KISA ÜRÜN BİLGİSİ - BEKORTEN TABLET
1. beşeri̇ tibbi̇ ürünün adi
BEKORTEN tablet
2. kali̇tati̇f ve kanti̇tati̇f bi̇leşi̇m
Betametazon (Betametazon sodyum fosfat olarak) 0,5 mg
Sodyum asit fosfat 75 mg
Sodyum bikarbonat 24 mg
Sodyum Sakarin 0,5 mg
Gün batımı sarısı (E 110) 0,01 mg
Yardımcı maddeler için bölüm 6.1’e bakınız.
3. farmasöti̇k form
Küçük, açık sarı renkli, suda eriyen tablet
4. kli̇ni̇k özelli̇kler
4.1 terapötik endikasyonlar
Betametazon, ağırlık olarak karşılaştırıldığında prednizolonun yaklaşık sekiz ila on katı kadar aktif bir glukokortikoiddir.
Betametazon sodyum fosfat suda çok çözünür ve bu nedenle sadece hafif çözünür olan kortikosteroidlere göre lokal gastrik tahrişe neden olma olasılığı daha düşüktür. Bu özellik, immün baskılayıcı tedavide olduğu gibi yüksek dozlar gerektiğinde önemlidir.
BEKORTEN normalde tuz ve su tutulumuna neden olmaz ve ödem ve hipertansiyona neden olma riski neredeyse yok denecek kadar azdır.
Çok çeşitli hastalıklar bazen kortikosteroid tedavisi gerektirebilir. Temel endikasyonlardan bazıları şunlardır:
Bronşiyal astım, şiddetli aşırı duyarlılık reaksiyonları, anafilaksi, romatoid artrit, sistemik lupus eritematozus, dermatomiyozit, miks bağ dokusu hastalığı (sistemik skleroz hariç), poliarteritis nodoza; Pemfigus vulgaris, büllöz pemfigoid ve pyoderma gangrenozum dahil enflamatuvar cilt hastalıkları; Minimal değişiklik nefrotik sendrom, akut interstisyel nefrit; Ülseratif kolit, Crohn hastalığı, sarkoidoz, romatizmal kardit; Hemolitik anemi (otoimmün), akut ve lenfatik lösemi, malign lenfoma, multipl miyelom, idiyopatik trombositopenik purpura; Transplantasyonda immünosüpresyon.4.2 pozoloji ve uygulama şeklikabul edilebilir bir sonuç verecek en düşük doz kullanılmalıdır; dozu azaltmak mümkün olduğunda, bunun kademeli olarak yapılması gerekir. uzun süreli tedavi sırasında, stresli dönemlerde veya hastalık alevlenmelerinde dozun geçici olarak arttırılması gerekebilir (bkz. bölüm 4.4).
Yetişkinler:
Kullanılan doz hastalığa, hastalığın ciddiyetine ve elde edilen klinik cevaba bağlı olacaktır. Aşağıdaki rejimler sadece rehberlik etmesi amacıyla verilmektedir. Genelde bölünmüş dozaj kullanılır.
Kısa süreli tedavi:
İlk birkaç gün günde 2–3 mg, daha sonra günlük doz tedaviye yanıta bağlı olarak her iki ila beş günde bir 250 veya 500 mcg (0.25 veya 0.5 mg) azaltılır.
Romatoid artrit:
Günde 500 mcg (0.5 mg) ila 2 mg. İdame tedavisi için en düşük etkili doz kullanılır.
Pek çok diğer durumda:
Bir ila üç hafta boyunca günde 1.5 ila 5 mg, daha sonra minimum etkili doza düşürülür. Miks bağ dokusu hastalıkları ve ülseratif kolit için daha yüksek dozlar gerekebilir.
Bölünmüş dozlar halinde uygulanması tercih edilir. Etkili olan en kısa süre tercih edilir.
BEKORTEN tablet oral yolla kullanım içindir.
Bu popülasyonda kullanım sırasında özel dikkat gerekmekte ve hastanın sık bir şekilde kontrol edilmesi önerilmektedir.
Karaciğer yetmezliğinde kan kortikosteroid düzeylerinde artış görülebilir.
Yetişkin dozunun belirli bir oranında uygulanabilir (ör. 12 yaş çocuklarda erişkin dozunun %75’i, 7 yaş çocuklarda erişkin dozunun %50’si, 1 yaş çocuklarda erişkin dozunun %25’i). Klinik faktörler de göz önünde bulundurularak uygulanacak doza karar verilmelidir (bkz. Bölüm 4.4).
Sistemik kortikostroidlerin yaygın görülen yan etkileri (özellikle osteoporoz, hipertansiyon, hipokalemi, diyabet, enfeksiyonlara duyarlılık ve ciltte incelme) yaşlılarda daha ciddi sonuçlara neden olabilir. Yaşlı hastalar yaşam tehdit edici reaksiyonlara karşı çok yakın takip gereklidir.
4.3 kontrendikasyonlar
– Etkin madde veya tabletteki yardımcı maddelere (bkz. Bölüm 6.1) karşı hipersensitivite hikayesi olan hastalarda kullanılmamalıdır.
– Sistemik enfeksiyonlarda spesifik antienfektif tedavi uygulanmadığı sürece kontrendikedir.
4.4 özel kullanım uyarıları ve önlemleri
İstenmeyen etkiler, minimum süreyle en düşük etkili doz kullanılarak ve günlük gereksinim tek bir sabah dozu olarak ya da mümkün olduğunda gün aşırı tek bir sabah dozu şeklinde uygulanarak en aza indirilebilir. Dozun hastalık aktivitesine göre uygun şekilde titre edilebilmesi için hastanın yakın takibi gerekir (bkz. “Pozoloji ve Uygulama Şekli”).
Miyokard rüptürü riski nedeniyle yakın zamanda miyokard enfarktüsü geçirmiş hastalarda kortikosteroidlerin dikkatli kullanılması önerilmektedir.
Hipotiroidizm veya myastenia gravis hastalarında kortikosteroid kullanımı konusunda dikkatli olunması önerilir.
Enflamatuar yanıtın ve bağışıklık fonksiyonunun baskılanması, enfeksiyonlara karşı duyarlılığı ve duyarlılık şiddetini arttırır. Klinik tablo genelde, maskelenmiş ve fark edilmeden önce ileri bir evreye geçmiş septisemi ve tüberküloz gibi atipik ve ciddi enfeksiyonlar şeklinde olabilir.
Suçiçeği özellikle endişe vericidir, çünkü normalde basit bir hastalık olan su çiçeği immün sistemi baskılanmış hastalarda ölümcül olabilir. Kesin bir su çiçeği öyküsü olmayan hastalara (veya çocukların ebeveynlerine) su çiçeği veya herpes zoster ile yakın kişisel temastan kaçınmaları ve bunlara maruz kalmaları durumunda acil tıbbi yardım almaları önerilmelidir. Sistemik kortikosteroid alan veya önceki 3 ay içinde bunları kullanan non-immün hastalarda Varisella zoster immünoglobülinle (VZIG) pasif immünizasyon gereklidir; Bu, suçiçeğine maruz kalındıktan sonraki 10 gün içinde verilmelidir. Suçiçeği tanısı doğrulandığı takdirde bu hastalık uzman bakımı ve acil tedavi gerektirir. Kortikosteroid kullanımı durdurulmamalı ve dozun arttırılması gerekebilir.
İmmün duyarlılığı zayıf olan kişilere canlı aşılar verilmemelidir. Diğer aşılara karşı antikor yanıtı azalabilir.
Hastalara kızamığa maruz kalmamaları için özel özen göstermeleri ve maruz kalma durumunda derhal tıbbi yardım almaları önerilmelidir. İntramüsküler normal immünoglobulin ile profilaksi gerekebilir.
Adrenal süpresyon:
Adrenal kortikal atrofi, uzun süreli tedavi sırasında gelişir ve tedaviyi bıraktıktan sonra yıllarca devam edebilir.
3 haftadan daha uzun süre fizyolojik dozlardan daha fazla sistemik kortikosteroid dozu (yaklaşık 1 mg betametazon veya eşdeğeri) alan hastalarda, ilaç aniden kesilmemelidir. Doz azaltma işleminin nasıl yapılması gerektiği, büyük oranda sistemik kortikosteroid dozu azaldıkça hastalığın nüks gösterip göstermemesine bağlıdır. İlacın kesilmesi sırasında hastalık aktivitesinin klinik bir değerlendirmesinin yapılması gerekebilir. Sistemik kortikosteroidin kesilmesinden sonra hastalığın nüks etmesi muhtemel değilse de, hipotalamus-hipofiz-adrenal (HPA) baskılama konusunda belirsizlik varsa sistemik kortikosteroid dozu hızla fizyolojik dozlara düşürülebilir. Günlük 1 mg betametazona eşdeğer doza ulaşıldığında, HPA aksının düzelmesini sağlamak için doz azaltmanın daha yavaş olması gerekir.
3 haftaya kadar süren sistemik kortikosteroid tedavisinin aniden kesilmesi, hastalığın nüksetme ihtimalinin düşük olduğu düşünüldüğü takdirde uygundur. 3 hafta süreyle günde 6 mg’a kadarki betametazon veya eşdeğer dozlarının aniden kesilmesinin hastaların çoğunda klinik olarak anlamlı HPA-aksı baskılanmasına yol açması muhtemel değildir. Aşağıdaki hasta gruplarında, 3 hafta veya daha kısa süren kürlerden sonra bile sistemik kortikosteroid tedavisinin kademeli olarak kesilmesi düşünülmelidir:
Özellikle 3 haftadan daha uzun süre tekrarlı şekilde sistemik kortikosteroid tedavisi almış olan hastalar, Uzun süreli tedavinin (ay veya yıl) durdurulmasından sonraki bir yıl içinde kısa bir süreliğine tedavi reçete edildiğinde, Eksojen kortikosteroid tedavisi dışında adrenokortikal yetmezlik nedeni bulunan hastalar, Günlük 6 mg betametazondan (veya eşdeğeri) daha fazla sistemik kortikosteroid dozu alan hastalar, Dozlarını tekrarlı bir şekilde akşamları alan hastalarUzun süreli tedavi sırasında herhangi bir interküran hastalık, travma veya cerrahi prosedür, dozajda geçici olarak bir artış yapılmasını gerektirecektir; uzun süreli tedavinin ardından kortikosteroidler durdurulduysa, geçici olarak tekrar kullanılmaları gerekebilir.
Özel önlemler
Aşağıdaki hastalıkların görüldüğü hastalarda sistemik kortikosteroid kullanımı göz önüne alındığında özellikle özen gösterilmeli hastalar yakından takip edilmelidir.
A. Osteoporoz (menopoz sonrası kadınlar özellikle risk altındadır).
B. Hipertansiyon veya konjestif kalp yetmezliği.
C. Mevcut veya geçirilmiş ciddi duygusal bozukluk öyküsü (özellikle geçirilmiş steroid psikozu).
D. Diabetes mellitus (ya da ailede diyabet öyküsü).
E. Tüberküloz öyküsü.
F. Glokom (veya ailede glokom öyküsü).
G. Geçirilmiş kortikosteroid kaynaklı miyopati.
H. Karaciğer yetmezliği – (karaciğerde metabolize olan diğer ilaçlarda olduğu gibi) kandaki kortikosteroid düzeyleri artabilir.
I. Böbrek yetmezliği.
J. Epilepsi.
K. Peptik ülserasyon.
Hastalar riski en aza indirmek için alınacak önlemler konusunda açık bir rehberlik sağlayan ve reçeteyi yazan kişi, ilaç, dozaj ve tedavi süresi hakkında ayrıntılı bilgi veren ‚steroid tedavisi‘ kartlarını taşımalıdır.
Hastalar ve / veya bakım verenler, sistemik steroidler ile potansiyel olarak ciddi psikiyatrik advers reaksiyonların ortaya çıkabileceği konusunda uyarılmalıdır (bkz. Bölüm 4.8). Belirtiler tipik olarak tedaviye başladıktan birkaç gün veya haftalar sonra ortaya çıkar. Doz seviyesi reaksiyonun başlangıç zamanının, tipinin, şiddetinin veya süresinin tahminine izin vermese de risk, yüksek dozlarda / sistemik maruziyet durumunda daha yüksek olabilir (ayrıca bkz. Bölüm 4.5 yan etki riskini artırabilen farmakokinetik etkileşimler). Spesifik tedavi gerekli olsa da, çoğu reaksiyon dozun azaltılmasından veya tedavinin kesilmesinden sonra iyileşir. Hastalar / bakım verenler, depresif bir ruh hali veya intihar düşüncesi olduğundan şüphelenilmesi başta olmak üzere endişe verici psikolojik semptomlar ortaya çıkarsa tıbbi yardım almaya teşvik edilmelidir. Hastalar / bakım verenler, bu tür reaksiyonların nadiren bildirilmesine rağmen, sistemik steroidlerin dozunun yavaş yavaş azaltılması / kesilmesi sırasında ya da hemen sonrasında meydana gelebilecek olası psikiyatrik bozukluklara karşı uyanık olmalıdır.
Kendilerinde veya birinci dereceden akrabalarında mevcut veya geçirilmiş şiddetli duygulanım bozukluğu öyküsü olan hastalarda sistemik kortikosteroid kullanımına özellikle dikkat edilmelidir. Bu bozukluklar arasında depresif veya manik-depresif hastalıklar ve geçirilmiş steroid psikozu yer almaktadır.
Görme bozukluğu
Sistemik ve topikal kortikosteroid kullanımında görme bozukluğu bildirilebilir. Bir hasta bulanık görme veya diğer görme bozuklukları gibi semptomlar gösterirse hastanın, sistemik ve topikal kortikosteroidlerin kullanımından sonra bildirilmiş katarakt, glokom veya santral seröz korrioretinopati (KSS) gibi nadir görülen hastalıkları içerebilen olası nedenlerin değerlendirilmesi için bir göz doktoruna yönlendirilmesi düşünülmelidir.
Pediyatrik popülasyon: Kortikosteroidler bebeklik, çocukluk ve ergenlikte, geri dönüşümsüz olabilen doza bağlı büyüme geriliğine neden olur. Tedavi, mümkün olan en kısa süre için minimum dozajla sınırlandırılmalıdır. HPA aksının baskılanmasını ve büyüme geriliğini en aza indirmek için, gün aşırı tek bir dozun uygulanmasına dikkat edilmelidir.
Yaşlılar: Sistemik kortikosteroidlerin yaygın advers etkileri ileri yaşta özellikle osteoporoz, hipertansiyon, hipokalemi, diyabet, enfeksiyona duyarlılık ve cildin incelmesi gibi daha ciddi sonuçlarla ilişkili olabilir. Hayatı tehdit edici reaksiyonlardan kaçınmak için yakın klinik gözetim gereklidir.
Böbrek yetmezliği: Özel dikkat ve sık izlem gereklidir.
BEKORTEN tablet her bir tablette 21,5 mg sodyum içermektedir. Bu durum, kontrollü sodyum diyetinde olan hastalar için göz önünde bulundurulmalıdır.
İçeriğindeki gün batımı sarısı alerjik reaksiyonlara sebep olabilir.
4.5 diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
Steroidler myastenia graviste antikolinesterazların, kolesistografik röntgen cihazlarının ve steroid olmayan antienflamatuvar ilaçların etkisini azaltabilir.
Rifampisin, rifabutin, karbamazepin, fenobarbiton, fenitoin, pirimidon, aminoglutetimid ve efedrin steroidlerin metabolizmasını hızlandırarak terapötik etkinin azalmasına yol açabilirler.
Hipoglisemik ajanların (insülin dahil), antihipertansifler ve diüretikler kortikosteoridleri antagonize eder ve asetazolamidin, kıvrım diüretiklerinin, tiazid diüretiklerinin ve karbeoksolonun hipokalemik etkilerini artırır.
Kumarin antikoagülanların etkisi kortikosteroidlerle birlikte kullanımda artabilir ve bu nedenle INR veya protrombin zamanı spontan kanama riskine karşı dikkatle takip edilmelidir.
Salisilatların renal klirensi steroidlerle artar, steroid tedavisinin kesilmesi salisilat intoksikasyonuna yol açabilir.
Teofilin, karbenoksolon gibi ülser tedavisinde kullanılan ilaçlar ve Amfoterisin B gibi antifungaller ile birlikte kullanımda hipokalemi riski artmaktadır.
Kardiyak glikozid kullanan kişilerde hipokalemi durumunda toksisite riski söz konusu olur.
Ritonavir ve oral kontraseptifler ile kortikosteroidlerin kan düzeylerinde artış görülebilir.
Mifepriston sonrası kortikosteroidlerin etkisi 3–4 gün süreyle azalabilir.
Kortikosteoridler ile somatropinin büyüme etkisi azalabilir.
NSAİİ’ler ile steroidler birlikte kullanıldığında gastrointestinal kanama insidansı artabilir.
Kortikosteroidler vekuronyum gibi nöromüsküler bloke edici ilaçların etkisini antagonize edebilirler.
Kortikosterodiler ile florokinolonların birlikte kullanılması durumunda tendon ruptürü riski artabilir.
Betametazonun ketiyapin ile birlikte kullanılması durumunda ketiapinin metabolizması artabilir ve klinik yanıta göre bu ilacın dozunun artırılması gerekebilir.
Kobisistat içeren ilaçlar dahil olmak üzere CYP3A inhibitörleri ile birlikte tedavi ile sistemik yan etki riskinde artış beklenir. Kortikosteroid yan etkilerin artmış riskinden daha fazla fayda sağlayacağı beklenmedikçe bu kombinasyondan kaçınılmalı, kombine kullanılacaksa da hastalar sistemik kortikosteorid yan etkileri açısından takip edilmelidir.
Kortikosteroidler tretinoinin metabolizmasını artırarak tretionin plazma düzeyinin azalmasına yol açabilirler.
4.6 gebelik ve laktasyongebelik kategorisi: c
Yeterli veri bulunmamaktadır.
BEKORTEN’in gebe kadınlarda kullanımına ilişkin yeterli veri mevcut değildir.
Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, gebelik/ ve-veya/ embriyonal/fetal gelişim/ ve-veya/ doğum/ ve-veya/ doğum sonrası gelişim üzerindeki etkiler bakımından yetersizdir (bkz. Bölüm 5.3). İnsanlara yönelik potansiyel risk bilinmemektedir.
BEKORTEN kesinlikle gerekli olmadıkça gebelere verilmemelidir.
Kortikosteroidlerin plasentaya geçme yeteneği ilaçlar arası değişkenlik gösterir. Ancak, betametazon plasentaya kolayca geçer. Gebe hayvanlara kortikosteroid uygulanması yarık damak, intrauterin gelişim geriliği ile beyin büyümesi ve gelişimi üzerine etkiler dahil fötal gelişimsel anomalilere yol açabilir. Kortikosteroidlerin insanlarda yarık damak/dudak gibi konjenital anomalileri artırdığına ilişkin kanıt bulunmamaktadır. Bununla birlikte, gebelik döneminde uzatılmış periyotlarda veya tekrarlı uygulamalar durumunda intrauterin gelişim geriliği riski artabilir. Kortikosteoridlere prenatal maruziyeti takiben yenidoğanda teorik olarak hipoadrenalizm meydana gelebilir ama genellikle doğum sonrasında kendiliğinden çözülür ve seyrek olarak klinik olarak önemlidir. Rahim içi betametazon maruziyetiyle ilişkili miyokardiyal hipertrofi ve gastro-özofajiyal reflü raporlanmıştır.
Tüm ilaçlarla olduğu gibi, kortikosteoridler sadece ilacın anneye faydası çocuk üzerindeki risklerine ağır basarsa reçetelenmelidir. Kortikosteroid kullanımının gerekli olduğu durumlarda normal gebelik hastaları uterus gravid olmayan halindeymiş gibi tedavi edilebilirler. Preeklampsi veya sıvı retansiyonu olan hastaların yakından takibi gerekir.
Betametazon gebe bir kadına sistemik olarak uygulanırsa fötusun iyi durumda olduğunun değerlendirmesinde yaygın kullanılan fötal kalp atım hızı parametreleri ve biyofiziksel aktiviteleri geçici olarak baskılanabilir. Bu özelliklere fötal nefes alış hareketleri, vücut hareketleri ve kalp atım hızı dahil olabilir.
Her ne kadar betametazon için bilgi bulunmasa da kortikosteroidler anne sütüne geçebilir. Anneleri yüksek dozda sistemik kortikosteroid kullanan infantlarda belirli bir derecede adrenal süpresyon görülebilir.
Üreme yeteneği/fertilite üzerine etkisine ilişkin veri bulunmamaktadır.
4.7 araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
BEKORTEN, bulanık görmeye neden olabilir. Hastalar bu etki ortadan kalkana kadar araç ve makine kullanımından kaçınmaları konusunda uyarılmalıdır.
4.8 i̇stenmeyen etkiler
Görülme sıklığına göre aşağıdaki başlıklara uygun olarak sıralanan istenmeyen etkiler aşağıda belirtilmektedir:
Çok yaygın (>1/10); yaygın (>1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (>1/1.000 ila <1/100); seyrek (>1/10.000 ila <1/1.000), çok seyrek (<1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).
Hipotalamus-adrenal (HPA) aksisi baskılanması dahil beklenen istenmeyen etkilerin sıklığı ilacın potensine, dozajına, uygulama sıklığına ve tedavi süresine bağlıdır (bkz. Bölüm 4.4.).
Sistem organ sınıf | Sıklık | İstenmeyen etki |
Enfeksiyonlar ve enfestasyonlar | Bilinmiyor | Klinik semptom ve belirtilerin baskılanması ile enfeksiyonlara karşı artmış duyarlılık ve enfeksiyon şiddeti, fırsatçı enfeksiyonlar, dormant tüberküloz rekürrensi, (bkz. Bölüm 4.4.) |
Endokrin hastalıkları | Bilinmiyor | Hipotalamus-adrenal aksisi baskılanması, bebekler-çocuklar- adölesanlarda büyüme baskılanması, menstrüel düzensizlik veya amenore |
Metabolizma ve beslenme hastalıkları | Bilimiyor | Cushing tarzı yüz, vücut ağırlığında artış, antidiyabetik tedavi gereksiniminde artış ile birlikte karbonhidrat toleransında bozukluk* |
Psikiyatrik hastalıkları | Yaygın | Çeşitli psikiyatrik reaksiyonlar |
Göz hastalıkları | Bilinmiyor | İntraoküler basınç artışı, glokom, papilödem, posterior subkapsüler katarakt, kornea veya sklerada incelme, viral veya fungal oftalmik hastalıkların alevlenmesi, görmede bulanıklık (bkz. Bölüm 4.4) |
Kardiyak hastalıklar | Bilinmiyor | Yakın zamandaki miyokard enfarktüsünü takiben miyokard ruptürü |
Gastrointestinal hastalıklar | Bilinmiyor | Abdominal distansiyon, özofajiyal ülserasyon, bulantı, dispepsi, perforasyon ve hemoraji ile birlikte peptik ülserasyon, akut pankreatit, kandidiyazis |
Deri ve deri altı doku hastalıkları | Bilinmiyor | İyileşmede bozulma, cilt atrofisi, morarma, telenjiektazi, stria, akne, Stevens-Johnson sendromu |
Kas-iskelet bozukluklar, bağ doku ve kemik hastalıkları | Bilinmiyor | Osteoporoz, vertebral ve uzun kemik kırıkları, avasküler osteonekroz, tendon ruptürü, proksimal miyopati |
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar | Bilinmiyor | Anafilaksi dahil olmak üzere aşırı duyarlılık bildirilmiştir. Lökositoz, tromboembolizm, halsizlik, hıçkırık |
*Negatif-protein, nitrojen ve kalsiyum dengesi. Artmış iştah. Hiperhidroz. Kandaki yüksek yoğunluklu lipoprotein ve düşük yoğunluklu lipoprotein konsantrasyonlarında artış. Sıvı ve elektrolit bozuklukları (sodyum ve su tutulması, hipertansiyon, potasyum kaybı, hipokalemik alkaloz)
Duygusal rahatsızlıklar (huzursuz, öforik, depresif ve hızlı değişen ruh hali ve intihar düşünceleri), psikotik reaksiyonlar (mani, delüzyonlar, halüsinasyonlar ve şizofreninin alevlenmesi dahil), davranışsal bozukluklar, irritabilite, anksiyete, uyku bozuklukları ve konfüzyon ve amnezi dahil kognitif disfonksiyon raporlanmıştır. Reaksiyonlar yaygındır ve hem çocuklarda hem yetişkinlerde görülebilir. Şiddetli reaksiyonların yetişkinlerde görülme sıklığı %5–6 olarak tahmin edilmektedirKortikosteoridlerin kesilmesi ile psikolojik etkiler raporlanmıştır; sıklığı bilinmemektedir. Fizyolojik bağımlılık. Genellikle tedavinin durdurulmasıyla birlikte çocuklarda papilloödem ile kafa içi basınçta artış (psödotümör serebri). Epilepsinin alevlenmesi.
Geri çekme semptom ve belirtileri
Uzun süreli kullanımı takiben kortikosteroid dozunun aniden düşürülmesi akut adrenal yetersizliğe, hipotansiyona ve ölüme yol açabilir (bkz. Bölüm 4.4)
“Geri çekme sendromu” meydana gelebilir; ateş, miyalji, artralji, rinit, konjunktivit, ağrılı kaşıntılı cilt nodülleri ve kilo kaybı.
Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)’ne bildirmeleri gerekmektedir e-posta: tel: 0 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99).
4.9 doz aşımı ve tedavisi
Akut doz aşımı durumunda tedavi muhtemelen gerekli olmayacaktır.
5 farmakoloji̇k özelli̇klerır
Farmakoterapötik grup: Sistemik kortikosteroidler, glukokortikoidler
ATC kodu: H02AB01
Betametazon sodyum fosfat antienflamatuvar etkinliği olan aktif bir kortikosteroidtir.
5.2 farmakokinetik özellikleremilim:
Betametazon diğer birçok kortikosteroid gibi gastrointestinal kanaldan emilir.
Dağılım:
Betametazon plazma proteinlerine %60 oranında bağlanır.
Biyotransformasyon :
Kortikosteroidler esas olarak karaciğerde metabolize olurlar ancak böbrekte de belirli ölçüde metabolize olurlar.
Eliminasyon:
İdrarla atılırlar.
5.3 klinik öncesi güvenlilik verileri
Veri bulunmamaktadır.
6 farmasöti̇k özelli̇kleri̇
6.1 yardımcı maddelerin listesi
Sodyum asit fosfat
Sodyum bikarbonat
Sodyum Sakarin
Polivinilpirelidon
Sunset yellow (E 110) (Gün batımı sarısı)
Titanyum dioksit
Sodyum benzoat
6.2 geçimsizlikler
Geçerli değildir.
6.3 raf ömrü
12 ay
6.4 saklamaya yönelik özel tedbirler
25°C altındaki oda sıcaklığında saklayınız.
6.5 ambalajın niteliği ve içeriği
Plastik kapaklı, alüminyum tüpte 12 tablet bulunmaktadır.
6.6 beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği”ne uygun olarak imha edilmelidir.
7. ruhsat sahi̇bi̇
BİLİM İLAÇ SAN. VE TİC. A.Ş.
34398 Maslak/İSTANBUL
8. ruhsat numarasi(lari)
141/38
9. i̇lk ruhsat tari̇hi̇ /ruhsat yeni̇leme tari̇hi̇
İlk ruhsat tarihi: 03.03.1987
Ruhsat yenileme tarihi: