Ilac kullanma talimatı Ana menüyü aç

CEREZYME 400 U ENJEKSIYONLUK KONSANTRE ÇÖZELTI İÇIN TOZ İÇEREN FLAKON - kisa ürün bi̇lgi̇si̇

Etken madde içeren ilaçlar:

Dostupné balení:

KISA ÜRÜN BİLGİSİ - CEREZYME 400 U ENJEKSIYONLUK KONSANTRE ÇÖZELTI İÇIN TOZ İÇEREN FLAKON

4.2. pozoloji ve uygulama şekli

Tedavi, Gaucher hastalığının tedavisi hakkında bilgisi olan doktorlar tarafından takip edilmelidir.

Pozoloji, uygulama sıklığı ve süresi:

Gaucher hastalığının heterojenitesi ve multi sistemik tutulum göstermesi nedeniyle, dozaj hastalığın klinik bulgularının ayrıntılı değerlendirmesine dayanılarak her hasta için bireysel olarak belirlenmelidir. İlgili tüm klinik bulgular’a ait bireysel hasta cevaplan iyi bilindiğinden, uygulamanın dozajı ve sıklığı tüm klinik bulgularda en iyi parametrelere ulaşacak şekilde belirlenmeli veya o ana kadar normalize olmayan parametrelerde iyileşme sağlanması hedeflenmelidir.

Farklı dozaj aralıklannm, hastalığın nörolojik olmayan belirtilerinin bir kısmına veya tümüne karşı etkili olduğu kanıtlanmıştır. Başlangıç dozu olarak, iki haftada bir kez vücut ağırlığına göre 60 U/kg olarak verildiğinde, 6 aylık tedavi sonrasında hematolojik ve visseral parametrelerde iyileşme görülmüş ve devam eden kullanımın kemik hastalığındaki ilerlemeyi durdurduğu veya iyileştirdiği gösterilmiştir. 2 haftada bir kez vücut ağırlığına göre 15 U/kg gibi küçük dozların uygulanmasında, hematolojik parametrelerde ve organomegalilerde iyileşme gözlenirken, kemik parametrelerinde iyileşme görülmemiştir. Genellikle ve hasta için en uygun infiizyon sıklığı her 2 haftada birdir. Bu infiizyon sıklığı, en fazla klinik verinin varolduğu dozajdır.

Cerezyme’ın kronik nöronopatik Gaucher hastalarının nörolojik semptomlarındaki etkinliği henüz kanıtlanmamıştır ve bu belirtiler için özel bir doz önerilmemektedir. (Bakınız Bölüm 5.1. Farmakodinamik Özellikler)

Uygulama Şekli:

Rekonstitüsyon ve seyreltme sonrası hazırlanan çözelti intravenöz olarak uygulanmalıdır. Cerezyme’ın, ilk infuzyonundaki hızı kg başına dakikada 0.5 Ünite’yi geçmeyecek şekilde uygulanmalıdır. Sonraki uygulamalardaki infiizyon hızı artınlabilinir ancak kg başma dakikada 1 Ünite’yi geçmemelidir. İnfiizyon hızı artışı bir doktor gözetiminde gerçekleştiril­melidir.

Evde Cerezyme infiizyonu, infiizyonlannı iyi tolere eden hastalar için düşünülmelidir. Hastanın evde infiizyon alma karan, tedavi eden doktorun karan ve tavsiyeleri sonucunda verilmelidir. Cerezyme infiizyonunun, evde hasta ya da hasta bakıcısı tarafindan uygulanması, klinik ortamda bir sağlık çalışanı tarafından verilecek eğitimi gerektirmektedir. Hasta ya da hasta bakıcı, infiizyon tekniği ve tedavi ajandasının tutulması konusunda eğitilecektir. Hasta infiizyon sırasında advers etki ile karşılaştığında derhal infiizyonu durdurmalı ve bir sağlık çalışanına başvurmalıdır. Daha sonraki infüzyonlann klinik ortamda yapılmasına gerek olabilir. Doz ve infiizyon hızı, evdeyken sabit kalmalı ve sağlık çalışanı gözetiminde olmadan değiştirilmeme­lidir.

Tıbbi ürünün, uygulamadan önceki hazırlama ve sulandırma talimatları için bakınız bölüm 6.6.

Sağlık profesyonelleri, kronik nöronopatik belirtileri olan Gaucher hastalan da dahil olmak üzere hastalarını “ICGG Gaucher Registry”ye kaydetmeleri yönünde teşvik edilmektedir. (Bakınız Bölüm 5.1 Farmakodinamik Özellikler)

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:

Böbrek ve/veya karaciğer yetmezliği olan hastalar için herhangi bir doz önerisi bulunmamaktadır.

Pediyatrik popülasyon

Pediatrik popülasyon için herhangi bir doz önerisi bulunmamaktadır.

Geriyatrik popülasyon:

Geriyatrik popülasyon için herhangi bir doz önerisi bulunmamaktadır.

4.3. kontrendikasyonlar

Etkin madde veya yardımcı maddelere karşı aşın duyarlık. (Bakınız Bölüm 4.4. Özel kullanım uyanlan ve önlemleri)

4.4. özel kullanım uyarıları ve önlemleri

Aşın Duyarlılık:

Eldeki veriler, ELİSA yöntemi ile yapılan taramalar sonucunda, tedavi gören hastaların yaklaşık %15’inde tedavinin birinci yılı sonunda imigluseraza karşı immünglobulin G (IgG) antikorunun geliştiğini göstermektedir. IgG antikorlannın oluştuğu hastalarda antikorlar, çoğunlukla tedavinin ilk 6 ayı içerisinde gelişirken bu antikorlann 12. aydan sonra ender olarak geliştiği gözlenmiştir. Tedavi yanıtının azaldığına dair şüphelenilen hastaların imigluseraza karşı IgG antikor gelişimi açısından düzenli aralıklarla takip edilmeleri önerilmektedir.

İmigluseraza karşı antikor geliştiren hastalarda aşın duyarlılık reaksiyonlan gelişme riski daha fazladır (Bakınız Bölüm. 4.8. İstenmeyen Etkiler). Aşın duyarlılığı düşündüren reaksiyon gelişen hastaların, imigluseraz antikorlan açısından teste tabi tutulması önerilmektedir. Diğer intravenöz protein ürünlerinde olduğu gibi, şiddetli, alerjik-tipte aşın duyarlılık reaksiyonlar gelişebilir. Eğer böyle bir reaksiyon gelişirse, Cerezyme infüzyonunun derhal kesilmesi önerilmektedir ve uygun tıbbi tedaviye başlanmalıdır. Acil tedavi için güncel tıbbi standartlar dikkate alınmalıdır.

Ceredase’a (algluseraza) karşı aşın duyarlılık semptomlan gözlenen veya antikor geliştirmiş olan hastalara imigluseraz ile tedavi edilirken dikkat edilmelidirler.

Yardımcı maddeler

Bu tıbbi ürün sodyum içermektedir ve %0.9’luk sodyum klorür intravenöz çözeltisi ile kullanılır. (Bakınız Bölüm 6.6. Beşeri tıbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel

önlemler). Bu durum kontrollü sodyum diyetinde olan hastalar için göz önünde bulundurulmalıdır­. ।

4.5. diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

Cerezyme ve diğer ilaçlar arasında hiçbir etkileşim çalışması yapılmamıştır.

4.6. gebelik ve laktasyon

Genel tavsiye

Gebelik kategorisi: C

Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar / Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)

Gebe olmayı planlayan Gaucher hastalarında her gebelik için tedavinin risk-yarar değerlendirmesi gereklidir.

Daha önce tedavi almayan kadınların, gebe kalmadan önce ideal sağlık durumuna ulaşmaları amacıyla, tedaviye bu dönemde başlamalarım gerektiği yönünde önerilerde bulunulmalıdır. Cerezyme tedavisi alan kadınlarda tedavinin gebelik boyunca devam ettirilmesi göz önünde bulundurulmalıdır. Dozun hastanın ihtiyaçlarına ve terapötik cevabına göre bireyselleşti­rilmesi amacıyla gebeliğin ve Gaucher hastalığının klinik belirtilerinin yakından izlenmesi gereklidir.

Gebelik dönemi

Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, gebelik ve/veya embriyonal/fetal gelişim ve/veya doğum ve/veya doğum sonrası gelişim üzerindeki etkiler bakımından yetersizdir. İnsanlara yönelik potansiyel risk bilinmemektedir.

Gebelik döneminde altta yatan Gaucher hastalığının kontrol altına alınmasında Cerezyme kullanımının yararlı olduğunu gösteren 150 hamileden elde edilen sınırlı sayıda deneyim (birincil olarak spontan raporlama ve literatüre dayanan) bulunmaktadır. Ayrıca bu veriler düşük istatiksel kanıt bulunmasına rağmen, Cerezyme’ın fötus üzerinde malformasyon yapıcı toksisiteye yol açmadığını göstermektedir. Cerezyme kullanımı veya altta yatan Gaucher hastalığıyla ilişkisi net olarak bilinmemekle birlikte nadir fötal ölümler bildirilmiştir.

Cerezyme’ın gebelik, embriyonal/fotal gelişim, doğum ve postnatal gelişim üzerine etkilerini değerlendirmek için hayvan çalışmaları yürütülmemiştir. Cerezyme’ın plasenta yoluyla gelişmekte olan fötusa geçip geçmediği bilinmemektedir. İnsanlara yönelik potansiyel risk bilinmemektedir.

Gaucher hastalığı teşhisi konmuş gebeler, gebelik ve doğum sonrası dönemde hastalığın etkilerinin arttığı bir dönem yaşayabilir. Bunlar iskeletle ilgili belirtiler, sitopeninin alevlenmesi, hemoraji ve transfüzyon ihtiyacmda artma risklerinde artışı kapsamaktadır. Gebelik ve laktasyonun matemal kalsiyum dengesini etkilediği ve kemikte kalsiyum döngüsünü hızlandırdığı bilinmektedir. Bu durum Gaucher teşhisi konanlarda iskelet hastalığı bulgularının artmasında rol oynayabilir.

CEREZYME, gerekli olmadıkça gebelik döneminde kullanılmamalıdır.

Laktasyon dönemi

İlacın etkin maddesinin insan sütüne geçip geçmediği bilinmemektedir, ancak, muhtemelen enzim bebeğin gastrointestinal sisteminde sindirime uğramaktadır.

Üreme yeteneği (fertilite)

Cerezyme’ın üreme yeteneği üzerine etkileri bilinmemektedir.

4.7. Araç ve makina kullanımı üzerindeki etkiler

Araç ve makina kullanma üzerine herhangi bir etkisi yoktur veya ihmal edilebilir düzeydedir.

4.8. i̇stenmeyen etkiler

Advers ilaç reaksiyonları sistem organ sınıfına ve sıklığa göre (çok yaygın (>1/10); yaygın (>1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (>1/1000 ila <1/100); seyrek (>1/10000 ila <1/1000); çok seyrek (< 1/10.000); bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor))aşağıda­ki tabloda listelenmiştir. Her bir sıklık gruplanması içinde advers ilaç reaksiyonları azalan ciddiyet derecesine göre sunulmaktadır.

Bağışıklık sistem bozukluktan

Yaygın: Aşırı duyarlılık reaksiyonları

Seyrek: Anafilaktik reaksiyonlar

Sinir sistemi bozukluklan

Yaygın olmayan: Baş dönmesi, baş ağnsı, parestezi*

Kardiyak bozukluklar

Yaygın olmayan: Taşikardi*, siyanoz*

Vasküler bozukluklar

Yaygın olmayan: Sıcak basması*, hipotansiyon*

Solunum sistemi, torasik ve mediastinal bozukluklar

Yaygın: Dispne* ve öksürük*

Gastrointestinal bozukluklar

Yaygın olmayan: Bulantı, kusma, abdominal kramp, diyare

Deri ve deri altı doku bozuklukları

Yaygın: Ürtiker/anjioödem*, prürit*, döküntü*

Kas iskelet ve bağ dokusu bozuklukları

Yaygın olmayan: Artralji, sut ağnsı*

Genel bozuldular ve uygulama bölgesine bozukluklar

Yaygın olmayan: İnfuzyon bölgesinde rahatsızlık, yanma, şişlik, enjeksiyon bölgesinde steril apse, göğüs rahatsızlığı*, ateş, sertlik ve yorgunluk

Aşın duyarlılığa (tabloda * ile belirtilmiş) bağlı semptomlar, hastaların yaklaşık %3’ünde bildirilmiştir. Bu semptomlar infuzyon sırasında veya sonrasında kısa bir süre içerisinde ortaya çıkmıştır. Bu semptomlar genelde antihistamin ve kortikosteroidlerle olan tedavilere cevap vermiştir. Bu semptomların tekrar ortaya çıkması durumunda, hastalann bu ürünün infuzyonuna ara vermesi ve doktorlan ile temasa geçmesi önerilmiştir.

4.9. Doz asımı ve tedavisi »

Doz aşımı vakası bildirilmemiştir. Hastalarda doz vücut ağırlığına göre 240 Ünite/kg’ye kadar kullanılmıştır.

5. farmakoloji̇k özelli̇kler

5.1. farmakodinamik özellikler

ATC kodu: A16AB02

Farmakoterapötik grup: Enzimler-İmigluseraz (rekombinan makrofaj hedefli p-glikoserebrosidaz).

Gaucher hastalığı, bir lizozomal enzim olan asid Ş- glukosidaz eksikliği ile sonuçlanan nadir görülen, kalıtsal bir metabolik hastalıktır. Bu enzim, hücre membranın’ın lipid yapısındaki anahtar rolündeki glikoseramidi glukoz ve seramide parçalar. Gaucher hastalığı olanlarda, glikoseramid yıkımının yetersiz olmasından dolayı, bu substrat makrofajlardaki (Gaucher hücresi) lizozomlarda büyük miktarlarda birikerek, yaygın sekonder patolojilere yol açar.

Gaucher hücreleri tipik olarak karaciğer, dalak ve kemik iliğinde ve bazen de akciğer, böbrek ve bağırsakta bulunur. Gaucher hastalığı, klinik olarak farklı fenotipik yelpaze sunar. En sık görülen bulgular hepatosplenomegali, trombositopeni, anemi ve iskelet patolojisidir. İskelet bozuklukluklan Gaucher hastalığının en çok güçsüzleştiren ve sekel bırakan özelliğidir. Bu iskelet tutulundan kemik iliği tutulumu, osteonekroz, kemik ağnsı ve kemik krizi, osteopeni ve osteoporozi, patolojik kınklar ve büyüme geriliğidir. Gaucher hastalığı, artan glukoz yapımı ve artan istirahat eneıjisi tüketimi ile ilişkilidir ki bu yorgunluk ve kaşeksiye neden olur. Gaucher hastalığı olan hastalar aynca düşük dereceli inflamatuvar profile sahiptirler. Gaucher hastalığı aynca hiperimmünoglo­bulinemi, poliklonal gammopati, önemi belirsiz monoklonal gammopati (MGUS) ve multipl myelom gibi immünglobulin anormaliklerinin riskinde artış ile ilişkilidir. Gaucher hastalığı doğal seyrinde, genelde zaman içinde çeşitli organlarda ortaya çıkan, geri dönüşümsüz komplikasyon riski göstermektedir. Gaucher hastalığının tutulundan yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir. Gaucher hastalığı artan morbidite ve erken mortalite ile ilişkilidir. Çocukluk çağında işaret ve semptomlann ortaya çıkması halinde Gaucher hastalığı daha şiddetli görülmektedir. Gaucher hastalığı çocuklarda büyüme geriliği ve puberte gecikmesine neden olabilir.

Pulmoner hipertansiyon, Gaucher hastalığının bilinen bir komplikasyonudur. Splenektomi geçiren hastalarda pulmoner hipertansiyon riski yüksektir. Cerezyme tedavisi, birçok vakada splenektomi ihtiyacını azaltmakta ve Cerezyme ile erken tedavi pulmoner hipertansiyon riskini azaltmaktadır. Gaucher hastalığı tanısı sonrasında pulmoner hipertansiyonu tespit etmek açısından rutin taramalar önerilmektedir. Pulmoner hipertansiyon tespit edilen Gaucher hastalan, Cerezyme’ı yeterli dozda almalıdırlar.

İmigluseraz (makrofaj hedefli rekombinant asid alfa glukosidaz), eksik enzim aktivitesinin yerini alarak glikoseramidi hidrolizler ve başlangıç patolojisini ve sekonder patolojiyi düzeltir. Cerezyme, dalak ve karaciğer boyutunu azaltır, trombositopeni ve anemiyi iyileştirir veya normalize eder, kemik mineral yoğunluğunu ve kemik iliği yükünü iyileştirir veya normalize eder ve kemik ağnsı ile kemik krizlerini azaltır veya ortadan kaldınr. Cerezyme istirahatte eneıji tüketim oranını azaltır. Cerezyme, Gaucher hastalığındaki yaşam kalitesini zihinsel ve fiziksel açıdan iyileştirdiğini göstermiştir. Cerezyme, makrofajlardaki glikoseramid birikimini ve tedaviye cevabı gösteren, kitotriyosidaz biomarkerini azaltır. Cerezyme, çocuklarda normal pubertal gelişime erişilenebileceğini ve büyümenin yakalanmasıyla, yetişkin dönemdeki normal boy ve kemik mineral yoğunluğuna ulaşılabileceğini göstermiştir.

Cerezyme tedavisine cevabın hız ve kapsamı doza bağımlıdır. Genelde, hematoloji gibi hızh döngüsü olan organ sistemleri, kemik gibi daha yavaş döngüsü olanlara kıyasla daha hızlı iyileşir.

Tip 1 Gaucher hastalığına sahip geniş bir hasta topluluğunun (n=528) ICGG Gaucher kayıt sistem analizinde, zaman ve doza bağımlı olarak Cerezyme’ın, iki haftada bir vücut ağırlığına göre 15, 30 ve 60 U/kg dozlarında, hematolojik ve viseral parametreler (trombosit sayısı, hemoglobin konsantrasyonu, dalak ve karaciğer boyutu) gözlenmiştir. Vücut ağırlığına göre iki haftada bir 60 U/kg ile tedavi edilen hastalar, daha düşük doz alan hastalar ile karşılaştırıl­dığında daha hızlı iyileşme ve daha büyük bir maksimum tedavi etkisi göstermişlerdir.

Benzer bir şekilde, 342 hastada DXA yöntemi kullanılarak kemik mineral yoğunluğunun ICGG Gaucher kayıt sistem analizinde, 8 yıllık tedavi sonrasında iki haftada bir vücut ağırlığına göre 60 Ü/kg alanlar, iki haftada bir vücut ağırlığına göre 15 Ü/kg ile 30 U/kg alanlara göre, normal kemik mineral yoğunluğuna ulaşmışlardır (Wenstrup ve ark, 2007).

Kemik iliği yükü > 6 olan ve 4 haftada bir ortalama vücut ağırlığına göre 80 U/kg ve 4 haftada bir ortalama vücut ağırlığına göre 30 U/kg tedavi edilen 2 hasta topluluğunda yapılan çalışmada, daha yüksek doz alan topluluktaki hastalar (%33;n=22), 24 aylık Cerezyme tedavisi sonrasında diğer düşük doz alan topluluktaki hastalara (%10;n=13) göre skorda 2 puanlık azalma sağlamıştır, (de Fost ve ark., 2006).

Cerezyme ile 2 haftada bir vücut ağırlığına göre 60 Ü/kg ile tedavi sonrasında, 3 aydan sonra kemik ağrılarında iyileşme, 12 ay içinde kemik krizlerinde azalma ve 24 aylık tedavi sonrasında kemik mineral yoğunluğunda iyileşme gözlenmiştir. (Sims ve ark., 2008).

Cerezyme’ın mutad infiizyonu 2 haftada birdir (bakınız bölüm Pozoloji ve uygulama şekli). 4 haftalık (Q4) idame tedavisi ile aynı kümülatif dozdaki iki haftalık (Q2) dozun idame tedavisi, stabil olan tip 1 Gaucher hastalarında araştırılmıştır. Hemoglobin, trombosit, karaciğer ve dalak boyutunun başlangıca göre değişimi, önceden belirlenmiş bir sonlanma noktasını içermekte; Gaucher hastalığının hematolojik ve viseral parametreler için elde edilen veya tahmini belirlenmiş tedavi hedefleri ek bir sonlanma noktası oluşturmaktadır. Belirtilen dozlarda tedavi alanlardan Q4’lerin %62’si ve Q2’lerin %81’i 24’ncü ayın sonunda belirlenmiş sonlanma noktasına ulaşmışlardır; aradaki fark istatistiksel olarak %95 Cl’ye (0.357,0.058) göre anlamlı değildi. Tedavi alanlardan Q4’lerin %89’u ve Q2’lerin %100’ü başlangıçtaki sonlamın noktasına ulaşmışlardır; aradaki fark istatistiksel olarak %95 Cl’ye (0.231,0.060) göre anlamlı değildi. Q4 infüzyon rejimi, bazı stabil olan tip 1 Gaucher yetişkin hastalan için belki bir tedavi seçeneği olabilir ancak klinik veriler bununla ilgili henüz sınırlıdır.

Cerezyme’m hastalığın nörolojik belirtileri üzerine etkililiğini gösteren kontrollü klinik çalışma yürütülmemiştir. Dolayısıyla enzim replasman tedavisinin hastalığın nörolojik belirtilerinin üzerine etkisi konusunda kesin sonuca gidilmemiştir.

Doktorlar, kronik nöronopatik belirtileri olan Gaucher hastalan da dahil olmak üzere hastalannı “ICGG Gaucher Registry”ye kaydetmeleri için teşvik edilmektedirler. Bu kayıtta hasta verileri isim belirtilmeksizin toplanmaktadır. “ICGG Gaucher Registry”nin amaçlan; Gaucher hastalığının anlaşılabilirliğini artırmak ve enzim replasman tedavisinin etkinliğini değerlendirmek, sonuç olarak Cerezyme’ın güvenlilik ve etkililiğinin gelişmesine öncülük etmektir.

5.2. farmakokinetik özellikleri

Emilim:

I. V. infüzyon yolu ile uygulandığı için geçerli değildir.

Dağılım:

Ağırlığa bağlı düzeltilmiş dağılım hacmi ise 0.09 ile 0.15 L/kg (Ortalama±Standart Sapma; 0.12 ± 0.02 L/kg) arasında değişmektedir. Bu değişkenlerin doz veya infiizyon süresinden etkilenmediği düşünülmekle birlikte her doz düzeyi ve infüzyon hızında sadece 1 veya 2 hasta incelenmiştir. »

İmigluserazın 4 dozunun (7.5, 15, 30, 60 U/kg) bir saat içinde intravenöz infüzyonu sırasında, kararlı durumdaki enzimatik aktiviteye 30 dakikada ulaşılmaktadır. İnfüzyonu takiben plazma enzimatik aktivitesi, 3.6 ile 10.4 dakika arası değişen yan ömürle hızla düşmüştür. Plazma klirensi 9.8 ile 20.3 ml/dk/kg (Ortalama ± Standart Sapma; 14.5±4.0 ml/dk/kg) arasında değişmektedir.

Biyotransforma­syon:

Geçerli değildir.

Eliminasyon:

Geçerli değildir.

5.3. klinik öncesi güvenlilik verileri

Klinik olmayan verilere göre güvenilirlik farmakolojisi, tek ve tekrarlayan doz toksisitesi ve genotoksisite gibi rutin çalışmalar insanlara yönelik özel bir zararlı etkisi bulunmadığına işaret etmektedir.

6. farmasöti̇k özelli̇kler

6.1. yardımcı maddelerin listesi

Mannitol

Sodyum sitrat (pH ayarlanması için)

Sitrik asit monohidrat (pH ayarlanması için)

Polisorbat 80

6.2. geçimsizlikler

Geçimsizlik çalışmalan yapılmadığından, diğer tıbbi ürünlerle karıştırılmamalıdır.

6.3. raf ömrü

Raf Ömrü :24 ay (açılmamış flakon)

Rekonstitüsyon sonrası raf ömrü

: Mikrobiyolojik güvenlilik açısından ürün hemen kullanılmalıdır. Eğer hemen kullanılmazsa, kullanmadan önce saklanma ve koşullan kullanıcının sorumluluğundadır ve 24 saatten fazla olmayacak şekilde, 2–8°C’de, ışıktan korunarak saklanmalıdır.

6.4. saklamaya yönelik özel tedbirler

2 – 8°C’de, buzdolabında saklayınız.

Sulandırılmış ilacın saklama koşulları için Bölüm 6.3’e bakınız.

6.5. ambalajın niteliği ve içeriği

Cerezyme emniyet kilitli geçme kapağı olan, butil silikonize tıkaçlı ve Tip 1 borosilikat (şeffaf) cam’dan oluşan 20 ml’lik flakon şeklinde ambalajlanmıştır.

Her flakon yeterli hacmin tam olarak hazırlanmasının sağlanması amacıyla 0,6 mİ fazla içerik oluşturacak şekilde tasarlanmıştır.

Ambalaj miktarı: 1 flakonluk ambalajlarda

6.6. Beşeri tıbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler

Her bir flakon tek kullanımlıktır.

İnfuzyonluk konsantre çözelti için toz önce enjeksiyonluk su ile sulandırılır ve %0.9’hık NaCl (i.v.) ile seyreltilerek intravenöz infuzyon yolu ile uygulanır.

Hastanın uygulanacak dozaja göre kullanılacak flakon sayısı belirlenerek, flakonlar buzdolabından çıkarılır.

Bazı durumlarda, tamamı kullanılmamış flakon kalmaması amacıyla aylık uygulanan dozaj değişmemek şartı ile küçük doz ayarlamaları yapılabilir. Aylık uygulanan dozajın değişmemesi şartıyla, dozaj en yakın tam flakona yuvarlanabilir.

Aseptik teknik kullanılmalıdır.

Her bir flakon 10.2 mİ enjeksiyonluk su ile, toz ile birden bire karışmasını önlemek amacıyla yavaşça karıştırılarak ve köpük oluşmamasına dikkat edilerek sulandırılır. Elde edilen çözeltinin hacmi 10.6 mİ, pH’ı ise yaklaşık 6.1 ’dir.

Sulandırma sonrası berrak, renksiz ve yabancı madde içermeyen form alır. Sulandırılmış olan çözelti daha sonra seyreltilmelidir. Çözelti seyreltilmeden önce, her bir flakon yabancı maddeler ve renklenme açısından göz ile kontrol edilir. Renklenme olan veya opak partiküllerin görüldüğü flakonlan kullanmayınız. Sulandırılmış flakonlar hemen seyreltilmeli ve daha sonra kullanım için saklanmamalıdır.

Seyreltme

Sulandırılmış çözelti her ml’sinde 40 U imigluseraz içermektedir. Sulandırılmış hacim her flakondan tam doz olan 10 ml’nin (400U’ye eşit) çekilmesini sağlar. Her flakondan 10 mİ çözelti alınıp çekilen çözeltiler birleştirilir. Daha sonra çözeltiler %0.9 NaCl (i.v.) ile total 100–200 ml’ye seyreltilir ve yavaşça karıştırılır.

Seyreltilmiş çözeltideki protein parçalarını uzaklaştırmak için, 0.2 pm protein bağlayıcı filtre kullanılması tavsiye edilmektedir. Bu imigluserazın etkinliğinde herhangi bir azalmaya sebep olmayacaktır. Seyreltilmiş çözeltinin 3 saat içinde uygulanması tavsiye edilmektedir. %0.9 NaCl (i.v.) ile seyreltilen ürün 2–8°C’de ışıktan korunarak saklandığında 24 saat süresince kimyasal olarak stabildir. Fakat ürünün mikrobiyolojik güvenliği sulandırma ve seyreltme işlemlerinin aseptik olarak yapılmış olmasına bağlıdır. ,

Cerezyme herhangi bir koruyucu içermemektedir. Kullanılmamış ürünler ya da atık materyaller, yerel düzenlemelere uygun olarak atılmalıdır.

7. ruhsat sahi̇bi̇

Genzyme Europe B.V. Hollanda lisansı ile Sanofi aventis İlaçlan Ltd. Şti.

Büyükdere Cad. No: 193 Levent-İstanbul

8. ruhsat numarasi

121/62

9. i̇lk ruhsat tari̇hi̇/ ruhsat yeni̇leme tari̇hi̇

İlk ruhsat tarihi: 22.01.2007

Ruhsat yenileme tarihi: