KISA ÜRÜN BİLGİSİ - DOGMATIL 200 MG TABLET
1. beşeri̇ tibbi̇ ürünün adi
DOGMATİL 200 mg tablet
2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLESİM
Sülpirid 200 mg
Laktoz monohidrat 23 mg
Yardımcı maddeler için 6.1 ’e bakınız.
3. farmasöti̇k form
Tablet
Beyaz – fildişi beyaz, bir yüzü çentikli diğer yüzünde baskı bulunan tabletler
4. kli̇ni̇k özelli̇kler
4.1. terapötik endikasyonlar
Akut psikozlar,
Kronik psikozlar (şizofreni, şizofrenik olmayan kronik hezeyanlı durumlar; paranoid durumlar, kronik halüsinasyonlu psikozlar).
4.2. pozoloji ve uygulama şekliyetişkinlerde kullanılır.
Amaç etkili en düşük doza ulaşmaktır. Hastanın klinik durumu elveriyorsa, tedaviye düşük bir dozla başlanır ve doz kademeli olarak artırılır.
Günlük doz 200 ila 1000 mg’dır.
Oral olarak uygulanır.
Böbrek bozukluğunda doz azaltılmalı ve hasta daha yakından izlenmelidir. Ciddi böbrek bozukluğunda, aralıklı tedavi kürlerinin yazılması önerilir.
Karaciğer yetmezliği olan hastalarda kullanımına ilişkin çalışma yapılmamıştır.
Çocuklarda, sülpiridin etkililiği ve güvenliliği tam olarak araştırılmamıştır. Dolayısıyla, çocuklarda kullanımı konusunda dikkatli olunmalıdır.
Yaşlı hastalarda diğer nöroleptiklerde olduğu gibi, sülpirid kullanılırken dikkatli olunmalıdır.
4.3. kontrendikasyonlar
DOGMATİL, aşağıdaki durumlarda kontrendikedir:
– Sülpiride ya da tıbbi ürünün bileşimindeki diğer maddelerden birine karşı aşın duyarlılık,
– Prolaktine bağımlı tümörler (örneğin, hipofiz bezi prolaktinomalan ve meme kanseri),
– Bilinen ya da kuşkulu feokromositoma,
– Akut porfiri
– Akut alkol, sedatif, analjezik ve psikotrop ilaç intoksikasyonları
– Maniform psikozlar
– Serebro-organik bozukluklar (özellikle ileri yaşta, genellikle ajitasyon ile ilişkili)
– Nöbetler (örn. epilepsi)
– Parkinson hastalığı
– Mevcut hiperprolaktinemi
– Emzirme
– 6 yaşın altındaki çocuklar
– Çocuklar ve 18 yaşın altındaki adolesanlar (şizofreni tedavisi hariç)
Aşağıdakilerle kombinasyon halinde:
– Sültoprid
– Antiparkinson olmayan dopamin agonistleri (kabergolin, kuinagolid) (bkz. Bölüm 4.5)
– Levodopa veya antiparkinson ilaçlar (ropinirol dahil) (bkz. Bölüm 4.5)
4.4. özel kullanım uyarıları ve önlemleri
Özel uyanlar
Az sayıda hastada, yüksek dozlarda, motor ajitasyonda artış bildirilmiştir: hastalık sürecinin agresif, ajite veya eskite dönemlerinde düşük dozda DOGMATİL de semptomları şiddetlendirebilir. Hipomani varsa dikkatli olunmalıdır.
Az sayıda hastada, başta akatizi olmak üzere ekstrapiramidal reaksiyonlar bildirilmiştir. İhtiyaç olursa, dozun veya anti-parkinson ilaçlann azaltılması gerekebilir.
Antipsikotik ilaçlann aniden kesilmesi sonrasında, bulantı, kusma, terleme ve uykusuzluk gibi akut kesilme semptomlan tanımlanmıştır. Psikotik semptomlarda tekrarlama ortaya çıkabilir ve istemsiz hareket bozukluktan (akatizi, distoni ve diskinezi vb.) bildirilmiştir. Bu nedenle ilacın kademeli olarak kesilmesi önerilir.
* Nöroleptik malign sendrom: Açıklanamayan hipertermi durumunda tedaviye son verilmesi kesinlikle zorunludur, çünkü bu potansiyel olarak ölümcül bir komplikasyon olan nöroleptik malign sendromun belirtilerinden biri (solukluk, hipertermi, vejetatif bozukluklar, bilinç bozukluğu, kaslarda rijidite) olabilir.
Hiperterminin başlangıcından önce, terleme ve stabil olmayan kan basıncı gibi vejetatif fonksiyon bozukluğu belirtileri ortaya çıkabilir ve erken uyan belirtilerini oluşturabilir.
Her ne kadar bu nöroleptik sendrom idiyosinkratik kökenli olsa da, dehidrasyon ya da serebral organik bozukluk gibi bir dizi yatkınlaştırıcı risk faktörü vardır.
* QT aralığı uzaması: Sülpirid QT aralığının uzamasına neden olur (bkz. bölüm 4.8). Bu etkinin Torsade de pointes gibi ciddi ventriküler ritim bozukluklannın başlama riskini artırdığı bilinmektedir
Bu nedenle, hastanın klinik tablosu elveriyorsa, herhangi bir uygulamadan önce, bu ritim bozukluğunun başlamasına yol açacak aşağıdaki faktörlerden hiçbirinin bulunmadığından emin olunmalıdır:
– 55 atım/dak’mn altındaki bradikardi,
– Elektrolit dengesizliği, özellikle hipokalemi,
– Konjenital QT aralığı uzaması,
– Belirgin bradikardi (<55 atım/dak), hipokalemi, intrakardiyak iletimin yavaşlaması ya da QT aralığı uzamasını tetikleyebilecek bir tıbbi ürünle sürmekte olan tedavi (bkz. bölüm 4.5).
* Acil durumlar dışında, nöroleptikle tedaviye ihtiyaç duyan hastalarda ilk değerlendirmenin bir parçası olarak elektrokardiyografi (EKG) önerilir.
* Bileşimindeki laktoza bağh olarak, nadir kalıtımsal galaktoz intoleransı, Lapp laktoz yetmezliği ya da glikoz-galaktoz malabsorbsiyon problemi olan hastaların bu ilacı kullanmamaları gerekir.
* İnme: Atipik antipsikotiklerle tedavi edilen demansh yaşlı hastalardan oluşan bir popülasyonda yapılan randomize, plasebo kontrollü klinik çalışmalarda serebrovasküler olay riskinin 3 kat arttığı gözlenmiştir. Bu risk artışının mekanizması bilinmemektedir. Diğer antipsikotik ilaçlarla veya diğer hasta gruplarında kullanımıyla bağlantılı olarak riskte artış olabileceği ihtimali dışlanamaz. Sülpirid inme riski bulunan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır.
* İmpulsif davranışları olan, ajite veya saldırgan hastalarda sülpirid bir sedatif ile birlikte verilebilir.
* Demansh yaşlı hastalar:
Antipsikotiklerle tedavi edilen demans ile ilişkili psikozu olan yaşh hastalarda ölüm riski artmaktadır. Atipik antipsikotik ilaç alan hastalarda yapılmış (tipik süresi 10 hafta olan) on yedi adet, plasebo kontrollü araştırmanın analizi sonucunda, plasebo ile tedavi edilen hastalara kıyasla, ilaç tedavisi alan hastalardaki ölüm oranının 1.6 ile 1.7 kat daha yüksek olduğu ortaya çıkmıştır. Tipik olarak 10 hafta süreli kontrollü çalışma boyunca ölüm oranının, ilaç tedavisi alan hastalarda yaklaşık % 4.5, plasebo grubunda ise yaklaşık % 2.6 oranmda olduğu saptanmıştır. Atipik antipsikotiklerle yapılan klinik çalışmalarda tespit edilen ölüm nedenleri çeşitlilik gösterse de; ölümlerin büyük çoğunluğunun kardiyovasküler nedenlere (örn. kalp yetmezliği, ani ölüm) ya da enfeksiyonlar yüzünden (örn. pnömoni) olduğu ortaya çıkmıştır. Gözlemsel çalışmalar, atipik antipsikotik ilaçlara benzer şekilde, konvansiyonel antipsikotik ilaçlarla yapılan tedavinin de mortaliteyi artırabildiğini öne sürmüştür.
Gözlemsel çalışmalarda saptanan bu artmış mortalite bulgusunun ne ölçüde antipsikotik ilaçlara atfedilebileceği, hastalardaki bazı özellikler nedeniyle henüz açıklık kazanmamıştır.
* Venöz tromboembolizm:
Antipsikotiklerle, bazen ölümcül olabilen, venöz tromboembolizm olguları rapor edilmiştir. Bu nedenle DOGMATİL, tromboembolizm riski olan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır (bkz. bölüm 4.8)
Özel kullanım önlemleri
İstisnai durumlar dışında, Parkinson hastalığı halinde kullanılmamalıdır.
Böbrek bozukluğunda doz azaltılmalı ve hasta daha yakından izlenmelidir. Ciddi böbrek bozukluğunda, aralıklı tedavi kürlerinin yazılması önerilir.
Atipik antipsikotik ajanlarla tedavi edilen hastalarda hiperglisemi rapor edildiği için, diabetes mellitus teşhisi kesinleşmiş olan veya diyabet açısından risk taşıyan hastalarda sülpirid tedavisine başlandığında bu hastalarda uygun biçimde glisemik takip yapılması gerekir.
Aşağıdaki durumlarda sülpirid tedavisi daha yakından izlenmelidir:
■ Epileptik hastalarda nöroleptikler epilepsi eşiğini düşürebilir, bazı konvülsiyon vakaları bildirilmiştir.
■ Ortostatik hipotansiyon, sedasyon ve ekstrapiramidal etkilere daha duyarlı olan yaşlı kişilerde.
DOGMATİL de dahil olmak üzere antipsikotik ilaçlarla lökopeni, nötropeni ve agranülositoz bildirilmiştir. Açıklanamayan enfeksiyonlar veya ateş, kan diskrazilerinin belirtisi olabilir (bkz. Bölüm 4.8) ve acilen hematolojik tetkik yapılmasını gerektirir.
DOGMATİL’in antikolineıjik etkisi bulunmaktadır; bu nedenle glokom, bağırsak tıkanıklığı, konjenital sindirim sistemi stenozu, idrar retansiyonu ya da prostat hiperplazisi geçmişi olan hastalarda dikkatle kullanılmalıdır.
DOGMATİL hipertansif hastalarda, özellikle yaşlı popülasyonda, hipertansif kriz riskine bağh olarak dikkatle kullanılmalıdır. Ayrıca tansiyonu düşük ya da yüksek olan hastalarda da dikkatli kullanılmalıdır.
Hastalar yeterli düzeyde izlenmelidir.
DOGMATİL adet düzensizliği olan genç kadınlarda dikkatli kullanılmalıdır.
DOGMATİL şiddetli karaciğer ve böbrek yetmezliğinde dikkatli kullanılmalıdır.
Tedavi süresi boyunca, alkol tüketimi ve alkol içeren tıbbi ürünlerin kullanımı kesinlikle tavsiye edilmez.
Çocuklarda, sülpiridin etkililiği ve güvenliliği tam olarak araştırılmamıştır. Dolayısıyla, çocuklarda kullanımı konusunda dikkatli olunmalıdır. 6 yaşından küçük çocuklarda kullanılmamalıdır.
4.5. diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
Kontrendike olan kombinasyonlar
* Levodopa ve antiparkinson ilaçlar (ropinirol dahil)
Levodopa ve antiparkinson ilaçlar (ropinirol dahil) ile nöroleptikler arasındaki antagonizma.
Parkinson hastalığı olan hastalarda, her iki ilacın etkili en düşük dozu kullanılmalıdır.
* Antiparkinson etkinliği olmayan, dopamin agonistleri (kabergolin, kuinagolid)
Dopamin agonistleri ile nöroleptikler arasındaki antagonizma
* Sültoprid
Artmış ventriküler ritim bozukluğu riski, özellikle de Torsades de pointes.
Önerilmeyen kombinasyonlar
* QT aralığını uzatabilecek veya Torsades de pointes’i tetikleyebilecek tıbbi ürünler (bkz. Uyarılar bölümü): Sınıf la antiaritmikler (kinidin, hidrokinidin, dizopiramid) ve sınıf III antiaritmikler (amiodaron, sotalol, dofetilid, ibutilid), bazı nöroleptikler (tioridazin, klorpromazin, levomepromazin, trifhıoperazin, siyamemazin, amisülprid, tiaprid, haloperidol, droperidol, pimozid), metadon, bepridil, lityum, sisaprid, difemanil, intravenöz eritromisin, mizolastin, intravenöz vankomisin ve benzeri, halofantrin, pentamidin, sparfloksasin, moksifloksasin
Artmış ventriküler ritim bozukluğu riski, özellikle de torsade de pointes.
Eğer mümkünse, torsade de pointes’i tetikleyen antiinfektif olmayan tıbbi ürün kesilmelidir. Bu kombinasyondan kaçınmak mümkün değilse, önceden QT aralığının kontrol edilmesi ve EKG’nin izlenmesi gereklidir.
* Bradikardik ilaçlar (bradikardik kalsiyum kanal blokörleri: diltiazem, verapamil; beta-blokörler; klonidin; guanfasin; digital ilaçları; antikolinesteraz ilaçlar: donezepil, rivastigmin, takrin, ambenoniyum, galantamin, piridostigmin, neostigmin)
Artmış ventriküler ritim bozukluğu riski, özellikle de torsade de pointes.
EKG ve klinik izleme.
* Hipokalemik ilaçlar (hipokalemik diüretikler, uyarıcı laksatifler, amfoterisin B (intravenöz), glukokortikoidler, tetrakosaktid)
Artmış ventriküler ritim bozukluğu riski, özellikle de Torsades de pointes.
İlaç uygulanmadan önce hipokalemi düzeltilmelidir.
EKG, laboratuvar testleri (elektrolitler) ve klinik izleme yapılmalıdır.
* Alkol
Alkol, nöroleptiklerin sedatif etkilerini artırır.
Dikkat bozukluğuna bağlı olarak, araç ve makine kullanımı tehlikeli olabilir.
Alkollü içkiler ve alkol içeren ilaçlarla beraber kullanımından kaçınılmalıdır.
* Antiparkinson etkinliği olmayan dopamin agonistleri (amantadin, apomorfın, bromokriptin, entakapon, lizürid, pergolid, piribedil, pramipeksol, ropinirol, selejilin)
Dopamin agonistleri ve nöroleptiklerin karşılıklı antagonizması.
Dopamin agonistleri psikotik bozuklukları tetikleyebilir ya da şiddetlendirebilir. Dopamin agonistleriyle tedavi edilen Parkinson hastalarına nöroleptik tedavisi uygulanması gerekirse, dopamin agonistleri kademeli olarak azaltılmalı ve sonra da kesilmelidir (dopamin agonistleriyle tedavinin birden kesilmesi hastalan “nöroleptik malign sendrom“ riskiyle karşı karşıya bırakır).
Dikkatli olmayı gerektiren kombinasyonlar
* Antihipertansif ilaçlar (bütün türler)
Ortostatik hipotansiyon riskinde ve antihipertansif etkide artış (aditif etki).
* Diğer merkezi sinir sistemi (MSS) depresanlan
Morfin türevleri (analjezikler, antitüsif ilaçlar ve yerine koyma tedavileri); barbitüratlar; benzodiazepinler; benzodiazepinler dışındaki anksiyolitikler; hipnotikler; sedatif antidepresanlar; sedatif Hı antihistaminikleri; merkezi etkili antihipertansif ilaçlar; baklofen; talidomid.
Artmış MSS depresyonu. Dikkat bozukluğuna bağlı olarak, araç ve makine kullanımı tehlikeli olabilir.
* Antasidler ve sukralfat
Eşzamanlı uygulamadan sonra sülpiridin absorpsiyonu azalır. Bu yüzden, sülpirid bu ilaçlardan en az iki saat önce uygulanmalıdır.
* Nitrat bileşikleri ve ilişkili maddeler
Özellikle postural olmak üzere hipotansiyon riskinde artış.
* Lityum
Ekstrapiramidal yan etki riskini artırır. İlk nörotoksisite belirtisinde her iki ilacın da kesilmesi önerilir.
* Ropinorol
Sülpirid ropinorolün etkinliğini azaltabilir.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Veri mevcut değildir.
Veri mevcut değildir.
4.6. gebelik ve laktasyongebelik kategorisi: c
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar, tedaviye başlamadan önce doktor tarafından etkili doğum kontrol yöntemleri hakkında etraflıca bilgilendirilmelidir.
Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar gebelik /ve-veya/ embriyonal/fetal gelişim /ve-veya/ doğum /ve-veya/ doğum sonrası gelişim üzerindeki etkileri bakımından yetersizdir.
insanlarda hamilelik sırasında ilaca maruz kalmayla ilişkili klinik veriler çok sınırlıdır. Yeterli deneyim mevcut olmadığı için, hamilelik sırasında sülpirid kullanımı önerilmemektedir.
Gebeliğin üçüncü trimesterinde antipsikotik ilaçlara maruz kalan yeni doğanlar, doğumu takiben şiddeti değişebilen, anormal kas hareketleri (ekstrapiramidal işaretler/ekstrapiramidal semptomlar) ve/veya ilaç kesilme semptomları açısından risk altındadırlar. Bu semptomlar ajitasyon, hipertoni, tremor, somnolans, respiratuar distres veya beslenme bozukluklarını içermektedir. Bu nedenle yenidoğanlar dikkatli bir şekilde izlenmelidir.
Sülpirid anne sütüne geçtiğinden, tedavi süresince emzirilmemelidir.
Tedavi gören hayvanlarda ilacın farmakolojik etkileriyle bağlantılı olarak (prolaktinin aracıhhk ettiği etki) üretkenlikte bir azalma gözlenmiştir.
4.7. araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
Tavsiye edildiği şekilde kullanıldığında bile, sülpirid sedasyona neden olarak araç ve makine kullanmayı etkileyebilir. Bu yüzden, özellikle araç ya da makine kullananlar, sülpiridin kullanımıyla bağlantılı uyku hali riski konusunda bilgilendirilmelidir.
4.8. i̇stenmeyen etkiler
Aşağıda sıralanan istenmeyen etkilerin sıklığına ilişkin bilgiler şöyle tanımlanmıştır:
Çok yaygın (>1/10); yaygın (>1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (>1/1000 ila <1/100); seyrek (>1/10000 ila <1/1000); çok seyrek (< 1/10000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).
Bilinmiyor: Tromboembolizm (pulmoner emboli ve derin ven trombozu dahil)
Lökopeni, nötropeni, agranülositoz (bkz. bölüm 4.4)
Bilinmiyor: Anafılaktik reaksiyon: ürtiker, dispne, hipotansiyon ve anafılaktik şok
Bilinmiyor: Hiperprolaktinemi, memede ağrı ya da gerginlik hissi, jinekomasti/galaktore Kadınlarda dismenore, amenore; erkeklerde libido azalması ve empotansa yol açabilir. Genellikle ilaç kesildikten kısa bir süre sonra bu bozukluklar düzelir.
Yaygın: Uykusuzluk
Bilinmiyor: Konfüzyon
Yaygın: Ağız kuruluğu ya da tükürük artışı, aşırı terleme, baş ağrısı, baş dönmesi, başta ağırlık hissi, hipokinezi,
Yaygın olmayan: Özellikle yüksek dozlarda ekstrapiramidal motor bozukluklar (yüz ve ekstremitelerde tremor, rigor, akineziden oluşan ilaca bağh Parkinson sendromu), erken diskineziler (glossofaringeal ya da çene krampları, tortikollis, sırt kaslarında sertlik, üst ekstremitelerde torsiyodistonik hareketler, akatizi, sinirlilik, uyku ve konsantrasyon bozuklukları (bkz. bölüm 4.4). Yorgunluk.
Çok seyrek: Nöbetler
Bilinmiyor: İzole olgularda uzun süre (>3 ay) ve yüksek doz kullanımda geri dönüşümsüz geç diskinezi (ağız, yüz ve ekstremitelerde ekstrapiramidal motor bozukluklar) (bkz. bölüm 4.4.)
Yaygın olmayan: Görme bozuklukları
Yaygın: Taşikardi
Bilinmiyor: EKG’de QT aralığında uzama, kalp durması, Torsades de pointes, ventriküler aritmi, ventriküler fibrilasyon veya kalp durmasıyla sonuçlanabilecek ventriküler taşikardi (bkz. bölüm 4.4)
Yaygın olmayan: Hipotansiyon, hipertansiyonu olanlarda kan basıncında artış
Çok seyrek: Postural hipotansiyon
Gastrointestinal hastalıklar
Yaygın: Konstipasyon, bulantı ve kusma gibi gastrointestinal bozukluklar
Çok seyrek: Karaciğer enzimlerinde artış
Çok seyrek: Makülopapüler deri reaksiyonları
Bilinmiyor: Aleıjik deri reaksiyonları, kaşıntı, egzantem
Yaygın olmayan: Miksiyon bozuklukları
Bilinmiyor: Yenidoğanda ilaç kesilme sendromu (bkz. bölüm 4.6)
Bilinmiyor: Hiperprolaktinemiye bağlı bozukluklar (galaktore, amenore, jinekomasti, memede ağn ya da gerginlik hissi, libido azalması ve empotans
Yaygın olmayan: İştah ve kilo artışı
Çok seyrek: Ölümcül potansiyele sahip nöroleptik malign sendrom (bkz. bölüm 4.4)
Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)’ne bildirilmesi gerekmektedir ( ; e-posta: ; tel: O 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99).
4.9. Doz asımı ve tedavisi
Tek bir dozda toksisite aralığı 1–16 g’dır ama 20 g dozuna kadar ölüm gözlenmemiştir.
Belirtiler
Sülpiridle doz aşımı deneyimi sınırlıdır. Zehirlenme belirtileri alınan doza göre değişir, lg ila 3 g’hk tek bir dozun ardından huzursuzluk, bilinç bulanıklığı ve (nadiren) ekstrapiramidal semptomlar bildirilmiştir. 3g – 7g arasındaki dozlar ajitasyon, konfüzyon ve ekstrapiramidal semptomlara neden olur; 7g’ın üzerindeki dozlar, yukarıdakilere ek olarak komaya ve kan basıncından düşüşe yol açabilir. Spazmodik tortikolis, dilin sarkması, trismusla birlikte diskinezi görülebilir. Bazı hastalarda yaşamı tehdit edebilen ya da komaya yol açabilen parkinson sendromu gelişebilir.
Sülpirid hemodiyalizle kısmen elimine edilebilir.
Zehirlenme süresi genellikle kısadır, semptomlar birkaç saat içinde ortadan kaybolur. Yüksek dozları takiben ortaya çıkan komalar, dört güne kadar devam etmiştir.
Doz aşımının spesifik bir komplikasyonu yoktur. Spesifik hematolojik veya hepatik toksisite bildirilmemiştir.
Tedavi
Sülpiridin özgün bir antidotu yoktur. Doz aşımı alkali ozmotik diürezle tedavi edilebilir.
Semptomatik tedavi, düzenli ve sürekli solunum takibi ve kardiyak takip (QT aralığı uzaması riski ve sonrasında ventriküler ritm bozukluğu) hasta iyileşinceye kadar sıkı bir şekilde sürdürülmelidir. Şiddetli ekstrapiramidal sendrom gelişirse, antikolineıjik bir ilaç uygulanmalıdır. Koma gelişmesi halinde özel bakım uygulanmalıdır.
5. farmakoloji̇k özelli̇kler
5.1. farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grup: Nöroleptik antipsikotik benzamid
ATC kodu: N05AL01
Sülpirid benzamid grubundan bir nöroleptiktir ve etkisini serebral dopaminerjik sinir iletimine etki ederek gösterir. Etkisini D2 reseptörlerini bloke ederek gösterir. Antidopaminerjik etkisi vardır. Düşük dozlarda dopaminerjik bir etkiyi taklit eder. Sülpiridin daha yüksek dozlarda, antiprodüktif (şizofreninin halüsinasyon, delüzyon gibi pozitif belirtilerini ortadan kaldırıcı) bir etkisi de vardır.
5.2. farmakokinetik özellikler
Emilim:
200 mg’hk bir tabletin oral uygulamasını takiben, doruk plazma sülpirid konsantrasyonuna (Kmaks= 0.73 mg/1) 3–6 saat içinde ulaşılır. Plazma konsantrasyonu verilen dozlarla doğru orantılıdır. Oral sülpirid formülasyonlannın biyoyararlanımı %25–35 olup, bireylerarası değişkenlik yüksek düzeydedir.
Dağılım:
Sülpirid, dokulara çabuk dağılır, en belirgin dağılım karaciğer ve böbreklere olur. Kararlı durumda sanal dağılım hacmi 0.94 1/kg’dır. Beyinde dağılımı ise zayıftır. Beyinde en yoğun olduğu yer hipofızdir. Proteine bağlanma oranı yaklaşık %40’tır.
Sülpirid, sınırlı miktarlarda anne sütüne geçer, plasenta engelini aşar. Anne sütüne karışma oranı günlük dozun 1/1000’dir. Hayvanlar üzerinde radyoaktivite ile işaretlenmiş Sülpirid ile yapılan çalışmalarda plasentayı çok düşük bir oranda geçtiği gösterilmiştir. Eritrositler ve plazma arasındaki dağılım katsayısı 1 ’dir.
Biyotransformasyon:
Sülpirid insanda düşük oranda metabolize olur. Oral dozun ancak %5’i metabolize olmaktadır. İnsanlarda hiçbir metaboliti tanımlanmamıştır.
Eliminasyon:
Sülpirid esas olarak böbrekler yoluyla, glomerüler fıltrasyonla atılır. Total klerensi 126 ml/dak’dır. Plazma eliminasyon yarılanma ömrü 7 saattir. Böbrek klerensi genellikle total klerense eşittir.
Doğrusalhk/doğrusal olmayan durum:
50–300 mg arasında değişen dozların uygulanmasını takiben, sülpiridin kinetik profili doğrusaldır.
5.3. klinik öncesi güvenlilik verileri
Fare, sıçan ve tavşanlarda oral ve deri altına uygulama yoluyla üreme çalışmaları yapılmıştır.
Sıçanlarda, doğurganlık ve üreme performansı 40 mg/kg‘dan itibaren doza bağh etkiyle değişmiştir. Bu etki 4 hafta sonra tersine döner. Oral yoldan 640 mg/kg‘da ve deri altına uygulama yoluyla 80 mg/kg‘dan itibaren doğumda bir gecikme gözlenmiştir. Bu etkilerin prolaktin salgısı üzerindeki farmakolojik etkinlikle bağlantılı olduğu düşünülmektedir.
Bileşiğin, 640 mg/kg‘a kadar varan dozlarda, bu üç türden hiçbirinde embriyotoksik ya da teratojenik etkisi görülmemiştir.
Hayvanlarda yürütülen çalışmalarda herhangi bir teratojenik etki bulgusuna rastlanmamıştır.
Tedavi edilen hayvanlarda, tedaviye son verilmesiyle geriye dönen azalmış doğurganlık gözlenmiştir. Bu prolaktinin aracılık ettiği bir etkidir.
6. farmasöti̇k özelli̇kleri̇
6.1. yardımcı maddelerin listesi
Patates nisastası
Laktoz monohidrat
Metil selüloz
Kolloidal hidrate silika
Talk
Magnezyum stearat
6.2. geçimsizlikler
Bildirilmemiştir.
6.3. raf ömrü
36 ay
6.4. saklamaya yönelik özel tedbirler
25°C’nin altındaki oda sıcaklığında saklanmalıdır.
6.5. ambalajın niteliği ve içeriği
Al/PVC blisterlerde 12 ve 24 tablet olarak ambalajlanmıştır.
6.6. beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi atıkların kontrolü yönetmeliği” ve “Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliklerf’ne uygun olarak imha edilmelidir.
7. ruhsat sahi̇bi̇
Sanofi aventis İlaçları Ltd. Şti.
No: 193 Levent 34394
İSTANBUL
Tel: (0212) 339 10 00
Faks: (0212)339 10 89
8. ruhsat numarasi(lari)
214/45
9. i̇lk ruhsat tari̇hi̇ /ruhsat yeni̇leme tari̇hi̇
İlk ruhsat tarihi: 20.02.2008
Ruhsat yenileme tarihi: