KISA ÜRÜN BİLGİSİ - Efedrin hidroklorür 0.05 g/ml Biosel Ampul
1. beşeri̇ tibbi̇ ürünün adi
Efedrin hidroklorür 0.05 g/mL Biosel Ampul
Steril
2. kali̇tati̇f ve kanti̇tati̇f bi̇leşi̇m
Her 1 ml’lik ampul;
Efedrin hidroklorür 50 mg
Sodyum klorür 9 mg
Yardımcı maddeler için 6.1’e bakınız.
3. farmasöti̇k form
Enjeksiyonluk çözelti
Berrak, renksiz çözelti
pH = 4.5 – 6.5
4. kli̇ni̇k özelli̇kler
4.1. terapötik endikasyonlar
Bronkospazm:
Hafif bronşiyal astım, kronik bronşit, amfizem ve diğer obstrüktif pulmoner hastalıklarla ilgili olarak ortaya çıkan reversibl bronkospazmda bronkodilatör olarak kullanılır. Ağır vakalarda ve anafilaktik reaksiyonlarda subkütan epinefrin tercih edilmelidir.
Hipotansiyon ve şok:
Yeterli sıvı hacmi oluştuktan sonra ortaya çıkan şokun tedavisinde hemodinamik dengesizlikleri düzeltmek amacıyla kardiyak stimülasyon ve vazodilatasyon oluşturmak için kullanılır.
Anestezide görülen hipotansiyon:
Spinal anestezi esnasında görülen hipotansiyonun önlemesinde ve tedavisinde kullanılır.
Genel anestezide görülen hipotansiyonun tedavisinde efedrin kullanılabilir; ancak kardiyak aritmi oluşma olasılığı göz önünde bulundurulmalıdır.
Aritmiler:
Efedrin atriyoventriküler nod blokajının neden olduğu senkopal epizodların ve bradikardinin tedavisinde geçici ventriküler hız desteği sağlamak amacıyla kullanılır. Efedrin, AdamsStokes hastalığında ve karotid sinüs sendromunda da etkilidir; ancak isoproterenolün etkililiği daha yüksektir.
4.2. pozoloji ve uygulama şekliyetişkinlerde:
Presör ajan olarak hipotansiyon tedavisinde :
EFEDRİN, mümkün olan en kısa sürede ve etkili en düşük dozda uygulanmalıdır.
– Subkütan veya intramusküler uygulama: 25 – 50 mg, eğer gerekirse 24 saatte maksimum 150 mg’a kadar tekrarlanabilir.
– İntravenöz uygulama: 10 – 25 mg (yavaş enjeksiyon şeklinde), eğer gerekirse 10 dakika sonra tekrarlanabilir, maksimum günlük doz, 150 mg aşılmamalıdır.
Presör bir ajan ile tedavi sırasında kan basıncı, hastanın normal kan basıncının biraz altına yükseltilmelidir. Daha önceleri normotansif olan hastalarda sistolik kan basıncı 80–100 mmHg düzeyinde tutulmalıdır. Daha önceleri hipertansif olan hastaların sistolik kan basıncı, hastanın normal kan basıncının 30–40 mmHg altında tutulmalıdır. Ciddi hipotansiyonu olan hastalarda, eğer kan veya sıvı replasman tedavileri tamamlanmamışsa, tansiyonun daha da düşük olması istenebilir.
Şiddetli akut bronkospazmların tedavisinde:
– En düşük etkili doz intravenöz olarak (yavaşça) uygulanmalıdır: 12.5 – 25 mg, ilave dozlara hastanın yanıtına göre karar verilmelidir.
EFEDRİN subkütan, intramusküler ve intravenöz yoldan uygulanabilir. Uygulama yolu bireysel ihtiyaca göre belirlenir.
IV uygulama derhal yanıt alınması gereken acil durumlarda tercih edilmelidir. Şok geçiren hastalarda emilim aşamasını atlatmak için IV uygulama tercih edilir. IV uygulamalarda enjeksiyon yavaşça verilmelidir.
Ekstravazasyondan kaçınmak için dikkatli olunmalıdır aksi halde doku nekrozu ve deri dökülmesi meydana gelebilir.
EFEDRİN en düşük etkili dozunda uygulanmalıdır.
Günlük maksimum doz = 150 mg aşılmamalıdır.
Veri bulunmamaktadır.
Çocuklarda günlük 3 mg/kg veya 100 mg/m2 dozları subkütan veya IV olarak 4–6 eşit doza bölünerek uygulanabilir.
2 yaşın altındaki çocuklarda çok gerekli olmadıkça kullanılmamalıdır.
Efedrin akut idrar retansiyonuna neden olduğundan yaşlı hastalarda, özellikle prostatik hipertrofisi olanlarda dikkatle uygulanmalıdır.
4.3. kontrendikasyonlar
EFEDRİN aşağıdaki durumlarda kullanılmamalıdır:
Efedrine veya diğer sempatomimetik ilaçlara veya ürün içeriğindeki yardımcı maddelerden herhangi birine karşı bilinen aşırı duyarlılık Psikonevroz, hipereksitabilite, feokromositoma, ateroskleroz ve anevrizma Fenilpropanolamin, fenilefrin, psödoefedrin, metilfenidat gibi diğer dolaylı sempatomimetiklerle birlikte Alfa sempatomimetik ilaçlarla birlikte Monoamin oksidaz (MAO) inhibitörü tedavisi alan veya son iki hafta içerisinde almış olan hastalarda Dar açılı glokom Siklopropan veya halotan ile anestezi alan hastalarda Genel olarak vazopresör ilaçların kontrendike olduğu durumlarda (örneğin, tirotoksikoz veya diyabetes mellitus hastalarında, maternal kan basıncının > 130/80 mmHg olduğu obstetrik durumlarda, hipertansiyon veya diğer kardiyovasküler bozuklukları bulunan hastalarda) Taşikardinin eşlik ettiği hastalıklar Koroner arter hastalığı4.4. özel kullanım uyarıları ve önlemleri
Presör bir ajan olarak efedrin kullanımı kan, plazma, sıvı ve/veya elektrolit replasmanı yerine geçmez. Kan hacminde meydana gelen azalma efedrin tedavisine başlamadan önce mümkün olduğu kadar düzeltilmelidir. Acil durumlarda sıvı hacim replasmanına yardımcı olarak veya hacim replasman tedavisi tamamlanıncaya kadar koroner ve serebral arter perfüzyonunu korumak için geçici bir destek önlem olarak efedrin kullanılabilirse de, hipovolemik hastalarda yegane tedavi olarak kullanılmamalıdır. İlacın uygulanması sırasında veya uygulanmasından sonra, özellikle hipotansiyonun tekrarlanması halinde, ek hacim replasmanı gerekli olabilir.
Hipovoleminin tespiti ve tedavisinde merkezi venöz basıncın veya sol ventrikül dolum basıncının izlenmesi yararlı olabilir. Kardiyovasküler sistemin aşırı yüklenmesini ve konjestif kalp yetmezliğine ortam hazırlanmasını önlemek için merkezi venöz veya pulmoner arter diastol basıncının da izlenmesi gereklidir.
Hipoksi, hiperkapni ve asidoz gibi efedrinin etkililiğini azaltan ve/veya advers etki insidansını arttıran durumlar tanımlanmalıdır ve efedrinin uygulanmasından önce veya uygulanması sırasında düzeltilmelidir.
Efedrinin sempatik sinir uçlarından norepinefrin depolarını tüketmesi, ilacın kardiyak ve presör etkilerinde azalma ile sonuçlanabilir. Bu nedenle efedrinin presör etkisinin iyileştirilmesi amacıyla doku depolarının yerine konması için noradrenalin uygulaması gerekebilir.
Presör ajanların uzun süreli kullanımı ödem, hemoraji, fokal miyokardit, subperikardiyal hemoraji ve bağırsak, böbrek ve karaciğer nekrozu ile ilişkilendirilmiştir. Bu etkiler genellikle şiddetli şok durumunda da gözlendiğinden, bu etkilere ilacın mı yoksa şokun mu neden olduğu tam olarak bilinmemektedir. Bu nedenle efedrin kullanılmadan önce bu durum göz önünde bulundurulmalıdır.
Efedrin oluşturduğu etkilere duyarlı olabilen hastalarda, özellikle de hipertiroidizmi olan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır.
Efedrin dolaşımdaki plazma hacmini azaltarak şok durumuna geçilmesine veya ilaç kesildiğinde hipotansiyonun yeniden oluşmasına neden olabilir.
Efedrin intrakraniyal kanama ile sonuçlanabilecek hipertansiyona neden olabilir.
Hipertansiyon ve hipertiroid hastalarında efedrine karşı advers reaksiyonların meydana gelme ihtimali yüksektir ve bu ilaç söz konusu hastalarda dikkatle uygulanmalıdır.
Yaşlı erkeklerde (özellikle prostat hipertrofisi olanlarda), diyabetiklerde, kardiyovasküler hastalığı (koroner yetmezliği, anjina pektoris, kardiyak aritmiler, hipertansiyon ve organik kalp hastalığı) olanlarda kullanımından kaçınılmalıdır.
Efedrin kullanımına bağlı olarak psikolojik ve psişik bağımlılık ortaya çıkabilir.
Tanısı konmuş veya şüpheli konjenital uzamış QT sendromu veya Torsades de Pointes hastalarında kullanımından kaçınılmalıdır.
İki yaşın altındaki çocuklarda çok gerekli olmadıkça kullanılmamalıdır.
EFEDRİN’in diğer sempatomimetik ajanlar, halojenli inhalasyon anestezikleri, a ve P-adrenerjik blokörler, MAO inhibitörleri ile birlikte kullanımı önerilmemektedir. (Bkz. Bölüm 4.5).
İzlem :
EFEDRİN tedavisi sırasında kan basıncı, EKG, kardiyak debi, santral venöz basıncı ve pulmoner arter basıncı gibi kardiyovasküler parametrelerin izlenmesi gerekmektedir. İdrar çıkışı ayrıca izlenmelidir.
İlaç suistimali ve yanlış kullanımı:
Efedrinin stimülan etkilerinden dolayı genç erişkinler, vücut geliştiriciler ve diğer sporcular tarafından yanlış ve kötüye kullanımı bildirilmiştir.
Efedrin alkoloidleri içeren gıda takviyeleri ciddi kardiyak advers etkiler (örn., muhtemelen MI, inme veya ölümle sonuçlanan hipertansiyon), SSS etkileri ve ölüm ile ilişkilendirilmiştir. İlacın reçete edilmesi ve saklanmasında bu hususlar göz önünde bulundurulmalıdır.
Sporcular:
Bu tıbbi ürünün doping kontrol testlerinde pozitif reaksiyona sebebiyet veren bir etkin madde içerdiği konusunda sporcular uyarılmalıdır.
Bu tıbbi ürün, her 50 mg/ml dozunda 1 mmol (23 mg)’dan daha az sodyum ihtiva eder; yani esasında sodyum içermediği kabul edilebilir.
4.5. diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
EFEDRİN, sempatomimetik ajanlar, a ve P-adrenerjik blokörler, genel anestezikler, MAO inhibitörleri ile birlikte kullanılmamalıdır.
Sempatomimetik ajanlar:
Efedrin, diğer sempatomimetik ajanlar (örn., fenilpropanolamin, fenilefrin, psödoefedrin, metilfenidat) ile birlikte kullanıldığında additif etki gösterir ve toksisitenin artmasına neden olur.
a ve P -adrenerjik blokörler:
a adrenerjik blokörler efedrine karşı vazopresör cevabı azaltırlar. Fentolamin, efedrinin P-adrenerjik etkisini bloke ederek vazodilatasyona neden olur. Efedrinin kardiyak stimülatör etkisi nedeniyle presör cevabı ancak yeterli dozlar uygulandığında elde edilebilir.
Kardiyostimülasyon etkisi olan diğer sempatomimetik ilaçlarda olduğu gibi P-adrenerjik blokörlerin (propranolol) uygulanması, efedrinin kardiyak ve bronkodilatör etkilerini inhibe edebilir.
Genel anestezikler:
Siklopropan veya halojenli hidrokarbon genel anestezikleri gibi kardiyak irritabiliteyi arttıran ilaçlar, efedrin uygulanan hastalara verildiğinde aritmi meydana gelebilir. Bu tür anestezikler kullanıldığında presör bir ilaca gerek olursa, metoksamin veya fenilefrin gibi minimal kardiyak stimülasyon etkisi olan ürünler tercih edilmelidirler. Aritmi meydana geldiğinde, propranolol gibi P-adrenerjik blokörler kullanılabilir.
MAO inhibitörleri:
MAO inhibitörleri adrenerjik sinir dokularındaki norepinefrin miktarlarını arttırarak, efedrin gibi indirekt etkili sempatomimetiklerin presör etkilerini arttırır. Bu nedenle MAO inhibitör tedavisi alan veya son 14 gün içerisinde almış olan hastalarda efedrin kullanılmamalıdır.
Hipotansif ajanlar:
Rezerpin ve metildopa gibi sempatik sinir uçlarındaki norepinefrin miktarını azaltan ajanlar, efedrine karşı presör cevabı azaltabilirler.
Efedrin, guanetidin gibi nöron blokajı oluşturan maddelerin etkisini azaltır. Bunun sonucu olarak antihipertansif etkiler de kaybolur. Guanetidin ile beraber efedrin alan hastalarda antihipertansif etkiler dikkatle izlenmeli ve gerekirse guanetidin dozu arttırılmalı veya başka bir antihipertansif ilaç tedaviye eklenmelidir.
Atropin:
Atropin sülfat refleks bradikardiyi bloke eder ve efedrine karşı ortaya çıkan presör cevabını arttırır.
Teofilin türevleri:
Aminofilin gibi teofilin türevlerinin efedrin ile birlikte kullanılması, bu ilaçların tek başlarına kullanıldıkları durumlara göre daha fazla advers etki insidansı ile ilişkilendirilmiştir.
Kortikosteroidler:
Efedrinin deksametazon klerensini artırdığı gösterilmiştir.
Sibutramin:
Olası aritmiler ile birlikte paroksismal hipertansiyon meydana gelebilir (sempatik liflere adrenalin veya noradrenalin girişinin inhibisyonu nedeniyle) Linezolid:
Vazokonstriksiyon ve/veya hipertansiyon atakları riski
Kardiyak glikozitler:
Kardiyak glikozitler, miyokardı sempatomimetik ajanların etkilerine karşı daha da hassaslaştırır. Efedrin kardiyak glikozitleri kullanan hastalarda dikkatle kullanılmalıdır.
Ergotamin, ergometrin, metilergometrin, oksitosin:
Efedrin ile birlikte bu ilaçların kullanılması efedrinin presör etkilerinde artışa neden olabilir. Ergotamin ve efedrinin birlikte kullanıldığında periferal vasküler iskemi ve gangren meydana gelebilir.
Diüretikler:
Furosemid ve diğer diüretikler, efedrin türü presör ajanların arteriyel etkilerini azaltırlar.
Trisiklik antidepresanlar (örn. imipramin) :
Olası aritmiler ile birlikte paroksismal hipertansiyon meydana gelebilir (sempatik liflere adrenalin veya noradrenalin girişinin inhibisyonu nedeniyle).
Noradrenerjik-serotonerjik antidepresanlar (minalsipran, venlafaksin):
Olası aritmiler ile birlikte paroksismal hipertansiyon meydana gelebilir (sempatik liflere adrenalin veya noradrenalin girişinin inhibisyonu nedeniyle)
Antiepileptikler:
Efedrin fenitoinin plazma konsantrasyonlarını arttırır; fenobarbiton ve pirimidonun plazma konsantrasyonlarını da arttırabilir.
Doksapram:
Efedrin ile doksapramın birlikte kullanıldığı durumlarda hipertansiyon riski vardır.
Oksitosin:
Vazokonstriktör sempatomimetiklerle birlikte hipertansiyon meydana gelebilir.
Klonidin :
Daha önceden klonidin ile tedavi, efedrinin presör etkisini arttırabilir.
Asetazolamid, diklorfenamid, sodyum bikarbonat ve sodyum sitrat gibi idrarı alkalileştiren ilaçlar:
Bu ilaçlar efedrinin yarılanma ömrünü arttırarak, eliminasyonunu azaltabilirler. Bu durum efedrinin terapötik veya toksik etkilerinin artması ile sonuçlanabilir.
4.6. gebelik ve laktasyongebelik kategorisi c’dir.
EFEDRİN’in fetal hasara veya üreme kapasitesine etki edip etmediği bilinmemektedir. Bu nedenle çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlarda çok gerekli olmadıkça kullanılmamalıdır.
Hayvanlarda yapılan çalışmalarda teratojenik etkiler gözlenmiştir. Klinik olarak, sınırlı sayıda kadının dahil olduğu epidemiyolojik çalışmalar ise efederinin özellikle malformasyon etkileri olduğunu göstermemektedir.
Vazokonstriktör aminlerin kronik olarak veya kötüye kullanıldığı izole vakalarda, maternal hipertansiyon bildirilmiştir.
Epidural anestezi altında yapılan doğumda efedrin enjeksiyonu sırasında fetüsün kalp hızının arttığı gözlenmiştir. Hastanın kan basıncının 130/80 mmHg üzerinde olduğu durumlarda bu ilaç uygulanmamalıdır.
Bunlara ilave olarak, efedrinin gebelik sırasında uygulanmasının fetal toksisiteye neden olduğunu teyit edecek yeterli kanıt bulunmamaktadır.
EFEDRİN çok gerekli olmadıkça gebelik döneminde kullanılmamalıdır.
Efedrin anne sütüne geçer. Anne sütüyle beslenen yenidoğan bebeklerde iritabilite ve uyku düzeninde bozulmalar bildirilmiştir. Efedrinin uygulamadan 21–42 saat sonra eliminasyonunun gerçekleştiğine ilişkin kanıt vardır; bu nedenle laktasyon döneminde kullanılmaması ya da efedrin uygulaması sonrası emzirmeye iki gün ara vermek arasında bebeğe anne sütünün yararı ve anneye ilacın olası yararı dikkate alınarak bir karar verilmelidir.
EFEDRİN’in üreme yeteneği üzerindeki etkisi bilinmemektedir.
4.7. araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
Baş dönmesi, yorgunluk, korku, endişe gibi santral sinir sistemine ait yan etkiler gösterebileceğinden araç ve dikkat gerektiren makine kullanan hastalar bu konuda uyarılmalıdır.
4.8. i̇stenmeyen etkiler
İstenmeyen etkiler aşağıda sistem organ sınıfına göre listelenmiştir. Sıklıklar şu şekilde tanımlanmıştır: Çok yaygın (> 1/10); yaygın (> 1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (> 1/1.000 ila <1/100); seyrek (> 1/10.000 ila < 1/1.000); çok seyrek (< 1/10.000); bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor)
Kan ve lenf sistemi hastalıkları
Bilinmiyor: Primer hemostaz değişiklikleri
Bilinmiyor: Aşırı duyarlılık
Yaygın: Konfüzyon, anksiyete, depresyon
Bilinmiyor: Psikotik durumlar, korku, baş dönmesi
Yaygın: Sinirlilik, iritabilite, yerinde duramama, halsizlik, uykusuzluk, baş
ağrısı, terleme
Bilinmiyor: Titreme, aşırı tükürük salgılanması
Bilinmiyor: Dar açılı glokom krizleri
Yaygın: Çarpıntı, hipertansiyon,
Seyrek: Kardiyak aritmiler
Bilinmiyor: Anjinal ağrı, refleks bradikardi, kardiyak arest, hipotansiyon
Bilinmiyor: Serebral hemoraji
Yaygın: Dispne
Bilinmiyor: Pulmoner ödem
Yaygın: Bulantı, kusma
Bilinmiyor: İştahta azalma
Seyrek: Akut idrar retansiyonu
Bilinmiyor: Hipokalemi, kan glukoz düzeyinde değişiklikler
Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)’ne bildirilmeleri gerekmektedir. e- postatel: 0 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99).
4.9. doz aşımı ve tedavisi
Semptomlar:
Aşırı dozlarda migren, bulantı, kusma, hipertansiyon, taşikardi, ateş, paranoid psikoz, halüsinasyon, ventriküler ve supraventriküler ritim bozuklukları, solunum depresyonu, konvülsiyon ve koma görülebilir.
İnsanlardaki letal doz yaklaşık 2 g’dır ve 3.5 – 20 mg/l kan konsantrasyonlarına karşılık gelmektedir.
Tedavi:
İlaçla oluşan efedrin aşırı dozu durumunda yoğun bir destekleyici tedavi gerekebilir. Supraventriküler taşikardinin tedavisi için elektrokardiyografik monitorizasyon altında yavaş intravenöz enjeksiyonla 50–200 mg labetalol verilebilir.
Potasyumun vücut kompartmanları arası yer değiştirmesine bağlı olarak belirgin hipokalemi (<2.8mmol.l-1) gelişmesi kardiyak aritmilere yatkınlığı arttırır ve propranolole ek olarak potasyum klorür infüze edilmesiyle ve varsa respiratuvar alkolozun düzeltilmesiyle tedavi edilebilir.
Merkezi sinir sisteminde görülen stimulan etkiler için bir benzodiazepin ve/veya nöroleptik ajan gerekebilir. Şiddetli hipertansiyonun tedavi seçenekleri arasında intravenöz yoldan uygulanan nitratlar, kalsiyum kanal blokörleri, sodyum nitroprussid, labetolol veya fentolamin bulunur. Antihipertansif ilaç seçimi, hastada birlikte eşlik eden durumlar, hastanın klinik durumu ve hangi ilacın klinikte hazır bulunduğuna bağlıdır.
5. farmakoloji̇k özelli̇kler
5.1. farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grubu: Adrenerjik ve dopaminerjik ilaçlar
ATC kodu: C01CA26
Efedrin, a ve P-adrenerjik reseptörler üzerine doğrudan etki eden ve sempatik sinir uçlarından nörotransmitter (noradrenalin) salınımını arttırarak dolaylı olarak etki gösteren sempatomimetik bir amindir.
Diğer sempatomimetik ajanlar gibi efedrin de merkezi sinir sitemini, kardiyovasküler sistemi (kan basıncını arttırır, kardiyak aktiviteyi stimüle eder), solunum sistemini (bronş düz kaslarını gevşetir ve hava akşını arttırır, nazal mukozadaki sekresyon hacmini azaltır) ve sindirim sfinkteri (gastrointestinal sistemi uyarır: bağırsak tonusunu azaltır) ve üriner sfinkteri (detrusor kasının gevşemesi ile birlikte sfinkterin kasılması ve mesane duvarının gevşemesi) uyarır. Efedrin aynı zamanda bir MAO inhibitörüdür.
Uterus kaslarını gevşetir ve kasılmaları engeller (tokolitik etki).
Kan glukoz düzeylerinin yükselmesine neden olur.
5.2. farmakokinetik özellikleremilim:
İntramusküler ve subkütan uygulama sonrası efedrin çok çabuk emilir. Efedrine karşı oluşan presör ve kardiyak cevapların süresi, 10–25 mg’lık IV ve 25–50 mg’lık IM veya subkütan uygulama sonrası 1 saattir. Bronkodilatasyonla bağlantılı olarak efedrinin plazma konsantrasyonları büyük farklılıklar gösterir. Yapılan bir araştırmada terapötik plazma konsantrasyonlarının 20 ng/ml ile 80 ng/ml arasında olduğu bildirilmiştir.
Dağılım:
Enjeksiyondan sonra vücutta hızla dağılır ve karaciğer, böbrek, akciğer, dalak ve beyinde birikir. Dağılım hacmi yaklaşık 122–320 litredir.
Kesin bilgiler bulunmamasına rağmen efedrinin plasentaya geçtiği ve süte dağılım gösterdiği düşünülmektedir.
Biyotransformasyon:
Düşük miktarda efedrin, karaciğerde çok yavaş olarak oksidatif deaminasyon, demetilasyon, aromatik hidroksilasyon ve konjugasyon ile metabolize olur. Bu metabolitler P-hidroksi efedrin, P-hidroksinorefedrin, norefedrin ve bu bileşiklerin konjugatları olarak tanımlanmıştır.
Eliminasyon:
Efedrin ve metabolitleri idrar ile atılmaktadır.
Atılımı idrar pH’ına bağlıdır:
Asidik idrarda %73–99 (ort. %88) Alkali idrarda %22–35 (ort. %27)Oral veya parenteral olarak uygulanan efedrinin %77’si değişmeden idrarla atılır. Yarılanma-ömrü idrar pH’ına bağlıdır. İdrarın pH değeri 5’e ayarlandığında efedrin eliminasyon yarılanma ömrü yaklaşık 3 saat, pH değeri 6.3’e ayarlandığında ise yaklaşık 6 saat olarak bulunmuştur.
5.3. klinik öncesi güvenlilik verileri
Bulunmamaktadır.
6. farmasöti̇k özelli̇kler
6.1. yardımcı maddelerin listesi
Sodyum klorür
Enjeksiyonluk su
6.2. geçimsizlikler
Geçimliliği bilinmeyen ilaçlar ile karıştırılmamalıdır.
6.3. raf ömrü
36 aydır.
Bu tıbbi ürün koruyucu madde içermez, ampul açıldıktan hemen sonra kullanılmalıdır.
6.4. saklamaya yönelik özel tedbirler
15–30 °C’de oda sıcaklığında, orijinal ambalajında, ışıktan korunarak saklanmalıdır.
6.5. ambalajın niteliği ve içeriği
1 ml’lik amber renkli ampuller 10 veya 100 ampul içeren karton kutularda ambalajlanmıştır.
6.6. beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “tıbbi atıkların kontrolü yönetmeliği” ve “ambalaj ve ambalaj atıklarının kontrolü yönetmeliği”ne uygun olarak imha edilmelidir.
7. ruhsat sahi̇bi̇
Osel İlaç San. ve Tic. A.Ş.
Akbaba Mah., Maraş Cad. No: 52
34820 Beykoz / İSTANBUL
Tel: (0216) 320 45 50
Faks: (0216) 320 45 56
e-
8. ruhsat numarasi
192 / 42
9. i̇lk ruhsat tari̇hi̇ / ruhsat yeni̇leme tari̇hi̇
İlk ruhsat tarihi: 30.06.1999
Ruhsat yenileme tarihi: 28.04.2005