KISA ÜRÜN BİLGİSİ - DEXAPOL 30MG ENTERIK KAPLI MIKROTABLET İÇEREN KAPSÜL
1. beşeri̇ tibbi̇ ürünün adi
DEXAPOL 30 mg enterik kaplı mikrotablet içeren kapsül
2. kali̇tati̇f ve kanti̇tati̇f bi̇leşi̇m
Dekslansoprazol
30,00 mg
1,50 mg
0,60 mg
0,063 mg
Yardımcı madde(ler): Sodyum stearil fumarat Kroskarmelloz sodyum Lesitin (soya) (E322)
Yardımcı maddeler için bölüm 6.1’e bakınız.
3. farmasöti̇k form
Enterik kaplı mikrotablet içeren kapsül.
Renksiz şeffaf gövde, kırmızı renkli şeffaf kapak içinde beyaz renkli 3 adet enterik kaplı mikrotablet içeren kapsüllerdir.
4. kli̇ni̇k özelli̇kler
4.1. terapötik endikasyonlar
DEXAPOL aşağıdaki durumlar için yetişkinler ve 12 ile 17 yaş arası ergenler için endikedir:
eroziv reflü özofajitin tedavisi, iyileşmiş eroziv reflü özofajitin korunması ve mide yanmasındaki hafiflemenin korunması semptomatik non-eroziv gastroözofajiyal reflü hastalığı (GORH) ile ilişkili asit regürjitasyonunun ve mide yanmasının kısa süreli tedavisiBu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu uyarınca elektronik olarak imzalanmıştır. Doküman adresinden kontrol edilebilir. Güvenli elektronik imza aslı ile aynıdır. Dokümanın doğrulama kodu : lSHY3M0FySHY3ZW56Q3NRS3k0Zl Ax
4.2. pozoloji ve uygulama şekli
Pozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:
Endikasyon | Önerilen doz | Sıklık |
Eroziv reflü özofajitin tedavisi | 60 mg | Yetişkinler ve 12 ile 17 yaş arası ergenler 4 hafta boyunca günde bir kez. Bu süre içinde tam olarak iyileşmeyen hastalarda tedavi ikinci bir 4 hafta daha aynı dozda devam ettirilebilir. |
İyileşmiş eroziv reflü özofajitin ve mide yanmasındaki hafiflemenin korunması | 30 mg | Yetişkinler: Uzun süreli asit baskılaması gereken hastalarda 6 aya kadar günde bir defa. |
30 mg | 12 ile 17 yaş arası ergenler Günde bir defa. Mevcut kanıtlar belirli bir tedavi dönemini desteklememektedir. Doktor kararını olguya göre vermelidir. | |
Semptomatik non-eroziv gastroözofajiyal reflü hastalığı (GORH) | 30 mg | Yetişkinler ve 12 ile 17 yaş arası ergenler 4 haftaya kadar günde bir defa. |
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu uyarınca elektronik olarak imzalanmıştır. Doküman DEXAPOL, oral yoldan alınmalıdır.
Kapsülün tamamı sıvı ile birlikte bölünmeden yutulmalıdır. Yemekle ya da yemek olmadan alınabilir. (bkz. bölüm 5.2)
Böbrek yetmezliği olan hastalarda doz ayarlamasına gerek yoktur. (bkz. bölüm 5.2).
Karaciğer yetmezliği:
Hafif dereceli karaciğer yetmezliği olan hastalarda doz ayarlamasına gerek yoktur. Orta dereceli karaciğer yetmezliği olan hastalar düzenli olarak izlenmeli ve maksimum günlük doz 30 mg’dır. Ciddi karaciğer yetmezliği (bkz. bölümler 4.4 ve 5.2), olan hastalarda yürütülmüş çalışma mevcut değildir, dekslansoprazolün bu hastalarda kullanılması tavsiye edilmemektedir.
Pediyatrik popülasyon:
12 ile 17 yaş arası ergenler
Eroziv reflü özofajitin tedavisi
12 ile 17 yaş arası ergenlerde DEXAPOL'ün pozolojisi yetişkinler ile aynıdır.
İyileşmiş eroziv reflü özofajitin ve mide yanmasındaki hafiflemenin korunması
12 ile 17 yaş arası ergenlerde DEXAPOL'ün pozolojisi yetişkinler ile aynıdır.
Semptomatik non-eroziv gastroözofajiyal reflü hastalığı (GORH)
12 ile 17 yaş arası ergenlerde DEXAPOL'ün pozolojisi yetişkinler ile aynıdır.
12 yaşından küçük çocuklar
12 yaşın altındaki çocuklarda DEXAPOL'ün güvenliliği ve etkililiği belirlenmemiştir. Veri mevcut değildir.
Geriyatrik popülasyon:
Dekslansoprazolün klirensinin yaşlılarda az olması nedeniyle, kişinin şartlarına bağlı olarak dozun ayarlanması gerekli olabilir. Zorunlu endikasyonlar olmaması halinde yaşlılarda günlük 60 mg’lık doz aşılmamalıdır (bkz. bölüm 5.2).
4.3. kontrendikasyonlar
Etkin maddeye veya bölüm 6.1’de listelenen yardımcı maddelerden herhangi birine karşı aşırı duyarlılık.
DEXAPOL, lesitin (soya) (E322) ihtiva eder. Fıstık ya da soyaya karşı alerjisi olan hastalar bu tıbbi ürünü kullanmamalıdır.
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu uyarınca elektronik olarak imzalanmıştır. Doküman adresinden kontrol edilebilir. Güvenli elektronik imza aslı ile aynıdır. Dokümanın doğrulama kodu : lSHY3M0FySHY3ZW56Q3NRS3k0Zl Ax
4.4. özel kullanım uyarıları ve önlemleri
DEXAPOL kullanımına başlanmadan önce malign gastrik tümör ihtimalinin olmadığından emin olunmalıdır; çünkü dekslansoprazol semptomları maskeleyebilir ve teşhisi geciktirebilir. Biyoyararlanımlarında anlamlı bir düşüşe yol açacağından dekslansoprazolün, emilimin asidik intragastrik pH'a bağlı olduğu atazanovir veya nelfinavir gibi HIV proteaz inhibitörler ile birlikte uygulanması tavsiye edilmemektedir (bkz. bölüm 4.5).
Dekslansoprazol orta dereceli karaciğer yetmezliği olan hastalarda dikkatle kullanılmalıdır. Dekslansoprazol ciddi karaciğer yetmezliği olan hastalar için tavsiye edilmez (bkz. bölüm 4.2 ve 5.2).
Dekslansoprazol gibi proton pompa inhibitörleri de (PPI'lar) dahil olmak üzere herhangi bir nedenle azalan gastrik asidite, gastrointestinal kanalda normalde mevcut olan bakterilerin miktarını arttırır. PPI'lar ile tedavi Salmonella , Campylobacter ve Clostridium difficile gibi etmenlerin neden olduğu gastrointestinal enfeksiyonların hafifçe artmasına yol açabilir.
1 yılı aşkın tedavi gören hastalar için sınırlı sayıda güvenlilik verisi olması nedeniyle bu hastalarda tedavinin düzenli bir şekilde incelenmesi ve düzenli olarak kapsamlı risk/yarar değerlendirmesi yapılması gerekmektedir.
Kemik kırığı:
Yayınlanmış çeşitli gözlemsel çalışmalar, proton pompası inhibitörü (PPI) tedavisinin kalça, el bileği ya da omurgada osteoporoza bağlı kırık riskinde bir artışla ilişkili olabileceğini düşündürmektedir. Gözlemsel çalışmalarda proton pompası inhibitörlerinin genel kırık riskini % 10–40 arasında artırabileceği iddia edilmektedir. Bu artışın bir kısmı başka risk faktörlerinden kaynaklanabilir. Çoklu günlük dozlar ve uzun süreli PPI tedavisi (bir yıl ya da daha fazla) şeklinde tanımlanan yüksek doz alan hastalarda kırık riski artmıştır. Hastalar tedavi edildikleri durum için uygun olan en düşük dozda ve en kısa süreli PPI tedavisini almalıdırlar. Osteoporoz riski olan hastalar mevcut klinik kılavuzlara uygun bir bakım görmeli; yeterli miktarda D vitamini ve kalsiyum almalıdır.
Hipomagnezemi:
En az üç ay boyunca ve çoğu olguda da bir yıl tedaviden sonra dekslansoprazol benzeri PPI'larla tedavi gören hastalarda ciddi hipomagnezemi bildirilmiştir. Yorgunluk, hezeyan, konvülsiyonlar, baş dönmesi ve ventriküler aritmi gibi ciddi hipomagnezemi belirtileri oluşabilir; ancak bunlar sinsice başlayabileceği için gözden kaçabilir. Etkilenen birçok hastadaki hipomagnezemi, magnezyum ikamesi ve PPI'nın kesilmesi sonrasında iyileşmiştir. Uzun süreli tedavi görmesi beklenen veya PPI'ları hipomagnezemiye yol açabilecek ilaçlarla (örn. diüretikler) veya digoksin ile birlikte alan hastalar için, sağlık çalışanları PPI tedavisine başlamadan önce ve tedavi sırasında düzenli olarak magnezyum seviyelerini ölçmeyi düşünmelidir.
Lansoprazol alan hastalarda çok nadiren kolit vakaları bildirilmiştir. Benzer etkiler dekslansoprazol ile beklenebilir. Bu nedenle ciddi ve/veya sürekli diyare durumunda, tedavinin kesilmesi düşünülmelidir.
PPI'larla birlikte verildiğinde, metotreksat seviyelerinin bazı hastalarda yükseldiği bildirilmiştir. Yüksek doz metotreksat uygulamasında, dekslansoprazolün geçici olarak durdurulması düşünülmelidir.
Vitamin B-12 emilimine etkisi
Dekslansoprazole; hipo- veya aklorhidri’ye bağlı olarak, tüm asid bloklayan ilaçlar gibi vitamin B-12 (siyanokobalamin) emilimini azaltabilir. Uzun süreli tedavide veya bağlantılı klinik belirtilerin gözlenmesi halinde, bu durum vücudunda vitamin B-12 deposu azalan veya B-12 emiliminde risk faktörü taşıyan hastalarda göz önüne alınmalıdır.
Subakut kütanöz lupus eritematosus (SKLE)
Proton pompası inhibitörleri çok nadiren SKLE vakaları ile ilişkilendirilmektedir. Özellikle cildin güneşe maruz kalan alanlarında lezyonlar oluşursa ve bunlara artralji eşlik ederse, hasta hemen tıbbi yardım almalı ve sağlık mesleği mensubu DEXAPOL'ü kesmeyi düşünmelidir. Proton pompası inhibitörü ile yapılan önceki tedavi sonrası gelişen SKLE, diğer proton pompası inhibitörleri ile yapılacak tedavide SKLE riskinin artmasına yol açabilir.
Laboratuvar testleriyle etkileşim
PPI kullanımı ile ilişkili olarak serum kromogranin A (CgA) düzeylerinin arttığı bildirilmiştir. Kromogranin A (CgA) düzeyinin artmış olması, nöroendokrin tümörlere yönelik incelemeleri etkileyebilir. Bu etkileşimden kaçınmak için, DEXAPOL tedavisi CgA ölçümlerinden en az 5 gün önce durdurulmalıdır (bkz. bölüm 5.1). CgA ve gastrin seviyeleri, ilk ölçümden sonra referans aralığına dönmezse, ölçümler proton pompası inhibitörü tedavisinin kesilmesinden 14 gün sonra tekrarlanmalıdır.
Sodyum:
Her bir DEXAPOL enterik kaplı mikrotablet içeren kapsül, 1 mmol’den (23 mg) az sodyum içerir, yani esasında sodyum içermez.
Lesitin (soya):
DEXAPOL, lesitin (soya) (E322) ihtiva eder. Fıstık ya da soyaya karşı alerjisi olan hastalar bu tıbbi ürünü kullanmamalıdır.
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu uyarınca elektronik olarak imzalanmıştır. Doküman adresinden kontrol edilebilir. Güvenli elektronik imza aslı ile aynıdır. Dokümanın doğrulama kodu : lSHY3M0FySHY3ZW56Q3NRS3k0Zl Ax
4.5. Diğer tıbbi ürünlerle etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
Etkileşim çalışmaları sadece yetişkinlerde gerçekleştirilmiştir.
Diğer tıbbi ürünlerin dekslansoprazol üzerindeki etkileri
CYP2C19 ve CYP3A4'ün dekslansoprazolün metabolizmasına dahil olduğu gösterilmiştir.
CYP2C19'ü inhibe eden tıbbi ürünler
CYP2C19 inhibitörleri (fluvoksamin gibi) dekslansoprazolün sistemik maruziyetini muhtemelen artıracaktır.
CYP2C19 ve CYP3A4'ü indükleyen tıbbi ürünler
Rifampisin ve sarı kantaron (Hypericum perforatum ) gibi CYP2C19 ve CYP3A4'ü etkileyen enzim indükleyicileri dekslansoprazolün plazma konsantrasyonlarını azaltabilir.
Diğerleri
Sükralfat/Antasitler
Sükralfat/Antasitler dekslansoprazolün biyoyararlanımını azaltabilir. Bu nedenle, dekslansoprazol bu ilaçlar alındıktan en az 1 saat sonra alınmalıdır.
Dekslansaprazolün diğer tıbbi ürünler üzerinde etkileri
pH bağımlı emilimi olan tıbbi ürünler
DEXAPOL, gastrik pH'ın biyoyararlanım için kritik olduğu tıbbi ürünlerin emilimine etki edebilir.
HIV proteaz inhibitörleri
Biyoyararlanımlarında anlamlı bir düşüşe yol açacağından dekslansoprazolün, emilimin asidik intragastrik pH'a bağlı olduğu atazanovir veya nelfinavir gibi HIV proteaz inhibitörler ile birlikte uygulanması tavsiye edilmemektedir (bkz bölüm 4.4).
Ketakonazol, itrakonazol ve erlotinib
Gastrik asidin varlığı ile birlikte ketakonazol, itrakonazol ve erlotinibin gastrointestinal kanaldan emilimi artar. Dekslansoprazol uygulaması ketakonazol, itrakonazol ve erlotinibin sub-terapötik konsantrasyonlarına yol açabilir; bu yüzden kombinasyondan kaçınılmalıdır.
Digoksin
Dekslansoprazol ve digoksinin birlikte verilmesi digoksin plazma seviyelerinde artışa yol açabilir. Bu nedenle digoksinin plazma seviyeleri izlenmeli ve desklanoprazol tedavisine başlarken ve bitirirken gerekli olduğunda digoksin dozu ayarlanmalıdır.
