KISA ÜRÜN BİLGİSİ - LARGOPEN FORT 400 MG ORAL SÜSPANSİYON HAZIRLAMAK İÇİN KURU TOZ
1. beşeri̇ tibbi̇ ürünün adi
LARGOPEN Fort 400 mg oral süspansiyon hazırlamak için kuru toz
2. kali̇tati̇f ve kanti̇tati̇f bi̇leşi̇m
Her 5 mL’de;
400 mg amoksisiline eşdeğer 459,25 mg amoksisilin trihidrat (buzağı kaynaklı)
Her 5 mL’de;
Sukroz (Pudra şekeri) km
k.m.: kafi miktar
Yardımcı maddeler için 6.1.’ e bakınız.
3. farmasöti̇k form
Oral süspansiyon hazırlamak için kuru toz
Beyaz-beyazımsı renkli, frambuaz kokulu homojen toz.
4. kli̇ni̇k özelli̇kler
4.1. terapötik endikasyonlar
LARGOPEN, duyarlı bakterilerin etken olduğu aşağıdaki enfeksiyonların tedavisinde endikedir:
Akut bakteriyel sinüzit Akut otitis media Akut streptokokal tonsillit ve farenjit Kronik bronşitin akut alevlenmesi Toplum kökenli pnömoni Akut sistit Gebelikteki asemptomatik bakteriüri Akut piyelonefrit Tifoid ve paratifoid ateş Selülitin eşlik ettiği diş absesi Proteze bağlı eklem enfeksiyonları Helicobacter pylori eradikasyonu Lyme hastalığı Endokardit profilaksisiİlaca dirençli bakteri gelişiminin azaltılması ve LARGOPEN’in ve diğer antibakteriyel ilaçların etkinliklerinin sürdürülebilmesi için LARGOPEN sadece duyarlı olduğu kanıtlanmış veya duyarlı olduğundan kuvvetle şüphe edilen bakterilerin neden olduğu enfeksiyonlarda kullanılmalıdır.
Kültür ve duyarlılık testleri bulunmakta ise, antibakteriyel tedavinin seçilmesinde ve değiştirilmesinde bu testlerin sonuçlarından yararlanılmalıdır. Bu tür verilerin bulunmaması durumunda, yerel epidemiyolojik ve duyarlılık paternleri ampirik tedavi seçimine katkıda bulunabilir.
Gerektiğinde uygun görülen cerrahi müdahaleler de uygulanmalıdır.
4.2. pozoloji ve uygulama şeklilargopen için doz hesaplanırken;
– Şüphe edilen patojenler ve bu patojenlerin antibiyotiklere karşı olan duyarlılığı,
– Enfeksiyon bölgesi ve enfeksiyonun şiddeti,
– Hastanın yaşı, ağırlığı ve böbrek fonksiyonları göz önüne alınmalıdır.
40 kg üzerindeki çocuklar ve erişkinlere | e: |
Endikasyon | Doz |
Akut bakteriyel sinüzit | 8 saatte bir 250 mg ila 500 mg veya 12 saatte bir 750 mg ila 1 g |
Gebelikteki asemptomatik bakteriüri | |
Akut piyelonefrit | Ciddi enfeksiyonlarda her 8 saatte bir 750 mg ila 1 g |
Selülitin eşlik ettiği diş absesi | |
Akut sistit | Günde 2 kez 3 g ile bir günlük tedavi |
Akut otitis media Akut streptokokkal tonsillit ve farenjit Kronik bronşitin akut alevlenmesi | Her 8 saatte bir 500 mg, 12 saatte bir 750 mg ila 1 g, Ciddi enfeksiyonlarda her 8 saatte bir 750 mg ila 1 g 10 gün boyunca |
Toplum kaynaklı pnömoni | Her 8 saatte bir 500 mg ila 1 g |
Tifoid ve paratifoid ateş | Her 8 saatte bir 500 mg ila 2 g |
Eklem protez enfeksiyonu | Her 8 saatte bir 500 mg ila 1 g |
Endokardit profilaksisi | İşlemden 30 ila 60 dakika önce oral tek doz 2 g |
Helicobacter pylori eradikasyonu | 7 gün boyunca bir proton pompa inhibitörü (örn omeprazol, lansoprazol) ve başka bir antibiyotik (örn. klaritromisin, metronidazol) ile beraber kombinasyon halinde günde 2 defa 750 mg ila 1 g |
Lyme hastalığı (Bkz. bölüm 4.4.) | Erken dönem: 14 gün boyunca (10 ila 21 gün) her 8 saatte bir 500 mg ila 1 g bölünmüş dozlar halinde verilmek üzere günde maksimum 4 g Geç dönem (sistemik tutulum): 10 ila 30 gün boyunca her 8 saatte bir 500 mg ila 2 g bölünmüş dozlar halinde verilmek üzere günde maksimum 6 g |
40 kg altındaki çocuklarda:
Endikasyon | Doz |
Akut bakteriyel sinüzit | Bölünmüş dozlar halinde 20 – 90 mg/kg/gün* |
Akut otitis media | |
Toplum kökenli pnömoni | |
Akut sistit | |
Akut piyelonefrit | |
Selülitin eşlik ettiği diş absesi | |
Akut streptokokkal tonsillit ve farenjit | Bölünmüş dozlar halinde 40 – 90 mg/kg/gün |
Tifoid ve paratifoid ateş | 3 eşit dozda verilmek üzere 100 mg/kg/gün |
Endokardit profilaksisi | İşlemden 30 ila 60 dakika önce oral tek doz 50 mg/kg |
Lyme hastalığı | Erken dönem: 10 ila 21 gün boyunca 3 eşit doza bölünerek 25 ila 50 mg/kg/gün Geç dönem (sistemik tutulum): 10 ila 30 gün boyunca 3 eşit doza bölünerek 100 mg/kg/gün |
*Günde 2 defa kullanım rejimi en yüksek d | ozlardaki uygulamalarda tercih edilmelidir. |
Günde 2 veya 3 kez alınır. Tedavi süresi endikasyona uygun olmalı ve tedavi gözden geçirilmeden 14 günü aşmamalıdır.
LARGOPEN Fort 400 mg oral süspansiyon hazırlamak için kuru toz sulandırılarak oral yolla kullanılır.
Süspansiyonun hazırlanması:
Şişe üzerindeki işaret çizgisinin yarısına kadar kaynatılmış, soğutulmuş su koyarak iyice çalkalayınız. Homojen bir dağılım için 5 dakika bekleyiniz. Şişe üzerindeki işaret çizgisine kadar su ekleyerek tekrar çalkalayınız. Hazırlanan süspansiyonunun her ölçeğinde 400 mg amoksisilin vardır.
Böbrek yetmezliği:
Kreatinin klerensi (mL/dak) | 40 kg üzerindeki çocuklar ve erişkinlerde | 40 kg altındaki çocuklarda* |
30 dan fazla | Doz ayarlaması gerekmez | Doz ayarlaması gerekmez |
10 – 30 | En fazla günde 2 kez 500 mg | Günde 2 kez verilmek üzere 15 mg/kg (günde 2 kez maksimum 500 mg) |
10 dan az | En fazla günde 500 mg | Günde 1 kez verilmek üzere 15 mg/kg (maksimum 500 mg/gün) |
*Çoğu hastada parenteral tedavi tercih edilir |
Hemodiyaliz uygulanan hastalarda
Dolaşımdaki amoksisilin hemodiyaliz ile uzaklaştırılabilir.
Hemodiyaliz | |
40 kg üzerindeki çocuklar ve erişkinler için doz | 24 saatte bir 500 mg Hemodiyaliz öncesinde 500 mg’lık ek bir doz verilmelidir. Dolaşımdaki ilaç seviyelerini sağlayabilmek için hemodiyaliz sonrasında ayrı bir 500 mg’lık ek doz verilmelidir. |
40 kg altındaki çocuklar | Günde 1 kez verilmek üzere 15 mg/kg (maksimum 500 mg) Hemodiyaliz öncesinde ek olarak 15 mg/kg uygulama yapılır. Dolaşımdaki ilaç seviyelerini sağlayabilmek için hemodiyaliz sonrasında ayrı bir 15 mg/kg uygulama yapılır. |
Periton diyalizi uygulanan hastalarda
Amoksisilin için en yüksek doz 500 mg/gündür.
Karaciğer yetmezliği: Doz dikkatle seçilmeli ve karaciğer fonksiyonları periyodik aralıklarla izlenmelidir.
Yukarıdaki şemada çocuklar için önerilen dozaj, vücut ağırlığı 40 kg’ın altında olanlar için uygundur.
Vücut ağırlığı 40 kg ve üzerinde olan çocuklara erişkin dozları uygulanmalıdır.
Yenidoğan ve küçük bebeklerde renal fonksiyonlar tam gelişmediğinden, amoksisilinin eliminasyonu gecikebilir. 3 aylıktan daha küçük bebeklerde amoksisilin dozu dikkatle ayarlanmalıdır. Bu yaş grubunda uygulanabilecek en yüksek LARGOPEN dozu, 30 mg/kg/gündür ve 12 saat ara ile iki eşit doza bölünerek uygulanır.
Genç ve yaşlı hastalar arasında bir yanıt farklılığı olmadığı görülmüştür. Ancak, yaşlı hastalarda böbrek fonksiyonlarında azalma olabileceği için bu açıdan daha hassas olunması gerekliliği unutulmamalıdır. Doz seçimi dikkatli yapılmalı ve böbrek fonksiyonları izlenmelidir.
4.3. kontrendikasyonlar
LARGOPEN, amoksisiline, içerdiği yardımcı maddelerden herhangi birine ve penisiline alerjisi olanlarda kontrendikedir.
Sefalosporinler, karbapenemler veya monobaktamlar gibi diğer beta-laktam antibiyotiklerle muhtemel çapraz duyarlılığa dikkat edilmelidir.
4.4. özel kullanım uyarıları ve önlemleri
Aşırı duyarlılık reaksiyonları
Penisilin tedavisi alan hastalarda ciddi ve nadiren ölümcül aşırı duyarlılık reaksiyonları (anafilaktoid ve şiddetli kütanöz advers reaksiyonları içeren) bildirilmiştir. Bu tip reaksiyonların penisiline karşı hipersensitivite öyküsü bulunan bireylerde ve atopik kişilerde görülmesi daha muhtemeldir. Bu tip reaksiyonlar özellikle birçok alerjene duyarlılığı olan kişilerde ve parenteral uygulamada, oral uygulamaya göre daha sık görülmüştür. Penisilin tedavisine başlamadan önce penisilin, sefalosporin ve diğer alerjenlere karşı önceden aşırı duyarlılık reaksiyonu olup olmadığı iyice soruşturulmalıdır. Alerjik reaksiyon oluştuğunda amoksisilin tedavisi kesilmeli ve uygun alternatif tedavi başlatılmalıdır. Ciddi anafilaktik reaksiyonların adrenalin ile acil tedavisi şarttır. Endikasyona göre oksijen, intravenöz steroidler uygulanmalı ve hava yolunun açık tutulması sağlanmalıdır. Gerekirse entübasyon uygulanmalıdır.
Sefalosporin grubu antibiyotiklere karşı aşırı duyarlılığı bildirilen hastalarda penisilinlere karşı da çapraz alerji bildirilebilir.
Duyarlı olmayan mikroorganizmalar
Patojenin amoksisiline karşı daha önceden duyarlı olduğunun bilinmediği ve belgelenmediği veya amoksisilin tedavisinin uygun olma ihtimali yüksek olmadığı sürece, amoksisilin bazı enfeksiyon türlerinin tedavisi için uygun değildir. Bu durum özellikle ciddi kulak burun boğaz enfeksiyonu veya idrar yolu enfeksiyonu olan hastaların tedavi seçiminde önemlidir.
Konvülziyonlar
Böbrek fonksiyonları bozuk olan hastalarda veya predispozan faktörleri olan hastalarda (konvülziyon öyküsü, tedavi edilen epilepsi veya meningeal bozukluk gibi) veya yüksek doz amoksisilin alan hastalarda konvülziyonlar olabilir (Bakınız bölüm 4.8).
Böbrek fonksiyon bozukluğu
Böbrek fonksiyon bozukluğu olan hastalarda amoksisilin atılımı azalacağından bozukluğun derecesine göre günlük toplam dozun azaltılması gerekebilir (Bakınız bölüm 4.2).
Deri reaksiyonları
Tedavi başlangıcında, püstüller ile birlikte, ateşli, yaygın eritem görülmesi akut generalize ekzantematöz püstülozisin (AGEP) bir semptomu olabilir (Bakınız bölüm 4.8). Bu reaksiyonların ortaya çıkması LARGOPEN tedavisinin kesilmesini gerektirir ve sonraki amoksisilin uygulamaları kontrendikedir.
Amoksisilin kullanımını takiben görülen kızamık benzeri döküntü enfeksiyöz mononükleoz ile ilişkili bulunduğundan, eğer enfeksiyöz mononükleoza ilişkin bir şüphe var ise LARGOPEN tedavisinden kaçınılmalıdır.
Jarisch-Herxheimer reaksiyonu
Lyme hastalığının amoksisilin ile tedavisinden sonra Jarisch-Herxheimer reaksiyonu görülmüştür (Bakınız bölüm 4.8). Bu, amoksisilinin Lyme hastalığının bakteriyel etkeni ve bir spiroket olan Borrelia burgdorferi üzerindeki direk bakterisidal etkisinden kaynaklanmaktadır. Bu durumun Lyme hastalığının antibiyotik ile tedavisi sırasında yaygın ve genellikle kendi kendini sınırlayan bir sonucu olduğu konusunda hastalara bilgi verilmelidir.
Duyarlı olmayan mikroorganizmaların çoğalması
Uzun süre kullanımı duyarlı olmayan mikroorganizmalarda aşırı büyümeye neden olabilir.
Tüm antimikrobiyal ajanlarla tedavi sırasında, hafif veya şiddetli psödomembranöz kolit gelişebildiği bildirilmiştir. Bu yüzden amoksisilinle tedavi sırasında veya sonrasında gelişen diyare bu yönden de değerlendirilmelidir (Bakınız bölüm 4.8). Antibakteriyel ajanlarla tedavi sırasında, normal bağırsak florası bozulabilmekte ve bu durum Clostridia grubu patojenlerin aşırı çoğalmasına neden olabilmektedir. Clostridium difficile 'nin ürettiği bir toksin antibiyotiğe bağlı kolit gelişiminin en önemli nedenidir. Hafif vakalarda tedavinin kesilmesi yeterli olurken, ağır vakalarda sıvı elektrolit tedavisi ve C. difficile 'ye karşı bir antibakteriyel ajanın kullanılması gerekir.
Antibiyotiğe bağlı kolit geliştiğinde amoksisilin kullanımı hemen durdurulmalı, bir hekime başvurulmalı ve uygun tedavi başlatılmalıdır. Böyle bir durumda bağırsak peristaltizmini azaltan veya durduran ilaçların kullanımı kontrendikedir.
Tedavi sırasında bakteriyel patojenler (Enterobacter, Pseudomonas ) ve mantarlarla (Candida ) süperenfeksiyon ihtimali unutulmamalıdır.
Uzun süreli tedavi
Uzun süreli tedavilerde renal, hepatik ve hematopoiteik fonksiyonlarda dahil olmak üzere organ ve sistemler periyodik olarak değerlendirilmelidir. Karaciğer enzim seviyelerinde artış ve kan sayımlarında değişiklikler bildirilmiştir (Bakınız bölüm 4.8).
Antikoagülanlar
Amoksisilin kullanan hastalarda seyrek olarak protrombin zamanında uzama bildirilmiştir. Eşzamanlı antikoagülan kullanan hastalarda uygun takipler yapılmalıdır. Arzu edilen seviyelerin korunabilmesi için oral antikoagülanlarda doz ayarlamasının yapılması gerekebilir (Bakınız bölüm 4.5 ve 4.8).
Kristalüri
Özellikle parenteral tedavi ile ilişkili olmak üzere, idrar çıkışı azalmış olan hastalarda çok seyrek olarak kristalüri gözlenmiştir. Yüksek dozlarda amoksisilin uygulanması sırasında amoksisiline bağlı kristalüri ihtimalini azaltabilmek için uygun sıvı alınmasının ve idrar çıkışının sağlanması önerilmektedir. Mesane katateri olan hastalarda kataterin açık olduğu düzenli olarak kontrol edilmelidir (Bakınız bölüm 4.8 ve 4.9).
Laboratuvar testleri ile etkileşim
Kan ve idrarda yüksek amoksisilin seviyeleri bazı laboratuvar testlerini etkileyebilir. Amoksisilinin yüksek idrar konsantrasyonları nedeniyle bazı kimyasal metodlar ile yanlış pozitif sonuçlar çıkabilmektedir.
Amoksisilin tedavisi süresince idrarda glukoz taraması yapılırken enzimatik glukoz oksidaz metodları kullanılmalıdır.
Amoksisilinin varlığı, gebe kadınlardaki östriol tetkik sonuçlarını etkileyebilir.
Yardımcı maddeler ile ilgili önemli uyarılar
LARGOPEN sukroz (pudra şekeri) içermektedir. Nadir kalıtımsal früktoz intoleransı, glikoz-galaktoz malabsorpsiyon veya sükraz-izomaltaz yetmezliği problemi olan hastaların bu ilacı kullanmamaları gerekir.
4.5. diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
Bakteriostatik antibiyotikler olan kloramfenikol, makrolidler, sulfonamidler ve tetrasiklinler penisilinlerin bakterisidal aktivitesini engelleyebilirler. Bu etkileşim in vitro olarak belirlenmiş, ancak klinik önemi tam olarak gösterilememiştir.
Probenesid ile eşzamanlı kullanılmamalıdır. Probenesid, amoksisilinin renal tübüler atılımını azaltır. Amoksisilin ve probenesidin eşzamanlı kullanımı, amoksisilinin daha yüksek ve daha uzun süreli kan düzeyleriyle sonuçlanır.
Diğer antibiyotikler gibi LARGOPEN de bağırsak florasını etkileyerek daha az östrojen emilimine yol açabilir ve oral östrojen/progesteron kontraseptiflerinin etkinliğini azaltabilir.
Alopürinol ile birlikte kullanımı alerjik deri reaksiyonları riskini artırır.
Oral antikoagülanlar ile penisilin grubu antibiyotikler herhangi bir etkileşim bildirilmeksizin pratikte birlikte yaygın olarak kullanılmaktadır. Ancak literatürde amoksisilin ile birlikte asenokumarol veya varfarin reçetelenmiş hastalarda INR’de (International Normalized Ratio) artış bildirilen olgular bulunmaktadır. Eğer eşzamanlı kullanım gerekli ise, tedaviye amoksisilin eklenmesi veya çıkarılması ile birlikte protrombin zamanı ve INR dikkatle takip edilmelidir. Oral antikoagülan dozlarının ayarlanması gerekebilir (Bakınız bölüm 4.4 ve 4.8)
Penisilinler metotreksatın atılımını azaltarak olası toksisite riskini artırabilirler.
Antibiyotikler oral tifo aşısını inaktive eder.
Laboratuvar testi etkileşimleri
Amoksisilin idrarda yüksek konsantrasyonlara eriştiğinden, glukoz testlerinde yanlış pozitif sonuçlar alınabilir. Bu nedenle idrarda glukozun enzimatik glukoz oksidasyonuna dayanıklı testler ile aranması uygundur.
Hamilelerde kullanımı sırasında total konjuge östriol, östriol glukronid, konjuge östron ve östrodiol düzeylerinde geçici azalmalar görülebilir.
4.6. gebelik ve laktasyongebelik kategorisi: b
Östrojen/progesteron içeren oral kontraseptiflerin etkisinde azalma meydana getirebileceğinden tedavi sırasında diğer etkili kontrol yöntemlerinin kullanılması da önerilebilir (Bakınız bölüm 4.5.).
Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, gebelik / embriyonal / fetal gelişim / doğum ya da doğum sonrası gelişim ile ilgili olarak doğrudan ya da dolaylı zararlı etkiler olduğunu göstermemektedir. Gebe kadınlara verilirken tedbirli olunmalıdır.
Fareler ve sıçanlarla yapılan çalışmalarda, insanlarda kullanılan dozun 10 kat yüksek dozlarıyla bile herhangi bir teratojenik etki saptanmamıştır. Gebe kadınlarda yapılmış yeterli ve iyi kontrollü çalışmalar yoktur. Hayvanlardaki üreme çalışmaları her zaman insanlardaki cevabı tam olarak yansıtmayacağından gebelikte ancak açıkça gerekliyse kullanılmalıdır.
Oral amoksisilin sınıfı antibiyotikler doğum sırasında zayıf emilirler. Kobay çalışmalarında amoksisilinin i.v. kullanımının uterus tonüsünde hafif bir azalmaya neden olduğu ve kontraksiyonların sıklığını azalttığı, ancak kontraksiyonların gücünü ve süresini hafifçe artırdığı gözlenmiştir. Amoksisilinin insanlarda doğum sırasında ani veya gecikmiş istenmeyen etkilere neden olup olmadığı veya forseps ya da diğer obstetrik girişim olasılığını ya da yeni doğanın resüsitasyon gereksinimini artırıp artırmadığı bilinmemektedir.
Penisilinlerin insan sütüne geçtiği gösterilmiştir. Emziren annelerde amoksisilin kullanımı bebekte duyarlılığa yol açabilir. Bir sonuç olarak, emzirilen bebekte ishal ve mukozal dokuda mantar enfeksiyonları gelişebilir, bu durumda emzirme durdurulmalıdır.
Emziren annelerde kullanıldığında dikkatli olunmalıdır. Emzirmenin durdurulup durdurulmayacağına ya da LARGOPEN tedavisinin durdurulup durdurulmayacağına/ tedaviden kaçınılıp kaçınılmayacağına ilişkin karar verilirken, emzirmenin çocuk açısından faydası ve LARGOPEN tedavisinin emziren anne açısından faydası dikkate alınmalıdır.
Hayvan çalışmalarında fertilite üzerinde olumsuz bir etkisi saptanmamıştır. İnsanlar üzerinde yeterli klinik çalışma bulunmamaktadır.
4.7. araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
Araç ve makine kullanma becerisi üzerindeki etkilerini gösteren hiçbir çalışma yapılmamıştır. Ancak araç ve makine kullanımını etkileyebilecek istenmeyen etkiler (alerjik reaksiyonlar, baş dönmesi, konvülziyon gibi) gelişebilir (Bakınız bölüm 4.8.).
4.8. i̇stenmeyen etkiler
Klinik denemeler ve pazarlama sonrası görülen gözlemlenen istenmeyen etkiler aşağıdaki sıklık derecelerine göre sıralanmıştır:
Çok yaygın (> 1/10); yaygın (> 1/100, < 1/10 ); yaygın olmayan (> 1/1000, < 1/100 ); seyrek (> 1/10.000, < 1/1000); çok seyrek ( < 1/10.000 ), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor)
Çok seyrek:
Mukokütanöz kandidiyazis
Çok seyrek:
Hemolitik anemi, geri dönüşümlü trombositopeni, geri dönüşümlü lökopeni (şiddetli nötropeni veya agranülositozis), kanama zamanı ve protrombin zamanında uzama (Bakınız bölüm 4.4.)
Bilinmiyor:
Anemi, trombositopenik purpura, eozinofili, ve agranülositoz bildirilmiştir. İlacın kesilmesi ile düzelen bu belirtilerin aşırı duyarlılık reaksiyonuna bağlı olabileceği düşünülmektedir.
Çok seyrek:
Anjiyonörotik ödem, anaflaksi, serum hastalığı ve aşırı duyarlılık vasküliti gibi ciddi alerjik reaksiyonlar (Bakınız bölüm 4.4.)
Bilinmiyor:
Jarich-Herxheimer reaksiyonu (Bakınız bölüm 4.4.).
Çok seyrek:
Hiperkinezi, baş dönmesi, konvülziyonlar (Bakınız bölüm 4.4.). Konvülziyonlar, böbrek yetmezliği olan veya yüksek doz alan hastalarda görülebilir.
Bilinmiyor:
Aseptik menenjit
Klinik çalışma verileri
Yaygın*:
Bulantı, diyare
Yaygın olmayan*:
Kusma
Pazarlama sonrası verileri
Çok seyrek:
Antibiyotiğe bağlı kolit (psödomembranöz kolit ve hemorajik kolit dahil. Bakınız bölüm 4.4), Dilde siyah tüylü görünüm,
Diş renginde yüzeysel renk değişikliği#
Çok seyrek:
Hepatit ve kolestatik sarılık,
ALT ve/veya AST düzeylerinde orta dereceli artış
Klinik çalışma verileri
Yaygın*:
Deri döküntüsü
Yaygın olmayan*:
Ürtiker ve kaşıntı
Pazarlama sonrası verileri
Çok seyrek:
Eritema multiforme, Stevens-Jonhson Sendromu, toksik epidermal nekrolizis, bülloz ve eksfolyatif dermatit, akut jeneralize ekzantematöz püstüloz (AGEP) (Bakınız bölüm 4.4.) ve eozinofili ve sistemik semptomların eşlik ettiği ilaç reaksiyonu (DRESS) gibi deri reaksiyonları
Çok seyrek:
İnterstisyel nefrit, kristalüri (Bakınız bölüm 4.4. ve 4.9. Doz aşımı)
* Bu advers etkilerin insidansı, amoksisilin alan yaklaşık 6000 yetişkin ve pediyatrik hastayı kapsayan klinik çalışmalardan elde edilmiştir.
# Diş renginde yüzeysel renk değişikliği çocuklarda bildirilmiştir. Renk değişikliği iyi bir ağız hijyeni ile önlenebilir ve genellikle dişlerin fırçalanması ile giderilebilmektedir.
Üçlü (triple) terapi alan hastalar; klaritromisin ve lansoprazol ile kombinasyon tedavisi esnasında; bu kombinasyona özgü bir yan etki bildirilmemiştir. En sık bildirilen yan etkiler; diyare (%7) ve baş ağrısı (%6) ve tat bozukluklarıdır (%5).
İkili (dual) terapi alan hastalar; amoksisilin ve lansoprazol ile kombinasyon tedavisi esnasında; günde 3 kez amoksisilin ve 3 kez lansoprazol ile dual terapi yapılan hastalarda en sık bildirilen yan etkiler; diyare (%8) ve baş ağrısıdır (%7).
Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)’ne bildirmeleri gerekmektedir ( ; e-posta: ; tel: 0 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99).
4.9. doz aşımı ve tedavisi
Doz aşımının belirti ve bulguları
Gastrointestinal sistem semptomları (bulantı, kusma ve diyare gibi) ve sıvı-elektrolit dengesizlikleri belirgin olabilir.
Az sayıda hastada oligürik böbrek yetmezliği ile sonlanan interstisyel nefrit ve kristalüri bildirilmiştir. İlacın kesilmesi ile geriye dönmüştür.
Konvülziyonlar, yüksek doz kullananlarda ve böbrek fonksiyonları zayıflamış olan hastalarda gözlenebilir (Bakınız bölüm 4.4 ve 4.8).
İntoksikasyon tedavisi
Doz aşımı durumunda, semptomatik ve destekleyici tedavi yapılmalıdır. Kısa bir süre içinde fark edilirse ve herhangi bir kontrendikasyon mevcut değil ise hasta kusturulabilir veya midesi yıkanabilir.
Gastrointestinal semptomlar sıvı-elektrolit dengesine dikkat edilerek semptomatik olarak tedavi edilebilir.
Amoksisilin hemodiyaliz ile uzaklaştırılabilir.
5. farmakoloji̇k özelli̇kler
5.1. farmakodinamik özellikler
Yaygın Olarak Duyarlı Türler
Gram-pozitif aeroblar:
Enterococcus faecalis Beta-hemolitik streptokoklar (Grup A, B, C ve G) Listeria monocytogenesKazanılmış Direncin Sorun Olabileceği Türler
Gram-negatif aeroblar:
Escherichia coli Haemophilus influenzae Helicobacter pylori Proteus mirabilis Salmonella typhi Salmonella paratyphi Pasteurella multocidaGram-pozitif aeroblar:
Koagülaz negatif staphylococcus Staphylococcus aureus£ Streptococcus pneumoniae Viridans grubu streptokokGram-pozitif anaeroblar:
Clostridium türleriGram-negatif anaeroblar:
Fusobacterium türleriDiğer:
Borrelia burgdorferiDoğal olarak dirençli organizmalar ^
Gram-pozitif aeroblar:
Enterococcus faecium fGram-negatif aeroblar:
Acinetobacter türleri Enterobacter türleri Klebsiella türleri Pseudomonas türleriGram-negatif anaeroblar:
Bacteroides türleri (Bacteroides fragilis iin birçok türü dirençlidir).Diğerleri:
Chlamydia türleri Mycoplasma türleri Legionella türlerif Kazanılmış direnç mekanizması yokluğunda doğal olarak orta derecede duyarlıdır.
£ Penisilinaz ürettiği için S. aureus amoksisiline dirençlidir. Ayrıca bütün metisiline dirençli stafilokoklar amoksisiline dirençlidir.
5.2. farmakokinetik özellikleremilim:
Amoksisilin fizyolojik pH’da sulu çözeltide tamamen dissosiye olur. Oral uygulama sonrasında hızla ve iyi absorbe olur. Oral uygulama ile amoksisilin yaklaşık %70 emilir. Plazma doruk konsantrasyonuna ulaşma süresi (Tmaks) yaklaşık bir saattir.
Sağlıklı gönüllü grubuna, aç karnına, günde üç defa 250 mg amoksisilin uygulanan çalışmanın farmakokinetik sonuçları aşağıda verilmiştir.
Cmaks | Tmaks * | EAA (0–24sa) | T '/2 |
(mikrog/mL) | (sa) | (mikrog.sa/mL) | (sa) |
3,3 ± 1,12 | 1,5 (1–2) | 26,7 ± 4,56 | 1,36 ± 0,56 |
*Ortanca (dağılım aralığı) |
250 ila 3000 mg aralığında biyoyararlanım doz ile doğrusaldır (Cmaks ve EAA üzerinden ölçülmüştür). Emilim eşzamanlı yiyecek alımından etkilenmemektedir.
Amoksisilin eliminasyonu için hemodiyaliz kullanılabilir.
Dağılım:
Toplam plazma amoksisilinin %18 kadarı proteine bağlıdır, görünürdeki dağılım hacmi 0,3–0,4 L/kg dolayındadır.
İntravenöz uygulamadan sonra, safra kesesinde, abdominal dokularda, deri, yağ ve kas dokularında, sinoviyal ve peritoneal sıvıda, safra ve iltihap içerisinde amoksisilin tespit edilmiştir. Amoksisilinin beyin omurilik sıvısına dağılımı yeterli değildir.
Hayvan çalışmalarında, ilaçtan kaynaklanan materyallerle önemli doku tutulumuna ilişkin kanıt yoktur. Penisilinlerin çoğu gibi amoksisilin de anne sütünde saptanabilir (Bakınız bölüm 4.6). Amoksisilinin plasentayı geçtiği gösterilmiştir (Bakınız bölüm 4.6).
Biyotransformasyon:
Amoksisilin kısmen idrarla, başlangıç dozunun yaklaşık %10–25’i oranında inaktif penisiloik asit şeklinde atılır.
Eliminasyon:
Amoksisilinin başlıca eliminasyon yolu böbreklerdir.
Amoksisilinin ortalama eliminasyon yarılanma ömrü yaklaşık bir saattir ve ortalama total klerensi sağlıklı kişilerde yaklaşık 25 L/saattir. Tek doz 250 mg ya da 500 mg amoksisilin uygulanmasından sonraki ilk 6 saatte amoksisilinin yaklaşık %60–70’i değişikliğe uğramadan idrarla atılır. Çeşitli çalışmalarda, 24 saatlik bir dönemde amoksisilinin idrarla atılım miktarının %50–85 arasında olduğu bulunmuştur.
Probenesid ile eşzamanlı uygulama amoksisilin atılımını geciktirir (Bakınız bölüm 4.5).
Böbrek yetmezliği:
Böbrek işlevinin azalmasıyla doğru orantılı olarak amoksisilinin toplam serum klerensi de azalır (Bakınız 4.2 ve 4.4).
Karaciğer yetmezliği:
Karaciğer yetmezliği bulunan hastalarda doz dikkatle belirlenmeli ve karaciğer işlevleri düzenli aralıklarla izlenmelidir.
Yaş:
Amoksisilinin eliminasyon yarılanma ömrü 3 aylıktan 2 yaşına kadar olan çocuklarda ve daha büyük çocuklarda ve erişkinlerde aynıdır. Böbrek eliminasyon süreçlerinin henüz olgunlaşmamış olması sebebi ile, çok küçük çocuklarda (preterm yenidoğanlar da dahil olmak üzere) yaşamlarının ilk haftasında günde iki kez uygulamadan daha sık uygulama yapılmamalıdır. Yaşlı hastalarda böbrek işlevlerinde azalma olasılığı daha fazla olduğundan, doz seçiminde dikkatli olunmalıdır ve böbrek işlevinin izlenmesi yararlı olabilir.
Cinsiyet:
Sağlıklı erkek ve kadınlara oral yoldan amoksisilin uygulanmasından sonra cinsiyetin amoksisilin farmakokinetikleri üzerinde önemli bir etkisi görülmemiştir.
5.3. klinik öncesi güvenlilik verileri
Klinik dışı veriler, insanlarda güvenlilik farmakolojisi, tekrarlanan doz toksisitesi, genotoksisite, üreme ve gelişim toksisitesine dayanan özel bir tehlike olmadığını göstermektedir.
Amoksisilin ile karsinojenisite çalışmaları yapılmamıştır.
6. farmasöti̇k özelli̇kler
6.1. yardımcı maddelerin listesi
Sodyum sitrat dihidrat
Sodyum benzoat
Sukroz (pudra şekeri)
Frambuaz esansı
Ksantan zamkı
Silikon dioksit
6.2. geçimsizlikler
Preparatın farmasötik açıdan herhangi bir geçimsizliği yoktur.
6.3. raf ömrü
48 ay
6.4. saklamaya yönelik özel tedbirler
Kuru toz halinde iken, 25°C’nin altındaki oda sıcaklığında saklayınız.
Süspansiyon hazırlandıktan sonra, 25°C’nin altındaki oda sıcaklığında 7 gün, buzdolabında (2°C –8°C) 14 gün saklanabilir.
Her kullanımdan sonra şişenin kapağını iyice kapatınız.
6.5. ambalajın niteliği ve içeriği
Kutuda, polietilen kapak ile kapatılmış, 100 mL işaretli amber renkli Tip III cam şişede, 2,5–5 mL işaretli kaşık ölçek ve kullanma talimatı ile birlikte sunulmaktadır.
6.6. beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve “Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği’ne uygun olarak imha edilmelidir.
7. ruhsat sahi̇bi̇
8. RUHSAT NUMARASI
9. RUHSAT TARİHİ/RUHSAT YENİLEME TARİHİ
İlk ruhsat tarihi: 26.12.2003
Ruhsat yenileme tarihi: