KISA ÜRÜN BİLGİSİ - DEPRENIL 50 MG TABLET
1, beşeri̇ tibbi̇ ürünün adi
DEPRENİL 50 mg Tablet
2. KALİTATİF VE KANTİFATİF BİLEŞİM
Opîpramol dihidroklorür 50 mg
Laktoz 50 mg
Yardımcı maddeler için 6. l’e bakınız.
3. farmasöti̇k form
Tablet
DEPRENİL tabletler san renkli ve bir yüzü çentikli tablet şeklindedir.
4. kli̇ni̇k özelli̇kler
4.1. terapötik endikasyonlardepresif durumun eşlik ettiği ruhsa! hastalıklar, anksiyete ve somatoform bozukluklar ve psikosomatik hastalıklara bağlı sekonder ruhsal belirtilerin tedavisinde kullanılabilir.
Çocuklar ve ergenlerdeki güvenilirlik ve etkinliği henüz saptanamamış olup, çocuk ve ergenlerde (0–17 yaş) kullanılması önerilmez.
4.2. pozoloji ve uygulama şeklihafif vakalarda tercihen akşamlan olmak üzere günde 1-2 tablet, orta derecede ciddi vakalarda 1 tablet sabah, 2 tablet akşam veya günde 3 defa 1 ’er tablet yemek ile beraber veya yemekten sonra; şiddetli vakalarda günde 3 defa 2’şer tablet alınabilir.
DEPRENİL'in etkisi derhal başlamadığından ve yeniden düzenleme etkisi yavaş yavaş meydana geldiğinden, ilaç en azından iki hafta süreyle düzenli olarak alınmalıdır. Tedaviye ortalama 1–2 ay devam edilmesi tavsiye edilir.
Ağızdan kullanım içindir.
Böbrek / Karaciğer yetmezliği: Böbrek fonksiyon bozukluğu olan hastalarda DEPRENİL’in dozu azaltılmalıdır. Çünkü ilaç, böbrek hastalığının şiddet derecesine bağlı olarak daha yavaş atılır.
DEPRENİL başlıca karaciğerde metabolize olduğundan bu hastalarda ve uzun süreli tedavilerde düşük doz uygulanır.
Pediyatrik popülasyon: DEPRENİL’in çocuklar ve ergenlerdeki güvenilirlik ve etkinliği henüz saptanamamış olup, çocuk ve ergenlerde (0–17 yaş) kullanılması önerilmez.
Gerîyatrik popülasyon: Bu grup hastalarda düşük bir başlangıç dozu önerilir. İdame doz olarak yetişkin hastalara göre daha düşük doz DEPRENİL yavaş doz artırımı ile kullanılmalıdır.
4.3. kontrendikasyonlar
Opipramol ve bileşenlerinden herhangi birine veya dibenzazepin grubunun diğer trisiklik bileşiklerine karşı aşırı duyarlığı olanlarda kullanılmaz.
4.4. Özel kullanım uyanları ve önlemleri
Antidepresan ilaçların çocuklar ve 24 yaşına kadar olan gençlerdeki kullanımlarının, intihar düşünce ya da davranışlarını artırma olasılığı bulunmaktadır. Bu nedenle özellikle tedavinin başlangıcı ve ilk aylarında, ilaç dozunun artırılma/azaltılma ya da kesilme dönemlerinde hastanın gösterebileceği huzursuzluk, aşın hareketlilik gibi beklenmedik davranış değişiklikleri ya da intihar olasılığı gibi nedenlerle hastanın gerek ailesi gerekse tedavi edicileree yakinen izlenmesi gereklidir.
Anksiyete, huzursuzluk, gerilim, uyku bozuklukları, konsantrasyon zayıflığı ve psikosomatik bozukluklar ile ilgili kronik hastalıklarda sekonder olarak meydana gelen ruhsal rahatsızlıkları olan çocuklarda ve ergenlerde (0–17 yaş) kullanılması önerilmez.
MAO inhibİtörlerî:
DEPRENİL ve bir MAO inhibitörünün birlikte kullanılmasından sakını İmalıdır, çünkü böyle bir tedavi ile ilgili klinik deneyler yetersizdir. (Bkz. Bölüm 4.5. Diğer tıbbi ürünler İle etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri). Eğer DEPRENİL bir MAO inhibİtörü ile uygulanan tedaviden sonra verilecekse, önlem olarak arada tedavisiz 14 gün geçmesi tavsiye edilir. Aynı şekilde, DEPRENİL tedavisinden sonra MAO inhibİtörü verilecekse yine aynı önlem alınmalıdır.
İntihar riski:
DEPRENİL kullanan hastalarda, bazıları ölümle sonuçlanmış olan, az sayıda intihar girişimi bildirilmiştir. İntihar riski, şiddetli depresyonun ayrılmaz bir parçasıdır ve önemli remisyon elde olununcaya kadar devam eder. Depresif bozukluğu olan gerek erişkin gerekse pediatrİk hastalardaki depresyon ve/veya intihar düşünce ve davranışları veya diğer psikiyatrik semptomlar, antidepresan ilaç kullanılıyor olsun ya da olmasın şiddetlenebilir. Depresif bozuklukları ve diğer psikiyatrik rahatsızlıkları olan ergenlerde ve çocuklarda yapılan kısa süreli çalışmalarda antidepresanlar, intihar düşünce ve davranışları riskini artırmıştır.
Hangi endikasyonla olursa olsun DEPRENİL kullanılarak tedavi edilen bütün hastalar, özellikle tedavinin başlangıç döneminde ya da doz değişikliği yapıldığı zamanlarda, klinik tablonun ağırlaşması, intihar düşünce ve davranışları veya psikiyatrik semptomlar bakımından yakından gözlenmelidir (Bkz Bölüm 4.8 İstenmeyen etkiler).
Bu hastalarda, özellikle de söz konusu değişikliklerin şiddetli olduğu, birdenbire başladığı veya hastayı doktora getiren semptomların bir bölümü olmadığı vakalarda tedavi rejiminde değişiklik yapılması ve bu arada ilacın kullanımına son verilmesi düşünülmelidir. Psikiyatrik ya da daha başka (nonpsikiyatrİk) endikasyonlar nedeniyle antidepresanlarla tedavi edilmekte olan gerek erişkin, gerekse pediatrik hastaların aileleri ve hastanın bakımını üstlenen kişiler; diğer psikiyatrik semptomların (Bkz Bölüm 4.8. İstenmeyen etkiler), ayrıca intihar düşünce ve davranışlarının ortaya çıkması bakımından dikkatli olmaları ve bu gibi semptomları hemen doktora bildirmeleri konularında uyarılmalıdır.
DEPRENİL reçeteleri, doz aşımı riskinin azaltılabilmesi için, hastanın İyi bir şekilde tedavi edilmesini sağlayacak en düşük miktarda yazılmalıdır.
Kardiyak ve vasküler bozukluklar:
DEPRENİL yakın zamanda miyokard enfarktüsü geçirmiş olan hastalara verilmemelidir.
DEPRENİL İle tedaviye başlamadan önce kan basıncının kontrol edilmesi tavsiye edilir, çünkü postural hipotansiyonu veya dolaşım bozukluğu olan hastalarda kan basıncında düşme görülebilir.
Konvülsİyonlar:
Konvülsiyon eşiği düşük (çeşitli sebeplere bağlı beyin hasarı varlığı, epilepsi, alkolizm gibi) olan hastalarda DEPRENİL dikkatli kullanılmalıdır. Trisİklik bileşiklerde nöbet oluşumunun doza bağımlı olduğu görülmektedir. Bu nedenle DEPRENİL’in önerilen günlük toplam dozu aşılmamalıdır.
Antİkolinerjik etkiler:
DEPRENİL’in terapötik dozlarda antikolinerjik aktİvitesi zayıf olmakla birlikte, göz içi basıncı artışı, dar-açılı glokomu veya idrar tutukluğu (örneğin, prostat hastalığı) olan hastalarda dikkatle kullanılmalıdır.
Özel hasta popülasyonları:
Şiddetli karaciğer ve böbrek bozukluğu olan hastalara DEPRENİL verilirken dikkatli olunmalıdır. Hipertiroidisi olan veya tiroid preparatlan alan hastalarda dikkatli olunmalıdır, çünkü istenmeyen kardiyovasküler etki ihtimali olabilir (Bkz. Bölüm 4.8 İstenmeyen etkiler).
DEPRENİL ile uzun süreli tedavi sırasında karaciğer fonksiyonunun izlenmesi de tavsiye edilir.
Beyaz kan hücresi sayımı:
Trisiklİk antidepresanların kullanımı ile ender durumlarda agranülositoz bildirildiğinden, DEPRENİL ile tedavi sırasında kan sayımı yapılmalıdır (özellikle hastada ateş, boğaz ağrısı veya gribal enfeksiyon ile ilişkili diğer semptomlar gelişirse).
Allerjik deri reaksiyonları:
Alerjik deri reaksiyonu oluşursa DEPRENİL kesilmelidir.
DEPRENİL tabletler laktoz içerir. Galaktoz intoleransı, fruktoz intoleransı, şiddetli laktaz eksikliği, sukraz-izomaltaz yetersizliği veya glukoz-galaktoz malabsorbsiyonu gibi ender görülen kalıtsal sorunları olan hastalara DEPRENİL verilmemelidir.
4.5. diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
MAO İnhİbitörleri; Klinik deneyim yeterli olmadığından DEPRENİL ile tedavide bir MAO İnhibitörünün birlikte alınması tavsiye edilmez (Bkz.Bölüm 4.4 özel kullanım uyarıları ve önlemleri).
Merkezi sinir sistemi depresanları: Trisiklik antidepresanlar alkol ve diğer merkezi depresan maddelerin (örn., barbitüratlar, benzodiazepinler veya genel anestezikler) etkisini artırabilirler.
Nöroleptikler ve seçici serotonin geri ahm inhibitörleri: Nöroleptikler (örn. fenotiyazin) ve fluoksetin veya fluvoksamin gibi seçici serotonin geri ahm inhibitörleri İle birlikte kullanılması dibenzazepin türevlerinin plazma konsantrasyonlarını artırabilir.
Antikolinerjikler: DEPRENİL’İn terapötik dozlarda antikolinerjik aktivitesi zayıf olmakla birlikte, antikolinerjik ilaçların (fenotiyazin, antiparkinson ilaçlar gibi) göz, merkezi sinir sistemi, kalın bağırsak ve mesaneye etkilerini artırabilir.
Kinidin: Trisiklİk antidepresanlar kinidin tipi antiaritmik İlaçlarla birlikte uygulanmamalıdır. Karaciğer enzimlerini indükleyen ilaçlar: Karaciğerde mono-oksijenaz enzim sistemini aktiveden ilaçlar (barbitüratlar, karbamazepin, fenitoingibi)trisiklik antidepresanların metabolizmasını hızlandırarak plazma konsantrasyonlarını azaltabilirler ve bu azalmış etkinlikle sonuçlanır. Bu ilaçların dozunun ayarlanması gerekebilir.
Sİmetidin: Simetidİn trisiklik bileşiklerin plazma konsantrasyonlarını artırabileceğinden dozları azaltılmalıdır.
Özel popülasyonlara ilişkin klinik etkileşim çalışması yürütülmem İştir.
Pediyatrik popülasyon: Pediyatrik popülasyona İlişkin klinik etkileşim çalışması yürütülme m iştir.
4.6. gebelik ve laktasyongebelik kategorisi d’dir.
Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, gebelik ve-veya embriyonel/fetal gelişim ve-veya doğum ve-veya doğum sonrası gelişim üzerindeki etkiler bakımından yetersizdir. İnsanlara yönelik potansiyel risk bilinmemektedir. Çocuk doğurma potansiyeli olan kadınlar tedavi süresince uygun doğum kontrolü uygulamalıdır.
DEPRENİL kullanımı ile fetusta advers etkilerin (gelişme bozuklukları) muhtemel ilgisi olduğunu bildiren çok ender raporlar mevcut olması nedeniyle, gebelik esnasında DEPRENİL ile tedaviden kaçınılmalıdır, sadece beklenen terapötik fayda fetüs üzerindeki riskten fazla ise düşünülmelidir.
Üreme yeteneği üzerine etkisi bilinmemektedir.
4.7. araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
DEPRENİL, hastanın reaksiyon yeteneğini bozabilen uyuşukluk/yorgunluk ve diğer merkezi sinir sistemi belirtilerine neden olabilir (Bkz. Bölüm 4.8. İstenmeyen etkiler). Bu nedenle araç ve makine kullanımı gibi dikkat gerektiren durumlarda hastalar uyarılmalıdır.
4.8. i̇stenmeyen etkiler
Aşağıdaki yan etkilerin bazıları opipramol ile spesifik olarak bildirilmemiş ise de diğer trisiİdik bileşiklerle gözlemlenmiştir. Yan etkiler genellikle hafiftir ve tedaviye devam edilmesi veya dozun azaltılması ile düzelir.
Advers reaksiyonlar, en sık görülenler en önce belirtilmek üzere aşağıdaki başlıklar altında sıralanmıştır: Çok yaygın (>l/10); yaygın (>1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (> 1/1000 ila <1/100); seyrek (> 1/10,000 ila < 1/1000); çok seyrek (< 1/10,000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).
Çok seyrek: Lökopeni.
Yaygın olmayan: Libido ve potens bozuklukları
Çok seyrek; Galaktore.
Yaygın: Uyuşukluk/yorgunluk;
Yaygın olmayan: Uyku bozuklukları, ajitasyon, huzursuzluk
Çok seyrek: Anksiyete.
Yaygın: Baş dönmesi
Yaygın olmayan; Baş ağrısı, tremor, parestezi
Çok seyrek: Epileptik nöbetler, ataksi.
Yaygın: Ağız kuruluğu
Yaygın olmayan: Kabızlık, terleme, bulanık görme, idrara çıkmada rahatsızlık
Yaygın olmayan: Postural hipotansiyon, taşikardi, palpitasyon.
Yaygın olmayan: Mide bulantısı, kusma, gastrik rahatsızlık, tat alma bozukluğu.
Çok seyrek: Hepatik fonksiyon bozukluğu, sarılık, uzun süreli tedavi sonrası kronik hepatik hasar.
Yaygın olmayan: Alerjik deri reaksiyonları (ilaç döküntüsü, ürtiker), ödem
Çok seyrek: Saç dökülmesi.
Çok seyrek: Quincke ödemi. Kemik Kırıkları
Özellikle 50 yaş ve üzeri hastalarda yapılan epidemiyolojik çalışmalarda, SSR1 veya trisiklîk antidepresan kullanan hastalarda kemik kırığı riskinde artış gözlenmiştir. Bu riske yol açan mekanizma bilinmemektedir.
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonların raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)’ne bildirmeleri gerekmektedir ( ; e-posta: ; tel: O 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99).
4.9. doz aşımı ve tedavisi
DEPRENİL doz aşımının belirti ve bulguları diğer trisiklik bileşiklerle bildirilenlere benzerdir. Başlıca komplikasyonlar kardiyak anormallikler ve nörolojik bozukluklardır. Çocuklarda kazara alman her miktar ciddi ve ölümcül potansiyelli kabul edilmelidir.
Belirti ve semptomlar:
Akut aşırı dozda aşağıdaki belirti ve semptomlar oluşabilir: uyuklama, sersemlik, koma, huzursuzluk, geçici konfuzyonel durumlar, artan anksiyete, ataksi, konvülsiyonlar, stupor, oligüri veya anüri, taşikardi veya muhtemelen bradikardi, aritmi, hipotansiyon, atriyoventriküler blok, şok, solunum depresyonu ve nadiren kalp durması.
Tedavi:
Özel bir antidotu yoktur ve tedavi başlıca semptomatik ve destekleyicidir. DEPRENİL aşırı dozunu almış olduğundan şüphe edilen herkes, Özellikle çocuklar hastaneye yatırılmalı ve en az 72 saat yakından İzlenmelidirler.
Hastanın bilinci tam açık ise en kısa sürede gastrik lavaj uygulanır veya kusturulur. Hastada bilinç bozukluğu varsa, lavaja başlanmadan önce balonlu endotrakeal tüple hava yolu korunur ve hasta kusturulmaz. Bu yaklaşımlar aşırı dozdan sonraki 12 saat içinde hatta daha uzun sürede önerilir, çünkü İlacın antikolinerjik etkisi mide boşalmasını geciktirebilir. Aktif kömür uygulanması ilacın emiliminin azaltılmasına yardımcı olabilir.
Semptomların tedavisi modern yoğun bakım metodlarına dayanır ve kalp fonksiyonunun, kan gazlarının ve elektrolitlerin daimi monitorİzasyonu ve gereğinde antİkonvülsif tedavi, suni solunum, geçici kardiyak pil takılması, plazma genişleticiler, intravenöz infüzyonla dopamin veya dobutamİn uygulanması ve resusitasyon gibi acil yaklaşımları kapsar. Fizostigminin şiddetli bradikardi, asistoli ve nöbet oluşturabildiği bildirildiğinden aşırı doz durumlarında kullanımı önerilmez. Hemodiyaliz ve periton diyalizi etkisizdir.
5. farmakoloji̇k özelli̇kler
5.1. far m a kod in a inik özellikler
Farmakoterapötik grup: Seçici olmayan monoamin geri alım inhibitörleri
ATC kodu: N06AA05
Etki mekanizması:
Opipramol, dopamin reseptörleri üzerinde nisbeten hafif antagonistik etkiye sahiptir (D2 > D|). Opipramol, sigma için, D2 reseptörleri için olandan 6 defa daha yüksek afiniteye de sahiptir. Opipramolün merkezi dopaminerjik transmisyon üzerindeki bazı etkilerine sigma reseptörlerinin aracılık ettiği öne sürülmektedir.
Trisiklİk standart antidepresanlann aksine, dopamin, noradrenalin ve serotoninin nöronda geri alınmasını (re-uptake) inhibe etmez.
Diğer trisiklik bileşikler gibi antiserotonerjik etkiye (5-HT2) sahiptir ve kronik olarak kullanıldığı zaman, kortekste beta-adrenerjİk reseptörlerin duyarlılığını azaltır (“aşağı -regulasyon”). Psİkofarmakolojik araştırmalarda, opipramol anksiyolitik ve nisbeten zayıf antidepresif özellikler gösterir.
Anksiyolitik ve sedatif etkileri daha kuvvetlidir ve bunlar onun etkinlik profilinin belirgin özelliklerini teşkil ederler. Çoğu trisiklik antidepresanlann aksine, opipramolün antikolinerjik ve alfa-adrenolitik etkileri daha zayıftır. Belirgin antihistaminik (H |) etkisi vardır.
Klinik araştırmalara göre oluşan terapötik profili: DEPRENİL anksiyolitik özelliklere sahiptir, örneğin yaygın anksİyetesİ olan hastalarda sakinleştirici, mizacı canlandırıcı etkisi vardır ve gerilimi iyileştirir. Doza bağımlı sedatif etkisi, mizaç üzerindeki etkisinden daha önce başlar. Ayrıca, fonksiyonel kökenli somatik semptomlarda, örneğin somatoform rahatsızlığı olan hastalarda etkilidir. DEPRENİL bağımlılık yapmaz.
5.2 farmakokinetik özellikler
Emilim:
Opipramol ağızdan uygulamayı takiben tamamen emilir. Doruk plazma konsantrasyonlarına 2–4 saatte ulaşır. En yüksek plazma konsantrasyonları ve eğri altında kalan alan değerleri dozla doğru orantılıdır.
Günde 3 defa 50 mg ağızdan uygulamayı takiben opipramolün plazmadaki ortalama denge konsantrasyonları, 14–64 ng/ml olmuştur. Deshidroksîetil metaboliti için ise bu değer ortalama 3–5 misli daha yüksektir.
Dağılım:
Opipramolün yaklaşık % 91’i plazma proteinlerine bağlanır. Sanal dağılım hacmi yaklaşık 10 L/kg vücut ağırlığıdır.
Bİyotransformasyon:
Opipramol yaygın olarak karaciğerde metabolize olur. Başlıca metaboliti dehidroksietil-opipramoldür.Debrisokini yetersiz hidrolize edenlerde opipramol plazma konsantrasyonlarının belirgin olarak daha yüksek olabileceği yönünde kanıt vardır.
Eliminasyon:
Opipramol kandan 6–11 saatlik bir yarı-ömür ile elimine edilir. Oraİ dozun
% 70’inden fazlası böbreklerden ve kalanı feçesle atılır. Dozun sadece % 7’si değişmemiş opipramol olarak idrarla atılır. Kalanı başlıca deshidroksietil-opipramol olmak üzere metabolit halinde atılır.
Doğrusallık /Doğrusal olmayan durum:
Eğri altında kalan alan değerleri dozla doğru orantılıdır.
Hastalardaki karakteristik özellikler
Gerİyatrik:
Yaşlı hastalar için farmakokinetik veri yeterli değildir. Bu grup hastalarda düşük bir başlangıç dozu önerilir. İdame doz olarak yetişkin hastalara göre daha düşük doz DEPRENİL, yavaş doz artırımı ile kullanılmalıdır.
Pediyatrik:
Pediyatrik popülasyona ait farmakokinetik veri yoktur.
Böbrek yetmezliği:
Böbrek fonksiyon bozukluğu olan hastalarda DEPRENİL’in dozu
azaltılmalıdır. Çünkü ilaç, böbrek hastalığının şiddet derecesine bağlı olarak daha yavaş atılır.
Karaciğer yetmezliği:
DEPRENİL başlıca karaciğerde metabolize olduğundan bu hastalarda ve uzun süreli tedavilerde düşük doz uygulanır. Bu hasta grubunda dikkatli kullanılmalıdır.
5.3. klinik öncesi güvenlilik verileri
3 hayvan türünde yapılan reprodüktif çalışmalarda teratojenik potansiyel görülmemiştir. Yüksek doz opipramol ile yapılan deneyler sonucunda annede toksisite ve buna bağlı doğmuş ve doğmamış yavrularda büyümede gecikme görülmüştür. Sıçanlarda 60 mg/kg’a kadar oral dozlarda fertilite bozukluğu kanıtına rastlanmamıştır. Çeşitli “in vitro" ve “in vivo” çalışmalarda opipramol ile mutajenik potansiyel görülmemiştir. Karsinojenisite çalışmaları yapılmamıştır.
6. farmasöti̇k özelli̇kler
6.1. yardımcı maddelerin listesi
Amidon
Laktoz
Jelatin
Talk
Magnezyum stearat
6.2. geçimsizlikler
Bilinen geçimsizliği yoktur.
6.3. raf ömrü
36 ay
6.4. saklamaya yönelik özel tedbirler
25°C’nin altındaki oda sıcaklığında saklayınız.
6.5. ambalajın niteliği ve içeriği
30 Tablet içeren Alü /PVC blister ambalajlarda.
6.6. beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
Özel bir gereksinim yoktur.
7. ruhsat sahi̇bi̇
Terra İlaç ve Kimya San. Tic.A.Ş.
İnkılap Mah. Küçüksu Cad. No:109/C Blok Kat:5 D:20–21
Ü mran i y e-İstan bu I
Telefon: 0 216 523 77 77
Faks: 0 216 523 67 67
ÜRETİM YERİ: Topra İlaç ve Kim. Mad. San. ve Tic. A.Ş.
Tem Otoyolu, Kandaklar Mevkii
SAKARYA
Tel: 0 264 276 02 40
Fax: 0 264 276 02 15/20
8. ruhsat numarasi
193/90
9. i̇lk ruhsat tari̇hi̇ / ruhsat yeni̇leme tari̇hi̇:
İlk ruhsatlandırma tarihi: 11.10.1999
Son yenileme tarihi: 11.10.2009