P450 enzimleri tarafından metabolize olan tıbbi ürünler
İn vitro çalışmalar, DEXAPOL'ün CYP izoformları 1A1, 1A2, 2A6, 2B6, 2C8, 2C9, 2D6, 2E1 veya 3A4'ü inhibe etmesinin olası olmadığını göstermiştir. Dolayısıyla, bu CYP enzimleri tarafından metabolize olan tıbbi ürünler ile klinik açıdan anlamlı etkileşim beklenmemektedir. Ayrıca in vivo çalışmalar, DEXAPOL'ün birlikte uygulanan fenitoin (CYP2C9 substratı) veya teofilinin (CYP1A2 substratı) farmakokinetik özellikleri üzerinde etkisi olmadığını göstermiştir. Teofilin ile ilaç-ilaç etkileşimi çalışmasında gönüllülerin CYP1A2 genotipleri belirlenmemiştir. İn vitro çalışmalar DEXAPOL'ün CYP2C19'ü inhibe etme potansiyeli olduğunu göstermiş olsa da, aslen CYP2C19 kapsamlı ve metabolize edici ara maddeler hakkında yapılan bir in vivo ilaç-ilaç etkileşimi çalışması DEXAPOL'ün diazepamın (CYP2C19) farmakokinetik özelliklerini etkilemediğini göstermiştir.
Takrolimus
DEXAPOL ve takrolimusun eşzamanlı uygulaması takrolimusun (bir CYP3A ve P-glikoprotein [P-gp] substratı) plazma konsantrasyonlarını, özellikle CYP2C19'ün orta seviye veya zayıf metabilizörleri olan organ nakli hastalarında artırabilir. Dekslansoprazolün eş zamanlı tedavisi başlatıldığında veya bitirildiğinde takrolimus plazma konsantrasyonlarının izlenmesi tavsiye edilir.
Varfarin
Bir çalışmada DEXAPOL ve varfarinin birlikte uygulanması varfarinin farmakokinetik özelliklerinde veya Uluslararası Normalize Oranında (INR) plasebo ile varfarinin birlikte uygulanmasına kıyasla anlamlı bir fark yaratmamıştır. Ancak eş zamanlı olarak PPI ve varfarin alan hastalarda, INR ve protrombin süresinin arttığı bildirilmiştir. PPI'lar ve varfarin ile tedavi edilen hastaların, özellikle eş zamanlı tedaviyi başlatırken veya bitirirken INR ve protrombin süresindeki artışlar açısından izlenmeleri gerekebilir.
Klopidogrel
Bir çalışma sağlıklı gönüllülere dekslansoprazol (günde bir kez 60 mg) ve klopidogrel 75 mg'ın eş zamanlı olarak verilmesinin aktif klopidofrel metabolitine maruziyette bir azalmaya yol açtığını göstermiştir (EAA'da yaklaşık %9 azalma ve Cmaks'da yaklaşık %27 azalma). Dekslansoprazolün eş zamanlı verilmesinin klopidogrelin farmakodinamik özellikleri üzerinde klinik açıdan anlamlı bir etkisi olmamıştır. Onaylanmış DEXAPOL dozu ile verildiğinde klopidogrelin doz ayarlamasına gerek yoktur.
Metotreksat
Vaka raporları, basılı popülasyon farmakokinetik çalışmaları ve geriye dönük analizler, PPI'lar ve metotreksatın eş zamanlı uygulanmasının (aslen yüksek dozda; bkz metotreksat reçeteleme bilgileri) metotreksatın veya onun metaboliti hidroksimetotreksatın serum seviyelerini yükseltebileceği ve uzatabileceğini ve muhtemelen metotreksat toksisitelerine yol açabileceğini iddia etmektedir. Bu nedenle, yüksek dozda metotreksat kullanılan durumlarda, Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu uyarınca elektronik olarak imzalanmıştır. Doküman adresinden kontrol edilebilir. Güvenli elektronik imza aslı ile aynıdır. Dokümanın doğrulama kodu : lSHY3M0FySHY3ZW56Q3NRS3k0Zl Ax dekslansoprazolün geçici olarak kesilmesi düşünülmelidir. Ancak yüksek dozda metotreksatın PPI'larla ilaç etkileşimine dair resmi çalışma yapılmamıştır.
P-glikoprotein tarafından taşınan tıbbi ürünler
Lansoprazolün in vitro olarak taşıyıcı protein P-gp’yi inhibe ettiği gözlemlenmiştir. Benzer etkiler dekslansoprazol ile beklenebilir. Bunun klinik önemi bilinmemektedir.
Diğerleri
Dekslansoprazolün steroid olmayan anti-inflamatuar ilaçlar ile klinik açıdan anlamlı bir etkileşimi olduğu gösterilmemiştir ancak resmi etkileşim çalışması yapılmamıştır.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler
Özel popülasyonlara ilişkin herhangi bir etkileşim çalışması yapılmamıştır.
Pediyatrik popülasyon
Pediyatrik popülasyona ilişkin herhangi bir etkileşim çalışması yapılmamıştır.
4.6. gebelik ve laktasyongebelik kategorisi: b
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon) Dekslansoprazol için, çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlarda kullanımına ilişkin klinik veri mevcut değildir.
Dekslansoprazolün gebe kadınlardaki kullanımına dair ya hiçbir veri yoktur ya da kısıtlı veri vardır. Hayvan çalışmaları üreme toksisitesi açısından doğrudan veya dolaylı zararlı etkileri olduğunu göstermemektedir (bkz. bölüm 5.3). Önlem amacıyla, gebelik sırasında DEXAPOL kullanımından kaçınılması tercih edilmelidir.
Laktasyon dönemi
Dekslansoprazolün insan sütüne geçip geçmediği bilinmemektedir. Hayvanlar üzerinde gerçekleştirilen çalışmalar lansaprozolün anne sütünde bulunduğunu göstermiştir.
Yenidoğana/bebeğe yönelik riskler göz ardı edilemez. Emzirmenin çocuk açısından faydası ve tedavinin kadın açısından faydası göz önünde bulundurularak emzirmenin bırakılıp bırakılmayacağına veya tedavinin bırakılıp bırakılmayacağına/tedaviye ara verilip verilmeyeceğine karar verilmelidir.
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu uyarınca elektronik olarak imzalanmıştır. Doküman adresinden kontrol edilebilir. Güvenli elektronik imza aslı ile aynıdır. Dokümanın doğrulama kodu : lSHY3M0FySHY3ZW56Q3NRS3k0Zl Ax
Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalarda lansaprazol uygulamasının ardından üreme yeteneğinde azalma olduğuna dair herhangi bir kanıta rastlanmamıştır (bkz bölüm 5.3). Benzer sonuçlar dekslansoprazol ile beklenebilir.
4.7. araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
Baş dönmesi, vertigo, görme bozuklukları ve uyuklama gibi advers ilaç reaksiyonları oluşabilir (bkz. bölüm 4.8.). Bu koşullar altında tepki verme becerisi azalabilir.
4.8. i̇stenmeyen etkiler
Güvenlilik profili özeti
Yetişkinler
Klinik çalışmalarda 30 mg'lık dozdaki dekslansoprazol, 1 yıla varan bir süre boyunca tedavi görmüş hastalarda güvenlilik açısından değerlendirilmiştir. Bu klinik çalışmalarda dekslansoprazol tedavisi ile ilişkilendirilen advers reaksiyonlar hafif veya orta seviyede, genel insidansı ise plasebo ve lansoprazola benzerdir. En çok bildirilen advers reaksiyonlar diyare, karın ağrısı, baş ağrısı, mide bulantısı, karında rahatsızlık, gaz ve kabızlıktır. Bu advers reaksiyonların insidansı cinsiyet, yaş veya ırktan etkilenmemiştir.
Advers reaksiyonlar listesi
İstenmeyen ilaç reaksiyonları, sistem-organ sınıfı ve sıklığına göre aşağıda sıralanmıştır. Sıklık kategorileri: çok yaygın (>1/10), yaygın (>1/100 ile <1/10), yaygın olmayan (>1/1000 ile <1/100), seyrek (>1/10000 ile <1/1000), çok seyrek (<1/10000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor). Her bir sıklık gruplamasındaki istenmeyen etkiler azalan ciddiyet sırasına göre sunulmuştur.
Bilinmiyor: Otoimmun hemolitik anemi, idiyopatik trombositopenik purpura
Bağışıklık sistemi hastalıkları
Bilinmiyor: Anafilaktik reaksiyon, aşırı duyarlılık, , anafilaktik şok
Bilinmiyor: Hipomagnezemi
Psikiyatrik hastalıklar
Yaygın olmayan: Depresyon, uykusuzluk
Seyrek: Duyusal halüsinasyonlar
adresinden kontrol edilebilir. Güvenli elektronik imza aslı ile aynıdır. Dokümanın doğrulama kodu : lSHY3M0FySHY3ZW56Q3NRS3k0Zl Ax
Yaygın: Baş ağrısı
Yaygın olmayan: Baş dönmesi, değişen tat duygusu
Seyrek: Konvülsiyon, parestezi
Seyrek: Görme bozukluğu
Bilinmiyor: Görme bulanıklığı
Seyrek: Vertigo
Bilinmiyor: Sağırlık
Yaygın olmayan: Hipertansiyon, sıcak basması
Solunum, göğüs ve mediasten hastalıkları
Yaygın olmayan: Öksürük
Yaygın: Diyare, karın ağrısı, mide bulantısı, , karında rahatsızlık, gaz, kabızlık, fundik bez polipleri (benign)
Yaygın olmayan: Kusma, ağız kuruluğu
Seyrek: Kandidiyaz
Hepatobiliyer hastalıklar
Yaygın olmayan: Anormal karaciğer fonksiyonu testi
Bilinmiyor: İlaç kaynaklı hepatit
Yaygın olmayan: Ürtiker, kaşıntı, döküntü
Bilinmiyor: Subakut kütanöz lupus eritematöz, Stevens-Johnson sendromu, toksik epidermal nekroliz
Kas-iskelet ve bağ doku hastalıkları
Yaygın olmayan: Kalça, el bileği veya omurgada kırık
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar
Yaygın olmayan: Asteni, iştah değişiklikleri
Seçilen advers reaksiyonların tanımı
Diyare ağrı ve karın ağrısı
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu uyarınca elektronik olarak imzalanmıştır. Doküman adresinden kontrol edilebilir. Güvenli elektronik imza aslı ile aynıdır. Dokümanın doğrulama kodu : lSHY3M0FySHY3ZW56Q3NRS3k0Zl Ax Faz 3 klinik çalışmalarda, en sık rapor edilen advers reaksiyon, çoğu ciddi olmayan (enfektif diyare haricinde) diyare vakasıdır. Genel olarak, dekslansoprazol tedavisi sırasında advers reaksiyonlar ortaya çıktığı için vaktinden önce çalışmayı bırakan gönüllü sayısı çok azdır (%2,4). Çalışmanın erken bırakılmasına yol açan en yaygın (>%0,5) advers reaksiyonlar diyare, gastrointestinal ve karın ağrılardır. Diyarenin ve abdominal ağrının başlangıcının maruziyet süresiyle bir ilgisi olmamakla beraber bu olayların çoğunluğu hafif-orta şiddette olmuştur. Dekslansoprazol dozlarında bu olayların insidansına yönelik doz bağlantılı belirgin hiçbir eğilim gözlemlenmemiştir.
Aşırı duyarlılık
Pazarlama sonrasında, ciddi aşırı duyarlılık reaksiyonları bildiren vakalar vardır. Aşırı duyarlılık reaksiyonları kadınlarda daha sık bildirilmiştir (%74). Şiddetli vakaların çoğu steroidler ve/veya antihistaminikler ve tıbbi ürünün durdurulması ile yönetilmiştir. Stevens-Johnson sendromunun (SJS) ve toksik epidermal nekrolizin (TEN) ciddi reaksiyonları az sayıda hastada rapor edilmiştir.
Hemolitik anemi
Pazarlama sonrasında yaklaşık dört ile yedi aylık dekslansoprazol 60 mg tedavisinden sonra az sayıda ciddi hemolitik anemi rapor edilmiştir.
Pediyatrik popülasyon
12 ile 17 yaş arası ergenler için güvenlilik yetişkinlere benzerdir. 166 ergen hasta ile yapılan klinik çalışmalarda birden fazla hastada oluşan tek advers reaksiyon karın ağrısıdır. Her biri bir hastada oluşan ilave advers reaksiyonlar diyare, ürtiker, ağız kuruluğu ve baş ağrısıdır.
Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi’ne (TÜFAM)’ne bildirmeleri gerekmektedir e-posta:elefon: 0 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99)
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu uyarınca elektronik olarak imzalanmıştır. Doküman adresinden kontrol edilebilir. Güvenli elektronik imza aslı ile aynıdır. Dokümanın doğrulama kodu : 1SHY3M0FySHY3ZW56Q3NRS3k0Z1Ax
4.9. doz aşımı ve tedavisi
İnsanlarda dekslansoprazolün doz aşımı etkileri bilinmemektedir (ancak akut toksisitenin düşük olması muhtemeldir) ve sonuç olarak tedavi talimatları verilememektedir.
Dekslansoprazolün önemli doz aşımı ile ilgili ilişkin bildirimi olmamamıştır. Dekslansoprazol 120 mg çoklu kullanımı ve tek doz deklansoprazol 300 mg kullanımı ile ölüme veya ciddi yan etkiye yol açmamıştır. Günde iki defa dekslansoprazol 60 mg ile ilişkili olarak ciddi advers reaksiyon olarak hipertansiyon bildirilmiştir. Günde iki defa dekslansoprazol 60 mg ile ilişkili olarak gözlemlenen ciddi olmayan advers reaksiyonlar sıcak basması, konfüzyon, orofaringeal ağrı ve kilo kaybıdır.
Aşırı dozdan şüphelenilmesi durumunda, hasta takip edilmelidir. Dekslansoprazol hemodiyaliz ile anlamlı şekilde vücuttan atılmaz. Gerekli olan durumlarda gastrik boşaltma, aktif kömür ve semptomatik tedavi önerilir.
5. farmakoloji̇k özelli̇kler
5.1. farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grubu: Proton pompası inhibitörleri
ATC Kodu: A02BC06
Etki mekanizması
Dekslansoprazol, lansoprazolün R-enantiyomeridir. Gastrik parietal hücrede (H+, K+)-ATPaz'ın spesifik inhibisyonu ile gastrik asit sekresyonunu baskılayan bir proton pompası inhibitörüdür. İnhibisyon, doza bağlı ve geri döndürülebilirdir ve etki gastrik asidin hem bazal hem de stimüle edilmiş sekresyonu için geçerlidir. Dekslansoprazol parietal hücrelerde konsantre olur ve asidik ortamda aktif hale gelerek H+/K+ATPaz’ın sülfidril grubu ile reaksiyona girer ve enzim aktivitesinin inhibisyonuna neden olur.
Farmakodinamik etkiler
Antisekretuvar aktivite
Dekslansoprazolün antisekretuvar etkileri beş gün boyunca, günde bir kez dekslansoprazol 60 mg veya lansoprazol 30 mg alan sağlıklı gönüllülerde değerlendirilmiştir. Ortalama intragastrik pH ve % süre (saat) intragastrik pH > 4'ün dekslansoprazol 60 mg için 4,55 ve %71 (17 saat), lansoprazol 30 mg için 4,13, ve %60 (14 saat ) olduğu gözlemlenmiştir.
Serum gastrin etkileri
Hastalarda dekslansoprazolün serum gastrin konsantrasyonları üzerindeki etkisi 12 ay kadar süren klinik çalışmalarda değerlendirilmiştir. Ortalama açlık gastrin konsantrasyonları, Bu belse 5010_şaYilıElektronik4mza Kanunu uyarınca elektronik olarak imzalanmıştır. Doküman httpk/ebsjtitck.gopi.tr/Başvuru/ıEImza/Kpntrol^ _ adresidekslansoprazol 30 mg ve 60 mg dozlar ile yapılan tedavi sırasında başlangıca kıyasla artış göstermiştir. Altı aydan uzun süre tedavi gören hastalarda, ortalama serum gastrin seviyeleri tedavinin yaklaşık ilk üç ayında yükselmiş ve tedavinin kalan bölümünde stabil kalmıştır. Ortalama serum gastrin seviyeleri tedavinin kesilmesinden sonraki bir ay içinde tedavi öncesi seviyelere dönmüştür.
Antisekretuvar tıbbi ürünler ile yapılan tedavi sırasında, serum gastrin, azalan asit sekresyonuna yanıt olarak yükselir. Ayrıca CgA da azalan gastrik asiditesi yüzünden yükselir. Artan CgA seviyesi nöroendokrin tümörlerin araştırmasına etki edebilir.
Mevcut yayınlanmış kanıtlar proton pompası inhibitörlerinin CgA ölçümlerinden 5 gün ile 2 hafta önce kesilmesi gerektiğini önermektedir. Bunun amacı PPI tedavisi sonrasında sahte şekilde yükselmiş CgA seviyelerinin referans aralığa geri dönmesini sağlamaktır.
Enterokromafin-Benzeri Hücre (ECL) etkileri
12 aya kadar dekslansoprazol 30 mg, 60 mg veya 90 mg ile tedavi edilen hastalardan elde edilen gastrik biyopsi numunelerinde, enterokromafin-benzeri hücre hiperplazisi bildirimi olmamıştır.
Kardiyak repolarizasyon üzerine etkisi
Dekslansoprazolün uzamış QT/QTc aralığına etkisi sağlıklı yetişkin olgularda değerlendirilmiştir. Plasebo ile karşılaştırıldığında, dekslansoprazol 90 mg veya 300 mg kardiyak repolarizasyonunu geciktirmemiştir. Plasebo ile karşılaştırıldığında, pozitif kontroller (moksifloksasin) istatistiki olarak anlamlı daha büyük ortalama maksimum ve zaman ortalamalı QT/QTc aralığı gözlenmiştir.
Klinik etkililik ve güvenlilik
Eroziv reflü özofajitin tedavisi
İki çok merkezli, çift kör, aktif kontrollü, randomize, 8 haftalık bir çalışma endoskopik olarak doğrulanmış eroziv özofajiti olan hastalarda yürütülmüştür. Hastalık şiddeti Los Angeles Derecelendirme Sistemi’ne göre yapılmıştır. Hastalar dekslansoprazol 60 mg/gün, dekslansoprazol 90 mg/gün veya lansoprazol 30 mg/gün almak üzere randomize edilmişlerdir. Yaş aralığı 18–90 olan, %54 erkek olmak üzere toplamda 4092 hasta katılmıştır. Los Angeles Sınıflandırmasına göre hastaların %71'inde hafif dereceli özofajit, (Derece A ve B) ve hastaları %29'unda orta ile ciddi derecede eroziv özofajiti mevcuttu (Derece C ve D).
Yaşam tablosu analiz yöntemine göre, 8 haftalık tedaviden sonra (birincil) dekslansoprazol 60 mg, hastaların % 92,3 – %93,1'ini iyileştirirken lansoprazol 30 mg, hastaların %86,1 -%91,5'ini iyileştirmiştir. Her iki çalışmada da eşdeğerlik gösterilmiştir. İstatiksel üstünlük, Bu belge 507Ö sayıh_Elektranik İmza Kanunu uyarınca elektronik olarakimzalapmıştm.Poküman logaritmik sıralama testleri kullanılarak tespit edilememiştir.
Dört haftalık tedaviden sonra (ikincil), yaşam tablosu analiz yöntemine göre dekslansoprazol 60 mg, hastaların % 77,0 – %80,1'ini iyileştirirken lansoprazol 30 mg hastaların %76,5 -%77,0'ını iyileştirmiştir.
Orta ile ciddi derecede eroziv özofajiti olan (ikincil) hastalar için 8. haftada yaşam tablosu iyileşme oranları dekslansoprazol 60 mg için % 88,9, lansoprazol 30 mg için %74,5 olmuştur. Bu fark istatistiksel olarak anlamlıdır (p = 0,011). İkinci çalışmada 8. haftada yaşam tablosu iyileşme oranları dekslansoprazol 60 mg için % 87,6, lansoprazol 30 mg için %87,7 olmakla birlikte istatistiksel olarak anlamlı bir şekilde farklı değildir.
Dekslansoprazol 90 mg incelenmiş olup dekslansoprazol 60 mg'a kıyasla ilave bir klinik fayda sağlamamıştır.
İyileşmiş eroziv reflü özofajitin korunması
Çok merkezli, çift kör, plasebo kontrollü, randomize bir çalışmada hastalar eroziv özofajit çalışmasını başarı ile tamamlamışlar ve endoskopik olarak doğrulanmış eroziv özofajit iyileşmesi gözlenmiştir. Eroziv özofajit iyileşmesinin korunması ve semptomların kaybolması 6 aylık periyotta dekslansoprazol 30 mg/gün veya dekslansoprazol 60 mg/gün kullanımının plasebo ile karşılaştırılması ile değerlendirilmiştir. Yaşları 18–85 arasında olan, %52’si kadın olmak üzere toplam 445 hasta katılmıştır.
Yaşam tablosu yöntemine göre, dekslansoprazol 30 mg ve 60 mg, 6. ayda iyileşmiş eroziv reflü özofajitin korunmasında plaseboya kıyasla (%27,2) istatistiksel olarak daha yüksek oranlar göstermiştir (sırasıyla %74,9 ve % 82,5) (p<0,00001).
İyileşmeden önce daha ciddi derecede eroziv reflü özofajiti (Derece C veya D) olan hastalar için dekslansoprazol 30 mg ve 60 mg, yaşam tablosu yöntemi ile 6 aylık sürdürme açısından plaseboya göre istatistiksel olarak daha yüksek oranlar elde etmiştir.
Dekslansoprazol 30 mg ve 60 mg çalışma tedavisi döneminde mide yanmasının giderilmesinde istatistiksel olarak anlamlı, daha büyük yüzdeler elde etmiştir (p<0,00001). 24 saat boyunca mide yanması yaşanmayan günlerin medyan yüzdesi dekslansoprazol 30 mg için %96,1, dekslansoprazol 60 mg için %90,9, plasebo için ise %28,6'ydı.
Mide yanması yaşanmayan gecelerin medyan yüzdesi oranları 30 mg için %98,9, dekslansoprazol 60 mg için %96,2, plasebo için ise %71,7'ydi.
DEXAPOL 60 mg ve 90 mg'ın plasebo ile karşılaştırıldığı ikinci çalışmada (N=451), dekslansoprazol 60 mg iyileşmiş eroziv reflü özofajitin ve mide yanmasındaki hafiflemenin korunması açısından ilk çalışma ile benzer sonuçlar sergilemiştir. Dekslansoprazol 90 mg, dekslansoprazol 60 mg'a göre ilave klinik bir fayda sağlamamıştır.
Bu bete 5P7P^sayılıEl<^tronik İmza Kanunu uyarınca elektronik olaral^mzalanmıstır^PoktoaıriWi//ebs.titck.gov.tr/Basvuru/EImza/Kontrol Semptomatik non-eroziv gastroözofajiyal reflü hastalığı (GORH)
Çok merkezli, çift kör, plasebo kontrollü, 4 haftalık randomize bir çalışma, başlıca semptomlarla ortaya konulan semptomatik GORH tanısı alan hastalarda yürütülmüştür. Mide yanması primer semptom olarak tanımlanan ve 6 ay veya daha uzun süredir mide yanması olan ve haftada en az 4 gün boyunca mide yanması olan hastalar randomize edilmiştir ve endoskopi ile doğrulanmış özofajiyal erozyon göstermemişlerdir. Ayrıca, asitle ilişkili semptomları olmayan hastalar bu dahil edilme kriterleri kullanılarak hariç tutulmayabilmiştir. Hastalar dekslansoprazol 30 mg/gün, dekslansoprazol 60 mg/gün veya plasebo almak üzere gruplandırılmıştır. Yaşları 18–86 arasında olan, %71’i kadın olmak üzere toplam 947 hasta katılmıştır.
4 hafta boyunca günlük kayıtlar ile değerlendirildiği üzere dekslansoprazol 30 mg'ın sağladığı ve 24 saat boyunca mide yanması yaşanmayan günlerin ve mide yanması yaşanmayan gecelerin yüzdesi (sırasıyla %54,9 ve %80,8), plaseboya (sırasıyla %18,5 ve %51,7) kıyasla istatistiksel olarak anlamlı derece daha yüksektir. 4 haftalık tedavi boyunca dekslansoprazol 30 mg alan hastalarda 24 saatlik periyotlarda mide yanması yaşamayanların yüzdesi plasebo alan hastalardakine göre daha yüksektir. Dekslansoprazol 60 mg incelenmiş olup dekslansoprazol 30 mg'a göre ilave bir klinik fayda sağlamamıştır.
Geceleri mide yanması geçmişi olan ve randomizasyonun hemen öncesindeki 7 gecenin en az 3'ünde GORH ile ilişkili uyku rahatsızlıkları yaşamış hastalar ile ikinci bir çok merkezli, çift kör, plasebo kontrollü, randomize 4 haftalık bir çalışma yapılmıştır. Hastalar günlük olarak dekslansoprazol 30 mg veya plasebo alacak şekilde randomize edilmiştir. Yaşları 18 ile 66 arasında değişen (medyan yaşı 45) ve %63,9'u kadın olan toplam 305 hasta katıldı. 4 hafta boyunca günlük kayıtlar ile değerlendirildiği üzere, dekslansoprazol 30 mg'ın sağladığı mide yanması yaşanmayan gecelerin yüzdesi (%73,1), plaseboya (%35,7) kıyasla istatistiksel olarak anlamlı derece daha yüksektir.
Çok merkezli tek kör olan üçüncü çalışmaya ise semptomatik GORH geçmişi olan 178 hasta katılmıştır. Günde iki defa dekslansoprazol dışında bir PPI aldıkları hazırlık dönemi sırasında semptomları kontrol altında olan hastalar, bu dönemi takiben 6 hafta boyunca kör olarak dekslansoprazol 30 mg (sabah) ve plasebo (akşam) almıştır. Kontrol altında terimi, hem 6 haftalık hazırlık döneminin hem de tedavi döneminin son 4 haftası sırasında mide yanması dönemlerinin haftalık <1 olması anlamına gelir. Toplam 142 hasta analize dahil edilmiştir. Yaşları 22 ile 90 arasında değişen (medyan yaş 53) bu hastaların %56'sını kadınlar teşkil etmektedir. Günde iki defa PPI tedavisinden günde bir defa desklansoprazol 30 mg verilen tedaviye geçildikten sonra, hastaların %88'inin mide yanması kontrol altında kalmıştır.
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu uyarınca elektronik olarak imzalanmıştır. Doküman adresinden kontrol edilebilir. Güvenli elektronik imza aslı ile aynıdır. Dokümanın doğrulama kodu : lSHY3M0FySHY3ZW56Q3NRS3k0Zl Ax
Pediyatrik popülasyon
Eroziv reflü özofajitin tedavisi, iyileşmiş eroziv reflü özofajitin ve mide yanmasındaki hafiflemenin korunması
En az 3 ay boyunca belgelenmiş GORH geçmişi ve endoskopik olarak eroziv reflü özofajiti olan 62 ergen hasta, çok merkezli 24 haftalık bir çalışmada güvenlilik ve etkililiği değerlendirmek üzere 8 hafta boyunca günde bir kere dekslansoprazol 60 mg ile tedavi edilmiştir. Yaşları 12 ile 17 arasında değişen (medyan yaşı 15) bu hastaların %61'ini erkekler teşkil etmektedir. Los Angeles Sınıflandırmasına göre eroziv reflü özofajit olan hastalarının %96,8'inin hafif dereceli eroziv reflü özofajit vardır (Derece A ve B) ve tedaviden önce hastaların %3,2'sinde orta ile ciddi derecede reflü eroziv özofajit vardır (Derece C ve D). 8 haftaya kadar olan tedavi için ergenlerde eroziv reflü özofajitin iyileşme oranı %87,9 ile yetişkinlerdekine benzerdir.
Tedavinin ilk 8 haftasında sonra iyileştiği endoskopik olarak teyit edilmiş eroziv reflü özofajit hastaları, ilave 16 hafta boyunca günde bir kere olacak şekilde dekslansoprazol 30 mg veya plasebo tedavisi alacak şekilde randomize edilmiştir. Endoskopi ile teyit edildiği üzere, 30 mg dekslansoprazol ile tedavi edilen hastaların yüzde seksen ikisi dört aylık tedavi dönemi içinde iyileşmiş kalırken, bu oran plasebo için %58'dir.
16 haftalık koruma dönemi boyunca, 24 saat boyunca mide yanması olmayan dönemlerin medyan yüzdesi, dekslansoprazol 30 mg alanlar için %86,6 iken, plasebo alanlar için % 68,1'dir.
İyileşmenin ve mide yanmasındaki hafiflemesinin korunmasına ilişkin sonuçlar yetişkinlerdekine benzerdir.
Semptomatik non-eroziv GORH
Semptomatik, non-eroziv GORH hastası 104 ergen, kontrolsüz, açık etiketli, çok merkezli çalışmada güvenlilik ve etkililiği değerlendirmek üzere 4 hafta için günde bir kere dekslansoprazol 30 mg ile tedavi edilmiştir. Taramanın en az 3 ay öncesinde kayıt altına alınmış GORH semptomları geçmişi olan hastalar, tarama sırasında yedi günün en az üçünde mide yanması yaşadıklarını rapor etmekle birlikte, endoskopi ile teyit edildiği üzere özofajiyal erozyona rastlanmamıştır. Yaşları 12 ile 17 arasında değişen (medyan yaşı 15) hastaların %70'i kadındır. 4-haftalık tedavi dönemi boyunca, 24 saat boyunca mide yanması yaşanmayan dönemin medyan yüzdesi yetişkinlerdekine benzer şekilde %47,3'tür.
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu uyarınca elektronik olarak imzalanmıştır. Doküman adresinden kontrol edilebilir. Güvenli elektronik imza aslı ile aynıdır. Dokümanın doğrulama kodu : lSHY3M0FySHY3ZW56Q3NRS3k0Zl Ax
5.2. farmakokinetik özellikler
DEXAPOL formülasyonu çift salınımlı teknolojiden yararlanmakta olup dekslansoprazol plazma konsantrasyonu-zaman profilinde iki pik gözlenmektedir. İlk pik, uygulamadan 1–2 saat sonra görülür ve onu takip eden ikinci pik uygulama sonrasındaki 4–5 saat içinde görülür. Emilim:
Sağlıklı olgularda DEXAPOL 30 mg veya 60 mg oral alımı takiben, dekslansoprazolün ortalama Cmaks ve EAA değerleri dozla orantılı olarak artmıştır. Pik plazma seviyeleri 4 ile 6 saat içinde oluşur.
Dağılım:
Sağlıklı gönüllülerde dekslansoprazol plazma proteinine bağlanma oranı %96,1-%98,8’dir ve 0,01–20 mcg/mL konsantrasyonundan farklıdır. Semptomatik GORH hastalarında çoklu doz uygulamasını takiben dağılım hacmi 40,3 L’dir.
Biyotransformasyon:
Dekslansoprazol yaygın olarak karaciğerde oksidasyon, redüksiyon ile metabolize olur ve ardından inaktif metabolitleri olan sülfat, glukuronat ve glutation konjugatlarına dönüşür. Oksidatif metabolitleri hidroksilasyonun da dahil olduğu, başlıca CYP2C19 olmak üzere, sitokrom P450 (CYP) enzim sistemi ile oluşur ve CYP3A4 ile sülfona okside olur. CYP2C19, CYP2C19 substratlarının metabolizmasında üç fenotip gösteren bir polimorfik karaciğer enzimidir: kapsamlı metabolize ediciler (1/1), orta seviye metabolize ediciler (*1/mutant) ve zayıf metabolize ediciler (mutant/mutant). Dekslansoprazolün sistemik maruziyeti genelde orta seviye ve zayıf metabolize edicilerde yüksektir. Dekslansoprazol, CYP2C19 metabolizörünün durumundan bağımsız olarak plazmada dolaşan majör bir bileşendir. CYP2C19 orta seviye ve kapsamlı metabolize edicilerde, en önemli plazma metabolitleri 5-hidroksi dekslansoprazol ve onun glukuronat konjugatıdır; CYP2C19 zayıf metabolize edicilerde ise dekslansoprazol sülfon majör plazma metabolitidir.
Eliminasyon:
Dekslansoprazol alımını takiben idrardan değişmeden kalmış dekslansoprazol gözlenmemiştir. 6 erkek olguda 14C-dekslansoprazol alımını takiben yaklaşık %50,7’si idrarla atılmıştır ve %47,6’sı feçesle atılmıştır. Sağlıklı olgularda 5 günlük 30 mg/gün ve 60 mg/gün alımını takiben klerens sırasıyla 11,4–11,6 L/sa’dir.
Doğrusallık/Doğrusal olmayan durum:
Sağlıklı olgularda ve semptomatik gastroözofajiyal reflü hastalarında (GORH) dekslansoprazol 30 mg ve 60 mg oral alımını takiben, ortalama Cmaks ve EAA değerleri dozla orantılı olarak artmıştır. Yaklaşık 1 ile 2 saatlik tahmini terminal eliminasyon yarılanma ömrü olan dekslansoprazolün farmakokinetik özellikleri hem doza hem de süreye bağlıdır. Bu nedenle, kararlı haldeki tek ve çoklu dozların günde bir kez uygulanmasının ardından Cmaks ve EAA'nın aldığı benzer değerlerin de kanıtladığı üzere, dekslansoprazol günde bir kez verildikten sonra dekslansoprazol etkin madde birikiminin hiç olmadığı ya da çok az olduğu gözlemlenmiştir.
Yiyeceklerin Etkisi
DEXAPOL, yiyecekler veya yiyeceklerin zamanı dikkate alınmadan kullanılabilir. Dekslansoprazol alan sağlıklı gönüllüler ile yapılan yiyecek etkisi çalışmalarında tokluk durumunda Cmaks'ta artışlar açlık durumuna göre %12 ile %55 arasında EAA'da artışlar ise açlık durumuna göre % 9 ile %37 arasında değişiklik göstermiştir. Ancak intragastrik pH'a ilişkin anlamlı farklılıklar gözlemlenmemiştir. İlave bir çalışma; kahvaltı, öğlen yemeği, akşam yemeği yenmeden veya akşam atıştırması yapılmadan önce uygulanan 60 mg dekslansoprazolün dekslansoprazol maruziyeti veya 24 saatlik intragastrik pH kontrolü üzerinde klinik açıdan anlamlı bir etkisi olmadığını göstermiştir.
Yaşlılarda:
Tek bir oral dekslansoprazol 60 mg dozu alan erkek ve kadın gönüllülerden oluşan bir çalışmada, dekslansoprazolün terminal eliminasyon yarılanma ömrü yaşlı gönüllülerde, genç gönüllülere kıyasla istatistiksel olarak anlamlı şekilde daha uzundu (sırasıyla 2,23 ve 1,5 saat). Ayrıca dekslansoprazol, genç gönüllülere göre yaşlı gönüllülerde daha yüksek sistemik maruziyet (EAA) sergilemiştir (%34,5 daha yüksek). Bu farklılıklar klinik olarak anlamlı değildir. Zorunlu klinik endikasyonlar olmaması halinde yaşlılarda günlük 60 mg'lık doz aşılmamalıdır.
Renal yetmezlik:
Deklansoprazol daha çok karaciğerde anaktif metabolitlerine metabolize olur ve oral alımı takiben ana ilaç idrarda kalmamıştır. Bu nedenle, renal yetmezliği olan hastalarda dekslansoprazol farmakokinetiğinin değişmesi beklenmemektedir. Renal yetmezliği olan olgularda çalışma yürütülmemiştir.
Hepatik yetmezlik:
Orta derecede hepatik yetmezliği olan hastalar ile yürütülen çalışmada, normal hepatik fonksiyonu olan hastalarla karşılaştırıldığında, dekslansoprazol 60 mg tek doz uygulaması sonrası bağlı ve bağlanmayan dekslansoprazol plazma maruziyeti (EAA) 2 kat daha fazladır. Maruziyetteki farklılık bu iki grup arasındaki protein bağlanımı farkından kaynaklanmamaktadır. Dekslansoprazol alması gereken hafif dereceli hepatik yetmezliği olan hastalarda doz ayarlamasına gerek yoktur. Ciddi hepatik yetmezliği olan hastalarda çalışma yürütülmemiştir, bu hastalarda dekslansoprazol kullanımı tavsiye edilmemektedir (bkz bölüm 4.4).
Pediyatrik popülasyon:
Dekslansoprazolün farmakokinetik özellikleri çok merkezli bir çalışmada yaşları 12 ile 17 arasında değişen ve semptomatik GORH'si olan 36 hastada incelenmiştir. Hastalar 7 gün boyunca günlük olarak dekslansoprazol 30 mg veya 60 mg alacak şekilde randomize edilmiştir. Ergenlerde, dekslansoprazol ortalama Cmaks'ı yetişkinlere ait ortalama Cmaks değerinin % 81'i ile % 105'i; ortalama EAA, yetişkinlere ait ortalama EAA değerinin % 78'i ile %88'i ve ortalama CL/F yetişkinlere ait ortalama CL/G değerinin % 112'si ile %132'si arasındadır. Genel olarak, yaşları 12 ile 17 arasında değişen hastalarda dekslansoprazolun farmakokinetik özellikleri sağlıklı yetişkinlerde gözlemlenenlere benzerdir.
Cinsiyet:
Dekslansoprazol 60 mg tek doz alan sağlıklı erkek ve kadın olguda farmakokinetik parametreleri değerlendirilmiş ve kadınlarda sistemik maruziyet (EAA) daha fazla (%42,8) gözlenmiştir. Cinsiyete göre doz ayarlamasına gerek yoktur.
5.3. klinik öncesi güvenlilik verileri
Klinik dışı veriler, güvenlilik farmakolojisi, tekrarlanan doz toksisitesi, genotoksisite, üreme ve gelişim toksisitesi konvansiyonel güvenlilik çalışmaları temelinde insanlar için özel bir tehlike ortaya çıkarmamıştır.
Lansoprazol, R- ve S-enantiyomerlerinin rasemik bir karışımıdır. İnsanlarda ve hayvanlarda lansoprazolün verilmesinden sonra, plazmada dolaşan ana bileşen lansoprazolün R-enantiyomeri olan dekslansoprazoldür. Bu nedenle dekslansoprazolün karsinojenik potansiyeli, mevcut lansoprazol çalışmaları kullanılarak değerlendirildi.
Sıçan karsinojenite çalışmalarında, lansoprazol asit sekresyonunun inhibisyonu nedeniyle doz ile ilişkili gastrik ECL hücre hiperplazisi ve hipergastranemi ile ilişkili ECL hücre karsinoidleri üretmiştir. Bağırsak metaplazisi yanında testislerde Leydig hücre hiperplazisi ve iyi huylu Leydig hücre tümörleri de gözlemlenmiştir. 18 aylık tedavi sonrasında retinal atrofi gözlemlenmiştir. Bu, maymunlar, köpekler veya farelerde gözlemlenmemiştir.
Farelerde yapılan karsinojenisite çalışmalarında, doza bağımlı mide ECL hücre hiperplazisi, karaciğer tümörleri ve testis anomalisi geliştiği gözlenmiştir.
Bu bulguların klinik ilişkisi bilinmemektedir.
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu uyarınca elektronik olarak imzalanmıştır. Doküman adresinden kontrol edilebilir. Güvenli elektronik imza aslı ile aynıdır. Dokümanın doğrulama kodu : lSHY3M0FySHY3ZW56Q3NRS3k0Zl Ax
Lansoprazol, Ames testinde ve in vitro insan lenfosit kromozom anomalisi testinde pozitiftir. Lansoprazol, ex vivo sıçan hepatositi programlanmamış DNA sentezi (UDS) testinde, in vivo fare mikronükleus testinde veya sıçan kemik iliği hücresi kromozom anomalisi testinde genotoksik değildir.
Dekslansoprazol, Ames testinde ve Çin Hamsteri akciğer hücreleri ile yapılan in vitro insan lenfosit kromozom anomalisi testinde pozitiftir. Dekslansoprazol, in vivo fare mikronükleus testinde negatiftir.
İnsanlar için tavsiye edilen maksimum dekslansoprazol dozunun (günde 60 mg) yaklaşık 9 katına kadar oral dekslansoprazol dozu verilen tavşanlarla, vücut yüzey alanına (BSA) göre yapılan bir üreme çalışması, dekslansoprazol nedeniyle fetüsün zarar gördüğüne dair herhangi bir kanıt ortaya koymamıştır. Ayrıca, insanlar için tavsiye edilen lansoprazol dozunun 40 katına kadar oral lansoprazol dozu verilen gebe sıçanlarla, BSA'ya göre yapılan üreme çalışmaları ve insanlar için tavsiye edilen lansoprazol dozunun 16 katına kadar oral lansoprazol dozu verilen gebe tavşanlarla, BSA'ya göre yapılan üreme çalışmaları lansoprazol nedeniyle doğurganlığın bozulduğuna veya fetüsün zarar gördüğüne dair herhangi bir kanıt ortaya koyamamıştır.
6. farmasöti̇k özelli̇kler
6.1. yardımcı maddelerin listesi
Krospovidon
Magnezyum oksit (Ağır)
Kroskarmelloz sodyum (Ac-di-sol)
Metelose 4000 SR
Sodyum stearil fumarat
Polivinilprolidon (PVPK-30)
Hidroksipropilmetil selüloz (HPMC E15)
Hipromelloz Ftalat (HP55S)
Trietil sitrat
Talk
Titanyum Dioksit (E 171)
Opadry II 85G18490 white [Titanyum dioksit (E171), talk, lesitin (soya)(E322), makrogol, polivinil alkol]
Kapsül kabuğu olarak:
Eritrosin-FD&C Red 3 (E 127)
İndigotin-FD&C Blue 2 (E 132)
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu uyarınca elektronik olarak imzalanmıştır. Doküman Jelatin (kapsülde; sığır kaynaklı)
6.2. geçimsizlikler
Veri mevcut değildir.
6.3. raf ömrü
24 ay.
6.4. Saklamaya yönelik tedbirler
25°C’nin altındaki oda sıcaklığında saklayınız.
6.5. ambalajın niteliği ve içeriği
28 enterik kaplı mikro tablet içeren kapsül, alü/alü blister ambalaj içerisinde piyasaya sunulmaktadır.
6.6. beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “tıbbi atıkların kontrolü yönetmeliği” ve “ambalaj ve ambalaj atıklarının kontrolü yönetmelik”lerine uygun olarak imha edilmelidir.
7. ruhsat sahi̇bi̇
Takeda İlaç Sağlık Sanayi Ticaret Limited Şirketi
Poligon Cad. Buyaka 2 Sit. 1. Blok No.8 A/10–11
Ümraniye, İstanbul
Tel: 216–633 78 00
Faks: 216–633 78 78
8. ruhsat numarasi(lari)
2015/217
9. i̇lk ruhsat tari̇hi̇/ruhsat yeni̇leme tari̇hi̇
İlk ruhsat tarihi : 24.02.2015
Ruhsat yenileme tarihi :