak en düşük doz ile uyumlu olarak kullanılmalıdır.
Doz ayarlaması gerekmez.
4.3. kontrendikasyonlar
MAKROSİLİN, ampisiline, içindeki yardımcı maddelerden herhangi birine ve beta-laktam grubu (penisilinler, sefalosporinler vb.) antibiyotiklere alerjisi olanlarda kontrendikedir. Penisilinaz içeren organizmaların neden olduğu enfeksiyonlarda kullanılmamalıdır.
4.4. özel kullanım uyarıları ve önlemleri
Tedaviye başlamadan hastanın beta-laktam antibiyotiklerine duyarlılığı sorgulanmalıdır.
Penisilin tedavisi uygulanan hastalarda ciddi ve hatta ölümle sonuçlanabilen anafilaktoid aşırı duyarlılık reaksiyonları bildirilmiştir. Bu tip reaksiyonlar özellikle birçok alerjene duyarlılığı olan kişilerde ve parenteral uygulamada oral uygulamaya göre daha sık görülmüştür. Penisiline aşırı duyarlılığı olan kişilere sefalosporinlerle tedavi uygulandığında ciddi aşırı duyarlılık reaksiyonları oluşabildiği bildirilmiştir. Penisilin tedavisine başlamadan önce penisilin, sefalosporin ve diğer alerjenlere karşı önceden aşırı duyarlık reaksiyonu olup olmadığı iyice soruşturulmalıdır. Ciddi anafilaktik reaksiyonların adrenalin ile acil tedavisi şarttır. Endikasyona göre oksijen, intravenöz steroidler uygulanmalı, hava yolunun açık tutulması sağlanmalı ve gerekirse entübasyon uygulanmalıdır.
Uzun süreli tedavide tüm güçlü ilaçlarda olduğu gibi hemotopoetik sistem, böbrek ve karaciğer fonksiyonları belirli aralıklarla izlenmelidir.
Tedavi sırasında bakteriyel patojenler (enterobacter, pseudomonas ) ve mantarlarla (candida ) süperenfeksiyon ihtimali unutulmamalıdır. Böyle bir durumda ilaç kesilmeli ve uygun tedaviye başlanmalıdır.
Etkeni bir virüs olan enfeksiyöz mononükleozda ve/veya lenfoid orijinli akut ya da kronik lösemi şüphesinde kullanılmamalıdır. Ampisilin uygulanan enfeksiyöz mononükleozlu hastalarda yüksek oranda deri döküntüsü bildirilmiştir.
Sifilisden de şüphe edilen gonokok enfeksiyonlarında, ampisilin tedavisine başlanmadan önce karanlık alan değerlendirmeleri yapılmalıdır. Sifilis lezyonlarından şüphe edilmeyen ve ampisilin ile tedavi edilen hastalarda da, ampisilin tedavisinin sifilis lezyonlarını baskılama olasılığına karşı, sifilis için serolojik testler birkaç ay boyunca her ay uygulanmalıdır.
Aynı zamanda sifilis hastalığı da taşıyan kişilerde uygun bir parenteral penisilin tedavisi de eklenmelidir.
Ampisilin tedavisi, özellikle stafilokoksik enfeksiyonlarda, cerrahi girişime duyulan gereksinimi ortadan kaldırmaz.
Uzun süreli kullanımı, duyarlı olmayan mikroorganizmaların gelişmesiyle sonuçlanabilir.
Streptokoksik enfeksiyonlarda, organizmaları elimine edebilecek süre boyunca (minimum 10 gün) uygulanmalıdır, aksi taktirde streptokoksik hastalık sekelleri meydana gelebilir. Tedavi bitiminde streptokok eradikasyonunun kanıtlanması için kültür alınmalıdır.
Böbrek yetmezliğinde kullanım için bakınız bölüm 4.2.
MAKROSİLİN sukroz içerir. Eğer daha önceden doktorunuz tarafından bazı şekerlere karşı intoleransınız olduğu söylenmişse bu tıbbi ürünü almadan önce doktorunuzla temasa geçiniz. Nadir kalıtımsal fruktoz intoleransı, glukoz-galaktoz malabsorpsiyon veya sukraz-izomaltaz yetmezliği problemi olan hastaların bu ilacı kullanmamaları gerekir.
4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşim ve diğer etkileşim şekilleri
Allopürinol ile kullanımı: Özellikle hiperürisemik hastalarda deri döküntüsü riskini arttırabilir. Bakteriyostatik antibiyotiklerle kullanımı: Kloramfenikol, eritromisin, sulfonamid vetetrasiklinler penisilinlerin bakterisidal etkisini bozabilir. Bu durum in vitro gösterilmiş olmakla beraber klinik açıdan geçerliliği iyi dökümante edilmemiştir.
Oral kontraseptiflerle kullanımı: Etkilerinde azalma görülebilir. Hastaların uyarılması gereklidir. Probenesidle kullanımı: Ampisilin’in renal tüplerden sekresyonunu azaltarak ampisilin’inkan düzeylerinin artmasına ve/veya ampisilin toksisitesine neden olur.
Metotreksat ile etkileşim: Penisilinlerle eş zamanlı kullanım metotreksatın etkisiniartırabilir.
Ampisilin ile aminoglikozitler arasında in vitro inaktivasyon gözlendiği için birarada kullanılmamalıdır.
Ampisilin disülfiram ve antikoagülanların etkilerini arttırabilir.Laboratuar testleri ile etkileşimi:
MAKROSİLİN tedavisinden sonra ile idrarda yanlış pozitif glukoz saptanabilir.
Ampisilin idrarda yüksek konsantrasyonlara eriştiğinde Clinitest, Benedict veya Fehling solüsyonu gibi bakır sulfat içeren testler ile yapılan glukoz testleri yanlış pozitif sonuç verebilir. Bu nedenle idrarda glukozun, enzimatik glukoz oksidasyonuna dayanan testler ile aranması uygundur.
Ampisilinin gebe kadınlara verilmesinin ardından, plazma total konjuge östriol, östriol glukuronid, konjuge östrion ve östradiol konsantrasyonlarında geçici düşüşler gözlenmiştir.
Hiçbir etkileşim çalışması bildirilmemiştir.
Hiçbir etkileşim çalışması bildirilmemiştir.
4.6. gebelik ve laktasyongebelik kategorisi: b
MAKROSİLİN kullanımı sırasında çocuk doğurma potansiyeline sahip kadınlar için bir uyarı bulunmamaktadır. Ancak östrojen içeren oral kontraseptiflerin etkisini azaltabileceğinden ilacın alındığı süre içinde başka bir etkili doğum kontrol yöntemine de başvurulması önerilebilir (Bakınız bölüm 4.5).
MAKROSİLİN için gebelerde maruz kalmaya ilişkin yeterli klinik veri mevcut değildir.
Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, gebelik / embriyonal / fetal gelişim doğum ya da doğum sonrası gelişim ile ilgili olarak doğrudan ya da dolaylı zararlı etkiler olduğunu göstermemektedir. Gebe kadınlara verilirken tedbirli olunmalıdır.
Oral-ampisilin sınıfı antibiyotikler, doğum sırasında zayıf emilirler. Kobaylarda yapılan çalışmalar, ampisilinin i.v uygulanmasının uterus tonüsünde ve kontraksiyonların sıklığında hafif azalmaya yol açtığını fakat kontraksiyon gücünü ve süresini artırdığını göstermiştir. Ancak, bu ilaçların insanlarda doğum sırasındaki kullanımlarının fetus üzerinde erken ya da geç advers etkileri olup olmayacağı, forseps veya diğer obstetrik girişim kullanılma olasılığını artırıp artırmayacağı veya doğum süresi üzerinde uzama etkisi yapıp yapmayacağı veya yeni doğandaki resusitasyon gerekliliği üzerindeki etkileri bilinmemektedir.
Ampisilin anne sütünde MAKROSİLİN’in terapötik dozları emziren kadınlara uygulandığı taktirde memedeki çocuk üzerinde etkiye neden olabilecek ölçüde atılmaktadır. Ampisilin bebekte sensitizasyona yol açabilir. Emzirmenin durdurulup durdurulmayacağına ya da MAKROSİLİN’le tedaviden kaçınılıp kaçınılmayacağına karar verilmelidir.
Uzun dönem hayvan çalışmaları MAKROSİLİN in üreme yeteneği ve fertilite üzerine olumsuz etkiler olduğunu göstermemiştir. İnsanlarda bu konu ile ilgili yeterli klinik çalışma mevcut değildir.
4.7. araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
MAKROSİLİN’in araç ve makine kullanımı üzerinde bir etkisi gözlenmemiştir.
4.8. i̇stenmeyen etkiler
Advers reaksiyonların sıklığı aşağıdaki gibi sıralanmıştır:
Çok yaygın ( >1/10); yaygın ( >1/100 ila <1/10); yaygın olmayan ( >1/1,000 ila <1/100); seyrek (>1/10,000 ila <1/1,000); çok seyrek (<1/10,000); bilinmiyor
Seyrek: Agranulasitoz, anemi, hemolitik anemi, eosinofili, lökopeni,
trombositopeni, trombositopenik purpura (Genellikle tedavinin kesilmesi ile geri dönerler ve bir aşırı duyarlık reaksiyonu oldukları düşünülür), kanama zamanında uzama
Seyrek: Anaflaksi (parenteral formlarda daha sıktır)
Bilinmiyor: Serum hastalığı benzeri reaksiyonlar, aşırı duyarlılık reaksiyonları
Bilinmiyor: Ateş, penisilin ensefalopatisi, nöbet
Bilinmiyor: Laringeal stridor
Yaygın: Diyare, bulantı ve kusma
Seyrek: Psödomembranöz kolit, hemorajik kolit
Bilinmiyor: Siyah tüylü dil, enterokolit, glossit, ağızda veya dilde yara, stomatit, iştah artışı
Seyrek: Hepatit, sarılık
Bilinmiyor: AST yükselmesi
Yaygın olmayan: Ürtiker, döküntü (eritematöz hafif pruritik makülopapüler döküntü oldukça sık görülür ve genellikle tedavinin ilk haftasında, avuç içleri, ayak tabanları ve ağız mukozası da dahil olmak üzere tüm vücuda yayılır. Genellikle 3–7 gün içinde son bulur).
Seyrek: Eritema multiforme, toksik epidermal nekroz, stevens-johnson sendromu
Bilinmiyor: Eksfoliyatif dermatit
Seyrek: İnterstisiyel nefrit
Diğer penisilinlerde olduğu gibi aşırı duyarlılığa bağlı reaksiyonlar oluşabilir. Bu reaksiyonlar penisiline aşırı duyarlılık durumlarında veya alerji, astım, saman nezlesi veya ürtikeri olanlarda daha sık görülür. Oluşabilecek döküntülerin hekim tarafından dikkatle aşırı duyarlılık reaksiyonu sonucu oluşup oluşmadığı ayırt edilmelidir. Ürtiker ve diğer deri döküntüleri ile serum hastalığı benzeri reaksiyonlar antihistaminikler ve gerekirse sistemik 6
kortikosteroid uygulanması ile kontrol altına alınabilir. Bu tip reaksiyonların görülmesi halinde ampisilin ile tedavinin kesilmesi uygundur, ancak yalnız ampisiline cevap veren hayati tehlike durumları göz önüne alınarak karar hekim tarafından verilmelidir.
Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)’ne bildirmeleri gerekmektedir e-posta: ; tel: 0 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99).
4.9. Doz a
Aşırı doz semptomları arasında nöromüsküler hipersensivite (ajitasyon, halüsinasyonlar, istemsiz kas hareketleri, konfüzyon, nöbetler) ve özellikle renal bozukluklarda olmak üzere elektrolit düzensizlikleri (potasyum ve sodyum tuzları) bulunmaktadır.
Renal fonksiyon bozukluğu olan hastalarda, ampisilin sınıfı antibiyotikler hemodiyalizle dolaşımdan çıkarılabilirse de periton diyalizi etkisizdir. Semptomlara yönelik destekleyici tedavi uygulanmalıdır.
5. farmakoloji̇k özelli̇kler
5.1. farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grup: Beta-laktam antibakteriyeller, penisilinler
ATC Kodu: J01CA01
MAKROSİLİN, penisiline hassas Gram-pozitif ve birçok Gram-negatif patojene karşı bakterisid etkinliği olan geniş spektrumlu semisentetik bir penisilindir. (Ancak ampisilin beta laktamazlar tarafından parçalandığından, etki spektrumu bu enzimleri üreten organizmaları içermez.)
Etki şekli: Mikrobun bölünmesi sırasında hücre duvarı sentezini engelleyerek etki gösterir. Ampisilinin aktif çoğalma dönemindeki hassas organizmalara karşı bakterisidal etkisi benzil penisilin gibidir. Bir veya daha fazla penisilin bağlayan proteine (PBP) bağlanarak hücre "duvarındaki peptidoglikan biyosentezinin son aşamasını inhibe eder.
İn vitro çalışmalarda ampisilin’e duyarlı olduğu belirlenen bakteriler;
Gram-pozitif mikroorganizmalar: Hemolitik ve hemolitik olmayan streptokoklar. Streptococcus pneumoniae , penisilinaz salgılamayan stafilokoklar, Clostridia türleri, B. anthracis, Listeria monocytogenes , Enterokok suşlarının çoğu.
Gram-negatif mikroorganizmalar: H. influenzae, N. gonorrhoeae, N. meningitidis, Proteus mirabilis ile Salmonella, Shigella ve E. coli ’nin birçok suşu.
Ampisilin penisilinaza dayanıklı değildir, bu nedenle penisilinaz üreten bakterilere, özellikle 7
rezistan stafilokoklara etkin değildir. Pseudomonas ’ın tüm suşları ile Klebsiella ve Enterobacter suşlarının çoğu Ampisilin’e dirençlidir. Ricketsia ve Mycoplasma ’lar ve büyük virüsler üzerinde etkisi yoktur.
5.2. farmakokinetik özellikleremilim:
Erişkinlerde aç karnına ağız yolu ile 250 mg alındığında bir iki saatte içinde 2 mcg/mL’lik kan serum düzeyine erişir. 6 saat boyunca serumda saptanabilir. Oral emilim %50’dir.
Dağılım:
Ampisilin, vücut doku ve sıvılarının çoğuna kolaylıkla yayılır. Beyin ve beyin-omurilik sıvısına geçebilmesi ancak meninksler iltihaplı olduğunda mümkündür. Ampisilin büyük oranda değişmeden böbreklerden atıldığı için idrardaki konsantrasyonu yüksektir. Ampisilin safraya geçer ve safrada serum konsantrasyonundan daha yüksek konsantrasyonlarda bulunur. Ampisilin’in proteine bağlanma oranı düşük olup yaklaşık %20 kadardır. Erişkinlerde aç karnına ağız yolu ile 250 mg alındığında 1–2 saat (Tmaks) içinde 2 mcg/mL’lik kan serum düzeyine erişir (Cmaks). Altı saat boyunca serumda saptanabilir.
Biyotransformasyon:
Ampisilinin sadece %10’u metabolize olmaktadır.
Eliminasyon:
Ampisilin büyük oranda değişmeden böbreklerden atıldığı için idrardaki konsantrasyonu yüksektir. Değişmemiş ilaç olarak %90’ı idrar ile 24 saatte atılır. Probenesid ampisilin’in tübüler sekresyonunu inhibe ederek atılımını geciktirir. Eliminasyon yarılanma ömrü 1–1,8 saattir.
Doğrusallık doğrusal olmayan durum:
Ampisilin çift kompartmanlı modele uyan farmakokinetiğe sahiptir.
Karaciğer yetersizliği:
Özellikle bebeklerde hafif bir SGOT artışı bildirilmiş olmakla birlikte klinik önemi bilinmemektedir. Mutad dozdan yüksek ve sık tekrarlanan intramusküler enjeksiyon uygulanan kişilerde hafif ve geçici SGOT yükselmesi bildirilmiştir. Ancak eldeki verilere göre SGOT ampisilin sodyumun enjekte edildiği alanda açığa çıkmaktadır, kanda bu enzimin yüksek değerlerde saptanmasına karaciğer ile ilgisi olmayabilir.
Böbrek yetersizliği:
Anüri ve son evre böbrek yetmezliğinde eliminasyon yarılanma ömrü 7–20 saate uzayabilir. Kreatinin klerensi azalmış böbrek yetersizliği hastalarında dikkatle doz ayarlaması gereklidir.
Pediyatrik hastalar:
Çocuklardaki eliminasyon yarılanma ömrü erişkinler ile aynıdır. Çocuklarda kullanılan doz erişkin dozunu aşmamalıdır.
5.3. klinik öncesi güvenlilik verileri
Ampisilinin karsinojenik, mutajenik potansiyelini ve erkek ile kadında üreme üzerine etkilerini araştırmak için uzun süreli hayvan çalışmaları yapılmamıştır. Bu nedenle yeterli veri bulunmamaktadır.
6. farmasöti̇k özelli̇kler
6.1. yardımcı maddelerin listesi
Sukroz
Sakarin sodyum
Sodyum siklamat
Sodyum karboksimetilselüloz
Potasyum sorbat
Çilek aroması
6.2. geçimsizlikler
Preparatın farmasötik açıdan terkibe giren madde ve inert ambalajla herhangi bir geçimsizliği yoktur.
6.3. raf ömrü
Raf ömrü 24 ay’dır.
6.4. Saklamaya yönelik özel uyarılar
25°C'nin altındaki oda sıcaklığında ve kuru bir yerde veya buzdolabında muhafaza ediniz.
Süspansiyon hazırlandıktan sonra aktivitesini oda sıcaklığında 7 gün, buzdolabında 14 gün korur.
6.5. ambalajın niteliği ve içeriği
Kutuda, 100 ml, 80 ml’de amber renkli çizgili şişede 5 ml’lik ölçek ile birlikte bulunur.
6.6. beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve “Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği”ne uygun olarak imha edilmelidir.
7. ruhsat sahi̇bi̇
ATABAY İLAÇ FABRİKASI A.Ş.
Acıbadem Köftüncü Sokak No: 1
34718 Kadıköy / İSTANBUL
Tel: 0216 339 69 03
Faks: 0216 340 13 77
e-posta:
8. ruhsat numarasi
133/9
9. i̇lk ruhsat tari̇hi̇/ruhsat yeni̇leme tari̇hi̇
İlk ruhsat tarihi: 01.12.1983
Ruhsat yenileme tarihi: