KISA ÜRÜN BİLGİSİ - Erastat 12.5mg/50mL IV İnfüzyon İçin Konsantre Çözelti İçeren Flakon
1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜ ADI
ERASTAT 12.5mg/50 mİ IV infüzyon için konsantre çözelti içeren flakon
2. KALIT ATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM
Etkin madde: Tirofıban hidroklorür monohidrat................0.281 mg/ml (0.25 mg tirofıbana eşdeğer)
Yardımcı maddeler: Sodyum dihidrojen fosfat dihidrat..................1.560 mg/ml
Mannitol.................................................45 mg/ml
Yardımcı maddeler için 6.1 ’e bakınız.
3. farmasöti̇k form
Konsantre infüzyon solüsyonu
ERASTAT seyreltilmek için hazırlanmış konsantre, steril, renksiz ve berrak bir çözelti 50 mlTik flakonlarda kullanıma sunulmuştur.
4. kli̇ni̇k özelli̇kler
4.1 terapötik endikasyonlar
ERASTAT kararsız anjina veya Q dalgası oluşturmayan miyokard enfarktüsü ile başvuran ve göğüs ağrısı atağını son 12 saat içinde yaşamış, EKG değişiklikleri olan ve/veya kardiyak enzimleri yükselmiş hastalarda erken miyokard enfarktüsünü önlemek için endikedir.
ERASTAT tedavisinden en fazla yarar görebilecek hastalar akut anjina semptomları başladıktan sonraki ilk 3–4 gün içinde miyokard enfarktüsü gelişme riski yüksek hastalardır, (örn., erken PTC A uygulaması ihtimali olan hastalar) (ayrıca Bkz. Bölüm 4.2 ve 5.1).
ERASTAT asetil salisilik asit (ASA) ve fraksiyonlanmamış heparin ile birlikte kullanılmak üzere tasarlanmıştır.
4.2 pozoloji ve uygulama şekli
Bu ürün yalnızca hastanede, akut koroner sendromların tedavisinde deneyimli uzman hekimler tarafından uygulanmalıdır.
ERASTAT kullanılmadan önce seyreltilmelidir.
Aşağıdaki tablo vücut ağırlığına göre doz ayarlaması için kılavuz olarak verilmiştir.
ERASTAT Konsantresi, Kullanım Talimatları kısmında belirtildiği üzere, ERASTAT Çözeltisi ile aynı etkinlik görülene kadar seyreltilmelidir.
0.4 mikrogram/kg’dakika Yükleme Dozu Çoğu Hastalar | 0.4 mikrogram/kg dakika Yükleme Dozu Ağır Böbrek Yetmezliği | 25 mikrogram/kg Bolus Doz Çoğu Hastalar | 25 mikrogram/kg Bolus Doz Ağır Böbrek Yetmezliği | |||||
Hastanın Ağırlığı (Kg) | 30 dakika Yükleme infüzyon Hızı (mlsaat) | idame infüzyon Hızı (mlsaat) | 30 dakika Yükleme infüzyon Hızı (ml'saat) | İdame infüzyon Hızı (mlsaat) | Bolus (mİ) | İdame İnfüzyon Hızı (mlsaat) | Bolus (mİ) | İdame infüzyon Hızı (ml'saat) |
30–37 | 16 | 4 | 8 | 2 1 | 17 | 6 | 8 | y |
38–45 | 20 | 2 | 10 | 3 | 21 | 2 | 10 | 4 |
46–54 | 24 | 6 | 12 | 3 | 25 | 9 | 13 | 5 |
55–6 | 28 | “1 | 14 | 4 | 29 | 11 | 15 | 5 |
63–70 | 32 | ş | 16 | 4 | 33 | 12 | 12 | 6 |
7E79 | 36 | 9 | 18 | 5 | 38 | 14 | 19 | 2 |
80–87 | 40 | lû | 20 | 5 | 42 | 15 | 21 | 8 |
88–95 | 44 | 11 | 22 | 6 | 46 | 23 | Ş | |
96–104 | 48 | 12 | 24 | 6 | 50 | İS | 25 | 9 |
105–112 | 52 | 11 | 26 | 54 | 20 | 27 | 10 | |
113–120 | 56 | 14 | 28 | ■7 | 58 | 21 | 29 | ıo |
121–128 | 60 | 15 | 30 | ş | 62 | 22 | 31 | il |
129–137 | 64 | 16 | 32 | 8 | 62 | 24 | 33 | 12 |
138–145 | 68 | 12 | 34 | 9 | 21 | 25 | 35 | 13 |
146–153 | 18 | 36 | 9 | 75 | 27 | 37 | 13 |
NSTE-AKS için erken invaziv bir yol ile tedavi edilen ve tanı sonrası en az 4 saatten 48 saate kadar anjiografi çekilmesi planlanmayan hastalarda, ERASTAT 30 dakika süreyle 0.4 mikrogram (pg)/kg/dk başlangıç infüzyon hızıyla intravenöz yolla verilir. Başlangıç infüzyonunun sonunda, ERASTAT’a 0.1 mikrogram(pg)/kg/dk idame infüzyon hızıyla devam edilmelidir. ERASTAT fraksiyonlanmamış heparin (Genellikle ERASTAT tedavisinin başlaması ile birlikte intarvenöz bolus olarak 5000 ünite (U), daha sonra normalin yaklaşık iki katı tutulması gerekli aktivite tromboplastin zamanına (APTT) göre titre edilerek, yaklaşık 1000 U/saat olarak devam edilir.) ve kontrendike olmadıkça ASA’yı içeren ama bununla sınırlı olmayan oral antiplatelet tedavisi ile beraber verilmelidir.
Perkütan Koroner Girişim (PKG) yapılan hastalar: 3 dakikalık bir sürenin üzerinde 25 mikrogram/kg başlangıç bolusu kullanan sonrasında dakikada 0.15 mikrogram/kg bir hızda 18–24 saat boyunca ve 48 saate kadar kesintisiz infüzyon olacak şekilde verilen tirofıban tedavisi ile klinik etkinlik göstermiştir. ERASTAT fraksiyonlanmamış heparin ve kontrendike olmadığı sürece ASA’yı içeren ama bununla sınırlı olmayan (Bkz. Bölüm 5.1) oral antiplatelet tedavisi ile beraber verilmelidir.
ERASTAT tedavisine başlama ve tedavi süresi
NSTE-AK.S için erken invaziv bir yol ile tedavi edilen ve tanı sonrası en az 4 saatten 48 saate kadar anjiografi çekilmesi planlanmayan hastalarda, tanı konmasıyla beraber dakikada 0.4 mikrogram/kg ERASTAT yükleme dozu başlatılmalıdır. Önerilen süre en az 48 saattir. ERASTAT ve fraksiyonlanmamış heparin infüzyonuna koroner anjiografi sırasında devam edilebilir ve anjioplasti/aterektomiden sonra en az 12 saat ve en fazla 24 saat idame ettirilmelidir. Hasta klinik yönden stabilize olduğunda ve tedavi eden hekim tarafından hiçbir koroner girişim prosedürü planlanmıyorsa, infuzyon kesilmelidir. Tüm tedavi süresi 108 saati aşmamalıdır.
NSTE-AKS tanısı konan ve invaziv bir yol ile tedavi edilen hastada tanıdan sonraki 4 saat içinde anjiografi çekilirse, PKG’nin başlangıcında, 18–24 saat boyunca ve 48 saate kadar süren, 25 mikrogram/kg ERASTAT bolus dozu başlatılmalıdır.
Eş zamanlı tedavi (fraksiyonlanmamış heparin, oral antiplatelet tedavisi)
Fraksiyonlanmamış heparin tedavisine 5000 U, İ.V. bolus ile başlanır ve daha sonra saatte 1000 U idame infıizyonuyla devam edilir. Heparin dozu normal değerin yaklaşık iki katı düzeyinde APTT’yi sürdürmek için titre edilir.
Kontrendike olmadıkça, tüm hastalar ERASTAT’a başlamadan önce ASA’yı içeren ama bununla sınırlı olmayan, oral antiplatelet ilaçları almalıdır (Bkz. Bölüm 5.1).
Bu ilaca en azından ERASTAT infüzyonu süresince devam edilmelidir.
Anjiyoplasti (PTCA) gerekirse, heparin PTCA’dan sonra kesilmeli ve pıhtılaşma normale döndüğü anda yani aktif pıhtılaşma zamanı (ACT) 180 saniyenin altına düştüğünde kılıflar çıkarılmalıdır (genellikle heparin kesildikten 2–6 saat sonra).
ERASTAT konsantresi kullanılmadan önce seyreltilmelidir:
1. 250 ml’lik steril %0.9’luk serum fizyolojik ya da %5 dekstroz şişesinden 50 mİ dışarı
çekiniz ve 50 mikrogram /mİ konsantrasyonuna ulaşmak için bunun yerine 50 mİ ERASTAT (50 ml’lik 1 flakon) ekleyiniz. Uygulamadan önce flakonu iyice çalkalayınız.
2. Yukarıdaki doz tablosuna uygun şekilde kullanınız.
Parenteral ilaçlar kullanımdan önce, solüsyon ve torba uygun olduğu takdirde, gözle görülür partiküller veya renk değişikliği açısından kontrol edilmelidir.
ERASTAT sadece intravenöz yoldan verilmelidir ve aynı infüzyon tüpünden fraksiyonlanmamış heparin ile birlikte uygulanabilir.
ERASTATTn steril ekipman kullanılarak kalibre edilmiş infüzyon setiyle uygulanması önerilir.
Başlangıç dozu infuzyon süresinin uzamamasına ve hastanın vücut ağırlığına dayalı idame dozu infuzyon hızları hesaplanırken hata yapılmamasına dikkat edilmelidir.
Ağır böbrek yetmezliğinde (kreatinin klerensi<30ml/dak) ERASTAT dozu %50 azaltılmalıdır (ayrıca Bkz. Bölüm 4.4 ve 5.2).
Hafif-orta derecede karaciğer yetmezliği olan hastalarda tirofibanın plazma klerensinde klinik yönden anlamlı azalmaya dair kanıt yoktur. Ağır karaciğer yetmezliği olan hastalarda kullanılmamalıdır.
Çocuklarda ERASTAT ile tedavi deneyimi yoktur; dolayısıyla bu hastalarda ERASTAT kullanımı önerilmez.
Yaşlılarda doz ayarlaması gerekmez (ayrıca Bkz. Bölüm 4.4).
4.3 kontrendikasyonlar
ERASTAT, etkin maddeye veya preparatta bulunan yardımcı maddelerden herhangi birine aşırı duyarlılığı olan veya bir GP Ilb/IIIa reseptör antagonistinin daha önce kullanımı sırasında trombositopeni geçiren hastalarda kullanılmamalıdır.
Trombosit agresyonunun inhibisyonu kanama riskini artırdığından ERASTAT aşağıdaki hastalarda kontrendikedir:
Son 30 gün içinde inme hikayesi ya da herhangi bir hemorajik inme hikayesi, Bilinen intrakraniyal hastalık hikayesi (örn.,neoplazm, arteriyovenöz malformasyon, anevrizma), Aktif veya yakın tarihte geçirilmiş (tedaviden önceki 30 gün içinde), klinik yönden anlamlı kanama (öm.,gastrointestinal kanama), Malign hipertansiyon, Son altı haftada önemli travma veya majör cerrahi müdahale, Trombositopeni (trombosit sayısı<100,000/mm3), trombosit fonksiyon bozuklukları, Pıhtılaşma bozuklukları (örn.,protrombin zamanı normalin >1.3 katı veya INR (Uluslararası Normalleştirilmiş Oran) >1.5), Ağır karaciğer yetmezliği,4.4 Özel uyanlar ve kullanım önerileri
ERASTAT’ın fraksiyonlanmamış heparin olmaksızın tek başına uygulanması önerilmez. ERASTATTn enoksaparin ile birlikte uygulanmasına ilişkin deneyim sınırlıdır (Bkz. bölüm 5.1 ve 5.2). ERASTATTn enoksaparin ile birlikte uygulanması, ERASTAT ile fraksiyonlanmamış heparin ile birlikte uygulanmasına göre kutanöz ve oral kanama olaylarının (TİMİ kanamaları hariç**) sıklığının artmasıyla ilişkilidir. Özellikle anjiyografi ve/veya PCI (Perkütan koroner girişim) ile birlikte ilave fraksiyonlanmamış heparin alan hastalarda ERASTAT ve enoksaparinin eş zamanlı uygulanmasıyla ciddi kanama olayları riskindeki artış gözardı edilemez. ERASTAT ile enoksaparin kombinasyonunun etkinliği belirlenmemiştir. ERASTATTn diğer düşük molekül ağırlıklı heparinlerle uygulanmasının güvenlilik ve etkinliği araştırılmamıştır.
* * TİMİ majör kanamaları, odağı belli veya belirsiz >50 g/1 hemoglobin düşüşü, intrakraniyal kanama veya kardiyak tamponad olarak tanımlanır. TİMİ minör kanamaları, bilinen bir bölgeden kanama veya spontan gözle görünür hematüri, hematemez veya hemoptizi ile >30 g/l fakat <50 g/1 hemoglobin düşüşü olarak tanımlanır.
Aşağıdaki hastalıklarda ve durumlarda ERASTAT kullanımıyla ilişkili deneyim yeterli değildir ancak kanama riskinde artıştan kuşkulanılmaktadır. Dolayısıyla, ERASTAT aşağıdaki durumlarda önerilmez:
Son 2 hafta içinde travmatik veya uzun süren kardiyopulmoner resüsitasyon, organ biyopsisi veya litotripsi >6 hafta ancak <3 ay öncesinde geçirilen şiddetli travma veya majör cerrahi müdahale Son 3 ayda aktif peptik ülser Kontrol edilemeyen hipertansiyon (>180/110 mm Hg) Akut perikardit Aktif veya bilinen vaskülit hikayesi Kuşkulanılan aort diseksiyonu Hemorajik retinopati Dışkıda gizli kan veya hematüri Trombolitik tedavi (Bkz. Bölüm 4.5) Önemli derecede kanama riskini artıran ilaçların eş zamanlı kullanımı (Bkz. bölüm4.5)
Trombolitik tedavinin endike olduğu hastalarda (örn., EKG’de yeni patolojik Q dalgaları veya yükselmiş ST segmentleri veya sol dal bloğu ile birlikte akut transmural miyokard enfarktüsü) ERASTAT ile tedavi deneyimi yoktur. Dolayısıyla bu durumlarda ERASTAT kullanımı önerilmez.
Trombolitik tedaviyi gerektiren durumlar ortaya çıktığında (PTCA sırasında akut oklüzyon dahil) veya hastaya acil koroner arter bypass greft (CABG) operasyonu yapılması gerekiyorsa veya hastanın intraaortik balon pompaya gereksinimi varsa ERASTAT infüzyonu derhal durdurulmalıdır. Acil PTCA yapılan hastalarda etkinlik verileri sınırlıdır.
Çocuklarda ERASTAT ile tedavi deneyimi yoktur; dolayısıyla bu hastalarda ERASTAT kullanımı önerilmez.
Diğer dikkat edilecek hususlar ve ölçümler
ERASTAT’ın tekrarlanan uygulamaları ile ilişkili veriler yetersizdir.
ERASTAT ile tedavi süresince hastalar kanama açısından dikkatle izlenmelidir. Hemoraji tedavisi gerekirse, ERASTAT’ın kesilmesi düşünülmelidir (ayrıca Bkz. Bölüm 4.9). Majör veya kontrol edilemeyen kanama durumlarında ERASTAT derhal kesilmelidir.
ERASTAT aşağıdaki durumlarda ve hasta gruplarında çok dikkatli kullanılmalıdır:
Yakın tarihte klinik olarak anlamlı kanama (1 yıldan az), ERASTAT uygulamasından önceki 24 saat içinde kompres edilemeyen bir damara giriş, Yakın tarihte epidural prosedür (lumbar ponksiyon ve spinal anestezi dahil), Ağır akut veya kronik kalp yetmezliği, Kardiyojenik şok, Hafıf-orta derecede karaciğer yetmezliği, Trombosit sayısı <150,000 mm3, bilinen koagülopati, trombosit fonksiyon bozukluğu veya trombositopeni hikayesi,* Hemoglobin konsantrasyonu < 11 g/dl veya hematokrit < %34.
Tiklopidin, klopidogrel, adenozin, dipiridamol, sulfınpirazon ve prostasiklin ile eş zamanlı kullanılırken dikkatli olunmalıdır.
Doza bağlı etkinlik
Tirofıbanın 10 mikrogram/kg bolus dozu uygulaması, absiksimab ile kıyaslandığında 30 günde klinik olarak ilgili sonlanım noktalarında daha kötü olmadığını göstermesi bakımından başarısız olmuştur (Bkz. Bölüm 5.1).
Yaslı hastalar,kadın hastalarve vücut ağırlığı düşük hastalar
Yaşlı ve/veya kadın hastalarda kanama komplikasyonlarının insidansı sırasıyla genç veya erkek hastalara göre daha yüksektir. Vücut ağırlığı düşük hastalarda kanama insidansı vücut ağırlığı daha fazla hastalara göre daha yüksektir. Bu nedenlerle ERASTAT bu hastalarda dikkatli kullanılmalı ve heparin etkisi dikkatle izlenmelidir.
BöbrekFonksiyon Bozukluğu
Klinik çalışma bulgularına göre kanama riski kreatinin klerensi azaldıkça ve dolayısıyla plazmadan tirofiban klerensi azaldıkça artmaktadır. Buna bağlı olarak böbrek fonksiyonu azalmış hastalar (kreatinin klerensi<60 ml/dak) ERASTAT tedavisi sırasında kanama için dikkatle takip edilmeli ve heparin etkisi dikkatle izlenmelidir. Ağır böbrek yetmezliğinde ERASTAT dozu düşürülmelidir (ayrıca Bkz. Bölüm 4.2)
Femoral artere tziriş
Tirofiban tedavisi sırasında kanama oranları anlamlı olarak artar; bu artış özellikle femoral arter bölgesinde kateter kılıfının girdiği yerde olmaktadır. Damara girerken sadece femoral arterin ön duvarının delinmesine dikkat edilmelidir. Arter kılıfları pıhtılaşma normale döndüğü anda yani aktif pıhtılaşma zamanı (ACT) 180 saniyenin altına düştüğünde çıkarılabilir (genellikle heparin kesildikten 2–6 saat sonra).
Giriş kılıfı çıkarıldıktan sonra hemostaz yakın gözetim altında, dikkatle sağlanmalıdır.
Genel Hemşirelik bakımı
ERASTAT tedavisi sırasında vasküler girişler ve kas içi enjeksiyonlar en aza indirilmelidir. İntravenöz giriş sadece vücudun kompres edilebilen bölgelerinde yapılmalıdır. Tüm damara giriş yerleri dokümante edilmeli ve yakından takip edilmelidir. Üriner kateterler, nazotrakeal intübasyon ve nazogastrik tüplerin kullanımı dikkatle ele alınmalıdır.
Laboratuvardeğerlerinin takibi
ERASTAT tedavisine başlamadan önce trombosit sayısı, hemoglobin ve hematokrit düzeyleri kontrol edilmelidir. Daha sonra tedaviye başlandıktan sonraki 2–6 saatte ve ardından tedavi boyunca en azından her gün bu kontroller yapılmalıdır (veya belirgin bir azalma kanıtı varsa daha sık aralıklarla). Daha önce GP Ilb/IIIa reseptör antagonistleri alan hastalarda (çapraz reaksiyon gelişebilir), trombosit sayısı derhal ölçülmelidir (örn., tekrar kullanımdan sonra uygulamanın ilk saatinde) (ayrıca Bkz. Bölüm 4.8). Trombosit sayısı 90,000/mm3’ün altına düşerse, psödotrombositopeniyi dışlamak için ek trombosit sayımı yapılmalıdır. Trombositopeni doğrulanırsa ERASTAT ve heparin kesilmelidir. Hastalar kanama yönünden izlenmeli ve gerekirse tedavi edilmelidir (ayrıca Bkz. Bölüm 4.9).
Ek olarak, aktif tromboplastin zamanı (APTT) tedaviden önce belirlenmeli ve heparinin antikoagülan etkileri, APTT ölçümlerinin tekrarı ile dikkatle kontrol edilmeli ve doz uygun şekilde ayarlanmalıdır (ayrıca Bkz. Bölüm 4.2). GP Ilb/IIIa reseptör antagonistleri gibi, hemostazı etkileyen diğer preparatlarla birlikte heparin uygulanırken yaşamı tehdit eden kanamaların görülme potansiyeli vardır.
Bu tıbbi ürün her bir 50 ml'lik flakon içerisinde yaklaşık 189 mg sodyum içermektedir, kontrollü sodyum diyetinde olan hastalarda bu durum göz önünde bulundurulmalıdır.
4.5 diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
Birçok trombosit agregasyon inhibitörünün kullanımı ve bunların heparin, varfarin ve trombolitik ajanlarla birlikte uygulanması kanama riskini artırır. Hemostazın klinik ve biyolojik parametreleri düzenli olarak izlenmelidir.
ERASTAT ile ASA’nın (asetil salisilik asit veya aspirin) birlikte uygulanması ex vivo adenozindifosfat (ADP) ile indüklenen trombosit agregasyon testinde gösterildiği gibi, trombosit agregasyonunun inhibisyonunu tek başına aspirine göre daha fazla artırır. ERASTAT ile fraksiyonlanmamış heparinin birlikte kullanımı kanama zamanını tek başına fraksiyonlanmamış heparine göre daha fazla uzatır.
ERASTAT’ın fraksiyonlanmamış heparin, ASA ve klopidogrel’in eşzamanlı kullanımıyla, sadece fraksiyonlanmamış heparin, ASA ve klopidogrel’in beraber kullanılmasında benzer bir kanama insidansı vardır. (Bölüm 4.4 ve 4.8’e de bakınız).
ERASTAT kanama zamanını uzatmış ancak ERASTAT ile tiklopidin’in birlikte uygulanması kanama süresini ilave olarak etkilememiştir.
Varfarin’in, ERASTAT ve heparin ile birlikte kullanılması kanama riskinde artış ile ilişkilidir.
ERASTAT, trombolitik tedavide [ERASTAT uygulamadan önceki <48 saat içinde veya aynı anda uygulama ya da kanama riskini önemli derecede artıran ilaçlarla birlikte kullanım (ör., oral antikoagülanlar, diğer parenteral GP Ilb/IIIa inhibitörleri, dekstran solüsyonları)] önerilmez. Bu durumlarda ERASTAT kullanımıyla ilişkili yeterli deneyim yoktur, ancak kanama riskinde artıştan kuşkulanılmaktadır.
Etkileşim çalışması yapılmamıştır.
4.6 gebelik ve laktasyongebelik kategorisi b
ERASTAT için çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar ve doğum kontrolüne ilişkin veri mevcut değildir.
ERASTAT için, gebeliklerde maruz kalmaya ilişkin klinik veri mevcut değildir.
Hayvanlardaki çalışmalar gebelik, embriyo/fetüs gelişimi, doğum ve doğumdan sonra gelişme üzerine etkiler bakımından sınırlı bilgiler sağlamıştır. Kesin gerekli olmadıkça ERASTAT gebelikte kullanılmamalıdır.
Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, gebelik ve/veya embriyonal/fetal gelişim ve/veya doğum ve/veya doğum sonrası gelişim ile ilgili olarak doğrudan ya da dolaylı zararlı etkiler olduğunu göstermemektedir. (Bkz Bölüm 5.3)
ERASTAT’ın anne sütüne geçip geçmediği bilinmese de, sıçan sütüne geçtiği bilinmektedir. Emzirilen bebekte yan etki potansiyeli olduğundan, ilacın anne için önemi göz önüne alınarak emzirme veya ilaç kullanımından hangisine son verileceğine karar verilmelidir.
Tirofıban hidroklorürün farklı dozlarıyla tedavi edilen erkek ve dişi sıçanlarla yapılan çalışmalarda doğurganlık ve üretkenlik performansı etkilenmemiştir (Bkz. Bölüm 5.3). Bununla birlikte, insanlardaki üreme toksisitesi ile ilgili bir sonuca varmak için hayvan çalışmaları yeterli değildir.
4.7 Araç ve makine kullanımı üzerine etkiler
ERASTAT’ın araç veya makine kullanma becerisi üzerindeki etkilerine ilişkin veri yoktur.
4.8 i̇stenmeyen etkiler
Tirofıbanın heparin, aspirin ve diğer oral anti-trombosit ajanlarla birlikte kullanıldığında bildirilen en yaygın yan etki genellikle hafif mukokütanöz veya kateterizasyon yerinde kanamayı içeren kanama idi. Gastrointestinal, retroperitoneal, intrakraniyal, hemoroidal kanama, spinal bölgede epidural hematom kanama, hemoperikardiyum, pulmoner (alveoler) hemoraji bildirilen istenmeyen etkilerdendir. Tirofıbanın pivot çalışmalarında TİMİ majör ve intrakraniyal kanama sırasıyla <%2.2 ve <%0.1 idi. En ciddi yan etki fatal kanama idi. ERASTAT’ın uygulandığı pivot çalışmalarda heparin ve Tirofıban ile tedavi edilen hastaların %1.5’inde trombositopeni (trombosit sayısı <90,000 mm3) gelişmiştir. Şiddetli trombositopeni (trombosit sayısı <50,000 mm3) insidansı % 0.3 olarak bildirilmiştir. Tirofıban ve heparin ile ilişkili olarak en sık görülen kanama dışındaki istenmeyen olaylar; ilaç reaksiyonları (insidans>%l), bulantı (%1.7), ateş (%1.5), ve baş ağrısıdır (%1.1).
Tablo 1, pazarlama sonrası deneyimler ile bildirilen yan etkilerin yanı sıra klinik çalışmalardan elde edilen deneyimlere dayalı yan etkileri listelemektedir. Organ sistemi sınıfları içerisinde, yan etkiler aşağıdaki kategorileri kullanan sıklık başlıkları altında listelenmiştir: Çok yaygın (> 1/10); yaygın (>l/100’den <l/10’a); yaygın olmayan (> 1/1,000’den<l/l00’e); seyrek (>l/10,000’den <l/l,000’e); çok seyrek ( <1/10,000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor). Pazarlama sonrası vakalar büyüklüğü belirli olmayan bir popülasyondan gelen spontan raporlardan elde edildiğinden, doğru insidansları belirlemek mümkün değildir. Bu yüzden, bu yan etkilerin sıklığı bilinmeyen olarak sınıflandırılmıştır.
Tablo 1: Klinik çalışmalardaki ve pazarlaması sonrası elde edilen istenmeyen etkiler
Sistem Organ Sınıflaması | Çok Yaygın | Yaygın | Seyrek | Bilinmeyen |
Kan ve lenf sistemi hastalıkları | Trombosit sayımında akut ve/veya ciddi azalma <20.000mm3 | |||
Bağışıklık sistemi hastalıkları | Anafılaktik reaksiyonlar dahil şiddetli alerjik reaksiyonlar | |||
Sinir sistemi hastalıkları | Baş ağrısı | tntrakraniyal kanama, spinalepiduralhematom | ||
Kardiyak hastalıklar | Hemoperikardiyum | |||
Vasküler hastalıklar | Hematom | |||
Solunum sistemi, göğüs bozuklukları ve mediyastinal hastalıklar | Hemoptizi, epistaksis | Pulmoner (alveolar) hemoraji | ||
Gastrointestinal hastalıklar | Bulantı | Oral hemoraji,gingival hemoraji | GI hemoraji, hematomez | Retroperitoniyalkanama |
Deri ve deri altı doku hastalıkları | Ekimoz | |||
Böbrek ve idrar yolları hastalıkları | Hematüri | |||
Genel ve uygulama bölgesi ile ilgili bozukluklar | Ateş | |||
Hasar, zehirlenme ve prosedürle ilgili komplikasyonlar | Ameliyat sonrası hemoraji* | întravasküler giriş bölgesinde hemoraji | ||
Araştırma bulguları | Dışkıda veya idrarda gizli kan | Hematokrit ve hemoglobinde azalma, TS <90.000mm3 | TS <50.000mm3 |
Kanama
Tirofiban 0.4 mikrogram/kg infüzyon rejimi ve 25 mikrogram/kg doz bolus rejimi ile önemli kanama komplikasyonlarının oranı düşüktür ve belirgin olarak artmamıştır.
Tirofiban 0.4 mikrogram/kg infüzyon rejiminin kullanıldığı PRISM-PLUS çalışmasında, TİMİ kriterlerine göre majör kanama insidansı heparin ile beraber verilen Tirofiban için %1.4 ve tek başına heparin için %0.8 dir. TİMİ minör kanama insidansı heparin ile beraber verilen Tirofiban için %10.5 ve tek başına heparin için %8.0 dir. Kan nakli yapılan hastaların yüzdeleri heparin ile beraber verilen Tirofiban için %4.0 ve tek başına heparin için %2.8 dir.
ADVANCE çalışmasından elde edilen veriler, Tirofıbanın 25 mikrogram/kg bolus dozu ile kanama vakaları sayısının düşük olduğunu ve plasebo ile karşılaştırıldığında belirgin bir şekilde artmadığını ileri sürmektedir. Her iki grupta da hiç TİMİ majör kanaması ve kan nakli yoktur. Tirofıbanın 25 mikrogram/kg bolus dozu ile görülen TİMİ minör kanaması plasebo kolundaki %1’e nazaran %4 olarak bildirilmiştir (p=0.19).
Trombositopeni
Tirofiban tedavisi sırasında trombosit sayısında akut azalma veya trombositopeni plasebo grubuna göre daha sık görülmüştür. Bu düşüşler Tirofiban kesildikten sonra normale dönmüştür. Trombositlerde akut ve şiddetli azalmalar(trombosit sayısı <20,000/mm3) daha önce GP Ilb/IIIa reseptör antagonistlerini tekrar uyguladıktan sonra trombositopeni yaşamamış hastalarda gözlenmiştir kibunlar; üşüme, düşük dereceli ateş veya kanama komplikasyonlarıyla ilişkili olabilir.
Alerjik reaksiyonlar
Anaflaktik reaksiyonları içeren şiddetli alerjik reaksiyonlar (örn; bronkospazm, ürtiker) tirofiban tedavisinin başlangıcında (ilk günde de gözlenmiştir) ve tekrar uygulandığında ortaya çıkmıştır. Bazı olgularda şiddetli trombositopeni (trombosit sayısı <10,000/mm3) görülmüştür.
Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar / risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)’ne bildirmeleri gerekmektedir, (; eposta;tufam@titck.gov.tr;tel:0 800 314 00 08; faks:0 312 218 35 99)
4.9 doz aşımı ve tedavisi
Klinik çalışmalarda tirofiban hidroklorür ile kasıtsız doz aşımı 3 dakikalık bolus şeklinde 50 mikrogram/kg’a kadar dozlarda veya başlangıç infüzyonu olarak 1.2 mikrogram /kg/dk dozu ile görülmüştür. 1.47 mikrogram /kg/dk’ya kadar idame infüzyon hızında da doz aşımı gözlenmiştir.
Semptomlar
En sık bildirilen doz aşımı semptomu kanamadır. Genellikle mukoza kanaması ve kardiyak kateterizasyon için girilen arter bölgesinde lokalize kanamalar görülmüştür. İntrakraniyal hemoraji ve retroperitoneal kanamalara ait tekil olgular da bildirilmiştir.
Tedavi
Tirofiban hidroklorür doz aşımı, hastanın durumuna ve hekimin değerlendirmesine göre tedavi edilmelidir. Hemoraji tedavisi gerekliyse, ERASTAT infüzyonu kesilmelidir. Kan ve /veya trombosit transfuzyonları da düşünülmelidir. ERASTAT hemodiyalizle uzaklaştırabilir.
5. farmakoloji̇k özelli̇kler
5.1 farrnakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grup: Kan ve kan yapıcı organlar – antitrombotik ajanlar – antitrombotik ajanlar – Heparin hariç plateletagregasyon inhibitörleri
ATC Kodu:B01AC17
Tirofiban hidroklorür trombosit agregasyonunda rol oynayan majör trombosit yüzey reseptörü olan GP Ilb/IIIa reseptörünün peptid yapıda olmayan bir antagonistidir. Tirofiban hidroklorür fibrinojenin GP Ilb/IIIa reseptörüne bağlanmasını engelleyerek trombositlerin agregasyonunu bloke eder.
Tirofiban hidroklorür trombosit fonksiyonunda inhibisyona yol açar; bu exvivo ADP ile indüklenmiş trombosit agregasyonunu inhibe etme ve kanama zamanını (BT) uzatma becerisiyle gösterilmiştir. Trombosit fonksiyonu ilaç kesildikten sonraki 8 saat içerisinde başlangıç düzeyine geri döner.
Bu inhibisyonun derecesi, tirofiban hidroklorürün plazmadaki konsantrasyonuyla paraleldir. Tirofıban;0.4 mikrogram/kg/dk infüzyonuyla, fraksiyonlanmamış heparin ve ASA ile birlikte, hastaların %93’ünde ex vivo ADP ile indüklenmiş trombosit agregasyonunda %70’den fazla (medyan %89) inhibisyon sağlamış ve kanama süresini infüzyon sırasında 2.9 kat uzatmıştır. İnhibisyon 30 dakikalık yükleme infüzyonuyla hızla sağlanmış ve infüzyon süresince devam etmiştir.
Tirofıban’ın 25 mikrogram/kg bolus dozu (sonrasında 18–24 saat boyunca 0.15 mikrogram/kg/dk verilen idame infüzyonu), fraksiyonlanmamış heparin ve oral antiplatelet tedavisinin varlığında, ışık transmisyon agregometri (LTA) ile ölçüldüğü üzere, tedavinin başlangıcından 15 ila 60 dakika sonra %92 ila %95 oranlarında ortalama bir azami agregasyonun ADP ile indüklenen inhibisyonunu sağlamıştır.
PRISM-PLUS Çalışması
Çift kör, çok merkezli, kontrollü PRISM-PLUS çalışması; kararsız anjina (UA) veya yeni geçici veya kalıcı ST-T dalgası değişikliklerinin veya yükselmiş kardiyak enzimlerin eşlik ettiği, uzamış tekrarlayan anjinal ağrı veya infarktüs sonrası anjinası olan akut Q dalgası oluşturmayan miyokard infarktüsü (NQWMI) hastalarında; Tirofiban ve fraksiyonlanmamış heparinin (n=773) etkinliğini, fraksiyonlanmamış heparin (n=797) ile karşılaştırmıştır.
Hastalar aşağıdaki tedavilere randomize edilmiştir:
– Tirofiban T ( 30 dakika yükleme infüzyonu 0.4 mikrogram /kg/dk, ardından dakikada 0.10 mikrogram /kg/dk idame infüzyonu)
-veya tek başına heparin
Kontrendike olmadığı sürece tüm hastalar ASA aldılar. Çalışma ilacına, son anjina atağından sonraki 12 saatte başlanmıştır. Hastalar 48 saat tedavi edildikten sonra anjiografi ve endike ise anjioplasti/aterektomi yapılmış ve bu sırada Tirofıbana devam edilmiştir. Tirofiban ortalama 71.3 saat boyunca infüzyonla verilmiştir.
Kombine primer çalışma sonlanım noktası, Tirofıbana başlandıktan sonra 7. günde refrakter iskemi, miyokard enfarktüsü veya ölüm olayının gerçekleşmesidir.
7. günde, primer sonlanım noktası, Tirofiban grubunda kombine sonlanım noktası için %32’lik bir risk azalmasıdır (RR) (%12.9’a karşı %17.9) (p=0.004). Bu tedavi edilen 1.000 hastada kaçınılan yaklaşık 50 vakayı temsil etmektedir. 30 gün sonra ölümün, Ml’nin, refrakter iskemik durumların karma sonlanım noktasının veya UA için hastaneye yeniden yatışın RR’sı %22 idi (%18.5’e karşı %22.3; p=0.029). 6 ay sonra, ölümün, Ml’nin, refrakter iskemik durumların karmasının veya UA için yeniden hastaneye yatışın göreceli riski %19 oranında azalmıştır (%27.7’ye karşı %32.1; p=0.024). Ölümün veya Ml’nin karması ile ilgili olarak, 7. gün, 30. gün ve 6. aydaki sonuçlar aşağıdaki gibidir: 7. günde Tirofiban grubu için %43'lük bir (RR) vardı (%4.9’a karşı %1.3; p=0.006); 30. günde (RR) %30 (%8.7’ye karşı %11.9; p=0.027) ve 6. ayda RR %23 (%12.3’e karşı %15.3; p= 0.063) idi. Tirofıban alan hastalarda Ml’nın azalması tedavinin erken döneminde ortaya çıkmış (ilk 48 saat içerisinde) ve mortalite üzerine belirgin bir etkisi olmaksızın 6 ay boyunca devam etmiştir.
Hastaneye ilk yatışta anjiyoplasti / aterektomi uygulanan hastaların %30’unda, 30. günde primer karma sonlanım noktası için ölüm veya MI için %43’lük bir RR (%5.9’ a karşı %10.2) yanı sıra %46’hk bir (RR) dir (%8.8’e karşı %15.2).
Bir güvenlilik çalışmasına dayanarak, UA (kararsız anjina) ve NQWMI (Q dalgası oluşturmayan miyokard infarktüsü) hastalarında Tirofibanın (0.4 mikrogram /kg/dk olacak şekilde 30 dakikalık yükleme dozunu takiben 108 saate kadar 0.1 mikrogram /kg/dk’lık bir idame dozu) enoksaparin ile eşzamanlı verilmesi (n=315); Tirofıbanın fraks iyonlanmam ış heparin ile eşzamanlı verilmesiyle (n=210) karşılaştırılmıştır. Enoksaparin grubundaki hastalara en az 24 saatlik ve azami 96 saatlik bir süre boyunca 12 saatte bir 1.0 mg/kg cilt altı enjeksiyonu yapılmıştır. Fraksiyonlanmamış heparin grubuna randomize edilen hastalara 5000 ünitelik bir intravenöz bolus ve sonrasında en az 24 saat ve azami 108 saatlik bir süre boyunca saat başına 1000 ünitelik idame infuzyonu verilmiştir. Toplam TİMİ kanama oranı ,tirofıban/enoksaparin grubu için %3.5 ve tirofıban/ fraksiyonlanmamış heparin grubu için %4.8 dir.
İki grup arasında cilt altı kanama oranları açısından belirgin bir fark olsa da (fraksiyonlanmamış heparine dönüşen enoksaparin grubunda %29.2 ve fraksiyonlanmamış heparin grubunda %15.2), her iki grupta da TİMİ majör kanamaları yoktur (Bkz.Bölüm 4.4). Enoksaparin ile beraber verilen Tirofibanın etkinliği belirlenmemiştir.
ADVANCE çalışması
ADVANCE çalışması, en az bir koroner damarda %70’den fazla daralmanın ve diyabetin, NSTE-AKS’nin varlığı, çok damarlı girişimin gerekliliği dahil yüksek risk özellikleri gösteren, isteğe bağlı veya acil PK.G yapılan hastalarda plasebo ile karşılaştırarak Tirofiban 25 mikrogram /kg bolus dozunun güvenlilik ve etkililiğini belirlemiştir.Tüm hastalar fraksiyonlanmamış heparin, asetil salisilik asit (ASA) ve tienopiridin’in, sonrasında idame dozunun verildiği bir yükleme dozunu almıştır. Toplam 202 hasta, PKG 'nin hemen öncesinde verilen Tirofiban (3 dakikanın üzerinde 25 mikrogram /kg bolus IV sonrasında 24–48 saat boyunca 0.15 mikrogram /kg/dk sürekli IV infüzyon) veya plasebo grubuna randomize edilmiştir.
Primer sonlamın noktası; ölüm, ölümcül olmayan MI, acil hedef damarın yeniden vaskülarizasyonunun (uTVR) bir karması veya indeks işlem sonrası ortalama 180 günlük bir takibi olan trombotik kurtarma GP Ilb/IIIa inhibitörü tedavisidir. Büyük ve küçük kanamaların güvenlilik sonlanım noktaları, TİMİ kriterlerine göre tanımlanmıştır.
Tedavi amacına yönelik popülasyonda, primer sonlanım noktasının kümülatif insidansı plasebo ve Tirofiban gruplarında sırasıyla %35 ve %20 dir (risk oranı [HR] 0.51 [95% güven aralığı (CI), 0.29’dan 0.88’e]; p=0.01). Plasebo ile karşılaştırıldığında, Tirofiban grubunda ölüm, MI veya uTVR’nin karmasında belirgin bir azalma vardır (%31’e karşı, %20’HR, 0.57 %95 CI, 0.99–0.33]; p=0.048).
EVEREST çalışması
Randomize açık EVEREST çalışması koroner bakım ünitesinde başlatılan upstream 0.4 mikrogram /kg/dk dozu Tirofiban 25 mikrogram /kg bolus doz ile veya PKG’den 10 dakika önce başlatılan 0.25 mg/kg absiksimab ile karşılaştırmıştır.. Tüm hastalara ilave olarak ASA ve tienopiridin verilmiştir. Çalışmada kayıtlı n=93 NSTE-AKS hastasına, hastaneye başvurudan sonraki 24–28 saat içerisinde uygun görüldüğü şekilde anjiyografı ve PKG uygulanmıştır.
Doku seviyesinde perfüzyonun ve troponin I şahmının primer sonlanım noktaları ile ilgili olarak, EVEREST’in sonuçları PKG TİMİ miyokardiyal perfüzyon derecesinin (TMPG) 0/1 sonrası belirgin bir şekilde daha düşük oranlar olduğunu (sırasıyla %6.2’ye karşı %20’ye karşı %35.5; p=0.015) ve PKG miyokardiyal kontrast ekokardiyografı (MKE) sonrası puan indeksini (sırasıyla 0.88 ± 0.18’ye karşı 0.77 ± 0.32’ye karşı 0.71 ± 0.30; p<0.05) iyileştirdiğini göstermiştir.
İşlem sonrası kardiyak Troponin I (cTnl) yükselmesinin insidansı; PKG 25 mikrogram /kg bolus doz Tirofiban veya absiksimab ile karşılaştırıldığında, upstream Tirofiban rejimi ile tedavi edilen hastalarda belirgin bir şekilde azalmıştır (sırasıyla, %30’a karşı %38.8’ye karşı %9.4; p=0.018). PKG, ERASTAT (3.8 ± 4.1’e karşı 7.2 ± 12; p=0.015) ve absiksimab (3.8 ± 4.1’e karşı 9 ± 13.8; p=0.0002) ile karşılaştırıldığında; PKG sonrası cTnl seviyeleri de Tirofıbanın süregelen uygulaması ile belirgin bir şekilde azalmıştır. PKG, Tirofiban 25 mikrogram /kg bolus doz ve absiksimab rejimlerinin karşılaştırması PKG sonrası TMPG 0/1 oranında belirgin bir farklılık olmadığını göstermiştir (%20’ye karşı %35; p=NS).
Tirofıbanın 25mg/kg bolus dozunu, absiksimab ile karşılaştıran çalışmalar yapılmış ve bunlardan n=1100 den fazla NTSC-ACE hastanın dahil olduğu çalışmada; 30. gün sonunda MACE’nin karma primer sonlanım noktalarının her iki ilaçta da farklı olmadığı (Tirofiban için %5.8’den %6.9’a ve absiksimab için %7.1'den %8.8'e) görülmüştür.
Sonrasında 0.15 mikrogram/kg /dk bir infüzyonun verildiği 10 mikrogram/kg bolus Tirofiban kullanılan TARGET çalışması, Tirofıbanın absiksimab’a göre daha yetersiz olduğunu gösterememiştir: Ağırlıklı olarak 30. gündeki MI insidansında görülen belirgin bir artışa bağlı olarak Tirofiban grubunda %7.6 ve absiksimab grubunda %6.0 (p=0.038) olan karma primer sonlanım noktasının insidansı (30. gündeki ölüm, MI veya uTVR), absiksimab’ın klinik açıdan ilgili sonlanım noktalarında belirgin bir şekilde daha etkili olduğunu göstermiştir.
5.2 farmakokinetik özellikleremilim:
İntavenöz infüzyon uygulama sonrası % 90 trombosit agregasyonu hızlı bir şekilde oluşur.
Dağılım:
Tirofiban plazma proteinlerine güçlü şekilde bağlanmaz ve 0.01 – 25 mikrogram /mİ sınırları içinde proteinlere bağlanma konsantrasyondan bağımsızdır. İnsan plazmasında serbest fraksiyon % 35’tir. Tirofıban’ın kararlı durum dağılım hacmi yaklaşık 30 litredir.
Biyotransformasyon: l4C ile işaretli tirofıban ile yapılan deneyler idrar ve feçesteki radyoaktivitenin esas olarak değişmemiş tirofıbandan yayıldığını göstermiştir. Dolaşımdaki plazmada radyoaktivite, genelikle değişmemiş tirofıbandan kaynaklanır (uygulamadan sonra 10 saate kadar). Bu veriler tirofibanın sınırlı metabolizmasını gösterir.
Eliminasyon:
l4C ile işaretli tirofıban sağlıklı gönüllülere uygulandıktan sonra, radyoaktivitenin %66’sı idrarda, %23’ü ise feçeste saptanmıştır. Toplam radyoaktivite miktarı %91’dir. Böbrekler ve safrayla atılım tirofibanın eliminasyonuna anlamlı katkıda bulunur. Sağlıklı gönüllülerde tirofibanın plazma klerensi yaklaşık 250ml/dk’dır. Renal klerens plazma klerensinin %39–69’udur. Yarılanma ömrü yaklaşık 1.5 saattir.
Cinsiyet:
Koroner kalp hastalığı olan erkek ve kadın hastalarda tirofibanın plazma klerensi benzerdir.
Yaslı hastalar:
Koroner kalp hastalığı olan yaşlılarda (65 yaş ve üzeri) tirofibanın plazma klerensi daha genç hastalara (< 65 yaş) göre yaklaşık %25 daha düşüktür.
Irk:
Farklı etnik kökenlerden hastalarda plazma klerensinde fark saptanmamıştır.
Karaciğer yetmezliği:
Hafif-orta derecede karaciğer yetmezliği olan hastalarda tirofibanın plazma klerensinde klinik yönden anlamlı azalmaya dair kanıtlar yoktur. Ağır karaciğer yetmezliği olan hastalara ilişkin hiçbir veri yoktur.
Böbrek yetmezliği:
Böbrek fonksiyonu azalmış hastalarda yürütülen klinik çalışmalar, kreatinin klerensindeki azalma derecesine bağlı olarak tirofibanın plazma klerensinde azalma olduğunu göstermiştir. Kreatinin klerensi 30 ml/dak’nın altında olan hastalarda (hemodiyaliz hastaları dahil) tirofibanın plazma klerensi klinik yönden önemli derecede azalır (>%50) (Bkz. Bölüm 4.2). Tirofıban hemodiyalizle uzaklaştırılabilir.
Koronerarter hastalığı
Kararsız anjinapektoris veya Q dalgalı olmayan miyokard enfarktüsü geçirmiş hastalarda plazma klerensi yaklaşık 200 ml/dak’dır ve renal klerens plazma klerensinin %39’udur. Yarılanma ömrü yaklaşık 2 saattir.
Diğer ilaçların etkileri
Aşağıdaki ilaçlardan birini alan hastalarda tirofibanın plazma klerensi PR.ISM çalışmasında o ilacı almayan bir hasta alt grubuyla (n=762) karşılaştırılmıştır. Bu ilaçların tirofibanın plazma klerensi üzerinde belirgin etkileri (>%15) görülmemiştir. Bu ilaçlar; asebutolol, parasetamol, alprazolam, amlodipin, aspirin preparatları, atenolol, bromozepam , kaptoril, diazepam, digoksin, diltiazem, dokusat sodyum, enalapril, furosemid, glibenklamid, fraksiyonlanmamış heparin, insulin, izosorbid, lorazepam, lovastatin, metoklopramid, metoprolol, morfin, nifedipin, nitrat preparatları, oksazepam, potasyum klorür, propranolol, ranitidin, simvastatin, sukralfat ve temazepamdır.
Tirofıbanın farmakokinetik ve farmakodinamik özellikleri enoksaparin (1 mg/kg; 12 saatte bir subkutan yolla) ile birlikte uygulanmasında incelenmiş ve Tirofiban ile fraksiyonlanmamış heparin kombinasyonuyla karşılaştın İm ıştır. İki grup arasında Tirofıbanın klerensi bakımından hiçbir fark yoktur.
5.3 klinik öncesi güvenlilik verileri
Klasik güvenlilik farmakolojisi, tekrarlayan doz toksisitesi ve genotoksİsite çalışmalarına dayanan klinik öncesi veriler insanlar için özel bir tehlikeye işaret etmemektedir. Tirofiban tavşanlarda ve sıçanlarda plasentadan geçer.
6.farmasöti̇k özelli̇kler
6.1 yardımcı maddelerin listesi
Mannitol
Sodyum dihidrojen fosfat dihidrat
Enjeksiyonluk su
Sodyum hidroksit (pH ayarlaması için)
6.2 geçimsizlikler
Diazepam ile geçimsizlik saptanmıştır. Dolayısıyla ERASTAT ve diazepam aynı intravenöz hat içinde uygulanmamalıdır.
6.3 raf ömrü
24 aydır.
Mikrobiyolojik açıdan, seyreltilmiş infüzyon solüsyonu derhal kullanılmalıdır. Solüsyon hemen kullanılmayacaksa saklama koşulları kullanıcının sorumluluğundadır ve seyreltme kontrollü ve onaylanmış aseptik koşullarda yapılmış olması kaydıyla, normalde 2–8 °C‘de 24 saatten uzun süre saklanmamalıdır.
6.4 saklamaya yönelik özel tedbirler
25°C’ nin altındaki oda sıcaklığında saklayınız.
Ürünü dondurmayınız. Işıktan korumak için flakonu dış kartonu içerisinde saklayınız.
6.5 ambalajın niteliği ve içeriği
50 mlTik Tip I cam flakonlarda kullanıma sunulmuştur.
Her bir kutu 1 adet flakon içerir.
6. 6 beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve “Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliklerine” uygun olarak imha edilmelidir.
7 ruhsat sahi̇bi̇
Era Pharma Analitik
Çözümler ve İlaç Sanayi
Ticaret A.Ş.
Şerifali Mah., Bayraktar
Bulvarı Burhan Sok.,
No: 15 Ümraniye / İstanbul
Tel: 0 216 420 35 90
Faks: 0 216 420 35 94
8 ruhsat numarasi
2016/854
9 i̇lk ruhsat tari̇hi̇/ruhsat yeni̇leme tari̇hi̇
İlk ruhsat tarihi: 29.11.2016
Ruhsat yenileme tarihi: