KISA ÜRÜN BİLGİSİ - CALBICOR 3.125 MG TABLET
1. beşeri̇ tibbi̇ ürünün adi
CALBİCOR 3.125 mg tablet
2. KALIT ATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM
Bir tablette, 3.125 mg karvedilol bulunur.
Laktoz monohidrat (63,609 mg)
Sodyum lauril sülfat (1 mg)
Kroskarmellos sodyum (2,25 mg)
Yardımcı maddeler için bkz. 6.1.
3. farmasöti̇k form
Tablet.
Açık pembe renkli, yuvarlak, hafif bombeli, bir tarafı çentikli, diğer tarafında C1 logosu bulunan tabletler.
4. kli̇ni̇k özelli̇kler
4.1. terapötik endikasyonlar
Hipertansiyon
Karvedilol, esansiyel hipertansiyon tedavisinde endikedir. Tek başına ya da diğer antihipertansif ajanlarla (kalsiyum kanal blokörleri ve diüretikler; özellikle tiyazid diüretikleri) birlikte kullanılabilir.
Koroner kalp hastalığı
Stabil anj inanın profilaktik tedavisi için kullanılır.
Kronik kalp yetmezliği
Karvedilol, stabil, hafif, orta ve ağır kronik kalp yetmezliği tedavisinde endikedir. Genellikle Anjiyotensin Dönüştürücü Enzim (ADE) inhibitörleri, diüretikler ve opsiyonel olarak dijitallerle (standart tedavi) birlikte kullanılır.
4.2. pozoloji ve uygulama şeklikarvedilol tedavisi uzun süreli bir terapidir.
Tedavi birdenbire kesilmemeli ve kesileceği zaman haftalar içinde gittikçe azaltılarak kesilmelidir. Bu durum özellikle aynı zamanda koroner arter hastalığı olan hastalar için önemlidir.
Doktor tarafından başka şekilde tavsiye edilmediği takdirde;
Esansiyel hipertansiyon:
Tedavinin başlangıcında ilk 2 gün için önerilen doz günde bir kez 12.5 mg’dır. Bundan sonrası için önerilen doz günde bir kez 25 mg’dır. Gerekirse doz, en az 2 haftalık aralıklarla artırılarak günde bir kez ya da ikiye bölünerek günlük maksimum doz olan 50 mg’a çıkarılabilir.
Koroner kalp hastalığı:
Tedavinin başlangıcında ilk 2 gün için önerilen doz günde iki kez 12.5 mg’dır. Bundan sonrası için önerilen doz günde iki kez 25 mg’dır. Gerekirse doz, en az 2 haftalık aralıklarla artırılarak günlük maksimum doz olan 100 mg’a çıkarılabilir (günde iki kez).
Semptomatik, stabil, kronik kalp yetmezliği:
Dozaj kişiye göre ayarlanmalı ve dozun artırılması sırasında bir doktor tarafından yakından izlenmelidir. Dijital, diüretik ve Anjiyotensin Dönüştürücü Enzim (ADE) inhibitörleri kullanan hastalarda karvedilol tedavisine başlamadan Önce bu ilaçların dozları stabilize edilmelidir.
Tedavi başlangıcında önerilen doz, 2 hafta boyunca günde iki kez 3.125 mg’dır. Bu doz tolere ediliyorsa doz, en az iki haftalık aralıklarla önce günde iki kez 6.25 mg, sonra günde iki kez 12.5 mg ve sonra da günde iki kez 25 mg’a çıkarılabilir. Doz, hastanın tolere edebildiği en yüksek düzeye kadar artırılmalıdır.
Hafif, orta ya da ağır kronik kalp yetmezliği olan 85 kilogramın altındaki hastalarda önerilen maksimum doz günde iki kez 25 mg’dır. Hafif ya da orta şiddette kalp yetmezliği olan 85 kilogramın üzerindeki hastalarda önerilen maksimum doz ise günde iki kez 50 mg’dır.
Her doz artırımından önce hasta, ağırlaşan kalp yetmezliği ya da vazodilatasyon semptomları açısından bir doktor tarafından değerlendirilmelidir. Kalp yetmezliğinde geçici kötüleşme veya sıvı retansiyonu diüretik dozu artırılarak tedavi edilmelidir; nadiren karvedilolün dozunu azaltmak ya da geçici olarak karvedilol tedavisini durdurmak gerekebilir. Karvedilol tedavisine bir haftadan uzun bir süre ara verilmişse, tedaviye günde iki kez daha düşük dozla başlanması ve yukarıda belirtilen doz artırımının uygulanması önerilir. Karvedilol tedavisine iki haftadan uzun bir süre ara verilmişse, tedaviye günde iki kez 3.125 mg ile başlanması ve yukarıda belirtilen doz artırımının uygulanması önerilir.
Vazodilatasyon semptomlarının tedavisinde başlangıç olarak, diüretiklerin dozu azaltılmalıdır. Semptomlar devam ederse, ADE inhibitörü (eğer kullanılıyorsa) dozu düşürülebilir, bunun devamında da gerekirse karvedilol dozu azaltılabilir. Bu şartlar altında, ağırlaşan kalp yetmezliği ya da vazodilatasyon semptomları stabilize oluncaya kadar karvedilol dozu artınlmamalıdır.
Tablet su ile alınmalıdır. Kronik kalp yetmezliği hastalarında CALBİCOR yiyecekle birlikte verilmelidir.
Değişik derecelerde böbrek disfonksiyonu (böbrek yetmezliği dahil) olan hastalarla ilgili mevcut farmakokinetik verilere göre, orta ve ağır şiddette böbrek yetmezliği olan hastalarda karvedilol doz şemasında değişiklik önerilmez.
Karvedilol, karaciğer disfonksiyonu klinik olarak belirgin olan hastalarda kontrendikedir.
Çocuklarda (<18 yaş) güvenliliği ve etkililiği değerlendirilmemiştir.
Semptomatik kronik kalp yetmezliği: özel kulanım gerektirmez.
Hipertansiyon: Başlangıç dozu olarak günlük 12.5 mg önerilir. Bu bazı olgularda tatminkar kontrol sağlar. Yanıt yetersiz olduğunda, doz günde bir kez ya da bölünmüş dozlarda günlük en fazla 50 mg’a çıkarılabilir.
Anjina: Önerilen en yüksek günlük doz bölünmüş olarak verilen 50 mg’dır.
43. kontrendikasyonlar
Karvedilol, aşağıdaki hastalarda kullanılmamalıdır:
– Karvedilol veya ilacın içerdiği diğer yardımcı bileşenlere aşın duyarlılık
– Stabil olmayan/dekompanse kalp yetmezliği
– Klinik olarak belirgin karaciğer disfonksiyonu
– Önemli ölçüde sıvı tutulumu olan hastalar
Diğer p-blokörlerle olduğu gibi, karvedilol şu hastalarda kullanılmamalıdır:
– 2. ve 3. derece AV bloğu (kalıcı pacemaker yerleştirilmediyse)
– Ağır bradikardi (< 50 atım/dakika)
– Hasta sinüs sendromu (sino-atriyal blok dahil)
– Ağır hipotansiyon (sistolik kan basıncı < 85 mmHg)
– Kardiyojenik şok,
– Bronkospazm ya da astım öyküsü olan hastalar
– Metabolik asidoz
4.4. özel kullanım uyarıları ve önlemleri
CALBİCOR’un içeriğinde laktoz vardır. Nadir kalıtımsal galaktoz intoleransı, Lapp laktoz yetmezliği ya da glukoz-galaktoz malabsorpsiyon problemi olan hastaların bu ilacı kullanmamaları gerekir.
CALBİCOR her dozunda 1 mmol (23 mg)’dan daha az sodyum içerir; yani esasında “sodyum içermez”. Sodyum miktarına bağlı herhangi bir olumsuz etki beklenmez.
Kronik konjestif kalp yetmezliği: Konjestif kalp yetmezliği olan hastalarda, karvedilolün doz artırımı sırasında kalp yetmezliğinde kötüleşme ya da sıvı retansiyonu görülebilir. Bu durumda, diüretikler artırılmalı, klinik denge oluşuncaya kadar karvedilol dozu artınlmamalıdır. Bazen karvedilol dozunu azaltmak ya da nadir olarak ilacın kullanımını geçici olarak durdurmak da gerekebilir. Bu tür dönemler, karvedilolün sonradan başarıyla uygulanmasını engellemez. Her İki ilacın da AV iletiyi yavaşlatması nedeniyle, karvedilol dijital glikozidleri ile kombine olarak kullanıldığında dikkat edilmelidir.
Konjestif kalp yetmezliğinde böbrek fonksiyonu: Konjestif kalp yetmezliği ile birlikte düşük kan basıncı (sistolik KB <100 mm Hg), iskemik kalp hastalığı ve yaygın damar hastalığı ve/veya altta yatan böbrek yetmezliği olan hastalarda karvedilol tedavisiyle renal fonksiyonlarda geri dönüşlü kötüleşme saptanmıştır. Bu risk faktörlerini taşıyan konjestif kalp yetmezliği hastalarında, dozun arttırılması sırasında böbrek fonksiyonları izlenmeli ve böbrek yetmezliğinin kötüleşmesi durumunda doz azaltılmalı ya da ilaç kesilmelidir.
Kronik obstrüktif akciğer hastalığı: Bronkospazm gözlenen kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) bulunan ve oral ya da inhalasyon yolu ile ilaç almayan hastalarda karvedilol ancak potansiyel yarar potansiyel riskten daha fazlaysa kullanılmalıdır. Bronkospazm eğilimi olan hastalarda, solunum yolundaki olası bir direnç artışı nedeniyle solunum distresi gözlenebilir. Karvedilole başlangıç aşamasında ve doz artırımı sırasında hastalar yakından izlenmeli ve tedavi sırasında bronkospazm görülürse karvedilol dozu azaltılmalıdır.
Diyabet: Akut hipogliseminin erken belirti ve semptomlarının maskelenebilmesi ya da azalabilmesi nedeniyle diabetes mellitus hastalarında karvedilol kullanımında dikkatli olunmalıdır. Kronik kalp yetmezliği bulunan diyabetli hastalarda, karvedilol kullanımı kan glukozunun kontrolünü güçleştirebilir. İlacın p-blokör özellikleri nedeniyle latent diabetes mellitus belirginleşebilir, belirgin diyabet kötüleşebilir ve kan glukoz regülasyonu bozulabilir. Periferik damar ZıostaZzğrp-blokörler arteriyel yetmezlik semptomlarım hızlandırabileceği ya da şiddetlendirebileceğinden, periferik damar hastalığı olanlarda karvedilol dikkatli kullanılmalıdır.
Raynaud fenomeni: Periferik dolaşım bozukluğu olan hastalarda semptomlar şiddetlenebileceğinden karvedilol dikkatli kullanılmalıdır.
Tirotoksikoz: p-blokör özelliği olan diğer ajanlarda olduğu gibi karvedilol de tirotoksikoz semptomlarını gizleyebilir.
Anestezi ve genel cerrahi: Genel cerrahi uygulanan hastalarda, karvedilol ve anestezik ilaçların sineıjistik negatif inotrop etkileri nedeniyle dikkatli olunmalıdır.
Bradikardi: Karvedilol, bradikardiye neden olabilir. Nabız dakikada 55 atımın altına düşerse karvedilol dozu azaltılmalıdır.
Aşırı duyarlılık: p-blokörlerin aleıjenlere duyarlılığı ve anaflaktik reaksiyonların derecesini artırabilmesi nedeniyle ciddi aşın duyarlılık reaksiyonu Öyküsü olan ve desensitizasyon (duyarsızlaştırma) tedavisi uygulanan hastalarda karvedilol dikkatle kullanılmalıdır.
Psoriazis: p-blokörlerle tedaviye bağlı psöriyazis öyküsü olan hastalarda karvedilol ancak yarar-risk tablosu dikkate alınarak kullanılmalıdır.
Kalsiyum kanal blokörleriyle birlikte kullanım: Verapamil ya da diltiazem türü kalsiyum kanal blokörleriyle veya diğer antiaritmik ilaçlarla birlikte karvedilol tedavisi uygulanan hastalarda, EKG ve kan basıncının dikkatle izlenmesi gerekir.
Feokromositoma: Feokromositomalı hastalarda, p-blokör kullanılmadan önce bir a-blokör uygulamasına başlanmalıdır. Karvedilol, hem a-blokör, hem p-blokör farmakolojik aktivite göstermesine rağmen, bu koşullarda kullanımıyla ilgili deneyim yoktur. Bu nedenle, feokromositomadan kuşkulanılan hastalarda karvedilol uygulamasında dikkatli olunmalıdır. Prinzmetal varyant anjina: Prinzmetal varyant anjinası bulunan hastalarda non-selektif p-blokör aktivite göğüs ağrısına neden olabilir. Karvedilolün a-blokör aktivitesi bu tür semptomları önleyebilse de, böyle hastalarda karvedilol kullanımıyla ilgili klinik deneyim yoktur. Yine de, Prinzmetal varyant anjinasından şüphelenilen hastalarda karvedilol dikkatle kullanılmalıdır.
Kontakt lens: Kontakt lens kullananlar gözyaşmda azalma riskini göz önünde bulundurmalıdır.
Kesilme sendromu: Özellikle iskemik kalp hastalığı olanlarda, karvedilol tedavisi birdenbire kesilmemelidir. Bu hastalarda karvedilolün kesilmesi aşamalı olmalıdır (2 haftalık süre içinde).
Semptomatik hipotansiyon ve senkop görülebilir.
4.5. diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
Farmakokinetik etkileşmeler:
Karvedilol, P-glikoproteinin substratı olmanın yanı sıra aynı zamanda inhibitörüdür. Bu nedenle, P-glikoprotein ile taşınan ilaçların biyoyararlanımı, birlikte alman karvedilol ile artabilir. Buna ek olarak, karvedilolün biyoyararlanımı, P-glikoproteinin indükleyİcileri veya inhibitörleri ile değiştirilebilir.
CYP2D6 ve CYP2C9 inhibitörlerinin yanı sıra indükleyİcileri de sistemik ve/veya presistemik karvedilol metabolizmasını stereoseçici olarak değiştirebilir ve bu da R ve S-karvedilolün artmış veya azalmış plazma konsantrasyonlarına yol açar. Hastalarda veya sağlıklı deneklerde gözlemlenen bazı örnekler aşağıda liste halinde verilmiştir ancak liste ayrıntılı değildir.
Digoksin: Digoksin ve karvedilolün birlikte uygulanmasında digoksinin konsantrasyonları %15 kadar artar. Hem karvedilol hem de kalp glikozidleri AV iletimini yavaşlatır. Karvedilole başlandığında, doz ayarlandığında ya da tedavi kesildiğinde digoksin düzeylerinin daha dikkatle izlenmesi önerilir.
însülin ve oral hipoglisemik ilaçlar: p-blokör etkili ilaçlar, insülin ve oral hipoglisemiklerin kan şekerini düşürücü etkisini artırabilirler. Hipoglisemi belirtileri maskelenebilir veya azalabilir (özellikle taşikardi). Bu nedenle insülin ya da oral hipoglisemik kullanan hastaların kan glukozunun düzenli olarak izlenmesi önerilir.
Karaciğer metabolizması indükleyicİ ve inhibitörleri (CYP2D6 ve CYP2C9): Rifampisin karvedilol plazma konsantrasyonlarım yaklaşık %70 azaltır. Simetidin EAA’ı yaklaşık %30 artırır fakat maksimum konsantrasyon (Cnıaks)’da değişikliğe yol açmaz.
Rifampisin gibi karma fonksiyonlu oksidaz indükleyici alan hastalarda karvedilolün serum düzeyleri azalabileceğinden ve simetidin gibi karma fonksiyonlu İnhibitörleri alanların serum düzeyleri artabileceğinden bu hastalar dikkatle izlenmelidir.
Simetidinin karvedilol düzeyleri üzerindeki etkisi düşük olduğundan herhangi bir klinik etkileşme olasılığı minimumdur.
Katekolamin-deplesyonuna neden olan ilaçlar: p-blokör özellikleri olan ilaçlarla birlikte katekolamin deplesyonuna neden olan bir ilaç (ör. rezerpin ve/veya monoamin oksidaz inhibitörleri) alan hastalar hipotansiyon ve/veya şiddetli bradikardi belirtileri açısından yakından izlenmelidir.
Siklosporin: Kronik vasküler rejeksiyon görülen 21 böbrek transplant hastası üzerinde karvedilol tedavisi sonrası ortalama siklosporin konsantrasyonlarında hafif artışlar gözlenmiştir. Hastaların yaklaşık %30’unda, siklosporin konsantrasyonlarını terapötik aralıkta tutmak amacıyla siklosporin dozunun azaltılması gerekirken diğer hastalarda herhangi bir ayarlama gerekmemiştir. Ortalamada, bu hastalarda siklosporinin dozu yaklaşık %20 azaltılmıştır. Gereken doz ayarlamasının kişiden kişiye geniş ölçüde değişkenlik göstermesi nedeniyle, siklosporin konsantrasyonlarının karvedilol tedavisine başlanmasından sonra yakından izlenmesi ve siklosporin dozunun uygun şekilde ayarlanması önerilir.
Verapamil, diltiazem ve diğer antiaritmikler: Karvedilolle kombinasyon halinde AV iletim bozuklukları riskini artırabilirler (Bkz. Kullanım İçin Özel Uyanlar ve Özel Önlemler).
Fluoksetin: Kalp yetmezliği olan 10 hastada gerçekleştirilen randomize, çapraz geçişli çalışmada, güçlü bir CYP2D6 inhibitörü olan fluoksetinin birlikte uygulanması, ortalama R(+) enantiomer AUC’sinde %77 artış ile karvedilol metabolizmasının stereoseçici inhibisyonu ile sonuçlanmıştır. Ancak, tedavi edilen gruplar arasında advers etkiler, kan basıncı veya kalp atım hızı açısından hiçbir fark gözlenmemiştir.
Farmakodinamik etkileşmeler:
Klonidin: Klonidinin p-blokör ilaçlarla birlikte uygulanması kan basıncım ve kalp atım hızını düşürücü etkilerini potansiyalize edebilir. Klonidinin p-blokör ilaçlarla birlikte uygulandığı tedavi sonlandırılmak istendiğinde, p-blokör ajan önce kesilmelidir. Klonidin tedavisi birkaç gün sonra doz kademeli olarak düşürülerek kesilebilir.
Kalsiyum kanal blokörleri: (Bkz. Kullanım İçin Özel Uyarılar ve Özel Önlemler) Karvedilol ve diltiazem birlikte oral yolla uygulandığında izole olgularda ileti bozukluğu (nadiren hemodinamik denge bozukluğu ile birlikte) gözlenmiştir, p-blokör aktivitesi olan diğer ilaçlarda olduğu gibi, verapamil ya da diltiazem türü kalsiyum kanal blokörleri oral yoldan karvedilolle birlikte uygulandığında, EKG ve kan basıncı dikkatle izlenmelidir.
p-blokör aktivitesi olan diğer ajanlarda olduğu gibi karvedilol, birlikte uygulanan antihipertansif etkili (örn. aı reseptör antagonistleri), ya da advers etki profilinin bir parçası da hipotansiyon olan ilaçların etkisini güçlendirebilir.
Anestezi sırasında karvedilol ve anestezik ilaçların sinerjistik negatif inotrop ve hipotansif etkilerine çok dikkat edilmesi gerekir.
NSAİ ilaçlar: Steroid yapıda olmayan antiinflamatuvar ilaçlar ile eş zamanlı kullanımı, kan basıncında artışa neden olabilir ve kan basıncı kontrolünü azaltabilir.
Çocuklarda (<18 yaş) güvenliliği ve etkililiği değerlendirilmemiştir.
4.6. gebelik ve laktasyongebelik kategorisi, c’dir. 2. ve 3. trimesterde d’dir.
Karvedilolun çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlardaki kullanımına ilişkin yeterli veri bulunmamaktadır.
Karvedilolun gebe kadınlarda kullanımına ilişkin yeterli veri bulunmamaktadır.
Hayvan çalışmaları gebelik, embriyonal/fötal gelişim, doğum ve postnatal gelişim üzerindeki etkisi açısından yetersizdir (bkz bölüm 5.3). İnsandaki potansiyel risk bilinmemektedir.
Beta blokörler, plasentanın perfiizyonunu azaltır; bu da, rahim içi fetüs ölümü ve immatür ve prematüre doğumlara neden olabilir. Buna ek olarak, fetüste ve yeni doğanda advers etkiler (özellikle hipoglisemi ve bradikardi) görülebilir. Doğum sonrası dönemde, kardiyak ve pulmoner komplikasyonlarda risk artışı olabilir. Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, karvedilol ile teratojenisite oluşumuna dair sübstantif kanıt sunmamıştır.
CALBİCOR gerekli olmadıkça gebelikte kullanılmamalıdır (beklenen yararlar potansiyel risklerden fazla ise).
Karvedilolün insanda süte geçip geçmediği bilinmemektedir. Hayvan çalışmaları karvedilol ve metabolitlerinin süte geçtiğini göstermiştir. Emzirmenin ya da CALBİCOR tedavisinin kesilip kesilmeyeceği karan, emzirmenin çocuk için yararı ile CALBİCOR tedavisinin kadın için yaran dikkate alınarak verilmelidir.
Veri bulunmamaktadır.
4.7. araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
Karvedilolün hastaların araç ya da makine kullanma yeteneği üzerindeki etkisi konusunda hiçbir çalışma yapılmamıştır. Kişiden kişiye değişiklik gösteren reaksiyonlar (baş dönmesi, yorgunluk) nedeniyle araç ve makine kullanma ya da yardımsız çalışma yeteneği bozulabilir. Bu durum özellikle tedavinin başlangıcı, doz artımı sonrası, ilaç değişimi ve birlikte alkol kullanıldığı zamanlar için geçerlidir.
4.8. i̇stenmeyen etkiler
Çok yaygın (>1/10); yaygın (>1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (>1/1.000 ila <1/100); seyrek (>1/10.000 ila <1/1.000); çok seyrek (<1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).
Yaygın: Bronşit, pnömoni, üst solunum yolu enfeksiyonu, üriner sistem enfeksiyonu
Yaygın: Anemi
Seyrek: Trombositopeni
Çok seyrek: Lökopeni
Çok seyrek: Hipersensitivite (alerjik reaksiyon)
Yaygın: Kilo artışı, hiperkolesterolemi, önceden diyabeti olan hastalarda bozulmuş kan glikoz kontrolü (hiperglisemi, hipoglisemi)
Yaygın: Depresyon, depresif duygudurum
Yaygın olmayan: Uyku bozuklukları
Çok yaygın: Baş dönmesi, baş ağrısı
Yaygın olmayan: Presenkop, senkop, parestezi
Yaygın: Görme bozuklukları, göz salgısında azalma (göz kuruması), göz iritasyonu
Çok yaygm: Kardiyak yetmezlik
Yaygın: Bradikardi, ödem (generalize, periferal, bağımlı ve genital ödem, bacaklarda ödem dahil), hipervolemi, aşırı sıvı yüklenmesi
Yaygın olmayan: Atriyo-ventriküler blok (AV blok), anjina pektoris
Çok yaygın: Hipotansiyon
Yaygın: Ortostatik hipotansiyon, periferal dolaşım bozuklukları (soğuk ekstremiteler, periferik damar hastalığı, aralıklı topallama alevlenmesi ve Reynaud fenomeni)
Yaygın: Dispne, pulmoner ödem, predispoze hastalarda astım
Seyrek: Nazal konjesyon, hırıltı ve grip benzeri semptomlar
Yaygın: Bulantı, ishal, kusma, dispepsi, karın ağrısı
Yaygın olmayan: Konstipasyon
Seyrek: Ağız kuruluğu
Çok seyrek: Alanin aminotransferaz (ALT), Aspartat aminotransferaz (AST) ve gama glutamiltransferaz (GGT) değerlerinde yükselme
Yaygın olmayan: Deri reaksiyonları (alerjik ekzantem, dermatit, terlemenin artması, ürtiker, kaşıntı, psoriatik ve liken-planus benzeri deri lezyonları) alopesi
Yaygın: Ekstremitelerde ağrı
Yaygın: Böbrek yetmezliği ve yaygın damar hastalığı ve / veya altta yatan böbrek yetmezliği olan hastalarda, böbrek fonksiyon bozuklukları, işeme bozuklukları
Çok seyrek: Kadınlarda idrar tutamama
Üreme sistemi ve meme hastalıkları
Yaygın olmayan: Erektil disfonksiyon
Çok yaygın: Asteni (yorgunluk)
Yaygın: Ağn
4.9. doz aşımı ve tedavisi
İntoksikasyon semptomları
Doz aşımı durumunda ağır hipotansiyon, bradikardi, kalp yetmezliği, kardiyojenik şok ve kalp durması görülebilir. Ayrıca solunum problemleri, bronkospazm, kusma, bilinç bozukluğu ve jeneralize nöbetler de görülebilir.
İntoksikasyon tedavisi: Genel prosedürlerin yamsıra, gerekirse yoğun bakım şartlarında, yaşamsal parametreler izlenmeli ve düzeltilmelidir. Aşağıdaki destekleyici tedaviler de uygulanabilir:
Hasta yatar pozisyonda olmalıdır.
Atropin: 0,5–2 mg i.v. (aşırı bradikardi için).
Giukagon: başlangıçta 1–10 mg i.v., sonra uzun süreli infuzyon olarak 2–5 mg/saat (kardiyovasküler fonksiyonu desteklemek amacıyla).
Vücut ağırlığına ve etkilerine bağlı olarak kullanılabilecek sempatomimetikler: dobutamin, izoprenalin, orsiprenalin ya da adrenalin. Pozitif inotropik etki gerekiyorsa, milrinon gibi fosfodiesteraz inhibitörleri kullanılması düşünülmelidir.
İntoksikasyon profilinde periferik vazodilatasyon öne çıkıyorsa dolaşım koşullan sürekli izlenerek norfenefrin ya da noradrenalin verilebilir.
İlaca dirençli bradikardi durumunda “pacemaker” uygulanmalıdır.
Bronkospazm tedavisi: Bronkospazm durumunda, p-sempatomimetikler (aerosol veya i.v.) ya da aminofilin i.v. verilmelidir.
Nöbet tedavisi: Nöbetlerde, diazepam ya da klonazepamın yavaş i.v. enjeksiyonu önerilir.
Önemli not:
Şok semptomları görülen ağır intoksikasyonda, yeterince uzun bir süre destekleyici tedaviye devam edilmelidir, çünkü karvedilolün eliminasyon yarı ömrünün uzaması ve daha derin kompartmanlardan yeniden dağılımı beklenebilir. Destekleyici/antidot tedavisinin süresi aşın dozun şiddetine bağlıdır. Hastanın durumu stabilize olana kadar destekleyici tedavi sürdürülmelidir.
5. farmakoloji̇k özelli̇kler
5.1. farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grup: a ve p adreneıjik reseptör blokörü
ATC kodu: C07AG02
Karvedilol, al, pl ve p2 adreneıjik reseptör blokajı özelliği olan bir adreneıjik reseptör blokörüdür. Karvedilolün organ koruyucu etkileri olduğu gösterilmiştir. Karvedilol etkili bir antioksidandır ve reaktif oksijen radikallerini ortadan kaldırır. Karvedilol rasemiktir ve hem R(+), hem S(-) izomerlerinin al adreneıjik reseptör blokajı ve antioksidan özellikleri vardır. Karvedilolün insan damar düz kas hücreleri üzerine antiproliferatif etkisi vardır.
Yürütülen klinik çalışmalarda kronik karvedilol tedavisi süresince oksidatif streste çeşitli parametreler ölçülerek bir azalma olduğu gösterilmiştir.
p-adreneıjik reseptör blokaj özelliği, pl ve p2 adrenoseptörleri için non-selektif olup karvedilolün S(-) enantiomeriyle ilişkilidir. Karvedilolün intrinsik sempatomimetik aktivitesi yoktur ve propranolol gibi membram stabilize edici özelliklere sahiptir. Karvedilol, renin salıverilmesini azaltan p-blokör etkisiyle renin-anjiyotensin-aldosteron sistemini baskılar; dolayısıyla sıvı retansiyonu nadiren görülür.
Karvedilol, selektif al blokajı etkisine bağlı olarak periferik damar direncini azaltır.
Karvedilol bir al adrenoreseptör agonisti olan fenilefrinin neden olduğu kan basıncındaki artışı azaltırken anjiyotensin H’nin neden olduğu artışı azaltmaz.
Karvedilolün lipid profili üzerine olumsuz etkisi yoktur. Yüksek yoğunluklu lipoproteinlerle düşük yoğunluklu lipoproteinler arasındaki oran (HDL/LDL) korunur.
Etkinlik
Klinik çalışmalarda elde edilen sonuçlara göre:
Hipertansiyon
Karvedilol, hipertansif hastalarda p-blokör etkisi ile birlikte al aracılığıyla gerçekleşen vazodilatör etkisiyle kan basıncını düşürür, p-blokör ajanlarla gözlendiği gibi, kan basıncında sağlanan düşüşe, birlikte gözlenen total periferik direnç artışı eşlik etmez. Kalp hızı hafifçe düşer. Hipertansiyon hastalarında renal kan akımı ve renal fonksiyon korunur. Karvedilolün atım hacmini koruduğu ve total periferik direnci azalttığı gösterilmiştir. Böbrek, iskelet kası, önkol, bacak, deri, beyin veya karotid arterler dahil olmak üzere belirli organ ve damar yataklarına gelen kan miktarı karvedilol tarafından olumsuz etkilenmez. Ekstremitelerde soğukluk ve fiziksel aktivite sırasında erken yorgunluk görülme sıklığı azalmıştır. Karvedilolün hipertansiyon üzerindeki uzun süreli etkisi çift kör kontrollü çalışmalarda gösterilmiştir.
Koroner Kalp Hastalığı
Koroner kalp hastalığı olanlarda karvedilol, uzun süreli tedavi boyunca kalıcı anti-iskemik (total egzersiz zamanında, 1 mm ST segment depresyonuna kadar olan sürede ve anjinaya kadar olan sürede iyileşme) ve anti-anjinal etkiler göstermiştir. Akut hemodinamik çalışmalar karvedilolün anlamlı ölçüde miyokard oksijen ihtiyacını ve sempatik aşın aktiviteyi azalttığını göstermiştir. Aynca, karvedilol, miyokard Ön yük (pulmoner arter basıncı ve pulmoner kapiller wedge basıncı) ve ard yükü (total periferik direnç) azaltır.
Kronik Kalp Yetmezliği
Karvedilol, tüm nedenlere bağlı mortaliteyi ve kardiyovasküler nedenli hastane tedavisi ihtiyacım anlamlı oranda azaltır. Karvedilol, aynca ejeksiyon fraksiyonunu artınr. İskemik ya da iskemik kökenli olmayan kronik kalp yetmezliği hastalarının semptomlannı iyileştirir. Karvedilolün bu etkisi doza bağımlıdır.
5.2. farmakokinetik özellikleremilim:
Oral uygulama sonrasında, karvedilol hızla emilir. Sağlıklı gönüllülerde yaklaşık 1 saat sonra maksimum plazma konsantrasyonuna ulaşılır. İnsanlarda karvedilolün mutlak biyoyararlanımı, yaklaşık %25’tir.
Dağılım:
Karvedilol, yüksek oranda lipofilik bir bileşiktir; yaklaşık %98–99’u plazma proteinlerine bağlanır. Dağılım hacmi, yaklaşık 2 L/kg’dır.
Biyotransformasyon:
Karvedilolün büyük kısmı, esas olarak safrayla elimine edilen çeşitli metabolitlere dönüşür. Oral uygulamadan sonra ilk-geçiş etkisi ortalama %60–75 civarındadır. Karvedilol, büyük ölçüde karaciğerde metabolize olur ve temel reaksiyonlardan biri glukuronidasyondur. Fenol halkasının demetilasyon ve hidroksilasyonu ile p-reseptör blokörü aktivitesine sahip 3 metabolit ortaya çıkar. Klinik öncesi çalışmalara göre, 4’-hidroksifenol metaboliti karvedilolden 13 kat daha güçlü p-blokör etkiye sahiptir. Karvedilolle karşılaştırıldığında üç aktif metaboliti zayıf vazodilatör aktivite gösterir. İnsanda üç aktif metabolitin konsantrasyonları ana maddeden 10 kat daha düşüktür. Karvedilolün hidroksi-karbazol metabolitlerinden ikisi karvedilolden 30–80 kat daha güçlü olan aşın potent antioksidanlardır.
Eliminasyon:
Karvedilolün ortalama eliminasyon yan-ömrü, yaklaşık 6 saattir. Plazma klerensi, yaklaşık 500–700 ml/dak’dır. Ana atılım yolu feçesledir. Eliminasyon daha çok safra yoluyla olur. Küçük bir bölümü böbrekler yoluyla değişik metabolitler biçiminde elimine edilir.
Böbrek fonksiyon bozukluğu olan hastalar:
Karvedilol ile kronik tedavi sırasında otoregülatör kan akımı korunur ve glomerüler fıltrasyon değişmez.
Hipertansiyon ve böbrek yetmezliği olan hastalarda, plazma seviyesi-zaman eğrisi altındaki alan, eliminasyon yarı ömrü ve maksimum plazma konsantrasyonu önemli derecede değişmez. Değişmemiş haldeki ilacın renal atılımı renal yetersizlik hastalarında azalır; ancak farmakokinetik parametrelerdeki değişiklikler fazla değildir.
Yapılan çalışmalar, karvedilolün renal hipertansiyon hastalarında etkili bir ajan olduğunu göstermiştir. Aynı etkinlik, kronik böbrek bozukluğu olan veya hemodiyaliz altındaki veya renal transplantasyon sonrası hastalar için de geçerlidir. Karvedilol kan basıncında gerek diyaliz günlerinde gerekse diyaliz olmayan günlerde kademeli bir düşüşe yol açar ve kan basıncım düşürme etkisi renal fonksiyonları normal olan hastalarda gözlenenle karşılaştırılabilir düzeydedir. Karvedilol, muhtemelen plazma proteinlerine yüksek derecede bağlanması nedeniyle diyaliz membranını geçemediğinden diyaliz sırasında elimine olmaz.
Hemodiyaliz uygulanan hastalar üzerinde gerçekleştirilen karşılaştırmalı çalışmalardan elde edilen sonuçlara dayanarak karvedilolün kalsiyum kanalı blokörlerinden daha etkili olduğu ve daha iyi tolere edildiği sonucuna varılmıştır.
Karaciğer yetmezliği olan hastalar:
Karaciğer sirozu hastalarında, İlacın sistemik yararlanımı ilk geçiş etkisindeki azalmadan dolayı %80’e kadar bir artış göstermiştir. Bu yüzden, karvedilol klinik olarak belirgin karaciğer yetmezliği olan hastalarda kontrendikedir (Bkz. Kontrendikasyonlar).
Gerivatrik kullanım:
Karvedilolün hipertansif hastalardaki farmakokinetiği yaştan etkilenmez. Yaşlı hipertansif hastalarda yapılan bir çalışma, advers olay profilinde bir fark olmadığım göstermiştir. Koroner kalp hastalığı olan yaşlı hastaların katıldığı bir başka çalışma, bildirilen advers olaylarda bir fark göstermemiştir.
Pediyatrik kullanım:
18 yaş altı kişilerde farmakokinetiği hakkında veri sınırlıdır.
Diyabetik hastalar:
İnsüline bağımlı olmayan diyabetli hipertansiyon hastalarında karvedilolün açlık veya post-prandiyal kan glukoz konsantrasyonu, glikozillenmiş hemoglobin Aı veya antidiyabetik ajanların doz değişimi ihtiyacı üzerinde bir etkisi görülmemiştir.
İnsüline bağımlı olmayan diyabet hastalarında karvedilolün glukoz tolerans testi üzerinde istatistiksel açıdan önemli bir etkisi olmamıştır. İnsülin duyarlılığı azalmış olan hipertansif, diyabetik olmayan hastalarda (Sendrom X) , karvedilol insülin duyarlılığım iyileştirmiştir. Aynı sonuçlar insüline bağımlı olmayan diyabetli hipertansiyon hastalarında da bulunmuştur.
5.3. klinik öncesi güvenlilik verileri
Sıçan ve fareler üzerinde yapılan karsinojenite çalışmalarında, sırasıyla 75 mg/kg/gün ve 200 mg/kg/gün’e kadar dozlar uygulanmış (insanlar için tavsiye edilen maksimum dozun [MHRD] 38 ile 100 katı), karvedilolün karsinojenik etkisi gözlenmemiştir.
Memeliler ve memeli olmayanlarda gerçekleştirilen in vivo ve in vitro testlerde karvedilol mutajenik değildir.
Karvedilolün hamilelikte toksik olan dozlarda (MHRD >200 mg/kg, >100 katı) uygulanması, fertilite bozukluklarına (zayıf çiftleşme, korpora luteada, döllenmede ve embriyonik cevapta azalma) neden olmuştur. >60 mg/kg dozlar (MHRD’nin >30 katı), yavruların fiziksel büyümesi/gelişmesinde gecikmelere neden olmuştur. Embriotoksisite (döllenme sonrası ölümlerde artış) görülmüş, ancak sırasıyla 200 mg/kg ve 75 mg/kg dozlarda (insanlar için tavsiye edilen maksimum dozun [MHRD] 38 ila 100 katı), ilaç uygulanan sıçan ve tavşanlarda malformasyon görülmemiştir. Tüm preklinik emniyet bilgilerinin bir özeti Ekim 1999’dan Mart 2000’e kadar olan uzman raporlarında bulunabilir.
6. farmasöti̇k özelli̇kler
6.1. yardımcı maddelerin listesi
Laktoz monohidrat, spray dried
Mısır Nişastası
Sodyum lauril sülfat
Magnezyum Stearat
Kroskarmellos sodyum
Kolloidal silikon dioksit
Kırmızı demir oksit (E 172)
6.2. geçimsizlikler
Bildirilmemiştir.
6.3. raf ömrü
24 aydır.
6.4. saklamaya yönelik özel tedbirler
25°C’nin altındaki oda sıcaklığında ışıktan ve nemden koruyarak, ambalajında saklayınız.
6.5. ambalajın niteliği ve içeriği
30 tabletlik blister ambalajlarda.
6.6. Tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve “Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği”ne uygun olarak imha edilmelidir.
7. ruhsat sahi̇bi̇
Santa Farma İlaç Sanayi A.Ş.
Okmeydanı, Boruçiçeği Sok. No: 16
34382 Şişli-İSTANBUL
Tel: 0212 220 64 00
Faks: 0212 222 57 59
8. ruhsat numarasi(lari)
212/88
9. i̇lk ruhsat tari̇hi̇ / ruhsat yeni̇leme tari̇hi̇
İlk ruhsat tarihi: 11.10.2007
Ruhsat yenileme tarihi: