KISA ÜRÜN BİLGİSİ - CARENA 240 MG/10 ML İ.V.İNFÜZYON İÇİN SOLÜSYON İÇEREN AMPUL-MEFAR
1. beşeri̇ tibbi̇ ürünün adi
CARENA 240 mg/lOml Î.V. İnfuzyon İçin Solüsyon İçeren Ampul
2. kali̇tati̇f ve kanti̇tati̇f bi̇leşi̇m
Her bir steril ampul (10 mİ’sinde):
Teofilin etilendiamin (aminofilin) 240 mg
Yardımcı maddeler için bkz, 6.1.
3. farmasöti̇k form
Enjeksiyonluk steril ampul
Kahverengi cam ampullerde, berrak, sarımsı – renksiz solüsyon
4. kli̇ni̇k özelli̇kler
4.1. terapötik endikasyonlar
CARENA Ampuller:
Bronşiyal astım, kronik bronşit ve amfizeme bağlı bronkospazm. Sol ventrikül yetmezliğine bağlı akut pulmoner ödem ve paroksismal noktümal dispne tedavisinde endikedir.4.2. pozoloji ve uygulama şekliakut vakalarda 1 ampul i.v. olarak yavaş şekilde (5 dakika) enjekte edilir; tercihen ilaç % 5’lik 10-20 mi̇ dekstroz veya % 5’lik 100-200 mi̇ glukoz veya serum fizyolojik ile sulandırılıp enjekte edilir. kronik obstrüktif akciğer hastalıklarında yükleme dozu yetişkinler ve çocuklar için 6 mg/kg’dır. i̇dame tedavisi olarak infuzyonlar tekrar edilir (veya devam edilir), 8-12 saatte bir, 4 mg/kg veya 8 mg/kg dozunda uygulanır.
Doz ayarlaması klinik iyileşme ve toksik etki kontrolü esas alınarak yapılmalıdır. (Bölüm 4.4. ve 4.5.).
Uygulama şekli:
IV enjeksiyon yolu ile uygulanır.
Ampullerde nadiren de olsa kristallenme oluşabilir. Kristallenme görülen ampuller kullanılmamalı ve yenisi ile değiştirilmelidir.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler
Böbrek/Karaciğer yetmezliği: CARENA, böbrek ve karaciğer hastalığı olanlarda dikkatli kullanılmalıdır. Bu hastalarda teofilinin yüksek kan düzeylerini engellemek için doz ayarlaması yapılmalıdır.
Pediyatrik popülasyon:
Yeni doğanlarda teofılin klerensi çok düşüktür. Teofîlin klerensi bir yaşına gelindiğinde en üst seviyeye ulaşmakta, 9 yaşına kadar göreceli olarak sabit kalmakta ve sonrasında, yaklaşık 16 yaşına gelindiğinde yaklaşık % 50 kadar azalarak yetişkin değerlerine gerilemektedir. Pediyatrik hastalarda dozaj seçimine dikkat edilmesi ve serum teofılin konsantrasyonlarının dikkatlice izlenmesi gerekmektedir. 6 aydan küçük bebeklere uygulanmamalıdır.
Geriyatrik popülasyon:
CARENA yaşlı hastalarda dikkatli kullanılmalıdır. Bu hastalarda yüksek teofîlin kan düzeylerini engellemek için doz ayarlaması yapılmalıdır.
4.3. kontrendikasyonlar
– Etkin madde teofîlin etilendiamine, yardımcı maddelerden herhangi birisine ya da ksantin türevlerine karşı aşırı duyarlılığı olanlarda,
– Aktif peptik ülserli ve aktif gastritli hastalarda,
– Akut porfırisi olan hastalarda kontrendikedir.
Altı aylığın altındaki çocuklarda CARENA IV kullanımı genel olarak önerilmemektedir.
Aktif peptik ülserli ve aktif gastritli hastalarda CARENA’ya kesin gereksinim olursa, hastaya teofılinle birlikte peptik ülser tedavisi uygulanmalıdır.
4.4. özel kullanım uyarıları ve önlemleri
İntravenöz CARENA, teofilinin doğrudan uyarıcı etkisine bağlı olarak ortaya çıkabilecek tehlikeli merkezi sinir sistemi yan etkilerinin ve kardiyovasküler yan etkilerin önlenmesi için çok yavaş uygulanmalıdır.
Teofılin etilendiamin düşük bir terapötik indekse sahiptir ve serum düzeyleri özellikle tedavi başlangıcı boyunca olmak üzere düzenli şekilde takip edilmelidir.
Teofilin etilendiamin enjeksiyonu küçük çocuklara ve 55 yaş üzeri hastalara dikkatle uygulanmalıdır.
Ayrıca, yakın zamanda influenza aşısı olan veya aktif influenza infeksiyonu geçiren hastalarda ve akut febril hastalığı olan hastalarda dikkatli olunması önerilmektedir.
Çeşitli kardiyak, renal ve hepatik hastalıklarda hipoksemide, obstrüktif akciğer hastalıklarında, hipertansiyonda ve hipertiroidizmde dikkatle kullanılmalıdır.
Teofilin klerensi sigara içenlerde ve tütün dumanına sürekli maruz kalanlarda artabilir.
Düzenli tedavi sırasında serum potasyum düzeyleri takip edilmelidir. Bu uygulama aminofîlinin beta2-agonistleri, kortikosteroidler veya diüretikler ile birlikte kullanımı sırasında veya hipoksi varlığında kesinlikle gereklidir.
Aminofilin, glokom, diabetes mellitus, kalp veya dolaşım fonksiyonu baskılanmış ve epilepsisi olan hastalarda dikkatle kullanılmalıdır; çünkü bu durumda alevlenme görülebilir.
Yeni doğanlarda, konjestif kalp yetmezliği olan yaşlı hastalarda, özellikle erkeklerde CARENA uygulanırken çok dikkatli olunmalıdır. Buna neden, böyle kişilerde teofilin klerens hızı uzadığından, ilacın kesilmesinden sonra, uzun bir süre teofilinin serumda kalmasıdır.
Teofilin, serum SGOT (AST) konsantrasyonunu yükseltir.
AMPULLERDE ENDER DE OLSA, KRİSTALLENME OLABİLİR. KRİSTALLENME GÖRÜLEN AMPULLER KULLANILMAMALI VE YENİSİ İLE DEĞİŞTİRİLMELİDİR.
4.5. diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
Aşağıdaki ilaçlar plazma teofilin konsantrasyonlarım azaltabilir:
Rifampisin, antiepileptikler (karbamazepin, fenitoin, primidon, fenobarbiton), ritonavir, aminoglutetimid, sülfinpirazon, izoprenalin, morasizin, barbituratlar ve hiperikum perforatum. Eş zamanlı olarak St John’s Wort (hiperikum perforatum) bitkisel ürününün kullanımı teofilinin plazma konsantrasyonlarım düşürebilir. Sigara kullanımı ve alkol tüketimi de teofilin klerensini artırabilir.
Aşağıdaki ilaçlar plazma teofilin konsantrasyonlarını artırabilir:
Simetidin, eritromisin, klaritromisin, siprofloksasin, norfloksasin, okspentifilin, izoniyazid, propranolol, allopurinol, oral kontraseptifler, meksiletin, propafenon, kalsiyum kanal blokörü, diltiazem, verapamil, disülfiram, interferon, metotreksat, zafirlukast, antasidler, karbimazol, troleandomisin, flukonazol, tiklopidin, nizatidin, pentoksifilin, ofloksasin, tiyabendazol, ranitidin, viloksazin hidroklorür ve grip aşısı. Teofilin ve fluvoksaminin eş zamanlı kullanımından genellikle kaçınılması gerekmektedir. Bunun mümkün olmadığı durumlarda, hastalar teofilin dozundan arındırılmalıdır ve plazma teofilin düzeyi yakından takip edilmelidir.
Diğer etkileşimler:
Ks an tini er
Teofilin ve pentoksifilin gibi diğer ksantin türevlerinin eş zamanlı kullanımı toksisite riski nedeniyle kontrendikedir.
