Ilac kullanma talimatı Ana menüyü aç

FROLIX 200MG SR MIKROPELLET KAPSÜL - kisa ürün bi̇lgi̇si̇

Etken madde içeren ilaçlar:

Dostupné balení:

KISA ÜRÜN BİLGİSİ - FROLIX 200MG SR MIKROPELLET KAPSÜL

KISA ÜRÜN BİLGİLERİ

FROLİX 200 mg SR Mikropellet Kapsül

2. kali̇tati̇f ve kanti̇tati̇f bi̇leşi̇m:

Etkin madde:

Flurbiprofen 200.00 mg

Yardımcı maddeler:

Sukroz 49.50 mg

Şeker küreleri 73.33 mg

Yardımcı maddeler için 6.1’e bakınız.

3. farmasöti̇k form

SR mikropellet kapsül

Mavi kapaklı ve beyazımsı opak vücuda sahip “1” büyüklüğünde sert jelatin kapsüller

4. kli̇ni̇k özelli̇kler

4.1. terapötik endikasyonlar

Romatoid artrit, osteoartrit, ankİlozan spondilit, bursit, tendinit, yumuşak doku yaralanmaları ve dismenore tedavisinde endikedir.

4.2. Pozoloji ve kullanım şekli

Doktor tarafından başka şekilde önerilmediği takdirde: Günde 1 adet yemekten sonra, akşamlan alınır.

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:

Çocuklarda kullanımına dair veri mevcut değildir.

Geriyatrik Popülasyon:

65 yaş üzeri hastalarda dikkatli kullanılmalıdır. Diğer NSAİÎ ilaçlarda olduğu gibi yaşh hastalarda ülser, kanam, flatulans ve karın ağrısı gibi gastroİntestinal komplikasyonlar genç hastalara göre daha fazla görülmektedir.

Flurbiprofen yaşlılarda iyi tolere edilmesine rağmen, özellikle renal fonksiyon bozuklu bulunan yaşlılarda NSAİİ’ların elimine edilmesi normalden daha uzun sürebilir. Bu tür vakalarda FROLİX SR dikkatle kullanılmalıdır, gerektiğinde standart formül kullanılarak dozaj kişiye özel olarak ayarlanmalıdır.

4.3. kontrendikasyonlar

FROLİX SR Kapsül, flurbiprofene hipersensitivitesi olduğu bilinen hastalarda kontrendikedir.

FROLÎX SR astım, ürtiker veya aspirin veya başka bir NSAİt kullanımı sonrasında alerjik tipte reaksiyonlar geçirmiş hastalarda kullanılmamalıdır. Bu gibi hastalarda NSAİİ’lere karşı şiddetli, nadiren fatal, anafîlaktik benzeri reaksiyonlar bildirilmiştir (bkz. Özel kullanım uyarıları ve önlemler i-Anafilaktoid reaksiyonlar ve önceden var olan astım). FROLİX SR, aspirin triadı olan hastalara verilmemelidir. Bu semptom komleksi tipik olarak, aspirin veya diğer nonsteroid antiinflamatuvar ilaçları aldıktan sonra nazal polipti veya polİpsiz rinit veya şiddetli, potansiyel olarak fatal bronkospazm geçiren astımlı hastalarda meydana gelir.

Aktif peptik ülseri alan veya daha önce peptik ülser geçirmiş hastalarda flurbiprofenin kullanımı kontrendikedir.

Şiddetli kalp yetmezliği, hepatik yetmezlik ve renal yetmezliği olan hastalarda kontrendikedir. Koroner arter by-pass greft operasyonu geçirenlerde ameliyat öncesi ağrı kesici olarak kullanılması kontrendikedir.

Hamileliğin son trimesterinde kontrendikedir.

4.4. Özel kullanım uyarıları ve tedbirleri

FROLİX SR’ın COX-2 inhibitorleri dahil diğer NSAİÎ’lerle birlikte kullanımından kaçınılmalıdır.

Kardiyovasküler (KV) trombotik etkiler:

Bazı selektif CQX-2 inhibİtorü ya da non-selektif nonsteroid antiinflamatu­varlarla, 3 yıla varan klinik araştırmalar, ölümcül olabilecek derecede ciddi kardiyovasküler trombotik olaylarda, miyokard enfarktüsü ve inme riskinde artışa neden olabileceğini göstermiştir. Bilinen kardiyovasküler hastalığı olan hastalar daha büyük risk altında olabilir. FROLÎX SR ile tedavi edilen hastalarda kardiyovasküler advers olay riskini en aza indirmek için, mümkün olan en kısa süreyle en düşük etkili doz kullanılmalıdır. Daha önce kardiyovasküler semptomlar yaşanmamış olsa bile, hekimler ve hastalar bu tür olayların ortaya çıkmasına karşı tetikte olmalıdır. Hastalara, ciddi kardiyovasküler toksisite belirti ve/veya semptomları hakkında ve meydana geldikleri takdirde yapılması gerekenler hakkında bilgi verilmelidir (bkz. bölüm 4.3 Kontrendi­kasyonlar)

Eşzamanlı aspirin kullanımının NSAİİ kullanımıyla ilişkili artmış ciddi KV trombotik olay riskini azalttığını gösteren tutarlı bir kanıt yoktur. Aspirin ve flurbiprofenin eşzamanlı kullanımı ciddi gastrointestinal olay riskini artırmaktadır (bkz. bölüm 4.4 Özel kullanım uyarıları ve önlemleri, Gastrointesti­nal(Gİ)} etkiler – Gî ülserasyon, kanama ve perforasyon riski)

Yapılan iki büyük kontrollü klinik araştırma sonucuna göre, koroner arter bypass greft uygulamasını takiben 10–14 gün arasında ağrı tedavisi için bir COX-2 selektif nonstreroid antiinflamatuvar kullanımının miyokard enfarktüsü ve inme riskinde artışa neden olduğu gözlenmiştir (bkz. Bölüm 4.3 Kontrendi­kasyonlar).

Hipertansiyon:

Diğer tüm NSAÎÎ’lerde olduğu gibi, flurbiprofen de hipertansiyon oluşumuna veya daha önce mevcut hipertansiyon kötüleşmesine ve bu iki durumda kardiyovasküler olaylar riskinin artmasına neden olabilir. Flurbiprofen de dahil, NSAİÎ’ler hipertansİyonlu hastalarda dikkatli kullanılmalıdır. Flurbiprofen tedavisi başlangıcında ve tedavi seyri boyunca kan basıncı yakından izlenmelidir.

Gastrointestinal (Gİ)} etkiler – Gİ ülserasyon, kanama ve perforasyon riski:

Nonstreroid antiinflamatuvar ilaçlar uygulanan hastalarda, semptomları olsun veya olmasın herhangi bir zamanda mide, ince barsak veya kalın barsakta inflamasyon, kanama, ülserasyon veya perforasyon gibi fatal olabilen ciddi Gî toksisite meydana gelebilir. Dispepsi gibi hafif üst Gİ sorunlar yaygındır ve tedavi sırasında herhangi bir zamanda yaşanabilir. Bu yüzden, önceden Gİ semptomlar yaşanmamış olsa bile hekim ve hastalar ülserasyon veya kanama durumuna karşı tetikte olmalıdır. Hastalarda ciddi Gİ toksisitesinin belirti ve/veya semptomları ve meydana geldikleri takdirde yapmaları gerekenler hakkında bilgi verilmelidir. Periyodik laboratuvar gözlemlerinin yaran henüz kanıtlanmamış olmakla birlikte yeteri kadar değerlendirme de yapılmamıştır. Nonsteroİd antiinflamatuvar bir ilaçla tedavi sırasında ciddi bir Gİ advers olay geliştiren her beş hastadan yalnızca biri semptomatiktir. Nonsteroİd antiinflamatuvar ilaçlar nedeniyle üst Gİ ülser, büyük kanama veya perforasyon 1 arın, 3 ila 6 ay süreyle tedavi edilen hastalann yaklaşık %1’inde, bir yıl tedavi gören hastalarınsa yaklaşık %2 ila %4’ü arasında meydana geldiği görülmektedir. Bu eğilimlerin zaman içinde sürmesi, hastanın tedavinin herhangi bir safhasında ciddi bir Gİ olay geliştirme olasılığını artırmaktadır. Ne var ki, kısa süreli tedavi daha risksiz değildir.

Nonsteroİd antiinflamatuvar ilaçlar, önceden ülser hastalığı veya Gİ kanaması hikayesine sahip hastalara reçetelenirken son derece dikkatli olunmalıdır.

Fatal Gİ olaylar hakkında spontan raporların çoğu yaşlı ve zayıf bünyeli hastalarda görülmektedir; bu nedenle bu popülasyonda tedavi yaparken özellikle dikkatli olmak gerekir.Advers bir Gİ olayın potansiyel riskini en aza indirmek için, mümkün olan en kısa süreyle en düşün etkin doz kullanılmalıdır. Yüksek risk grubundaki hastalarda, nonsteroid intİİnflamatuvar ilaçlar içermeyen alternatif tedaviler dikkate alınmalıdır.

Yapılan çalışmalar, nonsteroid antiinflamatuvar ilaç kullanan önceden peptik ülser ve/veya Gİ kanama hikayesine sahip hastaların, bu risk faktörüne sahip olmayan hastalara kıyasla Gî kanama geliştirme riskinin 10 kat fazla olduğunu göstermiştir. Ülser hikayesine ek olarak, yapılan farmakoepidemi­yolojik çalışmalarda, Gİ kanama riskini artırabilecek aşağıdakiler gibi çok sayıda başka birlikte tedavi ve komorbiditeye yol açabilecek durum tanımlanmıştır: oral kortikosteroidlerle tedavi, antikoagülanlarla tedavi, nonsteroid antiinflamatuvar ilaçlarla tedavinin uzaması, sigara içmek, alkol bağımlılığı, ilerlemiş yaş ve genel sağlık durumunun kötü olması.

Anafılaktoid reaksiyonlar:

Diğer nonsteroid antiinflamatuvar ilaçlarda olduğu gibi, flurbiprofene önceden bilinen bir maruziyeti olmayan hastalarda anafilaktoid reaksiyonlar meydana gelebilir. Aspirin triadı olan hastalara flurbiprofen verilmemelidir. Bu semptom kompleksi tipik olarak, nazal polipli ya da polipsiz rinit geçiren veya aspirin ya da diğer NSAÎ ilaçları aldıktan sonra şiddetli ve potansiyel olarak fatal olabilen bronkospazm sergileyen astımlı hastalarda ortaya çıkar, (bkz. Kontrendikasy­onları, Özel kullanım uyarıları ve önlemleri- Önceden var olan astım). Anaflaktoid bir reaksiyon meydana geldiği takdirde, hastaya derhal acil tedavi uygulanmalıdır.

Hepatik etkiler:

Flurbiprofen de dahil olmak üzere nonsteroid antiinflamatuvar ilaç alan hastaların %5 kadarında bir veya daha fazla karaciğer testinde sınır seviyede yükselmeler meydana gelebilir. Bu laboratuvar anomalileri ilerleyebilir, değişmeden kalabilir veya tedaviye devam edildiğinde kendiliğinden geçebilir. Nonsteroid antiinflamatuvar ilaçlarla yapılan klinik çalışmalarda, hastaların yaklaşık % Tinde ALT ve AST’de anlamlı yükselmeler (normalin üst limitinin yaklaşık üç veya daha fazla katında) bildirilmiştir. Ayrıca, bazıarı ölümle sonuçlanmak üzere sanlık, fulminant hepatit, karaciğer nekrozu ve karaciğer yetmezliği de dahil şiddetli karaciğer reaksiyonları bildirilmiştir.

Karaciğer yetmezliğine işaret eden belirti ve/veya semptomlar gösteren veya karaciğer test değerleri anormal olan bir hasta, FROLİX SR tedavisi sırasında daha şiddetli bir karaciğer reaksiyonunun gelişmesine karşı değerlendiril­melidir. Karaciğer hastalığına işaret eden klinik belirti ve semptomların gelişmesi veya sistemik belirtilerin (örneğin, eozinofıli, döküntü, vb.) meydana gelmesi halinde FROLİX SR tedavisi kesilmelidir.

Renal etkiler:

NSAÎ ilaçlann uzun süreli kullanımı renal papiller nekroz ve diğer renal hasarlarla sonuçlanmıştır. Diğer nonsteroid antiinflamatuvar ilaçlarda olduğu gibi, flurbiprofenin uzun süreli uygulanması renal papiller nekroz ve renal medullada diğer değişikliklere yol açmıştır. Renal prostaglandinlerin renal perfüzyonun korunmasında telafi edici bir rol oynadığı hastalarda ikinci bir renal toksisite şekli görülmüştür. Bu hastalarda bir nonsteroid antiinflamatuvar ilacın uygulanması, prostaglandİn oluşumunda ve ikincil olarak real kan akımında açık renal dekompansasyonu tetikleyebilecek doza bağımlı bir düşmeye neden olabilir. Bu reaksiyon açısından en büyük risk altında bulunan hastalar böbrek yetmezliği, kalp yetmezliği veya karaciğer yetmezliği olanların yanı sıra diüretik veya ADE inhibitörleri kullananlar ve yaşlılardır. Nonsteroid antiinflamatuvar ilaç tedavisinin kesilmesinden sonra, genelde tedavi öncesindeki duruma geri dönülür.

Klinik çalışmalarda, böbrek yetmezliği olan hastalarda flurbiprofen elİminasyonun yarı ömründe değişiklik olmamıştır. Flurbiprofen metabolitlerinin başlıca elİminasyonun yolu böbreklerdir. Orta ila şiddetli böbrek yetmezliği olan hastalarda 4*-hidroksi-flurbiprofenin elİminasyonunda azalma meydana gelmiştir. Bu nedenle, böbrek fonksiyonlarında önemli derecede azalma olan hastalarda, flurbiprofen metabolitlerinin birikmesini önlemek için doz azaltımı gerekebilir. Bu gibi hastalar yakından izlenmelidir.

İlerlemiş böbrek hastalığı:

İlerlemiş böbrek hastalığına sahip hastalarda FROLİX SR tedavisi önerilmez. Ancak nonsteroid antiinflamatuvar bir ilaçla tedaviye başlamak zorundaysa, hastanın böbrek fonksiyonlarının yakından takip edilmesi gerekir (bkz. Özel Uyarılar ve Özel kullanım Tedbirleri- Renal Etkiler)

Hematolojik etkiler:

Flurbiprofen de dahil olmak üzere nonsteroid antiinflamatuvar ilaç alan hastalarda bazen anemi görülür. Bunun nedeni sıvı retansİyonu, Gİ kan kaybı veya eritropoez üzerindeki tam olarak tanımlanamayan bir etki olabilir. FROLÎX SR da dahil olmak üzere nonsteroid antiinflamatuvar ilaçlarla uzun süreli tedavi gören hastalar, herhangi bir anemi belirti veya semptomu göstermeseler bile hemoglobin ve hematokrit seviyelerini düzenli olarak kontrol ettirmelidirler.

Nonsteroid antiinflamatuvar ilaçların bazı hastalarda trombosit agregasyonunu inhibe eden kanama süresini uzattıkları gösterilmiştir. Aspirinin tersine, bunların trombosit fonksiyonu üzerindeki etkileri kalitatif açıdan daha az, daha kısa süreli ve geri dönüşümlüdür. Flurbiprofen genel olarak trombosit sayısı, protrombin zamanı (PT) veya parsiyel tromboplastin zamanını (PTT) etkilemez. Önceden koagülasyon bozukluğu olan ya da antikoagülan kullanan ve trombosit fonksiyon değişikliklerinden advers şekilde etkilenebilecek hastalar FROLÎX SR kullanımında dikkatle izlenmelidir.

Konjestif kalp yetmezliği ve ödem:

Prostaglandin sentezini İnhibe ettiği bilinen diğer ilaçlarla olduğu gibi, flurbiprofen dahil nonsteroid antiinflamatuvar ilaçlar alan bazı hastalarda sıvı retansİyonu ve ödem gözlenmiştir. Bu nedenle, FROLİX SR sıvı retansİyonu, hipertansiyon veya kalp yetmezliği olan hastalarda dikkatle kullanılmalıdır.

Öceden var olan astım:

Astım hastalarının aspirine duyarlı astımı olabilir. Aspirine duyarlı astım hastalarında aspirin kullanımı, fatal olabilecek derecede şiddetli bronkospazma yol açabilir. Bu gibi aspirine duyarlı hastalarda aspirin ve diğer nonsteroid antiinflamatuvar ilaçlar arasında

bronkospazm da dahil olmak üzere çapraz reaksiyonlar bildirdiği için, aspirine bu çeşit bir duyarlılığa sahip hastalar FROLÎX SR kullanmamalı ve önceden var olan astımı olan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır, (bkz. Bölüm 4.3 Kontrendi­kasyonlar)

Görme değişiklikleri:

Flurbiprofen ve diğer nonsteroid antiinflamatuvar ilaçların kullanımı sırasında görmede bulanıklık ve/veya görmede azalma olan vakalar bildirilmiştir. Göz şikayetleri olan hastalar Göz muayenesinden geçmelidir.

Deri etkileri:

Flurbiprofen dahil nonsteroid antiinflamatu­varların kullanımına ilişkin çok seyrek olarak, bazıları ölümcül olmak üzere, eksfoliyatif dermatit, Stevens-Johnson sendromu ve toksik epidermal nekroliz gibi ciddi deri reaksiyonları rapor edilmiştir. Bu ciddi olaylar uyan olmaksızın oluşabilir. Hastlar ciddi deri reaksiyonlarının işaret ve semptomları konusunda bilgilendiril­melidir ve deri kızanklığı ya da herhangi bir aşırı duyarlılık belirtisi İlk meydana geldiğinde flurbiprofen kullanımı durdurulmalıdır.

Sistemin lupus eritematozus (SLE) ve diğer bağ dokusu hastalıkları:

SLE ve karışık bağ dokusu hastalığı olan hastalarda, aseptİk menenjit riski artmıştır.

Laboratuvar testleri:

Ciddi Gİ sistem ülserasyonlan ve kanama, uyarıcı semptomlar olmadan ortaya çıkabildiğinden, hekimler Gİ kanamanın belirti ya da semptomları açısından hastalan izlemelidirler. Uzun dönemli NSAİ ilaç tedavisi gören hastaların tam kan sayımı ve biyokimya profilleri periyodik olarak kontrol edilmelidir. Eğer karaciğer ya da renal rahatsızlıkla uyumlu klinik belirti ve semptomlar gelişirse ya da sistemik belirtiler (ör. Eozinofili, döküntü, vb.) ortaya çıkarsa flurbiprofen kesilmelidir.

Bozulmuş kadın fertilitesi:

Flurbiprofen kadın fertilitesinİ bozabilir. Bu nedenle gebe kalmak İsteyen kadınlara önerilmez.

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:

Pedİyatrik popülasy on:

Çocuklarda kullanımına dair veri yoktur.

Geriyatrik popülasyon :

Diğer nonsteroid inflamatuvarla olduğu gibi, yaşlıların (65 yaş ve üstü) tedavisi sırasında dikkatli olunmalıdır. Yaşlı hastalarda ülserasyon, kanama, gaz, şişkinlik ve abdominal ağn gibi gastrointestinal şikayet daha fazladır. Gastrointestinal olayların potansiyel riskini en aza indirmek için, mümkün olan en kısa süreyle en düşük etkili doz kullanılmalıdı­r.(bkz. bölüm 4.4– Özel kullanım uyarıları ve önlemleri- Gastrointestinal (Gİ) etkiler) Aynı şekilde; yaşlı hastalar renal dekompansasyon gelişme riski açısından daha yüksek risk altındadırlar, (bkz. bölüm 4.4– Özel kullanım uyarılan ve önlemlerİ-Renal etkiler)

Böbrek ve karaciğer yetmezliğinde kullanım:

Veri mevcut değildir.

4.5. diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

ADE-inhibitörleri ve ARB 1er;

Mevcut raporlarda, nonsteroid antîinflamatuvar ilaçların ADE-inhibitörlerinin intihipertansif etkisinin azaltabileceği belirtilmektedir. Bu etkileşim, nonsteroid antiinflamatuvar ilaçlan ADE-inhibitörleriyle birlikte almakta olan hastalarda dikkate alınmalıdır.

Antikoagülanlar:

Nonsteroidler antiinflamatuvar ilaçlarla birlikte varfarin alan hastalar, sadece her iki ilaçtan birini kullananlara oranla daha büyük bir ciddi klinik kanama riski altındadır. Doktorlar, varfarin veya diğer antikoagülanları kullanan hastalara FROLİX SR verirken dikkatli olunmalıdır.

Aspirin:

Aspirinin eş zamanlı uygulanması, serum flurbiprofen konsantrasyonlarını düşürür. Bu etkileşimin klinik önemi bilinmemektedir; ancak, diğer nonsteroid antiinflamatuvar ilaçlarda olduğu gibi, FROLİX SR ve aspirinin birlikte uygulanması önerilmemektedir.

Beta-adrenerjik blokör ajanlar:

Flurbiprofen propranololün hipotansif etkisini azalmasına karşın atenololde böyle bir etki görülmemiştir. Bu etkileşimin altında yatan mekanizma bilinmemektedir. Hem flurbiprofen hem de bir beta-blokör alan hastalar, yeterli seviyede bir hipotansif etkinin elde edilmesi açısından takip edilmelidir.

Diüretikler:

Nonsteroid antiinflamatuvar ilaçlar bazı hastalarda furosemid ve tiyazidlerin natriüretik etkisini azaltabilmektedir. Bu etki, renal prostaglandin sentezinin inhibisyonuna dayandırılmıştır. FROLÎX SRile birlikte diüretik ilaç alan hastalar, böbrek yetmezliği belirtileri açısından (bkz. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri-Renal etkiler) ve istenen diüretik etkinin elde edildiğinden emin olmak amacıyla yakından izlenmelidir.

Lityum:

Nonsteroid antiinflamatuvar ilaçlar plazma lityum düzeylerinde artışa, renal lityum klirensİnde ise azalmaya yol açmıştır. Minimum lityum konsantrasyonu %15 artmış ve renal klerens %20 oranında azalmıştır. Bu etkiler, renal prostaglandin sentezinin nonstreroid antiinflamatuvar ilaç tarafından inhibisyonuna dayandırılmıştır. Bu nedenle, nonsteroid antiinflamatuvar ilaçlarla lityum birlikte uygulandığında, hastalar lityum toksisitesine karşı yakından izlenmelidir.

Metotreksat:

Nonsteroid antiinflamatuvar ilaçların, tavşan böbrek kesitlerinde metokreksat birikimini kompetetif inhibe ettikleri rapor edilmiştir. Bu durum, bu ilaçların metotreksatın toksisitesini artırabileceğine işaret ediyor olabilir. Nonsteroid antiinflamatuvar ilaçlar metotreksatla birlikte uygulandığında dikkatli olunmalıdır.

Kortikosteroİdler:

Gastroİntestİnal ülserasyon veya kanama riskinde artma görülür.

Antiplatelet ajanlar ve selektif serotonin geri ahm inhibitörleri (SSRI’ler):

Gastrointestinel kanama riskinde artış

Simetidin, Ranitidin: Küçük fakat istatistikse açıdan önemli bir artışın dışında, flurbiprofenin fermakokinetiğini etkilememiştir.

Digoksin: Flurbiprofen ile digoksİnin birlikte kullanılması her iki ilacın da kararlı durum serim konsantrasyonlarını değiştirmemiştir. Ancak NSAİİ’lar kalp yetmezliğini alevlendirebilir, GFR’nı azaltabilir ve glikozitlerin plazma düzeylerini arttırabilir.

Oral hipoglisemik ajanlar: Flurbiprofen ile hipoglisemik ajanların birlikte uygulanması sırasında kan şekeri konsantrasyon­larında hafif bir düşme yaşanmış olsa da, hipoglisemiye dair herhangi bir belirti veya semptoma rastlanmamıştır.

Kinolon grubu antibiyotikler: Flurbiprofen ile birlikte alındığında konvülziyon riskini arttırabilirler.

Nonsteroid antiinflamatuvar ilaçlar zidovudin, tiklopidin, takrolimus ve siklosporin ile birlikte uygulandığında dikkatli olunmalıdır.

Takrolimus: NSAİ ilaçlarla takrolimus beraber kullanıldığında nefrotoksisite riskinde artış izlenebilir.

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler

Pediyatrik popülasyon

Veri mevcut değildir.

Geriyatrik popülasyon:

Veri mevcut değildir.

4.6. gebelik ve laktasyongebelik kategorisi 1. ve 2. trimester: c; 3. trimester d’dir.

Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü

Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, gebelik veya doğum sonrası gelişim üzerindeki etkiler bakımdan yetersizdir (bkz. Bölüm 5.3 Klinik öncesi güvenliIİk verileri).

İnsanlara yönelik potansiyel risk bilinmemektedir.

Gebelik dönemi

Fare ve tavşanlarda yapılan üreme çalışmalarında herhangi bir gelişimsel anomaliye rastlanmamıştır. Ancak, hayvan üreme çalışmaları insanlarda meydana gelecek etkilerin önceden görülmesi için her zaman yeterli olmayabilir. Gebe kadınlar üzerinde yapılmış yeterli ve iyi kontrollü çalışma bulunmamaktadır. FROLİX SR’ın sağlayacağı potansiyel yarar, fetüs üzerinde potansiyel riski karşılayabiliyorsa kullanılabilir.

Nonsteroid antiinflamatuvar ilaçların fetal kardiyovasküler sistem (ductus arteriosus’un kapanması) üzerindeki bilinen etkilerinden dolayı, gebeliğin geç safhalarında (6. Aydan itibaren) kullanımından kaçınılmalıdır.

Üreme yeten eği/fertilite

Nonsteroid antiinflamatuvar ilaçlarla sıçanlar üzerinde yürütülen çalışmalarda, prostaglandin sentezini inhibe ettiği bilinen diğer ilaçlarda olduğu gibi, distosi, doğumda gecikme ve hayatta kalan yavru oranında düşme meydana gelmiştir. FROLİX SR’ın gebe kadınlardaki gebelik sonu ve doğum üzerindeki etkileri bilinmemektedir.

Laktasyon dönemi

Anne sütü ve plazmasındaki flurbiprofen konsantrasyonları flurbiprofen 200 mg/gün kullanmakta olan bir annenin sütünü alan bir bebeğin günde yaklaşık olarak 0.10 mg flurbiprofen alabileceğini göstermektedir. Prostaglandini inhibe eden ilaçların bebekler üzerindeki olası advers etkileri nedeniyle, anneye olan yararı da hesaba katılarak emzirmeye son verme veya ilacı kesme arasında bir karar verilmelidir.

4.7. araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

NSAİİ kullananlarda ilaç alımından sonra halsizlik, uyuklama, huzursuzluk ve görme bozuklukları gibi yan tesirler görülebilir. Bu nedenle, bu tür etkiler oluştuğunda araç ve makine kullanılmamalıdır.

4.8. i̇stenmeyen etkiler

İstenmeyen yan etkilerin sınıflandırılmasında aşağıdaki sistem kullanılmıştır;

Çok yaygın (>1/10), yaygın (>1/100 ila <1/10), yaygın olmayan (>1/1,000 ila <1/100), seyrek (>1/10,000 ila <1/1,000), çok seyrek (<1/10,000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).

Flurbiprofen veya diğer nonsteroid antiinflamatuvar İlaçları kullanan hastalarda görülen advers olaylar: _____________­________________________­________________________­______________

Flurbiprofen kullanan hastalarda bildirilen olaylar

Yaygın t

Yaygın olmayan i

Bilinmiyor

Kan ve lenf sistemi Hastalıkları

aplastik anemi (agranülositoz ve pansitopeni dahil) hemoglabin ve hematokrit değerlerinde düşme ekimoz/purpura eozinofili

hemolitik anemi demir eksikliği anemisi lökopeni trombositopeni

Lenfadenopati

Metabolizma ve beslenme sistemi hastalıkları

Vücut ağırlığında değişiklikler

hiperürisemi

Hiperkalemi

Sinir sistemi hastalıkları

Baş ağrısı sinirlilik ve merkezi sinir sisteminin (MSS) uyarılmasının diğer belirtileri (örneğin, anksiyete, uykusuzluk, reflekslerde artma, tremor)

ataksi serebrovasküler iskemi konfuzyon parestezi seğirme

Konvülsiyon serebvasküler olaylar duygusal değişkenlik hipertoni menenjit miyasteni subaraknoid kanama

MSS inhibisyonundan kaynaklanan semptomlar (örneğin amnezi, asteni, depresyon, halsizlik, somnolans) baş dönmesi/vertigo

Göz hastalıkları

görmede değişiklikler

konjunktivit

komeal opasite glokom retinal kanama retrobulbar norit

Kulak ve iç kulak hastalıkları

tinnitus

geçici işitme kaybı

Kardiyak hastalıklar

konjestif kalp yetmezliği hipertansiyon

anjina pektoris miyokard enfarktüsü aritmi

Vasküler hastalıklar

vasküler hastalıklar vazodilatasyon

Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıklar

rinit

astım epitaksis parosmi

bronşit dispne hiperventilasyon larenjit

pulmoner emboli pulmoner enfarktüs

Gastrointestinal hastalıklar

abdominal ağrı kabızlık ishal

dispepsi / mide ekşimesi

karaciğer enzimlerinde yükselme mide gazı Gİ kanama bulantı kusma

kanlı ishal özofagus hastalığı gastrik/peptik ülser gastrit sarıhk(kolestatik ve nonkolestatik) hematemez hepatit stomatit/glossit

iştahta değişiklikler kolesistit

kolit

ağızda kuruluk inflamatuvar

barsak hastalıklarında alevlenme

peridontal abse

ince barsakta kan ve protein kaybına neden olan inflamasyon

Deri ve derialtı doku hastalıkları

döküntü

anjiyoödem egzema eksfoliyatif dermatit fotosensitivite kaşıntı

toksik epidermal nekroliz

ürtiker

Al öpesi ciltte kuruluk herpes simpleks/ zoster tırnak bozuklukları terleme

Ürogenital sistem hastalıkları

idrar yolu enfeksiyonu belirti ve bulguları

hematüri intertisyel nefrit böbrek yetmezliği

menstrüel düzensizlikler prostat hastalığı vajinal ve uterin

kanama vulvovajinit

Genel bozukluklar

ödem

anafılaktik reaksiyon ürperme

parozmi

ateş

tat almada değişiklikler

tklinik çalışmalardan

{klinik çalışmalar, pazarlama sonrası deneyim veya literatürden

4.9. doz aşımı ve tedavisi

Nonsteroid antiiflamatuvar ilaçlarda akut doz aşımı sonrasında beliren semptomlar genellikle letarji, uyuşukluk, bulantı, kusma ve epigastrik ağrıyla sınırlı olup, destekleyici tedaviyle geri dönüşlüdür. Gastrointestinal kanama meydana gelebilir. Hipertansiyon, akut böbrek yetmezliği, solunum depresyonu ve koma da meydana gelebilir, ancak nadirdir. Nonsteroid antiiflamatuvar ilaçların tedavide kullanımı sonrasında anafılaktoid reaksiyonlar bildirilmiş olup, bunlar doz aşımı sonrasında da meydana gelebilir.

Aşırı dozda bir nonsteroid antiiflamatuvar ilaç alan bir hastaya semptomatik ve destekleyici tedavi uygulanmalıdır. Spesifik antidotu yoktur. Semptomları olan veya çok yüksek derecede bir doz alan (normal dozun 5 ila 10 katı) hastalarda, alacın alımından sonraki 4 saat içinde emezis ve/veya aktif kömür (yetişkinlerde 60 ila 100 g arası, çocuklarda 1 –2 g/kg) ve/veya ozmotik katartik endike olabilir. Proteinlere yüksek bağlanma oranı nedeniyle, zorlu diürez, idrar alkalileştirmesi, hemodiyaliz veya hemoperfuzyon yararlı olmayabilir.

5. farmakoloji̇k özelli̇kler

5.1. farmakodiuanıik özellikler

Farmakoterapötik grup:Non-selektif COX Inhibitörleri

ATC Kodu: M01AE09

FROLİX SR analjezik, antienflamatuvar, analjezik ve antipiretik etki gösteren nonsteroid bir antiintlamatuvar ilaç olan flurbiprofen içerir. Flurbiprofenin etki mekanizması, diğer nonsteroid antiinflamatuvar ilaçlarda olduğu gibi, tamamen anlaşılamamış olup, prostaglandin sentetaz inhibisyonuyla ilgili olduğu düşünülmektedir.

5.2. farmakokinetik özellikleremilim:

Flurbiprofen. oral olarak alındığında gastrointestinal sistemden kolayca absorbe edilir ve uygulamadan 4–6 saat sonra doruk plazma konsantrasyonlarına ulaşır. Flurbiprofenin gıda veya antasitlerle birlikte alınması flurbiprofenin absorpsiyon hızını değiştirebilse de absorpsiyon oranını değiştirmez.

Flurbiprofen SR. flurbiprofen'in kontrollü salimli formülasyonudur. Kararlı konsantrasyonda 24 saat süresince, ortalama plazma seviyeleri eşdeğer dozdaki konvansiyonel tabletle aynıdır ancak minimum ve maksimum plazma konsantrasyonları arasındaki fark daha azdır. Flurbiprofen SR’m sürekli kullanımı akümülasyona neden olmaz.

Dağılım:

Hem R- hem de S-flurbiprofenin sanal dağılım hacmi (Vz/F) yaklastk 0.12 L'Kgdir. Her iki flurbiprofen enantiomeri de %99'un üzerinde bir oranla albümin basta olmak üzere plazma proteinlerine bağlanır, Plazma proteinlerine bağlanma, tavsiye edilen dozlarla elde edilen tipik ortalama kararlı durum konsantrasyon­larında (< 10 pg/ml) nispeten sabittir.

B ivotransformasvon:

İnsan plazması ve idrarında çok sayıda flurbiprofen metaboliti saptanmıştır, Bu metabolitler arasında 4 -hidroksi-flurbiprofen. 3',4-dihidroksi-flurbiprofen, 3'-hidroksi-4-metoksiflurbi­profen, bunların konjugatları ve konjüge flurbiprofen yer almaktadır. Diğer arilpropiyonik asit türevlerinin (Örneğin, ibuprofen) aksine, R-flurbiprofenin S-flurbiprofene metabolize olması minimal düzeyde gerçekleşmektedir. Yapılan İn vitro çalışmalar, sitokrom P4502C9'un flurbiprofenin ana metaboliti olan 4'-hidroksi-flurbiprofenin metabolizmasında önemli bir rol oynadığını göstermiştir. 4'-hidroksi-flurbiprofen metaboliti, havyan inflamasyon modellerinde çok az antİinflamatuvar aktivite göstermiştir. Flurbiprofen, metabolizmasını değiştiren enzimleri indüklememektedir. Bağlanmamış durumdaki flurbiprofenin toplam plazma klirensi stereoselektif olmayıp, terapotİk aralıkta kullanıldığında flurbiprofenin klirensi dozdan bağımsızdır.

Eliminasyon:

Flurbiprofen kullanımı sonrasında flurbiprofenin %3 'ten azı değişmeden idrarla atılır ve idrarda elimine olan dozun yaklaşık %70'ini ana ilaç ve metabolİtleri oluşturur. Renal eliminasyon flurbiprofen metabol itlerin in önemli bir eliminasyon yolu olduğu için, orta ila şiddetli böbrek yetmezliği bulunan hastalarda, flurbiprofen metabol iti erin in birikimini önlemek amacıyla doz ayarlaması yapmak gerekebilir. R- ve S-flurbiprofenin ortalama terminal yan ömürleri (tı/2) sırasıyla 4.7 ve 5.7 saat olup, birbirleriyle benzerdir. Flurbiprofenin çoklu doz uygulaması sonrasında flurbiprofen birikimi çok az olmuştur,

Doğrusallık / Doğrusal olmayan durum:

Doz oransallığı değerlendiril­memiştir.

Hastalardaki karakteristik özellikler

Karaciğer yetmezliği:

Flurbiprofen eliminasyonunun >%90 oranında karaciğerden metabolize olarak elimine edilir, bu yüzden karaciğer hastalığı olan hastalarda karaciğer fonksiyonları normal olan hastalara göre flurbiprofen dozlarının azaltılması gerekebilir; Ancak, R- ve S flurbiprofenin tek bir 200 mg flurbiprofen tablet dozu uygulaması sonrasındaki farmakokinetiği, alkolik siroz hastalan (N=8) ve gene sağlıklı gönüllülerde (N-8) benzer olmuştur. Flurbiprofenin plazma proteinlerine bağlanışı karaciğer hastalığı olan ve serum albümin konsantrasyon lan 3.1 g/dL'nin altında olan hastalarda azalabilir.

Böbrek yetmezliği:

Renal klerens flurbiprofen metabolitlerinin önemli bir atılım yolu olmasına rağmen, değişmemiş flurbiprofen İçin zayıf bir atılım yoludur (toplam klerensİn <%3’ü) bağlanmamış R- ve S-flurbiprofenin klirensleri normal sağlıklı gönüllüler (N=6, 50 mg tek doz) ile böbrek yetmezliği olan hastalar (N=8, insülin klirensleri 11 ila 43 mL/dak arasında değişen, 50 mg çoklu doz) arasında önemli bir farklılık göstermemiştir.

Flurbiprofenin plazma proteinlerine bağlanışı, böbrek yetmezliği olan ve serum albümin konsantrasyonun 3.9 g/dL'nin altında olan hastalarda azalabilir. Flurbiprofen metabolitlerinin eliminasyonu böbrek yetmezliği olan hastalarda azalabilir.

Flurbiprofen, sürekli ambülatuvar peritoneal diyalize giren hastalarda kandan ayrılarak diyalizata önemli seviyede geçmez.

Pediyatrik popülasyon:

Flurbiprofen'in pediyatrik hastalardaki farmakokinetiği araştırılmamıştır.

Gerivatrik popülasyon:

Tek ya da çoklu doz şeklinde flurbiprofen 100 mg tablet uygulanan gerİyatrik artrit, genç artrit hastalan ve sağlıklı bireylerde ilacın farmakokinetiği benzer bulunmuştur.

5.3 klinik öncesi güvenlilik verileri

Karsinojenİsite. reprodüktif ve teratoloji çalışmaları yapılmıştır. Bu çalışmalarda flurbiprofenin karsinojenik, teratojenik veya advers reprodüktif etkileri bulunmamıştır.

6. farmasöti̇k özelli̇kler

6.1. yardımcı maddelerin listesi

Şeker küreleri

Hidroksi propil metil selüloz

Etil selüloz

Sakaroz

Aerosil

Polietilen glikol

6.2. geçimsizlikler

Bilinen herhangi bir geçimsizliği bulunmamaktadır.

6.3. raf ömrü

24 ay

6.4. saklamaya yönelik özel tedbirler

25 °C nin altındaki oda sıcaklığında saklayınız.

6.5. ambalajın niteliği ve içeriği

15 mikropellet kapsül içeren, PVC/PVDC Al blister ve karton kutu ambalaj

6.6. beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler

Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “ Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği ve “Ambalaj Atıkların Kontrolü Yönetmeliği”ne uygun olarak imha edilmelidir.

7. ruhsat sahi̇bi̇

ALİ RAİF İLAÇ SAN. A.Ş.

8. RUHSAT NUMARASI

247/16

9. İLK RUHSAT TARİHİ/RUHSAT YENİLEME TARİHİ

İlk ruhsat tarihi: 24.12.2012

Son yenileme tarihi:

Benzer ilaçlar