Lityum
Teofilin ile birlikte kullanıldığında, lityumun atılımını artınr ve terapötik etkisi azalabilir.
Benzodiyazepin (Diazepam, flurazepam, lorazepam, midazolam):
Teofilin kullanan hastalarda istenen sedasyon düzeyini sağlamak için bu benzodiyazepinlerin daha yüksek dozda verilmesi gerekebilir. Bunların dozu azaltılmaksızm teofilin tedavisinin kesilmesi solunum depresyonuna neden olabilir.
Kinolonlar
Teofilin klerensini azaltarak serum teofilin düzeylerini artırabilir. Konvülsiyon riskini artırır.
Genel anestetikler
Ketamin ile konvülsiyon riskini arttırabilir. Teofilin, endojen katekolamin salimini artırır. Halotan, miyokardiyumun katekolaminlere duyarlılığını artırarak ventiküler aritmi riskini artınr.
Panküronyum
Teofilin, panküronyumun nöroblokaj etkisini azaltabilir.
Sempatomimetik ilaçlar
CARENA, efedrin veya diğer sempatomimetik ilaçlarla birlikte verildiği zaman toksik sineıjizm görülebilir.
Beta2-adrenerjik agonistler
Kardiyak aritmi riskinde artış görülebilir. (Hipokalemi de görülebilir)
Beta-blokörler
Beta-blokörlerin eş zamanlı uygulanması bronkodilatasyonun antagonize edilmesine neden olabilir.
Kardiyak glikozidler
Teofılinin miyokard üzerindeki doğrudan uyarıcı etkisi kardiyak glikozidlerin duyarlılığını ve toksik potansiyelini artırabilir.
Adenozin: Adenozinin anti-aritmik etkisi teofilin ile antagonize olur.
Lökotrien antagonistleri: Klinik çalışmalarda, teofilin eş zamanlı uygulanması zafirlukast plazma düzeylerinde yaklaşık % 30 oranında azalmaya yol açmış; ancak plazma teofilin düzeylerini etkilememiştir. Bununla birlikte, pazarlama sonrası gözlemler sırasında zafirlukast ile eş zamanlı uygulamada teofilin düzeylerinde artış nadiren bildirilmiştir.
Doksapram
Doksapram ile yapılan eş zamanlı uygulama merkezi sinir sistemi stimülasyonunu artırabilir.
Furosemid
Teofilin, furosemidin etkisini artırabilir.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler
Özel popülasyonlara ilişkin hiçbir etkileşim çalışması yapılmamıştır.
Pediyatrik popülasyon
Pediyatrik popülasyona ilişkin hiçbir etkileşim çalışması yapılmamıştır.
Serum ürik asit ölçümünde kullanılan yardımcı madde fosfotungustik asit ise, teofilin bu ölçümleri bozabilir. Ayrıca, üriner katekolamin, plazma serbest yağ asidi, serum bilirubin ve eritrosit sedimantasyon testlerinde yüksek değerlere neden olabilir.
4.6. gebelik ve laktasyon
Genel tavsiye
Gebelik kategorisi:
Gebelik kategorisi, C’dir.
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlarda ve doğum kontrolü uygulayanlarda ilacın kullanımı yönünden bir öneri bulunmamaktadır.
Teofılinin gebe kadınlarda kullanımına ilişkin yeterli ve kontrollü çalışmalar yoktur.
Teofilin plasenta engelini geçip, doğum esnasında fetal taşikardiye neden olabileceğinden, hamilelerde, CARENA özellikle doğumdan kısa bir süre önce, kesinlikle gerekli olmadıkça kullanılmamalıdır.
Teofilin anne sütüne geçer. Emziren annelerde teofilin dikkatle kullanılmalıdır. Emziren anneler bebekte ortaya çıkabilecek istenmeyen etkiler konusunda uyarılmalıdır.
Üreme yeteneği üzerindeki etkisi için bölüm 5.3’e bakınız.
4.7. araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
Araç ve makine kullanımı üzerinde bilinen bir etkisi yoktur.
4.8. i̇stenmeyen etkiler
Yüksek dozlarda ve ani i.v. uygulamada görülen yan etkiler aşağıda sıralanmıştır, ancak bu etkiler geçici olup dozun azaltılması ile kaybolur. Advers reaksiyonların sıklığı; çok yaygın (>1/10); yaygın (>1/100, < 1/10); yaygın olmayan (>1/1.000, < 1/100); seyrek (> 1/10.000, 1/1.000); çok seyrek (< 1/10.000), sıklığı bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor) olarak tanımlanmıştır.
Sıklığı bilinmiyor:
Aşın duyarlılık reaksiyonları (ayrıca Bkz. Deri ve deri altı doku hastalıkları).
Sıklığı bilinmiyor:
Huzursuzluk, havale, başağnsı, uykusuzluk, baş dönmesi, konfüzyon, merkezi sinir sistemi stimülasyonu, anksiyete, vertigo/baş dönmesi, tremor. Daha yüksek dozlar manik davranışlarına, deliryuma ve konvülsiyonlara yol açabilir.
Sıklığı bilinmiyor:
Göz rahatsızlığı
Sıklığı bilinmiyor:
Taşikardi, ekstrasistoller, palpitasyon, kardiyak aritmi
Sıklığı bilinmiyor:
Hipotansiyon
Sıklığı bilinmiyor:
Hiperventilasyon
Sıklığı bilinmiyor:
Bulantı, kusma, gastrik iritasyon, karın ağrısı, diyare, gastro-özofageal reflü, gastrointestinal kanama.
Sıklığı bilinmiyor:
Deri kızarıklıkları, ürtiker, makülo-papüler döküntü, eritem, kaşıntı, ürtiker, eksfolyatif dermatit.
Sıklığı bilinmiyor:
Anoreksi ve aşırı derecede susuzluk hissi
întramüsküler enjeksiyonlar ağrılıdır; ağrı birkaç saat sürebilir.
Daha yüksek dozlar hipertermiye neden olabilir.
Özellikle enjeksiyon çok hızlı yapıldığında intravenöz enjeksiyon sonrasında hipotansiyon, aritmiler ve konvülsiyonlar gözlenebilir ve ani ölümler bildirilmiştir. Ağır toksisite, öncesinde daha hafif semptomlar olmaksızın meydana gelebilir (ayrıca bkz. Bölüm 4.9 Doz aşımı)
4.9. doz aşımı ve tedavisi
Spesifik antidotu yoktur, destekleyici ve semptomatik tedavi uygulanır.
Semptomlar: “İstenmeyen etkiler” bölümünde anlatılan semptomlara ek olarak diürez, deliryum, taşipne, aritmi, elektrolit bozuklukları ve koma görülebilir.
Teofılin etilendiamin düşük bir terapötik indekse sahiptir. Teofılin toksisitesi en büyük olasılıkla serum konsantrasyonları 20 mikrogram/ml’yi aştığında meydana gelmektedir ve daha yüksek serum konsantrasyonlarında kademeli olarak daha ağır hale gelmektedir.
Erişkinlerde ölüm olayları; renal, hepatik veya kardiyovasküler komplikasyonları olan hastalarda büyük dozlarda yapılan IV teofılin etilendiamin uygulaması boyunca veya enjeksiyon hızla verildiğinde meydana gelmiştir.
Hipoksi, ateş ve sempatomimetik ilaç uygulaması olmayan durumlarda gözlenen taşikardi teofılin toksisitesinin göstergesi olabilir. Anoreksi, bulantı (daha az sıklıkla kusma), diyare, uykusuzluk, irritabilite, huzursuzluk ve baş ağrısı yaygın olarak meydana gelmektedir. Ajitasyon ve halüsinasyonlar meydana gelebilir. Hastalar aşırı susama, hafif ateş, göz bebeklerinde dilatasyon, kulak çınlaması, palpitasyonlar, aritmiler, hematemez, albüminüri, hiperglisemi, hipertermi ve metabolik asidoz yaşayabilir. Supraventiküler ve ventriküler aritmiler ve hipotansiyon meydana gelebilir. Nöbetler, öncesinde toksisite semptomları göstermeden bile meydana gelebilir ve çoğunlukla ölümle sonuçlanır. Yoğun hipokalemi hızlıca gelişebilir.
Tedavi:
1. İlaç hemen kesilmeli
2. Hipotansiyon, dehidrasyon ve başta hipokalemi olmak üzere metabolik bozukluklar düzeltilmeli
3. Hasta kardiyak monitöre bağlanmalı, aritmiler takip edilmeli ve gereğinde uygun bir antiaritmik ilaç uygulanmalı
4. Oksijen inhalasyonu yaptırılmalı
5. Konvülsiyonlar bir antikonvülsan ilaç ile kontrol altına alınmalı
6. Ağır teofilin intoksikasyonunda (örneğin altı aylıktan küçük bebeklerde veya yaşlılarda plazma düzeyi 40 pg/ml’den daha yüksekse) aktif kömür ile hemoperfuzyon düşünülmelidir.
7. Analeptik ajanlar, diüretik kullanılmamalıdır.
Hastanın astımı olmadığı sürece, taşikardinin, hipokaleminin ve hiperkalseminin düzeltilmesi için intravenöz yolla propanolol uygulanabilir.
Genelde, teofilin hızla metabolize edilir ve hemodiyaliz gerekmez. Konjestif kalp yetmezliği veya karaciğer hastalığı olan hastalarda, hemodiyaliz teofilin klerensini 2 kat gibi yüksek bir oranda artırabilir.
Plazma teofilin konsantrasyonu > 80 mg/L (akut) veya > 60 mg/L (kronik). Altı aylıktan küçük bebeklerde veya yaşlılarda, 40 mg/L’nin üzerinde teofilin konsantrasyonlarında kömür hemoperfüzyonu düşünülmelidir. Teofilin konsantrasyonundan ziyade klinik özellikler tedavi için en iyi kılavuzdur.
5. farmakoloji̇k özelli̇kler
5.1 farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grup: Obstrüktif Solunum Yolu Hastalıklarında Kullanılan Diğer Sistemik ilaçlar, Ksantinler
ATC kodu: R03DA05
CARENA fosfodiesteraz inhibitörüdür. Bronşiyal hava yolunun ve kan damarlarının, özellikle pulmoner damarların düz kaslarını genişletir. Ayrıca merkezi sinir sistemi (özellikle respiratuvar), kalp ve iskelet kasları (diyafram) üzerinde stimulan etki yapar. Terapötik etkisinin sonucunda solunum iyileşirken, kalp atım hızı, kalp debisi ve diürez artar.
Teofilin, reversibl obstrüksiyonlu hastaların solunum yollarında iki farklı etkiye sahiptir: düz kas gevşemesi (yani bronkodilatasyon) ve solunum yolunun uyarana verdiği yanıtın baskılanması (yani bronkodilatör olmayan proflaktik etkiler). Teofilinin etki mekanizmaları kesin olarak bilinmese de, hayvanlarda gerçekleştirilen deneyler bronkodilatasyona iki fosfodiesteraz izoziminin (PDE III ve, daha az olarak, PDE IV) inhibisyonunun aracılık ettiğini düşündürürken, bronkodilatör olmayan profilaktik etkiler muhtemelen PDE III inhibisyonu veya adenozin reseptörlerinin antagonizmasını içermeyen bir veya birden fazla moleküler mekanizma yoluyla gerçekleşmektedir.
Teofilin, diyafram kaslarının kasılma şiddetini artırmaktadır. Bu etki, adenozinin aracılık ettiği bir kanal yoluyla kalsiyum aliminin artmasına bağlı gibi görünmektedir.
Serum konsantrasyonu-Etki İlişkisi: 5–20 mikrogram/ml serum teofilin konsantrasyon aralığında bronkodilatasyon oluşmaktadır. Semptomların kontrolünde klinik açıdan önemli iyileşme sağlamak için çoğu çalışmada zirve serum teofilin konsantrasyonlarının 10 mikrogram/ml’den fazla olması gerektiği, ancak hastalığı hafif seyreden hastaların daha düşük dozlardan fayda sağlayabilecekleri saptanmıştır. 20 mikrogram/ml’den fazla serum teofilin konsantrasyonlarında, advers etkilerin hem sıklığı hem de şiddeti artmaktadır. Genel olarak, doruk serum teofilin konsantrasyonunun 10 ila 15 mikrogram/ml arasında tutulması, ilacın potansiyel terapötik faydasının en yüksek seviyede ortaya çıkmasını sağlarken ciddi advers olay riskini en aza indirmektedir.
Prematüre bebeklerde ve kalp yetmezliği, karaciğer fonksiyon bozukluğu, azalmış renal fonksiyonu ve solunum enfeksiyonu olan hastalarda, plazma klerensi azalır.
5.2. farmakokinetik özellikler
Emilim:
Terapötik serum seviyeleri 10 ile 20 mikrogram/ml’dir.
Dağılım:
Teofilinin görünür dağılım hacmi, ideal vücut ağırlığı temel alındığında, yaklaşık 0,45 1/kg’dır (0,3 – 0,7 1/kg aralığında). Teofilin sistemik dolaşıma girer girmez, yaklaşık % 40T plazma proteinine, özellikle albümine bağlanır. Azalmış protein bağlanmasına sahip hastalarda, bağlanmamış serum teofilin konsantrasyonunun ölçülmesi, toplam serum teofilin konsantrasyonunun ölçülmesinden daha güvenli bir dozaj ayarlama yöntemi ortaya koymaktadır. Genel olarak, bağlanmamış teofilin konsantrasyonları 6–12 mikrogram/ml aralığında tutulmalıdır.
Biyotransformasyon: Oral doz uygulamasının ardından, teofilin hiçbir ölçülebilir ilk-geçiş eliminasyonuna uğramaz. Yetişkinlerde ve bir yaşın üzerindeki çocuklarda, dozun yaklaşık % 90’1 karaciğerde metabolize edilir. Biyatransformasyon, 1-metilksantin ve 3-metilksantin demetilasyon ve 1,3 dimetilürik aside hidroksilleme yoluyla gerçekleşir. 1-metilksantin ardından ksantin oksidaz İle 1-metilürik aside hidroksillenir. Bir teofilin dozunun yaklaşık % 6’sı kafeine N-metile edilir.
Eliminasyon: Yeni doğanlarda, teofilin dozunun yaklaşık % 50’si değişmeden idrarla atılır. Üç aylık bebeklerde, teofilin dozunun yaklaşık %10’u, değişmeden idrarla atılır. Kalanı, esas olarak 1,3-dimetilürik asit (%35–40), 1-metilürik asit (%20–25) ve 3-metilksantin (%15–20) olarak idrarla atılır.
Doğrusalhk/Doğrusal olmayan durum:
Hastalarda teofılin metabolizmasının doza bağımlılığım önceden doğru bir şekilde kestirmek mümkün olmamakla birlikte, çok yüksek ilk klerens oranına sahip hastalarda (yani ortalama dozun üstünde düşük kararlı durum serum teofılin konsantrasyonları) dozaj değişimine yanıt olarak serum teofılin konsantrasyonunda büyük değişiklikler görülme olasılığı en yüksek düzeydedir.
Yaşlılarda:
Teofılin klerensi sağlıklı yaşlı yetişkinlerde (60 yaş üzeri), sağlıklı genç yetişkinlere kıyasla yaklaşık ortalama % 30 daha düşüktür. Yaşlı hastalarda doz değişiklikleri yapılırken çok dikkat edilmesi ve serum teofılin konsantrasyonlarının sıklıkla izlenmesi gerekmektedir.
Pediyatrik hastalarda:
Yeni doğanlarda teofilinin klerensi çok düşüktür. Teofilin klerensi bir yaşma gelindiğinde en üst seviyeye ulaşmakta, 9 yaşma kadar göreceli olarak sabit kalmakta ve sonrasında, yaklaşık 16 yaşma gelindiğinde yaklaşık % 50 kadar azalarak yetişkin değerlerine gerilemektedir.
Pediyatrik hastalarda dozaj seçimine dikkat edilmesi ve serum teofılin konsantrasyonlarının dikkatlice izlenmesi gerekmektedir.
Sigara kullananlar:
Teofilin klerensinin sigara içmeyen deneklere kıyasla, sigara kullanan gençlerde yaklaşık % 50, sigara kullanan yaşlılarda ise yaklaşık % 80 arttığı saptanmıştır. Pasif sigara içicilinin de teofilin klerensini % 50’ye kadar artırdığı belirlenmiştir. Sigarayı bırakan hastalarda doz değiştirilirken dikkat edilmeli ve serum teofilin konsantrasyonları sık olarak izlenmelidir (bkz; bölüm 4.4). Nikotin sakızı kullanımının teofilin klerensine hiçbir etkisinin olmadığı saptanmıştır.
Diğer:
Kalp yetmezliği, karaciğer fonksiyon bozukluğu, azalmış renal fonksiyonu ve solunum enfeksiyonu olan hastalarda plazma klerensi azalır.
5.3. klinik öncesi güvenlilik verileri
Karsinojenez, mutajenez ve fertilite bozukluğu:
Teofilin Ames salmonella, in vivo ve in vitro hücre genetiği, mikronükleus ve Çin hamsterı över test sistemlerinde çalışılmış ve genotoksik olduğu saptanmamıştır.
14 haftalık bir sürekli yetiştirme (breeding) çalışmasında, çiftleştirilen B6C3F1 fare çiftlerine 120, 270 ve 500 mg/kg oral dozlarında (mg/m2 bazında insan dozunun yaklaşık 1.0–3.0 misli) uygulandığında teofilin fertiliteyi bozmuş ve bu durum doğum başına canlı fare yavrusu sayısındaki düşüş, doğurgan çift başına ortalama yavru sayısındaki düşüş ve yüksek dozdaki gestasyon dönemindeki artış ile orta ve yüksek dozlarda canlı dünyaya gelen yavru oranındaki düşüşle de ispat edilmiştir. 13 haftalık toksisite çalışmalarında teofilin F344 sıçanlara ve B6C3F1 farelere 40–300 mg/kg’lık oral dozlarda (mg/m2 bazında insan dozunun yaklaşık 2.0 katı) uygulanmıştır. Yüksek dozda, her iki türde de, testiküler ağırlıkta düşüş de dahil, sistemik toksisite görülmüştür.
6. farmasöti̇k özelli̇kler
6.1. yardımcı maddelerin listesi
Enjeksiyonluk su
6.2. geçimsizlikler
Teofilin diğer ilaçlarla aynı şırıngada karıştırılmamalıdır. Birçok ilaç ile geçimsizliği vardır.
CARENA ampulün pH değerinin limitleri 8.6 ila 9.3 olup, bu pH değeri ürünün stabil olduğu değerdir.
6.3. raf ömrü
36 aydır.
6.4. saklamaya yönelik özel tedbirler
30°C’nin altındaki oda sıcaklığında saklanmalıdır.
6.5. ambalajın niteliği ve içeriği
Kahverengi cam ampul
6 × 10 mİ steril ampul
100 × 10 mİ ampul (hastane ambalajı)
6.6. beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
Özel bir talimat yoktur.
7. RUHSAT SAHİBÎ
Ad : Biofarma İlaç San.Ve Tic. A.Ş.
Adres: Akpınar Mah. Osmangazi Cad. No: 156
Sancaktepe/İstanbul
Telefon: (0216) 398 10 63 – 4 hat
Faks: (0216)419 27 80
8. ruhsat numarasi
196/91
9. ÎLK RUHSAT TARİHÎ/RUHSAT YENİLEME TARİHÎ
İlk ruhsat tarihi: 18.05.2001
Ruhsat yenileme tarihi: